23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART2000PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Savaş: Mektup yazmadım • ANKARA (ANKA)- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 69. madde ile ilgih MHP lideri Devlet Bahçelı'ye bir mektup yazmadığını, MHP'li herhangi bir kişi ile de bu konuda görüşme yapmadığını bildirdi. Savaş yaptığı yazılı açıklamada, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir mektup yazdığı, 69. maddenin değiştirilmesi halinde MHP hakkında kapatma davası açacağı" yönündeki haberlerin gerçekleri yansıtmadığını bildirdi. Savaş, "Hayatınıın hiçbir döneminde Sayın Bahçeli'ye mektup yazmadığım gibı, kendısi veya MHP'den herhangi bir kişıyle bu şekılde bir konuşma yapmadığımı kamuoyuna duyururum" dedi. AvukatJar tarüştı • ANKARA (AA) - Eski terör ve istihbarattan sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak'ın, 'eksik mal beyanında bulunduğu' gerekçesiyle yargılandıgı davada, Ak'ın avukatı ile mûdahil tçişleri BakanhğVnın avukatı tartıştı. Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya, sanık Ak'ın avukatlan Zeynel Yüksel ile Sami Çapakçur ve müdahil lçişleri Bakanlıgı'nın avukatı Selim Karakuyu lcatıldı. Duruşma, dosyanın, arsarun keşfinde dinlenen bilırkişilere bir rapor hazırlamalan için iletibnesine karar verilerek ertelendi. Afyon Cezaevi olaylan • ANKARA (AA) - Afyon Kapah Cezaevi'nde, Özdemir Sabancı cinayeti faillerinden yasadışı DHKP-C üyesı Mustafa Duyar'ın öldürûlmesi ve Örtûlü Ödenek Davası'ndan hükümlü Selçuk Parsadan'ın da yaralanması olaylanyla ilgili olarak haklannda dava açdan Karagümrük çetesi elebaşı Nun Ergin ve kardeşı Vedat Ergin'in de aralannda bulunduğu 11 'i tutuklu 12sanığın yargılanmasına devam edildi. Yargıç Hüseyin Eken, dosya içeriği, delil durumu, suçun niteliği ve tutuklu kaldıklan süreye göre sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar verildiğini belirterek duruşmayı erteledi. Balkanlar'da askeri işbiriiği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bulgahstan Savunma Bakanı Boyko Noev ile Milli Savunma Bakanı Sabahattın Çakmakoğlu'nun dün yaptıklan görüşmede, Bulgahstan ile Romanya'nm gerçekleştireceği askeri tatbikata Türkiye'nin de katılması gündeme geldi. Türkıye öneriyi sıcak karşılarken tatbikatrn tarihi ve kapsamı konusunda görüşmelerin başlatılması kararlaştınldı. Fehriye Epdal'ın iadesi • BRÜKS£L(AA)- Belçika Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü, Özdemir Sabancı suıkastının faillerinden olan ve Belçika'da tutuklu bulunan Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesi konusunun henüz gündemde oLmadığını söyledi. Brüksel'de dûzenlediğı haftalık olağan basın toplantısmda bir Türk gazetesinde çıkan iddialan değerlendiren sözcü Koen Venvaeke, Erdal'ın yargılanması sürecinin Bruges ve Gent mahkemelerinde devam ettiğini söyledi. Komisyon başkanı, değişikliğin her aşamasının gizli oya tabi olması gerektiğini söyledi İktidar6 5+5'te 27 fire verdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanının '5 arû 5' formülüne göre se- çümesını öngören 101. madde değişikliği ile öneri 327, parti kapatmayla ilgili 69. madde 252 ve milletvekıllerinin özlükhak- lanyla ilgili 86. madde değişikliği önerisi de 242 imzayla dün TBMM Başkanlığı'na su- nuldu. trnzalann verilmesinin ardmdan, DSP Izmir Milletvekili ve Anayasa Konüs- yonuüyesı MehmetÖzcan. 101. madde de- ğişikliği önensinden imzasını geri çektı. Ozcan, paketteki diğer önerilere de imza vermedi. FP'nin Anayasa değişikliği gö- rüşmelennde 'devre dışı' bırakılması kara- ruun ardından, 3 maddelik anayasa değişik- liği pakeü unzalan dün akşam üzeri TBMM Başkanlığı "na venldi. TBMM Başkanı Yrt- dınm Akbulut, "Havırh olsun" diyerek ım- zalan inceledikten sonra Anayasa Komis- yonu'na göndereceğıni bildirdi. Imzalann TBMM Başkanlığrna veril- mesinin ardından, DSP Izmir Milletvekili Mehmet Özcan, Kanunlar ve Kararlar Mü- dürlüğü'ne başvurarak 101. maddeyle ilgi- li değişiklik önerisine yanhşlıkla imza ver- diğini belirterek imzasını geri çekti. Böyle- ce, DSP'deki fırelerin sayısı, Ankara Mil- letvekili Uhıç Gürkan'la birükte ikiye çık- mış oldu. Öneride, DSP'ye dün üye olan ba- ğımsız Tunceli Milletvekili Bekir Gündo- ğan'uı da imzası yer almadı. Özcan'm im- zasını geri çekmesiyle, 101. madde değişik- liği önerisine DSP'den 134, MHP'den 123, ANAP'tan 69 milletvekili imza verdi. Daha sonra ANAP'h Ömer Ertaş ile Ni- hat Gökbulut'un mükerrer oy verdiği orta- ya çıktı. Böylece, ANAP'taki fire sayısı, oy kullanma hakkı olmayan TBMM Başkanı Akbulut'la brrlikte 22 oldu. MHP'deki fire sayısı ise 4'te kaldı.Önerüerle ilgili olarak gruplardan toplanan imza sayılan şöyle: 69. madde: DSP 109, MHP 89, ANAP 54. 86. madde: DSP 109, MHP 89, ANAP 44. 101. madde değişikliği önensıne MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoflu Ue ANAP'ü Devlet Bakanı Mehmet AB Ir- temçeük'in imza vermemesi dikkatı çekti. İmza veremeyen Akbulut'la birlikte ANAP'taki fire sayısı 22'ye ulaşn. MHP ve ANAP'tan 101. madde değişik- liği önerisine imza vermeyen milletvekille- rinin adlan şöyle: MHP: SadiSomuncuoğ- lu,AH Gûngör, Hüseyin Kalkan, Hakkı Du- ran ANAP: MusaÖztürk,MahmutBozkıırt, Yaşar Eryıhnaz, CelalEsin, Yıkhnm Akbu- hıt, Cengiz Alünkaya, Ertuğrul Yalçınbayır, Abdülbaki Erdoğmuş, Sebgetuuah Seyda- oğju,Haşim Haşüni, Yaşar Dedetek, Burhan Kara, Mehmet Ali trtemçelik, Emre Koca- oğtu, Güneş Taner, Miraç Akdoğan, Ekrem Pakdemirii,Şükrii Yürür, EyüpCenap Gül- pmar, Safih Yıkhnm, Eyüp Aşık, LütfuOah Kayalar. DSP'den 20'ye yakın milletvekili, 69. maddeyle ilgili değişiklik önerisine imza vermedi. Anayasa'nm 69. maddesiyle ilgi- li değişikliğe tepki gösteren bu milletvekil- leri, "FFye böyle büyük bir ödün vçrihne- sini hazmedemeyiz. Bu konuda bir yasa çı- karümasıyanhştı'' görüşünü dile getirdiler. Komisyonda gizfi oylama TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbavır, üç öneri komisyona geldiğinde bırbırleriyle •ilişkili' olup olma- dıklanna bakarak birleştııme karan verile- büeceğine işaret etti. Hükümet ortaklan- nın, paketi tek madde yerine ayn ayn dü- zenlenmesi karannm komisyon başkanı olarak kendisini çok rahatlattiğıru da vur- gulayan YalçuıbayTT, üç maddenin tek mad- de gibi oylanmasının hem hukuki sıkıntı yarattığuıı hem de milletvekillerinin irade- sine ipotek anlamına geldığinı söyledi. 