13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13J C J J V U I I \ _ J 1 T 1 _ I . / ekonomi(acumhuriyet.com.tr Madende dünya 14'üncüsüyüz • KONYA (AA) - Türkiye, 13 milyar 990 milyon ton maden rezervıyle miktar açısından dünya 14'üncüsü, değer açısından dünya 12'ncisı oldu. Maden rezervlerinde dünyada miktar olarak ABD, değer ağırhkJı olarak ise Rusya ük sırayı aldı. Türkiye, bor tuzu, kobalt, korund ve perlit rezervlerinde de dünyada birincı durumda bulunuyor. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ögretim üyesi Prof.Dr. Sedat Temur tarafından gerçekleştirilen "Türkiye'de ve Dünyada Maden Rezervleri" konulu araştırmaya göre dünyada halen 2 trilyon 105.4 milyar ton maden rezervi tespit edilmiş durumda. Bedefsiz araç fflıalaü • ANKARA(ANKA)- AB'ye uyumlu hale getirilen yeni gümrük mevzuatı çerçevesinde yurtdışında yaşayan yurrtaşlann bedelsiz kullamlmış otomobil ithaline Gümrük Müsteşarlığı'mn bu konulardaki tebliğleri Resmi Gazete'de yayımlandı. Bazı kişisel ' nitelikte eşyanın bedelsiz ithaline ilişkin tebliğ uyannca, yurtdışında en az 24 ay kaldıktan sonra dönüş yapanlar, sahip oldukJan 3 yaşından büyük olmayan taşıtlan gümrüksüz olarak ithal edebilecek. Türk yurttaşlığma geçiş yapanlar için de bu hüküm geçerli. Patatesin maliyeti fiyatmın 8 katı • tZMİR(AA)-tzmir Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Kurşun, kilosu 6-7 bin liraya aJıcı bulabilen patatesin maliyetinin 50 bin lira olduğunu söyledi. Üretici patatesi satamazken, geniş bir tüketici kesiminin '. de patatesi alamadıgftıı,,'';.-/ c kaydeden Kurşun, "Kabul etmek lazım ki, toplumun alım gücü kalmamış. Kurşun, bedava dağıtılınca kapışılan patatesi, çok ucuz olduğu halde satın alamayan pek çok vatandaşımız var" dedi. Patates üretilirken gübre, akaryakıt, ilaç, su ve işgücü harcandığını anlattı. Oreticiye yeni ödeme • ANKARA(ANKA)- Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tannkulu, tanm satış kooperatifleri birliklerine ürün bedellerinin ödenmesine yönelik olarak 20 trilyon liralık yeni kaynak aktardıklannı bildirdi. Bu kapsamda FİSKOBİRLİK, MARMARABİRLİK. ÇUKOBİRLİK ve TARlŞ'e ürün bedeli ödemeleri için para gönderildi. GAP'ın kültüne etkisi • GAZİANTEP(AA)- GAP uygulaması ile bölgede ortaya çıkacak iklim değişiklikleri, doğal ve kültürel değerleri de etkileyecek. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'ndan alınan bilgiye göre GAP'ın aşama aşama uygulanması ile 1.7 milyon hektar tanmsal alanın sulamaya açılması ve yapılacak barajlar ile yeni rezervuar alanlannın yaratılması. bölgenin toprak ve su rejimlerini önemli ölçüde değiştirecek. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGlN YILDIZOĞLU Yazarımız yıllık izinde olduğu için yazısını yayımlayamıyoruz. 1980'den beri düşen dışsatımı arttırmak için bu ülkelere tanıtım gezileri düzenlenecek Komşuya ilıracat seferberliğiANKARA(AA)- Türkiye'nin ihracatta öncelıkli hedefi bu yıl komşu ülkeler olacak. Komşu ülkelere ihracat. 1980 yılından itibaren azalma eğilımine girerken bu ülkelere yapılan ihracatı arttırmak için Türk ihraç ürünleri tanıtım gezileri düzenlenecek. Yetkililer, A\nıpa ülkeleri için komşu ülkelerle yapılan ihracatın büyük önem taşıdığını hatırlatırken Türkiye"nin de yanı başında bulunan potansiyeli ihmal etmemesi gerektiğinin altını çizdiler. Bu görüşten hareketle. 2000 yılında ihracatta öncelikli hedefin komşu ülkeler olarak belirlendiğini belirten yetkililer. ilk amacın komşu ülkelerle Komşu ülkelere 1980 Yunanistan 9 Suriye 103 Irak 135 iran 85 Bulgaristan 12 üste Toplamı 344 Genel Toplam 2,910 Komşuların payı (%) 11.8 ihracat 1990 139 194 215 495 10 1,053 12,959 8.1 1999, verileri Ocak-Kasım aylarmı kapsar. gîderek azaldı (Miiyon $> 1996 236 308 188 298 157 1,187 23,224 5.1 1997 298 269 54 307 176 1,104 26,261 4.2 1998 370 309 54 195 213 1,141 26,974 4.2 1999 363 196 - 132 204 895 23,703 3.7 yapılan ihracatı önceki seviyelerine çıkarmak olduğunu söylediler. Yurtdışına gezi Yetkililer, bu kapsamda mart ayında Irak, nisan aymda tran, mayıs ayında Suriye'ye ihracatçılar için ticaret gezileri düzenleneceğini bildirdiler. Kasım ayında ise Güney Kore ve Tayvan'a gidilecek. Komşu ülkelere özel sektör ile ortaklaşa temaslann sıklaştınlacağını ve ticari ilişkilerin yoğunlaştınlacağını bildiren yetkililer, komşu ülkelerle ilişkilerini hızlandınlırken ./komşu ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı 1980 yılında yüzde 11.8, 1990 yılında yüzde 8.1 ikenburakam 1999 yılının ocak- kasım döneminde 3.7'yegeriledi. mevcut pazarlardaki paylannı arttırmak için çalışmalan yoğunlaştıracaklannı kaydettiler. Yetkililer. komşu ülkelere yapılabilecek ihracatın miktannın geziler kapsamında yapılacak görüşmelerden sonra belirlenebileceğini de ifade ettiler. Komşu ülkelere yapılan ihracat, 1980 yılından itibaren düşme eğilimine girdi. Komşu ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı 1980 yılında yüzde 11.8, 1990 yılında yüzde 8.1 ikenburakam 1999 yılınm ocak-kasım döneminde 3.7'ye geriledi. Yetkililer, komşu ülkelerle mevcut ticari ilişkilerin zaman içinde gelişen siyasi ilişkilerden etkilendiğini ve dalgalanmalar gösterdiğini belirtirken ticaretin yeterince gelişmesini engelleyen faktörlerin başında gelen neden olarak, komşu ülkelerin yeterince sanayileşmemiş olmasını gösterdiler. UNCTAD toplantıları zengin ülkelerin çıkarlarından taviz vermediklerinin bir kez daha kamtlanması ile bitti Yoksulun hakkı yine yendiEkonomi Servisi - Yoksul ülkelerin ka- derini değiştirip refahını arttırmanın yol- lannın arandığı Birleşmiş Milletler Ti- caret ve Kalkınma Konferansı (UNC- TAD)toplantılan 52 sayfalık bir eylem planının kabul edilmesi ile sona erdi. Tayland'ınbaşkenti Bangkok'tabirhaf- tadır süren toplantılarda yoksul ve geliş- mekte olan ülkeler "sınırsız serbest piya- sa" ve "tanmsal destekler" gibi kritik konularda zengin ülkelerin desteğini ala- madılarsu da "en yoksul 48 ülkenin geliş- miş ülkeleregümrük ver- gisiz ve kotasız ihracat yapmalarT ıçın BM yet- kililerinin deyimı ile "ağızlara bir parmak bal çalındı." UNCTAD toplantıla- n kimi çevrelerce "Se- attle'deki Düma Ticaret Örgütü zirvesinde yaşa- nan gerilimi azaltmak ve yeni ticaret kurallarını belirlemek için bir diya- Ipgyollan beürtemek" olarak görülmüş ol- ^»jda BM yetkilileri küresel ticaretin dev- leri olan ABD, AB ve Japonya'nm geliş- mekte olan ülkelere yeterli duyarlılığı göstermediklerini itiraf ettiler. Konu ile ilgili açıklama yapan yetkili- ler "Zaten az gelişmiş ülkelerin ürünleri- nin yüzde 99'u Avnıpa Biriiği'ne güm- • 52 sayfalık bir eylem planının kabul edilmesi ile sona eren toplantıda yoksul ülkeler 'sınırsız serbest piyasa' ve 'tanmsal destekler' gibi kritik konularda zengin ülkelerin desteğini alamadılar. rüksüz olarak giriş \apı\ ordu. Yüzde 1 ka- zanç mı? Daha somut adunlann anlması gerekirdi" dedi. Gelişmekte oan ülkele- rin "uluslararası mali sitemin belirtenme- sindc kcndilerinin de eşit söz hakkına sa- hip olmalarT yönündeki ısrarlan da ba- şanlı olamadı. Eylem planında ancak "mali sistemin oluşrurulup güçlendiril- mesine iiişkin tartışmalara daha fazla kat- kıda bulunulması" ıbaresi yer aldı. Ge- lişmiş ülkelerin temsilcileri toplantılardan memnun aynldıklannı belirtir ve Seattle bozgununun ardından bir diyalog yolunun açılma- sından umutlu oldukla- nnı kaydederken kimi uzmanlar hiçbir Batılı ülke liderinin katılmadı- ğı UNCTAD toplantıla- nnın "uçurumun neden- li açık olduğunu bir kez daha gözler önüne ser- mekten** başka bir işe yaramadığını ileri sür- düler. Özellikle 3. dün- ya ülkeleri global ticaret sisteminde çok zayıf kalıyor. Batı 'da elektronik ticaret ve İnternet bağlantılı yatınmlar ve şir- ketler henüz 20'li yaşlannı süren kişile- ri dolar milyonerine dönüştürürken çoğun- luğu Afrika'daki 3. dünya ülkelerinde ta- nmsal sulama kapasitesi bile henüz ge- liştirilemiyor. Cezayir De\ let Başkanı Abdelaziz Bouteflika, hafta içinde UNCTAD toplantısında yaprığı konuşmada, Afrika'nın dürna ekonomi haritasından silinme riskhle karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekmiş ve Afrika'ya yönelik dogrudan yabancı sermaye yadnmlannın geçen yüki global ticaret hacminin yüzde 1 'inin biraz üzerine çıkabildiğini vurgulamıştL £9QLEPi FABRiKALd ARSMJtf? Türk-İş'e bağlı 13 sendika şubesuıin Muğla'daki toplantısında ortak mücadele karan aluıdL • • - . • Ozeüeştirmeyekarşı cephe ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA-Türk-İş'e bağlı 13 sendika şube- sinin Muğla'da yaptıklan toplantıda. başta ter- mik santrallar olmak üzere tüm özelleştirme gi- rişimlerine karşı ortak mücadele karan alındı. Türk-lş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundak- çı'nm da katıldığı toplantı sonunda yayımlanan deklarasyonda. AB'ye girebilmek için değişik uyum kararlan alan hükümetin ILO Sözleşme- si'ni de dikkate ahnası istendi. Belediyelerde ya- şanan işçi çıkanmlannın eleştirildiği toplantı- da, emeğe yönelik saldınlara karşı bir "Emek Cephesi" oluşturulması da kararlaştınldı. Türk-İş Muğla 11 Temsilcisi olan Tes-lş Sen- dikası Yatağan Şube Başkanı Erol Soğancı baş- kanlığında yapılan "Dayanışma ToplanüsTna Se- lüloz-İş Dalaman Şubesi. Belediye- İş Muğla Şu- besi. TOLEYİS Marmaris Bölge Şubesi, Orman- Iş Muğla Şubesi, Tanm-lş Dalaman Şubesi, Maden-tş Göcek ve Yatağan şubeleri. Harb-lş Marmaris Aksaz Temsilciliği, Yol-lş Karayol- lan ve Köy Hizmetleri baş temsilcilikleri, Ha- ber- Iş Muğla Temsilciliği, Sağlık-Iş Muğla Temsilciliği katıldı. Tahkim, özelleştirme, taşeronlaştırma politi- kalan ile bunlara bağlı ekonomik, sosyal ve si- yasal gelişmelerin ele alındığı toplantıda. özel- leştirme ile "ülkemizin bağunsızlığuun tehlike- ye sokulaeağı. tahrip olan sosyal de\ letin tama- men \ok olacağı. sendikalann tasfiye edileceği" belirtilerek, "Özelleştirme tüm emek cephesine karşı yürütülen bir saldındır" denildi. 'Orman müdürlüğünde orman kanunu' Toplantının ardından yayımlanan deklaras- yonda daşöyle denildi: "AB'ye uyum sağlamako- nusunda u>nm kararlan almaya devam eden hü- kümet, 158 sa>ih İşgüvencesi İLO Sözleşmesi'ni bir an önce \ asallaşürmahdır. Sendikal örgütlen- menin önündeki yasal ve fiili engeller kaldınlma- lı. Sosyal güvenlik sistemi tasfiye edilerek özel şir- keüere peşkeş çeldlmek istenmektedir. Bundan bir an önce vazgeçitaneli veemekli maaşlan süriin- me ücreti olmaktan çıkarülmahdır. Başta beledi- yeler olmak üzere tüm is\erlerinde işçi çıkışlan- na son verilmeli. Orman müdüriüklerinde orman kanunu uygulanmasına son \erilmeli \e geçici iş- çi çahşnnlmasından vazgeçilerek, orman işçileri 1475 sayıh İş Kanunu kapsamına alınmalı." Dünyada sektör payı yüzde 30 iken bizde 2 Kongre turizmi karh İSTANBUL (AA) - Tunzm sek- törü hızla gelişip çeşitlenirken ön- celeri sadece yaz aylanna endeksli olan sektör, şimdi kış turizmi, inanç turizmi ve kongre turizmi gibi alan- lan da kapsayarak değişik boyutla- ra ulaştı. tstanbul Kongre ve Ziya- retçi Bürosu (ICVB) Başkanı Eyüp Babür, toplam dünya turizm hare- ketleri içinde kongre turizminin pa- yının yüzde 30, Türkiye'nin turizm faaliyetleri içinde ise bu oranın yüz- de 2 olduğunu söyledi. Babür. dünyada uluslararası sta- tüde en az 50 kadar katılımcının bu- lunduğu ve her dört yılda bir tekrar- lanan. dört kıtada rotasyon yön- temiyle yapılan yaklaşık 7 bin 500 kongre bulunduğunu ifa- de etti. 1998 yılı içinde 5 bin 290 kongre gerçekleştiğini be- lirten Babür. en çok kongrele- re ev sahipliği yapan şehirler sıralamasında Madrid, Viya- na ve Kopenhag'ın önde gel- diğini belirtti. Babür. "Bun- lardan sadece 12 tanesi tstan- bul'da gerçeldeşti. İstanbul bu sıralamada48. durumda bulu- nuyor" dedi. Eyüp Babür, bir kongre de- legesinin normal bir turistin 3-4 misli harcama yaptığını belirterek "Türkiye için bu oran, tatil ruristierine yönelik fiyaüann dünya ortalamalan- nın altuıda olması nedeniyle belki 5veya dahaçokmisli ola- caknr" dedi. Babür, ortalama büyüklükteki bir kongrenin bir şehre bıraktığı gelirin 3.5 mil- yon dolar olduğunu ifade etti. Kopenhag' ın dünya sıralama- sında 3., îstanbul'un ise48. du- rumda olmasından hareketle iki şehirarasında bir karşılaştırma ya- pan Babür, "Kopenhag'ın otel kapa- sitesi tüm yıldızlar dahil olmak üze- re 9 bin 600, İstanbul'un ise 20 binin uzerinde" dedi. Kopenhag'da yalnızca bir kongre merkezı olduğunu söyleyen Babür, bu merkezin îstanbul'daki Lütfi Kır- dar Kongre ve Sergi Sarayı'ndan bü- yük olmadığını, İstanbul'un tarihi, kültürel ve doğa güzellikleri açısın- dan Kopenhag'a göre birçok üstünlüğü olduğunu ifade etti. Babür, web sitesi, uluslararası medya kuru- luşlanna yoUanan broşürlerle tanıtım yapmaya çalıştıklannı söyledi. 'Petrolfıyatları yazın düşecek' Ekonomi Servisi - Petrol fiyatlarmın Körfez krizinden beri en yüksek sevi- ye olan 30 dolan aşmasınm yankılan hâlâ sürerken. Suudi Arabistan Petrol Bakanı AH Naimi, bu yılın ikinci yan- sında, petrol talebinin azalmasıyla bir- likte petrol fıyatlannın düşmeye baş- layacağmı tahmin ettiğini söyledi. Güney Kore'yi ziyaret etmekte olan Naimi, SeuFdeyaptığı açıklamada, pet- rol fiyatlanmn istikrara kavuşması için Venezüella başta olmak üzere Petrol thraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışmdaki ülkelerle işbirliği için- de olduklarmı ifade etti. Öte yandan, Gü- ney Kore Devlet Başkanı Kim Dae- jung.ham petrol fiyatianndaki yükse- lişin, Güney Kore'nin dış ticaret fazla- sında 2 milyar dolarlık bir azalma ya- rattığı gibi, tüketici fıyatlannda da bin- de 5 oranında bir yükselme meydana getireceğini kaydetti. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Ezilenler... Hükümetler, söz ekonomiden açılınca, sürekli ola- rak şu noktayı vurgular: Halkı, enflasyona ezdir- meyeceğiz. Bu söz, geçmişte tutulsun ya da tu- tulmasın, her gün tekrarianır durur. Daha eski yıl- lara gidilirse hükümet bizdik, değildik türünden tartışmalar çıkar. Bu nedenle en iyisi, son bir yılı almak ve kamu kurumlannın yayımladığı sayısal ve- rilere dayalı olarak fîyat artışlan ile gelir artışlarını karşılaştırmaktır. Gelir sahipleri olarak iki kesimi alacağız; kamu çalışanlan ve çrftçiler Birincisine milletvekillerin- den asgari ücretlılere -varsa bunun altında bir üc- retle çalışanlar dahil- uzanan tüm ücretli ve ma- aşlılarla emekliler giriyor. Ikincisi de tarımla uğra- şanları kapsıyor. Hesaplamalar, 1999 yılına ait. 1999'da kamu kesiminde maaş ve ücretlerin artış oranı, aylık katsayısı olarak yılın ilk yarısında yüzde 30, ikin- ci yansında yüzde 20 ve birikimli yıllık toplam ola- rak da yüzde 56 düzeyindedir (Bütçe Gerekçesi 2000, s.89). Oysa 1999 yılının enflasyon oranı, tü- ketici fıyatlarıyla yüzde 68.8'dir. Kamu çalışanla- nnın gelirlerindeki artış ile enflasyon artışı arasın- daki fark yaklaşık 13 puandır. Bir başka anlatım- la, kamu çalışanlan, 1999 yılında, enflasyona 13 puan ezilmişlerdir; buna ezilme oranı diyoruz. Hükümet, 2000 yılında kamu çalışanlarının ma- aş ve ücretlerini, enflasyon oranının tüketici fıyat- larıyla yüzde 25 olacağı varsayımıyla düzenliyor. Ancak geçen yıldan -dikkat edin yıllardan değil- kalan alacağımız ne olacak? Her kamu çalışanı, devlerten geçen 1999 yılı için, maaşının yüzde 13'ü oranında alacaklıdır. Hükümet bu borcunu ödemedikçe, "kamu çalışanlannı ve onlann emek- lilerini enflasyona ezdirmeyeceğiz" sözlerinin bir dayanağı yoktur. • • • Çiftçilere gelince. Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE), tanm ürtjnlerinin satış fryatlarını çiftçinin eline ge- çen fîyatlar adıyla derliyor. 1999 Aralık ayında çiftçinin eline geçen ürün fryatı, bir önceki yı- lın aynı ayına göre ortalama olarak, yüzde 41.6 daha fazla olmuştur. Bir başka anlatımla tüm eko- nomide fiyatlar yüzde 68.8 artarken çiftçilerin sat- tığı ürünlerin fiyatı yalnızca 41.6 artmıştır. Aradaki fark 27.2 puandır, yani çiftçilerin ortalama ola- rak enflasyon karşısında ezilme oranı 27.2'dir. Bu oran kamu çalışanlarının ezilme oranının iki katından fazladır. (Burada bir açmalık yapalım; enflasyon oranı ile tutaıiılık amacıyla çiftçinin eli- ne geçen fiyatlann on iki aylık ortalamalar değil ge- çen yılın aynı ayına göre değişim alınıyor. Aylık or- talamalar alınınca da farklılık yüzde 16.6 düzeyi- ne iniyor). Çiftçinin eline geçen fiyat verileri, genel ortala- maya ek olarak tanmın alt kesimlerini de içeri- yor. Çiftçilerin ezilmişliği, sıra alt ürünlerin fiyatla- nna geldiğinde çok daha ilginç bir görü,nüm çjzi- yor. ''"' r^.-f Sırasıvla irdelenirse, tarta ürünleri üretenierin ürtin- lerinin fiyatı 1999'da yalnızca yüzde 36 artmış; enflasyona göre kayıp (68.8-36) 32.8 puandır. Buğday, şekerpancarı, pamuk, ayçiçeği gibi tarı- mın belkemiğini oluşturan ve en büyük çiftçi ke- simini içeren bu alt bölüm, 1999'da çok ağır bir yoksullaşma yılı yaşamıştır. Sebze üreticileri, yüzde 19.6 ile, tanm kesimi içinde en az fiyat artışı alabilen alt bölümüdür. Sebze üreticilerinin enflasyona ezilme oranı 49.2 puana yükselmektedir. Çiftçinin eline geçen fiyat- lar, besi ve süt hayvancılığında yüzde 59.7 ol- muştur. Geleneksel olarak enflasyona yenik düş- meyen bu kesimde bile enflasyon-ele geçen fîyat farkından kolayca anlaşılabileceği gibi, 9.1 puan- lık bir kayıp vardır. Diğer hayvan yetiştiriciliği ve hayvansal ürünter üreten çiftçiler ise yüzde 73.1 'lik fiyat artışı sağlanmıştır. Çiftçiler içinde yalnızca bu alt kesim enflasyona yenik düşmemiş ve 4.3 pu- anlık bir gelir artşı sağlama başansını göstermiş- tir. Çiftçinin eline geçen gelire ilişkin bir noktanın da- ha altı çizilmelidir. Genellikle çiftçi alacakları ürü- nün tesliminde değil, aylar sonra ödenmekte- dir. Bu durum enflasyon nedeniyle ayn bir gelir kay- bına da yol açmaktadır. Ülke halkının yüzde 40'tan çoğu geçimini doğ- rudan doğruya tanmdan sağlıyor Yine 1999 ve- rilerine göre, toplam 22 milyon dolayında işgücü- nün 10.1 milyonu tarımla uğraşıyor. Buna 2.5 mil- yon dolayındaki bütçe kapsamındaki kamu çalı- şanını eklerseniz 12.6 milyon kişi eder. Ek olarak 1999'da resmi kayıtlara göre, 1.8 milyon işsiz ve 1.6 milyon dayan işsizin varlığı göz önüne alınır- sa, toplam 16 milyondur. Aileleriyle birlikte bu nü- fusun 40 milyonu aşacağını söylemek yanlış olmaz. Bunlara kent ve kasabalardaki küçük esnaf ve sa- natkârları da ekleyiniz. Toplam 65 milyonun en az 50 milyonu, gelirini enflasyon oranında arttıra- mıyor. Enflasyona ezdirilen ya da geçen yıl da yoksullaşan işte bu kesimdir. Hükümet, 2000 yılına, IMF damgalı istikrar ön- lemleri ve enflasyonu yüzde 25'lere çekme bek- lentisiyle giriyor. Maaş ve ücret artış oranları bu- na bağlanıyor; tanm kesimine de aynı işlemin yapılacağı anlaşılıyor. Enflasyonu düşürme amacı, dileriz başarılır. An- cak gidiş yükün çok ağır olacağını, aynı toplum ke- simlerinin ezileceğini ve daha da kötüsü ezilme oranının 2000'de daha da artacağını gösterıyor. • • • Cumhuriyet'te yazmaya başlayan Hikmet Bila'ya hoş geldin diyor, başanlar diliyorum. e-posta: yakup@metu.edu.tr Halka arz bizden, t@lep sizden. Hem de İnternet üzerinden www.teb-yatirira.com.tr TEB İnternet üzerinden halka arzlarda talep toplama hizmetimizden Türk Ekonomi Bankası A.Ş.'nin internet Şubesi müşterileri yararlanabıhr. Detaylı bilgi veya Internel Şubesi müşterisı olmak için (0212) 292 02 21 no'lu telefonu arayınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle