27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
>SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2000 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGUN AIİ StRMEIV Ecevit'in Açıklaması ve YanıtBaşbakan Bülent Ecevit'ten, 15 Şubat tarihli bir açıklama ya da öbür deyişiyle tekzip mektubu aldım. Sayın Ecevit'in herzamanki kibar üslubuy- la kaleme alınmış olan metni aynen yayımlıyorum: "Sayın Ali Sirmen 'Cumhuriyet' yazan 15 şubat günü yayınlanan 'Ecevit Israriı' baş- lıklı yazıda gerçek dışı iddialaryer alıyor. Sayın Fethullah Gülen 'in kasetlehnin bana gös- terifdiği de, 'Keşke yayınlamadan önce beni ha- berdar etselerdi' dediğim de yalandır. Zaten bu iki iddianız birbiriyle çelişmektedir. Sayın Fethullah Gülen'in Papa ile görüşmesi- ne aracılık ettiğim de gerçek dışı bir iddiadır. Bunlann düzeltilmesini rica ederim. Saygılarla. Bülent ECEVİT Başbakan. ••• Sayın Ecevit'in açıklamasını okudunuz. Hemen belirteyim ki, bu yönde bilgileri içeren yazılardaha önce çeşitli yerlerde yayınlandığı hal- de, Başbakan böyle bir açıklama yapma gereği- ni ilk kez duyuyor. Bu davranışını kimi konularda biraz daha duyarlı olmaya başladığı bir sürecin başlangıcı olarak algılamak isterim. Sayın Başbakan'ın kasetleri görmese bile, ka- setlerin içindeki bilgilerin hepsinden haberdarol- duğu bir gerçektir. Fethullah Gülen konusunda Sayın Ecevit, o kasetler yayınlamadan önce, Genelkurmay'ın bir yetkilisi tarafından, belgelere dayanarak, 1 saati aşkın bir süre bilgilendirilmiş ve görüşmenin so- nunda, kendisi "ikna olmadığını, Gülen'in iyi ni- yetine olan güveninin sürdüğünü" belirtmiştir. . Bu gerçek birçok kez de çeşitli basın organla- rında yazılmış ve tarafımızdan da, gerekli kişilere teyit ettirilmiştir. Yine Sayın Ecevit'in Fethullah kasetlerinin ya- yınından rahatsız olduğu, bundan önce kendisi- nin bilgilendirilmesinin daha iyi olacağı yönünde ifadeleri olduğu da basında yer almış, ama o sı- ralarda kendisi herhangi bir açıklama yapma ge- reği duymamıştır. Sayın Ecevit'in MGK toplantılan sırasında, Fet- hullah Gülen'i destekleyen sözleri yüzünden ta- rizlerle karşılaştığı ve bunlan sessizlikle geçiştir- diği, herkesin malumu olan bir husustur. • • • Sayın Ecevit'in okullannı övdüğü Fethullah Gü- len'in bu kuruluşları ile ilgili bir haber de, salı gün- kü gazetelerde yayınladı. Bu habere göre, Gü- len'in cemaatine ait Nergis Turizm'e satılan 21. yüzyıl Okulu'nun yeni yöneticilerinin şeriatçı uy- gulamalar içine girdiklerini ileri süren öğrenciler ile velilerin yaptıkları gösteriler ile ilgili, 15 Şubat ta- rihli Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde yer al- mıştır. llgilenenler bakabilirler. Yine 15 Şubat tarihli Milliyet'in 23. sayfasında yer alan haberde, MEB Talim Terbiye Kurulu'nun Fethullah Gülen'in Abdülfettah Şahin adıyla yaz- dığı dört eserin de aralarında bulunduğu 24 kita- bın "Cumhuhyet'in temel değeherine, Atatürf< il- ke veinkilaplanna ters düştüğü gerekçesiyle"tav- siye listesinden çıkarıldığı belirtilmektedir. TTK Daire Başkanı Osman Nuri Demirel, söz konusu eserlerin Cumhuriyet'in temel ilkelerine uymadığını, özellikle 1980 yılından itibaren seçim ve denetim konusunda hassas davranılmadığını belirttikten sonra "Bu esehere göre öğrenciler şekilleniyor, hayat görüşü ediniyor. Bu eserieri çocuklara sunarsanız Hizbullahçı olur. Okullann kütüphaneleri kontrol edilmiyor. Edildiği takdirde şeriatın ve irticanın deposu olarak kullanıldığı gö- rülecektir" diyordu. Işte Sayın Ecevit'in açıklaması ve bu konudaki gerçekler. Hizbullahçının eşi 'Inm 'ınKum kentinde eğitildV • HALİDE BAYANCIK: 10 yıl önce eve birçok erkek konuk gelmeye başladı. • CAHİDE KILIÇASLAN: Önce Kuran dersleri vermeye başladı, sonra Iran'a gitti.. • ZÜBEYDE SUDAN: Daha önce bir kez gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Istanbul Haber Servisi Cahide Kılıçaslan da, - Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a yönelik ope- rasyonlar yurt genelinde sürdürülürken Hizbullah- çı Mehmet Sudan, Hacı Bayancık ve Enver Kıh- çaslan'ın Pendik'te gözal- tına alınan eşleri, polise verdikleri ifadelerde eşle- rinin ne zaman Hizbul- lah'a katıldıklannı bilme- diklerini söylediler. Cahi- de Kılıçaslan, Enver Kıh- çaslan'ın Iran'ın Kum kentınde eğıtım aldığını söyledi. Hacı Bayancık'ın eşi Halide Bayancık, eşinın yaklaşık 10 yıl önce dini kitaplar okumaya başla- dığını, daha sonra evleri- ne çok sayıda konuk gel- meye başladığını söyle- di. Bayancık, ifadesinde, "Gelen misafirler erkek olduğundan ne konuş- tnklaruu bümiyorum. Eşim. üzerinde Ha>Tettin Uzun adına tanziın edfl- mişbir kimlik taşıyordu" dedı. Beykoz'daki ope- rasyonu eşiyle birlikte te- levizyondan öğrendikle- rini belirten Halide Ba- yancık, "O geceevden ay- nldL Daha sonra kendi- sinden bir daha haber alamadım" dedı. Enver Kılıçaslan'ın eşi eşiyle birlikte 11 yıl önce Iran'a gittiğlni ve Kum kentinde eşinın Peygani isimli kişiden eğitim aldı- ğını söyledi. Enver Kılı- çaslan'm Istanbul'a gel- dikten sonra haftanın 5 günü Pendik'teki binada kalan çocuklara Kuran dersi verdiğini ve evin al- tında bulunan sığınaktan haberi ohnadığını savun- du. Eşinin malvarhğı ko- nusunda bilgi veren Ca- hide Kıhçaslan, Enver Kı- lıçaslan'ın Diyarbakır'ın Silvan llçesinde fahri imamlık yaptığı dönem- lerde biriktirdiği parayla finn açtığını söyledi. Gözaltına alındi serbest bırakıldı Mehmet Sudan'ın eşi Zübeyde Sudan ise eşinin daha önce Hizbullah ile bağlantısının olduğunu duyduğunu ve daha önce bir kez polis tarafından gözaltına ahrup serbest bırakıldığını söyledi. Eşi- nın 5 yıl önce yanlanndan aynldığmı söyleyen Zü- beyde Sudan, "Zaman /aman yanımıza gelîp İb- tiy açlarunız için para ve- rirdi. Ancak yaklaşık 1-5 ay önce evden aynldı ve bir daha gelmedi" dedi. CHP Genel Başkanı Altan Öymen, küreselleşmeye karşı önlem alınmasını istedi '6 r-- IŞIK KANSU/MUTLU SEREU ANKARA - CHP Genel Başkanı Al- tan Oymen, partisinin 6 okun öngördü- ğü ilkeleri tartışmadığını belirterek "Tarüşmak da istemiyoruz" dedi. CHP'nin "inançlara saygılı laiklik" kavramını başından beri reddettiğini vurgulayan Öymen, 6 okun CHP ile bü- tün olduğunu söyledi. Öymen, CHP'nin düzeni sorgulayan bir parti ohnaya devam edeceğini belirtti. "Kfi- reseUeşme" olgusunun özellikle neoli- beraller tarafından olumlu yanlanyla sunulmaya çalışıldığma dikkat çeken Altan Öymen, küreselleşmenin başta işsizlik olmak üzere büyük bir sorunu da beraberinde getirdığini belirterek sa- kuıcalanna karşı önlem alınması ge- rektiğini vurguladı. Öymen, Cumhuriyet'in CHP'nin ideolojik çizgisini tartışıp tarüşmadı- ğma ılişkın sorulannı yanıtladı. CHP'nin laikliği tartışmadığını belirten Öymen, "tarüşıyormuş gibi görünme- sine". basında çıkan bazı haberlenin ne- den olduğunu söyledi. Öymen, inançlara saygılı laiklik kav- ramını başından beri reddettiğini vur- gulayarak "Çünkü biz dinesaygmın, ta- iklik ka\Tamının kendiiçinde olduğunu düşünüyoruz. Laiklik nedir? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayn turul- masıdır. Bu tanım zaten dinesaygıyı be- raberinde getirmektedir. Laiklik dini de koruyan bir kavramdır aynı zamanda. Şimdi, inançlara saygıh laiklik drye bir aynmı getirmek, laik kesimi de kendi ara- sında tasnif etmek an- lanuna gelir Id biz bu- na karşı çüayonız" açıklamasını yaptı. Küreselleşmeyi "yağmur gibi bir ol- gu" olarak niteleyen Oymen, "yağmurun yağmasının önüne ge- çflemeyeceğini, ancak sel basmasına ian ver- memek için önlem alınması gerektiğini" vurguladı. Öymen, her ülkenin kendi ko- şullan içinde küreselleşmenin olum- suzluklanna karşı önlem aldığını belir- terek Sosyalist Enternasyonal üyeleri- nin de bunun önlemlerini aradıklannı,. sosyalistler olarak birlikte önlem arajı- ^ şının da gündemde olduğunu bıldirdL t. Kasım 1999'da Fransa'mn başkenti Pa- ris'te gerçekleştirilen Sosyalist Enter- nasyonal toplantısında sunulan 'Gon- zales Raporu'nun bu amaç çerçevesin- de hazırlandığını kaydeden CHP Genel Başkanı şu vurgulan yaptı: "Özeffikle neoliberaller küreselleş- menin sadece faziletlerinden söz eder- ken saloncalarmdan bahsetmiyoriar. O sakmcalan görüp ona karşı tedbir al- makta da küresel sorumluluk almalfln lazım insanlann. Örneğin işsizlik küre- selleşme hareketleri dola> ısıyla artryor. Işsizligin artması, 1920'lerin sonunda- ki gibi birdenbire çaresi bulunabilecek bir şey gibi de görünmüyor. Sadece nü- fus artışı da değfl bu. Otonıasyon; 100 işçinin yapacağı işi 10 işçinin yapar ha- le gelnıesi. ondan sonra 1 işçinin yapa- cağı hak geunesL Şü"ket birleşmeleri de tş alanlannı azaltnor." Küreselleşme N eoliberallerin "küresel geKşme sonucunda insanlann sadece .vüzde 20'si çalışacak, ama yüz- de 80'e de zenginlik akacak" iddiasını öne sürdüğünü anımsatan Altan Öy- men, bu savın hiçbir biçimde tatmin edici olmadığıru anlattı. Oymen, "Böy- le olduğunu farz edin_ Yüzde 20 çab- şacak, diğerleri çalışmayacak ya da az çahşacak. Onlann ekonomide pa\ı ol- mayacak. Bu insan haysiyetiyle bağda- şır bir şey değil. Çünkü çahşma hakkı dne bir şev var. Bu hakkını kullanma imkânını insanlara tanımak lazım^ dı- ye konuştu. Yoksul Güney ülkelerinın üretimsizliğe itilmesiyle bu ışsızlığın arttığımn altıru çizen CHP lideri, küre- selleşmenin etkilerinin ülkeler açısuı- dan da farklılık gösterdiğine dikkat tarbşmayızyap. Bunu düşünen de yok. Oralarda açhk tehhkesi çeken yerler var. Bunlar için kampanya başlat Böyle şeyler de >ok; yani küresel sorumluluk da yok. Her ülkenin kendi çıkannı düşünmesi hadisesi burada da görülüyor. Küresel- Bğin ekonomik sermaye dolaşmıı falan o taraflan ahndığı 7aman] o zaman işte sömürü haüne geüv'or. Bütün bu faktör- lerin içinde işsizlik en önemlisL Büyük sermayenin işsizligi önleyeyim diye bu- derdi yok. Kim yapacak? Dev let yapa- cak. Devleti küçülttüğün zaman kim ya- pacak? tşsizfiği önlemenin çaresini >ine bu düzen içinde >ine bulmalan lazım bu düzeni savunanlann. Bulanuyoıiar a- ma. Bulamadıklan zaman, dönecek do- laşacak yine devletler bunun çaresini aramak zorunda kalacaklar. Biz de dev- letlerin zaten şu sırada bu çareyi ara- mak zorunda olduklaruu behrtiyoruz." Cölge kablne C HP'nin sol bir parti olarak Tür- kiye'nin ve dünyamn koşullan- na en gerçekçi biçimde yaklaşa- rak yaptığı pek çok şey bulunduğunu beluten Oymen, CHP'nin düzeni sor- gulayan bir parti ohnaya devam edece- ğini kaydetti. Öymen, "gölge kabroe" düşüncesin- den hareketle ekonomi, Hazine, mali- ye, tanm ve enerji masalan oluşrurduk- lannı belirterek bu masalann hem dü- zeni sorgulama çalışmalarmı yürüttük- lerini hem de "Biz ne yapacağız" soru- şanlı bir örneğini verdiğini anımsatan Oymen, beyannamede yer verilen sos- yal devlete geçiş ilkeleri, toplusöz- leşme, grev hakkı gibi pek çok önennın daha sonra anayasa- ya geçtiğini anlatü. Öymen, "Türkiye'de bugün sosyal devlet vedemokrasi adına ne varsa o dönemde yapıl- mışor. Bunlann bir bö- lümü de daha sonra geriye gitmiştir. Basın hürri- yetinden başlaya- rak ne kadar hürri- y« var- • 'CHP, düzeni sorgulayan bir parti olmaya devam edecek' • 'Küreselleşmenin sakıncalanna karşı önlem . alınması gerek' • 'Seçimden önce ilk hedefler çahşması yapacağız' çekti. Öymen sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece kûreseDeşmenm fazfletinden bahsedenler, Amerika'da ne varsa Tür- ki\e"de deo oluyor diyoriar. Bankacıok- taİd geUşmeleri örnek veriyorlar. İ> i de o bankalardan isti fade edenlerin ora- nı orada ne, burada ne? Bunlar gittik- çe oran olarak, sadece bir zümrenin is- tifade edebüeceği şeyler olarak kahyor. KüreseUeşmedeki sorumluluk ortaya çıksa; Güney ülkelerinde madem üreti- mi azaltıyorsun, o zaman oralara yol sunu irdelediklerini bildn-di. Seçimden epey önce "ilk hedefler" çalışması ya- pıp bunu kamuoyuna açıklamayı plan- ladıklannı açıklayan Oymen. "Bu ça- hşmalan yapacağmuz kadrplar da or- tada olacak. Partûersöylertor' Şunu ya- panz, bunu yapanz' diye. Ama onun ka>nagı ne, tam projesi ne o belh olmaz. Biz somut olarak bunu yapmak istiyo- ruz" dedi. CHP'nin, 1959'da hazırladığı "Ük Hedefler Be>-annamesi"nde bunun ba- sa 61 Anayasası'nındır. Biz buna benzer bir ilk hedefler bevannamesi yapacağız. Ondan sonra oy isteyeceğiz. Verhierse gkteceğiz, yapacağız. Yapbk çünkü. Tec- rübemiz \-ar, ahskanhğınıız v^r. Bu id- diayla, azimle çahşıyoruz" diye konuş- tu. CHP'nin 6 oku ve Kemalizmi tartış- madığuu belirten Öymen, "Taröşmak da istemiyoruz. Ben içünizde bunu tar- bşmak isteyen görmedim" dedi. Öy- men şunlan söyledi: "CHP iki sütun üzerine oturmuş bir parti.Cumhumet vç halk. Cumhuriyet dediğiniz zaman bunun içine 6 ok da gi- riyor. Cumhuriyetin degerteri. Halk da sosyal demokrasiyi ifade eder zaten. Halk dediğiniz zaman öncelik \erilecek taraf herhalde halkın ran ti> e kesimi de- ğfldir; halkın geniş kesimi. emekçilerdir. Bu iki bacağı var partinin. Atatürk'ten beri var. Slyasl ilkeler Partinin adı böyle konulmuş. Bü- tün o 6 okun yapıcısu siyasi gü- cü o ilkeleri koymamn, savun- manın devam ettirmenin siyasi gücü CHP olmuş, sonra da sos>al devleti,sos- yal demokrasiyi savunan CHP olnuış. Bu iki sütun üzerine oturmuş bir parti bu. Sürekli devrimciük >anL_ Demok- rasiye geçişi de bir devrim diye ahyo- rum. Sosyal devlete geçişi de de\ rim di- ye aoyorum. Şimdi de bügi çağına geçi- şi bir de>Tİm dive düşünüyorum. Bu devrimm gereklerini de>erine getirmek lazım. Bilgi çağının devrimmi de biz ya- pacağız diye düşünüyorum." Van'da iki yıl önce bir cami imamı ve cemaatine namaz sırasında silahlı saldın düzenleyerek olayı PKK'ye yıktılar Hizbıdlalıçılar camiye saldırdıWırtHaberleri Servisi-PKK'nin 6 yıl önce Yolaç köyündeki sığına- ğına yönelik baskını "Partiye Kâfi- rin Kürdistan"'. camı bastı diye yo- rumlayan şeriatçı teröristlerin, Van'da iki yıl önce bir camı imamı ve cemaatine namaz sırasında si- lahlı ve saürlı saldın düzenlediği ortaya çıkn. Orgütün kentte öldür- düğü kişilerarasında MHP Merkez llçe tkinci Başkanı Sülhattin Kızıl- taş ile iki imamın da olduğu belir- lenirken teröristlerin katlettıği bir öğrencinin de cesedi bulundu. Hiz- bullah'ın 5 pohsı şehıt ettiğı çatış- mada kullandığı el bombalannın da Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yapımı olduğu anJaşıldı 1992den bu yana camilerde ör- gütlenen, eylem silahlanm ve tetik- çilerini camilerde saklay'an, camüe- ri teslim etmeyen 19 imamı katle- den şeriatçı Hizbullah örgütünün Van'da büyük nefret uyandıran bir saldınya da ünza attığı saptandı. 1998'de Vankentmerkezindeki Ha- fıziye Camii'ne yönelik silahlı sal- dınyı gerçekleşurenlerin Hizbullah teröristleri olduğu belirlendi. Şen- atçı teröristlerin öğle namazı sıra- sında cami imamı Sevket Taşkn-an ve cemaati otomatik silahlarla tara- dığı, olay sırasında 2 kişinin yara- landığı behrlendi. Camiye saldıran teröristlerin cemaattarafından uzun süre kovalandıgı ancak yakalana- madıklan belirlendi. Teröristlerin Van'da öldürdükleri arasında Karşı- yaka Camii İmamı Tahir Çalar ve Hacı NaifCamii Imam] tbrahim Memdu- hoğhı'nun da bulunduğu açıklandı. Van Valisi Durmuş Koç, Hizbullah ta- rafindan 1993 'ten bu yana gerçekleştınlen 15 faili meçhul ola>in aydmlatıldığını söy- ledi. Koç, düzenlediği basın toplantısında, Hizbullah'ın Ihm grubuna yönelik olarak ocak ayından bugüne kadar 6 operasyon düzenlendiğim, bu operasyonlarda yâka- lanan 62 kişiden 27'sinin tutuklandığını söyledi. Koç, Hizbullah'ın eleman sağla- mada ve propaganda için kullandığı cami yapılanmalanna büyük bir darbe vurula- rak cami sorumlulanmn (seydalar) yaka- landığını bildirdi. Vali Koç, Hizbullah'ın, 1993'ten bugüne kadar gerçekleştırdığı eylemleri şöyle açıkladı: "1993 yıhnda Orhan Karaağar ve Ad- nan Işık'm öJdürühııesi, 1995te Mehmet Aksari'nin öJdürühnesi. 19%'da Şoförler Odası Başkanı Şevket Alpaslan'm öldü- İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN rühnesL 1998'de Hacı Naif Camii İmamı tbrahim Memduhoâlu'nun öldürülmesi, 1999da MHP Van Merkez llçe tkinci Baş- kanı Sülhattin Kjzıltaş'ın öldürülmesi, 1998'de Hafîziye Camii İmamı Şe\ ket Taş- kıran ve cami içerismde bulunan cemaate silahlı ve sanrh salduı düzenlenmesi, 1994'te Osman Atasoy'un bıcakla yara- lanması. 1992'de Adem Çam'a ait kamvo- nun yakıhnası, 1993'te Maraş Caddesi'nde bir birahanenin vakılması. 1993 yıhnda kahvehane yakıhnası, 1993 yıhnda Ahmet Alan'a ah otonun yaküması. 1995'te Şev- ket Taşkıran'a ait otonun yakıhnası ve 199TdelkramKızılta^'ındövr ümıesiohnak üzere toptem 6 adam öldürme, 3 bıcakla y^ralama ve dövme, 3 oto kundaklama ve 2 işyerinin yakıhnası aydmlaühnıstır. Olay- lann faiOeri olduklan tespit edilen 15 ör- güt nıensubu y akalannuşür." Valı Koç, 5 polisın şehit olduğu 14 Şu- bat'taki operasyonda, hücre evlerinde, 3 Kalaşnikof, 1 adet 14'lü tabanca, 3 Taka- rov tabanca, 4 MKE yapımı parça tesirh el bombası, 2 MKE yapımı parça tesirli pimleri çekihniş patlamamış el bombası, 12 Kalaşnikof şarjörü, bu silahlara ait bol miktarda mermi ele geçirildiğini bildirdi. Koç, kentte yakalanan terönstlerin, sor- gusunda, örgüt çahşmalanna karşı çıktığı ve engel olduklan için İstasyon Mahalle- si Karşıyaka İmamı TahirÇakırile Yüzün- cü Yıl Universitesı öğrencisi Taymr Tok- pınar'ı örgüte ihanet ettiğı gerekçesiyle sorgulayıp boğarak öldürdüklerini ve gömdüklenni de beyan ettiklerini behrtti. Vali Koç, Tokpınar"ın cesedinın açık ara- zide gömülü bulunduğunu, Çakar'ın cese- dınin bulunması için çalışmalann devam ettiğini bildirdi. Van'da tatbikat yaptınlan Hizbullahçılar, Sülhattin Kızıltaş'ın ya- kınlarının saldınsına uğradılar. Vatandaş- lar, polislerce güçlükle yanşnnlabildi. Iğdır'da gözaltına alınan Hasan Alyüz, Emin Ahüz, Ali Ash ve Yıkhrım Duman çıkanldıklan mahkemece tutuksuz yargı- lanmak üzere serbest bırakıldı. Mersin'de de 6 Hizbullahçı yakalandı. Yakalananlann 26 Temmuz 1999 tarihin- de Çankaya Mahallesi Zafer Çarşısı'nda AK ve Mehmet Şerif Uprak kardeşler ile Hüseym Bayburt'un kaçınhnası olayına kanştıklan, camilerde Kuran dersi adı al- tında örgütün propagandasını yaptıklan behrlendi. Bu kişilerin gösterdikleri yer- lerde yapılan aramalarda. 3 tüfek, bu silah- lara ait 4 şarjör, 58 değişik çapta mermi, 1 pusulalı komando bıçağı bulundu. Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, örgü- tün para hesabının Ermeni asılh Sulhed- din Ulük'te toplantıgmı belirterek "Kaset ve diskeder tamamen çözüldükten sonra konuya iltşküı birçok detayi da öğrenmiş olacağız" dedi. Milh Savunma Bakanı Sebahattin Çak- makoğlu. Hizbullah ile ilgili soruşturma bitince kamuoyuna şeffaf bir açıklama ya- pılacağını bildirdi. Emniyet Genel Müdürü TuranGenç de sorgulama ve gözaltıların devam edeceği- ni belirterek Hizbullah'a karşı mücadele- de yöntem değişikliği olacağını kaydetti. Dört yargıca soruşturma Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'la bağ- lantısı olduğu iddia edilen ve Güneydo- ğu'da görev yapan 4 yargıç hakkında Ada- let Bakanlığı müffettişlerince soruşturma başlatıldığı öğrenıldı. Yaklaşık 30 korucu- nun daörgütle ilişkisinın belirlendiği kay- dedildi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. iddialann bakanhk müfettişlerınce soruşturulduğunu belirterek "Temenni ederim doğru çıkmaz" dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle