19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURÎYET 10 NİSAN 2000 PAZARTESİ 10 DİZİYAZI Sosyalizm insanlığın geleceğidir SOUHKKI TAIfflgYOR ORAL ÇALIŞLAR BARIŞDOSTER -2- MİHRİ BELLİ 1- Ben, "Türldye'ye yakışan ezflen ve sömürükn halklann kurtuluş bayrağını yüksehmekdr. Bununiçin NATO'dan çıkılmah. ABD ve Israil Ue üçlü askeri ittifak feshedilmeli, İnciıük kapatilmafa ve Irak'm her geçen gün bombalanması gibi utanç verici duruma son verilmeli. Aynca IMF, Dünya Bankası gibi emperyalizmin maK kuruınlan ile anlaşmalara son verilmeli, kısaca tam bağunsızhk gerçekleştirilnıeiin desem, hiçbir yurtsever buna "Hayır" diyemez, böyle bir durumda kimse AB'ye girmenin lafinı bile ağzına almaz. Ancak bu beyan bir özlemin ifadesidir, bir siyasetin, hiç değilse yakın gelecekte uygulanabilir bir siyasetin değil. THIS KOTE IS UCAl-TtNDtR FOR A U DtBTS. PUBLIC ANO PfllVATE D61150402H D61150402H Türkiye-AB ilişkileri bu yaklaşımla ele almdığında, ABD-tsrail-Türkiye üçlü askeri ittifakı ile Avrasya komplosuna gırtlağına kadar batmış olan Tûrkiye'nin AB'ye girmesini "EmperyaHzme teslimiyet" olarak nitelendirmek, statüko'yu savunmak gibi ' geliyor bana. AB'ye girmekle demokrasiye ulaşılacağı iddiası elbefte ki gülünçtür ve egemenlerimiz bıze her zaman iki ucu kirli değneği "Seç" dıye dayatmışlardır. Ama öte yandan AB üyeliği Tûrkiye'nin hareket serbestliğini bir ölçüde arttıracaktır. 2- Kürt sorununda hakça çözüm, iki halkin ortak vatan çatısı altında, özgürlük ve eşitlik temelınde gönüllü birliği koşullannın yaratılmasıdır. Bu, bilimsel sosyalizm ilkelerine uygundur, tarih önünde sınav vermiştir. Kurtuluş Savaşı'ni Kürt halkı ile kardeşlik temeiinde gönüllü birliği kurarak kazandık. Zorla asimilasyon politikası ise onyıllar boyu Doğu Anadolu'yu isyanlar diyanna çevirdi. Burada muhatap Kürt sorununu dünya tarihi gündemine getirenler kimlerse onlardır. 3- RP'nin en büyük parti olarak ortaya çıkışt 12 Eylül'ün eseridir. Evren cuntası sosyalist düşünceyi ezmış, yobazın önünde yeşil ışık yakmıştır. Çözüm demokrasidir. Ya sosyalistler emekçi halka serbestçe ulaşıp onu bilinçlendirecekler, emekçi kendi örgütü ile politika alanmda yerinı alacak, mücadelesini sürdürecektir ya da şimdiye kadar olduğu gibi sosyalist fikir ve örgütlenme ezilecek, yasaklanacak ve yobaz olsun, faşist olsun önüne gelen demagog meydanı boş bulup halkin inanç ve etnik niteliklerini istismar edecektir. 4- Kadın, erkeğe kıyasla çifte sömürü ve horlanma altındadır. Eskiden sosyalizm gelir, sömürünün her çeşidini kaldınr diye düşünürdük. Pek öyle olmadığı, kadının kurtuluşu sorununa aynca eğilmek gerektiği açık. 5- REFAH.YOL iktidannda Erbakan Susurluğu "fasa fiso" diye niteliyordu. DYP çetelerle iç içeydi. Mehmet Ağar bakan olabiliyordu. Devlet çetelerine karşı, temiz toplum için milyonlann katıldığı şanlı eylem o günlerde oldu. RP'li bakan Şevket Kazan "Mum söndü yapıyorlar" diyerek hem eylemcilere, hem Alevi vatandaşlara hakaret etti. Ardından 28 Şubat geldi. Fadime kızı TV ekranlanna çıkardılar. AUem edip kallem edip Temiz Toplum Eylemini hedefinden saptırdılar. 6- Medyanın belli başlı kurumlannın iki holdingin tekelinde bulunduğu bir ülkede basın özgürlüğünden söz edilemez. Medya toplumun yozlaştınlmasmda başrolü oynamaktadır. Hiçbir uygar ülke böylesine bir tekelleşmeye izin veremez. Medyaya yasal yoldan müdahale edilmeli, tekelleşme frenlenmelidır. Mevcut düzen içinde de bu olabilir. Tirajı sınırlı sol basına gelince: "Cumhuriyet"in genel çizgisi Kemalizm'dir. Bu çızginin onu zaman zaman düzenle uzlaşıcı tutumlara sürüklediği açık. Bölünmüş olan sosyalist solun yayın organlan da özünde muazzam bir güç olan toplumsal muhalefetı temsil etmekten, onu yönlendirmekten uzaktır. 7- Dün "Sosyalizm insanlığın geleceğidir'' diyorduk. Bugün de diyoruz. "Sosyalizmde ısrar, insan olmakta ısrardır" sözü doğrudur. Küreselleşmenin aldığı şekil bir avuç transnasyonal tekelin küresel egemenlik kurmasıdır. tnsanlık doğanın korunduğu, insanlann ınsanca yaşam sürdürebildiğı bir dünyanın özlemini taşıyor. Bunu da ancak sosyalizm sağlar, Dolan tann bilen kapitalist kaos değil. Sosyal demokrasi Batı Avrupa'da komünizmin karşısına bir alternatif olarak çıktığında gelişmiş ülkeler emekçilerine bazı kazammlar sağladı. Şimdi tehlike kalkmış göründüğüne göre bu kazammlar birer birer kırpılmaktadır. Gelecek sosyal demokrasinin olamaz. Düşünce örgütlenmeli ADALETAĞAOĞLU 1- öyle yaklaşanlar varsa da, AB'yi Türkiye'yi yurmaya hazır bir tuzak gibi görmek, gerçekçi bir yaklaşım değii. Avrupa ile ilişkileri bütün boyutlanyla değerlendirmek yerinde olur. Dünya 21. yüzyıla müthiş bir çalkalanmayla giriyor. Öyle ki, adına küreselleşme denen yeni bir dünya dûzeni aranmakta. Başı arrık kcndisiyle derde girmiş kapitalizmin bu araruşında içine çekileceğimiz çukurlardan asıl, AB'nin içinde bulunarak, dogrudan bilgilerle mücadele etmek akla uygundur, diyorum. 2-Güneydoğu sorununa yaklaşırrum hep banştan yana oldu. Farkhhga saygı yoHannın açılması. siyasal çözümle terör zemininin ortadan kaldınlması yönünde... Fakat, bir anlamda Türkiye solu biraz da dışardan destek "gefanesünn" rahathğım yaşadı. Demokrasi ve banş için bölgede çalışmalar yapılmadı değil, ama yavaş ve geç, aynca dağınık. parçalı... 3- Darbe anayasası, değişimler karşısında topluma dar gelen, onu sıkan bir gömlek. Kesmeyle, biçmeyle olmayacak, değişmeli. Bunu da, her anlamda darlığın tadını en iyi bilenler, yurttaşlar yapmalı. Demokrarik, topluma karşs soramluîuklannı devlete gösteren, her tûrlü düşünmeye örgütlenme hakkı tanıyan bir anayasa. Toplumun, akıldîşılıklar yerine, kendisine inanıp güveneceği bir anayasa. Demokrasi yoksa. şeriata karşı mücadele, rahatsızlığı taşın altma iterek "yokmuşa getimjek" anlamı taşır. 4- Cinsiyet aynmcılıgtna dayah bütün yasalar silinmeli. Kadınlara kendi hakiannı kendilerinin temsil edebilecekleri bir sistemia kapılan açılmah. Iş, aile, topiumdaki konumlan gibi temel haklann sahibi olurlarsa belki de "dışardan" birilerinin "onlar rçta'' bir şey yapmalan gerektne>ı ebilir. 5- Devlet içinde hukuksal dayanağt bulunmayan, örtülü birim ve durumlar olmamalı. "Devtetin bjrlik ve guvetıfiği adına-hk başta, yapılan bütün harcamalar. ilgi ve ilişkiler açık olmah. Çete. "devietin varanna kundmoş'' olsa da, çetedir, zamanla ne kadar zararh hale gelebildiği sonradaa ortaya çıkmaktadır. 6- Medya kurumlan doğru, çok boyutlu bilgi, bilim ve eğitira iletişimini egemen ideolojilerden bağurtsız biçimde sağlamalı. özerk kurumlar olmah. Düşünce özgürlüğüaûn sorumluiuğunu bilerek, bilinçle yerine getirraeli. 7- Farklt ses olmadan gelecek zamanlar daha iyi, daha güzel olamaz. Şimdiki düzene karşı muhalif bir sese ihtiyaç dıryulmaya başlandı. Geîecek, yeni solu yaraîmanın zamanı. Günümüz, öğrenilenlerie yeni bir sol hareket gelişttrmenin tarihsel anlamda en kritik, en hevecanh anı. • • Oncü ülke Türkiye DOĞU PERİNÇEK 1. Türkiye, Avrupa Birliği kapısma bağlanmıştır. Ne içeri girebilir, ne de uzaklaşabilir. Açıkçası denetim altına alınmıştır. AvTupa Birliği, Türkiye tarımı ve sanayisi açısından büyûk bir yıkımdır. iç pazann bile yabanct sermayeye teslim edilmesidir. Bu süreç içinde. ürerimi çökertilen Tûrkiye'nin "Batı için güveaük fb&Bâm* mahkûm edilmesi pianı gerçekleşirse, Mehmetçiğin kanından ve eroindan başka dışsatım olanagı kalmaz. Küitür dûzleminde ise, Avrupa ile bütünleşme, kozmopolitizm ve ıîımlı Islamm hegemonyası anîamına geliyor. Avrupa Birliği'nin kapısından ulusal devlet, cumhuriyet devrimi ve ulusal ordu gjremez. Tûrkiye Avrupa BMigi'ne girmeyecek, Asyalı biltncine ulaşacak ve dünya dengeierini değerlendirerek Kemalist Devrim't tamamlayacaktır, 2. Kürt sorunu, fşçi Partisi'nin "Kürt Sorununa Adl Kardeşlik Çftzflmü" programımn uygulanması aşamasma dayanmıştir. Önûmüzdeki süreçte, hpkı 28 Şubat programı gibi, Işçi Partisi'nin bu çözümü de hayata geçecek ve Kurtuluş Savaşı'nın sınanmış politikalan uygulanacaktır. Böylece Batıh emperyalistlerin soruna müdahale olanaklan ortadan kaldınlacaktır. 3. "Sivasd İslam-Halk tdmffl" a> rımı. ABD kaynaklıdır ve ılımh fslam politikasmm hizmetindedir. "SysBal* olmayan bir İslam yoktur ve olamaz. tslam, dûnyaya nizam vermek içindir. Cumhuriyet de\Temimizin laiklik tanımı ise. şeriatın dünya işlerine kanşamayacagı esasını içerir. 4. Cinsler arast eşitsizlik, smıfsaî eşitsizlikie bağlantihdır. Türldye'Bİn de\Tİm tarihinde de görûldüğü gibt, kadının özgürleşmesi, ulusal demokrarik devrimimizin bir parçasıdır. Kadın, toplumun her alanında işlev kazanarak ve erkekle birlikte mücadele ederek özgürlesecektir. 5. Mafya-tarikat-gladyo rejimi, elli yılhk Küçük Amerika sürecinın ûrûnüdür. 28 Şubat'la başlayan cumhuriyet devrimi ataği. bu sistemin karşısında ikinci bir iktidar odağı yaratmıştır. 28 Şubat'f hükümeıine kavuşturmak, ABD güdümlü mafya- gladyo-tarikat rejiminden kurtulma programının, bugünkü kilit görevidir. 6. Büyük medyanın dizginleri, ABD ve Avrupa işbirfikçisi holdinglerin elindedir. Süper NATO denen çekirdek hükûmetin medya üzerindeki denerimi, bugün Istanbul'un işgal altmdakı döneminden daha sıkıdır. 7. ABD'nin dünya ekonomısi içindeki payı başaşağı gidiyor. Sosyalist Çin. dünyanın en büyûk ekonomisi olmak üzere. Yeni Dünya Düzeni'ne karşı Çin, Rusya, Hindîstan ve diger Avrasya ülkelerinin oluşturduğu bir blok meydana geliyor. Sosyalizmin ikinci yükselişi gündemdedir. 21. yüzyılın ilk yansı yeni bir devrimler çağına beşik olacaktır.Toplamırraz, 28 Şubat'ia birlikte yeniden Kemalist devnm notasma girmenin sancüannın yaşıyor. lşçi hareketi, on yıldır tempolu ve soluklu devam edîyor. Türk ordusunun 28 Şubat'ı gerekirse bin yıl sürdürme kararlıhğı tarihsel önemdedır. Türkiye, Kuzey Irak, Kıbns ve Ege'de Batı'dan gelen tehdide direnecektir. Uîusal devlet ve cumhuriyet devrimini savunma mevzilerindeki hesaplaşma, Kemalist de\Tİmin tamamlanmasîyla sonuçlanacaktır. Türkiye, 20 yüzyhn iik çeyreğinde olduğu gibi, dünyadaki yeni devrimci >-ükselişin öncü ülketerinden biri otacaktır. Sosyal demokrasû emperyalist sistemin sol kanadı olduğu için gelecekten yoksundur. Avrupa Birliği bir mücadele platformudur RIDVAN BUDAK DSP htanbul Milletvekili Avrupa, tarihsel gelenekleri ve bugünkü siyasal ve sosyal gerçekliğıyle dünyanın geri kalan bölümünden aynlmaktadır. "Avrupa Sosyal Modeti" sınıflar demokrasisine, yanı sınıf mücadelelerinin sonucunda oluşan sınıflar ve toplumsal kesimler arası dengeye dayanmaktadır. Avrupa sosyal modeli, insan haklan ve özgürlükleri, toplumsal ve siyasal yaşamın bütün düzeylerinde demokratik katılım ve sosyal adalet ilkeleri üzerinde yükselmektedir. Avrupa'nın bu düzeye gelmesinde emeğin ve sol siyasetin ayn bir yeri vardır. Gerek emek örgütlenmesi gerekse sol siyasal örgütlenmenin anavatanı hiç kuşkusuz Avrupa'dır ve bu, dünyanın diğer ülkelerine de örnek olmuştur. Bu model donmuş bir yapı değildir, değişim geçirmektedir. Tartışmalar bu değişimin hangi yönde olması gerektiğine ilişkindir. Bu tartışmada sağ ve muhafazakâr siyasetçiler, AB'nin, yeni liberal politikalann hâkimiyetinde bir Hıristiyan Kulübü olmasını savunmaktadırlar. Solun tutumu ise Avrupa sosyal modelinin korunması ve güçlendirilmesi yönündedir. AB'yi emeğin haklannm daha da geliştirildiği bir düzeye ulaştırmak sol siyasetin ortak vurgusunu oluşturmaktadır. Aynca solcular, AB'nin din ve etnik köken temeline dayalı olmadan ortak demokratik değerler çerçevesinde gelışmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Avrupalı emek örgütlerinin tutumu da bu şekildedir. Sol açısından AB bir mücadele platformudur; insan haklannın, sosyal adaletin, demokratik değerlerin ve özgürlüklerin güvence altma alacağı ve dünyanın geri kalan bölümüne örnek oluşturacağı bir platform, başka bir ifadeyle bu mücadele sermayenin küreselleşme stratejisine karşı bir seçenek oluşturma çabası olarak değerlendirilebilir. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana Batı'nın bu çağdaş değerlerini örnek almış; ulusal hedef olarak Avrupa'yla bürünleşmeyı önüne koymuştur. Tûrkiye'nin tarihsel perspektifı, demokratik, laik, çağdaş bir ülke olarak dünyanın saygın ülkeleri arasında onurlu yerini almaktır. Bu açıdan bakıldığında sol siyasetin, Batı'dakı partnerlenyle birlikte emeğin sosyal Avrupası için mücadele etmesi ve Tûrkiye'nin böyle bir Avrupa'da yerini alması evrensel sol siyaset için olduğu kadar ulusal çıkarlar için de doğru bir politikadır. AB'nin 10 Aralık 1999 tarihinde Helsinki Zirvesi'nde aldığı Türkiye'yi üye adaylığına kabul etme karan önemli bir dönüm noktasıdır. Bundan böyle AB ile ilişkilerimizi daha özenli ve uzun vadeli bir programla yürütmek durumundayız. Türkiye sosyal ve ekonomik alandaki tıkanıklıklannı aşarak çıtasını yükseltmelidir. Ekonomik ve sosyal dengeler sağlanmalı; siyasal ve toplumsal yaşamdaki dönüşümler gerçekleştirilmelidir. 1982 Anayasası yenilenmeli, sendikal ve sivil toplum örgütlenmelerinin önü açılmalıdır. Yapılacak olan atılunlar AB'ye üyeliği kabul edilebilmenin ötesinde, Mustafa Kemal'in işaret ettiği çağdaş uygarlık seviyesıne ulaşabilmesi utkusuna erişmek olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle