Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2000 PERŞEMB
14 J V U J L l LJJ\ kultur@cumhuriyet.com.tr
Sıtkı Kösemen'in sergisinde bedeninin aynntılanyla, gül yapraklan yan yana kurgulanıyor
'Gültensiz' bir yaşama dair! • Sanatçı depremde
yitirdiği annesi Gülten
Kösemen'e adadığı sergide
Gülten ismini ikiye bölerek
lcadın bedeninin
aynntılanyla gül
yapraklannı yan yana
getiriyor. Güzelliği
anlatmaya çalışıyor ama
bunun içinde ölüm de var.
Gözün göremediği
görüntüleri ortaya çıkanyor.
ESRA AÜÇAVUŞOĞLU
Gül ve ten... Gül tıpkı, yaşamın bü-
tün güzellığine karşın gelip geçiciliği-
nj anJaönakiçüıkullaıulabüecekengü-
zel metafor... Ten ıse ölümJüğün sımge-
sı... Bir bakıma yaşama dair bu iki sim-
ge, bir sergide birlikte kurgulanıyor. Srt-
taKösemen'in 'Göl-Ten' başuklı sergi-
si 4 Mart taribine dek Urart Sanat Ga-
lerisâ'nde izleyıcilere sunuluyor. Gül ve
ten her ne kadar geçıciliğın simgesi de
olsa ıçerdiğı ve hıssertirdiğı estetık- gü-
zellik bu sergının de ilk bakışta öne çı-
kan en önemli özelliği.
Sergırun birbaşka, belki de sanatçı için
en önemli anlamı ise, 17 Ağustos Mar-
nıara depreminde Yalova Yüksel Site-
si'nde yaşamını yıtiren Sıtkı Kösemin'in
annesi Gülten Kösemen'e adanmış ol-
ması. Kösemen'in deprem enkazlann-
da yaşadıklan, serginin düşünsel boyu-
,tu ile son derece ilintilı. Sıtkı Kösemen,
Gülten ismini iki heceye bölerek, iki
kavramı fotoğraflarla bir araya getiriyor.
Sergide yer alan ikili fotoğraflarda ka-
jjın bedeninin aynnnjanyla, gûl yaprak-
'Gül-Ten' başhkh sergi 4 Mart'ı dek Urart Sanat Gakrisi'nde yer alacak. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
lan yan yana kurgulanıyor. Yan yana
getirilen bu ikili fotoğraflarda kuşku-
suz ilk olarak göze çarpan şey uyum...
"GüLçogunhıklakadınlarta özdeşleş-
tirUen bir simge. GözeUiği de vurgulu-
yor. Ben de annemin adından yola çıka-
rmk bunu kuflanmaya çahstım. Ten de-
nildiği zaman ise mutlaka kadın teni ge-
Kr akhmıza. Hiç bir zaman sakalh bir er-
kek teni düşönmeyiz. Bu sergrvi gûl ve
teni yan yana getirerek annemin adraa
bir baüra sergisi olarak sunuyorum iz-
leyJdye."
Sıtkı Kösemen'ın bu ikili fotoğrafla-
n bir çok izleyıcıye, yıllardır reklamlar-
da görmeye alıştığımız lüketim esteti-
ğini' anımsatabıliv. Ancak sanatçı bu al-
gılama olasılığmdan kaçınmıyor. Rek-
lam sanattan çalıyor evet, ancak sanat
kendıne aıt olan bu tekniklen kullandık-
ça, ikısinı ayıran çızgı belırginleşmeye
başhyor. Sergı mekâruru dolaşmaya baş-
ladığınız andan itibaren gittikçe fotoğ-
rafların 'sanatsal' büyüsüne kapılma-
dan edemıyorsunuz.
Gül ve ten her ne kadar beynimizde
güzellikle ilgılı bırer imge olarak yer
alsa da bu sergide 'ölümü' vurgulamak
için seçilmiş iki kavram. "En önemüsi
üdsinin degüzellikle ilgili olmast Güzel-
liği aniatmaya çahşryorum ama bunun
içinde ölüm de var. Fotoğraflan birleşti-
rirken kadın vücudu ile gül yapraklan-
nın formlan arasında paralellikler kur-
mayaçabjOm. İnsangöztinünnormalola-
rak göremediği görüntüleri ortaya ÇH
karmaya çabştun."
Ozdeş duyu: Dokunma
Sıtkı Kösemen'in kadın bedenlennı
Şüzsüz' olarak ele almasındaki en önem-
li etken evrensellığın altını çizmek için.
Tenler hiç kimseyi anlatmıyor çünkü.
Kimsenin teni değil fotoğrajflarda gör-
düğümüz. Bazı resimlerde dokular çok
daha ön plana çıkıyor. Bazılannda ıse iki
bedenin birlikte kullanılması insan de-
ğıl, insanlan vurgulamak ve form ben-
zerliklennı göstermek ıçın. Gül ve te-
nin uyandırdığı bir başka özdeş duygu
ise dokunma duyusu. Gül ve tenin ka-
dife dokusu hemen herkeste aynı duy-
guyu harekete geçinyor: dokunmak...
Renk ise kuşkusuz sergi mekânına gir-
dığinizde gözünüzü kamaştınyor. Sıtla
Kösemen, deprem sırasında Yalova'da
gördüğü o çırkinliklerden sonra güzel-
liklerin altını çizmek istıyor gül ve ten-
le. Güller ölümıi süngelıyor evet ama bır
o kadar da tazeliği, yeniliği de içinde
banndınyor.
Sergi fotoğraflanndan bir de duvar
takvimi hazırlandı.
Orta Doğu Teknik Üniversıtesı Mimar-
lık Fakültesı'nı bitirdikten sonra mimar-
lığı ve fotoğrafçılığı bır arada sürdüren
Sıtkı Kösemen son olarak 'Kayıtlar'
2000 yılına hatıra olağan görüntüler ad-
lı bır kıtap da hazniadı. UrartSanat Ga-
lerisi Abdi lpekçi Caddesi 18/2Nişan-
taşı. Tel (0212) 241 21 83
Ulkede yükselen Neonazizm dalgasına karşı sanatçı ve topluluklardan farklı tepkiler geldi
Amsturya
J
yagttmekyadagitmemekKüMr Servisi -Irkçı lıder Jörg
flaSder'in başkanı olduğu aşın
sağcı Özgüriükçü Parti Avustur-
ya'da koalısyon ortağı oldu olalı,
tüm dünya ülkeleri kafa kafaya
vermış'biz bu adamb neyapaca-
| B ' dıye kara kara düşünüyor. "Na-
zi kamplan topiamakampian de-
ğildi, istihdam politikalançokye-
rindeydi'' dıyen bır adamın ve bu
adamın partısınin yöneraği bir üi-
kenin. yenı dünya düzenınde etkin
rol oynamasına ve ıltifat görme-
sine ızin verilmiyor. Aynı gergin-
lıkten ülkerun sanat ortamı da pa-
yını alıyor.
Dünyanın önde gelen müzis-
yenleri, yazarlan,ressamlan,oyun-
culan ve yönetmenleri için 'Avns-
tarya 'va karşı nasrf tavır almahyız?'
sorusu gündemın bınncı madde-
si şu günlerde: Avusturya'ya git-
mek mi gitmemek mi?Orada kon-
ser veren bir müzisyen ya da oyun
sahneleyen bir tiyatro topluluğu,
ülkede yükselen Neonazizm dal-
gasına destek vermiş mi olacak?
Avusturya'ya en büyük tepkiyi
gösterenler, ABD'ü sanatçılar. ör-
neğin, geçen hafta Avusturya ya-
punı bir filmi gösterime sokan
Akademi Ödülleri Yabancı Dilde
FümlerKomitesı'ne sunulan birdi-
lekçede bu filmin boykot edilme-
si istendi. Dilekçe sahipleri, pro-
testonun filmi değil, yaİnızcaHa-
ider'i hedef aldığını söylüyorlar-
dı. Bır diğer protesto da ünlü
ABD'li rock müzisyeni Loo Re-
ed'den geldi; sanatçı Viyana'da
vereceği konseri iptal etti.
Dünyanm en önemli müzik et-
kinliklerinden Salzburg Festiva-
li'nin sanat yönetmeni Gerard
Mortier, görev süresinin dolması-
Lou Reed, Vfyana'da vermeyiplanladığı konseri iptal etti. Zubin Mehta hükümetin tek bir ırkçı uygulamasımgörürse
bir daha Vtyana 'ya ayak basmayacağını büdirdl Pierre Boulez ve PeterBrook ise Avusturya'nın yalmzca Haider'den
ibaret olmadığını belirttiler. CatherineDeneuve ile Claudia Cardinale de Vtyana Opera Balosu'na kanlmayacaklar.
na yalmzca biryü kala istıfa eder-
ken, pıyanıst Andras Schiff Avus-
turya'nın Washıngton büyükelçi-
liğinde vereceği resitali ıptal etti.
Dünyaca ünlü orkestra şefı Zu-
bin Mehta da, nükümetin tek bır
ırkçı uygulamasım görürse bir da-
ha Viyana'ya ayak basmayacağı
konusunda gözdağı verdı.
Salzburg Festivali'nin Sanat
Yönetmeni Gerard Mortier de,
"Benim için Özgüriükçü Parti
kdnnenin tam auamıyla faptbk
partidir.Sergflediği yabancı düs-
manhğıhalkımıziçin çokagırbir
yûk" dedi. Salzbuıg Festivali 'ni
ızleyenlerin yüzde yetmişini ya-
bancılann oluşturduğunu söyle-
yen MorOer, yeni hükümetin kül-
tür politikasınm festivalin kül-
tür politikasıyla tümüyle çelişti-
ğıni dile getirdi.
EWC detepkigösterdi~
50 binı aşkm yazar ve çevirme-
nı temsil eden, 26 Avrupa ülke-
sindeki 49 demeğin federasyo-
nunun oluşturduğu EWC adlı
kuruluş da tepki gösterdi. EWC,
dünya ülkelerinin edebiyat ör-
gütlerine ve Türkiye Yazarlar
Sendikası'na gönderdiği 'Avos-
ttoya fle ilgili Bildiri-Av ustur>a:
Bir kültür ulusu' başlıklı bıldı-
ride "Avustnrya Halk Partisi ve
Özgüriükçü Parti'den oluşan ko-
alisyon hflkümetinin kültür ve
sanatadına berhangi birkonuş-
raa \apma yetkisini reddediyo-
ruz. Eski SS mensuplarının
'inançlara bağhlık'la ilgili bikü-
rflerinden yaraıianan, Nazi soy-
kınm kamplanndan 'disiplin
kampı' olarak söz eden, 3. Re-
kh'ın angarya oygulamalannı
'manhklı bir istihdam polıtıka-
sı' diye niteleycn, faşist ve miffi-
yetçi geçmişin tümüyle spekülas-
yon ibaretolduğunu söyteyen bir
parti, faşizmi ve miDrvetçi sosya-
lizmi yenügiye uğratmış olan de-
mokratik bir Avusturya'yı hiç-
bir biçinKJe temsil edemez" ifa-
delerine yer verdi.
Avusturyalı şair-yazar Ingeborg
Bachmann'ın kız ve erkek karde-
şı, 'ülkedeki politik durumdan
utanç duymayacaklan güne ka-
dar', Alnianca edebiyatm en bü-
yük ödulkrinden olan Bachmann
Ödülü'nden Ingeborg Bach-
mann'ın adlannı çektiler.
Ingiltere ve ABD'deki önde ge-
len sanatçılann bir kısmı da daha
dıkkatli adımlar atmayı yeğliyor-
lar. Efsane\T Musevi piyanist Alf-
red BrendeL haziranda Avustur-
ya'ya yapacağı ziyareti şugüne dek
ıptal etmedi. Iskoç Operası ma-
yısta gerçekleşecek Vıyana Festi-
vali kapsamında 'Macbeth' ope-
rasmı, Ingiliz tiyatro yönetmeni
Haider'e tiyatro sahnesinden tepki
BurgTlyatrosa'nda oyun suvsuıda pankartlı protesto yapüdı.
KatnrServİ9-3 Şubat2000'de Viyana'daki ün-
lü Burg Tiyatrosu'nda yaşanan bir olay, Orta Av-
rupa kültüründeki tiyatro-politika birlikteliğmin
en güzel ömeğiydi belki de. Bundan yıllar önce,
bugünün Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, eski-
nin oyunyazan VadavHavel PragBahan sırasın-
da Magıc Lantern Theatre'ın soyunma odalann-
dan yayılan büyük bir tepki dalgası başlatrnıştı.
Bugün bir başka tiyatroda, Burg'ün sahnesinde alev
alan gösteriler, Jörg Haider'li bir döneme giren
Avusturya'ya dalga dalga yayılıyor.
3 Şubat, Haider'in ÖzgüriükçâFuti"sinin ko-
alisyon pazariığına oturduğu günlerden biriydi.
Burg Tiyatrosu'nda Coflin Higgins'in üç perdelık
komedisi 'HaroldveMaude' sahneleniyordu. Oyu-
nun sonlarına yaklaşmışken izleyicilerin arasuı-
da büyük bir uğuitu başladı. Daha sonra yaklaşık
seksen kışilik bir gençler topluluğu, ellerinde bir
pankartla sahneye çıktı. Pankartta 'Suunhşı Edfl-
mek Üzere Tutuklananlara Ozgfiriük/Ozgiûiâk-
çü Parti'jiSnnr DtşıEtmekÜzereTutuklama' ya-
zıyordu. Izleyicilenn birkısmı korkarak salonuterk
çtti. Büyük bölümü ise alkışlarla gençlere destek
verdi GöstericileriörgüUeyen KurtVVfeodladİJ genç
adam sahneye gelerek "Oyumı böldüğömüz içm
özâr dâeriz. Bunu yapmanuzm nedeıü. ileride bu
sahnededahapek çokoyunun sahneieııdiğıni gör-
mek istememizdir. Haider'in partismin yayonla-
dığt bfldoi gösteriyor ki onlar yalntzca 'güzeri
merkez abn bir sanat istryoriar" dedi.
Yarıda kalan gösteri tamamlandıktan sonra
Burg'ün Genei Sanat Yönetmeni Kiaus Bachier'in
de sahneye gelerek izleyicilere seslenmesiydi:
"Unuünamahsuıızkj Burg Tiyatrosu, aydınlanma-
naı vegerçeğm yeri olarak yaratıldı. Insanlann en-
dişekrini, korkiılarmı ve güvensizliklerini ifade et-
tikleri anlar tiyatro taraândan yansıttlmah. Uma-
run Burg Trv-atrosu, bu işfcve sahip bir forum ola-
rak kalmayı sürdfirûr." On gün sonra Haider kar-
şıü sanatçılar tiyatroda toplanıp gösteri yaptılar.
Kurumun eski sanat yönetmeni Kİaus Pey-
mann,Burg'ü anti-faşist sanatın ve kültüriin ka-
lesi haline getirebiunek içm yıllarca uğraşmış-
ö. Tiyatro, yıllarca Haider'm savunduğu görüş-
lere karşı çıkışın gayri resmi merkezi olarak iş-
lev gördü.
Dedan Donnellan da, gelecek ay
Avusturya Ulusal Tiyatrosu'nda
'Troilus ve Cressida1
adh oyunu
sahneleyecek. Lozan Oda Orkest-
rası'nın yetkılilen topluluğun 27
Şubat'ta Viyana'dakı konserprog-
ramını değiştinnediğini belirte-
rek "Bu, sanatsal bir meseledir,
pohtikgörüşlerleilgisivoktur'' de-
di. Batı Isviçre Orkestrası da ma-
yısta Salzburg ve Innsbruck'ta ve-
receği konserleri ıptal etmedi
Öte yandan British Council 'ın
Viyana temsilcilığinın yönetıcısi
MarkEvans, "Edindiğimizlenime
göre. buradaki yazarlar, uzaktan
bakarak dayanışma göstermeniz
yerine buraya gelerek destek ol-
manızı yeğlerlerdi'' derken, Ingı-
lız rad>o kanalı Radio 3'ün Viya-
na temsılcisı MkhaelBerkeley de,
müzısyenlenn görevinın A^Tistur-
ya'yla olan bağlan korumak oldu-
ğunu düşünüyor
'Piyon olmakistemiyorum'
Besteci PierreBoulezve yönet-
men Peter Brook'un Le Monde
gazetesınde yayımlanan mesajla-
nnda, Avusturya'nın yalmzca Ha-
ider'den ibaret olmadığını, Avru-
pa'nın bu 'kötü çocuğu'nu dışla-
yıp köşeye sıkıştırmak olduğunu
belırttiler. Viyana Filarmoni Or-
kestrası gelecek ay Londra'dakı
South Bank'ta konser verecek. So-
uth Bank'ın Genel Müdürü Kars-
ten Wîtt'in görüşleri de olası gös-
tencılen kızdıracaknitelikte: "VT-
yana Filarmoni Orkestrası, Avus-
turya'nm temsikisi değOdir, mü-
kemmel müzik yapan birev^el bir
organizasyondur. Hükümetin hiç-
bir kraaü onu bağlamaz."
ClaudeCardinale ve Catherine
Denan*, gelecek aykıViyana Ope-
ra Balosu'na katılmayacaklannı
duyurdular. Cardinale, 'politik bir
ovundapiyonohnak istemrvorum'
dedi.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATtLLA BİRKtYE
'Zamana Dağılan Nar'
"Sevgililer Günü'nde sevgilinize ya da sevdiği-
niz birine bir kitap, bir şıir krtabı alıp armağan etti-
niz mı? (Necatigil'jn dizelerine sanlmış kjrmızı bi/
gülle birlikte...)
Yattığın yerden senin de
Bulutlar görûnür mü
Seyret gökyüzûnü
Bir cam genişliğinde.
Geçen yıl Behçet Necatigil'in Serin Mavi adlı ki-
tabı yayımlanmıştı; bunca aşk yazısına düştüğü-
müzden "bazı" kitaplardan söz etmeyi "ıhmalettik"\
Serin Mavi, Necatigil'in eşıne (Huriye NecatigiO
yazdığı mektupları içenyor. Yayına da iki kızı (Sel-
ma Esemen ve Ayşe Sansayın) hazıriamış.
Bu tür kitaplann yayımlanması bende ikilem ya-
ratır. Bir yandan, kuşkuyla karşılanm, acaba şair,
yazaryayımlanmasını düşünüyormuydu? Yayımlan-
masrnı isteseydi, sağlığında kitaplaştırmaz mıydı?
Öte yandan büyük bir merak duygusu vardır; say-
falan heyecanla çevıririm, acaba "neyazmış" diye.
Necatigil gibi büyük bir şairin, bilinmeyen dünyası-
na yolculuğa çıkmaktan da büyük bir haz duyanm...
"Necatigil Ailesi" imzasıyla yazılan önsöz'de bu
konuya şöyle açıklık getirilıyor:
"Eşimin7babamızın, gittiği yakın-uzak yerterden
bizeyazdığı mektuplann yayımlanması konusunda
önceleribazı tereddütterimiz oldu. Ancak bu mek-
tuplan okudukça, şiirferinden izlertaşıdığını düşün-
meye başladık. B. Necatigil, mektuplannda da yi-
ne "ev-aile-yakın çevre üçgeninde" dolaşıyor, gûn-
delik olaylan yaşan\en kendi iç dünyasını -gerçek
veya hayal, önemli değil- bu kez şiirieryerine mek-
tuplarayansıtıyordu. 0nun bireş ve baba olarakser-
gilediği tavnn şiirierine yansıyan kimliğinden farklı
olmaması; ilk bakışta kişiye özelgibi görünen mek-
tuplann yayımlanmasına karar vermemizde etkili
oldu."
•••
Hera Yayınlan'nın yöneticisi şair dostumuz Hüse-
yin Atemdar şiir kitabı yayımlamayı sürdürüyor.
Şiirkitaplanna ilgınin son derece az olduğu yaşa-
mımızın bır gerçegıyken, bu işi nasıl beceriyor, çok
merak ediyorum.
Hera Yayınevi'nden dört tane yeni şiir kitabı gel-
di. Dördü de çeşitli ödüller kazanmış "ilkyapıt": Ka-
ğan Kök'ün Kum Resmi, Emel Irtem'in Divaneli-
ğe DönenPergel, Mustafa Ocak'ın GeçmişZaman
Siluetleri ve Nilay Özer'ın Zamana Dağılan Nar.
Nılay özer 1999 Yaşar Nabı Nayır Ödülü'nü ka-
zanmış. Dogrusunu söylemek gerekirse, daha ön-
ce dergilerde yayımladığı şiirleri dikkatimı çekme-
mişti. Şiiri insanı alıp "uzaklara" götüren imgelerie
örülü.
Zamana Dağılan Nar, -şiirimizdeki- çeşitli "sesle-
ri" birlikte taşımasına karşın, ki bir ilk yapıtta bu çok
dogaldır, bence yenı bir şairin "umudunu" veriyor:
kaçak yolculansınız sanki heyatın ., ,1îrf
beklediğiniz hep yanlış durak
işler kesat bir agora ındiğiniz
hangi kapıyı çalsanızüçgûnlük misafirkarşjlama-
sı
oysa yerieşik sevdalara göredir insan
göğsünüzde kutsanmış bir ülke gibi duran
yüreğiniz kocaman bembeyaz bir manolya
limonlu çay kokusuyla serinletır anılan
•••
Biraz kaçak dövüşmek gibi olacak ama, üçüncü
bir kitaba, bir şiir kıtabına kısaca da olsa değinece-
ğim; Haydar Ergülen'ın geçen "güz" Adam Yayın-
lan'ndan düşüveren ölüm Bir Skandafina.
Ergülen -kendine özgü o ironisi ve bilgece şaira-
neliğiyle- kitabında baştan sona ölüm temasını iş-
liyor.
Pek iç açıcı bir konu değil. Ne var ki "hayatın"da
bir gerçegı: Zaman zaman "saçma" gelen ama öte
yandan da bizi felsefi derinliğinde boğulduğumuz
bitmez tükenmez birtartışmaya ve araştırmaya sü-
rükleyen...
ölümün siyah pazan kapalı
cinayet hem kara hem borsa
ve kapış kapış gidiyor
cinayetin yapış yapış.
kanlı hisse senetleri
bu karanlık seansta.
Ofra Haza'nın saglık durumu
ciddiyetini koruyor
• KUDÜS (AA) - Israil popunun Yemen asıllı
yıldızı Ofra Haza pazar gününden bu yana tedavi
altında bulunuyor. Biüncinin hâlâ yerinde olmadığı
belirtilen 41 yaşmdakı sanatçının sağlık durumu
ciddiyetuıi koruyor. Ailesinin isteği üzenne
hastalığın sebebinı açıklamayan hastane yetkilileri,
doktorlann Ofra Haza'nın komadan çıkması
konusunda umutlu olduklarmı kaydetti.
Feyzullah Çınan'a saygı gecesi
düzenleniyor
• Kültür Servisi - Dıvriği Kültür Derneği 20
Şubat'ta AKM'de 17.00-22.00 saatleri arasuıda
'Feyzullah Çınar'ı Anma ve Anlatma Gecesi'
düzenleyecek. Kültür Bakanlığı'mn katkılanyla
gerçekleşecek olan gece Fikret Otyam, Nejat
Birdoğan, Feyzullah Çınar'm kızı Hüsnüye Çmar ve
Mahmut Erdâl'ın konuşmacı olarak katılacaklan
'Feyzullah Çınar'uı Halk Müziğinde Yeri' başlıklı
panelle başlayacak. Arduıdan aralannda Yavuz Top,
Erol Parlak, Gülcan Koç, Alı Ekber Çiçek, Mahmut
Erdal ve tsmail Çuıar'm da bulunduğu sanatçılar saz
dinletisi sunacaklar.
'Şîîp Dosyası Yamşması' sonuçfamfi
• ADAÎVA (AA) - Alan Koza Kültür ve Sanat
Festivali kapsamında düzenlenen 'Şiir Dosyası
Yanşması'nda 'En tyi Şıır Dosyası' ödülünü Fatma
Kazak kazandı. Karacaoğlan tkincilik Ödülü Inci
Bilgiç'e, Dadaloğlu Üçüncülük Ödülü de Yusuf
Erkişi'ye venldi Adana Büyükşehir Belediyesi
Özel Ödülü'nü ise Betül Tanman aldı. Altın Koza
AŞ, Adana Kültür Sanat Derneği ve Adana
Edebiyatçılar Derneğı'nin ortak çalışmasıyla
düzenlenen yanşmaya, 87 eser katıldı. Ataol
Behramoğlu, Yrd. Doç. Mustafa Apaydm, Durmuş
Alı Özkale ve Mustafa Emre'den oluşan seçici
kurulun değerlendırdıği yanşmada Necmettin Çalor,
Ramazan Teknikel, Mustafa Koç ve Ahmet Tolu ise
'Başan Ödülü'nün sahibı oldu. Ödüller, mart ayında
düzenlenecek törenle sabiplerine venlecek.