27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3 MART 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP Genel Başkanı Altan Öymen, anayasanın demokratik olmadığını söyledi 6 Düsünce cezalandırdmasııı'CEMÎLCİĞERİM SAMSÜN- CHP Genel Başkanı Altan Öymen. FP'nin 5 artı 5'e destek için 312. madde değişikliği- ni koşul olarak dayatmasının gün- demde olması üzenne yapnğı açık- lamasında "Türkiye'de biçbir siya- setçi düşüncelerinden dolayı ceza- landınimamaiıdır'' dedı. Öymen. Anayasa'nın demokratik olmadı- ğııu belırterek yeniden yazılması gerektiğini söyledi. Altan Öymen, çok sayıda partili ve Kadın Kollan Genel Başkanı Güld&l Okuducu ile Samsun'da partisinin Dünya Emekçı Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği 'Ka- dın200uŞenliği'ne katıldı. Öymen. bir gazetecinın, 312. maddenin de- ğiştirilmesı konusunda yönelttiği sonıyu şöyle yanıtladı: "BİZ. 312. maddenin değiştirü- mesi konusunda ve bunun düşünce hürriyetmi smırlayıcı bir madde ha- Kne gehnemeani sağtamak için çok daha öoceden,geçen yasama döne- minde bu konudaki görüşlerimia bikfirmiş, teküflerimizi yapnuşük. Bu tarüşma, Sayın Erbakan hak- kmda abnan karar üzerineyse o za- man tabii bu karann sonucunun bektenmesi gerekir. Yargıtay'a git- miştir. Biliyorsunuz, >asalanmıza göre sonuçianmamış bir dava için mütalaailerisurmekyanBş. olur. A- ma genel olarak tabii şunu temen- niediyoruz. Tûrki>e'dehiç birsiya- setçi düşüncelerinden dofayı ceza- POAŞ'ın özeileştirilmesi ve CHP yöneticileriyle Iş Banka- sı'ndaki parti temsilcileri arasında yaşanan uyumsuzluk konusundaki sonıyu da yanıtlayan Oymen şöy- le konuştu: "Bizim, POAŞ'm özd- teştirilmesi hakkmdaki fikrimiz iki seneöncesinden beflidir. POAŞstra- tejik madde üreten bir kuruluştur. Biz, stratejik madde üreten kunı- hışbrm özeUeştiribnesinezaten öte- den beri karşıyız. tş Bankası'nın kendi iç bünyesindeki yönetim ku- rohındaki karariar tse orada bulu- nan arkadaşlarunızia ilgili bir hu- sustur. Bu konuyu Ankara'ya dön- dükten sonra konuşacağc Ancak eylûl ayında yapüacaktüzükkurul- tayımızda o konuyu da tartışacağız. Tüzük tasanmıza, PM üyeferi ve partiyönetkilerinin bankaİarmyö- netim kunılhnnda görev almama- lan kurah konufanuştur. Tüzük yü- rürtüğe girinceye kadar bu konu- nundüzenknmesiyolundakigörüş- ler yine partimizin vetkili organb- rmda tartışıünaktadır.'" Ana\ asanın kendi içinde de çe- lişkâleri olduğunu, demokratik hak- larbakımından ılen olmadığını be- lirten Oymen, Anayasa'nın yeni- den yazılması gerektiğini ifade et- ti. Samsua, Ordu, Sinop, Sivas, To- kat, Amasya, Çorum'dan gelenpar- tililerin de kaüldığı şenliğin açılış konuşmasını CHP Samsun îl Baş- kanı Refık Karakoç yaptı. Kara- koç, kadın haklannın verilmesinde Atatürk'ün ve CHP'nin öncülüğü olduğunu söyledi. Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu da yaptığı konuşmada "Knvayi Mflh- ye'ninvakbğı bagnnsızhkateşineo- dun atanak istrjoruz. Bizim günû- müzü,üfliemizdedemokrasinin or- tadan kakhnldığı gün olan 12 Mart'la birleştirmiş oJduk Demok- ratik Türkiye ve demokratik dfin- ya ancak kadınlarta olur dryoraz" diye konuştu. CHP koylere ulaşamadı 150 ilçe ve 45 bin köyde üyeyok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üye kayıtlannı güncelleştirme çalışma- lannı sûrdûren CHP'nin 150 ilçe ve yak- laşık 45 bin köyde üyesinin bulunmadı- ğı ortaya çıktı. Erzurum, Kayseri, Kara- man ve Kastamonu'nun bazı ilçelerinde CHP'nin hiç üyesi bulunmadığı belir- lendi. Kayıtlannı yenileyen üyelerin bû- yük bölümünün "emekfi'' ve yaş ortala- masının 50 civannda olduğu belirtildi. CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem. es- ki üyelerin kayıtlan yenilendiğı için yaş ortalamasının 50 civannda olmasının son derece doğal olduğunu söyledi. Üye- lik profıliyle ilgili değerlendirmeler için henüz erken olduğunu belirten Erdem, "Bunu vapabimek için bütünveriere sa- hip olmamız lazun. Şu anda buna sahip değÜK" dedı. Siyasi partilerin sırtındakı "kambur" olarak kabul edilen sağlıksız üye kayıt- lan konusunda ilk adımı atan CHP, par- ti kûtüğunü 23 Nisan'da kesinleştirecek. Ancak, bayram tatılının araya gırmesı nedeniyle bu sürenın 1 hafta sarkabile- ceğibelirtildi. 23 Ekim 1999'dabaşlatı- lan üye kayıtlannı yenileme projesi kap- samında şu anda, parti kütüğü ön liste- lerine itiraz aşaması işletiliyor. Kurban Bayramı tatılınden kaynaklanan bir ak- sama ohnaması durumunda merkez yö- neüın kuruhı 11-13 Nisan'da yapacağı toplanüda, parti meclisi de 22 Nisan'da gerçekleştjrilecek toplantısında güncel- leştirilen Iisteyi değerlendirecek. CHP'nin üye profili. 23 Nisan'dan sonra kamuoyuna açıklanacak kesin lis- te üzennde yapılacak değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkacak. Ancak şu ana kadar genel merkeze ulaşan bilgiler, ka- yıtlanm yenileyen CHP üyeleriyle ilgili olarak bazı verüeri ortaya koydu. Cum- hunyet başsavcılığı ve genel merkez ka- yıtlannda 1 miryon 950 bincivanndagö- rünen üye sayısı. 138 bine düşen CHP'nin, gençlere ulaşamadığı ortaya çıktı. Kaydını yenileyen üyelerin büyük bölümünün "emekfi" kesım olduğu, yaş ortalamasının ise 50 civannda olduğu or- taya çıktı. Emeklilerin ağırlıkta olması- na, özellikle memurlar için siyasi parti- lere üye olma yasağının bulunması ge- rekçe gösterildi. Partiye üye olan kadın- lann büyük bölümünün ev hanımı oldu- ğu, üyelerin eğitim düzeyinin de ağırlık- lı olarak lise olduğu belirtildi. Türkiye'deki yaklaşık 900 ilçenin 150'sinde CHP'nin hiç üyesi bulunma- dığı ortaya çıktı. Genel merkezde bu il- Çelerin büyûk bölümünün yeni kurulan ilçeler olduğu ilen sürülürken bununpar- ti açısuıdan çok önemlı bir gösterge ol- madığı savunuldu. Sdtıdalcımeyın biişındacıııüdı İstaabul Haber Servisi- Demokrası ve insan haklan savunucusu, gazeteci-yazar Emfl Gaüp Sandakı, ölümünün 7. yılmda, İnsan Haklan Deraeği (IHD) yöneticüeri ve dosdan tarafindan Zincirlukuyu'daki mezan başmda düzenlenen törenle anüdı. Sandalcı'nın mezanna karanflUer bırakarak saygi duruşunda bulunan grup adına konuşan İHD Yönetim Kunılu üyesi Kiraz BiçicL Sandalcı'nın anısıru yaşatacaklannı ve izinden aynlmayacaklannı söyledi. ÎHD'nin ilk başkanı Emıl Galip Sandalcı 1956 yılmda başladığı gazetecıliğı çeşitli gazetelerde sürdürdü, 1961'de Yeni Türkiye Partisi'nin kuruculan arasında yer aldı. 12 Mart ve 12 Eylül'de ikişer kez tutuklanan Sandalcı, 1986-90 yıllan arasında ÎHD tstanbul Şube Başkanlığı yaptı. Sandalcı, Türk-Yunan Dostluk Derneği, Tûrkiye tnsan Haklan Vakfi, Helsinki Yurttaşlar Derneğı. Toplumsal Araştırmalar Kültür \e Sanat İçin Vakıf'ın da kurucu üyesi oldu. Sandalcı'nın "Seyrederken K.endimızi" adlı kitabt yayunlandı. Tetikçi Ülsen belediye işçisi MAHMLTORAL DİYARBAKIR- Hizbullah adı- na çok sayıda cinayet işle>;en örgü- tün tetikçilerinden Metin Uben'in, hakkında arama karan olmasına karşuı yıllarca Di>arbakır Büyük- şehir Belediyesi'nde işçi olarak çalıştığı ortaya çıktı. Diyarbakır kent merkezinde 1992 yüından itibaren çok sayıda cinayet işleyen şeriatçı terör örgü- tü Hizbullah'ın askeri kanadına bağh olarak faaliyet gösterentetik- çi Metin Ülsen'in, Sosyal Demok- rat Halkçı Parti'li Belediye Baş- kanı Turgut Atalay döneminde be- lediyenin gelırler müdürlüğünde işçi statüsüyle işe başladığı belir- lendi. 14 Aralık 1992'de işe giren ve çalıştığı yülarda dabirçok cina- yet işleyen Metin Ulsen, önce Re- fah Partisi'nden belediye başkanı seçilen, ancak partinin kapatılma- sıyla Fazilet Partisi'ne geçen Ah- met B3gin döneminde de belediye- deki görevme devam etti. 18 Nisan seçimlerinden kısa bir süre önce dilekçe vererek ücretsiz izne ayn- lan Ulsen, seçimlerin ardından HADEP'h yönetimin işbaşma gel- mesiyle, 15 Mayıs 1999 tarihinde istifa etti. Hizbullahtetikçisi MetinUlsen, Ahmet Bilgin döneminde bıçaklı- saürlı bir yaralama olayına kanş- tı. Ancak, Ülsen'in belediyedeki sicilinde böyle bir kayda rastlan- madı. Ulsen hakkında Hizbullah adına çok sayıda cinayet işlediği gerekçesiyle 1 Ocak 1998 tarihin- de Diyarbakır Emniyet Müdürlü- ğu'nce aramakaran çıkanldı. An- cak yaklaşık 16 ay boyunca Ül- sen'in belediyede çalıştığı öğreni- lemedı. Hizbullah'ın fırari tetikçisi Me- rin Ülsen'in ağabeyi tetikçi Vfeysi Uben de Hizbullah adına 60 cina- yet işlediği iddiasıyla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde idam istemiyle yargılamyor. Me- tin Ülsen'in bir diğer kardeşi olan Tekin Üfeen de çok sayıda cinaye- tekanştığı gerekçesiyle polis tara- findan aranıyor. Ailenın en küçük kardeşi EngmÜben ise 17Ocak'ta Hüseyin VeMoğlu'nun öldürüldü- ğü operasyonun gerçekleştirildiği evde ele geçirilen dokümanlarda özgeçmişi bulunduğu için yakla- şık 2 ay önce Diyarbakır'da yaka- landı. Engin Ulsen hakkında Hiz- bullah'a üye olduğu iddiasıyla 12 yıl6aydan 15 yıla kadar hapis is- temiyle dava açüdı. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.nettr. Başlıktaki terimi ben uydur- dum. Uydurup başlığa oturttuk- tan sonra baktım. Bayaği iyi uy- durmuşum: Derin söktüriıcü! Her şeyin, devietin de, çetenin de, rüşveto'n de, siyasetin de "de- rin "inin makbul olduğu bir ülkede söktürücünün de "derin"\ gerek. "Söktürücü", çocukluğumun Ege'sinde "müshil" yerine kulla- nılırdı. Kabızlık çeken, içindeki "dışkı"y\ dışan atamayanlara, meyan kökü, papatya lapası, ke- kik yağı kanşımı berbat bir bula- maç yuttururlar, ardından da "İyi gelecek. Hemen söktürür" der- lerdi. İyi gelip gelmediğini anım- samıyoaım. Ama adını iyi anım- sıyorum: Söktürücü... Birkaç hafta öncesine kadar dillere persenk olan "Türkiye ba- ğırsaklannı temizliyor" şişinmesi- ne zaten kafayı takmıştım. Avru- pa Birliği'ne aday üye olarak ka- bul edilişimizin sevinç sarhoşlu- ğuna, 30 yıldan beri ilk kez, bir hükiimetin nihayet IMF reçetesi- ne harfıyen uyacağının işaretteri- nin ortaya çıkmasından doğan iyimserlik eklenince, enselenen iki üç mafya şefine, içeri tıkılan üç beş karanlık "işadamı"r\a, bir iki "çurçur çetenin" eie geçirilme- sine bakılıp zafer naralan atılmış- t: Türkiye bağırsaklannı temizli- yor! • • • Biz cumartesi günü yazıişleri Bir Derin Söktürücü Gerek masasında okuduk; sizler aynı gün akşam televizyonlarda izle- diniz ve dün sabah da gazeteler- de okudunuz: Ankara Hilton Ote- li'nde mafya çeteleri birbirine mermi yağdırdı. Biri öldü, biri ağır, birkaçı hafifyaralı... Önce haberdeki deli saçmala- nnı ayıklamak gerek. Neymiş. Ali Tibuk nam zatla Çetin Aydın ad- lı bir başka zat, suyla işleyen oto- mobil projesinin patentini almış- lar; bu proje3 milyon dolardege- hndeymiş. Lokrnan Çetin adlı bir mafya reisi de bu 3 milyon do- larlık projeden pay istemiş; ayn- ca zaten aralannda 500 milyartık bir alacak-verecek anlaşmazlığı varmış, sonunda silahlar çekil- miş, Ankara Hilton, "Vahşi Ba- ft"nın kovboy kasabalanna dön- müş. Bütün bunlar olurken petrole bağımlılıktan kurtulmak, çevre kirtiliğinin başlıca sorumlulann- dan egzoz gazını yok etmek ve bedava yakrt olanağına kavuş- mak için milyonlarca, milyariarca dolarlık araştırma projeleri finan- se eden dünya otomobil tekelle- rinin haberi bile olmamış... Bu deli saçmalannı ayıklayınca geri kalan ne? Aşın kabızlık çeken Türki- ye'nin, tıkabasaöoWa dolu bağır- saklanndan bir kesrt. Hepsi bu! "Derin devlet" denen, seçil- mişlikle, demokrasiyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan birta- kım "kurtancı-konıyucu "lann zorbalığa, silaha ve şiddete da- yalı egemenliğini sürdürmek, pe- kiştinmek için oluşturulan "derin çeteler"den en (kara) ünlüsünün "Susurluk çetesinin" ayak takı- mından, cinayet, haraç, uyuştu- rucu ticareti sabıkalısı, adam ka- çınma sanığı bir Kürt mafya reisi {Lokman Çetin); eski ve klasik mafya babalanndan Kürt Idris'in yeğeni bir başka mafya reisi (Ni- hat Özbir); Artvin MHP l! Başka- nı iken dolandıncılık sanığı olun- ca görevden alınan bir ülkücü to- sun (Çetin Aydın); büyük Türk düşünürü Besim Tibuk'un ye- ğeni bir başka karanlık adam (Ali Tıbuk) ve birkaç tetikçi. Doğru dürüst bir hukuk devle- tinde bu adamlar Ankara Hil- ton'un salonlannda yemek yiyip lobisinde sohbet etmezler, özel tip bir cezaevinin bahçesinde volta atarak gün doldurmaya ça- lışırlardı. Istesek de istemesek de bu akıl yürütme bizi Türkiye'nin hu- kuk sisteminin çürümüşlüğüne, caydıncılık nrteliği kalmamışhğına ve en önemlisi toplumu suçtan ve suçludan koruma işlevini yitir- mişliğine götürüyor. Neresinden bakarsak bakalım hukuk iflas sınınnda. Hukuku toplumsal işlevine ka- vuşturacak kurumlar, örneğin ya- sa yapıcılar (TBMM), örneğin ya- pılacak yasalar üstüne öneri hat- ta talimat üretenler (MKG) pek çok konuda duyariılar da iş, ör- gütlü (organize) suçlara, devlet adına taşeronluk yapıp daha sonra kendi firmalannı kurup benzer eylemlere devam edenle- re gelince duyarlılık fjlan kalmıyor. Yargı erki ise çeteleri cezalan- dırmayı değil, adeta "cezalandı- nyormuş gibi görünmeyi" kendi- ne görev biçmiş. Sonra da kalkılıp Türkiye ba- ğırsaklannı temizliyor" diye kof şişinmelerte kamuoyunu yatıştır- ma manevralan yapılryor. Yakalanıp içeri tıkılan üç beş rt uğursuza bakıp, olsa olsa "Tür- kiye yanlışlıkla altına kaçırmış" fi- lan denebilir. Bağırsakların temizlenmesi içinse derin devlet kadar, derin çeteler kadar, derin rüşvet kadar, derin siyaset kadar "derin bir söktürûcü"ye acilen gereksinimi- miz var. Tadı tıpkı çocukluğumun ''me- yan kökü, papatya lapası, kekik yağı" bulamacı gibi berbat ola- cak. Ama başka çare de yok. Bu dışkı başka türlü atılmaz... Fazilet Partisi Erdoğan'dan Gûl'e destek tstanbul Haber Servisi- FP içindeki yenilikçi kanadın liderlerinden, eski Istanbui Büyükşehir Belediyesi Başkam Recep Tayyip Erdoğsn, FP Genel Başkanlığf na adaylığını açıklayan AbduUahGülü destekledığı mesajını verdi. Recep Tayyip Erdoğan, eşi ve çocuklanyla Londra'ya hareketinden önce Atatürk Havalimam'nda yapüğj açıklamada, Türkiye'de parti içi demokrasinin çalışmadığım belirterek "Sayın Gül'ün adaynğun, demokrasinin yöneten Ö7p|ligi yanıntla; denedeyen özelKğinin devreye sokulmaa bakımından önemh' ve hayniı buhıyorum" dedi Parti içi demokrasi Erdoğan, Erbakan'm bugüne kadar tek aday olmasını ise şöyle değerlendirdi: "Türkiye'deki partfler içi demokrasikrin hepsinde bu var. Tûm srvasi partflerde maaksef bu durumu görüyonız. Farkh adaylann çıkması da semboHk. Onun kdn Siyasi Partiler Kanunu'nun kesüdikle değişmesi gerekmektedir. Değişmediği sürece bunun düzeimesi mümkün değUdir." Erdoğan, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Hasan Cetol Güzet, kendisi ve '312 mağduru olanlarlaflgflikaran', Türkiye açısından bir 'stkmn' olarak niteledi. Erdoğan, Türkiye'nin AB sürecinde bulunduğunu belirterek "Dünyada fikir ve düşünce sabipterinin inandıklarmı ve düşündüklerini rahat konuşabfldflderi bir ortamda hâlâ bu tür stkmülann olması, insanımıza olan saygı noktasmda çok ciddi bir süanü kaynağKbr" diye konuştu. Başbakan Bülent Ecevit'in de bu konuda bir açıklama yaptığını ammsatan Erdoğan, "Ecevit'in açıklamalanndan, kendilerinin de bunun sıkmOlannı duydağunu gördüm" dedi. - 'Erkek' Kadın Bakanı'ndan savunma TBMM'de 8 Mart günü "Aa*n"rüzgârlan esti... Kadınlara çiçekJer verildi, kürsülere kadınlar çıktı. Pariamentoda 550 milletvekilinden sadece 22'sinin kadın olması, kabinede bir tek kadın bakan bulunmaması, Medeni Yasa'nın çıkanlamaması gibi gerçekler göz ardı edildı. Kadınlara övgüterdüzüldü... TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alan kadın milletvekilleri de günün anlam ve önemi üzerinde durdu. FP'Iİ 2 kadın milletvekili, Oya Akgönenç ile Nazlı llıcak salonda bulunmadığından, FP Istanbui Milletvekjli Mehmet Ali Şahin söz istedi. Şahin, konuşmasında Devlet Bakanı Hasan Gemici'yi hedef aldı: • Hükümeti oluşturan 3 parti; 15 hanım milletvekili var. Ama kabinede bir tek hanım bakan yoktur. Kadından sorumlu Devlet Bakanı da bir erkek arkadaşımızdır. Bu hükümet, bu görüntüsüyle daha çok kadınlara haddini bildiren bir hükümet görüntüsu veriyor... Devlet Bakanı Gemici bu eteştiriye karşı ilginç bir savunma yaptı: • Bana göre böyte bir yaklaşımda bulunmak, kadın-erkek aynlığının ve cinsiyet aynmcılığının ta kendisidir. Şimdi, ben hem kadınlann hem de erkeklerin her türiü işi yapabileceklerine, her Nazhlhcak ^ ' * * * . . başarabıleceklenne inanan bir insanım. O zaman Türkiye'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nı kadınlann mı ya da erkeklerin mi yapmasının daha doğru olacağını tartışmak gerekir belki. Acaba, Ulaştınma Bakanlığı'nı hangi cins, kadın ya da erkek mi daha iyi yapar? Sağlık Bakanlığı'na belki -hastalann sorunlannı çok daha iyi bileceği için- hasta birisini, hatta ağır hasta birisini getrmek daha doğru olabilir. Böyte bir aynmcılığın çok yanlış bir aynmcılık olduğunu söylemek istiyorum. Ama şu denilebilir: Niye TBMM Bakanlar Kurulu'nda bir kadın milletvekili görev almadı? Bu konu tabii ki soylenebilir... Bürokrat- Türk milletvekili malı kavgası... Çin ipeği Bakanlar, milletvekillennin "ricalanndan, brtmek tükenmek btlmeyen isteklerinden şikâyetçi. Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz da, milletvekillennin hışmına uğrayan bakanlardan. İnsan Haklan Komisyonu Başkanvekili, ANAP Diyarbakır Milletvekili Sebgetullah Seydaoğtu, Yılmaz'a bağh bir genel müdür isteklerini yapmayınca, telefonda bağırmış, çağırmış. Karşısındaki genel müdür de "Kötü söz sahibine aittir" karşılığını verince, küplere binmiş. Hemen, Devlet Bakanı Yılmaz'ı arayıp, genel müdürün görevden almmasını istemiş. Yıfmaz ise bürokratına sahip çıkmış: - Siz İnsan Haklan Komisyonu'nda görev yapıyorsunuz. Ben yanımda çalışan birine kötü söz söytesem, yakama yaptşıp, ne yapıyorsun, demeniz lazım. Nasjl, bir bürokrata böyle hakaret edebilirsiniz? İnsan Haklan Komisyonu üyesi olarak, bu yakiaşımınız hiç doğru değil... TBMM Başkanı Yıldınm Akbuiut geçen günlerde bazı milletvekilleri, Meclis bürokratian ve gazetecilerle birlikte 4 güniük bir Çin gezısine gitti. Oldukça yoğun geçen programın son günü ekipte bulunanlar alışvenş için sokaJdara atmışJar kendilerini. Bazı milletvekilleri yan değerli taşlan, bazılan da inci almayı yeğlemiş. Yakmlanna Çin'in ünlü ipeğini armağan etmek isteyenler de fular ve eşarplar aimışlar. Türkiye'ye dönüp de arrnağanlar sahipterine verilmiş, üzerinde Çince yazılar yer alan eşarp kutulan açıhnca günierce esprilere konu olan gerçek ortaya çıkmış... Eşarplann üzerinde Ipekçe - Safipek yazısını görenter oldukça şaşırmışlar. Ge2iye katlanlann yakmlan haftalardır kenditerine takılıyor "Çin'e gidip de Tûrk ipeği alarak tarihe geçtiniz..." Naklen tekzip... TBMM Genel Kurulu'nda kullanımı yasak olmasına rağmen miltetvekillerinin ellerinden düşürmedikleri cep telefonlan geçen hafta önemli bir ışlev üstlendi. Tarım Bakanlığı Döner Sermaye Yasası görüşülürken, söz alan miiletvekilleri gübre sıkıntısı yaşandığını vurguladılar. Tanm Bakanı Hüsnü YusufGökalp ise, "Hiçbiryerde gübre sonınu yok. Bana şimdiye kadar tek bir üretidden böyle bir şikâyet gelmedi" diyerek milletvekillerinin yanlış bilgi verdiklerini savundu. Gökalp, konuşmasını bitirir bitiımez genel kurul salonunda cep telefonlan çalmaya başladı. Televizyondan oturumu naklen izleyen üreticiler bölgelerinden tanıdıklan milletvekillerine cep telefonlanndan ulaşmaya çalışıyordu. Milletvekilleri de kulaklannda cep telefonlan sırayla söz alarak seçmenlerinin ilettiği şikâyetleri Tanm Bakanı'na aktardılan - "Şu anda telefonda Adıyaman Şanbayat ilçesinden bir üretid var. Kendisi gübre bulamadığını söylüyoP'... - "Eskişehir'in sebze bölgesi olan Sakarya Deresi'nden anyorlar, gübre bulamıyoıiarmış..." Konuşmasının üreticiler tarafından naklen yayında tekzip edilmesi Tanm Bakanı Gökalp'i kızdırdı. Bazı gübre üreticilerinin spekülasyon yaptıklannı savunan Gökalp, "Not aldım. Bu bölgelerde gübre sorunu olup olmadığını araştıracağım" diyerek durumu geçiştirdi... Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan tbmm@ciiiiihuriyetcom.tr A N M A BEDİATARAN AILESI VE ARKADAŞLARI OLARAK VEFATININ BEŞİNCİ Y1LINDA RAHMETLE ANIYORUZ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle