09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 MART 2000 CUMAJTTE HABERLER İzmir Barosu İnsan Hakları Hukuku ve Hukuk Araştırmalan Merkezi Içişleri Bakanlığı verilerini değerlendirdi 'İşkencecipolislerT~zmir Barosu, kurulduğundan bu yana, hukuk dev- I Jeti ve hukukun üstünlüğu alamnda yaptığı çaJış- Jjnalannı sûrdürmektedir. Mesleki alanda yaptığı çalışmalann yanında, insan haklanna saygının huku- kun aynlmaz birparçası oldugundan yola çıkarak in- san haklan alanmda yapmakta olduğu çalışmalan, 1995 yılında kurduğu İnsan Haklan Hukuku ve Hu- kuk Araştırmalan Merkezi çatısı altında yüriitmeye başlamıştır. Türkiye'de, işkence ve kötü muamelenin, hazırlık soruşturmasında kanıt elde etme aracı olarak kulla- nıldıgı bir gerçekliktir. Avrupa Konseyi Işkenceyi ÖnJeme Komitesi (1); 1995 ve 1996 yıllan boyunca da yasa uygulayıcılan tarafından işkence ve kötü muameie yapıldıgma da- ir güvenilir raporlar almaya devam ettiklerini; bunun ötesinde, 1996 yılında Tiİrkiye'ye yapılan ziyaretler- de, Komite üyelerinin, Türk polisinin işkence ve cid- di kötü muameie uygulamalannda bulunduğuna iliş- kin net kanıtiar bulduklannı: Sakarya Cezaevi ziya- reti sırasında, gözaltından henüz çıkarak tutuklanmış yedi kişiyle yaptıklan görüşme ve übbi muayenede en bariz ömekierle karşılaştıklannı; Komitenin edin- diği bilgiJer sonucunda, işkence ve kötü muamelenin Türkiye'de halen genel bir uygulama olduğunu rapor etmektedir. Komite, 5-17 Ekim 1997 tarihinde Türkiyey yap- tığı ziyaret sırasında herne kadarişkenceye ilişkin ka- nıtlar toplamayı asıl hedef olarak secmemış olsa da yasa uygulayıcılan tarafından yapıldığı belirtilen, cid- di sayıda işkence ve kötü muameie olayından bir kez daha haberdar olduklannı belirtmektedir. (2) Avrupa Komisyonu, 1999 yılında yayımladığı ra- porda, "sûregiden işkence. ka>bolmavç\^rgısuinfaz otayUn,bükümetin bu tûr uygulamalara son \eriune- si yönönde defalarca yapbğı resmi açıklamaiara rağ- men, düzenli olarak kaydedilmektedir" demektedır. Içişlerl Bakanlıflı'na yazı Bu nedenle, Izmir Barosu insan Haklan Hukuku ve Hukuk Araştırmalan Merkezi, yapmakta oiduğu çalışmalar çerçevesinde değerlendirilmek üzere, in- san haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı'nm kurul- masından bu yana, konusu. polisler tarafından ışle- nen "kötü muamete'. "işkence" ve "gâzaianda öfâm" olan olaylara ilişkin olarak, 22 Kasım 1999 tarihinde Içişleri Bakanlığı'na, çeşitli sorulan içeren bir yazı göndermişrir. Bu yazıya Içişleri Bakanlığı adına Emniyet Genei Müdürlüğü tarafından gönderilen 13.0 i .2000 tarihli yanıtta;".Jbahse konu taJeplerinizin tamamının kar- sılanması. taiep edilen bilgilerin bir kısmının teşkila- bnuz dısında başka kunımlan da ilgilendirmesi sebe- biyie fîUen imkânsızdır. Aynca, mensuplanmızın can güvenliği, moraJ motivasyonlan ve konunun hassasi- yeti bakımından bu bilgilerin kamuoyuna vansıülma- sıran uygun olmayacagı değeriendirttmektedin." de- nilerek, bilgi istemimiz reddedilmiştir. B ilindiği gibi; gerçek ve tüzel kışilerin. kendile- ri ve kamu ile ilgili dilek ve şikâyetlerine iliş- kin başvuru hakkı; "dilekçe hakio." adı altında Anayasa'nın 74.maddesinde ve3071 sayılı "Dilekçe Hakkının Kuuanıimasma Dair Kanun"da düzenlen- miştir. Bu hak aynı zamanda kamu otoritelerinin iş- leyışı hakkmda "bilgi alma hakkı'dır ki demokrasi- nin vazgeçilmez unsurlanndandır. Baromuz tarafından hazırlanan ve çeşitli sorulan içeren yazıda, işkence ve kötümuamele nedeniyle so- ruşturmaya uğrayan kamu görevlilerinin ne kimlik- len ve ne deadresleri sorulmustur. Istenen bilgiler, sa- dece yürütülen adli ve idari soruştunnalara yönelik sayısal verilerden ibarettir. Buna karşın Emniyet Ge- nel Müdüriüğü'nün, yazısında, personelin "can gü- veniiği" gerekçesiyle bu sonılara yanıt verilmemesi- nin anlaşılır hiç bir yanı bulunmamaktadır. 'Polisin morall bozulur* Emniyet Genel Müdüriüğü'nün yazısında, yanıt vermemenin bir diğer gerekçesi ise personelin "mo- ral motivaswnlan"n ın bozulabileceğidir. Gerek Ana- yasa m. 17 ve gerekse Türkiye'nin taraf olduğu ulus- lararası sözleşmeler, işkence ve kötü muamelenin ya- sak olduğunu belirtmektedir. işkence ve kötü mu- ameie, kamu vicdanında 'insaniıksuçu' olarak tanım- lanmaktadır. Yasanın suç olarak belirlediği bir eylem- den dolayı, kamu görevlilerinin soruşturmaya uğra- mış olmasının moral bozucu bir niteliği olamaz. Di- ğer tüm kamugörevlileri gibi, polis degörevlerini ya- saya uygun olarak yapmak zorundadır. Bu yükümlü- lüğün aksine eylemlerde bulunanlar hakkında hem adli ve hem de idari işlem yapılması hukuk devleti- nin gereğidir. B aromuz tarafından sorulan sonılara yanıt veri- lemeyeceğini belırten cevabi yazıda bir başka gerekçe de "konunun hassasbeti"dir. Gerçek- ten de işkence ve kötümuamele, herkesm duyarh ol- masını gerektiren hassas bir konudur. Baromuz da hukuka ve insan haklanna saygının sonucunda, ka- musal görevini yerine getirerek bu hassasiyeti göster- mış; polisler hakkında işkence ve kötü muameleden dolayı yapılan adli ve idari işlemlerin sayısal verile- rini tam da bu nedenle isterniştir. Hukuk uygulayıcı- lannın saygın bir kurumu olan Baro'nun, işkence ve kötü muameie konusunda gösterdiği hassasiyetin de- ğerlendirilmesi gerekirken. güvensizlik gösterilerek yanıt verilmemesi hukuk devleti ilkesine aykındır. Emniyet bllgl vemHyor Emniyet Genel Müdürlüğü, talep edilen bilgileri Baromuza bildırmekten "hassasiyetk" kaçınmıştır. Ancak, Bursa Milletvekili Sayın Ali Arabacı'nm, iş- kence ve kötü muameie suçlanndan soruşturmaya uğrayan polis memurlan hakkındaki verilerin açıklan- masını bir soru önergesi olarak Meclis'te sunması üzerine, Içişleri Bakanı Saym Saadettin Tantan soru- lan yanıtlamak durumunda kalmıştır. Daha sonra bu konudaki bilgiler, 12.02.2000 tarihinde sadece avu- katlara değıl, basın aracılığıyla tüm kamuoyuna yan- sımıştır.(3) 12.01.2000 tarihli ve Sadettin Tantan'ın imzasını taşıyan, 1995-1999 yıllanna ait işkence ve kötü mu- ameie soruşturmalanna ilişkin sayısal verilere göz at- makta yarar vardır(Tablo 1) Rakamlar, bizlere, 5 yıl içinde sadece 10 kamu gö- revlisinin işkence suçundan, 84 kamu görevlisinin de kötümuameledebulunmaktan mahkûm olduğunu or- taya koymaktadır. Bu rakamlann azlığı, resmi yetki- lilerin iddia ettiği gibi, işkence ve kötü muamelenin münferit eylemier olarak gerçekleştiğini düşündüre- bilir. Ancak gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışın- da insan haklan alanında çalışan saygın insan hakla- TABLO1 TCK M. 243 UYARINCA; Ceza soruşturmasına uğrayan va Adli yargıda işlem yapılan Personal sayısı Men-i muhakeme Talripsizlik Ceza Beraat îşlem yapılanlann Toplam sayısı Akıbeti belirsiz îşlem sayısı 577 118 68 10 195 391 •186 idari soruşturmaya uğrayan Personel sayısı Uyan cezası Kınama cezası Aylıktan kesme Kısa sür. durdurma Uzun sür. durdurma Meslekten çıkarrna Soruşturması süren işlem yapılanlann Toplam sayısı Akıbeti beiirsiz İşlem sayısız 569 1 3 1 3 4 70 82 487 • TCK M. 243 uyannca, 577 kişi hakkındaadli yargı- da işiem yapıldığı belirtilmesine kar- şın, bu kışıierden. hakkında idari so- ruştunna açılanla- nn sayısı daha az- drr; 569 kişi! Aynca; hakkında adli yargıda işlem yapıldığı belirsiz- âirî (4) •1995yılıbaşm- dan bu yana. kamu görevlileri hakkın- da açıian idari so- ruşturmalardan sa- dece 12 tanesi so- nuçlandınlmışnrî * Ceza verilenlerin sayısı, haklannda adli işlem yapılantann toplam sayısmın %2'sinı bile oluştur- mamaktadır! • İşkence, kamu görevlilerinin ancak adli görev- leri sırasında işlcyebilecekleri bir suçtur. CMUK m. 154/3 amir hükmü uyannca, bu suçların soruştur- ması dogrudan Cumhuriyet savcılanna yapılm An- cak tablodan da görüldûğü gibi ] i 8 kamu görevli- si hakkında CMUK m. 154/3 amirhükmü uyfulan- mış, bunun yerine Memurin Muhakematı Yasası uygulanarak bu kamu görevlileri hakkında soruş- tunna açılmasının önûne geçilmiştir. * Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğû'nûn 8/39. maddesinegöre; "Iş sahiplerine ya da herhangi bir nednele Emniyet binalanna gelen ya da getırilen- lere işkence yapmak" eylemi, "Emniyet örgütlerin- de birdaha çahştmlmamak üzere meslekten çıkar- ma" cezasım öngörmektedir. Ancak, tablodan da görülecegi üzere, işkince yapmaktan idari soruşturma açıianlar hakkında; sa- dece uyan, kınama, aylıktan kesme ve kademedur- durulması cezalan venlnıistir. Bu verilere göre; 10 personelin işkence suçunu işledıği mahkemekaran ilesabrt olmasına ragmen, bu kışilenn hiçbiri hakkında meslekten çıkarrna karan verilmemişrjr! •Haklannda TCK m. 245 uyannca adli işlem yapılan 2851 kişi hakkında Me- murin Muhakematı Yasası uygulanmış ve %38.5 gibi, çok büyük orandaki so- ruşturmalar adü yar- gıya intikal ettirilme- miştir. Haklannda ceza karan verilen perso- nel sayısmın, toplam işlem sayısına oranı %3'e dahi ulaşama- maktadır! (5) * Her iki tabloda da; * Akıbeti belirsiz işlemlerin sayısında- ki yükseklik dikkat çekicidir. TCK 243 ve 245 uyannca 1990-1991 yıllanna ait verilere göre, haklannda adli işlem yapılan personel ile idari iş- lem yapılan personel sayısının birbirine eşit ol- duğu görülmektedir. 657 sayılı Deviet Memurlan Yasası'nın 127/2. maddesi uyannca, disiplin sorusturmalan, disip- lin soruşturmasmı gerektiren fiilin işlendiği ta- nhten sonra iki yıl içinde zamanaşımına uğra- maktadır. ÖzeHikle idari soruşturmalardaki aki- beti belirsiz soruşturmalann. tüm soruşturmala- raoranı %80'i aşmaktadır. Bu da sorumlulann ce- zalandınlmaması bakımından son dcrece ciddi TABLO2 TCKM. 245 UYAREVCAj Ceza soruşturmasına ugrayan va Adli yargıda işlem yapılan Personel sayısı Men-i muhakeme Takipsİ2İik Ceza Beraat tşlem yapılanlann Toplam sayısı Akıbeti belirsiz İşlem sayısı 2851 1095 278 84 480 1937 954 İdari soruşturmaya uğrayan Personel sayısı Uyan cezası Kınama cezası Aylıktan kesme Kısa sür. durdurma Uzun sür. durdurma Meslekten çıkarrna Soruşturması süren tşlem yapılanlann Toplam sayısı Akıbeti belirsiz İşlem sayısı 4668 3 71 111 218 81 6 453 943 3725 bir rakamı oluşturmaktadır. * Tablo 1 ve Tablo 2'ye göre; işkence ve kötü muameie eylemlerinden dolayı yapılan soruştur- malarsonucunda "işkence"eylemindendolayı 1 kişiye uyan, 3 kişiye kınama cezası, "köfû mu- ameie" suçundan dolayı 3 kişiye u uyan", 71 ki- şiye "kınama" cezalan verilmiştir. Ancak Emniyet Örgütü Oisiplin Tüzüğü'nün uyarma cezasım gerektiren eylemleri düzenle- yen 3. maddesinde ve kınama cezasım düzenle- yen 4. maddesinde belirtilen eylem ve işfcmter- İin, işkence ve kötü muameie sucuyla hiçbir il- gisi yoktur. (6) n kuruluşlannın yaptığı araştırmalar ve bizzat hu- kukçular olarak bizferin pratikleri, durumun böyle olmadığını göstermektedir. D evletin resmi kurumlanndan olan Adli Sicil ve Istatistik Genel Müdüriüğü'nün belirleme- lerine göre; * Işkencenin cezalandınhnasını öngören TCY m. 243'e göre 1997 yılında sonuçlandınlan toplam 275 davada 93 mahkûmiyet, 145 beraat; 1998 yılında so- nuçlandınlan toplam 205 davada 72 mahkûmiyet, 104 beraat karan verilmiştir. * Kötü muamelenin cezalandınlmasını öngören TCK m.245'e göre ) 997 yılında sonuçlandınlan 746 davada, 273 mahkûmiyet ve 317 beraat, 1998 yılın- da sonuçlandınlan toplam 639 davada 223 mahkûmi- yet, 264 beraat karan verilmiştir. Adli Sicil ve Istatistik Genel Müdürlüğü verileri iie Içişleri Bakanlığı verileri arasında ciddi bir sayısal fark bulunmaktadır. Genel Müdürlük verileri sadece 1997-98 yıllannı kapsamasına ve. işkence suçundan îo^kişinın ceza.atdığı bildirilmesine rağmen îçişle-' ri Bakanlığı verrjerinde bu rakam 1995-1999 yıllan tır; "Terörle uğraşıyoruz. Kamu düzeni bıçak sırtın- da_ Şu anda hayatın her türiü pistiğine girmiş, suç is- lemiş insanlan aiıp polis yapryoruz. Sistemi değiştir- meye çabşıyoruz, ama mevcut durumu biraz mazur görmek laam. Bu düzenleme polisin şevkinikırar. Ya- sanın çıkması halinde personel görev >-apamaz. Bu ft- ilieri isleyenJer deçolukçocuksahibi cezalar karşısın- da mağdur oUcaklar_"(7) G enç, işkence olmadan polisin görev yapama- yacağı anlayışını sergilemekte ve bu açıkla- masıyla, polisler hakkında açılmış ve açılacak idari soruşturmalann akıbeti konusunda bizlere bir görüş sunabilmektedir. Yine, Meclis görüşmeleri sı- rasında, Içışlen Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sami Sönmez, tasannın polisin eiini kolunu bağlayacağını ileri sünnüş ve şunlan söylemiştir: "R»lisiıniz, ekji mekşianıabizimbagınüzümübu-.". "ha\atın hertür- lü pisliğine girmiş, pavyonlarda ~ tezgâhtarhk yap- mış, pis işlere girenleri polis olarak alauşız- "(8) Durum bu yetkilı kişikrin açıkladıklan gıbıyse, suç işlemı'ş, bataklıktan gelmiş kişilerin bir devlet me- murhığu olan polislik görevine baştan atanmamaian smda açıian adli ve ıdan soruşturmalar ile bunlann akıbetlen üzennde durulmaya çalışılmıştır. Sonuç ve önerilerlmlz Türkiye tarafından 6 Nisan 1949 tarihinde kabul edilen İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi,"insanlıkai- iesinin tüm üyelerinin niteligindeki onurun ve eşit ve aynlmaz haklanrutanunanındünyadaözgüriük. ada- let ve banşın temeli oiduğunu" ortaya koyarak başla- maktadu". İnsan haklan, insanlık onuru kavramı üze- rine oturmaktadır ve bu yüzden de onurlu yaşam, in- san haklanna sahipofmakla özdeşieşmış durumdadır. Bu nedenle, kişinin din. dil, ırk, dini ya da siyasal dü- şünce bakımından taşıdığı özellikler insan haklannın özüne dokunamamaktadır. Topluma yaran ne olursa olsun. her insanın eşit ve vazgeçilmez bir ahlaki de- ğeri vardır. Bireylerin, kün olduklanndan ve yukan- da belirtilen nıtelıklerinden bağımsız olarak, devle- tin kontmast altmda oîmaa gprekeo bir onuru vardır. ' Aynca>bu eşit ilgi ve saygı herkesin hakkıdır.(! 0) Bu nedenle, kişinin suç işlemiş, bunu alışkanlık * Adli Tabibler tarafından verilen raporlann ya- nında. güvenırlığı kamuoyu tarafından kabul edilen TabibOdalan ve Türkiye insan Haklan Vakfı gibi ku- rumlann işkence vekötümuameleye ilişkin verdiği ra- porlar da delil olarak değerlendinlmelidir. * İşkence ve kötümuamele iddialannın, mutlaka fi- ziksel bulgularla ispatlanması da bekienmemelidir çünkü unutulmamalıdır ki insan onuru en kolay ola- rak psikolojik baskıyla zedelenebilir, * Bu suçlann tamamının soruşturmalannın bizzat C.Savcısı tarafından yapılmasma ilişkin Memur Yar- gılamasına Dair Yasa'ya bir hüküm eklenmelidir, * Kamu görevlilerine verilen adli ve disiplin ceza- lannm, uluslararası sözleşmelerle uyumlu biçimde, eylemleri ile orantılı olması sağlanmalıdır, * İnsan haklan uygulamalannın iyileştirilmesi için daha fazla yazı11 belge çıkanlması yenne. varolan belgelerdeki düzenlemelerin uygulanmasi yönünde etkin dençtım sağlanmalıdır, ,„. „. , ,„*,*, işkence iddialannın sık sık gündeme geldiği Türkiye'de elde edilen veriler, 5 yıl içinde sadece 10 kamu görevlisinin işkence suçundan, 84 kamu görevlisinin de kötü muamelede bulunmaktan mahkûm olduğunu gösteriyor. için sadece 10'dur! Genel Müdürlük, kötü muameie suçundan, iki yılda 496 mahkûmiyet çıktığı belirtil- mesine rağmen Içişleri Bakanlığı 1995-1999 yıllan için 84 kişinin ceza aldığını belirtmiştir. Devletin iki resmi kurumunun verileri arasındaki bu açık çelişkiye ve Sayın Tantan'ın vermiş olduğu ra- kamlar daha düşük olmasına rağmen 5 yıl içinde, iş- kence ve kötü muameie nedeniyle 3428 personel hak- kında adli, 5237 personel hakkında da idari soruştur- ma açılması, sorunun boyutunun vâhametini göster- mektedir. Sofumltıların üzerlne gldllmlyor Hakkında adli ve idari soruşturma açıian personel sayısının çokluğuna rağmen, gerek hakkında men-i muhakeme karan verilenler ve gerekse akıbeti belir- siz işlem sayısının çokluğu sorumlulann üzerine ye- terince gidilmediğini göstermektedir. Sayın Tantan imzasıyla hazırlanan verilere göre işkence ve kötümu- amelede bulunan kamu görevlileri adli ve idari soruş- turmalar sonucunda adli yargı önüne çıkmamakta, ceza almamakta, alsalar da bu cezalar eylemleri ile orantılı olmamaktadır. Dahada ötesinde, ceza alan bu kişiler hakkında Disiplin Tüzüğü'nün 8/39.maddesi- nin gereği "meslekten meo" cezası da uygulanma- maktadır. (bkz. Tablo 1) Kamu görevlilerinin, hazır- lık soruşturması sırasında yaptıklan eylemlere ilişkin egemen bakış açısına iki ömekle değinmek isriyoruz. Türk Ceza Yasası'nda yer alan işkence ve kötü mu- ameie suçlannın cezalannm arttınlmasıyla ilgili ya- sa tasansının görüşülmesi sırasında, tasandaki ceza- lan ağır bulan, dönemın Emniyet Genel Müdür Yar- dımcısı Turan GENC şu çarpıcı açıklamayı yapmış- gerekmektedir. Atandüctan sonra bile suç işlemeye devam eden ve bu nedenle işkence ve kötümuamele- den dolayı adli mahkemelerce mahkûm edilen polis memurlan hakkında disiplin hukukununemredici hü- kümlerinin tam anlamıyla uygulanmayışı da bu gö- revlilerin kollandıkian ve teşvik edildıkleri kanısını güçlendinnektedir. Üstelik, tam anlamıyla uygulanmadığını düşündü- ğümüz disiplin hukukuna göre yürütülen soruştur- malar ve verilen cezalar da 22.08.1999 tanhinde ka- bul edilen "Memurlar ileDiğer Kamu Göreviflerinin Disiplin Cezalannm Affi Hakkında Kanun", işkence ve kötümuamele nedeniyle idari ceza almış kamu gö- revlilerinin 'meslekten çıkarma' da dahil olmak üze- re disiplin cezalannı. tüm sonuçlanyla birlikte orta- dan kaldınlmıştır. Bu da, işkence ve kötümuamele- nin birdevlet politikası olduğu yönünde, yukanda ör- neklediğimiz insan hakjan örgütlerinin raporlannda- ki saptamalara siyasi iradenin yaptığı bir katkıdır. K amu görevlilerinin işkence ve kötü muame- ie eylemleri ile adliye ve idarenin bu eylem- lerine ilişkin Avrupa Konseyi Işkenceyi Ön- leme Komitesi Türkiye'nin, insan haklan alanındaçe- şitli yasaf düzeniemeleryaptığı ancak gereksinim du- yulanın daha fazla düzenlemeyapmak değil, yasa uy- gulayıcılannın eylemlerine ilişkin etkili bir deneti- minin yanında işkence ve kötü muameie şikâyetleriy- le karşılaşan savcılann, acilen ve sonuç alıcı biçim- de tepki vermelerinin gerektiği saptamalannı yap- maktadır.(9) Bu çalışmada, işkencenin nedenleri, işkence yön- temleri. bunlara ilişkin sayısal veriler üzerinde değil, sadece işkence ve kötü muameie fiilleri ile ilişkile- nen polis memurlan hakkında, 1995-1999 yıllan ara- haline getirmiş olması dahi onun. temel insan hakla- nndan yararlanma hakkını ortadan kaldıramayacak- tır. Bu yüzden de bir suç işlediği iddiasıyla ister bir polis memurunun önünde, ister C.Savcılığında ya da mahkemeönündeolsun kişi, onurlu bir yaşam için ge- rekli olan haklara sahiptir ve bu da temel olarak iş- kence ve kötü muameie görmeme hakkı anlamına gelmektedir. Polisinzanlıyı birhasım gibi görmesinin, olayın ta- rafi gibi davTanabihnesinin kökenindeki anlayışm de- ğiştirilmesi ve objektif davranmasınm sağlanması ge- rekmektedir. însan haklanna salt yaşam için değil a- ma "onurlu biryaşam için" gereksinim duyuîduğu an- layışı, tüm yasa uygulayıcılan katında içselleşmeli- dir. Bunun sonucunda, işkence ve kötümuamele suç- lannın failleri polis memurlanmn korunması ve bir tür cezadan bağışıklığı getiren uygulamalara son ve- rilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin. uluslararası taahhütlerine uygun ola- rak ve daha fazla tazminat ödemek zorunda kalınma- dan. Türkiye'nin bu alandaki saygmlığının sağlana- bilmesi için uluslararası sözleşmeleri iç hukuk kura- lı olarak acilen yerleştirmesi gerekmektedir. $ffcâyet beklenilmemelldir işkence ve kötümuamele suçlanndan kamu görev- lileri hakkında açıian soruşturmalara ilişkin olarak yapıiması gereken yasal düzeniemeler ve pratıkler konusundaki önerilerimiz şoyledir; * tşkence ve kötümuamele iddialannın soruşturul- ması için bir şikayet yapılması beklenmemelidir. * Her işkence iddiasınm üzerine derhal, etkin bi- çimde ve büyük bir ciddiyetle gidilmeüdir, ,degü-venılır kanuiac-bulunması durumunda, ilgili lis memurlan, en azından soruşturma sonuçlanana, değin, görevlerinden uzaklaştınlmalıdır, * Ulusal mahkemeler ile Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi tarafından verilen tazminat hükümleri için, idare, ilgili polis memurlanna rücu etmelidir, * Savcı ve yargıçlar bakımından yargı bağımsızlı- ğı tam olarak sağlanmalıdır. * Türk Ceza Kanununda bu suçlara öngörülen ce- zalann ait sınırlan arttınlnıalıdır. * Polis memurlannın işlediği suçlarafkapsamma alınmamalı, adli ve idari cezalar af nedeniyle ortadan kaldınlmamalıdır. * Görev ve özlük haklan bakımından C.Savcısına bağlı çalışacak adli kolluk oiuşturulmalıdır, Aynca insan haklan ihlallen nedeniyle yapılan şi- kâyet, soruşturma sayılan ile bunlann sonuçlan; so- ruşturmaya uğrayan kamu görevlilerinin kariyerleri-"''< de her yıl kamuoyuna inandıncı venlerle açıklanma- .t lıdır. Tüm adli istatistiklergibı, polis memurlan hak- kındaki venler de kamuoyuna açık olmalıdır. ' '"-'• Dipnotlar , •*'•-• (1) Avrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi, Türkiye'nin de taraf olduğu tşkenceyi Önleme Avru- pa Sözleşmesi çerçevesinde 1987 yılında kurulmuş- tur. Işkenceyi önleme temel amacıyla, bağımsız uz- manlar tarafından gözaltı merkezlen ve cezaevlerine önceden haberli veya habersiz ziyar6tler gerçekleşti- rir. Komitenin, gözaltı yerlerinı ınceleme yetkisi hiç- bir biçimde kısıtlanamaz (2) Avrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi, 23 Şubat J999 tarihli raporu (3)12 Şubat 2000 tarihli Cumhuriyet, Evrensel ve Özgür Bakış gazeteleri (4) TCK m.243/1 (26.8.1999 değ.); "Birkimseye cürmünü sövletmek, mağdurun. şahsi davacının, da- vaya karılan kimsenin veya bir tanığın ola\ lan bildir- mesini engeUemek, şikiyet veya ihbarda bulunmasuu önlemek için yahutşikâvet veya ihbarda bulunmasuu veya taıuklık etmesi sebebryje veya diğer herhangi bir sebeple işkenceeden veyazalimaneve>aga> riinsanive- ya haysiyet kıncı muamelelere başvuran memur veya diğer kamu görevlilerine sekiz > ıJa kadar ağır hapis ve sürekii ve>a geçtei olarak kamu hizmetierinden mab- rumiyet cezası veriür " (5) TCK m.245/1 (26.8.1999 değ.); "Kuvveti ceb- riv« imaline memur olanlar ve bilumum zabıta ve ÜV zar memurlan memuriyetlerini icrada ve mafevida- de bulunan amirin emrini infazda kanun ve nizanun tavin ettiği abvalden başka surette bir kimse hakkın- da suimuamelede yvya cismen eza verecek hale cüret eder yahut o kimseye darp ve cerb evlerse üç aydan beş seneye kadar hapisveve muvakkaten memuriyet- ten mahrumiyet cezalan ile cezalandınlır." (6) m.3; Uyarma cezasım gerektıren tutum ve dav- ranışlar şunlardır; 1 .Silahını, araç ve gerecini, giysi ve kuşarriını pis tutmak. çalıştığı yerin temizliğine özen gösterme- mek, 2.Zorunlu bir neden olmaksızın günlük sakal tıraşı olmamak. m.4; Kınama cezasım gerektiren tu- tum ve davranışlardan bazılan şunlardır; 2.Zorunluluk olmadan rütbe sırasma uymayarak başvuruda bulunmak, S.Nöbeti teslimden sonra gö- rev yerine özürsüz geç dönmek, 7.Herhangi bir yolu, yeri veya kişiyi arayıp soranlan yanıtsız bırakmak, < baştan savmak, 9.Bildirimleri süresi içinde yerine u- laştırmamak 12.Demirbaş silahı yerine, kişisel sila- hıyla göreve çıkmak. (7) Hürriyet Gazetesi, 7 Ağustos 1999 >. • .fc; r (8) Milliyet Gazetesi, 11 Agustos 1999 (9)Avrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi, 6 Aralık 1996 (10) DONNELLY, Teonde ve Uygulamada Evren- sel İnsan Haklan, Yetkin Yayınlan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle