Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 1 ŞUBAT2000PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Sendikalar İçin
Test Sorusu
Bakanlar Kurulu, SSK'nin
"özerkteştirme" adı attında "öze<-
leştirilmesi"ni, sağlık hizmetleri-
nin paralılaştırılmasını, kurumun
geniş arazilennin satılmasını öngö-
ren yasa taslağını göruşmeye baş-
ladı. Bildiğimiz kadarıyla taslak,
bundan yaklaşık bir ay önce sen-
dikalara "görüşlerini bildirmek"
üzere iletildi. Bir aytık bu süre için-
de konfederasyon ve sendikala-
nn taslağa ilişkin ciddi bir eleştiri
ya da değerlendirmeyi kamuoyu-
na duyurmamalan dikkat çekiyor.
Bu garip tepkisizlığe ilişkin bir test
yapılsa, sizce hangi şık doğrudur?
A) Işçi sendika ve konfederas-
yonlan, taslağı çok beğenmişler-
dir.
B) Işçi sendika ve konfederas-
yonlan, kendilerine gönderilen tas-
lağı okuma ve yorumlama olana-
ğı bulamamışlardır.
C) Her ikisi de...
Testin doğru sonucunu, ne za-
man bir araya ge(se çalışanlar aley-
hine kararlaraimakla ünlü Ekono-
mik ve Sosyal Konsey'in önümüz-
deki günlerde yapacağı toplantı
sonrası öğrenecegiz.
IS1K KA\Sl
Bildiklerini OkuyacaklarPetrol-lş Sendikası üyeleri,
Petrol Ofısi'nin kuruluşunun 49.
yıldönümünü giydikleri siyah
önlüklerie, imza kampanyaları ile
karşıladılar. Petrol-J.ş Genel
Başkanı Mustafa Öztaşkın,
aralarında medya holdinglerinin
de bulunduğu 4 ayrı grubun
satın almak istediği Petrol
Ofısi'nin 1941 yılında kuruluş
gerekçesini anımsatma gereğini
duyuyor: "Petrol Ofisi, o
günlerde Türkiye'de petrol ve
akaryakıt temin, dağrtım ve
fiyatlarının denetimini yapan
ve ülke piyasasına tümüyle
egemen olan yabancı
şirketlerin tekelini kırmak için
kurulmuştu."
49 yıl sonra sil baştan yapıyor,
durup dururken piyasanın yüzde
44'ünü kontrol eden Petrol
Ofisi'ni özel ellere bırakıyoruz
yine. Mustafa Öztaşkın,
özelleştirmeye yalnızca Petrol
Ofisi'nde çalışan üyeleri
açısından değil, kamu yararı
açısından yaklaştıklannı
vurguluyor özenle: "Petrol "
sektörü arama ile başlar.
Sondaj, çıkarma ve rafineri ile
sürer ve dağıtım en son
noktadır. Sektörün en kârlı ve
en zahmetsiz aşaması olan
dağrtım satılmak istenryor.
Aklın, mantığın alacağı bir iş
değil."
Petrol Ofisi'nin özel ellere geçişi,
sokaktaki insanı nasıl
etkileyecek peki? Öztaşkın,
yanıtlıyor: "Ofısin, bugün için
petrol fıyatlarını dengeleyici
işlevi var. Özelleştirildiği anda,
devlet kamu adına ofıse sahip
olan patronun petrolü kaça
satacağına karar
veremeyecek. Bu bir.
(kinci unsur şu: Ofis, petrol ve
petrol ürünlerini Türkiye'nin en
uzak köşelerine kadar dağıtır.
Oysa özel sektör, doğası
gereği kârı öne
çıkaracağından 'üç-beş
çiftçinin traktörüne verilecek
mazot' ile ilgilenmeyebilir.
Üçüncü noktaya gelince...
Ofis, son depremde
karayollarına, köy
hizmetlerine, iş makinelerine
anında akaryakıt temin etti. Şu
anda ofısin yalnızca depremde
yaptığı hizmetten dolayı 30
trityon alacağı var. Kurumu
devralacak olan hangi özel
şirket böylesi bir hizmete
yanaşır ki?" Petrol-lş uyaracak,
biz yazacağız, çizeceğiz. Ne
olacak? Iktidar sahipleri
bildiklerini okuyacak...
Mustafa BaJbay gündeme getirmiş-
ti: TÜBİTAK bir dizi öğretim üyesine
görev vermiş, onlar da "siyanürle al-
tın aramanın risksiz olduğunu" sa-
vunan bir rapor hazırlamışlardı.
Bu rapora rağmen, Ege Üniversite-
si Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç.
Dr. Hüseyin Yıktıran, kalkmış Eşme'ye
gttmiş, siyanürle altın çıkanlmasının
çevreye ve halka vereceği zararlan in-
cetemiş... Olacak iş değil yani!..
Sayın Yıldıran, yargı organlannın ver-
diği tersine kararlara karşın kamuya
ait fidanlıkları, ormantık alanlan hol-
dinglere bedavadan tahsis eden bir
ülkede yaşadığımızı bilmiyor mu? Va-
Dinozop Öğretim Üyesi
lilik, rektöıiük, dekanlığın birolupken-
disi hakkında soruşturmalar açacak-
lannı önceden öngörmemiş olması da
"dinozor" olduğunun kanrti değil mi?
"Küreselleşmenin nimetlerinden
ve ülkemize getireceği büyük yarar-
lardan" haberdar olmadığı anlaşılan
Sayın Yıldıran'ın görev yaptığı il dışın-
da izinsiz araştırma yaptığı gerekçesiy-
le sorgulanması, kendisinin "hangi ör-
gûte üye
11
olduğunun öğrenilmek is-
tenmesine ilışkjn haberler üzerine iki bi-
lim insanından mektup aldık.
llki, ODTÜ Öğretim Bemanlan Der-
neği Başkanı ve ODTÜ öğretim üyesi
Semih Bilgen'den geldi. Biigen, hazır
Yıldıran'a soruşturma açtlmışken, bu
sayede karşılığı bulunabilecek kimi so-
rular spa/yor:
1 - TÜBİTAK tarafından Cumhurbaş-
kanı için hazırlanan raporda imzast bu-
lunan bilim adamlannın, kendi üniver-
sitelerinin bulunduğu il dışında görüş
açıklamak için bu çalışma öncesinde
alınmış yazılı izinleri var mıdır?
2- Bugüne kadar bu gerekçeyle hak-
kında soruşturma açılmış bulunan bi-
lim adamlan kimlerdir?
3- Kesinleşmiş yargı kararlannın ge-
çerfi olmadığı, herhangi bir bilimsel ra-
pora dayanılarak herhangi bir yargı ka-
rannın aksine uygulama yapılabilece-
ğine göre, anayasada bu ara sıkça
yapılan değişikler arasına yargı karar-
lannın bağlayıcı nitefiği olmadığı yö-
nünde bir hüküm getirilmesi doğru ol-
maz mı? Diğer mektup da Prof. Dr. Ya-
man Örs'ten. Örs, Yıldıran'ın kendisi-
ne "hangi örgütle ilişkisi" olduğu yö-
nünde soru yöneltenlere şu yanıtı ver-
mesini öneriyor:
"Sizin hangi şirkette ifişkiniz var?"
um:ag'ın yeni
mezunları
Uğur Mumcu Araştırmacı
Gazetecilik Vakfı (um:ag), bu
yıl yeni mezunlar verdi. Ya-
kup Karbuz, Özgür Çakmak-
çı, Kemal Göktaş, Nail Şe-
natalar, Derviş Refiker, As-
lıhan Candır, Cem Kurter,
Serhat Akça, Cengiz Demir-
han gazete ve televizyonlar-
da zorlu meslek maratonuna
çıkmaya hazırlar.
Yakup Karbuz'un sertifika
dağıtım töreninde tüm arka-
daşları adına yaptığı konuş-
ma, soru işaretleri ile doluydu:
"Yaşam gittikçe yozlaşı-
yordu. Umutsuzluk dört bir
yanı sarmıştı. Neler oluyor-
du? Yüreklerindeki inancı
alanlarda, köşelerinde hay-
kıran insanlara neler olu-
yordu? Neden susuyor, ne-
den çağın suçuna ortak olu-
yorlardı? Anlamıyorduk. Çe-
teler, yurdumuzun her kö-
şesini bilfıil işgal etmişken,
nasıl olur da haykırmazlar-
dı? Nereye gitmişti yürekle-
rinde sakladıklan alevin ışı-
ğı? Yiğit aydınlar, gazeteci-
ler öldürülüyor, bir-iki gün-
lük anma merasiminin ar-
dından her şeyin üstü ka-
patılıyor, Sibel Can'lar, Hül-
ya Avşar'lar haber bültenle-
rinin ve gazeteterin en önem-
li haberleri oluyorlar."
um:ag'ın yeni mezunları,
kendılerini "düş yolcusu" di-
ye tanımlıyorlar. Ne güzel!
Umanz genç meslektaşları-
mızın tümü, Uğur Mumcu'nun
yaptığı gjbi düşlerini gerçek-
leştirmek için yaşamlan bo-
yunca hep böyle sorgulayıcı
olurlar...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞÎPAL
SSK'de En Düşük ve
En Yüksek Yaşlılık Aylıkları
31 Ocak 2000 günlü Cumhuriyet'te yayımlanan "SSK'de Son Gös-
tergeler ve Son Katsayı" başlıklı yazımda, aylıklan belirleyen ve ar-
tışlan sağlayan gösterge ve katsayı sistemine son verilip, aylıkJara ya-
pılacak zamlann "tüketiei fiyatlan endeksi artış oranı kadar" ola-
cağını ve son katsayının da 77.000 olduğunu yazdım. Oysaki, SSK'de
son katsayı 77.000 degiL, 12.000 alacakU.,,
Evimizin taşınması, çok sevdiğimiz kedilenmizden sevgili Takıl'ın
ölümü ile o yazının yazımının aynı güne denk gelmesi sonucu yaptı-
ğım bu yanhşlık için özür diler, beni bağışiayacağınızı umanm.
1 Ocak 2000'den geçerli olarak SSK aylık artışlannı belirleyen "tü-
ketiei fiyatlan endeksi artış oranı", Ocak 2000 için %5.9, (binde el-
lidokuz), Şubat 2000 için %4.9 (binde kırkdokuz) olarak açıklanmış-
tır. Bu endekslere göre, SSK'de 1 Ocak 2000'den önce emekli olanla-
nn Şubat 2000'de alacaklan en düşûk ve en yüksek yaşlılık aylıklan:
SSK'de en Düşük Yaşlılık Aylığ
Aylar
Gösterge
Katsayı
Aylığa Esas
Aytık Oranı
Aytık
ArtısaEsas
Artış (%/)
Artış (TL.)
Yeni Aylık
S.Y. Zammı
Toplam Aylık
Aralık 1999
9.475
12.000
113.700.000
%70.00
79.590.000
-.-
-.-
-.-
79.590.000
4.690.000
84.280.000
Ocak 2000
-.-
-.-
-.-
-.-
-.-
79.590.000
%5.90
4.695.810
84.285.810
4.690.000
88.975.810
I
Şubat2000
-.-
-.-
-.-
-.-
-.-
84.285.810
%4.90
4.130.005
88.415.815
4.690.000
93.105.815
SSK'de en Yüksek Yaşlılık Aylığı
Aylar
Göstergeler
Katsayı
Aylığa Esas
Aytık Oranı
Aylık
ArtısaEsas
Artış (%)
Artış (TL.)
Yeni Aylık
S.Y. Zammı
Toplam Aylık
Aralık 1999
15.175
12.000
182.100.000
%85.00
154.785.000
-.-
-.-
-.-
154.785.000
4.690.000
159.475.000
Ocak 2000
-.-
-.-
-.-
-.-
-.-
154.785.000
%5.90
9.132.315
163.917.315
4.690.000
168.607.315
Şubat2000
-.-
-.-
-.-
-.-
-.-
163.917.315
%4.90
8.031.948
171.949.263
4.690.000
176.639.263
HAYVANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA AK behicakOı turk.net
HARBİ SEMİH POROY
BAKIRKÖY 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2000/89 Esas 2000/210 Karar
Davacı Kadir Ali Yazıcı tarafından Küçûkler Havva Yazıcı, Hüse-
)in Yazıcı ve Samet Yazıcı'ya vasi atanması ıstenmış ve mahkeme-
mizce verilen vasi tayini karan nedeni ile;
Davanın kabulü ile, anne ve babalannın ölümü ile halen velayet al-
tında bulunmayan Küçûkler Rıze ili, Çayelı ılçesi. Beşikçiler köyü,
cilt 052, kütük sıra O33'te nüfiısa kayıtlı, Adem ve Bilsen kızı
12.8.1985 doğumlu Havva Yazıcf nın. 14.8.1986 d.lu Hüseyin Yazı-
cı'nın ve 15.4.1989 doğumlu Samet Yazıcı'nm vesayet altına alınma-
sına ve kendilerine aynı yerde nüfiısa kayıtlı, Abdurrahman ve Fatma
oğlu 2.5.1950 doğumlu, halen Cumhuriyet Mah. Kargadere Cad. Ev-
ren 2. Ara Sok. Köseoğlu Apt No: 6 11 Üsküdar Istanbul adresinde
ikamet eden amcalan Kadir Alı Yazıcı'nın TMK.nun 354. maddesi
gereğmce vasi olarak nasp ve tayinine, 18.2.2000 tarihli celsede ka-
rar venlmiştir. Uan olunur. 18.2.2000 Basın: 8695
MIRMIRLAR LĞVRDVRAK
ANKARA
ASLtYE 20. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999 569
Hâkim: Bülent Çınar 19307
Davacı: Esma Çelik
Han yapılacak davalı: Hedibey Çelik, Aktepe 45. Sok. A/26 K.ören /
Ankara
Dava: Boşanma
1999/569 esaslı mahkememızdekı ışbu dava ile davacı Esma Çelik ta-
rafindan davalı Hedibey Çelik aleyhine şiddetü geçimsizlik neideniyle
açılmış bir boşanma davasının 22.3.2000 günü saat: 10.40 duruşması
birakılmıştır. Bu ilanın gazete yayın tarihini takip eden 7 günü ızleyen
10 gün içerisinde davalı yan olarak varsa cevaplannı ve karşı delilleri-
nzi ibraz etmeniz, karşı tarafa tebliğe göndermeniz, mazeret belirtme-
di|iniz takdirde davayı ınkâr etmış sayılacağmız hususu Tebligat Yasası
ile Usul Yasası'nın 195, 215 ile 377 md. gereğince ılanen tebliğ olunur.
17/2/2000 Basın: 8741
TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 21 Şubat
I/E
. fB3g'oe
ALİ 8£y,OS
HAPAKATTDRU/ĞU'NUN SON
PA, B/tLKı4MLA£DA VE
SAt/AÇMfşn. /rrr'KAT ı/e rE&ttatc/
T7 ÜYE£_ (sifift D£ SU rf&IDA Ü
•f9ta'DA MECLİS-İ ME8USAM 'A
SfgADA, İMSİUZLEH miSAFtNDAN
SÜGGÛM EDİCM/Ç7İ. DÖMÜÇÜMOE
GIZMtŞ, ARPffitPAN KJURTUUJÇ SAI/A- AI, Kıhç
Çl 'NDA ÇAePfÇMfÇrr. OMUfJ ÇOK TAKI/MMASffJDAK/
, 8.INPA tUJGuLAH İST/KLAL A*AHK£M£SfNE 8,
PA SEJSr KAJSA/etA/Ç ACMASlYPf.. üst+e bu m,
Ali ÇmHnkay Al, Kûçûluı
, CUMMUKlYET'f/V İCK
EOE/&E/C BtBÇOK ÖMEMU
aç. ûn(ü 'Alim
ri bir arad* gonı/üyon
GÖRÜŞ
ALİ CİHAT IŞİK Halkevleri Genel
Merkezi Genel Onur Kurulu Üyesi
2000li Yıllar ve
Halkevleri
19 Şubat 1932de Mustafa Kemal Atatürk
tarafından kurulan Halkevleri bugün 68 yaşın-
dadır 12.4.1961 gün ve 5/1066 sayılı Bakanlar
Kurulu kararı ile kamuya yararlı statüde kabul
edilen Halkevleri'nin kuruluş amacı, tüzüğünün
3. maddesinde özetle; "Türk ulusal devriminin
-inkılap ve ihtilalinin- bir tepki olarak içinde ol-
duğu din devleti düşüncesine, saltanat yöneti-
mi sistemine, sosyal ve sınıfsal ayncalığa, eko-
nomik sömürûye ve ümmet kültürü anlayışına
karşı çıkarak, Atatürk devrimini, bütün reform
ve atılımlannı kesin bir dille savunur. Anayasa-
mızda; ulusal, demokratik, laik ve sosyal hukuk
devleti olarak belirtilen cumhuriyetin nitelikleri-
ni, halka anlatmaya ve benimsetmeye çalışır."
Görüldüğü gibi sadece amaç maddesinin bir
bölümüyle bile, 2000'li yıllannın Türkiyesi'nin bu-
gün Halkevleri'ne ve Halkevleri gibi demokra-
tik kitle ve kültür örgütlerine ne kadar çok ge-
reksinimi var değil mi? Hele son yıllarda yaşa-
dıklarımızı bir bir anımsayınca; Susurluk-dev-
let-mafya-şeriat-sermaye ilişkileri ortaya bir bir
çıkınca; Halkevleri ve Halkevcilerin ve tüm de-
mokratlann ne kadar haklı çıktığı anlaşılıyor de-
ğil mi?
Ben Halkevleri'nde doğan, büyüyen, yetişen
bir kuşaktanım. Son 30 yıldır, yılmadan, bıkma-
dan, usanmadan hep söyledik, yazdık, çizdik,
yargılandık, hırpalandık ama hep haklı çıktık. Çün-
kü ekonomik, siyasal, sosyal tüm önermeleri-
mizi, Halkevi bilinciyle ve Türkiye'nin iyiliği ve
halkımızın mutluluğu için yaptık.
Biz Halkevleri'nde yıllarca;
• Cumhuriyet yurttaşı olmayı, yurttaş olarak
kültürel, siyasal ve ekonomik bağımsızlığı öğ-
rendik ve Öğrettik.
• Biz Halkevleri'nde; ulusların eşitliği ve in-
sanların kardeşliğini, ırksal ayrıcalığa, şoven
ulusçuluğa karşı çıkmayı öğrendik ve öğrettik.
• Faşizmin, militarizmin, şeriatçılığın; özgür-
lük karşıtı, yaşam karşıtı, insanlık karşıtı ideolo-
jiler olduğunu orada öğrendik ve öğrettik.
• Laikliği yalnızca bir devlet biçimi olarak de-
ğil, aynı zamanda çağdaş yaşam biçimi olarak
öğrendik ve öğrettik.
• insan haklarının tavizsiz savunuculuğunu,
işkenceye karşı olmayı, savaşa karşı olmayı, ba-
rışı, kardeşliği, aşkı, sevdayı ve devrimi Halkev-
leri'nde öğrendik ve öğrettik.
• Çevre koruma bilincini, yeşili sevmeyi, cins
ayrımcılığının yanlışlığını Atatürk'ün Halkevle-
ri'nde öğrendik ve öğrettik.
Çünkü Halkevleri; doğrudan etkinlikleri açı-
sından insanın ve toplumun bilinçsel değişim,
dönüşüm ve gelişiminin; yeni insan, yeni top-
lum, demokratik laik yeni devlet oluşumunurT
savunucusudurlar. Bu değişim, dönüşüm ve
gelişmeyi kültür aracılığı ile gerçekleştirmeye ça-
lışırken baskıcı, zorlayıcı değil, özgürlükçü ve
katılımcı yöntemleri benimserler.
Biz bunları öğrenip öğretiyorduk Halkevle-
ri'nde... Bir gece yarısı; 12 Eylül faşist darbesi
ile bizleri içeri aldılar, Halkevleri'ni kapatıp (400
Halkevi şubesi, 620 Halkodası), yağmaladılar.
Kentlerde, kentlerin varoşlarında Halkevleri'ni,
kırsal bölgelerde kasaba ve köylerde halkoda-
larını kapattılar, ezdileryokettiler. Bu aydınlan-
ma ve cumhuriyetin temel iletişim merkezleri-
ni darmadağın ettiler. Ne oldu? (Televizyonda
ve basında izliyor musunuz?) Kim doldurdu
oraları gördünüz mü?
Şimdi Şubat 2000 Türkiyesi'ndeyiz. Görev-
lerimiz bitmedi. Görevlerimiz daha da ağırlaşa-
rak sürüyor.
Tüm liberal demokratları, tüm anti-militarist
muhafazakârları, tüm Atatürkçüleri, tüm sosyal
demokratları, tüm ilerici-yurtsever ve devrim-
cileri, 33 yıllık bir Halkevci olarak Halkevleri'ne,
tüm cumhuriyet kazanımlarına ve tüm demok-
ratik mevzilere sahip çıkmaya ve oralarda ça-
lışmaya çağınyorum.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4
SOLDANSAGA: 1 2 3 4
1/ Bireyin, her
tür devlet vesa-
yetinden kurta-
nlması gerek-
tiğini ileri sü-
ren siyasal gö-
rûş. 2/ "Ishkçı
ördek" de de-
nilenbiravku-
şu... Züppe. 3/
Sevinç belirten
bir ünlem...
Donukrenkli...
Eski Mısır'da güneş
tannsı. 4/ Çocuklarda
kemiklerin çarpılması
hastalığı. 5/ Bir bağ-
2
laç... llaç. . " O " gös- 3
terme sıfatının eski bı- 4
çimi. 6/ Bir sıvıyı şı- 5
nnga ile verme... Er- Q
genlik sivilcesi. 7/Odu- j
nu ince marangozluk- „
ta ve kaplamacılıkta
kullanılan Brezilya kö-
kenli ağaç. 8/ "Maviye çalar gözlerin / Yangın mavi-
sine / Rüzgârda — " (Ahmed Arif)... Bir tatlı su balı-
ğı. 9/ Italya'da bir yanardağ... Eğreti mal.
YUKARIDA1V AŞAĞIYA:
1/ Özdeyiş. 2/ Sofrada kullanılan sahan altlığı... Tav-
lada üç sayısı. 3/ Bir zaman birimi... Şartlar, koşullar.
4/ Gaziantep yöresinde yetişen beyaz bir üzüm cin-
si... Bin metrenin kısa yazılışı. 5/ Tanntanımaz... Yü-
rürken dayanmak için kullanılan kalın sopa. 6/ Bir ka-
bın oylumunu ya da alabileceği miktan hesaplama. II
Çinkonun simgesi... '"Aynı biçimde" anlamındakullanı-
lan bağlaç. 8/ Amerika'da Joseph Smith tarafından
kurulan ve birden çok kadınla evlenmeyi ilke edinen
dinm mensuplanna verilen ad. 9/ Eski dildeayak... "Ser-
gio —": Italyan sinema yönetmeni.