25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İtnal'aDGM incefemesi • ANKARA(ANKA)-FP ICaraman Milletvekili Zeki Ünal hakkında, yazdığı "Anarşi" isimii kitabı nedeniyle Ankara DGM Cuınhuriyet Başsavcılığf nda TCY'nin 312. maddesi uyannca "Halkı din, dil. ırk, mezhep, bölge ve sınıf farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçundan inceleme başlatıldı. Manisalı gençlere işkence yapanpoüsler • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yargıtay Genel Kunılu'nca da Manisalı gençlere işkence yapbklan onaylanan biri başkomiser, lOpolisin Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargüanmalanna bugün devam edilecek. Gençlerin avukatlan, yargılamayı izlemek üzere tüm demokratik kitle örgûtlerine çagn yapü. Sopuşturma komisyonları • ANKARA (AA)- Meclis soruştunnası komisyonlanndan 5'inin başkonlık divanı üyeleri belirlendi. "Istanbul Kurtköy Havaalanı ihalesi için hazırlanmış olan protokol hükümlerini dikkate almadan, ihalenin NATO ENF Dairesi (arafindan gerçekleştirilmesini sağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı" iddiasıyla eski başbakanlardan Mesut Yılmaz hakkında kurulan soruşturma komisyonu şöyle: Başkan Necati Albay (DSP-Eskişehir), başkanvekili Nail Çelebı (MHP-Trabzon), sözcü Sefer Ekşi (ANAP- Kocaeli), kâtip Mehmet Yaşar Onal (DSP-Uşak). Çankaya Köşkü'ne piyano • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Görev süresi 16 Mayıs'ta dolacak olan Cumhurbaşkanı Süleyman Denıirel, Çankaya Köşkü'ne piyano aldınyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği 1. ve 2. tipten 1 'er adet piyano almak üzere ihale açtı. Resmi Gazete'de dün yayımlanan ilana göre, piyanolar yurtdışından pazarhk usulüyle satın aknacak. Yurtdışmda oyhakkı • ANKARA (AA) - ANAP Izmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu. yurtdışındaki Türk vatandaşlannın milletvekili seçimlerinde oy kullanabilmesinı öngören yasa değişüdiği teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Seçimlerin Temel Hükümleıi ve Seçmen Kütûkleri Hakkında Kanun'da bazı değişiklikler öngören teklife göre, Yüksek Seçim Kurulu'nca belirlenen her başkonsolosluk veya konsolosluk bir seçim bölgesi sayılacak. Dezaevi katfiamı • DİYARBAIOR (Cnmhuriyet Bürosu)- Dıyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 1996yılında 10 tutuklunun ölümü ve 23 tumklununda yaıalanmasıyla ilgili davaya doarn edildi. Hakkında gışabi tutuklama karan buhınan Muhammet Özdil scıgusunun yapümasından sora serbest bırakıldı. MLdahil avukatı Mustafa Özer, cezaevindeki obylann infıal yaratmasına raönen sanıklann tutuksuz ytgılandığına dikkat çeierek "Olay örtbas edJiyor" dedi. DYP dışındaki partilerde Demirel'in yeniden seçilmesi konusunda yaşanan sancı sürüyor Demirel için 4 iıııza tamamANKARA (Cumhurryet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel e yeniden cumhurbaşkan- hğı adaylığı yolunu açan anayasa değıştklığı önerisi imzaya açıldı. Cumhurbaşkanının 5+5 formülüy- le Meclis tarafindan secilrnesinı içeren anayasa değişüdiği önerisi- ne öncekı akşam yürûtülen temas- lar sonucu Basbakan Bülent Ece- vit, Basbakan Yardımcısı De\let Bahçefi, ANAP lıden Mesut Yd- maz ilk imzayı koyduktan sonra dün de DYP Genel Başkanı Tansu ÇSer imzaladı. 4 liderin imzası- nm yer aldığı metne karşın, FP'li- lerin "sttemi" üzerine DYP Gnıp Başkanvekili Turhan Gâven tavır değiştirerek Çiller'in, 3 liderin im- zaladığı metne değil, DYP grubu- nun daha önce Meclis Başkanh- ğı'na ilettığı aynı yöndeki öneriye imza verdiğini ileri sürdü. Ancak, daha sonra DYP kurmaylan Çil- ler'in imza atnğını doğrulamak zo- runda kaldılar. FP Genel Başkanı Recai Kutan • 4 lider, cumhurbaşkanının 5 yıllığına iki kez seçilmesine olanak sağlayan öneriyi imzaladı. Basbakan Bülent Ecevit, bu değişikliğin, ülke istikranna büyük katkıda bulunacağını söyledi. ise cumhurbaşkanınm halk tarafin- dan seçilmesine ilişkin anayasa de- ğişikliği önerisinin denenmesi ge- rektiğini belirterek "Bu denenme- den hiçbirformülükomıstnam" dı- yerek önenye imza vermedi. FP Başkanlık Divanı'nda da ilk öneri Mecüs'te görüşülmeden, 5+5 for- mülüne ilişkin değişiklik önerisine imza verumemesi kararlaştınldı. Cumhurbaşkanının 5+5 formü- lüyle seçilmesine ilişkin anayasa değişüdiği önerisine, iktidar ortak- lan arasındayürûtülen temaslar so- nucu önceki gün son biçimi veril- di. ANAP'ın, Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'in Meclis üye tam sayısının 5'te l'ini oluşturan 110 imzaya gerek kalmadan aday gös- terilmesi önerisinin diğer hükümet ortaklan tarafindan benımsenme- dıği öğrerüldi. Bu çerçevede ana- yasada yer alan 110 imzayla aday gösterme koşulu korundu. Önceki akşam liderler arasında yürûtülen telefon trafiği sonucu, ilk imzayı atan Ecevit'in ardından Bahçeli ve Yılmaz öneriyi imzaladı. Istan- bul'da bulunan DYP lideri ÇiJJer de faksla iletilen metne imza koy- du. Anayasa değışıklıği önensı şöyle: "Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Müet Mecüsi'nce 40 yaşûn doldnnnuş, yûkseköğrenim yap- mış kendi üvekri veya miUetvekin seçilme \etertthğine sahipTürk va- dandaşlan icinden 5 yıflık bir süre için seçiMr. Bir kimse en fazh 2 kez cumhurbaşkanı seçflebflir.'' Değişiklik önerisinin gerekçe- sinde ise bir kişinin en fazla 2 kez cumhurbaşkanı seçilebileceği hük- münün geririlerek mevcut cumhur- başkaıuna da bir kez daha aday ol- ma yolunun açıldığı ifade edildi. Anayasa değişikliği önerisini sa- hiplenen DYP yönetimi ise Çil- ler'in öneriye imza atıp atmadığı konusunda çelişkili açıklamalar yaptı. DYP Grup Başkanvekili Turnan Güveo, önerinin imzaya açılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, iktidar grup- lannın hazırladığı anayasa değişik- hğıne Çiller'in de imza verdiğini, ancak gerekçe bölümûnde bazı ek- sıklikler bulunduğunu ifade etti. Çiller'in öneriyi imzaladığını açık- layan Güven, öğleden sonra, DYP Genel Başkanı'nın öneriyi imza- lamadığını öne sürdü. Çiller'in 'iktidarortaklanndangelenöneri- ye değil, daha önce TBMM Baş- kanhğı'oa sunduğu öneride zaten imzası bulunduğu" açıklaması yapması dikkat çeken Güven'ın bu tavır değişıkliğınırı altmda FP'nin siteminin yatnğı ortaya çıku. DYP yöneticileri daha sonra öneride Çiller'in imzası bulunduğunu doğ- rulamak zorunda kaldılar. Basba- kan Bülent Ecevit, dün partisinin grup toplantısında, anayasa deği- şikliği konusunda bütün siyasi par- tilerin onayının alındığun büdırdi. Anayasa değişıklığinın Türkiye'de büyük kabul gördüğünü savunan Ecevit, "Bu anayasa degişiktiğııını ülkemizde istikrann korunmasına önemti katkıda bulunacağma ina- nıyorum. Grubtunuzun siz değerii üyelerinin de bu inanomj paytaşa- cağmı umuyorum" diyerek deği- şikliğe destek ıstedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıhnaz, muhalefet liderlerinin de öneriyi imzalamalanrun ardından bu konuda görevin artık TB- MM'ye düştüğunü ifade etti. Yıl- maz, Türkiye'nin dikkatini cum- hurbaşkanı seçimlerini bırakıp ekonominin sorunlanna yöneltme- si gerektiğini vurguladı. Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi, Meclis denetim yollannı harekete geçirmiyor Kayıp silahlara pasif muhalefet ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Batman Va- İiliği'nce ithal edilen ka- yıp silahlarla ilgili tartış- malar sürerken muhalefet partilerinin bu konuyu TBMM gündemine getir- mek yerine açıklama yap- makla yetınmelen dikkat çekti. Silahlann ıthali için başbakanlığı döneminde DYP Genel Başkam T«n- su Çiller'in izm verdiği- nin ortaya çıkması üzeri- ne DYP sözcüleri savun- maya geçerken, ana mu- halefet partisi FP de çe- kimser bir politika izliyor. FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, partisinin nin daha önce Hizbullah konusunda bir araştırma önergesi verdiğini ve bu flnergenin henüz TB- MM'de görüşüimediğini belirterek, kayıp silahlar- la ilgili aynca bir girişün- de bulunmaya gerek ol- madığıru savundu. iktidar ortağı ANAP, kayıp silahlar konusunu bir araştırma önergesiyle TBMM gündemine getir- meye planlamasma kar- şın Mesut Yıhnaz'ın bas- bakan olduğu 55. hükü- met döneminde açılan so- ruşturmaya rağmen ko- nunun üzerine yeterince gıdılmedığı eleştirileri üzerine geri adım attı. Ancak ANAP, diğer si- yasi partilerin bu konuda bir önerge vermesi duru- munda destekleme karan aldı. Batman Valiliği'nin usulsüz silah ıthalatına onay veren dönemin ikti- dar partisi DYP ise siyasi faturanın kendilerine kesileceği endişesiyle konuyu Meclis gün- demine getirmeye yanasmıyor. fk- tıdarlan döneminde Batman Vali- liği'ne, karma birlik kunüması ve silah ithalatı için izin veriünesini terörle mücadele kılıfuıı öne süre- rek savunan DYP'liler, ithalat sı- rasındakı ve sonrasındaki savlar- la ilgili olarak da sorumluluk üst- lenmiyor. DYP yönetimi, Çiller'in başba- kanhğı döneminde terörle müca- 6. Filo 'yuprotesto ederken Taksim'deöldürülmüşlerdi Aytaç veErdoğan anûch Istanbul Haber Servisi- 68'liler Bır- liği Vakli, 1969 yılında 6. Filo'yu pro- testo gösterisi suasında Taksim'de öl- dürülen DlSK üyesi AMTurgut Aytaç ile Duraa Erdoğan'ı öldürüldükleri yere karanfıl bırakarak andı. Vakıf yetkililerinin basın açıklamasına izin vermeyen polis, bir kişiyi gözaltına aldı. Vakıf Başkam Hasmet Ataban, Kanlı Pazar'nı CIA tarafindan kota- nldığının, siyasi iktidann desteğinde gericilere uygulatıldığınm açıga çık- bğını belirterek. a katfiamlann,pıwa- kasyonlann. cinayederinİD önünü al- manm yohı, geçnıiş ciıuyederi. katii- amlan açtga çıkarmaktan, sonımfala- nn buhınarak <*<*"«lt»«»Hınlma<dwdarı geçer''dedi. Türk siyasal tarihine "Kanh Pazar" adıyla geçen ve "CIA güdflmlü geri- ci provakasyon" olarak nitelendinlen olâylann 31. yıldönümünde öldürü- lenler amldı, provakasyon protesto edildi. 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Haşmet Atahan ve vakıf üyeleri, dün saat 11.00'de Taksim'e gelerek, DlSK üyesi AH Turgut A>taç ile Duran Er- doğan'nın öldürüldügü, yüzlerce dev- rimcinin yaralandığı olay yerinde açıklama yapmak istedi. Geniş gü- venlik önlemi alan polis, basın açık- laması yapılmasına izin verümeyece- ğini, ancak ellerindeki poster ve çi- çekleri bırakabüeceklerim bildirdi. Bunun üzerine vakıf üyeleri, karanfil ve posterleri Aytaç ve Erdoğan'ın öl- dürüldüğü Taksim Meydanı'ndaki duvann üzerine bıraktı. AHTurgutAytaçve Duran Erdoğan'ınöktfilderiyerekaranffl bmdakİL dele için her türlü donannn konu- sunda bürokratlara yetki verdiği- ni ilen sürerek "Basbakan, kaç si- lah ahnmışbr, kaçı nereye nakledil- miştir. bunu bilmekzorunda değü. Eğer bu konuda bir usulsüzjük, yolsuzluk v^pıhnışsa biz de sonu- na kadar üzerine gidifanesüıi ve so- rumlulann yargı önüneçıkarüma- sun istryoruz" görüşünü dıle geti- riyorlar. DYP Grup Başkanvekili Tur- han Güven, konuyu Meclis gün- demine getirmelerinın söz konu- su olmadığını belirterek "Suçta- yanlar bu konu\ıı Mecüs'e taşnna- h. Böyle bir girişimde bulunuıiar- sa biz de destek veririz "dedı. Hizbullah operasyonlan başla- dıktan hemen sonra bir araştırma önergesi veren anamuhalafet par- tisi FP de kayıp silahlarla ilgili olarak çekimser bir tavır izliyor. FP Genel Başkam Recai Kutan, kayıp silahlarla ilgili savlann in- celenmesi için Cumhurbaskanlı- ğı'na bağlı olan Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) harekete geçi- rilmesini istedi. FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, partisinin konuyu TBMM gündemine geörmeyi düşünmedi- ğini belirterek "Biz zaten Hizbul- lah konusunda araşürma önerge- si vermistik. O önerge bu konula- n da kapsar. Ancak diğer partile- rin turumu nedeniyle bu önerge henüz TBMM Genel Kuruhı'nda görüşülemedi" diye konuştu. Diyarbakır 'Teröriste intihar talimatı' MAHMUTORAL DtYARBAKIR- Hizbullah'ın, camilerde dini eğitim verdiği üyelerine gözalöna ahnmalan halinde konuşmamalan, "eger çözukceklerse intihar etmeferi" talımatı verdiği belirlendi. Istihbarat birimleri, örgütün bu yöntemle kendi lehine propagandayı gelistirmeyi planladığun belirledi. Hizbullah'm camilerde dini eğitim vererek önce cemaate katılmak için kandu"dığı daha sonra da milıtanlaştırdığı mensuplanna emniyet, jandarma, PKK ya da muhalif grup "Menzadfcr" tarafindan gözaltına alınmalan veya kaçırümalan durumunda konuşmamalan yönünde talımat verdiği belirlendi. Diyarbakrr Devlet Güvenlık Mahkemesi'nde Hizbullah üyesi olmak iddiasıyla yargı lanarı şeriatçı teröristlerden "Enes" kod adlı Abduflah Gülcan verdiği ifadesınde,"Camflerde gördüğümüz derslerde, bize' Yakalandığımız zaman direnebileceğimiz kadar dıreneceğiz, direncimizin kınldığı zaman ise fırsat bulunca konuşmamamız için intihar edeceğiz' diye taMmat verümişti'' dedi. Hizbullah'm intihar eden üyelerini "lsbm için kendinifedaedenşehit" diye nitelemesi nedeniyle gözaltına almanlann bu talimata gönüllü olarak uyduklan belirtildi. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin(5 doruk.nettr. Uç yıl önce (Ocak 97) TÜSİ- AD bir rapor yayımladı: Türki- ye'nin Demokratikleşme Pers- pektifleri. Önemli bir rapordu. Türki- ye'nin iri kryım sermaye grup- lannın "Nasılbir Türkiye" soru- suna verdikleri yanıtın temel tercihlerini içeriyordu. Yankılaryaratan bir rapor ol- du. TÜSİAD'ın içinde olduğu kadar, dışında da tartışıldı. TÜSİAD'ın genç yönetim kadrosu ile yaşlı, ağır toplar arasında yer yer sertleşen bir tartışma yaşandı. Tartışma "Eşeğini dövemeyen semerini döver" ömeği, rapordaki temel tercihlerden çok, raporun ya- zanna yöneldi. Rapora damga- sınıvuran "daha" demokratbir Türkiye, "daha" temiz bir siya- set, 'daha" çağdaş bir cumhu- riyet, hukukun egemenliği ve üstünlüğünün"da/ıa ve çok da- ha" pekiştirilmesi gibi temel tercihler, TÜSİAD'ın tutucu ka- natlannca açıkça reddedileme- diğinden, raporun yazannın si- yasal kimliği öne çıktı. TÜSİAD yönetiminin "rapor"un ardında durup durmayacağına ilişkin kuşkular doğdu. Bülent Tanör'le Onurlanmak ya da... O günkü yönetim de, onu iz- leyen bugünkü yönetim de ra- poru savunma yürekliliğini gös- terdi. lyi oldu. Mafyalaşmanın, köşe dönmeciliğin, kara, kirli, kanlı paranın, kayıt dışı ekono- minin, para ile para kazanma kolaycılığının egemenlik kurdu- ğu Türkiye'de, TÜSİAD gibi si- yasal ağırlığı da tartışılmaz bir kurumun, daha çağdaş bir Tür- kiye'nin yanında yer alacağının ipuçlannı sergilemesi, demok- rasi ortak paydasında buluş- maya çalışanlar için bir kaza- nımdı. Rapor, TÜSİAD dışında da tartışıldı. Akademisyenler ve medya başta olmak üzere ay- dınlar, rapora yakın ilgi göster- diler değertendirdiler ve büyük çoğunluğu demokrasi için bir kazanım olduğu yargısında bir- leştiler. Raporun yazan Istanbul Ür- niversitesi Hukuk Fakültesi öğ- retim üyelerinden Profesör Bü- lent Tanör'dü. 1997 yılında, bu köşede "TÜSİAD, Türkiye'nin demok- rasi perspektifleri raporunu Bülent Tanör'eyazdırarakken- dini onurlandırdı" denildi. Bu yargı bugün de geçerti. Türkiye'nin en seçkin hukuk adamlanndan, Holding profe- sörlüğünün yaygınlaştığı, üni- versite kliniklerinin özel muaye- nehanelere hasta transfer pa- zanna dönüştüğü bir ortamda, kişisel ve mesleki yaşamında en küçük bir leke bulunmayan birinin, Türkiye demokrasisi üs- tüne değerlendirme ve öneri- lerinin, bir kurumun resmi gö- rüşüne temel oluşturması, ka- nımızca önce o kurumu onur- landınr. ••• Bülent Tanör, üç yıl sonra ge- ne TÜSİAD için ikinci bir rapor yazdı: Türkiye'de Demokratik Standartlann Yükseltilmesi, Tartı§malarve Son Gelişmeler. TUSİAD'ın şirndiki yönetimi- nin hem ilk raporun ardında durmaya devam ettiği ve bu konudaki karariılığını göster- mesi bakımından hem de ilk ra- porda derinlemesine irdelen- meyen kimi yaşamsal sorunla- nn aynntılı sergilenmesi bakı- mından en az ilk rapor kadar önemliydi. Hizbullah vahşetinden, Bat- man bataklığından fırsat bulup ikinci raporu kamuoyunatanıt- makta katkılı olamamanın sı- kıntısını yaşarken haber geldi: Istanbul Üniversitesi Rektö- rü Kemal Alemdaroğlu'nun talimatı ile ve "üfürükten" bir gerekçe ile Istanbul Üniversi- tesi'nce Bülent Tanör hakkında soruşturma açılmış ve içinde "hukukçu" bulunmayan öğre- tim üyelerinden oluşan bir so- ruşturma kurulu oluşturmuştu. Haberin aynntısını dünkü Cumhuriyet'te ve öteki gaze- telerde okudunuz. Okumamış da olsanız, o aynntılaria oya- lanmayacaktık. Yok, Bülent Tanör, Rapor ya- zımından aldığı ücreti üniversi- te döner sermayesine verme- miş de; YÖKYasası'nın ögretim üyelerinin üniverstte dışı akçalı etkinliklerini kısıtlayan 36. mad- desinde açık seçik "...telifhak- lan hariç olmak üzere" yazıyor olmasına rağmen bu soruştur- ma açılmış da; yok TÜSİAD yö- netimi de resmi bir yazıyla Bü- lent Tanör'e ödenenin bir "fe- flTolduğunu belirtmiş de; yok TÜSİAD için daha önce rapor yazıp "telifhakkı" olarak ücret alanlar arasında bugünkü YÖK Başkanı Kemal Gürüz, bugün- kü YÖK yöneticileri, rektör ve rektör yardımcılan varmış da... Bütün bunlar aynntı ve önemsiz. istanbul Üniversitesi'nin öğ- retim üyelerinden biri, Bülent Tanör, ülkenin en güçlü kurum- lanndan birinin siyasal, ekono- mik, demokratik tercihlerini be- lirleyen bir rapor yazarak "ken- di üniversitesi'"ni de onurlan- dırdı ve "kendi üniversitesi" o- nun hakkında soruşturma açtı. Soruşturmanın sonucunun ne olabileceğine ilişkin bir soruyu da Rektör Alemdaroğlu "öğre- tim ûyeliğinden çıkanlır" diye yanıtladı. Ben okuyunca utandım. Siz?.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETÎNKAYA Bağlantı... BRÜKSEL - Dinci örgütlenmenin bir ayağı da Belçika... Buradaki örgütlenme, tıpkı PKK'nin yurtdışında- ki yapılanmasına benziyor... Cernalettin Kaplan'dan Hizbullah'a, Milli Gö- rüş'ten İBDA-C'ye dek uzayan otuz yıllık biröykü... Otuz yıl önce üç aşamadan söz edilirdi: 1- Medrese devri. 2- Tekke devri. 3- Kışla dev- ri... Kışla devri, silahlı cihat aşamasına giriyor... Hizbullah operasyonlanndan çıkan sonuç nedir? Tebliğ ve cemaat devri tamamlanmış, sıra 'ci- hat'a gelmiştir... Yıl: 1986... Ülke: Almanya... özellikle Köln'de örgütlenen dinciler, camilerin çevresinde dükkânlar oluşturuyor; dükkân sahip- leri dincilere 'bağış' yapıyor... 1990'a gelindiğinde PKK bu işi 'haraç'a dönüş- türmedi mi? Iran'ın yurtdışındaki örgütlenmelerde rolü ney- di? Sizleri bugün o yıllara götürmek istiyorum... "Atabak ST Ferdovvsi Ave Tahran-lran. Bu adres, Iran islam Cumhuhyeti'nin yayın or- ganı 'Kayhan' dergisinin Türkçe basım merkezi- nin adresidir. Bu merkez, Irsad-ı Islami Bakanlığı'nca denet- lenir. Merkezde Iranlılann yanı sıra Türkler de ça- lışır. Türklere yönelik propaganda bu merkezden devlet eliyle yapılır. Bu adreste hazıhanan Kayhan dergisi, Frankfurt'taki bürosuna gönderilir. Bura- dan da bütün Avrupa ülkelerindeki Türk camileri- ne ve derneklerine gönderilir... Ayda bir çıkan bu derginin satış fiyatı, Federal Almanya'da bir marktır... \ Bu Kayhan dergileri cami ve derneklere ücreff siz olarak dağıtılır ve her demek ne kadarKayhan dergisi satarsa o kadar para elde eder... ı 10 bin tane satarsa 10 bin mark... i 20 bin tane satarsa 20 bin mark... 100 bin tane satarsa 100 bin mark... Iran Irşad-ı Islami Bakanlığı 'nca çıkanlan ve dat ğıtılan tek yayın organı 'Kayhan' değil. i Bir de 'İslam Çağnsı' var... 'Islam Çağnsı', 1976yılından buyana Humeyt ni'nin yayın organı durumunda... 'Iran İslam Cumhuriyeti'nin Sesi' adlı radpo a/* nı bakanlığın denetimi altmda çalışıyor. Bu dergfr lerden, Avrupa'da Iran yanlısı gruplar gelir sağlı* yor. Tabii ses ve video kasetleri yoluyla da... Ses ve video kasetleri, Iran İslam Cumhuriyet ti'nin Roma Büyükelçiliği kanalı ile Avrupa'da yal yılıyor. I- Bunlar da Irşad-ı Islami Bakanlığı'nda Türklerâ bedava dağıtılıyor. Humeyni'nin konuşmalan Ber> lin'de Türkçeye çevrilip Türklere veriliyor. Kaplan Hoca'nın kasetleri gibi bu kasetler de parayla satılıyor. ' Hediyesi 25 mark." (Uğur Mumcu, Rabıta, say- fa: 94-95) ""/ • • • • Türkiye'deki dinci terör örgütleri tıpkı PKK gibi Iran'la bağlantılı... '• Bugün Brüksel'de cezaevinde yatan 200 kadar Türk'ün tümü Güneydoğu kökenli... Peki suçlan ne? Eroin ve esrar işi yapmak!.. ' Hizbullah'la işbirtiği içindeki Avrupa'daki İBDA- C'nin para kaynağı nedir? Alman Anayasayı Koruma Örgütü'nün raporla- nna göre adam kaçınp fidye almak, kara para ak- layıcılanyla birfikte çalışmak... Uğur Mumcu'nun yazdığı 'Rabıta' günümüze ışık tutuyor, ilişkiler zincirini bugünlere getiriyor... Dün Avrupa'da PKK haraç topluyordu, bugün Hizbullah ve İBDA-C... İki dinci örgüte de dışandan destek var... Bu iki örgüt bugünlere nasıl geldi? Bir örnek: "Hizbullah'ın vurucu unsurian, tetikçileri veka- muoyuna yansıyan elebaşılanyla Türkiye bir gö- rünüm vennesine rağmen, gerçekte dış mihrak- lann en fazla işe kanştığı bir teşekkül söz konu- su. Bu düzlemde Türkiye toplumu, belki de tari- hinin gelmiş geçmiş en işbirtikçi güruhunu oluş- turan unsurlanna tanık oldu, oluyor. James Bond filmlerindeki casusluk ve beşinci kol faaliyetlerini aratmayacak senaryolann figüranlan ve bölge- deki kanlı satranç oyunlannın piyonlan ileyüz- leşiyoruz. Hizbullah denen o kalın perdeyi arala- dığımızda karşınıza kimler çıkmıyor ki: Islamcı militanlar, ülkücüler, milliyetçi-mukad- desatçılar, Akıncılar, istihbaratçılar, muhbirler, ajanlar, işadamlan, işsizler, lümpenler, Diyarbakır- lı kınklar, CIA, MİT, MOSSAD, SAVAK, SAVAMA, Gladio, özel tim; Yeşil, aşiretçi savaş ağalan, ka- çakçılar, çete, mafya, tarikat; Türkler, Kürtler, Iran- lılar, Amerikalılar, vs..." (Faik Bulut - Mehmet Fa- raç, Kod Adı: Hizbullah, sayfa: 13) Bu konuya yann da devam edeceğiz... hikmetcetinkayata cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhurryrt ^ kitap kulübü ÇAĞININ TANIGI ÜÇ YAZAR 2 BASI eooooojı KUBILAY OLAYI VE TARIKAT KAMPLARI 4. BASI 9OC0OCTL SANCILI YILLAR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR 4. BASI sjcooon KUZJPOSTUNDAKURT 1 IOO0Ü0TL ZAMBAK SANA DA BULAŞTI KAN 2. BASI • •JO0OCT_ DINJARONUNUN KAZLARI « I K KADINLAR SOKAĞI 2 BASI SERİAT PAZARI 1 1MO0O T L SEVDANIN ADRESİ BELIİ DEĞİL TÜIKİYE'NİN $EYTAH ÜÇGENİ -OOC30C-- ZURİN POTRAZ 30OOOO0TL Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A Ş TürKocağı Cad. No-39/41(34334)Caâalo9lu-lstanbul Tel.514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle