Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 4 MART 2000 CUMAJTTE
HABERLER
İzmir Barosu İnsan Hakları Hukuku ve Hukuk Araştırmalan Merkezi Içişleri Bakanlığı verilerini değerlendirdi
'İşkencecipolislerT~zmir Barosu, kurulduğundan bu yana, hukuk dev-
I Jeti ve hukukun üstünlüğu alamnda yaptığı çaJış-
Jjnalannı sûrdürmektedir. Mesleki alanda yaptığı
çalışmalann yanında, insan haklanna saygının huku-
kun aynlmaz birparçası oldugundan yola çıkarak in-
san haklan alanmda yapmakta olduğu çalışmalan,
1995 yılında kurduğu İnsan Haklan Hukuku ve Hu-
kuk Araştırmalan Merkezi çatısı altında yüriitmeye
başlamıştır.
Türkiye'de, işkence ve kötü muamelenin, hazırlık
soruşturmasında kanıt elde etme aracı olarak kulla-
nıldıgı bir gerçekliktir.
Avrupa Konseyi Işkenceyi ÖnJeme Komitesi (1);
1995 ve 1996 yıllan boyunca da yasa uygulayıcılan
tarafından işkence ve kötü muameie yapıldıgma da-
ir güvenilir raporlar almaya devam ettiklerini; bunun
ötesinde, 1996 yılında Tiİrkiye'ye yapılan ziyaretler-
de, Komite üyelerinin, Türk polisinin işkence ve cid-
di kötü muameie uygulamalannda bulunduğuna iliş-
kin net kanıtiar bulduklannı: Sakarya Cezaevi ziya-
reti sırasında, gözaltından henüz çıkarak tutuklanmış
yedi kişiyle yaptıklan görüşme ve übbi muayenede
en bariz ömekierle karşılaştıklannı; Komitenin edin-
diği bilgiJer sonucunda, işkence ve kötü muamelenin
Türkiye'de halen genel bir uygulama olduğunu rapor
etmektedir.
Komite, 5-17 Ekim 1997 tarihinde Türkiyey yap-
tığı ziyaret sırasında herne kadarişkenceye ilişkin ka-
nıtlar toplamayı asıl hedef olarak secmemış olsa da
yasa uygulayıcılan tarafından yapıldığı belirtilen, cid-
di sayıda işkence ve kötü muameie olayından bir kez
daha haberdar olduklannı belirtmektedir. (2)
Avrupa Komisyonu, 1999 yılında yayımladığı ra-
porda, "sûregiden işkence. ka>bolmavç\^rgısuinfaz
otayUn,bükümetin bu tûr uygulamalara son \eriune-
si yönönde defalarca yapbğı resmi açıklamaiara rağ-
men, düzenli olarak kaydedilmektedir" demektedır.
Içişlerl Bakanlıflı'na yazı
Bu nedenle, Izmir Barosu insan Haklan Hukuku
ve Hukuk Araştırmalan Merkezi, yapmakta oiduğu
çalışmalar çerçevesinde değerlendirilmek üzere, in-
san haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı'nm kurul-
masından bu yana, konusu. polisler tarafından ışle-
nen "kötü muamete'. "işkence" ve "gâzaianda öfâm"
olan olaylara ilişkin olarak, 22 Kasım 1999 tarihinde
Içişleri Bakanlığı'na, çeşitli sorulan içeren bir yazı
göndermişrir.
Bu yazıya Içişleri Bakanlığı adına Emniyet Genei
Müdürlüğü tarafından gönderilen 13.0 i .2000 tarihli
yanıtta;".Jbahse konu taJeplerinizin tamamının kar-
sılanması. taiep edilen bilgilerin bir kısmının teşkila-
bnuz dısında başka kunımlan da ilgilendirmesi sebe-
biyie fîUen imkânsızdır. Aynca, mensuplanmızın can
güvenliği, moraJ motivasyonlan ve konunun hassasi-
yeti bakımından bu bilgilerin kamuoyuna vansıülma-
sıran uygun olmayacagı değeriendirttmektedin." de-
nilerek, bilgi istemimiz reddedilmiştir.
B
ilindiği gibi; gerçek ve tüzel kışilerin. kendile-
ri ve kamu ile ilgili dilek ve şikâyetlerine iliş-
kin başvuru hakkı; "dilekçe hakio." adı altında
Anayasa'nın 74.maddesinde ve3071 sayılı "Dilekçe
Hakkının Kuuanıimasma Dair Kanun"da düzenlen-
miştir. Bu hak aynı zamanda kamu otoritelerinin iş-
leyışı hakkmda "bilgi alma hakkı'dır ki demokrasi-
nin vazgeçilmez unsurlanndandır.
Baromuz tarafından hazırlanan ve çeşitli sorulan
içeren yazıda, işkence ve kötümuamele nedeniyle so-
ruşturmaya uğrayan kamu görevlilerinin ne kimlik-
len ve ne deadresleri sorulmustur. Istenen bilgiler, sa-
dece yürütülen adli ve idari soruştunnalara yönelik
sayısal verilerden ibarettir. Buna karşın Emniyet Ge-
nel Müdüriüğü'nün, yazısında, personelin "can gü-
veniiği" gerekçesiyle bu sonılara yanıt verilmemesi-
nin anlaşılır hiç bir yanı bulunmamaktadır.
'Polisin morall bozulur*
Emniyet Genel Müdüriüğü'nün yazısında, yanıt
vermemenin bir diğer gerekçesi ise personelin "mo-
ral motivaswnlan"n ın bozulabileceğidir. Gerek Ana-
yasa m. 17 ve gerekse Türkiye'nin taraf olduğu ulus-
lararası sözleşmeler, işkence ve kötü muamelenin ya-
sak olduğunu belirtmektedir. işkence ve kötü mu-
ameie, kamu vicdanında 'insaniıksuçu' olarak tanım-
lanmaktadır. Yasanın suç olarak belirlediği bir eylem-
den dolayı, kamu görevlilerinin soruşturmaya uğra-
mış olmasının moral bozucu bir niteliği olamaz. Di-
ğer tüm kamugörevlileri gibi, polis degörevlerini ya-
saya uygun olarak yapmak zorundadır. Bu yükümlü-
lüğün aksine eylemlerde bulunanlar hakkında hem
adli ve hem de idari işlem yapılması hukuk devleti-
nin gereğidir.
B
aromuz tarafından sorulan sonılara yanıt veri-
lemeyeceğini belırten cevabi yazıda bir başka
gerekçe de "konunun hassasbeti"dir. Gerçek-
ten de işkence ve kötümuamele, herkesm duyarh ol-
masını gerektiren hassas bir konudur. Baromuz da
hukuka ve insan haklanna saygının sonucunda, ka-
musal görevini yerine getirerek bu hassasiyeti göster-
mış; polisler hakkında işkence ve kötü muameleden
dolayı yapılan adli ve idari işlemlerin sayısal verile-
rini tam da bu nedenle isterniştir. Hukuk uygulayıcı-
lannın saygın bir kurumu olan Baro'nun, işkence ve
kötü muameie konusunda gösterdiği hassasiyetin de-
ğerlendirilmesi gerekirken. güvensizlik gösterilerek
yanıt verilmemesi hukuk devleti ilkesine aykındır.
Emniyet bllgl vemHyor
Emniyet Genel Müdürlüğü, talep edilen bilgileri
Baromuza bildırmekten "hassasiyetk" kaçınmıştır.
Ancak, Bursa Milletvekili Sayın Ali Arabacı'nm, iş-
kence ve kötü muameie suçlanndan soruşturmaya
uğrayan polis memurlan hakkındaki verilerin açıklan-
masını bir soru önergesi olarak Meclis'te sunması
üzerine, Içişleri Bakanı Saym Saadettin Tantan soru-
lan yanıtlamak durumunda kalmıştır. Daha sonra bu
konudaki bilgiler, 12.02.2000 tarihinde sadece avu-
katlara değıl, basın aracılığıyla tüm kamuoyuna yan-
sımıştır.(3)
12.01.2000 tarihli ve Sadettin Tantan'ın imzasını
taşıyan, 1995-1999 yıllanna ait işkence ve kötü mu-
ameie soruşturmalanna ilişkin sayısal verilere göz at-
makta yarar vardır(Tablo 1)
Rakamlar, bizlere, 5 yıl içinde sadece 10 kamu gö-
revlisinin işkence suçundan, 84 kamu görevlisinin de
kötümuameledebulunmaktan mahkûm olduğunu or-
taya koymaktadır. Bu rakamlann azlığı, resmi yetki-
lilerin iddia ettiği gibi, işkence ve kötü muamelenin
münferit eylemier olarak gerçekleştiğini düşündüre-
bilir. Ancak gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışın-
da insan haklan alanında çalışan saygın insan hakla-
TABLO1
TCK M. 243 UYARINCA;
Ceza soruşturmasına uğrayan
va Adli yargıda işlem yapılan
Personal sayısı
Men-i muhakeme
Talripsizlik
Ceza
Beraat
îşlem yapılanlann
Toplam sayısı
Akıbeti belirsiz
îşlem sayısı
577
118
68
10
195
391
•186
idari soruşturmaya
uğrayan Personel sayısı
Uyan cezası
Kınama cezası
Aylıktan kesme
Kısa sür. durdurma
Uzun sür. durdurma
Meslekten çıkarrna
Soruşturması süren
işlem yapılanlann
Toplam sayısı
Akıbeti beiirsiz
İşlem sayısız
569
1
3
1
3
4
70
82
487
• TCK M. 243
uyannca, 577 kişi
hakkındaadli yargı-
da işiem yapıldığı
belirtilmesine kar-
şın, bu kışıierden.
hakkında idari so-
ruştunna açılanla-
nn sayısı daha az-
drr; 569 kişi!
Aynca; hakkında
adli yargıda işlem
yapıldığı belirsiz-
âirî (4)
•1995yılıbaşm-
dan bu yana. kamu
görevlileri hakkın-
da açıian idari so-
ruşturmalardan sa-
dece 12 tanesi so-
nuçlandınlmışnrî
* Ceza verilenlerin sayısı, haklannda adli işlem
yapılantann toplam sayısmın %2'sinı bile oluştur-
mamaktadır!
• İşkence, kamu görevlilerinin ancak adli görev-
leri sırasında işlcyebilecekleri bir suçtur. CMUK m.
154/3 amir hükmü uyannca, bu suçların soruştur-
ması dogrudan Cumhuriyet savcılanna yapılm An-
cak tablodan da görüldûğü gibi ] i 8 kamu görevli-
si hakkında CMUK m. 154/3 amirhükmü uyfulan-
mış, bunun yerine Memurin Muhakematı Yasası
uygulanarak bu kamu görevlileri hakkında soruş-
tunna açılmasının önûne geçilmiştir.
* Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğû'nûn 8/39.
maddesinegöre; "Iş sahiplerine ya da herhangi bir
nednele Emniyet binalanna gelen ya da getırilen-
lere işkence yapmak" eylemi, "Emniyet örgütlerin-
de birdaha çahştmlmamak üzere meslekten çıkar-
ma" cezasım öngörmektedir.
Ancak, tablodan da görülecegi üzere, işkince
yapmaktan idari soruşturma açıianlar hakkında; sa-
dece uyan, kınama, aylıktan kesme ve kademedur-
durulması cezalan venlnıistir.
Bu verilere göre; 10 personelin işkence suçunu
işledıği mahkemekaran ilesabrt olmasına ragmen,
bu kışilenn hiçbiri hakkında meslekten çıkarrna
karan verilmemişrjr!
•Haklannda TCK
m. 245 uyannca adli
işlem yapılan 2851
kişi hakkında Me-
murin Muhakematı
Yasası uygulanmış
ve %38.5 gibi, çok
büyük orandaki so-
ruşturmalar adü yar-
gıya intikal ettirilme-
miştir.
Haklannda ceza
karan verilen perso-
nel sayısmın, toplam
işlem sayısına oranı
%3'e dahi ulaşama-
maktadır! (5)
* Her iki tabloda
da;
* Akıbeti belirsiz
işlemlerin sayısında-
ki yükseklik dikkat çekicidir. TCK 243 ve 245
uyannca 1990-1991 yıllanna ait verilere göre,
haklannda adli işlem yapılan personel ile idari iş-
lem yapılan personel sayısının birbirine eşit ol-
duğu görülmektedir.
657 sayılı Deviet Memurlan Yasası'nın 127/2.
maddesi uyannca, disiplin sorusturmalan, disip-
lin soruşturmasmı gerektiren fiilin işlendiği ta-
nhten sonra iki yıl içinde zamanaşımına uğra-
maktadır. ÖzeHikle idari soruşturmalardaki aki-
beti belirsiz soruşturmalann. tüm soruşturmala-
raoranı %80'i aşmaktadır. Bu da sorumlulann ce-
zalandınlmaması bakımından son dcrece ciddi
TABLO2
TCKM. 245 UYAREVCAj
Ceza soruşturmasına ugrayan
va Adli yargıda işlem yapılan
Personel sayısı
Men-i muhakeme
Takipsİ2İik
Ceza
Beraat
tşlem yapılanlann
Toplam sayısı
Akıbeti belirsiz
İşlem sayısı
2851
1095
278
84
480
1937
954
İdari soruşturmaya
uğrayan Personel sayısı
Uyan cezası
Kınama cezası
Aylıktan kesme
Kısa sür. durdurma
Uzun sür. durdurma
Meslekten çıkarrna
Soruşturması süren
tşlem yapılanlann
Toplam sayısı
Akıbeti belirsiz
İşlem sayısı
4668
3
71
111
218
81
6
453
943
3725
bir rakamı oluşturmaktadır.
* Tablo 1 ve Tablo 2'ye göre; işkence ve kötü
muameie eylemlerinden dolayı yapılan soruştur-
malarsonucunda "işkence"eylemindendolayı 1
kişiye uyan, 3 kişiye kınama cezası, "köfû mu-
ameie" suçundan dolayı 3 kişiye u
uyan", 71 ki-
şiye "kınama" cezalan verilmiştir.
Ancak Emniyet Örgütü Oisiplin Tüzüğü'nün
uyarma cezasım gerektiren eylemleri düzenle-
yen 3. maddesinde ve kınama cezasım düzenle-
yen 4. maddesinde belirtilen eylem ve işfcmter-
İin, işkence ve kötü muameie sucuyla hiçbir il-
gisi yoktur. (6)
n kuruluşlannın yaptığı araştırmalar ve bizzat hu-
kukçular olarak bizferin pratikleri, durumun böyle
olmadığını göstermektedir.
D
evletin resmi kurumlanndan olan Adli Sicil
ve Istatistik Genel Müdüriüğü'nün belirleme-
lerine göre;
* Işkencenin cezalandınhnasını öngören TCY m.
243'e göre 1997 yılında sonuçlandınlan toplam 275
davada 93 mahkûmiyet, 145 beraat; 1998 yılında so-
nuçlandınlan toplam 205 davada 72 mahkûmiyet, 104
beraat karan verilmiştir.
* Kötü muamelenin cezalandınlmasını öngören
TCK m.245'e göre ) 997 yılında sonuçlandınlan 746
davada, 273 mahkûmiyet ve 317 beraat, 1998 yılın-
da sonuçlandınlan toplam 639 davada 223 mahkûmi-
yet, 264 beraat karan verilmiştir.
Adli Sicil ve Istatistik Genel Müdürlüğü verileri iie
Içişleri Bakanlığı verileri arasında ciddi bir sayısal
fark bulunmaktadır. Genel Müdürlük verileri sadece
1997-98 yıllannı kapsamasına ve. işkence suçundan
îo^kişinın ceza.atdığı bildirilmesine rağmen îçişle-'
ri Bakanlığı verrjerinde bu rakam 1995-1999 yıllan
tır; "Terörle uğraşıyoruz. Kamu düzeni bıçak sırtın-
da_ Şu anda hayatın her türiü pistiğine girmiş, suç is-
lemiş insanlan aiıp polis yapryoruz. Sistemi değiştir-
meye çabşıyoruz, ama mevcut durumu biraz mazur
görmek laam. Bu düzenleme polisin şevkinikırar. Ya-
sanın çıkması halinde personel görev >-apamaz. Bu ft-
ilieri isleyenJer deçolukçocuksahibi cezalar karşısın-
da mağdur oUcaklar_"(7)
G
enç, işkence olmadan polisin görev yapama-
yacağı anlayışını sergilemekte ve bu açıkla-
masıyla, polisler hakkında açılmış ve açılacak
idari soruşturmalann akıbeti konusunda bizlere bir
görüş sunabilmektedir. Yine, Meclis görüşmeleri sı-
rasında, Içışlen Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sami
Sönmez, tasannın polisin eiini kolunu bağlayacağını
ileri sünnüş ve şunlan söylemiştir: "R»lisiıniz, ekji
mekşianıabizimbagınüzümübu-.". "ha\atın hertür-
lü pisliğine girmiş, pavyonlarda ~ tezgâhtarhk yap-
mış, pis işlere girenleri polis olarak alauşız- "(8)
Durum bu yetkilı kişikrin açıkladıklan gıbıyse, suç
işlemı'ş, bataklıktan gelmiş kişilerin bir devlet me-
murhığu olan polislik görevine baştan atanmamaian
smda açıian adli ve ıdan soruşturmalar ile bunlann
akıbetlen üzennde durulmaya çalışılmıştır.
Sonuç ve önerilerlmlz
Türkiye tarafından 6 Nisan 1949 tarihinde kabul
edilen İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi,"insanlıkai-
iesinin tüm üyelerinin niteligindeki onurun ve eşit ve
aynlmaz haklanrutanunanındünyadaözgüriük. ada-
let ve banşın temeli oiduğunu" ortaya koyarak başla-
maktadu". İnsan haklan, insanlık onuru kavramı üze-
rine oturmaktadır ve bu yüzden de onurlu yaşam, in-
san haklanna sahipofmakla özdeşieşmış durumdadır.
Bu nedenle, kişinin din. dil, ırk, dini ya da siyasal dü-
şünce bakımından taşıdığı özellikler insan haklannın
özüne dokunamamaktadır. Topluma yaran ne olursa
olsun. her insanın eşit ve vazgeçilmez bir ahlaki de-
ğeri vardır. Bireylerin, kün olduklanndan ve yukan-
da belirtilen nıtelıklerinden bağımsız olarak, devle-
tin kontmast altmda oîmaa gprekeo bir onuru vardır.
' Aynca>bu eşit ilgi ve saygı herkesin hakkıdır.(! 0)
Bu nedenle, kişinin suç işlemiş, bunu alışkanlık
* Adli Tabibler tarafından verilen raporlann ya-
nında. güvenırlığı kamuoyu tarafından kabul edilen
TabibOdalan ve Türkiye insan Haklan Vakfı gibi ku-
rumlann işkence vekötümuameleye ilişkin verdiği ra-
porlar da delil olarak değerlendinlmelidir.
* İşkence ve kötümuamele iddialannın, mutlaka fi-
ziksel bulgularla ispatlanması da bekienmemelidir
çünkü unutulmamalıdır ki insan onuru en kolay ola-
rak psikolojik baskıyla zedelenebilir,
* Bu suçlann tamamının soruşturmalannın bizzat
C.Savcısı tarafından yapılmasma ilişkin Memur Yar-
gılamasına Dair Yasa'ya bir hüküm eklenmelidir,
* Kamu görevlilerine verilen adli ve disiplin ceza-
lannm, uluslararası sözleşmelerle uyumlu biçimde,
eylemleri ile orantılı olması sağlanmalıdır,
* İnsan haklan uygulamalannın iyileştirilmesi için
daha fazla yazı11 belge çıkanlması yenne. varolan
belgelerdeki düzenlemelerin uygulanmasi yönünde
etkin dençtım sağlanmalıdır, ,„. „. , ,„*,*,
işkence iddialannın sık sık gündeme geldiği Türkiye'de elde edilen veriler, 5 yıl içinde sadece 10 kamu görevlisinin
işkence suçundan, 84 kamu görevlisinin de kötü muamelede bulunmaktan mahkûm olduğunu gösteriyor.
için sadece 10'dur! Genel Müdürlük, kötü muameie
suçundan, iki yılda 496 mahkûmiyet çıktığı belirtil-
mesine rağmen Içişleri Bakanlığı 1995-1999 yıllan
için 84 kişinin ceza aldığını belirtmiştir.
Devletin iki resmi kurumunun verileri arasındaki
bu açık çelişkiye ve Sayın Tantan'ın vermiş olduğu ra-
kamlar daha düşük olmasına rağmen 5 yıl içinde, iş-
kence ve kötü muameie nedeniyle 3428 personel hak-
kında adli, 5237 personel hakkında da idari soruştur-
ma açılması, sorunun boyutunun vâhametini göster-
mektedir.
Sofumltıların üzerlne gldllmlyor
Hakkında adli ve idari soruşturma açıian personel
sayısının çokluğuna rağmen, gerek hakkında men-i
muhakeme karan verilenler ve gerekse akıbeti belir-
siz işlem sayısının çokluğu sorumlulann üzerine ye-
terince gidilmediğini göstermektedir. Sayın Tantan
imzasıyla hazırlanan verilere göre işkence ve kötümu-
amelede bulunan kamu görevlileri adli ve idari soruş-
turmalar sonucunda adli yargı önüne çıkmamakta,
ceza almamakta, alsalar da bu cezalar eylemleri ile
orantılı olmamaktadır. Dahada ötesinde, ceza alan bu
kişiler hakkında Disiplin Tüzüğü'nün 8/39.maddesi-
nin gereği "meslekten meo" cezası da uygulanma-
maktadır. (bkz. Tablo 1) Kamu görevlilerinin, hazır-
lık soruşturması sırasında yaptıklan eylemlere ilişkin
egemen bakış açısına iki ömekle değinmek isriyoruz.
Türk Ceza Yasası'nda yer alan işkence ve kötü mu-
ameie suçlannın cezalannm arttınlmasıyla ilgili ya-
sa tasansının görüşülmesi sırasında, tasandaki ceza-
lan ağır bulan, dönemın Emniyet Genel Müdür Yar-
dımcısı Turan GENC şu çarpıcı açıklamayı yapmış-
gerekmektedir. Atandüctan sonra bile suç işlemeye
devam eden ve bu nedenle işkence ve kötümuamele-
den dolayı adli mahkemelerce mahkûm edilen polis
memurlan hakkında disiplin hukukununemredici hü-
kümlerinin tam anlamıyla uygulanmayışı da bu gö-
revlilerin kollandıkian ve teşvik edildıkleri kanısını
güçlendinnektedir.
Üstelik, tam anlamıyla uygulanmadığını düşündü-
ğümüz disiplin hukukuna göre yürütülen soruştur-
malar ve verilen cezalar da 22.08.1999 tanhinde ka-
bul edilen "Memurlar ileDiğer Kamu Göreviflerinin
Disiplin Cezalannm Affi Hakkında Kanun", işkence
ve kötümuamele nedeniyle idari ceza almış kamu gö-
revlilerinin 'meslekten çıkarma' da dahil olmak üze-
re disiplin cezalannı. tüm sonuçlanyla birlikte orta-
dan kaldınlmıştır. Bu da, işkence ve kötümuamele-
nin birdevlet politikası olduğu yönünde, yukanda ör-
neklediğimiz insan hakjan örgütlerinin raporlannda-
ki saptamalara siyasi iradenin yaptığı bir katkıdır.
K
amu görevlilerinin işkence ve kötü muame-
ie eylemleri ile adliye ve idarenin bu eylem-
lerine ilişkin Avrupa Konseyi Işkenceyi Ön-
leme Komitesi Türkiye'nin, insan haklan alanındaçe-
şitli yasaf düzeniemeleryaptığı ancak gereksinim du-
yulanın daha fazla düzenlemeyapmak değil, yasa uy-
gulayıcılannın eylemlerine ilişkin etkili bir deneti-
minin yanında işkence ve kötü muameie şikâyetleriy-
le karşılaşan savcılann, acilen ve sonuç alıcı biçim-
de tepki vermelerinin gerektiği saptamalannı yap-
maktadır.(9)
Bu çalışmada, işkencenin nedenleri, işkence yön-
temleri. bunlara ilişkin sayısal veriler üzerinde değil,
sadece işkence ve kötü muameie fiilleri ile ilişkile-
nen polis memurlan hakkında, 1995-1999 yıllan ara-
haline getirmiş olması dahi onun. temel insan hakla-
nndan yararlanma hakkını ortadan kaldıramayacak-
tır. Bu yüzden de bir suç işlediği iddiasıyla ister bir
polis memurunun önünde, ister C.Savcılığında ya da
mahkemeönündeolsun kişi, onurlu bir yaşam için ge-
rekli olan haklara sahiptir ve bu da temel olarak iş-
kence ve kötü muameie görmeme hakkı anlamına
gelmektedir.
Polisinzanlıyı birhasım gibi görmesinin, olayın ta-
rafi gibi davTanabihnesinin kökenindeki anlayışm de-
ğiştirilmesi ve objektif davranmasınm sağlanması ge-
rekmektedir. însan haklanna salt yaşam için değil a-
ma "onurlu biryaşam için" gereksinim duyuîduğu an-
layışı, tüm yasa uygulayıcılan katında içselleşmeli-
dir. Bunun sonucunda, işkence ve kötümuamele suç-
lannın failleri polis memurlanmn korunması ve bir
tür cezadan bağışıklığı getiren uygulamalara son ve-
rilmesi gerekmektedir.
Türkiye'nin. uluslararası taahhütlerine uygun ola-
rak ve daha fazla tazminat ödemek zorunda kalınma-
dan. Türkiye'nin bu alandaki saygmlığının sağlana-
bilmesi için uluslararası sözleşmeleri iç hukuk kura-
lı olarak acilen yerleştirmesi gerekmektedir.
$ffcâyet beklenilmemelldir
işkence ve kötümuamele suçlanndan kamu görev-
lileri hakkında açıian soruşturmalara ilişkin olarak
yapıiması gereken yasal düzeniemeler ve pratıkler
konusundaki önerilerimiz şoyledir;
* tşkence ve kötümuamele iddialannın soruşturul-
ması için bir şikayet yapılması beklenmemelidir.
* Her işkence iddiasınm üzerine derhal, etkin bi-
çimde ve büyük bir ciddiyetle gidilmeüdir,
,degü-venılır kanuiac-bulunması durumunda, ilgili
lis memurlan, en azından soruşturma sonuçlanana,
değin, görevlerinden uzaklaştınlmalıdır,
* Ulusal mahkemeler ile Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi tarafından verilen tazminat hükümleri
için, idare, ilgili polis memurlanna rücu etmelidir,
* Savcı ve yargıçlar bakımından yargı bağımsızlı-
ğı tam olarak sağlanmalıdır.
* Türk Ceza Kanununda bu suçlara öngörülen ce-
zalann ait sınırlan arttınlnıalıdır.
* Polis memurlannın işlediği suçlarafkapsamma
alınmamalı, adli ve idari cezalar af nedeniyle ortadan
kaldınlmamalıdır.
* Görev ve özlük haklan bakımından C.Savcısına
bağlı çalışacak adli kolluk oiuşturulmalıdır,
Aynca insan haklan ihlallen nedeniyle yapılan şi-
kâyet, soruşturma sayılan ile bunlann sonuçlan; so-
ruşturmaya uğrayan kamu görevlilerinin kariyerleri-"''<
de her yıl kamuoyuna inandıncı venlerle açıklanma- .t
lıdır. Tüm adli istatistiklergibı, polis memurlan hak-
kındaki venler de kamuoyuna açık olmalıdır. ' '"-'•
Dipnotlar , •*'•-•
(1) Avrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi,
Türkiye'nin de taraf olduğu tşkenceyi Önleme Avru-
pa Sözleşmesi çerçevesinde 1987 yılında kurulmuş-
tur. Işkenceyi önleme temel amacıyla, bağımsız uz-
manlar tarafından gözaltı merkezlen ve cezaevlerine
önceden haberli veya habersiz ziyar6tler gerçekleşti-
rir. Komitenin, gözaltı yerlerinı ınceleme yetkisi hiç-
bir biçimde kısıtlanamaz
(2) Avrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi,
23 Şubat J999 tarihli raporu
(3)12 Şubat 2000 tarihli Cumhuriyet, Evrensel ve
Özgür Bakış gazeteleri
(4) TCK m.243/1 (26.8.1999 değ.); "Birkimseye
cürmünü sövletmek, mağdurun. şahsi davacının, da-
vaya karılan kimsenin veya bir tanığın ola\ lan bildir-
mesini engeUemek, şikiyet veya ihbarda bulunmasuu
önlemek için yahutşikâvet veya ihbarda bulunmasuu
veya taıuklık etmesi sebebryje veya diğer herhangi bir
sebeple işkenceeden veyazalimaneve>aga> riinsanive-
ya haysiyet kıncı muamelelere başvuran memur veya
diğer kamu görevlilerine sekiz > ıJa kadar ağır hapis ve
sürekii ve>a geçtei olarak kamu hizmetierinden mab-
rumiyet cezası veriür "
(5) TCK m.245/1 (26.8.1999 değ.); "Kuvveti ceb-
riv« imaline memur olanlar ve bilumum zabıta ve ÜV
zar memurlan memuriyetlerini icrada ve mafevida-
de bulunan amirin emrini infazda kanun ve nizanun
tavin ettiği abvalden başka surette bir kimse hakkın-
da suimuamelede yvya cismen eza verecek hale cüret
eder yahut o kimseye darp ve cerb evlerse üç aydan
beş seneye kadar hapisveve muvakkaten memuriyet-
ten mahrumiyet cezalan ile cezalandınlır."
(6) m.3; Uyarma cezasım gerektıren tutum ve dav-
ranışlar şunlardır;
1 .Silahını, araç ve gerecini, giysi ve kuşarriını pis
tutmak. çalıştığı yerin temizliğine özen gösterme-
mek, 2.Zorunlu bir neden olmaksızın günlük sakal
tıraşı olmamak. m.4; Kınama cezasım gerektiren tu-
tum ve davranışlardan bazılan şunlardır;
2.Zorunluluk olmadan rütbe sırasma uymayarak
başvuruda bulunmak, S.Nöbeti teslimden sonra gö-
rev yerine özürsüz geç dönmek, 7.Herhangi bir yolu,
yeri veya kişiyi arayıp soranlan yanıtsız bırakmak, <
baştan savmak, 9.Bildirimleri süresi içinde yerine u-
laştırmamak 12.Demirbaş silahı yerine, kişisel sila-
hıyla göreve çıkmak.
(7) Hürriyet Gazetesi, 7 Ağustos 1999 >. • .fc;
r
(8) Milliyet Gazetesi, 11 Agustos 1999
(9)Avrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi, 6
Aralık 1996
(10) DONNELLY, Teonde ve Uygulamada Evren-
sel İnsan Haklan, Yetkin Yayınlan.