'Komisyonda gizlioylama' konusundaki tartışmalan da değerlendıren Yalçmbayrr, içtüzükte bunu engelleyen bir hüküm ol- madığını belirterek "Genel kurulda anaya- sa değişikliği önerisinin gizli oyla vapdmaa sözkonusuvsa, bence komisyon aşamasuıda da gizti oylama yapıhnah" dedi. Fazilet Partisi'nde 14 Mayıs'ta yapılacak kongre yanşı hız kazandı Âbdullah Giil adayhğını açıkladı ANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - FP Kayseri Milletveki- li Abdullah Gül, 14 Mayıs'ta yapılacak büyük kongrede ge- nel başkanlık için adayhğını FP grup başkanvekillen Bü- lent Annç ve Abdüllatif Şe- ner'le birlikte dûzenlediğı bır basın toplantısıyla açıkladı. Adayhğını yaklaşık 10 ay ön- ce resmen açıklayan Annç, Gûl'e destek vereceğmi ve çe- kıldığıru söyledi. "Seçüirse kesinBkle emanetçi ohnayacağınr belırten Abdul- lah Gül. kapatılan RP'nın lideri Necmettin Erbakan dan "Hoca- nvzdır,geod başkanımız, başba- kamnuz olmuştur. Maalesef bir ara dönemdesiyaset dtşında kal- mtşür" diye söz etti. Kutan. "Sa- dece Erbakan için değil, aynıdu- rumda olan diğer arkadaşlan- mtz içm de bu yasaldarm kakb- rdmaa birutd vnzifeıniz olacak- ar. Bumı yapmakiçin FP'yi bü- yûtmevi hedeffiyoruz' 1 dedi. FP Genel Başkanı Recai Kutan, kongrede Gül'ün hiçbir şansı bulunmadığını ıma ederek u Yüzde >ûz netice atacağnna inanmasavdım aday otanazdım'' dedi. FP'demuhahfgrubunön- de gelen isimlerinden Abdullah Gül, bir süreden beri sürdürdü- ğu kuhsleri sonuçlandırdı ve dün adayhğını ilan etti. Aynı grupta yer alan ve yak- laşık 10 ay önce aday olacağım açıklayan Bülent Annç'ı çekil- meye ikna ederek desteğini alan AbduUah Gül'ün genel merkez- de dûzenlediğı basın toplantısı sırasında Salh Kapusuz,Osman Pepe, Zeki Ergezen, Kemal Al- bayrak,Hüse>inAaTevhidKa- rakav-a, thasArsian, Hüsamettm Korkutata, Ahan Karapaşaoğ- hı, Bekir Sobaa, SaitAcba, Mus- tafa Baş, Azmi Ateş ve bazı eskı milletvekıllerinin Gül'ün arka- smda durmak yerine gazeteci- lerle birlikte salonun arka sırala- nnda oturmalan dikkat çektı. Mıllervekıllen ve parti örgüt- leriyle yaptğı değerlendirmeler sonucunda 14 Mayıs'ta yapıla- cak kongrede genel başkanlık için aday olma karan verdiğinı açıklayan Abdullah Gül,'*siya- seti makam, şöhret ve kişisd çı- kar için yapmadıklaruu'" söyle- di. Siyasette tıkanıklık yaşandı- ğmı, halkın hakkıyla temsil edi- lemediğinı savunan Gül, "Tür- kiye'nin güçtü bir FP'ye ihtiyaa vanhr. Demokratikkşme, hıiku- kun üstûnlüğü, temiz yönetim içm güçlü bir Türkhe'ye ihnŞ^c varthr. FP bu önemli göre>' ve so- rumhıiukian üstlenme>e daha fazb hazır oinıahdir. 14 Mayıs kongresinin, sorumluhıklann daha fazia yerine getirilebihnesi için hrsat olduğunu düşünüyo- rum. Kongre partimizinyenibir üshıp \eyönetimanlayi^yta tüm Türkh'e'yi kucakiayarak parti- fcri yeniden iktidara getirecek birgeMşmenin baslangıç noktaa olacağmı dûşûnüyorum" diye konuştu.Adayhğını açıklayan Abdullah Gül'ün. Necmettin Er- bakan ile görüştüğü belirtildi. Gül'ün. adayhğı konusunda par- ti grubundan ve teşkilatlardan yoğun talep olduğunu anlatüğı öğrenildi. Erbakan'ın ise yonım yapmaktan kaçınarak "Hayırh olsun" demekle yetindiği kay- dedıldi. FP kuhslerinde Erba- kan'ın, Gül'ün adaylığından hoşnut olmadığı, ancak ken- disıne doğrudan bir tepkı gös- termeye de gerek duymadığı konuşuluyor. Kayseri MîDetvekfli AbduDah Gül, adav uğmı açıklamak için basuı toplantısı düzenkdL Dokunulmazlığın kaldınlmasıyla ilgili komisyonun çalışmalan sürüyor TBMM, Ağar için CHP'ye başvımhı MUTLUSERELt ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Meh- met Ağar'ın dokunuhnazlığmın kaldınl- ması isteminin görüşüldüğü komisyon 18 Nisan seçimlerinde parlamento dışı kalan CHP'yi yeniden TBMM çalışmalanrun içine çekti. Ağar hakkmda kurulan soruş- turma komisyonu eski CHP milletvekil- leri Cevdet Sehi, Fikri Sağlar ve Atfla Sav'ın ifadelerine başvurdu. Selvi, Sağlar ve Sav, soruşturma komis- yonuna gönderdikleri ortak yazıh ifadede, Ağar'la ilgili sürecin uzamasının parla- mento için sıkmü yaratacağmı vurguladı- lar. Ağar hakkmda Meclis soruşturulma- sı açıhnasına ılişkin olarak kurulan 9/38 esas No'lu soruşturmakomisyonu, 20. dö- nem TBMM'de konuyla ilgili olarak so- ruşturma önergesi veren CHP'hlerin ifa- desine başvurdu. 'Önergeler çok açık' 1 Mart 2000 günü toplanan komisyon, "iddia sahibi" olarak CHP'li Selvi, Sağ- lar ve Sav'ın dinlenmesini kararlaştrrdı. Selvi, Sağlar ve Sav, soruşturma önerge- sinde yer verilenlerin çok açık olduğunu, bu konuda aynı görüşü paylaştıklannı be- lirterek hem vakit almamak hem de diğer işlerden Valmamak amacıyla hazırladık- lan ortak imyah, yazıh ifadeyi soruştur- ma komisyonuna gönderdiler. Soruşturma önergesinde ve fezlekeler- de yer alan iddialann anımsatıldığı yazı- da, Ağar hakkmda hukuki olarak gelinen son noktada "görevsizKk karannm verfl- diği'' beürtilerek "Görev^izlik karan ile benren durum bir hukuki betirsiztiktir'' denildi. Susurluk kazası ile ortaya çıkan ve Is- tanbul DGM Başsavcıhğı'nca yürütülen soruşturmada kamuoyunu yakmdan ilgi- lendiren birden çok önemli kişinin öldü- nîhnesi olaylan ile ilgili sanıklann yargı- lanmasımn sürdüğünün anrmsatıldığı ya- zıda, suç ışlemek için örgüt oluşturdukla- n iddia edilen Mehmet Ağar ve eski DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bu- cak'm olaym içinde yer ahnasmm olaym "~vahametini" büyüttüğü vurgulandı. Süleyman Demirel 'Polemiğin parçası olmak istemiyorum' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, cum- hurbaşkanhğı konusundaki anayasa deği- şıkJiği önerisinin kendısi için yapılmadı- ğuu ileri sûrerek "Bircok kunse kural de- ğiştinnnitartışacağıyerde.birtakmvbe- nim parçası olmak istemediğim potemik- lere beni sürüldemek istemektedir'' dedi. Söylemediği sözlerin ve yapmadığı hare- ketlenn kendısme atfedıldiğini savunan Demirel. ülkede ıktıdarların "kanstz. kav- gasız, hüesiz" degiştığı sürece doğrunun hep bulunacağını belirtti. Demirel, dün Türkiye Esnaf ve Sanat- kârlan Konfederasyonu Başkanı Derviş Gûnday ve yönetim kurulu üyelerinı ka- bul etti. Gûnday, DemirePin görev süre- sinin uzatılmasını istedıklerinı belirterek "Sa>m Demirel'in görev 1 süresinin uzaül- maana engdobcaklar, varatacaklan krtz ve istikrarsızhğuı faturasını ödemeye de hazır oonahdır" dedi. Demirel. "kadir- şmas" düşüncelerden memnun olduğunu belirterek Türkiye'nin anayasal bir dev- let olduğunu söyledi. Demirel şöyle ko- nuştu' "Bu kuraliar yermhorsa yeni ku- raOar konuhnaktadır. Hatİife bir mecra- da yürümektedir. Bu zamana kadar da çeşitltaıHşmabr okta. Gerçi ben hep tar- aşmalann ö^şmda\dım. Daharesminiçin- de yokum. Kural değiştirilmektedir. Bir- çok khnse. kural değtştirmeyi tartışacağı )erde, birtaknn, benim parçası ohnak is- temediğim poiemiklere beni sürüklemek isteniektedu-. Ben onlardan dikkatle kaç- üm. Yauuz zaman zaman ben ne kadar kaçsam da, benim söviemediğim sözler banaatfedfldL- A\Tupaörneğj Avrupa'nın bütün ülkelerinde cumhur- başkanının birden fazla dönemler için se- çilebildığini belirten Demirel. "İtaryave Fransa'da hiç kayıt yok. Bunun dışmdaki ülkekrin hemen tümünde 2 defa seçü- yor" dedi. Türkiye'nin cumhurbaşkarisız kalmayacağını kaydeden Demirel, ülke- de iktıdarlann "kansn. kavgaaz. hiesiz" değıştiği sürece hep doğrunun bulunaca- ğını söyledi. Demirel, konuşan bir Tür- kiye istediğini belirterek "Biam istediği- miz o değfl mi? Konuşan Türkiye otsun. Yani söytenenlerin muhatabt ben biç ot- mamam lazun genrken pek çok şey bana da dokunduruluyor. Ben yine sükûneüe dmivorum, bakr\orum. Dryorumki,' Ko- nuşun, konuşun' yani benun istediğnn, konuşan Türİdye" dedi TESK yöneticilerine "Musterih otun" diyen Demirel, TBMM adına kimsenin konuşamayacağını belirtti. Demirel, "Doğnı kararlar vernüştir. TBMM'ye nüHetçe manmaya devam edeceğiz. Baş- ka da çıkış yohı otamaz." dedi. IRMIKIAYDEV ENGtN aenginfa doruk.net.tr Kural böyle. Bir sosyalizm kurucukı- ğu denemesi, 75 yıllık (1917-1992) bir çabadan sonra başansız kalıp, kapita- lizme yenik düşünce, tarihin sonunun geldiğini "muştulayan", insanlığın ebe- di düzene kavuştuğunu kostaklanarak ilan edenler böyle diyorlar - Serbest piyasa herşeyi belirter. Bu insanlık için iyidir ve o yüzden bu ebe- di bir düzendir!.. Bunun nasıl olacağım kavramak için ekonomi ulemasından olmak, çok de- rin bilgilerle donanmak da gerekmiyor. Sihirli formül pek basit: Serbest piyasanın dizginsiz, kısrtsız ortamında sermaye en kâriı yatınmlara yönelecek. Başka sermayeler de -aptal olmadıklanndan- aynı alana akacaklar. Aralannda piyasadan daha fazla pay kapmak için kıyasıya bir rekabet başla- yacak. Tüketicileri kendi mallanna çeke- bilmek için kaliteyi arttırabildikleri kadar arttıracaklar; fryatı düşürebildikleri ka- dar düşürecekler. Aynı yola ister iste- mez rakip sermayedar(lar) da girecek. Mallann kalitesini daha da arttırmanın yolunu bulacaklar; fiyatı daha da düşü- recekler. Bunlan yapmazlarsa serbest piyasa ekonomisinde yok olup gidecek- lerini kapitalist içgüdüsü ile bilecekler. O yüzden bu sonsuz yanşı, var oldukça ve var olabilmek için sürdürecekler. Ne güzel. Daha kaliteli ve daha ucuz. Sonra daha kaliteliden de kaliteli, da- Onlar Rekabet Edecek Biz Mutlu Olacağız ha ucuzdan da ucuz. Sonra daha daha kaliteliden de kali- teli, daha daha ucuzdan da ucuz... Yaşasın. Biz kazanacağız. Biz tüketi- ciler kazanacak... Üşümemek için daha kaliteli ve daha ucuz giysiler alacağız. Kamımız acıkın- ca daha kaliteli besinleri, daha ucuza alacağız. Daha kaliteli konutlarda daha ucuza bannacağız. Çocuklanmızı daha kaliteli okullarda daha ucuza okutaca- ğız... Yaşasın, yaşasın!.. Yaşasın serbest piyasa ekonomisi!.. Yaşasın insanlığın ebedi düzeni!.. Yaşasın tarihin sonu! • • • Böyle düşünüp, gevşeyip, keyiflenip, sırtüstü yatıp, çubuğumu yakıp pembe gelecek düşleri kurmaya başlıyorum... Demeye kalmıyor, aklımın ermediği, benim için (benim için, bizim için) an- lamını pek kestiremediğim haberier okuyorum. Korkuyorum. İçine girmeye hazııiandığımız, anaya- sasında demokrasi, hukukunda yurttaş haklannın üstûnlüğü, ekonomik anaya- sasında serbest piyasa ekonomisi ya- zan Avrupa Biıiiği'nin lokomotifı Fede- ral Almanya'da Deutsche Bank ile Dresdner Bank nikâhlanıyorlar. Onlar "fusion" diyor, "birbiri içinde ehyerek büyüme" anlamında Latince kökenli bir kavrarn. Biz Türkçede "şir- ket evliliği" gibisinden bir terim ürettik. Dresdner Bank ile Deutsche Bank'ın ni- kâhı kıyıldı; gerdek günü bir haftaya kal- maz belli olur. Dünyanın en büyük bankası doğuyor. Geçen yıl 5.1 milyar mark (2 milyar do- laıj kâr etmiş, daha geçen yıl ABD'nin en büyük bankeıiik kuruluşlanndan "Banker Trust"u yutmuş, bugün borsa değeri 55 milyar dolan bulan Deutsche Bank ile Almanya'nın en büyük üçüncü bankası Dresdner Bank birleşince orta- ya bilanço toplamı 1 trilyon 300 milyar dolan bulan bir finans devi çıkıyor. Anneeeee!.. 1 trilyon 300 milyar dolarlık bir finans devl, sigortacılık sektöründen bankacı- lığa, konut sektöründen sanayi yatınm- lanna kadar salt Almanya'nın değil, Av- rupa'nın, hatta dünyanın tozunu atar. Rekabet etmeye kalkışanı tek bir "pati" darbesiyle hacamat ediverir. Ama daha ilk "anneeee"yi bitirmeden bir haber daha: Bir süre önce ABD'nin üçüncü bü- yük otomobil tröstü Chrysler'le nikâh- lanıp otomotiv sektöründe dünya ça- pında bir dev oluşturan Daimler Benz, şimdi de Japon Mitsubishi'yi yutuyor. Ah, bu kocaman "ayı" ile ne de tatlı re- kabet edilir; o rekabetten biz tüketici- ler nasıl daha da kaliteli otomobilleri daha da ucuza alma olanaklanna ka- vuşuruz. Dur, dur, daha bir kaç hafta önce In- temet ve komünikasyon devi Ameri- can On-Line ile film, eğlence ve med- ya devi Time-Warner evlenip, sektör- de tartışılmaz bir belirleyicilik (fıyat be- lirieyiciliği, kalite belirleyiciliği) kazan- mamış mıydı? Aaaa, Japon Subaru çoktan Fransız Renault'nun kollarına düşmüş; şimdi de Nissan gelinlik ısmarlamış Subaru'nun yanına kuma geliyor. Aaa, 1999'un 3 Şubat'ında, otomobil lastiği üretiminde birbirleriyle kapışıp, bize daha ucuz ama daha kaliteli oto- mobil lastikleri veren Goodyear ile Dun- lop da nikâhlanmadılar mıydı? Böylece dünyanın en büyük otomobil lastiği üre- ticisi doğmamış mıydı? Rekabet için karşısına çıkanlan tükürükle boğacak bir sermaye gücü oluşmamış mıydı? • • • Eee? Tarihin mi sonu geldi, yoksa serbest piyasa ekonomisinin mi? POLİTİKA GÜ1MLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Osmanlı Sevîciliği... Türkiye son dönemde ciddi bir Osmanlı sevici- liği akınına neden uğradı? Erdoğan Aydın'ın 'Osmanlı Gerçeği' adlı yeni kitabı (Su Yayınlan) bu soruya yanıt anyor, 'Os- manlıcılık kariyer alanını' irdeliyor... Günümüz Türkiyesi'nde salt şeriatçısı, Türkçü- sü, muhafazakân değil, aynı zamanda liberal olan- lann ve tabii özellikle de devletin resmi ilgi alanın- da başköşeye oturmuş durumdadır Osmanlı se- viciliği. Milliyetçiler için Türklüğün, Islamcılar için Islamın, devlet için vatandaşa karşı devleti kutsa- manın ve toplumu ideolojik olarak kontrol etme- nin, liberaller için çokulusluluğun örneğidir Os- manlı. Özetle dünyaya karşı içe kapanmacılığı sa- vunanlanmızın da, dünyaya açılmanın tarihsel ar- ka planını oluşturmaya çalışanlann da garip ama savunmakta mutabakat sağladıklan bir tarihsel nesnedir Osmanlı. Ve hep birlikte "tarihle banşmamız" gerektiğini, dahası onu "sevmemiz" gerektiğini anlatan birko- royla karşı karşıyayız. Işin püf noktası, tanhin han- gi yüzünü sevmemiz gerektiği sorununda düğüm- lenmektedir tabii. Onlann hep birlikte sevilmesini ve banşılmasını istedikleri "farin"ten kasıtlan, "biz" ile özdeşleştirilen Osmanlı'nın kendisi olmaktadır. Yoksa tarihten kasıt, bir bütün olarak insanlığımı- zın geçmişi veya daha özel olarak Türkmen halkın tarihi değıldir. örneğin bu "sevgi" yönlendirmesi içinde neAkkoyunlular, Karamanoğullanvb.varne de Baba Ishak, Şeyh Bedrettin .. Yani bizden istenen; Osmanlı'nın hanedanlık olan iktidannı kendi iktidanmız, halklarhapishane- si olan "mülk"ünü ülkemiz, despotik karakterli devletini devletimiz, başka halklann meşru toprak- lanna yönelik fetihlerini başanlanmız, üç krtadaki gayrimeşru egemenliğıni egemenliğimiz olarak be- nimsememiz ve bunlarla övünmemızdir. Onlann in- celterek ve her birinin kendi meşrebine göre ge- rekçelendirerek bizden isteklerinin çıplak gerçeği bundan ibarettir. ••• Erdoğan Aydın şu soruyu soruyor kitabında: "Islami devlet modeli var mıdır?" Ardından da ekliyor: "Temel kaynaklara sadık kalınacaksa bu soru- nun yanıtı olumsuzdur?" Kitabı baştan sona doğru okuduğumuzda bir olguyla karşı karşıya kalıyorsunuz! Osmanlı nedir? Erdoğan Aydın şöyle diyor. "Bu noktada tayin edici soruya açıklık getirmek durumundayız. Peki ama söz konusu bu devlet dinsel siyasa anlamında teokratik (veya laik) miy- di? Genel kalıplariçinde yanıtı çok kolay ven'leme- yecek bir sorudur bu. Çünkü Osmanlı, klasik bir şeriat devleti olduğu ıddiasından tutun da laik bir devlet olduğu iddiasına kadar şaşırtıcı zenginlik- te değeriendirmelere muhatap olmaktadır. Heri- ki yanıt için de öne sürülebilecek, 'marrbklı' bazı gerekçeler vardır. Bununla birlikte laikliğin, devlet düzeninin din- den bağımsızlaşmasıyla sınıhı olmaytp, aynı za- manda meşruıyetini tanndan değil yurttaşten alan birdüzen olduğu anımsanacak olursa, laikliğin, bir kavram olarak Osmanlı 'yı anlamaya en küçûk an- lamda uygun olmadığı konusunda mutabakat sağlamak daha kolaylaşacaktır. Bu noktada Os- manlı düzeninin seküler (dünyevi) olduğundan söz etmek daha anlamlı olabilecektir. Ancak bütünsel anlamda bu da Osmanlı'ya çok fazla gelir, çünkü sekülerlik dın dışıiık anlamına gelir ki, Osmanlı din dışı değiidir." ••• Osmanlı'da feodal toprak sahipliğinden söz edersek şu gerçekle karşılaşınz: "Toprak tümüyle padişahın!" Yazıyı Erdoğan Aydın'ın yorumuyta noktalaya- lım: "Askeri hizmet karşılığında kendine toprağın ta- sarruf hakkı verilen sipahinin onu satmak veya kendi başına devretmek gibi bir hakkı yoktur. Bu- na karşılık padişahın vergileri azaltıp çoğaltmak, toprağı geri almak hakkı vardır. Sipahi, toprağın mutlak sahibi senyörden temel aynmla esasen yönetici konumundadır. Toprak sahipliği üzerin- den bir asiller sınıfı Osmanlı'da yoktur. Burada toprağı işleyenin durumu da tayin edi- ci kategorilerden biridir. Reayanın, feodalite ko- şullanndaki serften temel aynmla sipahiye karşı itiraz ve şikâyet hakkı, yani sıra toprağını, başka- sına kiralamak koşuluyla terk etme hakkı bulun- maktadır. Kezayine feodalite koşullanndaki ser- fin durumundan aynmla reayaya yüklenecek an- garya sınıhanmış ve tanımlanmıştır." hikmet.cetinkaya a cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ecevit karanfil verdi Tunceli milletvekili Gündoğan DSP'li oldu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Tunceh Ba- ğımsız Milletvekili Be- kir Gündoğan dün DSP'ye katıhrken bay- ram sonrasında Çankaya hesaplanyla bağlantılı transferlerin yoğunlaşa- cağı bildirildi. Cumhur- başkanı Süleyman Demi- rel'le ilgili hesaplann gerçekleşmemesi duru- munda, aday çıkarmaya hazırlanan ANAP ve MHP'nin transfer atağı başlatacağı söylentilen yaygrnlaştı. Bağunsız Tunceli Mil- letvekili Bekir Gündo- ğan dün "resmen'*' DSP'li oldu. Böylece DSP'nin ilk transferi ger- çekleşirken Başbakan Bülent Ecevit kürsüde Gündoğan'a "HoşgekB- niz" dedi. Ecevit, Tunce- li'nin ülkenin en geri bı- rakıhruş kentlerinden bi- ri olduğunu, Gündo- ğan'ın da bölgesüıin so- runlannm çözümü için katkıda bulunacağını söyledi. Ecevit, Gündo- ğan'a karanfil verip öpe- rek"Hoşgeklmn dedi. Tunceli'den bağımsız milletvekili seçilen Be^ kir Gündoğan, yeni yasa- ma döneminin başmdan beri DSP ile yakın temas içindeydi. Gündoğan, za- man zaman DSP grup toplantılanna bile katıl- dı. TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu'nda ba- ğunsız üye olarak görev yapan Gündoğan, oyla- malarda fazladan bir oy garantısinı yitirmemek için bugüne dek DSP'ye üye yapılmadı. DSP Ge- nel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'le görü- şüp onayını alan Gündo- ğan, dün "resmen" DSP'li oldu. Gündo- ğan'ın katılmasıyla D- SP'nin sandalye sayısı 137'ye ulaşırken bağım- sızlann sayısı 5'e indi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle