23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MAJtT 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 um:ag Sinema Kıdübü açıldı VakıfBaşkanı GüldalMumcu, kültür ve sanat ortamı sağlamak istediklerini belirtti BAHAR TA.NRISEVER ANKARA - UğıırMumcu'nun yûrek- li ve bilinçlı savaşımını sürdürmeyi amaç- layan Ugur Mumcu Araştınnacı Gaze- tecilik Vakfı (um:ag), kültür-sanat ala- nındaki etkınlikleri arasına "Sinema Ku- lûbü"nü de kattı. Kulüp, başkentli sanat- severlere Charlie Chaplin'den Orson VVeDes'e, Godard'dan Bergman'a kadar birçok ustanın unutulmaz filmlerini iz- leme olanağı sunacak. Uğur Mumcu'nun eşi, Um:ag Başkanı Güldal Mumcu. gençlerin geleceği, konuşma ve tartışma olanağı bulabilecekleri bir kültür ve sa- nat ortamı sağlamak istediklerini söyle- di. Uğur Mumcu'nun demokrat, laik cum- huriyetçi, Atatürkçü, tam bağımsızlıktan yana, antiemperyalist; devrimci ilkele- rinden ödün vermeyen, araştırmacı, sor- gulayan, inandığı ilkeler uğruna yaşamı- ru verebilen kişiliğini, gelecek kuşakla- ra aktarmayı amaçlayan vakıf, Aralık 1995'ten beri çalışmalannı sürdüriiyor. Vakıf, öncelikle Mumcu'nun daha önce çıkmış tüm kitaplannın yeni baskılannı yaptı. Kitaplann 1975-1996 yıllan ara- sında yakJaşık 2 milyon adet basılması, Mumcu'nun yapıtlanna olan ilginin hiç eksilmediğini gösteriyor. Mumcu'nun ölümünden önce yayımlanan 25 kita- bıyla birlikte "Bütün Yapıüan" dizisi 28 kitaba ulaştı. Aynca 5 bini aşkın ya- zısı toplanarak hazırlanan "Bütûn Yaa- lan" dizisi de toplam 40 kitaptan oluşu- yor. Güldal Mumcu'nun sözleriyle "Mumcu'nun yazıh basmda çıkan her sa- un" kitap halıne getırildi. umıag'ın en önemli programlanndan biri Araştırmacı Gazetecilik Eğitimi. um:ag Vakfı Başkanı Güldal Mumcu, 1995 yılında başlatılan programın üni- versite mezunu gençlere açık olduğuna işaret ederken. "Yabıız bir şart van tç- lerinde gazeteci olma heyecamnı taşıma- lan... Kendilerinj biraz donatmış olma- lan gereldyor'' diyor. Elemeden sonra seçilen kursiyerlere, 3.5 aylık yoğun bir eğitim veriliyor. Mumcu, üniversite, ba- sın dünyası ve bürokrasiden birçok uz- manın eğitmen olarak yer aldıgı program- la "gerçek bir gazeteci nasıl olunur"u anlatmaya çalıştıklannı belirtiyor. Yo- ğun başvuru olan programın tamamlan- masının ardından kursiyerlerin staj yap- mak üzere yazılı ve görsel basına gön- derildiklerini kaydeden Mumcu, u Ora- da da stajlannı tamamladıktan sonra basın dünyasında yoUannı çizmek için mesleklerine ilk adımlannı aoyorlar" di- ye konuşuyor. 'Kitap hobiler arasında' Mumcu, asıl amaçlan olan basın sek- törüne yönelik meslek edindirme prog- ramı oluşturmak yanında, yazma, şiir, fel- • um:ag'men önemli programlanndan biri araştırmacı gazetecilik eğitimi. Çeşitli konularda seminerler de düzenlenen vakıfta yeni kurulan sinema kulübünde oyunculan, senaryosu, yönetmeniyle dönemlerine damgasını vurmuş filmler gösterilecek. Emine Ceylan'ın 'tklimkr' başhklı sergisinin sürdüğü galeride ağıriıklı olarak fotoğraf sergüerine yer veriliyor. sefe, sinema tarihi, senaryo, toplum önün- de Söz söyleme ve radyo-tv metin yazar- lığı seminlerleri düzenlediklerine işaret ediyor. Mumcu. "KHap okumak, yapı- lacak başka bir iş yokmuş da kitap oku- nuyormuş gibi çok hor görülen bir şey. 'Ne yapıyorsun yıne kitap mı okuyorsun? Başka işin yok mu niye kitap okuyorstm' dKe konuşulur. Ashnda kitap okumakçok ciddi bir iştir. Hobinin ötesinde bir şey- dir. Bizde hobüerimiz arasında sayıîır" derken, programlan bu nedenle geliş- tirdiklerini anlatıyor. Kendıni ifadenın önemine dikkat çekerken şunlan söylü- yor: "Btrim ülkemizdeinsaıüarkendfleri ol- maktan oldukça uzaklar. Lzman roman- cılanmız, şairlerimiz vedilbUimcilerimiz seminerierimizde eğitim veriyoıiar. Çok hoş oluyor. Her yaştan insan geüyor vese- miner boyunca iletişim kuruyorlar, bir- birlerini eleşürme>i ve eleştirmeye ta- hammülü. kendUerini açmayL, okumayı ©freniyortarT « ••>• >JI .—>»• • um:ag"ın seminerlerine devam eden kursiyerlerden bazılan bu alana ilişkin girdikleri yanşmalarda ödül de kazan- mış. Fotoğrafsergileri ağırhkh Geçen yıl nisan ayında açılan Sanat Ga- lerisi bugüne dek aralarında Ara Güler, Gökçin Sipahioğlu \e Ozan Sağdıç'ın da bulunduğu sanatçılann sergüerine ev sahiplıği yaptı. Galeride ağıriıklı olarak fotoğraf sergüerine yer veriliyor. Güldal Mumcu, fotoğrafın anı belirlediğine işa- ret ederken. "Fotoğraf olmasaydı eğer görsel bir tarihimiz olamazdı. Fotoğraf kareieri kadar anlamlı. zamanı çizgüe- rine hapsedip geleceğe aktaran başka bir şey göremiyorum ben" dıyor. Mumcu. Türkiye'de fotoğrafa çok faz- la eğilinmediğine de dikkat çekiyor. Galeride süren EmineCeylan'ın "tk- Bmler" başlıklı fotoğraf sergisi, um:ag'ın Paris-Caddesi 14 No'lu adresinde 29 Mart'ta kadar görülebilir. Vakfın, gençlerin geleceği, konuşma ve tarnşmaolanağı bulabilecekleri birkül- tür ve sanat ortamı olmasını istediklen- ni belirten Mumcu, yeni kurulan Sine- ma Kulübü'nde oyunculan, senaryosu, yönetmeniyle dönemlerine damgasını vurmuş filmlerin gösterileceğini bildir- di. Film programmı Memet Baydur'un hazırladığını anlatan Mumcu şunlan söy- lüyor: "Sinemaseverler geldiklerinde o yö- netmenlerin. senaristferin, sanatçılann unutulmaz filmlerini, sinema sanatı aç> sından izleyecekler. Bu da hoş bir katkı. Günümüzde artık fîlmler beüi bir kul- vann içinden geçerek geüyor. Sağda, sol- da başka filmler var mı yok mu pek bt- lemiyoruz. Sinemalanmızda hep aynı filmler, aynı anda gösterime giriyor ama başka ülkelerin yaptığı sanatsal faaliy et- leri de izleme olanağımız pek yok. Sine- matek'lerin bir amacı da o. Birçok ülke- nin sanatsal filmkrini izleyicisine ulaştır- mak." Klasik ve çağdaş filmler Etkmlık kapsamında her hafta salı ve cuma günleri saat 18.45'te sinema dün- yasının klasik ve çağdaş yapıtlan gös- terilecek. Charlie Chaplin'den Orson Wefles"e, Jean-Luc Godard'dan Marcel Carne'ye, Bergman'a dek birçok büyük ustanın filmini izleme olanağı sunan Si- nema Kulübü'ne 1 milyon karşüığında üye olunabiliyor. Gösterimleri üyeler 1.5 milyon lira, üye olmayanlar da 2 milyon lira karşılığında izleyebiliyor. Filmler, lngilizce ya da tngilizce altyazılı olarak gösterilecek. Yoğun ilgi gören etkinlik için bugüne kadar vakfa yaklaşık 60 kişınin üyelik için başvurduğu belirtildi. Sinema Ku- lübü, 3 Mart'ta Marcel Carne'in yönet- tiği 1942 tarihli "GeceZJyaretçüeri" fil- miyle açıldı. Vakıf, aynı zamanda istek olursa ana- okullanna çizgi fılm gösterimleri de ger- çekleştiriyor. um:ag'ın en önemli projelerinden bi- ri de Bilgi Bankası oluşturmak. Güldal Mumcu, bir toplumda belleğın önemi- ne işaret ederken. "Burada ufakçapta bir bellek oluşturulacak. Sistematik şekilde bir şeyleryapmayı çok fazla sevmiyoruz. Günübiriik yaşıyoruz. O yüzden de unut- kan oluyonız. \ iinünıü/ü geleceğe dön- dürüyoruz ama arkamızda ne> le dönü- yoruz onu bilmiyoruz. Gençlerimizde bunu çok farkediyöruic Yakıh tarihimîz konusunda bilgileri çok zajıf" dıye ko- nuşuyor. Aynca her yıl unrag'ın öncülüğünde düzenlenen, Uğur Mumcu'nun öldürül- düğü gün olan 24 Ocak'tan başlayarak 1 hafta süren etkinliklerle yaşamını kay- beden aydınlann anıldığı "AdaletveDke- mokrasi Haftası" da 7. yaşını doldurdu. Ustalardan unutulmayanfilmler Vıttoria de Sica - 'Bisiklet Hırsızian', 1948. MART AYI FİLMLERİ: 10 Mart Cuma: Marcel Carne-'Gün Doğuyor'(Le Jour se leve),1937 14 Mart Salı: Vrttoria de SkaBisiklet Hırsızlan'(Ladri di Biciclette),1948 21 Mart Salı: Federico FeUini-'Yor(La Strada),1954 24 Mart Cuma: Orson WeDes-'Yabancr(The Stranger).1946 28 Mart Salı: Luis Bunuel- 'Günah Cumhunyetı'(Republic of Sin),1959 31 Mart Cuma: Luis Bunuel- 'Yokedici Melek'(Extermınating Angel),1962 NİSAN AYI FİLMLERİ: 4 Nisan Salı:Jean Cocteau- 'Güzel ve Çirkin' (LaBelleetLaBete),1946 7 Nisan Cuma:Federico FeDini-'Beyaz Şeyh' (The VvTıiteSheık), 1952 11 Nisan Salı:Robert Bresson-'Para" (L'argent). 1983 14 Nisan Cuma:Charlie Chaplin- 'Sirk' (The Cırcus). 1928 18 Nisan Salr.Ingmar Bergman- 'Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri', 1956 21 Nisan Cuma:RobertBresson-'Mouchette', 1967 25 Nisan-Salı: Marcel Carne-'Gecenin Kapılan' (Les Portes de la Nuit), 1946 28 Nisan Cuma:Jean-Luc Godard- 'Yavaş Çekim' (Slovv Motion). 1980 MAYIS AYI FİLMLERİ: 2 Mayıs Salı:Akira Kurosawa-'Rashamon'. 1950 5 Mayıs Cuma:Robert Bresson- "A man Escaped' (Bir Adam Kaçtı), 1956 9 Mayıs Salı:Jean Luc Godard- 'Je Vous Salue Marie' (Selam Sana Marie) 12 Mayıs Cuma.Ingmar Bergman- 'Savvdust andTinsel'. 1953 16 Mayıs Salı: Thomas Guitterez Alea- 'Memories of Undevelopment' (Azgelişmiş Bir Adam). 1968 23 Mayıs Salı: Marcel Carne- 'Quai des Brumes' (Gölgeler Rıhtımı). 1938 26 Mayıs Cuma: Charlie Chaplin- Gold Rush" (Altına Hücum). 1925 30 Mayıs Salı: Ingmar Bergman- 'Seventh Seal'(Yedincı Mühür). 1957 _ ... , . Aldra Kurosavva, 'Rashamon', 1950. Rengfan Gökmen'e ödiü Kühür Servisi-Orkestra şefı Rengim Gökmen Foyer Des Artistes- Uluslara- sı Kültür, Sanat, Bilim ve Sosyal Etkin- likler Merkezi tarafından her yıl veri- len Foyer 2000 ödülüne layık görüldü. Merkezin danışmanı ve toplantı başka- nı profesör SafînazOlcay'ın kanlımıy- la 12 Ocak 2000 tarihinde gerçekleşen toplantıda oy birliği ile Uluslararası 'Foyer' 2000 Ödülü'nün Rengim Gök- men'e verilmesine karar verildi. Mer- kezin "Baş orkestra şefı ve tzmir Sen- foni Orkestrasrnm sanatdirektörü olan Gökmen'in operanuı bir çok bestecisi- nin yaprtlaruıı yorumlamadaki ustalığı ve varatıcı sağduyusundan ötürü dün- ya çapında kazaıimış olduğu ttn ve ba- şanlanndandolayı" ödülü sanatçımıza vermeyi uygun gördükleri belirtildi. Altın madalya ve diploma olarak ve- rilecek ödül, bugün Roma'daki 'Bilgi Cniversitesi'nin Büyük Avlu'da, din, politika, askeri otoritelerin ve sanat, bi- lim ve kültür alanındaki önemli kişile- rin yer alacağı bir törenle sahibine ve- nlecek. Törende aynca uluslararası üne kavuşmuş şarkıcı ve müzisyenJerin gös- terileri de yer alıyor. Ödülünü bugün Roma'da yapılacak törende alacak. webber, Bombay Düşleri'ni Shekhar Kapur ile gerçekleştirecek Bollywood müzikaloluyorKültür Servisi- Ingiliz besteci ve girişimci Andrew Lloyd VV'ebber Hint fılmlerinin renkli ve hareket- lı karakteristiğini yeni birmüzikal- le Batı sahnelerine taşımaya hazır- lanıyor. 'Elizabeth' filminin yönetmeni Shekhar Kapur ile birlikte gerçek- leştirecekleri ve sinema sektörün- de bir kariyer yapmayı umut eden Hintli gencin yaşadığı deneyimle- ri konu eden 'Bombay Dreams' ad- lı yapımın müziklerini ıse Hintli söz yazan R. Rehman üstleniyor. Webber 'zamanımızm en \~aratici genç bestecileri'nden biri olarak ni- teledığı Rehman'la çahşarak haya- tında ilk defa kendi gerçekleştire- ceği bir müzikalde başka bir beste- cinin müziklerinin yer alacağını ifa- de ediyor. Webber. 'BoUywood' ola- rak adlandınlan, Hindistan'ın en gösterişli şehri olan Bombay 'ın bü- tün özelliklerini ve tadlannı, ancak o kültürden çıkmış bir müzisyenin yansıtabüeceğine inanıyor. tngiliz televizyonunda yayımla- nan bir Hint filmini izlediği sırada dınlediği melodinin 'akhnı başmdan aldığuıT ifade eden Webber, daha sonra bestecisinin Rehman oldu- ğunu öğrendiğini ve şimdiye kadar 50 Hint filmi için beste yapmış olan müzisyene bu teklifı götürdüğünü söyledi. Rehman ise " Bir Webber hayranı olarak önümdeki bütün projeleri iptal ettim ve altı ay bo- yunca sadece 'Bombay Dreams' üzerinde yoğunlaşmaya karar ver- dim" diyor. 'Hint kültürünü sunacağız' Webber. önceden belirlenmiş bir takım formüllere göre şekillenen, her zaman benzer konulann etrafinda canlı ve hareketli müzik ve dans ru- tinlerinin sergilendiği Bollyvvood film tarzı ile dalga geçmeyi amaç- lamadıklannı özellikle vurguluyor: "Bolrywood fllmlerinden yola çıka- rak ulusiararası bir standarda ulaş- maya çahşacağız. Hint kültüriinün bir uzantısını lngilizce olarak geniş bir izleyici kitlesine sunmayı istiyo- ruz. Bizim için önemli olan izleyici- nin gösteriye değil, gösteri ile birtik- te gülmesini sağlamak." Çalışmalanna bir yıl önce başla- nan projenin bu yıl içinde tamam- lanacağını belirten Webber ilk gös- terimin ya Bombay ya da Lond- ra'da West End'de yapılacağını söy- ledi. Müzikalin tam manasıyla şe- killenmediğini ve halen genel içe- riği üzerinde çalış*klannı anlatan Webber, bu projede yer alması için dünyanın her tarafından Asyalı oyuncular aradıklannı da sözlerine ekledi. 'Cats' ve Phantom of The Ope- ra' gibi yıllarca kapalı gişe oynamış yapımlan ve 125 milyon kopyanm üzerinde satış yaptığı müzik albüm- leri ile Lloyd Webber, Ingiltere'nin en zengin adamı sayılıyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Dağlara Sevdalı Yürek... "Dağlara sevdalı yürek.."; böyfetanımlıyordu bir televizyon habercisi cenazesinin kalktığı gün Is- kender Iğdır'ı Evet, sevdalı; ama yalnızca dağlara mı? Tümüyle insan'a sevdalı yürek. Hiç tanımadğı insanlann yaşamlarına, salt onlar atan birer yürek oldukları için, kendi canını yıkın- tılar arasında gözünü k'ırpmadan tehlikeye soka- cak kadar sevdalı bir yürek... Iskender Iğdır'ı şahsen hiç tanımadım. Onu yal- nızca 17 Ağustos depreminin ardından, daha son- ra da Atina'da ve Uzakdoğu'da, öteki AKUT üye- leriyle birlikte yıkıntıların altından canlar kurtaıma yanşına girdiğinde, tetevizyon ekranlannda göfdüm. Yüz ifadesi, özellikle de kimi gülümseme biçim- leri insandaki iyiyi de, kötüyü de neredeyse bir ay- nanın netliöiyle yansıtır. Atina'daki bir konuşması sırasında, Iskender Iğdır'ın dudaklarından ekran- lara uçan gülümseme de o türdendi. İnsan sıcaklığını, insana duyulan sınırsız bir sev- giyi çevresine kucaklar dolusu armağan etme ça- basındaki bir gülümseme. Iskender Iğdır'ın sevdalısı olduğu doruklardaki karların tertemiz parlaklığını taşıyan bir gülümse- me. Son günlerin hesapçı mı hesapçı bir politika pa- zarıyla iyice kirlenmiş iklimimizde Iskender Iğdır'ın zirvelerdeki genç ölümü, sanki bakışlarımızı biraz da sonsuzluğa çevirmemiz yolunda bir uyanydı. Iskender Iğdır, geride kurtanlmış canlarla aydın- lanan, kısa bir yaşam yolu bırakarak sonsuzluğa karıştı, Küçük hesaplaria, iktidar hırsıyla, günlük yalan- larta örülü bir ortamda o, gencecik bir yaşamın say- falannı yalnızca kendini insana adamanın öyküle- riyle doldurdu. Bir büyük yazann dediği gibi, tarih insana karşı adeta nankördür; kahramanlannı insanlara yeni- den can verenlerin arasından değil, genellikle ken- di düzmece görkemleri uğruna kitleleri ölüme sü- rüklemiş olanların arasından seçer. Böyle durumlarda tarihe ağzının payını veren, hep edebiyat olur. Brecht'in "Lukullus'un Sorgulanması" adlı ese- rinde yaşarken Romalılarca baş tacı edilmiş olan muzaffer komutan Lukullus, 'ölüler Dunyas/'nın yar- gıçlanna hep zaferlerinin dökümünü sunar. Gelge- lelim on binlerce kurbanın kanlarında yüzen bu zaferter, yargıçlara göre sadece Lukullus'un 'ölü- ler Ülkesi'nde hiçliğe mahkûm edilmesini sağla- yacak birer kanıttır. Bir zamanların yüce komuta- nının "sevaplar" hanesine ise yalnızca tek bir ey- lem, komutanın yaşarken zaferteriyle kıyaslamayı hiç kuşkusuz aklının köşesinden bile geçirmediği bir eylem yazılır: Roma'ya canlı getirdiği bir kiraz ağacı. Bir ağacın bedeninde bile olsa, korunmuş tek bir can, savaşlarda kazanılmış nice zaferlere bedeldir. AKUT'un bütün üyeleri gibi Iskender Iğdır da yaptıklarını kahramanlık uğruna yapmayı hiç kuş- kusuz aklının kenanndan bile geçirmemişti. Dep- remin ardında bıraktığı can pazarlarına yetiştiğin- deonun tek kaygısı, ölümün elinden birkaç kişi da- ha kurtaıma uğruna kendi canını hiçe sayarak za- manla yanşmaktı. İletişim enflasyonu, pek çok olay gibi yaşamını başkalannı kurtarmaya adama eylemini de sıradan- laştırmış olabilir. Yine de bu eylem karşısında du- rup biraz düşünmeyi, bizi insan kılan bir nitelik saymak durumundayız: Başkalannın canını kurtar- mak uğruna kendini koruma içgüdüsünün bile üs- tesinden gelebilen bir insan, iç dünyasında hangi zirvelere varabilmiş olan bir insandır? Ölümle bun- ca çıplak karşılaşabilmek için nasıl bir yaşam- ölüm hesaplaşması yapabilmiştir? Belki de dagcı, dağlara savdalandığı an ölümle de söz keser. Iskender Iğdır yaşasaydı, kim bilir daha kaç in- sanlık öyküsünün altına imzasını atacaktı. Bundan böyle Ağrı Dağı, canını başkalarının ca- nına adamış bir sevdahsının söylencesini de ba- nndıracak... e-posta: ahmetcemal </ superonline.com acem20 ' hotmail.com liyatpo Yazarları Denneği'nde yeni yöneüm • Kültür Servisi -Tiyatro Yazarlan Derneği'nde gerçekleştinlen olağanüstü kongre sonucunda seçilen yeni Yönetim Kurulu, Recep Bilginer, Refik Erduran, Turan Oflazoğlu, Güngör Dilmen, Tuncer Cücenoğlu, Turgay Nar ve İjlkü Ayvaz'dan oluşuyor. Recep Bilginer'in yeniden Başkanhğa, Turan Oflazoğlu'nun 2. Başkanhğa geldiği yeni yönetımde, Ülkü Ayvaz Genel Sekreterliğe, Turgay Nar Muhasip Üyeliğe seçildiler. Refik Erduran, Güngör Dilmen ve Tuncer Cücenoğlu'nun Yönetim Kurulu Üyesi olarak faaliyetlerini sürdürmeyi tercih ettikleri kongrede Denetleme Kurulu görevine Can Kapyalı, Başar Sabuncu ve Muharrem Buhara getirildiler. Ressam Zehra Kaptan ve Cihat AraCın sergisi Paris'te • Kühür Servisi - Saint-Claude Belediyesi tarafından Fransa'ya davet edilen Zehra Kaptan Aral ve Cihat Aral 66 yapıttan oluşan ikinci kişisel sergilerini Paris Anadolu Kültür Merkezi'nde açtı. Resimlerini doğa ve insan yaşammın diyalektiğini bilinçli, yalın kompozisyon kullanımıyla anlatan Zehra Aral ve yıkım resimleri, göç ve çöp insanlan gıbı konulara ağırhk veren Cihat Aral ise resimlerinde farklı bir toplumsal gerçeğe dayalı. etkili bir sanat dilini ve derin bir kavrayış gücünü yansıtıyor. BUGÜN • ADA KÜLTÜR'de 18.30'da Beral Madra-Özkan Manav, 'Schoenberg/Kandisky Uişkisi' adlı bir söyleşi yapacaklar. (244 28 39) ; • BABYLON'da saat 22.00'de George Grunte Concert Jazz Band ve konuk sanatçı Burhan Öçal bir konser verecek. (292 73 68) • BOĞAZtÇİ ÜNTVERSıTESİ Güney Kampusu'nda saat 19.30'daGrup Asitane konseri ızlenebilir. (287 27 24) • NÂZIM KÜLTÜR EYİ'nde saat 18.30'da düzenlenen 80. Ölüm Yıhnda Ömer Seyfettin adlı sempozy-umun konuşmacılan. Gülseren Engin, Muzaffer Uyguner, Adnan Özyalçıner \e Öner Yağcı olacak. (252 63 14)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle