23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA JvLJI-iJ. U x l . kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Nevhiz Tanyeli'nin resimleri bireyin iç dünyasının derinliklerine inen bir labirent gibi... 'Sarsıcı olan yaşaıımı kendisT ESRA ALİÇAVUŞOCLU Nevhiz Tanyeli'nin resimlerine bakar bakmazsarsılıyorsunuz... Herbirresim, bireyin iç dünyasının derinliklerine inen bir labirent sanki... Sanatçının resimle- rinde bireyin kâbuslanna, bilinçaltının en gizli köşelerine ulaşıyorsunuz. Gör- dükleriniz sizin. onlann, yanınızdakile- rin yaşamıyla çakışıyor. Nevhiz Tanye- li'nin resimleri 29 Şubat tarihine dek Türkiye Iş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi'nde izleyicilere sunuluyor. - Resimlerinizin en önemii özelfiği, iz- •eyiciyi ilk bakışta sarsması... Sizce ba- kanı bu kadar etkileyen şej nedir yapıt- lannızda? NEVHİZ TANYELİ-Sarsıcı olan ya- şarrun ta kendisi... Gazeteler, dergiler, te- levizyonlarda, çevremizde insanlann, öldürme biçimlerinden herhangi biriy- le öldürüldüklerine ya da ölüme yatınl- dıklanna tanık olup duruyoruz. Cinayet- ler ve şıddetle ilk bakışta adı konabile- cek gibi karşılaşılmıyor her zaman; bun- iar bir davranış biçimi olarak iki insa- nın ilişkisine, günlük yaşamlanmıza da kanşmış olgular. Nedir ki. biz bunca kı- yımı yok saymaya, kanıksamayı, körleş- meyi, körleşerek canlı kalmayı yeğleye- biliyoruz. Tedirgin etmeyi de göze almalıdır sa- natçı. Yaşam da sanat da değişime, dö- nüşüme açıktır hep. 'Rehavef içinde ba- kılabilen bir resim, yaşamın özüne, di- namiğıne aykındır. - Resimleriniıde bireyin iç dünyasını yansıtmaktan hiç vazgeçmiyorsunuz-. TANYELİ - Resimlerimin ana konu- su, yeryüzündeki değerlerin yaratıcısı ve bu değerleri yok da sayabilen yaşamın öznesi, insan... Yaşamı olumlayabile- cek gizil güç ve yetilere sahip tek var- lık olan insanın kendisi de, resmi de im- lediğinden fazla bir şeydir hep. Nasıl yaşadığının olduğu kadar, nasıl yaşana- bileceğinin de izdüşümüdür. Geçmişin, şimdinin geleceğin izdüşümü... aşamı olumlayabilecek gizil güç ve yetilere sahip tek varlık olan insanın kendisi de, resmi de imlediğinden fazla bir şeydir hep. Nasıl yaşadığının olduğu kadar, nasıl yaşanabileceğinin de izdüşümüdür. Geçmişin, şimdinin, geleceğin izdüşümü... & >anatsal imgelerden yola çıkarak, yaşamın çok boyutluluğuna ve karmaşıklığına yanıt veren ve özgül bir iletişim dizgesi içinde yer alan, kendi resim dilini oluşturmaya çalışır ressam. -Hgüıierinizinbakışlanndakii&deyo- ğunluğu nereden geiiyor? TANYELİ - Göz birincil iletişim or- ganıdır. Gözlerimizle konuşuruz önce. Sözel dilden daha çok şey anlatabilir gözler. Figüratif resimde de önce göz- 'Yaşam da sanat da değişime, dönüşüme açıkbr hep.' (Fotoğraf :KADER TUĞLA) lerçekebilir bizi resmin evrenine. Bir ba- kışın nesnesi olmuş, ressam tarafindan yorumlanmış bir insaıun resmindeki, biz baktığımız sûrece bize bakan göz- lerin de kendi yorumu vardır yaşanılan- lara ilişkin ve fark edilmeyeni, göz ar- dı edileni görmeye yönelik geçişimli eylemin anahtan olabilir, öylece bakma- lanna yol açan nedenleri düşünmemizi isteyebilir. Resimlerin de talepleri vardır... -Mehmet Ergüven resünlerinizi;" Bü- tûn bunlar bizzat yaşanmış olanın öte- sinde, bilinç niteliğine bağlı gözlem ürü- nü olduğunu varsaydığınız resimlerin, aynı zamanda bilinçdışının gizemli se- yir defteriyle de flört ettiğini göstermek- tedir bize. Nitekim kendi içinde belli te- malara aynlan bu resimlere biraz dik- katlice bakınca görmekte gecikmeyiz; hiç değilse bir yönüyle, şifrelenmiş de- neyimlerin uzantısidır bunlar" şekünde nitefcndiriyor. Resimlerinizin şifreleri ne- lerdir? TANYELİ - Sanatsal imgelerden yo- la çıkarak, yaşamın çok boyutluluğuna ve karmaşıklığına yanıt veren ve özgül bir iletişim dizgesi içinde yer alan, ken- di resim dilini oluşturmaya çalışır ressam. Kendine özgü bir göstergeler dizgesi bağlamında resim, sanat alımlayıcısına ressamın imgelerini kavrama, anlamlan- dırma, yeniden yaratma olanağını verir. Sözel dilin ya da başka bir imge dizge- sinin anahtarlan ile bir resmin şifre diz- gesini çözmeye çalışmak bu yaratıcı sü- reci yaşama olanağını ortadan kaldırabi- lir. Başka bir göstergeler dizgesine çev- rilemez olan sanatsal bildirimin sanat alımlayıcısına ulaşabilmesi, kendine öz- gü aşamalan olan sanatsal iletişimin ger- çekleşebılmesi, sanatsal algının değişe- bilirliğine, bir resmin dilini okumaya ve resimle kurulacak yaratıcı bir ilişkiye açık olmaya da bağlıdır. - Karabasanlar, bttinçalünjn derinlik- leri, belli bir zamana ait olmayan figür- ler gördükierimiz resimlerinizde— TANYELİ - Yasamlanmıza kanşmış, ınsanoğlu varolduğundan bu yana çekil- miş ve çekilmekte olan acıların 'kapsa- ma alanı' içindedir sanatçı da. Nedir ki insan olarak çektiği acılan sanata dönüş- türürken yaşanılanlann hem içinde, hem dışında olmak durumundadır. Öznellik ve nesnelliğin gelgitini yaşar durmaksı- zın; akıp gitmekte olanla gelmekte ola- nı yakalamaya gerçeklikle yüzleşmeye, görmeye, göstermeye, tikelden tümele ulaşmaya yönelik bir çabadır bu. ArifMardin tekperdelik modern operayazdı, Latife Mardin ise kürtaj sorununu tiyatroya taşıdı Mardin çiftinden bir oyun, bir operaS.RAYANYİRMİBEŞ Latife Mardin'ın ilk oyunu "The 'A' \V»rd'"( Kürtaj) geçen sonba- har, 27, 28 ve 29 Ekim tarihlerin- de New York ta "The Lark Theat- reCompany" tarafindan sahnelen- di. Bu yıl, ABD'de yapılacak se- çim öncesine denk düşen 15 Ekim'de, son biçimlendirmeyle, uzun süreli sahnelenmesi planla- nan oyun, düşünsel yönü güçlü bir tür salon komedisi. Oyunda, tüm dünyanın yanı sıra özellikle Ame- rika'da sert eleştiri ve tartışma ko- nusu olan kürtaj sorunu, beş kadın karakter aracılığıyla irdeleniyor. - Kürtaj üzerine biroyun yazma fikri nasıl doğdu? LATİFE MARDİN - Kızgınlık- la... Niye kadınlardan bu hak alı- nıyor diye isyan edilerek yazılmış bir oyun. Amerika'da yaklaşan baş- kanlık seçimleri nedeniyle kürtaj konusu, hararetli biçimde tekrar tartışılır oldu. Kimı bunu kadın hakkı olarak görürken kimı karşı çıkıyor. Kürtaj yasasının yıllardır yürürlükte olmasına karşın kanu- nu önlemek için çalışan bir dolu grup var. Sakalsız ve takım elbi- seli, o kadar gerici var ki, yasal olan kürtaj kliniklerini bombalı- yorlar. okul kitaplannda dünyanın oluşumunu tncil'e bağlamak gibi düşünceleri var. Tatildeyken konu birdenbire kafama takıldı ve ta- mamıyla kadmlan ilgilendirdiğini düşündüğüm kürtaj üzerine yazma- ya karar verdim. - Beş kadının yaşamlan üzerin- den bu sorunu vansıtnuşsımz» • Latife Mardin'in' The 'A' Word"(Kürtaj) adlı ilk oyunu geçen sonbahar, New York'ta "The Lark Theatre Company" tarafindan sahnelendi. Uzun yıllar ABD'de pop müzik düzenlemeleriyle başanlı bir yer edinen ArifMardin ise en son 'I Will Wait' adlı tek perdelik müzikal tatlar içeren bir opera yazdı. - 14 ve 17 yaşlannda iki kız ve 30-50 yaş arasındaki; biri sosyete, biri ev, biri iş kadını olan kişilerin çerçevesinde soruna duyduğum tepkiyi gösterdigim bir oyun çıktı ortaya. Hep erkeklerden söz edil- mesine karşın oyunda hiç erkek yok. -ChTinun NevvVork'ta sahnelen- mesi nasıl gündeme geldi? - Ali Poyrazoğlu'nun New York'ta oynadığı ve sükse yaptığı 'Pera Palas'ı sahneye koyanlara oyunumdan söz ettiğimde ilgilen- diler ve oyun, New York'ta geçen sezon üç kez sahnelendi. Genç kız- ları canlandıran Defne Halman ve torunum dışındaki oyuncular ya- bancıydı. Ekip ve yönetmen bana çok yardımcı oldu. Hiçbir zaman şunu yap demediier, oyun sahne- lenmedenönce uzunuzunmetin ça- lışmalan yapıldı. Oyun hakkında benimle yaptıklan konuşmalar sa- yesinde konuya daha genişbir mer- cekten baktım ve metni yeniden düzenledim. Oyunun, kürtaj yasa- sından önce, 1968'lerde geçtiği- nin vurgulanması üzerine bazı po- litik olaylan da metne kattun. An- cak bunlan zamanımızda herke- sin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm gülmece öğelerine dönüştürerek yansıttım. Örneğin, Avrupa'dan dönen, kocasından aynlmış, dün- yayla ilişkisi olmayan sosyete ka- dını karakteri, "Paris'teki terzime bfleşdemedim çünküögrenci ayak- lanması var" der. Oyunun Türki- ye'de sahnelenme olasıhğı da gün- demde. Bir oyuna, o sıralar New York'ta bulunan Kültür Bakanı İs- temihan Talav da geldi ve çok be- ğendi. Ankara'da oynanması ola- sıhğından söz etti. Arkadaşlanm Yddız Kenter'e ve Gencay Gürün'e de metni ver- dim. Oyun, New York'taki Türk Kadınlar Derneği'nin önerisiyle oradaki Atatürk Okulu'na yardım amacıyla da sahnelenecek. Besteci ve aranjör ArifMardin, ABD'de uzun yıllarpop müzik ala- nında yapüğı başanlı düzenleme- lerle adını duyurdu. Mardin, en son 'I WiD V/tat' adh tek perdelik bir opera yazdı. Öbür dünyada geçen bir vuslat öyküsünün anlatıldığı 'I WîBWait' için çeşitli müzikal renk- ler taşıyan modern bir yapıt diye- biliriz. Bariton, soprano ve bas için yazılmış 16parçadanoluşan ve Off Broadway'de 12 kez sergilenen ya- pıt uzun süreli olarak New York'ta sahnelenmeyi bekliyor. - Mesleki anlamda pop müzik alanında tanınnorsunuz. Opera yazma fikri nereden doğdu? ARİFMARDLN- Küçük bir kıvılcım çığ gibi büyüdü. 1993'te New York'ta arkadaşlanmın dü- zenlediği orkestralı bir parti için herkes yeni ürettiği bir şeyler ha- zırlayacaktı. Ben de birparça yaz- dım ve hiç provasız ilk olarak ora- da dinlettim. Beğenilince, bir de söz yazayım dedim. O sıralar Türki- ye'ye gelip gidiyorum. Anılarla dolu bir evde öbür âleme doğru yakınlık hissediyorsunuz. Opera- nın konusu böylelikle oluştu. -Son bicimlendirmeniznasl ger- çekfcşti? - Yazdığım sözlerde, öhnüş bir genç hz, uzun yıllaryasamış ölüm döşeğindeki sevgilisine "Benseni bekfiyorum, sonsuzakadaryaşaya- cağtt" çağnsında bulunur. 3-4 ar- yanm yer aldığı yanm saatlik kü- çük bir opera halini alınca şarkı- cılar tuttum ve evde aileye bunu ser- gıledık. Kızım "Herşey çokgüzeJ de, çetişik bir durum yok" deyın- ce bunun içine negatif bir öğe kat- mayakararverdim. Adam, genç la- zın ruhunun kurtulmasına yardım ettiği, yaşamda pek de iyi olmayan birinsan halini aldı. Kârgütmedik- leri için vergiden muafbir Off Bro- adway tiyatrosunda yapıtm bir sa- atten yanm saate ındirildigi kısal- tılmış şekli sahnelendi. Uç tane tek perdelik opera, barebones de- dikleri fazla dekorun olmadığı, ta- mamıyla bir sanat havası içerisin- de 12 kez sahnelendi ve başanlı ol- du. Geçen yıl, son halini aldı. Ope- ralara yolladım, bekliyorum, dön- düğüm zaman belki ret cevabı bel- ki de olumlu bir cevap bulacağım. - 'I VVin Wait'in müzikal yapısı- nı nasıl tanunlryorsunuz? - Müziksiz konuşma çok az var. Bariton, soprano ve bas için yazıl- mış partisyonlar dışında lOkişilik birkoro var. Operaıun özelliği akıl- da kalıcı müziklerin olması. Ancak çok basit de diyemiyorsunuz çün- kü içinde kaynayan ve çelişki ya- ratan armoniler ve acayip sesler var. Bir aryada bize özgü 18'lik birritimölçüsü kullandım. Yer yer Türk müziğine ait motifler var, ama genel anlamda gayet modern akorlar hâkim. George Gruntz Concert Jazz Band, 4-9 Mart'ta bir dizi konser vermek için ülkemize geliyor • İstanbul, Ankara ve îzmir'deki konserlerde, grubun, '2nd Line Sally', 'My FoolishHeart'. 'Palace Of Love' gibi artık klasikleşmiş parçalannın yanı sıra Öçal'ın doğum yerinin, çocukluğundan kalma seslerin mirası 'Kırklareli' gibi bestelerini dinleme olanağı bulacağız. 'AşkMakinesi'nin Türkiye turnesi Gruntz, bir yandan 'nonmal' caz parçalan, bir yanda da 'deneyseP çalışmalar yapıyor. Kültür Servisi -Dünyanın en başanlı caz gruplanndan biri olarak nitelendi- rilen George Gruntz Concert Jazz Band, 4-9 Mart'ta bir dizi konser vermek için ülkemize geliyor . Türkiye'nin dünya- ca ünlü caz sanatçısı Burhao Öçal da bu konserlerin konuk sanatçısı olacak. Roche ve Pro-Helvetia'nın sponsor- luğunda gerçekleştirilecek olan konser- lerin ilk durağı istanbul olacak. Toplu- luk daha sonra Ankara ve Izmirli caz- severlerle buluşacak. Grubun '2nd Line Salh'. 'My Foolish- Heart', 'Palace Of Love' gibi artık kla- sikleşmiş parçalannın yanı sıra Öçal'ın doğum yerinin, çocukluğundan kalma seslerin mirası 'Kırklareü' gibi bestele- rini dinleme olanağı bulacağız. Sadece tsviçre'nin değil. tüm Avrupa'nın en önemii caz sanatçılanndan biri olan Ge- orgeGrutz, çok yönlü ve çoksesli bir sa- natçı olarak tanımlanıyor. Hem piyano- da hem de orkestra şefliğinde iddialı bir isim. Dester Gordon'dan MilesDavis'e, Don Cherryden Phil W)ods'a pek çok caz üstadının sesine ses ekledi yıllarca. 1932'de Isviçre'nin Basel kentinde do- ğan George Gruntz, NDR Radio Symphony, Basel Symphony, Members Of The London Symphony Orchestra ve Vienna State Theatre Symhony, Orc- hestra gibi topluluklarda yıllarca orkest- ra şefliği yaptı. Bugüne kadar 50'den fazla albüme imza atan Gruntz, ilk plak kaydını Avrupalı müzisyenlerden oluşan Nevvport International Band üyesi ola- rak 1958 yılında gerçekleştirdi. O gün- den bu yana piyanosu iki uçta savrulu- yor Bir yanda 'normal'caz parçalan; di- ğeryandacaz vetürevlerini zorladığı 'de- neysel' çalışmalar. George Gruntz Jazz Band, 197l'dekuruldu. 'AşkMakinesi' diye tanımladığı grubuyla Japonya'dan ABD'ye kadar pek çok ülkede konser- ler verdi. Burhan Öçal'ın kendi bestelerini de yorumlayacağı ve vurmalı çalgılarla eş- lik edeceği bu konser dizisinde izleyi- eıler Dogu ileBab'nın, iki kültürün, iki egilimin, iki coğrafyanın ahenkli kaynaş- masına tamk olacak. İstanbul konserleri 4-5 Mart'ta Ce- mal Resrt Rey Konser Salonu'nda saat 20.00'de gercekleşecek. Biletler CRR, AKM, Carousel Bakırköy, Vakkoroma Taksim, Akmerkez ve Suadiye'den temin edilebilir. Tumenin ikinci ayağı Ankara. 6 Mart saat 20.00'de ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Büyük Salon'da gerçekleştiri- lecek konserin biletleri Ankara Caz Der- neği, ODTÜ Kültür ve Kongre Merke- zi ile Dost Müzik Center'da satılacak. Topluluğun Izmir konseri, 'İzmirCaz Günleri' çerçevesinde 8 Mart saat 21 .OO'de DEÜ Sabancı Kültür Sarayı'nda gercekleşecek. Bilet satışyerleri, D&R, IZDOB, Vakkoroma Alsancak ve Kar- şıyaka Pan Kitabevi. Topluluk son konserini yine Istan- bul'da 9 Mart saat 22.00'de Babylon Per- formans Merkezi'nde verecek. Biletler Mavi Jeans Beyoğlu, Vakkoroma Tak- sim, Akmerkez, Suadiye, Akusta Ni- şantaşı ve Lale Plak'ta satışa sunulacak. 42 şaiPden Binyri ŞM • Kültür Servisi - "Hürriyet Gösteri" dergisi, Ocak- Şubat 2000 sayısında Türk şiirinin önde gelen 42 şairine yeni gelen binyılı yorumlattı. Melih Cevdet Anday, Arif Damar, Cevat Çapan, Turgay Fişekçi, Hilmi Yavuz, Ataol Behramoğlu, tlhan Berk, Bülent Ecevit, Mehmet Başaran gibi şairlerin dizelerinden oluşan şiire 'Binyıl Şiiri' adı verildi. Bu projenin koordinatörlüğünü yürüten Hikmet Altınkaynak T19 dizeden oluşan şiirin, binyıla dair çok büyük özlemleri dile getirdiğini belirterek dünyada benzerinin yok denecek kadar az olmasından dolayı "Şiir Anıtı" olmaya aday olduğunu ifade ediyor. Projenin ilk aşamasında hangi şairlerin yer alacağı üzerine belli bir karar almamış olduklannı söyleyen Altınkaynak, şiirin mimarlannın değişik yaş ve ustalığa sahip olduklannı belirtiyor. Hürriyet Gösteri dergisinde aynca düz yazılannın toplandığı dokuz ciltlik kitap ile şiir hakkındaki söyleşilerinin yer aldığı 'Şiir, Heniiz' adlı kitabı ve son yıllarda çok tartışılan tslam ve oryantalizm konulan ile ilgili yazdığı yazılan üzerine Hilmi Yavuz ile yapılan bir söyleşi edebıyat ve şiir meraklılanna sunuluyor. Çağdaş sanat için uluslararası bir merkez oluşturan Borusan Sanat Galerisi'nin sanat yönetmeni Beral Madra ise sergi yapımcılığı, çağdaş sanatın Türkiye'deki durumu ve galerinin yeni projelerini anlattığı söyleşinin yanı sıra Tekin Sönmez'ın tiyatroda birçok yeniliğin öncüsü olan Isveçli oyun yazan August Strindberg'in kişiliği ve yaşadıklannın çatışmasıyla oluşan mistik ve simgeci yaşam anlayışı üzerine yazısı yer alıyor. Fethi Naci'nin okuma notlannı yayımladığı 'Okurken' adlı bölümün yanı sıra Can Yayınlan'nın bu yıl birincisini düzenlediği 'tlk Roman Ödülü'nü 'Kara Büyülü Uyku' kitabı ile kazanan Vecdi Cıracıoğlu ile yapılan söyleşi ile yazann romanında yer alan bir olaydan yola çıkarak yazdığı bir kısa öykü de Gösteri'nin Ocak-Şubat 2000 sayısında yer verilen diğer konular arasında. eökatp Baykal ve gpubunun konseri halyan Kültür Merketfnde • Küttür Servisi - Gökalp Baykal ve grubu bugün saat 19. 30'da ltalyan Kültür Merkezi'nde konser veriyor. Grubun söz ve müzikleri kendilerine ait olan Türkçe şarkılan seslendireceği konser Borusan Kültür ve Sanat Merkezi etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Daha önce yayımlanmış olan 'Ağustos 1996', 'Günaydın Hüzün' \e 'Yabancılar' adlı albümlerinden parçalann yanı sıra Baykal'ın yeni albümü için hazırladığı şarkılannın yer alacağı programda, piyanoda Ismail Safa Yalbaz, gitarda Tanju Eren, bas gitarda Cenk Tarhan ve davulda Nedim Tanyolaç sanatçıya eşlik edecekler. Avusturyalı ressam FpiedPich Stovvassep öldü fcJ • VtYANA(AA)-priedensreich Hundertwasser. T- adıyla bilinen Avusturyalı ressam ve mımar Friednch Stowasser 71 yaşında öldü. Stovvasser'in menajeri, APA ajansına yaptığı açıklamada, Stowasser'in, Queen Elizabeth 2 gemisiyle Yeni Zelanda'dan Avrupa'ya yolculuk yaparken kalbinin durması sonucu yşamını yitirdiğini belirtti. Uzun zamandır Yeni Zelanda'da yaşayan Stowasser, bu ülkede toprağa verilecek. Sanatçının yapıtlan arasında Viyana'nın en çok ziyaret edilen yapılanndan 'Hundeıtvvasser' de yer alıyor. Yücel Anadolu Turnesi'ne çıkıyor • Kühür Servisi- Uğur Yücel 'Meddah'adhtek kişilik gösterisi ile cuma günü Anadolu turnesine çıkacak. Şanlıurfa'da başlayacak olan gösteriler, Elazığ ve Malatya'dan sonra Diyarbakır'da sona erecek. Sanatçı mart ayında da tskenderun, Antakya. Kahramanmaraş, Adana, Mersin, Ürgüp, Tokat, Çorum ve Marmaris'te gösterilerine devam edecek. Fahir Atakoglu İstanbu* da 2000 y* konseri veriyor • KüMr Servisi- Fahir Atakoglu perşembe saat 20.30"da Lütfı Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda 'Fahir Atakoglu 2000 Yılı Konseri'ni verecek. TRT Çocak ve Gençlik Vakfi'nın ikinci kuruluş yıldönümü kapsammda düzenlenen konserde Atakoglu TRT Çocuk ve Gençlik Vakfı ile T.C Deviet Demiryollarf nın işbirliği ve Anadolu Hayat A.Ş'nin sponsorluğunda gerçekleştirilen 'Cumhuriyet Treni Belgeseli'ndeki yapıtlannı da seslendirecek. ABD'de yaşayan sanatçı Istanbul'da bulunduğu süre içinde Nilüfer'in albümünü yapacak ve mart ayında 17 ülkede piyasaya çıkacak olan albümünün anlaşmasını imzalayacak. BUGÜN • CRR'de saat 19.30da Kadınlar Fasıl Heyetinin 'Osmanlı'dan Cumhurivet'e Türk Müz^inde Kadın' adlı konsen gercekleşecek. (232 98 30) • BABYLON'da saat 21 30da Anjelika Akbar ile Siüeyman Erguner'in konseri izlenebilir. (292 73 68) • FRA1NSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Ve Tann Kadnu YaratO' adlı film gösterilecek. (244 44 95) • İSTANBUL İL HALK KÜTÜPHANESİ nde saat 14.00'te Feyza Hepçilingirler'ın 'Türkçeyi Neden Öğrenemiyoruz' başlıklı söyleşisi yer alacak. (518 10 47) • GÖÇERLER'de saat 19.00'da 'HasankeyTte Son Işıklar' başlıklı saydam gösterisi yapılacak. (0216 414 44 74) • YAPIKREDİ KÜLTÜR SANAT'ta saat 18.30'da Yapı Kredi Salı Toplantılan'nda 'Sanat Vaprtını Tahrip Etmeye Neden Hakkımız Olmasın' başlıklı söyleşiye Ayhı Odekan ve Atilia Yücel konuşmacı olarak katılacaklar. (252 47 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle