Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MART2000SALI CUMHURİYET SAYFA
I U J \ kuftur@cumhuriyet.com.tr 15
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Tîyatroyu güzele boyayan dev adam
Mengü Ertel'i sonsuzluğa uğurlamak dile kolay.
Çizgiyle rengi böylesine zekice yalınlıkla buluş-
turabilen bir başka usta bir daha dünyaya gelme-
yecekmiş gibi geliyor. Tiyatrodaki son otuz knk yı-
lımızuı nice yaşantısını, algılama ve yorumlama gü-
cünün doruklanna çıktıktan sonra bir iki kalem
darbesine indirgeyerek nasıl güzele boyadığını
anımsadıkça sonsuz bir şükran duygusu sanyor
içimizi. "İyi ki tiyatroya sevdalanımşsın" diyoruz.
"Senden bu yana, yabancı ülkelerin tiyatro afişJe-
rine imrenmek yerine senin yapıtlanna sahip olma-
nın onurunu yaşıyonız." Bunca uluslararası ödül
boşuna verilmemiş Mengü Usta'ya. Bunca sergi,
bunca etki yaratmamış boşuna...
"Keşanh Ali Destanı"nın afişine bakıyorum.
(Aynı zamanda Türkçe ve Ingilizce basımlannın
da kapak resmi.) Siyah bir kasket, simsiyah kay-
tan bıy ıklar, bir ucundan "gümü) köstek"in de gö-
ründüğû siyah bir yelek. Yakası kaldınlmış oldu-
ğu için neredeyse kaskete dek erişen ceketle bir-
leşmiş, tek parça olmuş. Köylülüğü kent varoşla-
nndaki yaşamla buluşruran bir "güçlülük" ve "afi-
BBk" görüntüsü. Köylülükten sıynlmamışlığın gös-
tergesi, yeşil-taba çizgili bir mintan, çene çizgisin-
den yola çıkıp boşlukta alabildiğine uzanıyor. Ke-
şanlı Ali kolunu uzatmış, "şehre tepeden bakan"
Sinekli'den, "masallardaki kadar uzak" şehri mi
gösteriyor? Bir de sapı dişler arasında duran kır-
mızı kır çiçeği. Delikanlılığın, yaşama sevincinin,
dünyaya metelik vermezliğin simgesi.
Diyar diyar gezen afışi
Oysa Keşanlı Ali'nın yüzü yok bu çizimde. Ne
gözler, ne kaşlar, ne burun, ne ağız... Çünkü Ke-
şanlı Ali kendi kendini yaratan değıl. başkalaruun
yarattığı bir kahraman. O kendisi için yaratılan
destanın tutsagı olmuş, sıradan bir garip. Bu yüz-
den içi yok, kılıfi var. Keşanlı Ali'nin "gerçeğj" de-
ğil, "destanT önemlı. "Keşanh Ali DestanT Hal-
dun Taner'in, Yalçın Tura'nın oldugu denli Men-
gü'nün de, diyar diyar gezmiş bu afişle...
Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'nin birkaç
yıl art arda kullanılmış, Mengü Ertel imzalı afişi-
ne bakıyorum. Tiyatronun bilinen iki ("güten veağ-
layan") maskı kullanılmış. Ama profilden göste-
• Mengü Ertel'i
sevmenin ve
yaşatmanın en
içtenlikli yolu, onun
yapıtlannın özenle
hazırlanmış baskılannı
kamuoyuna armağan
etmek olmalı. Büyük
yayınevlerini böyle
yaman bir görev
bekliyor.
rilmiş masklar bu kez. Yüz yüze, kıran kırana bir
agız dalaşı içinde. Çizgilerde hiçbir "yereT ayır-
dı olmasa da. Hacivat'la Karagöz'ü. Pişekâr'la Ka-
vukhı'yu çağnştırmıyor mu? Bundan da öte. ko-
mediyle trajedinin artık aynı yapıt içinde güreş tut-
tuğu çağdaş tiyatro daha iyi nasıl çizgileştirilebi-
lir?
Ertel'in Istanbul'da 1991 yılında yapılan Ulus-
lararası Tiyatro Enstitüsü 24. Dünya Kongresi için
hazırladığı amblemi düşünüyorum. llk bakışta iç
içe gecmiş üç kadın fıgürü. Bir Türk oyununun bağ-
daşık duruşu içindeler. Giysileri farldı renkte. Kah-
verengi, hardal, taba... (Afişlerde ve diğerprestij
ürünlerinde başka renkler de kullanılmıştı.) lkin-
ci bakışta ilk fıgürün T harfi, merkezde duran ikin-
ci figürün "T" harfi, ilk figürle bakışımh konum-
daki üçüncü figürün de yine " I " harfi olduğunu
görüyorsunuz. Böylece Uluslararası Tiyatro Ens-
titüsü'nün kısaltılmış yazımı "ITI" çıkıyor orta-
ya. Daha da dıkkatlice bakınca, üç kadının yüz
hatlannı belirleyen minik üçgenlerin her figürde
farklı yönde kullanımıyla, üç ayn yüz anlatımı
oluştunılduğunu kavnyorsunuz.
Ilkı dostça, bilgece bakıyor size; ikincisi nazh
nazlı göz süzerek gülümsüyor, üçüncüsü ise somur-
tuyor. Buyurun, seyreyleyin tiyatronun bin bir yü-
zünü...
Yetişmekte olan kuşaklaria tanışmalı
Bu örnekler Mengü'nün yapıtlanna ne denli
özen gösterilmesi gerektiğini, yetişmekte olan ku-
şaklann Mengü'yle tanışmasını sağlamanın ne
denli önemli olduğunu dile getirmek için. Mengü
Ertel'i sevmenin ve yaşatmanın en içtenlikli yolu,
onun yapıtlannın özenle hazırlanmış baskılannı
kamuoyuna armağan etmek olmalı. Büyük yayı-
nevlerini böyle yaman bir görev bekliyor.
Mengü Ertel'den pek çok anı kaldı dostlanna, hay-
ranlanna ve tüm dünyaya... Bir anısı ise yalnız
bende var. 1990 yılında aynı ekip içinde Aşka-
bad'a ve Moskova'ya yaptığımız bir tiyatro yolcu-
luğundan kalma minicik bir Rus işi lake kutu. Her
iki ülkenin de "yokhığu" amansızca yaşadığı dö-
nem. Gidilip dönülmesi de şimdiki gibi kolay de-
ğil. Olkemize getirecek bir iki anı bulmaya çalışı-
yoruz. Mengü Ertel, ünlü saçlan ve sakalı. ünlü Laz
balıkçı yeleği ve hepsinden de ünlü dev heybetiy-
le ve heybetli sesiyle başka bir dalga boyunda, ama
bızimle...
Dönüş uçağını beklerken bir ara avucunda tut-
tuğu bir minik kutuyla yanımıza geldi. "Bakın ne
bukhım" diye nispet verircesine. Hepimizin birer
tane edindiği kürk kalpak dışında yaptığı tek alış-
verişbelkide. u
Anegüzd,neredenakiına'?
deme-
ye kalmadı, minik kutu benim oldu. "Sen şimdi ka-
bbahkta kaybohırsun, al senin olsun_* Vermeye kıy-
mıştı, almaya kıyamamıştım. tyi ki almışım.
Mengü Ertel o minik lake kutunun kapağını süs-
leyen masal ülkesine mi göçtü bilemem. Bildiğim,
Türk ve dünya sanatına armağan ettiği desenleri,
posterleri ve resimleriyle hep bizimle olacağı...
Vatikan karar verecek
Gaudi
'azizlik'le
kutsanacak
• Antoni
Gaudi'yi aziz
olarak tanımayan
Vatikan, bu hafta
bu sıradışı
mimarlık dehasını
azizlik sıfatıyla
kutsama karanna yeşil ışık yaktı.
Kültür Servisi - George Onrefl, ünlü Is-
panyol mimar Antoni Gaudi'nin en büyük
projelerinden bıri olan Sagrada Familia Ki-
lisesi'nin dünyadaki en çtrkin yapılardan bi-
ri olduğunu söylemişti. lspanya İç Savaşı'nda
anarşıstlerin kiliseyı bombalama şansına
sahip olmalanna karşın hiçbir zarar ver-
memelerinı kötü bir zevke sahip oldukla-
nna bağlamıştı. Sahador Dali, Gaudi'nin
bu işini "Dokunsal Erojen Bölge' dıye ad-
landırmış; Katalan arkadaşını, 'son derece
yarancı kötü zevk'i için takdir etmişti.
Antoni Gaudi'yi aziz olarak tanımayan
Vatikan, bu hafta bu sıra dışı mimarlık de-
hasını azizlik sıfatıyla kutsama karanna
yeşil ışık yaktı. Bu konuyla ilgili toplana-
cak olan kurulun toplanması gerektiğine
karar venlmesıne karşın Antoni Gaudi adı-
nın ne zaman resmi olarak aziz sıfatıyla
anılacagı belirsiz.
Vatikan'a göre sorun, Gaudi'nin azizlik
içingereklinitelikleritaşımamasıydı. 1926
yılında, 74 yaşındayken bir tramvayın al-
tında kalarak ezilen Gaudi bir şehit olarak
ölmedi. Yaralanmış olan Gaudi'yi, dört tak-
si, üstündeki eski giysilerinden dolayı bir
dilenci sandığı için hastaneye götürmeyi
reddetti. Gaudi yaşamında hiçbir dinsel
mucize yaratmadı. Ama yaşamının son yıl-
lannda çok inançlıydt. Antoni Gaudi'nin şeh-
vetli, kösnül taşkınlıklarla dolu olan mi-
mari tarzı; sıkı, zor, konforsuz ve bir keşi-
şinkini andıran yaşamını hiçbir zaman yan-
sıtmadı. Yaşamının son 43 yılını adadığı ve
bir yüzyıldan fazla zamandan beri üstünde
çalışılmasına karşın henüz inşası tamam-
lanamamış Sagrada Familia Kilisesı ünlü
mimann havarilik yolunda yaptığı işi; Tan-
n'ya adadığı ilahisi oldu.
Taş duvar yüzeyleri erimiş balmumu gi-
bi akan bu şaşırtıcı yapılarda çalışmalar Ja-
pon destekJeyicilerin ve Roma Katolikle-
rinin yaptığı bağışlarla sürdürülüyor. Son
yıllarda hızlanan çalışmalara bakılacak olur-
sa yardımlann arttığı ve daha büyük şey-
ler başanldıgı belli. Barcelona Belediyesi
yetkileri ise kiliseyı oldugu gibi inşası ya-
nm bir şekilde bırakmayı tercih ettiklerini,
çalışmalara hiçbir mali yardımda bulun-
mayarak gösterdi.
Gaudi'nin hayranlan Barcelona'nın mu-
hazafakârkardinaü RkardCarles'i mima-
n azizlik için önermesi konusunda geçen
yıl ikna etti. "Ünlü mimann,gizemsel inan-
cayapüğı derinanlamlariçerensebatkâr kat-
kılardan dolayı aziziikk kutsanması olası"
diyor Carles.
Insanlar mucizeler hakkında konuşuyor
Barcelona kentinde. Bir mimar, Gaudi'nin
kendisine ödül kazandırdığını, bir kadın
ise Gaudi'ye dua ettikten sonra hiç acı çek-
meden böbrek taşından kurtulduğunu söy-
lüyor. Kilise yetkilileri Gaudi'ye teşekkür-
lerini sunmak için bu mucizelerin izini sü-
rüyorlar. Antoni Gaudi'nin yaşamı. azizlik
nıteliklerini belgelemek amacıyla arastın-
lıvor.
Vedat Dalokay 'ın hlcfnabad'daki camisini de Mengü Ertel bezemişti..
Vedat Dalokay'uı siyasiler tarafindan temel inşaatuıda durdurularak iptal edilen Ankara'daki Kocatepe Camisi projesinin maketi.
ErteVin imzası 'dünya mirası'
• Pakistan'a gidip
îslamabad'daki Kral
Faysal Camisi'ni
ziyaret edenler, Vedat
Dalokay'ın
mimarisiyle birlikte
Mengü Ertel'in
bezemelerini de
hayranlıkla izlerler...
Mimarlık ve grafik
sanatlannın bu büyük
buluşmasını yaratan
her iki imza da şimdi
gelecek kuşaklara
"dünya mirası" olarak
aktanlıyor...
OKTAYEKtNCİ
Eğerbugünkü Kocatepe Ca-
misi'nin yerinde Vedat Dalo-
kay'ın 1958'deki Mimarlar
Odası Yanşması'nı kazanan
ve "modern Ankara" için çağ-
daş mimari fomılarla tasarla-
dığı projesi inşa edilseydi, bel-
ki dûvarlanndaki bezemeler-
de de Mengü Ertel'in imzası-
nı okuyacaktık.
Tıpkı, yine Dalokay'ın ay-
nı çağdaş yonımla tasarladığı
Îslamabad'daki Kral Faysal
Camisi'nin duvarlannda yer
alan "seramikpanolara" atıl-
mış Mengü Ertel imzası gi-
bi...
Pakistan hükümetinin Kral
Faysal Camisi projesi için ulus-
lararası yanşma açtığı ve Da-
lokay'ın bu yanşmayı da ka-
Duvar seranükleri Mengü Ertel tarafindan tasarlanıp yapdan tslamabad Kral Faysal Camisi.
zandığı 1970 yılında, Mengü
Ertel de artık 40 yaşındaydı
ve sanatınm da "doruğuna"
doğru tırmanışı çoktan başla-
mıştı...
Nitekim gazetelerde yayım-
lanan özgeçmişine göre de
1969'da açtığı ilk afış sergisi
uluslararası grafık çevrelerin-
de de geniş yankı bulan Men-
gü Ertel, 1974'te Cannes Film
Festivali'nin afışi için düzen-
lenen yanşmada "Jüri Özel
Ödülü"nü alırken, 1975'tede
Paris-Uluslararası Sinema Ser-
gisi'nin "büyük ödüiünü" ka-
zanıyordu...
Böylesi bir süreçte Dalo-
kay'ın Îslamabad'daki cami-
sine Türk seramik sanatı gele-
neğinın dev büyüklükteki sa-
tıhlara ustalıkla uyguladığı za-
rif ve uyumlu yorumlannı ar-
mağan eden Mengü Ertel, sa-
dece afış dünyasının değil mi-
marlık dünyasının da sevgisi-
ni ve hayranlığını toplamışh...
Işte, 1958in "muhafaza-
kâr" çevreleri, Dalokay'ın
Kocatepe Camisi projesini "si-
yasi ve ideoiojik hedeflerine"
aykın bulup, temeli bile ta-
mamlanan inşaatı durdurarak,
yerine "klasik Osmanlı takü-
di" şimdiki caminin projesini
uygulayarak, sadece Ankara'yı
çağdaş bir mimari anıttan yok-
sun bırakmakla kalmıyor, ay-
nı mimari duyarhlıkla birlik-
te Mengü Ertel'in kökleri Ana-
dolu'ya ait sanat gösterisinin
de Türkiye yerine Pakistan'da
insanlığa ve gelecek kuşakla-
ra taşmmasına neden oluyor-
lardı...
Mengü Ertel, Muğja'da bir-
likte olduğumuz bir yaz akşa-
mında, "lsiamabadseferinin"
en çarpıcı aynntısını şöyle an-
latmıştı: "Tasarun çalışması-
nı Türkiye'de yaparken, o bü-
yüklükteki bir çahşına alanını
buiamadığmuz için,öncedaha
küçük bir eskizi kareiere avır-
dık; sonra da her bir kareyi öl-
çekü şekilde bü>üterek orijinal
boyda deseni parçalı olarak el-
de errik. Derken, sıra yerinde
uygulama>a geldiğinde, ölçü-
nün tamı tanuna uyması bizi
de şaşırttı. Çünkü Türkiye'de
hiçbir bina, projesine uygun
yapılmazdı. Pakistanular ise
koca camhi proje ölçülerme
göre inanıhnaz hassashkta in-
şa etmişterdL..''
Ölüm haberini duyunca, ne-
dense onun yaşantısında da
önemli yer tuttuguna inandıgım
bu aynntıyı anımsadım. Afiş-
leri, desenleri. sayısız grafık-
leri, hatta sahnede, TV'lerde
yankılanan kibirli ve yurtsever
sesi, sayısız çizimleri. grafık-
leri.. şimdi sadece arşivlerde
kaldı...
Ne var ki tslamabad Kral
Faysal Camisi ndeki Dalo-
kay'ın mimarisiyle bütünle-
şen el emeği ve göz nuru du-
var seramikleri ise kimbilir da-
ha kaç yüzyıl, belki de "bin yıP
hayranlıkla seyredilecek. Hem
Dalokay, hem de Ertel. Ana-
dolu'daki Cumhuriyet devri-
minin "aydmhk ve devrimci
sanatçdan" olarak uygarlık ta-
rihinde işte bu "dünya mira-
sı'' imzalanyla da anılacaklar...
Nediyelim... Onlan,bueser-
lerini Pakistan'da insanlığa
sunmak zorunda bırakanlar
utansınlar...
Mengü Ertel kendisi gibi di-
ğer "Cumhuriyete kanat ge-
renfcri" de hepimiz adına sev-
giyle kucakladıktan sonra "ge-
ricUiğe kanat gerenleri" işte o
kendi utançlanyla başbaşa bı-
rakarak hem yaşamına hem de
sanatına noktayı koydu...
Son yıllardaki "asık" yüzü-
nü, çok sevdiği ülkesinın sa-
nattan ve yaratıcılıktan gide-
rek uzaklaşmasına yorabilirdi-
niz. Ancak hep "gûleç" olan
gözleri ise yine çok sevdiği
Anadolu insanıyla ortak ka-
rakteriydi...
Bugge VVesseltoft Babylon'a
konuk oluyor
• Kültür Servisi -
Norveç'in Grammy
ödüllü caz sanatçısı
Bugge Wesseltoft, 24 ve
25 Mart tarihlerinde saat
22.30'da Babylon'da
konser verecek. Caz. rock
ve techno arasmda
kurduğu ilişkiyle müzikte
yeni kanallar açan
müzisyen. Fujifilm
Music Weekends kapsamında gerçekleştıreceğı
konserlerde 1998'de yayımlanan son albümü
'Sharing' ile caz groove'lannın piyano melodilerini,
sentetik seslerini ve ağır tekno beat'ini iç içe
geçirdiği müziğini cazseverlere sunacak.
TDK'den Ingilizce' kelimelere
hikâyeli' uyarı ,
• A1VKARA (AA) - Türk Dil Kurumu (TDK)
Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, uçaklann
gövdelerindeki yazılann 'Türkçe' olması
konusundaki yazılı ısrarlanna karşılık vermeyen Türk
Hava Yollan'na bu kez hikâyeli uyanda bulundu.
Ercilasun. 'uçaklarda karşılaştığı Türkçe ve Ingilizce
kelime karmaşası nedeniyle bunalım geçiren bir '
kişinin' konu edildıği hikâyesini de Türk Hava
Yollan'na gönderdi. Türkçede yabancı kelime
kirliliğinin önünün alınması için yürüttükleri
çalışmalar çerçevesinde zaman zaman kamu ı
kurumlanna da çeşitli uyanlarda bulundukJannı
söyleyen Ercilasun, Türk Hava Yollan'na yazı
göndererek uçaklann gövdesindeki "Turkish Airlines'
yazısının yerine 'Türk Hava Yollan' yazısının
konulmasını istedi ve THY dergisinin adının Ingilizce
olmasını eleştirdi. Yabancı kelime kullanımına engel
olmak amacıyla Karayollan Genel Müdürlüğü'ne
'viyadük' kelimesinın 'köprüyol' kelımesi ile " '
degiştirilmesi; Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na da
"sortı' için bir yazı gönderdiklerini anlatan Ercilasun,
bu kelime yerine 'çıkış' veya 'dalış' kelimelerini
kullanmalannı istediklerini söyledi.
Maltepe Ünivensitesi'nde
Tüpk Belgeselcileri Hattası'
• Kühür Servisi - Maltepe Cniversitesi lletişim
Fakültesi ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür
Vakfi (TÜRSAK), 27 Mart-2 Nisan tarihleri
arasında 'Türk Belgeselcüeri Haftası' başlıklı bir
etkinlik düzenleyecek. Cevizliüragos'taki Maltepe
Üniversitesi Konferans Salonu'nda gerçekleşecek
olan etkinliklerde Coşkun Aral, Nebil Özgentürk,
Suha Ann, Can Dündar, Ertuğrul Karslıoğlu ve
Tayfun Talipoğlu'nun yapıtlan gösterime girecek ve
söyleşileri yer alacak.
Çalınan Oscar heykelciklerinin
yerine yeniieri geliyor
• LOS ANGELES-Görkemli Oscar
törenlennden iki hafta önce ortadan
kaybolan heykelciklerin yenilerini
yapmak için ustalar zamana karşı
yanşıyorlar. Hızla çalışan
zanaatkârlara altın kaplamalı
ödüllerin bitirilmesi için yedi gün
verildi. Motion Pictures'ın Sanat ve
Bilim Akademisi'nin yaptığı
açıklamaya göre, sinema dünyasının
en büyük ödülleri sayılan Oscar
heykelcikleri, bu hafta başında birden
ortadan kayboldu. 26 Mart tarihinde
akademi ödüHeri törenınde dağıtılması gereken
heykelciklerin çalınmış olabileceği üzerindeki .
tartışmalar büvüyor.
Türk Akdeniz' dergisi
yenhten yayımlanıyor
• ANTALYA (AA) - Antalya'da, 1930'lu yıllarda >
dönemin aydınlan tarafindan çıkanlan "Türk
Akdeniz' adlı dergi. Antalya Kültür Müdürlüğü'nce
'yıllık' şeklinde yeniden yayımlanacak.
1937-1944 yıllan arasında yayımlanan derginin
günümüz araştırmacılanna ışık rutruğunu
belirten Antalya Kültür Müdürü Musa Seyirci. :
•'
tekrardan yaşatmak istedikleri 'Türk Akdeniz' adlı
dergiyi bu yıl sonunda çıkaracaklannı açıkladı.
Antalya ve çevresinde edebiyat, arkeoloji, sanat tarihi,
coğrafya, tarih, halkbilim. etnolojı, yazıtbilim, kültür
ve sanat tarihini içeren konularla ilgili önemli
bilgilerin yer alacağı ve bugünün araştırmacılan ve
aydınlannın yazılannı içerecek olan yıllık, aynca son
bölümünde Antalya'da yıl boyunca yapılan kültür
sanat etkinlikleri çizelgesine de yer verecek.
Devlet Tıyatroları başkentte
buluşuyor
• ANKARA (AA)-Başkent Ankara. bu hafta '
konuk tiyatrolan ağırlayacak. Adana Devlet
Tiyatrosu 'Karar Kimin', Izmir Devlet Tiyatrosu
'Sihirli Keman', Konya Devlet Tiyatrosu 'Keşanlı
Ali Destanı', "Savaş Düşlerimi Çaldı' ve 'Evler
Evler', Antalya Devlet Tiyatrosu ise "Othello'nun
Ölümü' adlı oyunlarla başkentli sanatseverleri
selamlayacak. 3 ayn oyunla Ankara'ya gidecek olan
Konya Devlet Tiyatrosu'nun 21 Mart'tan itibaren
oynayacağı en önemli oyun, Haldun Taner'm ünlü
yapıtı 'Keşanlı Ali Destanı'. Oyun, Büyük
Tiyatro'da sahnelenecek. • • • - - . - .
BUGUN
• İTALYAN KÜLTLIRMERKEZİ nde 19.00'da
Ayla L'ludere, Meltem Ozarı \e AygülG. Şahinalp
üçlüsünün konseri yer alacak. (293 98 48)
• ADA KÜLTÜR'de 10.30-11.30 saatleri arasında
Şegan lşler'in yönetiminde 'Gençlere Açıklamalı
Müzik' atölye çalışması; 20.30"da 'Düş Sokağı
Sakinleri"nin konseri gerçekleşecek. (251 38 78)
• TOHUM KÜLTÜR MERKEZlnde 18.00'de
'Dövüş Kıılübü' adlı film gösterilecek. (643 22 33)
• İDOBda 20.00'de Giuseppe Verdi'nın Aida'
operası izlenebilir. (251 10 23)
• AKM'de 19.00"da Hasan Şevki Kara>el'in piyano
resitalı yer alacak. (241 56 90)
• CUMHURİYET KÎTAP KULÜBÜ Beyoğlu
Şubesi'nde, 18.00'de 'Dünya Şiir Günü' dolayısıyla
şiir dinletisi gerçekleştirilecek. (252 38 81)
• CRR'de 20.00'de 'Azerbaycan Mtıgam Gecesi'
düzenlenecek. (231 54 98)
• YILDKTEKNİKÜNTVERStTESİ'nde 17.30-
19.00 saatleri arasında Sabiha Tansuğ'un katılacağı
'Koleksiyon Oluşturma' başlıklı konferans
izlenebilir. (259 70 W)
M BABYLON'da 21 30da DavidFriesen-Önder
Focan'nın konseri yer alacak. (292 73 68)