09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART2000SALI CUMHURİYET SAYFA' 17 Anti-aging Bir hanım köşe yazan tarafından makale konusu yapıldığına göre önemli bir konu olmalı: Estetik plastik cerrahi operasyonlan bundan böyle Bodrum'da açılan bir "sağlık merkezi"nde d e yapılacakmış. Konunun önemini hanım köşe yazan şöyle vurguluyor "Yani artık Bodrum'a tatle gidenler, hazır gözden kaybolmuşken, tatil sırasında gerekli operasyonlan da yaptırabilecekler." Bundan böyle Londra'ya, Paris'e, New York'a grtmek veya Istanbul'da, Ankara'da bıçak altına yatmak gerekmeyecekmiş. Ne güzel değil mi! Hanım yazar '-/fotoğrafıile süslediği köşesinde "asıl önemli haber" diyerek başka bir güzellikten daha söz ediyor ki, yeni yüzyılın en ilginç gelişmelerinden olan anti-aging, yaşlanmayı durdurma çalışmalan yine Bodrum'da açılan buu merkez"de başlatılacakmış. Hanım yazann yazdığına göre, Bodrum'da sonsuza kadar genclik hizmeti sunulacakmış. Halkımızın gözü aydın. Elektronik posta: somopoataxwnhwweLcom.tr T«k 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Dokuz günlük tatil çileli bitmiş... "Tatil biter. cile bitmez!" ~H | stanbul'da bir veJi, okuldan gelen kızının çan- I tasından çıkarttığı kitaplardan bazılannın | ders kitabı olmadığını görüyor. Sorduğun- 1 da, kitaplann bir öğretmen tarafından sı- nıfta ücretsiz dağıtıldığını öğreniyor. Üzerinde "Mö- ellifi Bediüzzaman Said Nursi" yazan kitaplar "Ra- mazan Iktisat Şükür Rişaleleri", "Otuzüç Pencere", "Tabiat Risalesi", "NurÂleminin Bir Anahtan", "Ene ve Zerre Risalesi" adinı taşıyor. Kızı, teknik bir lisede okuyan baba, "Risale-i Nur Külliyatından" kitaplara bir anlam veremiyor. Genç kız, "elektronik" gibi birçok teknik dersin bu tür ki- taplann okunmasıyla geçtiğini, bazı erkek öğrenci- lerin çevre semtlerde kiralanan özel evlerde bann- dırıldığını anlatıyor. Veli hayret dolu bakışlarla kızını dinliyor: "Türbanlı bir bayan öğretmenimiz var. Okullarda türban yasaklanmış ya, o da derslere türbanının üzerine peruk takarak giriyor." BiP okul Türbanın üzerine peruk! Peruğun altından türban görünüyor ve devletle alay ediliyor... Aynı teknik liseden başka bir öğrenci... Bir erkek öğrenci... Eve dayak yemiş halde geliyor. Annesi sı- kıştırınca okul çıkışında okuldaki "ülkücü genç- ler"den dayak yediğini anlatıyor. Anne "neden" di- ye soruyor, oğlu "Ülkü Ocaklan'na gitmediğim için" diyor. Anne sinirleniyor, okula gidip hesap sormak isti- yor; öğrenci telaşlanıyor: "Yapma anne... Bir arkadaşımızı bıçaklayıp has- tanelik ettiler. Hem de Ülkü Ocaklan binasının önün- de. Fakat polis kayıtlanna Ülkü Ocakları'nın önü di- ye geçirmediler. Bıçaklamaolayını da kız kavgası ola- rakgösterdiler." Bazı velilerin anlattığına göre 3 bin 500 kadar öğ- rencisi olan okulda şeriatçılarla ırkçılar atbaşı gidi- yor. Okulda siyasi bir paylaşım yaşanıyor. Ancak, çoğunlukta olan gelir ve eğitim düzeyi dü- şük veliler büyük kentte ayakta durmaya çalıştıkla- rı için çocuklanyla yeterince ilgilenemiyor. ılgilense- ler de çoğu veli, şeriatçı ve ırkçı çevrelerin sağladı- ğı menfaatlardan yararlanmayı yeğliyor. Okul, Şişli'de... Şişli Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi... Şişli llçe Milli Eğitim Müdürü'ne soruyoruz... Okul- da şeriatçıların ya da ırkçılann herhangi etkinliği ol- madığını bildiriyor... Telefonla okul müdürünü anyoruz... "Setamünateyküm" diyerek söze başlıyoruz. "Aley- kümselam efendim" yanıtından sonra Risale-i Nur'lar bittiyse yenisini göndermek istediğimizi söylüyo- ruz, "Müdür Bey toplantıda, daha sonra arayın" ya- nıtını alıyoruz. SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Az ye de kendine bir diyet uzmanı tut! Arabistan'da milletvekili cenazesi Anavatan Partisi Siirt Milletvekili Ni- zamettin Sevgili, bir kez daha hacı olmak için gittiği Mekke'de Demokra- tik Solcu Bülent Ecevit'in başbakan- lığındaki koalisyon hükümetinin daim ve muzaffer olması için dua ederken ya- şamını yitirmiş, vasiyeti üzerine cena- zesi Suudi Arabistan'da toprağa veri- liyor. Cenaze törenine Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni tem- sil etmek üzere ANAP'lı Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı ka- tılıyor. Hükümet, tasarruf tedbirleri için aza- mi gayret sarfettiği için Bakan Gayda- lı'yı Ankara'dan Mekke'ye işadamı Ha- lis Toprak'ın uçağı götürüp getiriyor. Cenazeye, hacı olmak için Mekke'de bulunan MHP'li Devlet Bakanı Şuayip Üşenmez de katılıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin iki bakanla hükümet düzeyinde temsil edildiği ce,- naze töreninde Suudi Arabistan hükü- metini adına Sağlık Bakanlığı Müşavi- ri hazır bulunuyor. Kutsal topraklarda, Suudi Arabis- tan'ın bir bakanlık müşaviri, Türkiye Cumhuriyeti'nin iki bakanına eşit sayı- lıyor... Bu arada, Mekke'de bulunan Diya- net Işjeri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da Nizamettin Sevgili'nin cenaze na- mazını kılıyor... Ve fakat Türkiye Cum- huriyeti'nin variık nedeni Devrim Yasa- lan'na rağmen Çankaya Köşkü'ne bi- le sarığı ile çıkan Yılmaz'ın Suudi Ara- bistan Krallığı'nda sank kullanmadığı görülüyor! 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Haşmet Atahan'ın Dizisi ile Ilgili Bir Yanıt Gözardı edilenler OKTAY ETtMAN Haşmet Atahan tarafından 12 Mart'ın yıldönümü dolayı- sıyla yazılan yazıda, "12 Mart döneminde, silahlı savaş ya- nılgısına düşenler, oyun oynar- casma gerillacılığa özenenler, konsolos kaçırma ve öldünve vb. girişimleriyle, sadece ken- di yaşamlannı, sadece silahlı mücadele örgütierini değil, ba- ğımsolıktan-demokrasiden ya- na tüm insanlan ateşe attıkla- nnı, Türkiye solunun canına okunması için her türtü provo- kasyonu yapan gizli servislerin ve karşı devrimci güçlerin ek- meğine yağ sürdüklerini gör- mezden gelip karşı devrimci sürecin faturasını neden yalnız- ca askeriere çıkanyor?..", "Bi- lerek bilmeyerek yapılan bu yanügılar, çoğu devrimciyi, özel- likle de daha sonra yetişen devrimci kuşaklan, giderekor- du ve devlet düşmanı bir ay- dın haline, onlann örgütierini de ordu ve devlet düşmanı 'dev- rimci' kurumlan haline dönüş- türdü..." diyor ve buradan ha- reketle, "28ŞubatKararian'nın alınması ve bu karariann uygu- lanması için aktif tavır sergile- yen askerler, gericiliğe karşı mücadelede yeterii 'sivil' des- tek bulamamaktadır. Komu- tanlanmızın da zaman zaman yakındığı bu durum, kaynağı- nı 12 Mart darbesi ve sonrası gelişmelerden almaktadır" di- yerek, görevi "ülkeyi iç ve dış düşmanlara karşı korumak" olan bir kurumun, örneğin 28 Şubat Karaıian ile ilgili olarak kitlesel destek bulamamış ol- ması karşısında üzüntülerini dile getiriyor ve 12 Mart süre- ci ile başlayan bu yabancılaş- manın 12 Eylül faşizmi ile ta- mamlanan bu "kopuş- ma"/"düşmanlaşma"n\n daha ne kadar süreceğini/sürdürü- leceğini merak ediyor. Her şeyden önce ben şunu belirtmek istiyorum. 1971 yılın- da THKP-C'nin başlattığı "si- lahlı mücadele" 60'h yıllarda ortaya çıkan muhalif-devrimci öğrenci hareketinin içinden geçtiği evrelerden biridir ve o kuşak için son evredir. Bu ev- rede seçilen yöntemin ve ey- lem biçimlerinin doğruluğu ve yanlışlığını burada tartışmak gerekmiyor. Ancak yöntemin, 60'ların devrimci hareketinin gejişim seyri için doğal ve bek- lenen biryöntem oldüğunu be- lirtmek istiyorum. Sistemle "krt- te"arasındaki kopuşun ne za- man sona ereceğini ise siste- min kendisi belirleyebilir. Atahan, Israil Başkonsolo- su'nun kaçınlması eyleminin kendisini çok üzen kopuşu başlattığına inanıyor, bu eyle- min 12 Mart Muhtırası veril- dikten sonra gerçekleştirilmiş olmasına dikkat çekiyor. Oy- sa günümüzde "sMI" desteğin sağlanamaması sonucunu ya- ratan "kopuş", bu eylemden daha önce, 1969 yılında üni- versitelerin işgali ve boykotlar sırasında yaşanmıştır. Ayrıca eğer yanılmıyorsam, bir dev- let, kitleden kopuksa bunun nedeni muhaltf hareketlerin ak- tivitesi değil, devletin kendisi- dir. Atahan, bu toplumun bü- tün çelişkilerini, bunca baskı- yı, haksızlığı, işkenceyi, anti- demokratik uygulamayı birya- na bırakıp, "kopuş" olarakta- nımladığı şeyi devrimci öğren- cilerin "silahlı eyiemlerine" bağ- lıyor. Bu arada devlet dediği- miz şeyin, ne oldüğunu, ne iş yaptığını, hele Türkiye gibi bir ülkede nelerle uğraştığını göz- ardı ediyor. Örneğin, devletin şeriatçı akımlar konusunda on- yıllardır yasaklar koymaktan başka kayda değer bir şey yapmadığına hiç dikkat etmi- yor. Atahan'agöre, "kopuş"un bütün suçu "silahlı eylemler" gerçekleştirerek kendilerini 'kurum'a kendi ifadesiyle "hak- lı olarak" astırtan ya da öldür- ten devrimcilerde. 68'liler Birliği Vakfı Başka- nı'nın devlet, ordu, "sh/H" des- tek konulanndaki fikirierine ka- tılmıyorum. Ve bu fikirierin gü- nümüz Türkiye'sinde, bu ül- kenin 68'inin muhalif ruhunu yansıtmadığı, tersine potan- siyel muhalefeti sistemle bü- tünleştinneye dönük olduğu kanaatindeyim. SEKA ÇAYCIJMA İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN HİZMET ALIMI YAPTIRILACAKTIR Işletmemiz tkmal Salonu-Mamul Ambar Işçiliği, Hizmet Alımı tşi, şartnamesi esaslannda kapalı teklif alma usulü ile dışanya yaptınlacaktır. Belirtilen hizmet abmına ait şartname; 5.000.000.-TL (KDV dahil) bedelle işletmemiz ticaret kısım müdürlüğümüzden temin edilebilir. îlgilenenlerin şartnameye göre hazırlayacaklan tekliflerini ka- palı olarak en geç 04.04.2000 günü saat 12.00'ye kadar işletme- miz haberleşme şefliğine vermeleri gerekmektedir. Açık gelen teklifler, telgraf, faks vb. ile yapılan müracaatlar dikkate ahnmaz. îşletmemiz 4046 sayılı yasaya tabidir. llanolunur. Basın: 13945 Nüfiıs kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. FERHATBAYSAL ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI HARBÎ SEMİH POROY [email protected] KEDl LEVO APTİLİKA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Mart YEDIADA CUMUURIYET! KURULUrOR! 18OO'OE BUGÛN, Bi# OSMAAİLI-GUS OONSR£SİNDE ,- - ""*- ALIUAkl KARARLA, APÜ/YATîK PEMİZi'NıN GÜ- S NEYİMDE SUUJNAN YEOİ ADA, OSMANU &EV- f /* LETİ'A/İM KOAUMASf KDŞULUYL4 CUMHUGİ- YET İLAN BPİYOHPU. PAPİŞAH E- SCLrM ZA- MANINPA, NAPOLYON tOJUANOASl ALT1NDA MtSlR'A SEFER OUZSNLEYEN f=RANSA İLE İUŞKİLEG. BVZ-ULMUÇTU. Bu PUgUMPA, OS- MAHLI OEinMTİ FRANSA 'NIN PÜÇtAANI OLAN RUSYA 7A, OOSTLUK ANTLAÇMAet ÖNERMİÇTİ. PAHA SONRA İKİ Üİ.KCNİN PONANMALAKl, BIHLİKTE eeçeeetz, gig SÜGE ÖNCB PKAHSIZLAÜIN işsAüug YAN APüiYAriK're/t/ AOALARI AtMtŞTI. ÜUSYA'NtN KEFALETlYLE, OS- MAMLI fCO/BUMASf ALTtUA SİREN İrMK/,PAK9aÇ,ZAAfrH, YA, AX4*4AV/iO \/E KO&FO'OA CMMHURiYEr İLAN EPİLMifTİ. "ÇEKÜL EVİ" MART2000 ETKİNLİKLERİ 22 Mart 2000 Çarşamba - "Ormanlarımızın Geleceği" Söyleşi - Istanbul Ormancılık Öğrencileri Birliği (İFSA) ETKİNÜKLER HER ÇARŞAMBA ÇEKÜL VAKFI ADRESİNDE 18.30 - 20.00 ARASI GERÇEKLEŞİR. ÇEKÜL / ÇEVRE VE KÜLTÜR DEĞERLERİNİ KORUMA VE TANITMA VAKFI ADRES: Ekrem Tur Sok. No: 8 Beyoğlu Tel: (0 212) 249 64 64 www.cekulvakfi.org.tr Kalp mi? Ama o kadın? Kalp mi? Ama o çocuk! Kalp hastalıkları sadece kadınlarda, çocuklarda değil, herkeste görülür TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) Faks: (0 212) 212 6835 ' ' GÖRÜŞ YILMAZ ATEŞ* Düşüncenin Cezası ; Erbakan'ın mahkûmıyet cezası üzerinde başla-, tılan "Demokrasilerde düşünce suçu olmaz, siya- setçiye düşünce cezası olmaz" şeklindeki tartışma-1 lan büyük bir acı duyarak izliyorum. Ve çok meş-' hur bir söz sürekli beynimi, yüreğimi kemiriyor: ' "Birülke cehaletten değil, aydın geçinenlerin ce- • haletinden, ihanetinden batar." Kamuoyunu belirii bir yönde oluşturmak iste- > yenler, "Devam eden birdava konusunda yargıma-, kamlannı etkilemek istemiyoruz" diye de eklemek ihtiyacı duyuyoriar. , Her şeyi söyledikten sonra yargı daha nasıl etki' altına alınır, doğrusu anlayamadığım için, ben de' şimdi yargıyı etkilememiş olacağım. f 1980 yılının ortalarıydı. Milli Selamet Partisi: (MSP)'nin önde gelen yöneticilerinden biri, sitemi-^ ni belirttikten sonra, isteklerini iletti, "Hoca (Erba- kan) size çok kınldı. Neden ziyaret etmiyorşunuz. Yakından tanıyınca çok farklı, demokrat biri oldü- ğunu göreceksiniz" dedi. ' Erbakan'ın kınlmasına yol açan olay şuydu: Baş-' kanı olduğum Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) • pariamentodaki tıkanıklığın (cumhurbaşkanı seçi-) lemiyordu) demokrasiye büyük zarar verdiğini, de- mokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen çevrelerin ek- '• meğine yağ süreceği görüşündeydi. TBMM ve Cumhuriyet Senatosu başkanlarını ziyaret ederek| bu endişelerimizi aktarmış ve daha aktif bir rol oy-' namaları talebinde bulunmuştuk. ' Yönetim olarak MSP Genel Başkanı Sayın Erba- kan'ı da TBMM'deki odasında ziyaret ettik. Ger- çekten Erbakan çok farklıydı. Bize müthiş övgüler > düzdü. TCK'nin 141,142,163. maddelerinin kaldınlma- sı için verdiğimiz mücadeleyi övünce, kendisinde 141,142. maddelerin kaldınlması yönünde bir gay- retlerinin, hatta demeçlerinin dahi olmadığını, bu çifte standardı ne zaman terk edeceğini sordum. Derin bir iç çektikten sonra Demirel ve Türkeş'i kastederek "Siz bunlan bilmezsinız. Ben 141,142'nin kaldınlmasını ima yoluyla da olsa hissettırsem 'ho-, ca komünist oldu' derier. Bu da onlann ekmeğine' yağ sürer." r Işte hocanın demokrasi anlayışı. Şaşkınlığımızı görünce, görüşmenin sonunda çok nazik bir dille bunun yazılmamasını rica etmiş-, lerdi. ilk kez de burada yazma ihtiyacı duydum. [ Milli Nizam, Milli Selamet, Refah partilerinin ka- patılma gerekçeleri aynıdır. Fazilet Partisi'nin ka-. patılma davasının gerekçeleri aynıdır. Bu partinin "Gelenekçileri" de, "Yenilikçileri" de aynı kafadar^ ve aynı ideolojidendirler. Amaç ve hedefler, de- mokratik-laik cumhuriyeti ortadan kaldırmaktır. ; "Referansımızlslamdır'diyen bunlar. "70yıllıkzu-\ lümle hesaplaşacağız" diyen bunlar. "Kan akacah, fıstık gibi olacak" diyen bunlar. "Iktidara geleceğiz de, kanlı mı olacak, kansız mı olacak" diyen bun- lar. "Laikleri yatınp, beyinlerine irtaca şınnga ecte- ceğiz" diyen bunlar. Sıvas'ta 37 aydını yakan sa- nıklar arasında bunlar; avukatlığını yapan, bunla-, nn genel başkan yardımcılan. Belediyelerde, ken- dileri gibi düşünmeyen kadınlan, genç kızları An- kara'nın Ulus Meydanı'nda karda-yağmurda di- kip. gele«aidfin.araçlan saydıran.zorgniuihtjyasy lannı gidermek için yerierinden aynlanların işine son veren bunlar. Oruç tutmadı diye gencecik öğ- rencileri binadan atıp öldürenler bunlar. "Bize oy vermeyenler patates dinindendir" diyen bunlar. , "Demokrasilerde düşünce suçu olmaz", "Siya-, setçiye düşünce cezası olmaz" diyenlere soruyo- rum: Bu yukandasaydıklanmın hangisinin demok- rasilerde yeri vardır. Demokrasiye inanan birinin, bi- rilerinin söyleyeceği sözler midir? Bunlann cezalandırılması demokrasinin mi ayı-, bıdır, yoksa demokrasiye inanmayan siyasetçile- rin mi ayıbıdır? "Böyle yasa olmaz" diyenler, neden "böyle siya- setçi, böyle parti olmaz" demiyoriar. Yasa uygula- yıcılannı kınamak yerine, neden bir oy uğruna hal- kı birbirine düşürenleri ayıplamıyorlar? Bu yasalardan şikâyeti olanlar, şimdi demokra- si havarisi kesilenler iktidara geldikleri zaman ne- den kıllannı kıpırdatmadılar? Kılını kıpırdatmayı bı- rakın, sürekli aydınlık için bir dakika karanlık diyen- lere "fasa fıso" diyen bunlar. "Mum söndü oynu- yoriar" diyen de bunlar. Eğer bugün Türkiye bir baştan bir başa Hizbul- lah'ın ölüm tarialanna döndü ise sorumlulan da bu zihniyet sahipleridir. Anayasanın da, bütün yasalann da daha demok- ratik bir anlayışla düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı, demokrasiyi ortadan kaldırmayı kendile- rine değişmez amaç görenlerin kafalannı taşa vur- duklan an karşılamaya kalkmak yanlıştır. Kimileri- ne padişahlık saltanatı, kimilerine Türkiye'yi orta- çağ karanhğına gömmek, demokratik-laik cumhu- riyeti ortadan kaldırmak olanağı sağlamakla demok- ratikleşemeyiz. Bunu sağlamaya kalkışanlar da demokrasiye "ihanet" içinde olur. * CHP Parti Meclisi Üyesi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Ikiliden altı- lıya kadar olan iskambil kâğıt- lannaverilen ad. 2/ Üstü kapalı olarak anlat- ma...Su1tataşı- nan yük. 3/ "— 5 yosunla örtülü birgölkiyokdi- bi" (Yahya Ke- mal)... Belirii nesneler ya da dunımlar karşı- sında duyulan 1 2 güçlü korku. 4/ İzin, onay... Katılmış, ulan- mış parça. 5/" Sevda bir yana çeker kör olası / - — bir yana" (B.R. Eyü- 3 boölu)... Ta\ir, davranış. 4 6/ ıç sıkıntısı. 7/ Rütbe- siz asker... Kedi ya da köpek yavnısu. 8/ Terbi- yesiz kımse... Alan Par- ker'ın bir filmı. 9/ Ya- pılan yıldınmdan koru- yan aygıt. YUKARIDAIV AŞAĞIYA: V Türkistan'dayapılanbirtür nakışh keçe. II Kesilen ağa- cın yerde kalan kütük dibi... Coğrafyadaki kıyı tiplerih- den biri. 3/ Teorik... Türkiye'nin plaka işareti. 4/ Yok et- me, giderme. 5/ Uğraş... Klavyeli bir çalgı. 6/ Çoğunluk- la boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir çeşit mi- neral yağ... Bir yûzeyin eğiklik derecesini anlamaya ya- rayan araç. 7/ Telefon sözü... Aktif. 8/ Sonsuz, ölüm- süz... Bir cetvel türü. 9/ Müslümanların bir çocuğun doğumundan yedi gün sonra, Allah'a şükretmek amacıy- la kestikleri kiırban.. Sıcak, vakıcı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle