Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2000 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
AIİ StRMEIV
Ecevit'in Açıklaması ve
YanıtBaşbakan Bülent Ecevit'ten, 15 Şubat tarihli
bir açıklama ya da öbür deyişiyle tekzip mektubu
aldım. Sayın Ecevit'in herzamanki kibar üslubuy-
la kaleme alınmış olan metni aynen yayımlıyorum:
"Sayın Ali Sirmen
'Cumhuriyet' yazan
15 şubat günü yayınlanan 'Ecevit Israriı' baş-
lıklı yazıda gerçek dışı iddialaryer alıyor.
Sayın Fethullah Gülen 'in kasetlehnin bana gös-
terifdiği de, 'Keşke yayınlamadan önce beni ha-
berdar etselerdi' dediğim de yalandır. Zaten bu
iki iddianız birbiriyle çelişmektedir.
Sayın Fethullah Gülen'in Papa ile görüşmesi-
ne aracılık ettiğim de gerçek dışı bir iddiadır.
Bunlann düzeltilmesini rica ederim.
Saygılarla.
Bülent ECEVİT
Başbakan.
•••
Sayın Ecevit'in açıklamasını okudunuz.
Hemen belirteyim ki, bu yönde bilgileri içeren
yazılardaha önce çeşitli yerlerde yayınlandığı hal-
de, Başbakan böyle bir açıklama yapma gereği-
ni ilk kez duyuyor. Bu davranışını kimi konularda
biraz daha duyarlı olmaya başladığı bir sürecin
başlangıcı olarak algılamak isterim.
Sayın Başbakan'ın kasetleri görmese bile, ka-
setlerin içindeki bilgilerin hepsinden haberdarol-
duğu bir gerçektir.
Fethullah Gülen konusunda Sayın Ecevit, o
kasetler yayınlamadan önce, Genelkurmay'ın bir
yetkilisi tarafından, belgelere dayanarak, 1 saati
aşkın bir süre bilgilendirilmiş ve görüşmenin so-
nunda, kendisi "ikna olmadığını, Gülen'in iyi ni-
yetine olan güveninin sürdüğünü" belirtmiştir.
. Bu gerçek birçok kez de çeşitli basın organla-
rında yazılmış ve tarafımızdan da, gerekli kişilere
teyit ettirilmiştir.
Yine Sayın Ecevit'in Fethullah kasetlerinin ya-
yınından rahatsız olduğu, bundan önce kendisi-
nin bilgilendirilmesinin daha iyi olacağı yönünde
ifadeleri olduğu da basında yer almış, ama o sı-
ralarda kendisi herhangi bir açıklama yapma ge-
reği duymamıştır.
Sayın Ecevit'in MGK toplantılan sırasında, Fet-
hullah Gülen'i destekleyen sözleri yüzünden ta-
rizlerle karşılaştığı ve bunlan sessizlikle geçiştir-
diği, herkesin malumu olan bir husustur.
• • •
Sayın Ecevit'in okullannı övdüğü Fethullah Gü-
len'in bu kuruluşları ile ilgili bir haber de, salı gün-
kü gazetelerde yayınladı. Bu habere göre, Gü-
len'in cemaatine ait Nergis Turizm'e satılan 21.
yüzyıl Okulu'nun yeni yöneticilerinin şeriatçı uy-
gulamalar içine girdiklerini ileri süren öğrenciler ile
velilerin yaptıkları gösteriler ile ilgili, 15 Şubat ta-
rihli Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde yer al-
mıştır. llgilenenler bakabilirler.
Yine 15 Şubat tarihli Milliyet'in 23. sayfasında
yer alan haberde, MEB Talim Terbiye Kurulu'nun
Fethullah Gülen'in Abdülfettah Şahin adıyla yaz-
dığı dört eserin de aralarında bulunduğu 24 kita-
bın "Cumhuhyet'in temel değeherine, Atatürf< il-
ke veinkilaplanna ters düştüğü gerekçesiyle"tav-
siye listesinden çıkarıldığı belirtilmektedir.
TTK Daire Başkanı Osman Nuri Demirel, söz
konusu eserlerin Cumhuriyet'in temel ilkelerine
uymadığını, özellikle 1980 yılından itibaren seçim
ve denetim konusunda hassas davranılmadığını
belirttikten sonra "Bu esehere göre öğrenciler
şekilleniyor, hayat görüşü ediniyor. Bu eserieri
çocuklara sunarsanız Hizbullahçı olur. Okullann
kütüphaneleri kontrol edilmiyor. Edildiği takdirde
şeriatın ve irticanın deposu olarak kullanıldığı gö-
rülecektir" diyordu.
Işte Sayın Ecevit'in açıklaması ve bu konudaki
gerçekler.
Hizbullahçının eşi
'Inm 'ınKum
kentinde eğitildV
• HALİDE BAYANCIK: 10 yıl önce eve
birçok erkek konuk gelmeye başladı.
• CAHİDE KILIÇASLAN: Önce Kuran
dersleri vermeye başladı, sonra Iran'a gitti..
• ZÜBEYDE SUDAN: Daha önce bir kez
gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
Istanbul Haber Servisi Cahide Kılıçaslan da,
- Şeriatçı terör örgütü
Hizbullah'a yönelik ope-
rasyonlar yurt genelinde
sürdürülürken Hizbullah-
çı Mehmet Sudan, Hacı
Bayancık ve Enver Kıh-
çaslan'ın Pendik'te gözal-
tına alınan eşleri, polise
verdikleri ifadelerde eşle-
rinin ne zaman Hizbul-
lah'a katıldıklannı bilme-
diklerini söylediler. Cahi-
de Kılıçaslan, Enver Kıh-
çaslan'ın Iran'ın Kum
kentınde eğıtım aldığını
söyledi.
Hacı Bayancık'ın eşi
Halide Bayancık, eşinın
yaklaşık 10 yıl önce dini
kitaplar okumaya başla-
dığını, daha sonra evleri-
ne çok sayıda konuk gel-
meye başladığını söyle-
di. Bayancık, ifadesinde,
"Gelen misafirler erkek
olduğundan ne konuş-
tnklaruu bümiyorum.
Eşim. üzerinde Ha>Tettin
Uzun adına tanziın edfl-
mişbir kimlik taşıyordu"
dedı. Beykoz'daki ope-
rasyonu eşiyle birlikte te-
levizyondan öğrendikle-
rini belirten Halide Ba-
yancık, "O geceevden ay-
nldL Daha sonra kendi-
sinden bir daha haber
alamadım" dedı.
Enver Kılıçaslan'ın eşi
eşiyle birlikte 11 yıl önce
Iran'a gittiğlni ve Kum
kentinde eşinın Peygani
isimli kişiden eğitim aldı-
ğını söyledi. Enver Kılı-
çaslan'm Istanbul'a gel-
dikten sonra haftanın 5
günü Pendik'teki binada
kalan çocuklara Kuran
dersi verdiğini ve evin al-
tında bulunan sığınaktan
haberi ohnadığını savun-
du. Eşinin malvarhğı ko-
nusunda bilgi veren Ca-
hide Kıhçaslan, Enver Kı-
lıçaslan'ın Diyarbakır'ın
Silvan llçesinde fahri
imamlık yaptığı dönem-
lerde biriktirdiği parayla
finn açtığını söyledi.
Gözaltına alındi
serbest bırakıldı
Mehmet Sudan'ın eşi
Zübeyde Sudan ise eşinin
daha önce Hizbullah ile
bağlantısının olduğunu
duyduğunu ve daha önce
bir kez polis tarafından
gözaltına ahrup serbest
bırakıldığını söyledi. Eşi-
nın 5 yıl önce yanlanndan
aynldığmı söyleyen Zü-
beyde Sudan, "Zaman
/aman yanımıza gelîp İb-
tiy açlarunız için para ve-
rirdi. Ancak yaklaşık 1-5
ay önce evden aynldı ve
bir daha gelmedi" dedi.
CHP Genel Başkanı Altan Öymen, küreselleşmeye karşı önlem alınmasını istedi
'6 r--
IŞIK KANSU/MUTLU SEREU
ANKARA - CHP Genel Başkanı Al-
tan Oymen, partisinin 6 okun öngördü-
ğü ilkeleri tartışmadığını belirterek
"Tarüşmak da istemiyoruz" dedi.
CHP'nin "inançlara saygılı laiklik"
kavramını başından beri reddettiğini
vurgulayan Öymen, 6 okun CHP ile bü-
tün olduğunu söyledi. Öymen,
CHP'nin düzeni sorgulayan bir parti
ohnaya devam edeceğini belirtti. "Kfi-
reseUeşme" olgusunun özellikle neoli-
beraller tarafından olumlu yanlanyla
sunulmaya çalışıldığma dikkat çeken
Altan Öymen, küreselleşmenin başta
işsizlik olmak üzere büyük bir sorunu
da beraberinde getirdığini belirterek sa-
kuıcalanna karşı önlem alınması ge-
rektiğini vurguladı.
Öymen, Cumhuriyet'in CHP'nin
ideolojik çizgisini tartışıp tarüşmadı-
ğma ılişkın sorulannı yanıtladı.
CHP'nin laikliği tartışmadığını belirten
Öymen, "tarüşıyormuş gibi görünme-
sine". basında çıkan bazı haberlenin ne-
den olduğunu söyledi.
Öymen, inançlara saygılı laiklik kav-
ramını başından beri reddettiğini vur-
gulayarak "Çünkü biz dinesaygmın, ta-
iklik ka\Tamının kendiiçinde olduğunu
düşünüyoruz. Laiklik nedir? Din ve
devlet işlerinin birbirinden ayn turul-
masıdır. Bu tanım zaten dinesaygıyı be-
raberinde getirmektedir. Laiklik dini de
koruyan bir kavramdır aynı zamanda.
Şimdi, inançlara saygıh laiklik drye bir
aynmı getirmek, laik
kesimi de kendi ara-
sında tasnif etmek an-
lanuna gelir Id biz bu-
na karşı çüayonız"
açıklamasını yaptı.
Küreselleşmeyi
"yağmur gibi bir ol-
gu" olarak niteleyen
Oymen, "yağmurun
yağmasının önüne ge-
çflemeyeceğini, ancak
sel basmasına ian ver-
memek için önlem
alınması gerektiğini"
vurguladı. Öymen,
her ülkenin kendi ko-
şullan içinde küreselleşmenin olum-
suzluklanna karşı önlem aldığını belir-
terek Sosyalist Enternasyonal üyeleri-
nin de bunun önlemlerini aradıklannı,.
sosyalistler olarak birlikte önlem arajı- ^
şının da gündemde olduğunu bıldirdL t.
Kasım 1999'da Fransa'mn başkenti Pa-
ris'te gerçekleştirilen Sosyalist Enter-
nasyonal toplantısında sunulan 'Gon-
zales Raporu'nun bu amaç çerçevesin-
de hazırlandığını kaydeden CHP Genel
Başkanı şu vurgulan yaptı:
"Özeffikle neoliberaller küreselleş-
menin sadece faziletlerinden söz eder-
ken saloncalarmdan bahsetmiyoriar. O
sakmcalan görüp ona karşı tedbir al-
makta da küresel sorumluluk almalfln
lazım insanlann. Örneğin işsizlik küre-
selleşme hareketleri dola> ısıyla artryor.
Işsizligin artması, 1920'lerin sonunda-
ki gibi birdenbire çaresi bulunabilecek
bir şey gibi de görünmüyor. Sadece nü-
fus artışı da değfl bu. Otonıasyon; 100
işçinin yapacağı işi 10 işçinin yapar ha-
le gelnıesi. ondan sonra 1 işçinin yapa-
cağı hak geunesL Şü"ket birleşmeleri de
tş alanlannı azaltnor."
Küreselleşme
N
eoliberallerin "küresel geKşme
sonucunda insanlann sadece
.vüzde 20'si çalışacak, ama yüz-
de 80'e de zenginlik akacak" iddiasını
öne sürdüğünü anımsatan Altan Öy-
men, bu savın hiçbir biçimde tatmin
edici olmadığıru anlattı. Oymen, "Böy-
le olduğunu farz edin_ Yüzde 20 çab-
şacak, diğerleri çalışmayacak ya da az
çahşacak. Onlann ekonomide pa\ı ol-
mayacak. Bu insan haysiyetiyle bağda-
şır bir şey değil. Çünkü çahşma hakkı
dne bir şev var. Bu hakkını kullanma
imkânını insanlara tanımak lazım^ dı-
ye konuştu. Yoksul Güney ülkelerinın
üretimsizliğe itilmesiyle bu ışsızlığın
arttığımn altıru çizen CHP lideri, küre-
selleşmenin etkilerinin ülkeler açısuı-
dan da farklılık gösterdiğine dikkat
tarbşmayızyap. Bunu düşünen de yok. Oralarda
açhk tehhkesi çeken yerler var. Bunlar
için kampanya başlat Böyle şeyler de
>ok; yani küresel sorumluluk da yok.
Her ülkenin kendi çıkannı düşünmesi
hadisesi burada da görülüyor. Küresel-
Bğin ekonomik sermaye dolaşmıı falan
o taraflan ahndığı 7aman]
o zaman işte
sömürü haüne geüv'or. Bütün bu faktör-
lerin içinde işsizlik en önemlisL Büyük
sermayenin işsizligi önleyeyim diye bu-
derdi yok. Kim yapacak? Dev let yapa-
cak. Devleti küçülttüğün zaman kim ya-
pacak? tşsizfiği önlemenin çaresini >ine
bu düzen içinde >ine bulmalan lazım bu
düzeni savunanlann. Bulanuyoıiar a-
ma. Bulamadıklan zaman, dönecek do-
laşacak yine devletler bunun çaresini
aramak zorunda kalacaklar. Biz de dev-
letlerin zaten şu sırada bu çareyi ara-
mak zorunda olduklaruu behrtiyoruz."
Cölge kablne
C
HP'nin sol bir parti olarak Tür-
kiye'nin ve dünyamn koşullan-
na en gerçekçi biçimde yaklaşa-
rak yaptığı pek çok şey bulunduğunu
beluten Oymen, CHP'nin düzeni sor-
gulayan bir parti ohnaya devam edece-
ğini kaydetti.
Öymen, "gölge kabroe" düşüncesin-
den hareketle ekonomi, Hazine, mali-
ye, tanm ve enerji masalan oluşrurduk-
lannı belirterek bu masalann hem dü-
zeni sorgulama çalışmalarmı yürüttük-
lerini hem de "Biz ne yapacağız" soru-
şanlı bir örneğini verdiğini anımsatan
Oymen, beyannamede yer verilen sos-
yal devlete geçiş ilkeleri, toplusöz-
leşme, grev hakkı gibi pek çok
önennın daha sonra anayasa-
ya geçtiğini anlatü. Öymen,
"Türkiye'de bugün sosyal
devlet vedemokrasi adına ne
varsa o dönemde yapıl-
mışor. Bunlann bir bö-
lümü de daha sonra
geriye gitmiştir.
Basın hürri-
yetinden
başlaya-
rak ne
kadar
hürri-
y«
var-
• 'CHP, düzeni sorgulayan bir
parti olmaya devam edecek'
• 'Küreselleşmenin
sakıncalanna karşı önlem
. alınması gerek'
• 'Seçimden önce ilk hedefler
çahşması yapacağız'
çekti. Öymen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece kûreseDeşmenm fazfletinden
bahsedenler, Amerika'da ne varsa Tür-
ki\e"de deo oluyor diyoriar. Bankacıok-
taİd geUşmeleri örnek veriyorlar. İ> i de
o bankalardan isti fade edenlerin ora-
nı orada ne, burada ne? Bunlar gittik-
çe oran olarak, sadece bir zümrenin is-
tifade edebüeceği şeyler olarak kahyor.
KüreseUeşmedeki sorumluluk ortaya
çıksa; Güney ülkelerinde madem üreti-
mi azaltıyorsun, o zaman oralara yol
sunu irdelediklerini bildn-di. Seçimden
epey önce "ilk hedefler" çalışması ya-
pıp bunu kamuoyuna açıklamayı plan-
ladıklannı açıklayan Oymen. "Bu ça-
hşmalan yapacağmuz kadrplar da or-
tada olacak. Partûersöylertor' Şunu ya-
panz, bunu yapanz' diye. Ama onun
ka>nagı ne, tam projesi ne o belh olmaz.
Biz somut olarak bunu yapmak istiyo-
ruz" dedi.
CHP'nin, 1959'da hazırladığı "Ük
Hedefler Be>-annamesi"nde bunun ba-
sa 61 Anayasası'nındır. Biz buna benzer
bir ilk hedefler bevannamesi yapacağız.
Ondan sonra oy isteyeceğiz. Verhierse
gkteceğiz, yapacağız. Yapbk çünkü. Tec-
rübemiz \-ar, ahskanhğınıız v^r. Bu id-
diayla, azimle çahşıyoruz" diye konuş-
tu.
CHP'nin 6 oku ve Kemalizmi tartış-
madığuu belirten Öymen, "Taröşmak
da istemiyoruz. Ben içünizde bunu tar-
bşmak isteyen görmedim" dedi. Öy-
men şunlan söyledi:
"CHP iki sütun üzerine oturmuş bir
parti.Cumhumet vç halk. Cumhuriyet
dediğiniz zaman bunun içine 6 ok da gi-
riyor. Cumhuriyetin degerteri. Halk da
sosyal demokrasiyi ifade eder zaten.
Halk dediğiniz zaman öncelik \erilecek
taraf herhalde halkın ran ti> e kesimi de-
ğfldir; halkın geniş kesimi. emekçilerdir.
Bu iki bacağı var partinin. Atatürk'ten
beri var.
Slyasl ilkeler
Partinin adı böyle konulmuş. Bü-
tün o 6 okun yapıcısu siyasi gü-
cü o ilkeleri koymamn, savun-
manın devam ettirmenin siyasi gücü
CHP olmuş, sonra da sos>al devleti,sos-
yal demokrasiyi savunan CHP olnuış.
Bu iki sütun üzerine oturmuş bir parti
bu. Sürekli devrimciük >anL_ Demok-
rasiye geçişi de bir devrim diye ahyo-
rum. Sosyal devlete geçişi de de\ rim di-
ye aoyorum. Şimdi de bügi çağına geçi-
şi bir de>Tİm dive düşünüyorum. Bu
devrimm gereklerini de>erine getirmek
lazım. Bilgi çağının devrimmi de biz ya-
pacağız diye düşünüyorum."
Van'da iki yıl önce bir cami imamı ve cemaatine namaz sırasında silahlı saldın düzenleyerek olayı PKK'ye yıktılar
Hizbıdlalıçılar camiye saldırdıWırtHaberleri Servisi-PKK'nin
6 yıl önce Yolaç köyündeki sığına-
ğına yönelik baskını "Partiye Kâfi-
rin Kürdistan"'. camı bastı diye yo-
rumlayan şeriatçı teröristlerin,
Van'da iki yıl önce bir camı imamı
ve cemaatine namaz sırasında si-
lahlı ve saürlı saldın düzenlediği
ortaya çıkn. Orgütün kentte öldür-
düğü kişilerarasında MHP Merkez
llçe tkinci Başkanı Sülhattin Kızıl-
taş ile iki imamın da olduğu belir-
lenirken teröristlerin katlettıği bir
öğrencinin de cesedi bulundu. Hiz-
bullah'ın 5 pohsı şehıt ettiğı çatış-
mada kullandığı el bombalannın da
Makine Kimya Endüstrisi (MKE)
yapımı olduğu anJaşıldı
1992den bu yana camilerde ör-
gütlenen, eylem silahlanm ve tetik-
çilerini camilerde saklay'an, camüe-
ri teslim etmeyen 19 imamı katle-
den şeriatçı Hizbullah örgütünün
Van'da büyük nefret uyandıran bir
saldınya da ünza attığı saptandı.
1998'de Vankentmerkezindeki Ha-
fıziye Camii'ne yönelik silahlı sal-
dınyı gerçekleşurenlerin Hizbullah
teröristleri olduğu belirlendi. Şen-
atçı teröristlerin öğle namazı sıra-
sında cami imamı Sevket Taşkn-an
ve cemaati otomatik silahlarla tara-
dığı, olay sırasında 2 kişinin yara-
landığı behrlendi. Camiye saldıran
teröristlerin cemaattarafından uzun
süre kovalandıgı ancak yakalana-
madıklan belirlendi. Teröristlerin
Van'da öldürdükleri arasında Karşı-
yaka Camii İmamı Tahir Çalar ve
Hacı NaifCamii Imam] tbrahim Memdu-
hoğhı'nun da bulunduğu açıklandı.
Van Valisi Durmuş Koç, Hizbullah ta-
rafindan 1993 'ten bu yana gerçekleştınlen
15 faili meçhul ola>in aydmlatıldığını söy-
ledi. Koç, düzenlediği basın toplantısında,
Hizbullah'ın Ihm grubuna yönelik olarak
ocak ayından bugüne kadar 6 operasyon
düzenlendiğim, bu operasyonlarda yâka-
lanan 62 kişiden 27'sinin tutuklandığını
söyledi. Koç, Hizbullah'ın eleman sağla-
mada ve propaganda için kullandığı cami
yapılanmalanna büyük bir darbe vurula-
rak cami sorumlulanmn (seydalar) yaka-
landığını bildirdi. Vali Koç, Hizbullah'ın,
1993'ten bugüne kadar gerçekleştırdığı
eylemleri şöyle açıkladı:
"1993 yıhnda Orhan Karaağar ve Ad-
nan Işık'm öJdürühııesi, 1995te Mehmet
Aksari'nin öJdürühnesi. 19%'da Şoförler
Odası Başkanı Şevket Alpaslan'm öldü-
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
rühnesL 1998'de Hacı Naif Camii İmamı
tbrahim Memduhoâlu'nun öldürülmesi,
1999da MHP Van Merkez llçe tkinci Baş-
kanı Sülhattin Kjzıltaş'ın öldürülmesi,
1998'de Hafîziye Camii İmamı Şe\ ket Taş-
kıran ve cami içerismde bulunan cemaate
silahlı ve sanrh salduı düzenlenmesi,
1994'te Osman Atasoy'un bıcakla yara-
lanması. 1992'de Adem Çam'a ait kamvo-
nun yakıhnası, 1993'te Maraş Caddesi'nde
bir birahanenin vakılması. 1993 yıhnda
kahvehane yakıhnası, 1993 yıhnda Ahmet
Alan'a ah otonun yaküması. 1995'te Şev-
ket Taşkıran'a ait otonun yakıhnası ve
199TdelkramKızılta^'ındövr
ümıesiohnak
üzere toptem 6 adam öldürme, 3 bıcakla
y^ralama ve dövme, 3 oto kundaklama ve
2 işyerinin yakıhnası aydmlaühnıstır. Olay-
lann faiOeri olduklan tespit edilen 15 ör-
güt nıensubu y akalannuşür."
Valı Koç, 5 polisın şehit olduğu 14 Şu-
bat'taki operasyonda, hücre evlerinde, 3
Kalaşnikof, 1 adet 14'lü tabanca, 3 Taka-
rov tabanca, 4 MKE yapımı parça tesirh
el bombası, 2 MKE yapımı parça tesirli
pimleri çekihniş patlamamış el bombası,
12 Kalaşnikof şarjörü, bu silahlara ait bol
miktarda mermi ele geçirildiğini bildirdi.
Koç, kentte yakalanan terönstlerin, sor-
gusunda, örgüt çahşmalanna karşı çıktığı
ve engel olduklan için İstasyon Mahalle-
si Karşıyaka İmamı TahirÇakırile Yüzün-
cü Yıl Universitesı öğrencisi Taymr Tok-
pınar'ı örgüte ihanet ettiğı gerekçesiyle
sorgulayıp boğarak öldürdüklerini ve
gömdüklenni de beyan ettiklerini behrtti.
Vali Koç, Tokpınar"ın cesedinın açık ara-
zide gömülü bulunduğunu, Çakar'ın cese-
dınin bulunması için çalışmalann devam
ettiğini bildirdi. Van'da tatbikat yaptınlan
Hizbullahçılar, Sülhattin Kızıltaş'ın ya-
kınlarının saldınsına uğradılar. Vatandaş-
lar, polislerce güçlükle yanşnnlabildi.
Iğdır'da gözaltına alınan Hasan Alyüz,
Emin Ahüz, Ali Ash ve Yıkhrım Duman
çıkanldıklan mahkemece tutuksuz yargı-
lanmak üzere serbest bırakıldı.
Mersin'de de 6 Hizbullahçı yakalandı.
Yakalananlann 26 Temmuz 1999 tarihin-
de Çankaya Mahallesi Zafer Çarşısı'nda
AK ve Mehmet Şerif Uprak kardeşler ile
Hüseym Bayburt'un kaçınhnası olayına
kanştıklan, camilerde Kuran dersi adı al-
tında örgütün propagandasını yaptıklan
behrlendi. Bu kişilerin gösterdikleri yer-
lerde yapılan aramalarda. 3 tüfek, bu silah-
lara ait 4 şarjör, 58 değişik çapta mermi, 1
pusulalı komando bıçağı bulundu.
Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, örgü-
tün para hesabının Ermeni asılh Sulhed-
din Ulük'te toplantıgmı belirterek "Kaset
ve diskeder tamamen çözüldükten sonra
konuya iltşküı birçok detayi da öğrenmiş
olacağız" dedi.
Milh Savunma Bakanı Sebahattin Çak-
makoğlu. Hizbullah ile ilgili soruşturma
bitince kamuoyuna şeffaf bir açıklama ya-
pılacağını bildirdi.
Emniyet Genel Müdürü TuranGenç de
sorgulama ve gözaltıların devam edeceği-
ni belirterek Hizbullah'a karşı mücadele-
de yöntem değişikliği olacağını kaydetti.
Dört yargıca soruşturma
Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'la bağ-
lantısı olduğu iddia edilen ve Güneydo-
ğu'da görev yapan 4 yargıç hakkında Ada-
let Bakanlığı müffettişlerince soruşturma
başlatıldığı öğrenıldı. Yaklaşık 30 korucu-
nun daörgütle ilişkisinın belirlendiği kay-
dedildi. Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk. iddialann bakanhk müfettişlerınce
soruşturulduğunu belirterek "Temenni
ederim doğru çıkmaz" dedı.