09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART2000SALI CUMHURİYET SAYFA I U J \ [email protected] 15 SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Tîyatroyu güzele boyayan dev adam Mengü Ertel'i sonsuzluğa uğurlamak dile kolay. Çizgiyle rengi böylesine zekice yalınlıkla buluş- turabilen bir başka usta bir daha dünyaya gelme- yecekmiş gibi geliyor. Tiyatrodaki son otuz knk yı- lımızuı nice yaşantısını, algılama ve yorumlama gü- cünün doruklanna çıktıktan sonra bir iki kalem darbesine indirgeyerek nasıl güzele boyadığını anımsadıkça sonsuz bir şükran duygusu sanyor içimizi. "İyi ki tiyatroya sevdalanımşsın" diyoruz. "Senden bu yana, yabancı ülkelerin tiyatro afişJe- rine imrenmek yerine senin yapıtlanna sahip olma- nın onurunu yaşıyonız." Bunca uluslararası ödül boşuna verilmemiş Mengü Usta'ya. Bunca sergi, bunca etki yaratmamış boşuna... "Keşanh Ali Destanı"nın afişine bakıyorum. (Aynı zamanda Türkçe ve Ingilizce basımlannın da kapak resmi.) Siyah bir kasket, simsiyah kay- tan bıy ıklar, bir ucundan "gümü) köstek"in de gö- ründüğû siyah bir yelek. Yakası kaldınlmış oldu- ğu için neredeyse kaskete dek erişen ceketle bir- leşmiş, tek parça olmuş. Köylülüğü kent varoşla- nndaki yaşamla buluşruran bir "güçlülük" ve "afi- BBk" görüntüsü. Köylülükten sıynlmamışlığın gös- tergesi, yeşil-taba çizgili bir mintan, çene çizgisin- den yola çıkıp boşlukta alabildiğine uzanıyor. Ke- şanlı Ali kolunu uzatmış, "şehre tepeden bakan" Sinekli'den, "masallardaki kadar uzak" şehri mi gösteriyor? Bir de sapı dişler arasında duran kır- mızı kır çiçeği. Delikanlılığın, yaşama sevincinin, dünyaya metelik vermezliğin simgesi. Diyar diyar gezen afışi Oysa Keşanlı Ali'nın yüzü yok bu çizimde. Ne gözler, ne kaşlar, ne burun, ne ağız... Çünkü Ke- şanlı Ali kendi kendini yaratan değıl. başkalaruun yarattığı bir kahraman. O kendisi için yaratılan destanın tutsagı olmuş, sıradan bir garip. Bu yüz- den içi yok, kılıfi var. Keşanlı Ali'nin "gerçeğj" de- ğil, "destanT önemlı. "Keşanh Ali DestanT Hal- dun Taner'in, Yalçın Tura'nın oldugu denli Men- gü'nün de, diyar diyar gezmiş bu afişle... Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'nin birkaç yıl art arda kullanılmış, Mengü Ertel imzalı afişi- ne bakıyorum. Tiyatronun bilinen iki ("güten veağ- layan") maskı kullanılmış. Ama profilden göste- • Mengü Ertel'i sevmenin ve yaşatmanın en içtenlikli yolu, onun yapıtlannın özenle hazırlanmış baskılannı kamuoyuna armağan etmek olmalı. Büyük yayınevlerini böyle yaman bir görev bekliyor. rilmiş masklar bu kez. Yüz yüze, kıran kırana bir agız dalaşı içinde. Çizgilerde hiçbir "yereT ayır- dı olmasa da. Hacivat'la Karagöz'ü. Pişekâr'la Ka- vukhı'yu çağnştırmıyor mu? Bundan da öte. ko- mediyle trajedinin artık aynı yapıt içinde güreş tut- tuğu çağdaş tiyatro daha iyi nasıl çizgileştirilebi- lir? Ertel'in Istanbul'da 1991 yılında yapılan Ulus- lararası Tiyatro Enstitüsü 24. Dünya Kongresi için hazırladığı amblemi düşünüyorum. llk bakışta iç içe gecmiş üç kadın fıgürü. Bir Türk oyununun bağ- daşık duruşu içindeler. Giysileri farldı renkte. Kah- verengi, hardal, taba... (Afişlerde ve diğerprestij ürünlerinde başka renkler de kullanılmıştı.) lkin- ci bakışta ilk fıgürün T harfi, merkezde duran ikin- ci figürün "T" harfi, ilk figürle bakışımh konum- daki üçüncü figürün de yine " I " harfi olduğunu görüyorsunuz. Böylece Uluslararası Tiyatro Ens- titüsü'nün kısaltılmış yazımı "ITI" çıkıyor orta- ya. Daha da dıkkatlice bakınca, üç kadının yüz hatlannı belirleyen minik üçgenlerin her figürde farklı yönde kullanımıyla, üç ayn yüz anlatımı oluştunılduğunu kavnyorsunuz. Ilkı dostça, bilgece bakıyor size; ikincisi nazh nazlı göz süzerek gülümsüyor, üçüncüsü ise somur- tuyor. Buyurun, seyreyleyin tiyatronun bin bir yü- zünü... Yetişmekte olan kuşaklaria tanışmalı Bu örnekler Mengü'nün yapıtlanna ne denli özen gösterilmesi gerektiğini, yetişmekte olan ku- şaklann Mengü'yle tanışmasını sağlamanın ne denli önemli olduğunu dile getirmek için. Mengü Ertel'i sevmenin ve yaşatmanın en içtenlikli yolu, onun yapıtlannın özenle hazırlanmış baskılannı kamuoyuna armağan etmek olmalı. Büyük yayı- nevlerini böyle yaman bir görev bekliyor. Mengü Ertel'den pek çok anı kaldı dostlanna, hay- ranlanna ve tüm dünyaya... Bir anısı ise yalnız bende var. 1990 yılında aynı ekip içinde Aşka- bad'a ve Moskova'ya yaptığımız bir tiyatro yolcu- luğundan kalma minicik bir Rus işi lake kutu. Her iki ülkenin de "yokhığu" amansızca yaşadığı dö- nem. Gidilip dönülmesi de şimdiki gibi kolay de- ğil. Olkemize getirecek bir iki anı bulmaya çalışı- yoruz. Mengü Ertel, ünlü saçlan ve sakalı. ünlü Laz balıkçı yeleği ve hepsinden de ünlü dev heybetiy- le ve heybetli sesiyle başka bir dalga boyunda, ama bızimle... Dönüş uçağını beklerken bir ara avucunda tut- tuğu bir minik kutuyla yanımıza geldi. "Bakın ne bukhım" diye nispet verircesine. Hepimizin birer tane edindiği kürk kalpak dışında yaptığı tek alış- verişbelkide. u Anegüzd,neredenakiına'? deme- ye kalmadı, minik kutu benim oldu. "Sen şimdi ka- bbahkta kaybohırsun, al senin olsun_* Vermeye kıy- mıştı, almaya kıyamamıştım. tyi ki almışım. Mengü Ertel o minik lake kutunun kapağını süs- leyen masal ülkesine mi göçtü bilemem. Bildiğim, Türk ve dünya sanatına armağan ettiği desenleri, posterleri ve resimleriyle hep bizimle olacağı... Vatikan karar verecek Gaudi 'azizlik'le kutsanacak • Antoni Gaudi'yi aziz olarak tanımayan Vatikan, bu hafta bu sıradışı mimarlık dehasını azizlik sıfatıyla kutsama karanna yeşil ışık yaktı. Kültür Servisi - George Onrefl, ünlü Is- panyol mimar Antoni Gaudi'nin en büyük projelerinden bıri olan Sagrada Familia Ki- lisesi'nin dünyadaki en çtrkin yapılardan bi- ri olduğunu söylemişti. lspanya İç Savaşı'nda anarşıstlerin kiliseyı bombalama şansına sahip olmalanna karşın hiçbir zarar ver- memelerinı kötü bir zevke sahip oldukla- nna bağlamıştı. Sahador Dali, Gaudi'nin bu işini "Dokunsal Erojen Bölge' dıye ad- landırmış; Katalan arkadaşını, 'son derece yarancı kötü zevk'i için takdir etmişti. Antoni Gaudi'yi aziz olarak tanımayan Vatikan, bu hafta bu sıra dışı mimarlık de- hasını azizlik sıfatıyla kutsama karanna yeşil ışık yaktı. Bu konuyla ilgili toplana- cak olan kurulun toplanması gerektiğine karar venlmesıne karşın Antoni Gaudi adı- nın ne zaman resmi olarak aziz sıfatıyla anılacagı belirsiz. Vatikan'a göre sorun, Gaudi'nin azizlik içingereklinitelikleritaşımamasıydı. 1926 yılında, 74 yaşındayken bir tramvayın al- tında kalarak ezilen Gaudi bir şehit olarak ölmedi. Yaralanmış olan Gaudi'yi, dört tak- si, üstündeki eski giysilerinden dolayı bir dilenci sandığı için hastaneye götürmeyi reddetti. Gaudi yaşamında hiçbir dinsel mucize yaratmadı. Ama yaşamının son yıl- lannda çok inançlıydt. Antoni Gaudi'nin şeh- vetli, kösnül taşkınlıklarla dolu olan mi- mari tarzı; sıkı, zor, konforsuz ve bir keşi- şinkini andıran yaşamını hiçbir zaman yan- sıtmadı. Yaşamının son 43 yılını adadığı ve bir yüzyıldan fazla zamandan beri üstünde çalışılmasına karşın henüz inşası tamam- lanamamış Sagrada Familia Kilisesı ünlü mimann havarilik yolunda yaptığı işi; Tan- n'ya adadığı ilahisi oldu. Taş duvar yüzeyleri erimiş balmumu gi- bi akan bu şaşırtıcı yapılarda çalışmalar Ja- pon destekJeyicilerin ve Roma Katolikle- rinin yaptığı bağışlarla sürdürülüyor. Son yıllarda hızlanan çalışmalara bakılacak olur- sa yardımlann arttığı ve daha büyük şey- ler başanldıgı belli. Barcelona Belediyesi yetkileri ise kiliseyı oldugu gibi inşası ya- nm bir şekilde bırakmayı tercih ettiklerini, çalışmalara hiçbir mali yardımda bulun- mayarak gösterdi. Gaudi'nin hayranlan Barcelona'nın mu- hazafakârkardinaü RkardCarles'i mima- n azizlik için önermesi konusunda geçen yıl ikna etti. "Ünlü mimann,gizemsel inan- cayapüğı derinanlamlariçerensebatkâr kat- kılardan dolayı aziziikk kutsanması olası" diyor Carles. Insanlar mucizeler hakkında konuşuyor Barcelona kentinde. Bir mimar, Gaudi'nin kendisine ödül kazandırdığını, bir kadın ise Gaudi'ye dua ettikten sonra hiç acı çek- meden böbrek taşından kurtulduğunu söy- lüyor. Kilise yetkilileri Gaudi'ye teşekkür- lerini sunmak için bu mucizelerin izini sü- rüyorlar. Antoni Gaudi'nin yaşamı. azizlik nıteliklerini belgelemek amacıyla arastın- lıvor. Vedat Dalokay 'ın hlcfnabad'daki camisini de Mengü Ertel bezemişti.. Vedat Dalokay'uı siyasiler tarafindan temel inşaatuıda durdurularak iptal edilen Ankara'daki Kocatepe Camisi projesinin maketi. ErteVin imzası 'dünya mirası' • Pakistan'a gidip îslamabad'daki Kral Faysal Camisi'ni ziyaret edenler, Vedat Dalokay'ın mimarisiyle birlikte Mengü Ertel'in bezemelerini de hayranlıkla izlerler... Mimarlık ve grafik sanatlannın bu büyük buluşmasını yaratan her iki imza da şimdi gelecek kuşaklara "dünya mirası" olarak aktanlıyor... OKTAYEKtNCİ Eğerbugünkü Kocatepe Ca- misi'nin yerinde Vedat Dalo- kay'ın 1958'deki Mimarlar Odası Yanşması'nı kazanan ve "modern Ankara" için çağ- daş mimari fomılarla tasarla- dığı projesi inşa edilseydi, bel- ki dûvarlanndaki bezemeler- de de Mengü Ertel'in imzası- nı okuyacaktık. Tıpkı, yine Dalokay'ın ay- nı çağdaş yonımla tasarladığı Îslamabad'daki Kral Faysal Camisi'nin duvarlannda yer alan "seramikpanolara" atıl- mış Mengü Ertel imzası gi- bi... Pakistan hükümetinin Kral Faysal Camisi projesi için ulus- lararası yanşma açtığı ve Da- lokay'ın bu yanşmayı da ka- Duvar seranükleri Mengü Ertel tarafindan tasarlanıp yapdan tslamabad Kral Faysal Camisi. zandığı 1970 yılında, Mengü Ertel de artık 40 yaşındaydı ve sanatınm da "doruğuna" doğru tırmanışı çoktan başla- mıştı... Nitekim gazetelerde yayım- lanan özgeçmişine göre de 1969'da açtığı ilk afış sergisi uluslararası grafık çevrelerin- de de geniş yankı bulan Men- gü Ertel, 1974'te Cannes Film Festivali'nin afışi için düzen- lenen yanşmada "Jüri Özel Ödülü"nü alırken, 1975'tede Paris-Uluslararası Sinema Ser- gisi'nin "büyük ödüiünü" ka- zanıyordu... Böylesi bir süreçte Dalo- kay'ın Îslamabad'daki cami- sine Türk seramik sanatı gele- neğinın dev büyüklükteki sa- tıhlara ustalıkla uyguladığı za- rif ve uyumlu yorumlannı ar- mağan eden Mengü Ertel, sa- dece afış dünyasının değil mi- marlık dünyasının da sevgisi- ni ve hayranlığını toplamışh... Işte, 1958in "muhafaza- kâr" çevreleri, Dalokay'ın Kocatepe Camisi projesini "si- yasi ve ideoiojik hedeflerine" aykın bulup, temeli bile ta- mamlanan inşaatı durdurarak, yerine "klasik Osmanlı takü- di" şimdiki caminin projesini uygulayarak, sadece Ankara'yı çağdaş bir mimari anıttan yok- sun bırakmakla kalmıyor, ay- nı mimari duyarhlıkla birlik- te Mengü Ertel'in kökleri Ana- dolu'ya ait sanat gösterisinin de Türkiye yerine Pakistan'da insanlığa ve gelecek kuşakla- ra taşmmasına neden oluyor- lardı... Mengü Ertel, Muğja'da bir- likte olduğumuz bir yaz akşa- mında, "lsiamabadseferinin" en çarpıcı aynntısını şöyle an- latmıştı: "Tasarun çalışması- nı Türkiye'de yaparken, o bü- yüklükteki bir çahşına alanını buiamadığmuz için,öncedaha küçük bir eskizi kareiere avır- dık; sonra da her bir kareyi öl- çekü şekilde bü>üterek orijinal boyda deseni parçalı olarak el- de errik. Derken, sıra yerinde uygulama>a geldiğinde, ölçü- nün tamı tanuna uyması bizi de şaşırttı. Çünkü Türkiye'de hiçbir bina, projesine uygun yapılmazdı. Pakistanular ise koca camhi proje ölçülerme göre inanıhnaz hassashkta in- şa etmişterdL..'' Ölüm haberini duyunca, ne- dense onun yaşantısında da önemli yer tuttuguna inandıgım bu aynntıyı anımsadım. Afiş- leri, desenleri. sayısız grafık- leri, hatta sahnede, TV'lerde yankılanan kibirli ve yurtsever sesi, sayısız çizimleri. grafık- leri.. şimdi sadece arşivlerde kaldı... Ne var ki tslamabad Kral Faysal Camisi ndeki Dalo- kay'ın mimarisiyle bütünle- şen el emeği ve göz nuru du- var seramikleri ise kimbilir da- ha kaç yüzyıl, belki de "bin yıP hayranlıkla seyredilecek. Hem Dalokay, hem de Ertel. Ana- dolu'daki Cumhuriyet devri- minin "aydmhk ve devrimci sanatçdan" olarak uygarlık ta- rihinde işte bu "dünya mira- sı'' imzalanyla da anılacaklar... Nediyelim... Onlan,bueser- lerini Pakistan'da insanlığa sunmak zorunda bırakanlar utansınlar... Mengü Ertel kendisi gibi di- ğer "Cumhuriyete kanat ge- renfcri" de hepimiz adına sev- giyle kucakladıktan sonra "ge- ricUiğe kanat gerenleri" işte o kendi utançlanyla başbaşa bı- rakarak hem yaşamına hem de sanatına noktayı koydu... Son yıllardaki "asık" yüzü- nü, çok sevdiği ülkesinın sa- nattan ve yaratıcılıktan gide- rek uzaklaşmasına yorabilirdi- niz. Ancak hep "gûleç" olan gözleri ise yine çok sevdiği Anadolu insanıyla ortak ka- rakteriydi... Bugge VVesseltoft Babylon'a konuk oluyor • Kültür Servisi - Norveç'in Grammy ödüllü caz sanatçısı Bugge Wesseltoft, 24 ve 25 Mart tarihlerinde saat 22.30'da Babylon'da konser verecek. Caz. rock ve techno arasmda kurduğu ilişkiyle müzikte yeni kanallar açan müzisyen. Fujifilm Music Weekends kapsamında gerçekleştıreceğı konserlerde 1998'de yayımlanan son albümü 'Sharing' ile caz groove'lannın piyano melodilerini, sentetik seslerini ve ağır tekno beat'ini iç içe geçirdiği müziğini cazseverlere sunacak. TDK'den Ingilizce' kelimelere hikâyeli' uyarı , • A1VKARA (AA) - Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, uçaklann gövdelerindeki yazılann 'Türkçe' olması konusundaki yazılı ısrarlanna karşılık vermeyen Türk Hava Yollan'na bu kez hikâyeli uyanda bulundu. Ercilasun. 'uçaklarda karşılaştığı Türkçe ve Ingilizce kelime karmaşası nedeniyle bunalım geçiren bir ' kişinin' konu edildıği hikâyesini de Türk Hava Yollan'na gönderdi. Türkçede yabancı kelime kirliliğinin önünün alınması için yürüttükleri çalışmalar çerçevesinde zaman zaman kamu ı kurumlanna da çeşitli uyanlarda bulundukJannı söyleyen Ercilasun, Türk Hava Yollan'na yazı göndererek uçaklann gövdesindeki "Turkish Airlines' yazısının yerine 'Türk Hava Yollan' yazısının konulmasını istedi ve THY dergisinin adının Ingilizce olmasını eleştirdi. Yabancı kelime kullanımına engel olmak amacıyla Karayollan Genel Müdürlüğü'ne 'viyadük' kelimesinın 'köprüyol' kelımesi ile " ' degiştirilmesi; Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na da "sortı' için bir yazı gönderdiklerini anlatan Ercilasun, bu kelime yerine 'çıkış' veya 'dalış' kelimelerini kullanmalannı istediklerini söyledi. Maltepe Ünivensitesi'nde Tüpk Belgeselcileri Hattası' • Kühür Servisi - Maltepe Cniversitesi lletişim Fakültesi ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfi (TÜRSAK), 27 Mart-2 Nisan tarihleri arasında 'Türk Belgeselcüeri Haftası' başlıklı bir etkinlik düzenleyecek. Cevizliüragos'taki Maltepe Üniversitesi Konferans Salonu'nda gerçekleşecek olan etkinliklerde Coşkun Aral, Nebil Özgentürk, Suha Ann, Can Dündar, Ertuğrul Karslıoğlu ve Tayfun Talipoğlu'nun yapıtlan gösterime girecek ve söyleşileri yer alacak. Çalınan Oscar heykelciklerinin yerine yeniieri geliyor • LOS ANGELES-Görkemli Oscar törenlennden iki hafta önce ortadan kaybolan heykelciklerin yenilerini yapmak için ustalar zamana karşı yanşıyorlar. Hızla çalışan zanaatkârlara altın kaplamalı ödüllerin bitirilmesi için yedi gün verildi. Motion Pictures'ın Sanat ve Bilim Akademisi'nin yaptığı açıklamaya göre, sinema dünyasının en büyük ödülleri sayılan Oscar heykelcikleri, bu hafta başında birden ortadan kayboldu. 26 Mart tarihinde akademi ödüHeri törenınde dağıtılması gereken heykelciklerin çalınmış olabileceği üzerindeki . tartışmalar büvüyor. Türk Akdeniz' dergisi yenhten yayımlanıyor • ANTALYA (AA) - Antalya'da, 1930'lu yıllarda > dönemin aydınlan tarafindan çıkanlan "Türk Akdeniz' adlı dergi. Antalya Kültür Müdürlüğü'nce 'yıllık' şeklinde yeniden yayımlanacak. 1937-1944 yıllan arasında yayımlanan derginin günümüz araştırmacılanna ışık rutruğunu belirten Antalya Kültür Müdürü Musa Seyirci. : •' tekrardan yaşatmak istedikleri 'Türk Akdeniz' adlı dergiyi bu yıl sonunda çıkaracaklannı açıkladı. Antalya ve çevresinde edebiyat, arkeoloji, sanat tarihi, coğrafya, tarih, halkbilim. etnolojı, yazıtbilim, kültür ve sanat tarihini içeren konularla ilgili önemli bilgilerin yer alacağı ve bugünün araştırmacılan ve aydınlannın yazılannı içerecek olan yıllık, aynca son bölümünde Antalya'da yıl boyunca yapılan kültür sanat etkinlikleri çizelgesine de yer verecek. Devlet Tıyatroları başkentte buluşuyor • ANKARA (AA)-Başkent Ankara. bu hafta ' konuk tiyatrolan ağırlayacak. Adana Devlet Tiyatrosu 'Karar Kimin', Izmir Devlet Tiyatrosu 'Sihirli Keman', Konya Devlet Tiyatrosu 'Keşanlı Ali Destanı', "Savaş Düşlerimi Çaldı' ve 'Evler Evler', Antalya Devlet Tiyatrosu ise "Othello'nun Ölümü' adlı oyunlarla başkentli sanatseverleri selamlayacak. 3 ayn oyunla Ankara'ya gidecek olan Konya Devlet Tiyatrosu'nun 21 Mart'tan itibaren oynayacağı en önemli oyun, Haldun Taner'm ünlü yapıtı 'Keşanlı Ali Destanı'. Oyun, Büyük Tiyatro'da sahnelenecek. • • • - - . - . BUGUN • İTALYAN KÜLTLIRMERKEZİ nde 19.00'da Ayla L'ludere, Meltem Ozarı \e AygülG. Şahinalp üçlüsünün konseri yer alacak. (293 98 48) • ADA KÜLTÜR'de 10.30-11.30 saatleri arasında Şegan lşler'in yönetiminde 'Gençlere Açıklamalı Müzik' atölye çalışması; 20.30"da 'Düş Sokağı Sakinleri"nin konseri gerçekleşecek. (251 38 78) • TOHUM KÜLTÜR MERKEZlnde 18.00'de 'Dövüş Kıılübü' adlı film gösterilecek. (643 22 33) • İDOBda 20.00'de Giuseppe Verdi'nın Aida' operası izlenebilir. (251 10 23) • AKM'de 19.00"da Hasan Şevki Kara>el'in piyano resitalı yer alacak. (241 56 90) • CUMHURİYET KÎTAP KULÜBÜ Beyoğlu Şubesi'nde, 18.00'de 'Dünya Şiir Günü' dolayısıyla şiir dinletisi gerçekleştirilecek. (252 38 81) • CRR'de 20.00'de 'Azerbaycan Mtıgam Gecesi' düzenlenecek. (231 54 98) • YILDKTEKNİKÜNTVERStTESİ'nde 17.30- 19.00 saatleri arasında Sabiha Tansuğ'un katılacağı 'Koleksiyon Oluşturma' başlıklı konferans izlenebilir. (259 70 W) M BABYLON'da 21 30da DavidFriesen-Önder Focan'nın konseri yer alacak. (292 73 68)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle