Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞUBAT 2000 SALI • • • • CUMHURtYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
TURKIYE
Istanbul
Edime
Kocaelı
Oanakkale
İzmir
N/Ianisa
A-ydin
Denızli
K
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
6
3
4
3
9
8
8
7
Sinop
Samsun
8 Adana
8 Mersin
Trabzon
Giresun
8 Diyarfaakır Y
Ankara
_ Y 7 Şanlıurfa
2 Mardin Y
J3 Eskişehir K 112 Siirt
Q Konya K 4 Hakkâri
Sıvas K 1 Van
Zonguldak Y 8 Antalya Y 13 Kare
Bulün botgetenmız par-
çalı çok buluüu, Marma-
ra'nm doğusu, Iç Ege,
Akdenız,lçAnadolu,Ka-
radeniz, Doğu Anado-
lu'nun batsı ile Guney-
doğu Anadokj yağtşlı ge-
çecek, yağtşlar Akdeniz
kıyılan, Doğu Kzradenız
kıyılan ıte Guneydoğu
Anaddu'da yağmur. ote-
kı yerlerbe karia kanşık
yağmur ve kar şeklınde
olacak.
DIS MERKEZL
Oslo
Heisinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Münih
B
B
PB
Y
B
B
Y
B
R
2
-2
-1
9
7
6
7
6
5
Beriin B
Budapeşte B
Madrid B 16 Astana
Viyana K
Belgrad PB
Sofya PB
Rorna
Atina
Zürih
Y 14 Tfflis
Y 16 Kahire
Parçalı bıiutlu Bulutlu k
Çok bulutiu ı Yağmuriu GokgûrûltüKJ
ÇyUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
sını engelleyen maddeleri kaldırmalıydılar..
6u değişikliği yapabilselerdi bugün çektikleri sı-
kıntılar ortadan kalkacaktı.
örneğin; Ecevit, DSP grubundan 5+5 formülü-
n e tam destek alacak, FP ve ANAP dışındaki par-
tiler Demirel'in uzatmalı cumhurbaşkanlığına "re-
jim bunalımı çıkmasın" gerekçesine sığınarak bel-
k i uyacaklardı.
Cumhurbaşkanı Demirel derahatlayacaktı.Uça-
ğına aldığı gazeteciler aracılığıyla siyasetçilerin ki-
milerini korkuttuğu, kimini ürküttüğü, Çankaya'nın
"bugünkü sakini" aleyhinde olan kimilerini daha
hırçınlaştırdığı söylenen mesajlar vermeyecekti.
Türkiye'nin siyasal coğrafyasına şöyle bir baka-
lım: Görevi uzatılmayan Demirel'in fıili siyasete gir-
mesi hangi partinin veya parti liderinin işine gelme-
yebilir?
MHP'nin mi, DSP'nin mi? Söz konusu değil.
ANAP'ın mı? Yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi-
ne tahammül edemeyen ANAP'lılann Demirel'le
bir araya gelmesi düşünülebilir mi? Hayıri
Geriye eski partisi DYP ile oy yüzdesi 1 'in altın-
daki Demokrat Türkiye Partisi kalıyor.
DTP Demirel'e hazır. Genel merkez saga sola ha-
ber salmış; Demirel hangi ile giderse parti bayrak-
lan ile karşılanmasını istiyor.
Geriye DYP kalıyor. Eski partisinin önder kadro-
su, Demirel'in bir an önce başlarına geçmesini
bekliyor mu acaba? Kuşkulu.
Bu tablo Demirel'in söylemleri, kendisine yakın
gazetecilerin yorumlanyla siyasal arenaya salınan
korkunun fazla degeri olmadığını gösteriyor.
Kamuoyu -bilinen nedenlerden- sürekli yanıttıl-
mak isteniyor.
Koalisyon IkJerlerinin uzlaştığı 5+5 formülü ka-
muoyuna üç partinin Demirel üzerinde anlaştığı
içeriğinde yansıtıldı.
Ne çare, kısa süre sonra ANAP yöneticileri ile
milletvekillerinin büyük bölümünün, sadece De-
mirel'i değil, yeniden seçilmesine önayak olacak
5+5 formülünü de reddettikleri ortaya çıktı..
Demirel, Şanlıurfa'da gazetecHere yaptıklanyla
övünürken; Genel Başkan Yılmaz, gazeteci Fik-
ret Bila'ya partisindeki "sıkıntıyı" açık seçik bir dil-
le söylüyordu.
Yılmaz, gizli oylamanın ve grup karan alınama-
masının demokratik mekanizmaya saygılı olan par-
tisinde işleyeceğini duyumsatıyor bu kısa deme-
cinde.
Devlet olanaklarını kullanmak
Demirel'den "demokratik mekanizrnaya" övgü
ancak bir kez duyuldu. MilletvekHTerine tek bîr kez
"Kuşlar kadar hürsünüz" diye seslendi. Evet, tek
bir kez.
Oysa, Demirel daha işin başında "engin dene-
yimini, başardığı işleri" göz önünde tutarak her
partiden milletvekiiinin "özgür iradeleıiyle oy kul-
lanacaklanna olan inancım" söyleyebilir, "rejimin
kalbi" diye tanımladığı TBMM'nin özgür iradesine
sığınarak tarihsel karannı bekleyebilirdi.
Uzatmalı cumhurbaşkanlığını yan cebine atma-
dığını böylece kanıtlayabilirdi.
Ne yazık ki; Demirel, cumhurbaşkanı seçimini bir
parti lideri gibi algıladı ve bir genel seçime giren
genel başkan gibi davranmayı yeğledi.
Bir çeşit propaganda amacında olan şubat ge-
zilerinde cumhurbaşkanı olmanın sağladığı yarar-
lan kullanıyor.
Kimilerinin aklına; bugün yann Meclis içinden
bir aday çıksa, cumhurbaşkanlığı avantajını kulla-
nan Demirel'e karşı hangi olanaklarla mücadele
edeceği sorusu geliyor.
Partilerden yükselen sesleri dikkate almıyor.
Sadece ANAP'tan değil, MHP'den de 5+5 için
367 oy bulmanın zorluğuna işaret eden demeçler
gejiyor.
Üç ortaktan ikisi (ANAP ve MHP) 367'yi sağla-
manın güçlüğünden söz ederken, bu hafta topla-
nacağı söylenen liderler zirvesi ne işe yarayacak
acaba?
Akıntıya kürek çekmeye mi?
İrticaya karşı
kadın gücü
• Baştarafi 1. Sayfada
lıstinlı Hannan Awad, kon-
feransın değerlendirme ve
sonuç bölümünde diğer
bütûn Arap ülkeleri katı-
ltmcılan ile ortak duygula-
nnı dik getirdi ve CKD
Başkanı Şenal Sanhan'a
kefiye armağan etti.
CKD Başkanı Sarıhan
da Afganistan'da Taliban
yönetiminin uygulamalan-
nı kınayan bir metnin çeşit-
li kuruluşlara gönderüece-
ğini açıkladı.
Sarıhan tarafindan su-
nulan sonuç büdirgesinde,
konferansın, irticaya karşı
ezilen dünya kadınlannı
bir araya getiren, bilgi ve
deney ahşverişi ve aydın-
lanma için önem taşıdığı
belirtildi.
Toplantının, utuslararası
kadın dayanışmasının gü-
nümüzde nasıl somutlaşa-
cağını gösterdiği kaydedi-
lenbildirgede, "Getecekte-
ld çahşmalann ve birükte-
uklerin örgûtlenmesi için
antmızdald bağlantılan
sürdürmetiyiz. trtkamn çe-
şjtilûlkelerde kadınlar üze-
rindeki baskısnıı ülkeleri-
miz ve dûnya kamuoyuna
iktmeliyiz" dendi.
Konferansın, Amerika
başta olmak üzere irticanın
arkasındaki Batı'nın güçlü
devletlerinin, ezilen dünya
ile ügili stratejUerini irde-
lediği belirtilerek şu görüş-
ler dile getirildi:
"Irticadan kurtulma-
mıziçinönceükk bu büyük
gûçfcrin, ülkemiz üzerinde-
ld basküan kaldınlmahrlır
Bûyük güçter tarafindan,
insan haklannın bölünme-
kri artüncı ve alt kimlikfc-
ri öne çıkaran biçimde yo-
nımlanmasma karpyp- In-
san haklan, alt khnHkkrin
yurttaşhk haklannın üstû-
ne çıkarümasına izin ver-
mez. Cezayir, Rusya Fede-
rasyonu, Tunus, FiUstia,
Suriye, Afganistan, PakJs-
tan, Kuzey Kıbns Tflrk
Cumhuriyeti gibi komşn-
muz olan tarihsel ve güncel
pek çok ortak noktamızuı
bulunduğu ûlkelerin ka-
dmlan Ue bhükte; birbiri-
mizte ve diğer bütûn ûlke
kadınlan ileûlkelerimizi ve
kadmlan ezmekte olan ye-
ni dûnya dûzeni ve irtka
karştsında birük ve daya-
nışma içinde olacağa."
Reformculara Ecevit'ten destek• Baştarafi 1. Sayfada
çek bir demokrasiye kavuşmak is-
teyen keamler bü\ük başan kazan-
driar" diyerek Iran halkını, özellik-
le de Irarûı kadınlar ve gençleri kut-
ladığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Hatemi'nin, re-
formist politialannı uygulayabil-
mek içindaha etkin Meclis desteğı-
ne sahip olabileceğıru belirten Ece-
vit, ancak dini lider AyetuHah Ha-
maney'in devlet politikalannda hâ-
lâ geniş yetkılen olacağını, ancak
buyetkilerini daha ıhmlı kullanma-
sının beklenebüeceğini bildirdi.
Başbakan Ecevit, açıklamasında
şu görüşlere yer verdi: u
Böyfcfikk
tran'da yeni bir çığır açılmış ola-
caktu*. Bu yeni çığnn valnız İran
halkı için değil, bütün îslam âlemi
için ve Türkiye için de havırh ohna-
snu dilerim. Herhalde frsuı arük
başka iükelere devrim ihracına kal-
kişmay^calOır.Tarkiye'dekilaikJik
karşıtı baa çevreler debundan böy-
le, herhalde,İran devrimini bir esin
kaynağı oiarak değerlendh-emeye-
cekkrdir. Yeni İran yönetiminin
Türkrye'ye yönelik bölücü akunla-
ra karşı da daha kararh ve tutarh
davranacağını umanm." Milletve-
kıb seçımlennde reformculann ba-
şan kazandığı Iran'a Türkiye'den,
yakın gelecekte önemli ziyaretler
gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Sû-
leyman Demirel, nisan ayının baş-
lannda Hatemi'nin resmi konuğu
oiarak Tahran'a gidecek.
Türk ve İran cumhurbaşkanlan
düzenli görüşme karan almışlardı.
tki ülke cumhurbaşkanı, ortak so-
runlann çözümlerini araştıracaklar
ve çeşitli alanlarda olası işbirliği
olanaklannı değerlendirecekler.
Demirel'den önce Iran'a ilk resmi
ziyaret Içişleri Bakanı Sadettin
Tantan tarafindan mart ayında ger-
çekleştirilecek. İran Dışişleri Ba-
kanı Kemal Harrazi'nın ocak ayın-
da Türkiye'ye yaptığı ziyaret sıra-
sında planlanan gezide, iki ülke
arasındaki güvenlik sorunlan ve iş-
birliğı mekanizması gözden geçiri-
lecek.
Türkiye, tran'ın PKK ve Hizbul-
lah terörüne destek verdiğini belir-
tirken İran da rejim muhalifı Hal-
kın Mücahitleri'nin Türkiye'nin
topraklannda faaliyet göstermesi-
ni eleştiriyor.
Siîleyınan Demirel: Çağa uymabyız
• Baştarafi 1. Sayfada
Sovyetler Birliği'nin çök-
mesinden sonra ABD'nin ve
anti-Sovyet ideolojinin mut-
lak bir zafer kazandığını sa-
vunan Demirel, bu süreçte li-
beral kapitalizmin evrensellik
ka7anan bir teori halını aldığı-
nı söyledi.
Demirel, yaşanan bu süreç-
te birkaç yasadışı devlet dışın-
da bütün dünyamn serbest ti-
caret, insan haklan ve dernok-
rasinin temellerinı oluşturdu-
ğu bir tek global sisteme doğ-
ru yönelmeye başladığını be-
lirtti.
Demirel, sermayenin, mal-
lann, hizmetlerin ve insanla-
nn dolaşım hızının artması-
nın. kalkınma ve yoksullukla
mücadele önünde engel oluş-
turduğunu iddia etmenin akıl-
cı dayanağı olamayacağını sa-
vundu.
tnsanlık tahhinde ulaşılan
her ileri aşamanın karşıtlan da
olduğunu belirten Demirel,
"KüreseUeşmenin gereknrdiği
yapısal dönüşümler gerçekkş-
tirilmediğL, kötü yönetim, yol-
suzluklar ve yanhş kaynak
fcnHanmm gibi sorunlarm üs-
tesinden geonmediğitakdirde,
küreseUeşmedenşikâyetetmek,yeJ-
değirmenlemle kavga etmek gibi
antonvaz bir tavır olacaknr" diye
konuştu.
21. yüzyılın anlayışmm, kalkın-
manın insan merkezli, çevreyle ba-
nşık ve sürdürülebilir ohnasmı ge-
rektirdiğını anlatan Demirel, "dev-
let zengmleşirse insanlar zenginle-
şir" anlayışından, "insanlar zen-
ginkşirse devlet zenginkşir'
1
anla-
yışına geçildiğini söyledi. Günü-
Cumhurbışkaru Sülejuıan Oenürel,işadanu Mustafa Koç tarafindan karşüandı.
müzde serbest piyasa ekonomisi-
nin ekonomik ve sosyal kalkınma-
yı sağlayacak temel çerçeve kabul
edildiğini ileri süren Demirel, dev-
letin ekonomik fonksiyonunun ti-
caret ve rekabet kurallannın herkes
için adil ohnasını sağlayacak hu-
kuksal çerçeveyi kurmak oiarak ta-
mmlandığını kaydetti. Demirel,
"Bu düzenleyid ve denetleyici rolün
başanyla uygulanabilmesinin te-
mel şarû, demokrasi \e hukukun
üstflnlüğünün tests edihnesinden.
insan hklan ve temel özgürlüklerin
garanti albna ahnmasından geç-
mektedir" dedi.
Küresel ölçekte bir yoksulluk
sorununun varhğının dabir gerçek-
lik olduğunu belirten Demirel,
"Ancak unutulmaması gereken.
bugün, dûne göre elimizde çok da-
ha fazla imkânve araç olduğudur"
görüşünü savundu. Demokrasının
de bu koşullarda küreselleştiğini
ileri süren Demirel, "Haklannknl-
lanunı bakumndan ülkeler arasın-
da bir mütesebil kefalet duru-
mu ortaya çıkmıştır. \ ani arük
anayasalar da uluslararası de-
netime tabi tutuhnakta, insan
haklannın e\ rensel gûvencele-
ri sağtamlaşmaktadn-" dedı.
Türkiye'nin önündekı tüm
sorunlann merkezınde AB
tam üyelığıne hazırlanması ol-
duğunu vurgulayan Demirel,
bu hazırlıkta Kopenhag kriter-
leri ve Maastricht şablonunu
dikkate alarak her alanda AB
standartlannı yakalamayı he-
defleyen bir değışım, dönüşüm
programı, ayru zamanda kap-
samlı bir devlet reformu yapı-
lacağını söyledi. Bir soru üze-
rine Demirel, cumhurbaşkan-
lığı seçimi için kendisinin a-
day otmadığıru, bunun kendi-
sine teklif edildiğini belirterek,
"50 yıldır devlettteyim. Göreve
çağnursam reddedemem" di-
ye konuştu.
Bunun için anayasa değışık-
liği gerektiğini ve 5 artı 5 for-
mülünün TBMM'deki bütün
partilerce kabul edildiğini
mımsatan Süleyman Demirel,
"Seçilemezsem Güniz So-
kak'taki evime giderim. de-
dim. Orası bcnim evim. nereye
gideyim? Yanhş yorumlar ya-
pıhyor. Baan hür. Kosam da "de-
mokrasi için mücadele ettın" diyo-
nım, kendime 'kızma' dryonun"
şeklinde konuştu. Cumhurbaşka-
nı, bir öğrencinin "kryak emeküh-
ğe aynlan kavnağnı neden Türki-
ye"nin gereksûnmleri için kullanü-
madığı" sorusuna. "Kryak emekb-
lik diye bir olay yoktur. Biz onayla-
masaydık da kanun vürüriükteydL
Anayasa Mahkemesi, kanımu iptal
gerekçesini yayunlamamıştir" ya-
ruünı verdi.
IVEEB'den okuüarda cinsellik dersi
• Baştarafi 1. Sayfada
şama adım atmalannı amaçlayan proje kapsarrun-
da, hemşireUk yüksekokullan, sağlık eğitim fa-
külteleri ve sağlık bilimlen enstitulennden uz-
man kadın eğiticilerin verdiği ilk ders, kız ve er-
kek öğrencilerce ilgi ve merakla izlendi.
Kız ve erkek öğrencilerin "utanmadan rahat-
ça soru sorabümeleri" gerekçesiyle ayn ayn sı-
nıflarda gördüğü dersi yararh bulan öğrencüer,
süresini ise yetersiz buldular. Öğrencilerin soru
sorması için 15 dakıka gibi kısa bir sürenin veril-
diği ders suasuıda kadın ve erkek cinsel organla-
n anlatılırken öğrencilerin "muzjpçe" güldükle-
ri görüldü. Dersi izleyen öğrenciler, anlatılanla-
n çok yararh bulduklanru belirtirken bümedik-
leri birçok konuyu da derste öğrendiklerini vur-
guladılar.
Cinsellikle ilgıli bilgileri özellıkle anneleri ve
öğretmenlerinden öğrendiklerini kaydeden kız
öğrenciler, kız ve erkek bedeninin cinselliğe üiş-
kinbölümlerini öğrendiklerini söylediler. Kız öğ-
renciler, dersi kadın eğıtıcınin vermesi nedeniy-
le sıkümadan her türlü soruyu yönelttiklerini be-
hittiler. Erkek öğrenciler ise sokakta kendilerin-
den büyük arkadaşlan, televizyon fıknleri ve ağa-
beylerinden duyduklanyla sınırlı kaldığuu beürt-
tikleri cinsellikle ilgilı bilgileri, bu derste doğru
oiarak öğrendiklerini söylediler. Erkek öğrenci-
lenn bazılan, derste daha önce bümedikleri ko-
nulan öğrenip merak ettiklerini sordııklannı, an-
cak kadın eğiu'ci ohnası nedeniyle çekinip bazı
sorulan yöneltmekten kaçındıklannı dile getirdi-
ler. Derse katılan öğrencilere ergenlık dönemi,
kız ve erkek cinsel organlan, üreme sistemleri, ai-
le planlaması, cinsel yolla bulaşan hastahklar gi-
bi konular içeren birer broşür dağıtıldı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
M Baştarafi 1. Sayfada
Harran Ovası deyince akla, çatlamış topraklar ge-
lirdi. Şimdi canlanmış topraklar geliyor. Belki şöy-
le bir tanım da uygun:
Çatlamış topraklardan düşman çatlatan toprakla-
ra...
20-25 dakikalık helikopter yolculuğu boyunca 10'u
aşkın köprü saydım. Ince kılcal damartan andıran
sulama kanallannın yanında, geniş kanallar da var.
Küçük çaplı ırmaklar. Göz alabildiğine uzanan tanm
alanlannın ortasındaki köylere ulaşmak için bu kü-
çük ırmaklann üzerine köprüler yapmak gerekmiş.
Toprak renginin açık-koyu tonlanyla tek tip görü-
nümüne alıştığımız evlerin bahçelerinde, değişik
renkler de dikkati çekiyor. En çok traktör, arada özel
araç, tek tük kamyonlar...
•••
Bölge insanı henüz deneme aşamasında da olsa
yeni ürünlerte tanışmaya başlamış. Bunlann başın-
da kivi, soya fasulyesi, ayçiçeği, pirinç, çilek geliyor.
Çileğin değişik örneklerini denemişler. Halen üreti-
len çilek çeşidi şaşırtıcı:
17...
Pamuğu Çukurova'da, Mendereste görmeye alış-
mış Urfalılar şimdi Harran'da yetiştiıiyorlar. Bunun da
çeşrtlerine kafa yormuşlar, yeni denemelere giriş-
mişler:
Renkli pamuk...
Sansı tamam, sıra ötekilerde...
• • •
Urfa Karaali bölgesindeki jeotermal enerji kayna-
ğı seracılığın önünü açmış. Once valilık işe girişmiş,
10 bin metrekarelik sera için kolları sıvamış. özel ke-
simden ortak aramış. Merkezi Mersin'de bulunan bir
kuruluş, "vanm" demiş. Fransa'dan metrekaresi 45
dolara özel tip sera malzemesi getirilmiş. 50 bin met-
rekarelik, Türkiye'nin en büyük, dünyanın dördüncü
büyük tek parça serası inşa edilmiş.
Serayı dolaşırken 5-6 çeşit biber saydım. Yılda 10
ay ürün alınryormuş. Almanya'ya kilosu 7 marktan ih-
raç ediliyormuş.
Seracılığın önünün açılacağını gören Urfalı girişim-
ciler, organize sanayi bölgesinde, Fransa'dan ithal
edilen malzemenin aynısını üretmeye girişmişler.
Metrekaresi yan fiyatına, 22 dolara.
•••
Can alıcı soru şu:
- Topraktaki canlanma, insana ne ölçüde yansı-
yor?
Bu soruya tümüyle olumlu örnekler vermek zor.
Toprağın değişmeyen yasalan var. Suyla buluşursa,
harikalar yaratır. Güneş yardımcı olursa; bu, muci-
zeye dönüşür...
Aynı şey insan için geçerli değil. Toprağın yüzün-
deki mutluluğu insanlann yüzünde bulamadık. Har-
ran ilçesindeki resmi törenlerin arka tarafındaki yan
ilgisiz yurttaşlarla ayaküstü sohbet ettim. özeti şu:
Bin dönüm ve üzerinde toprağı olan on bin aile
mutlu. Topraksızlann durumunda ciddi bir değişme
yok. Onlar, muhteşem bir sofrayı cam bölme gerisin-
den izler gibi Harran'da yaşıyorlar.
Bu sosyal dengesiziiğin giderilmesi için çaba har-
cayan bir siyasi hareket yok. Güneydoğu'da ilk iki
parti, FP ve HADEP. Buna, bu iki parti de dahil.
GAP'ın getireceği bereketin paylaşımının önündeki
engellerden biri de bu. Zira, FP ve HADEP'liler de böl-
ge insanının yaşam biçiminin iyileşmesine yönelik
politika izlemek yerine, bölge insanının içinde bulun-
duğu dunjmdan oy çıkarmaya yönelik siyaset yapı-
yor.
• • •
GAP Idaresi Başkanlığı'nın bölge insanına yöne-
lik projeleri arasında 'ÇokAmaçlı Toplum Merkezle-
ri (ÇOTAM)' var. Burada bölge insanına çağdaş ya-
şamın öteki renkleri anlatılıyor, öğretiliyor. GAP Baş-
kanlığı insanlara yönelik projeleri sivil toplum kuru-
luşlanyla ortak yürütmeyi planlamış. Projeler arasın-
da GAP'taki çevre sorunları da var.
Başkanlık belli başlı çevreci kuruluşlaria temasa
geçmiş, "Finansmanı biz karşılayalım, uygulamaya
ortak olun" önerisi getirmiş.
Olumlu yanrt veren çıkmamış...
• • •
Harran'da dünyanın en eski üniversitelerinden bi-
rinin kahntılan var. Toprağa kanşmış taş yığınlan uza-
yıp gidiyor. Bugün, kalıntılann üzerinde, çevresinde
hayvan otlatılıyor...
4
FethııDah en büyük tehlike'
• Baştarafi 1. Sayfada
den ellerini çekmeleri ve "dini ehtine bı-
rakmalannı" ıstedı. Yılmaz. camilerde ör-
gütlenmeye çalışan Hizbullah'ın 1993-
1994 ydlan arasında 21 imamı şehit etti-
ğini bildirdi.
Gazeteci-yazar Kurtul Attoğ'un sundu-
ğu TRT 1 'de önceki gün yayımlanan Poli-
tikanuı Nabzı programmda "Din-sij'aset
3işldd
n
tartışıldı. Programa konuk oiarak
katılan emekii Oramiral Güven Erkaya, 28
Şubat sürecinde Hizbullah'm devlet organ-
lanna ve camilere nasıl sızdığı konusunda
dönemin başbakanı ve ilgili kurumlara bri-
fing verdiklerini belirtti. Batı Çahşma Gru-
bu'nun PKK terörü ve irticakonusunda is-
tıhbarat topladığını kaydeden Erkaya, "O
döoemkrde Refah Partisi, dini siyasete alet
etti. Başt>akanhkta tarikat yemekfcri ver-
di Başbakan, iftar yemeklerinde tarikat ü-
derleri ile bir araya geldi. Siyasi partikr, ta-
rikat Bderkri ik görüştûklerinde, o grubun
oylannı abfagını dûşûnûyorn
dedi. Erka-
ya, irticanın cumhuriyetintemeüne dinamit
koymaya çalıştığı konusunda uyanlar yap-
oklannı vurguladı. TSK'nin elinde dünya
çapında başanlı gerüla eğitimi almış güç
olduğunu belirten Erkaya, Hizbullah'm da
PKK'nin de terör örgütü olduğuna dikkat
çekti. Erkaya, bu iki örgütün zaman zaman
birbirleriyle cauşma içine girdiklerini be-
lirterek şöyle devam etti:
"HizbuHah, herkesi sflatüandırarak, ce-
maat ohışturarak, düğmeye basüğında ca-
milerde silahlı adamlan etrafa çıkarma
yöntemini iztemiştir. Yani bu yüzden gizli
fah^mak zoTundaydL Kenduıi hazır hisset-
üğmden cihat olacalcb. Mezar evler, Hiz-
boOah'ui foyasını ortaya çıkanü. PKK ise
devletin halkı koruyamayacağt izfenimi ys-
ratmaya cahşü."
Fethullah Gülen'i büyük tehlike oiarak
niteleyen Erkaya, ad vermeden Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel ve Başbakan
Bülent Ecevit'ı de eleştirerek şu uyanlarda
bulundu:
u
Gûlentteflgüikasetlery«yunlandLKen-
dikri tarafindan da itiraf edikli. MTT'in
etinde Fethullah Gülen ileflgilibaşka kaset-
ler de var. Sayın Cumhurbaşkam, Gü-
len'den ödül alıyor. Gükn'in okuDannm ne
kadar başanlı olduğu yolunda izlenimkr
yaranhyor. 5 yil içindeki hedefleri, 50 üni-
vershe ve 500 özel okul kurmak. Bu para-
lar nereden geliyor?"
Erkaya, yurtlann yeterince denetlenme-
diğini savunarak. "YurÜar, mattaka kont-
rol edümeli'' dedi. Tüm siyasi partilerin bir
araya gelerek dini siyasete alet etmeme ko-
nusunda anlaşmaya varmalannı isteyen Er-
kaya, partilerinküçük hesaplardan vazgeç-
melerini istedi.
Prograrrun diğer konuğu Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Hizbul-
lah'm camilere "Kuranı Kerim öğretme"
adı altında girerek, belirli bir genç kitle
oluşturduğunu söyledi. Yılmaz "Girme-
meleri için cami kapdannın kilitleri değiş-
tirfldL Ancak onlar anahtar yapıp yeniden
girdfler.21 görevtimiz şehitoWu" dedi. Tür-
kiye'de dini ınançlann baskı altında tutul-
ması diye bir şeyin söz konusu olmadığını
anlatan Yılmaz, politikacüann da dinden
eüni çekmelerini istedi. Yılmaz şu uyan-
larda bulundu:
"Dini ehline bıraksınlar. Siyasette dinin
kuuanüması hem dine hem de ülkeye zarar
verir. Bizim görüş bfldireceğimiz konular-
da siyasetçiler görnş bOdiriyor. Bıraksuılar
da din nefes alsm. Dinin kfeoloji hafine ge-
tirimesi, ülkeye zarar verir. Din eğttimi dev-
let taraimdan ciddi bir şekOde verflmelidir.
OkuMa dinfc flgii temel bilgi w hoşgörü
ögretihneüdir-
7
Kim olursan olr
Radyo Kent dinle.
Sen lconuşursan,
s hıc lciıııse
23 Subat'da
ozgurlugun
sesini dinle
Türkiye!