Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11ŞUBAT2000CUMA
HABERLER
-.,*
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Aslında Bütün *
Oemokrasjler...
Türkiye'de ve dünyada gelişen olaylar yıllar-
dır bıkıp usanmadan yazdığımız bir gerçeği ge-
tirip, ülkenin gündeminin başına oturttu.
Artık büyük çoğunluk, bir zamanlar sloganlaş-
tınlmış olan kof düşüncenin yanlışlığını anlama-
ya başladı.
Aslında, kof düşünceyi sloganlaştırarak top-
lumun büyük kesimine kabul ettimnek isteyen-
ler, bu arada da sözde demokratlann desteğini
sağlayanlar, ne denli sureti haktan görünürier-
se görünsünler, demokrasiyi sevmeyenler, san-
dığı sınırsız isteklerinin aleti olarak görenlerdi.
Bunların ülkemizdeki piri Adnan Mende-
res'ti. Grubundaki milletvekillerine "Sizisterse-
niz hilafeti bile geh getirebilirsiniz" diyen odur.
Tabii, Menderes'in başka bir yerde bir öfke ha-
linde "Odunu adaygöstersem seçtiririm" de-
diği de anımsanırsa, Demokrat Parti'nin fiiliyat-
ta bir numaralı kişisi haline gelmiş olan zatın ne
denli "demokrat!" olduğunu kolaylıkla anlaya-
bilirsiniz.
Türkiye'yi, birbirini izleyen darbe dönemleri-
nin ilkine sürükleyen zihniyet, işte bu zihniyetti.
Bu zihniyet, tan'hte demokrasinin gelişmesi-
ne çok katkıda bulunmuş olan sandığı, demok-
rasinin ve özgüriüklerin düşmanı haline getirir.
Unutmayalım! Hitler önce sandıktan çıkmış-
tı.
Sonra ne olduğunu herkes biliyor.
Iranlı mollalar da sandıktan çıktılar. Ama bu,
oradaki rejimi demokrasi yapmıyor.
•••
Hürriyet'in başanlı Genel Yayın Müdürü Er-
tuğrul Özkök. önceki günkü yazısında, Prof. Dr.
Erdoğan Teziç'in gazetemiz Cumhuriyette ya-
yımlanan yazısına atıfta bulunarak "militan de-
mokrasi" kavramından söz ediyor.
Kavram, gerçi onun söylediği kadar yeni de-
ğildir; kökü, Ikinci Dünya Savaşı yıllannın anıla-
nndan hareketle, hemen savaş sonrasına kadar
dayanır.
Ama laf kalabalığına getirilen sözde demok-
rasimizde, bu rejimin gerçek kuralları ve meka-
nizmalan üzerinde fazla durulmadığı için bütün
dünyada var olan bu kavram, uzmanlar ile bir-
kaç kalem dışında fazla yankı bulmadı ne yazık
ki.
Hitler örneği dünyaya, demokrasilerin, de-
mokrasiyi yıkmak isteyenlerin aracı edilemeye-
ceği gerçeğini göstermiş ve ırkçılığa karşı dü-
şünce özgüriüğünün bile sınırianmasının huku-
ki gerekçelerini oluştuımuştur.
Yani saodıktan çıkan, milli iradeye dayanchğı-
nı söyleyerek istediğini yapamaz ve iıele bele
demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışamaz.
Aslında bütün demokrasiler, yapıları gereği
militandırlar. Yani kendilerini korurlar.
Bu amaca yönelik olarak demokratik ülkele-
rin anayasalan ile yasalannda çeşitli düzenleme-
ler yapılmıştır.
Bunlardan biri de bizdeki demokrasi düşman-
lannın iddialannın aksine siyasi partilerin yasak-
lanması veya kapatılmasıdır.
•••
Şu gerçeği iyi bilmeliyiz: Dünyanın bütün de-
mokrasilerinde parti kapatmak vardır, bir tek
Yunanistan hariç.
Fransa'da son yıllarda kapatılan parti sayısı
sekizdir. Almanya'da parti kapatma karan nor-
mal bir mahkeme tarafından verilebilir; koşullar
yerine gelince...
Militan demokrasi bu vasfıyla yalnız kendini
değil, onu ortadan kaldırdıktan sonra çoğunlu-
ğa dayanarak, hakkını çiğneyeceği azınlıklan da
korumaktadır ve militan olmak demokrasinin
görevidir.
Demokrasilerin kaçınılmaz militan yönünü ha-
rekete geçirmemenin en iyi yolu, onlann kural-
lannı iyi anlayıp, sandığı demokrasi ve insan
haHan yönünde kullanmaktır.
lUehmet Arıca için idam istemi
îşkenceciden
işkence iddiası
ÖYARBAMR (Cum-
huryet Bürosu) - Diyar-
bakr'da geçen yıl yakala-
nan Hizbullah'ın sorgu-
lamı timlerinin sorumlu-
su NehmetAnca, dün ya-
pılaı yargılamasında ön-
cedaı emniyet müdürlü-
ğünle kendisine ağır iş-
kene yapıldığuu öne sür-
dü. 3üi PKK'li 6 kişiye
defaarca işkence yapmak
ve .' kişiyi de işkenceyle
öldirmekle suçlanan An-
ca ıcn hazırlanan iddiana-
mee idam istendi.
Eyarbakır Emniyet
Müürlüğü'nün 1999 yı-
lına düzenlediği operas-
yonarda ele geçirilen
Hizullah'ın sorgu timle-
rinı sorumlusu Mehmet
Ana'nın yargılanmasına
devm edildi. 'Anayasal
d&mi bozarak yerine İs-
buıesaslara dayalı bir şe-
rfcrievleti kurmak' suçu-
ntı Jediği iddıasıyla ida-
ıru tenilen Anca için ha-
zııhan iddianamede, sa-
nıö Dicle Üniversitesi
Ttakültesi'nde okudu-
gıı rada öğrenimini bıra-
kcaK Hizbullah saflanna
kddığı belirtildi.
Hizbullah'ın sorgucusu
Mehmet Anca dün Diyar-
bakır 2 No'lu DGM'de
görülen duruşmasında,
kendisinin 1998 yılında
AzizYıtanaz sahte kımliği
ile yakalanarak sorgulan-
dığını belirterek "Yakab-
nır yakalanmaz sorguya
girdim ve ağır işkence gör-
dûm. Beni askıya asülar,
daha çok acı çekmem için
ayaklanma ağırlık bağla-
dılar. Yaklaşık 20 gûn sü-
reyie arahksız işkence gör-
düm. Daha sonra serbest
kaJdım. Ancak 1999 yıhn-
da yeniden yakalanınca
aynı işkenceieri çekme-
mek için önüme konan
tüm belgeleri imzaladum.
Bu nedenle emniyette ver-
diğinı ifadeleri kabul etmi-
yorum" dedi.
Mahkeme, dunışmayı
ileri bir tarihe ertelerken,
dosyanın dığer tutukJu sa-
nığı Mehmet Mustafa Kı-
nay ile tutuksuz sanıklar
Mehmet Karadağ ile Na-
sih Güler için ise örgüt
üyesi olmak iddıasıyla 12
yıl 6 aydan 15 yıla kadar
hapis cezası veribnesi is-
tendi.
ARGK'nin, adını 'Halk Meşru Savunma Kuvveti' diye değiştirmesi, 'ince bir taktik' olarak değerlendiriliyor
PKK Ocalan'ın isteğîne uyduMEHMET FARAÇ
PKK'nin Iran'daki Kandil Da-
ğı'nda düzenlediği 7. kongrede
aldığı kararlar, örgütün siyasal-
laşma sürecini başlattığı şeklin-
de yorumlanırken, kendilerini
"PKK Devrimci Çizgi Savaşçıla-
n" adıyla tanımlayan grup, Tun-
celi ve Erzurum kırsahnda silah
bırakma karanna karşı direniyor.
PKK'nin yeni stratejisi Kandil ve
Munzur dağlanndaki iki mağara
arasında sıkışıyor. Örgütün silah-
lı kanadım oluşturan ARGK'nin
adını "Halk Meşru Savunma
Kuvveti" diye değiştirmesi, "In-
ce bir taktik" olarak değerlendi-
riliyor. Uzmanlar, örgütün bu ta-
rumlamayla, güvenlik güçlerinin
operasyonlanna, "meşru müda-
faa" gerekçesiyle yanıt verebıle-
ceğine dikkat çekiyor.
PKK, Öcalan'ın yakalanma-
sıyla başlayan süreçte topladığı
7. kongresinde aldığı kararlan
gecikmeli olarak açıkladı. Örgü-
tün bu tutumu, Öcalan'ın yargı-
lama sürecınden çıkacak sonucu
beklediği şeklinde yorumlanıyor.
Örgüt, bayrak ve tüzüğünde yap-
tığı degişiklikle 20 yıldır sürdür-
düğü stratejiyi de değiştirme ka-
ran aJdı. Bu değişime. Öcalan'ın
"Demokratik Cumhurryet" tezi
yön veriyor.
PKK'nin propaganda ve siya-
sal faaliyet unsuriannı meydana
getiren "Kürdistan Halk Kurtu-
tuş Ordusu" (ARGKj ve "Kür-
distan Ulusal Kurtuluş Cephe-
si"nin (ERNK) isimlerini değiş-
tirme karan alması dikkat çekici
bulunuyor. ARGK, örgütün si-
lahlı kanaduıı oluşturuyor.
ERNK ise propaganda ve siyasal
faaüyetleri üstleniyor. "İnce bir
taktik"olarak nitelenen bu gıri-
şimde örgütün, bu iki yapılanma-
nın ,
u
fonksivonlannda herhangi
bir değişikliğc gitmediği- v urgu-
lamyor. Uzmanlara göre,
ARGK'nin adının, "Halk Meş-
ru Savunma Kuvveti" diye de-
ğiştirilmesinin altında PKK'nin,
"gerektiginde direneceği mesajı
da var." Örgütün, "meşru müda-
faa tezine sığınarak" operasvon
yaprimaması halınde eylerfıe gir-
meyeceğı; ancak jiksr durumda
niilitanlanna" k"endilerini savun-
ma mesajı verildiği bildiriliyor.
Bu isim değişikliğinin altında ya-
tan gerçek, örgütün silahlı eylem-
leri terk ettiği açıkJamasıyla da
çelişiyor.
ERNK'nin "DemokratikHalk
Biriikleri" (DHB) admı alması ise
Öcalan'ın ısrarla üzerinde durdu-
ğu. "Demokratik Cumhuriyet"
tezine dayanıyor.
ERNK'deki bu değişimin yal-
aızca isimde kalacağı vurgulanı-
yor. Nıtekim kongrede aJınan ka-
rarlar arasında."Cephe örgütkn-
mesi olan ERNK yerine her alan-
da DHB örgûtienecek" diye baş-
layan açıklama, PKK'nin örgüt-
lenmekten kaçınmayacağım
açıkça dışa vuruyor.
Örgütün bayrağını "larmızıze-
rain üzerinde sol üst köşede bir
güneş içinde yer alan kırmıa bir
yüdız" diye tanımlaması da, "es-
Id amaç uğruna yeni doğuş"ola-
rak nitelendinliyor.
Kongrede alınan kararlann en
önemlisi siyasal mücadele dü-
şüncesini açığa çıkan\or. "Kürt-
ler sivaset \apal)ilir hakuckii" di-
ye başlayan açıklama, örgütün
bundan sonraki süreçte ızleyece-
ği çizgiyi aktanyor.
Bu çizgi, örgütün tüzük ve
programındaki değişimde de ye-
rini buluyor. Örneğin "Merkez
Komite" adı,"Parti Medfci" ola-
rak değiştinliyor. Partileşme me-
sajı şu cümlede de yerini bulu-
yor:
"Yeni parti stratejisinin temel
mücedde biçimi demokratik si-
yasaimücadeleolarak kabul edil-
dL_" Tüzük ve programdaki de-
ğişimin amacı ise şöyle aktanlı-
yor:
"Stratejik değişim ve dönüşü-
mün ifadesi olan demokratik
cumhurivetin inşasL.'"
özeleytiri
Örgütün değişim karan alma-
sı, PKK'nin özellikle silahlı ey-
lemlerine yöneük bir özeleştiri-
yi de kapsıyor. Silahlı eylemler-
de yapılan hatalarla örgütün
halktan koptuğu vurgulanıyor.
Örgüt bu nedenle kongreyi, "Ye-
ni yüzyılıPKK'ninyeniden kuru-
luşunun başlangıa" olarak nite-
lıyor ve "silahlı mücade resmen
bırakıklı" açıklamasıyla tabana
da mesaj veriyor.
Örgüt son kongresinde, "Ta-
rih, PKK'nin yeniçizgbinin zafer
kazanacağuu çok geçmeden ka-
nıdayacaktu-" dese de, PKK'de
bölünme bunu güç kıhyor. Orgüt
silahlı mücadeleyi bu-aktığını
açıklasa da dağ kodrusunda Öca-
lan'ı teslimıyetçilikle suçlayan i-
ki grup varlığım koruyor.
Örgütten aynlan ve kendileri-
ni "PKKDevrimciÇizgi Savaşçı-
lan" olarak adlandıran grubun,
"Gelecek bizün karanmız ve ey-
lemimizde gizlidir" diye açıkla-
ma yapması, kongre kararlanmn,
aslında dağdaki bu grubun ey-
lemlerine kilitlendiğini dışa vu-
ruyor. Aynı grup, "PKK'nin özel-
likle tmrah'da ilan ettiği çizginin,
emperyaüst-kapitalist sistenıin
içinde buhınan arayış anlanu ta-
şıdığrnı vurguluyor. Açıklama-
nın devamı tehlikeyi de haber ve-
riyor
— Savaşla yararüğımız tüm ka-
7anımlarhenüz eiimizdedir. Yeter
ki bunlann bilincinde olalun ve
tavrunızı ortaya koyalım. 21. yûz-
yü sahte zaferîerin bir balon gibi
söndüğü başlangıçlara tanıkhk
edecektir. Tarihin Uerletici güçte-
rine, yani kendi gücumüze inanı-
yoruz."
Sonuçta PKK'nin Kandü Da-
ğı'ndaki bir mağarada aldığı ka-
rarlar, Munzur Dağı'nda bir ma-
ğarada gelişmeleri izleyen isyan-
cı grubun tavnyla çatışıyor. Ha-
miü Yıkurun ile Orhan Ilbav'ın
önderliğin] yaptığı grup, 200 ki-
şilik güçleriyle "dağdaki P-
KK"nin tavnnı korumayı sürdü-
rüyor.
İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
8 yılda 18 gazeteci öldü
mmmmvw^aSmm
6 bin ldşi üye olmak istedi
Özgeçmişini şeriatçı örgüte göndererek bu kanlı örgütte görev almak
isteyen Ankara Anakent Belediyesi'nde görevli 1 kişi gözaltına alındı
Yıırt Haberteri Servisi - Kanlı te-
rör örgütü Hizbullah'a kayıt olmak
için özgeçmiş gönderen 6 bine ya-
kın kişinin bulunduğu, bunlardan 2
bininin intıhar komandosu olmaya
aday olduklan belirlendi. Özgeç-
mişler arasında isimleri yer alan ve
gözaltına aylanan 4 kişiden birinin
Ankara Anakent Belediyesi'nde
görevli olduğu belirlendi. Kırşe-
hir'de dün yapılan operas-
yonda Hizbullah üyesi ol-
duklan gerekçesiyle bir
öğretmen ve öğrenci gö-
zaltma almdı. Gazian-
tep'te önceki gün ortaya
çıkanlan Hizbullah cep-
haneliğinde ele geçirilen
silah ve mühimmat, emni-
yet müdürlüğünde gazete-
cilere gösterildi.
Hizbullah'a yöneük 48 ilde sür-
dürülen operasyon kapsammda, ör-
güte 6 bine yakın kişi özgeçmişle-
rini göndererek örgüte üye ohnak
istedi. Özgeçmişlerde, örgütte yer
alan kişilerin referans gösterildiği
belirlendi. Özgeçmişlerde 2 bin ki-
şinin örgüt için ölüme hazır olduk-
larun ve intihar saldınlannda görev
alabileceklerini belirttüderi kayde-
dildi. Başvuranlann örgüt tarafın-
dan izlendiği, bazılannın örgüte
kazandınldığı saptanırken, intihar
komandosu olmak isteyenler ara-
sında yer alan kişilerin "cihat" dö-
neminde yapılacak saldınlarda gö-
rev ahnalannm kararlaşonldığı be-
lirlendi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, ör-
gütün kaçırma ve öldürme olayla-
lannın yer aldığı, bazı teröristlerin
de açık kimliğinin bulunduğu, an-
cak fotoğraflannın elde ediuneye
çalışıldığı bildirildi.
Örgütte görev aunak amacıyla
özgeçmiş gönderdikleri beürlenen
4 kişi Ankara Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü
tarafından gözaitma alındı. Arala-
nnda Ankara Anakent Belediyesi
ırşehir'de gerçekleştirilen operasyonda, Hizbullah
üyesi olduklan belirtilen ve Kırşehir'in Kaman
ilçesinde bir ilköğretim okulunda öğretmenlik
yapan M. Sadi Endiz ile Kırşehir Eğitim Fakültesi
öğrencisi Hüseyin Çıplak gözaltına alındı.
nnda kullandığı 411 adamını da
tespit etti. Büyük bölümü Doğu ve
Güneydoğu üleri nüfusuna kayıtlı
olan bu terönstlerin bazılannm ya-
kalandığı. bazılaruun ise aranmak-
ta olduğu kaydedildi. Hizbullah'm
deşifre olan yakalanan ve aranan
adamlanyla ilgılı albüm hazırlayan
Emniyet Genel Müdürlüğü, bazı
teröristlerin açık kimliklerinin be-
lirlenemediği ve bu yüzden kod ad-
tarafindan çalıştınlan Ankara Met-
rosu'nda görev yapan 1 kişinin de
bulunduğu 4 kişinin, örgütsel fa-
aliyetleri konusunda sorgulandığı
bildirildi.
Kırşehir Emniyet Müdürlüğü
yetkililerinden alınan bilgiye göre,
güvenlik güçlennce gerçekleştiri-
len operasyonda, Hizbullah üyesi
olduklan belirtilen Kırşehir'in Ka-
man ilçesinde bir ilköğretim oku-
lunda öğretmenlik yapan M. Sadi
Endiz ile Kırşehir Eğitim Fakülte-
si öğrencisi Hüseyin Çıplak gözal-
tına alındı. Sanıklar, çıkanldıklan
mahkemece tutuklanarak Kırşehir
E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderil-
di. Gaziantep Valisi Muammer
Güler, ll Emniyet Müdürü AHKal-
kan ile birlikte emniyet müdürlü-
ğü yemekhanesınde sergilenen
Hizbullah cephaneliğini üı-
celedi. Güler, Hizbullah'ın
Ilim grubuna yönelik aralık
ayında başlatılan seri ope-
rasyonlar sonucunda, Emek
Mahallesi Ali Nadir Ünler
Caddesi'ndeki villa tipi bir
binanınbodrum katında in-
şa edikniş 2 sığınak ve bir
depoya ulaşıldığını bildire-
rek depoda ele geçırilen silah ve
mühimmatla, örgüte büyük bir
darbe indirildiğini belirtti.
Kaa çahşması sürüyor
Güler, operasyonlann, kent mer-
kezi ve üçelerde aralıksız olarak
sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.
Bu arada, cephaneüğin bulunduğu
villa tipi evde kazı çalışması sürdü-
rülüyor.
SlFIR NOKTAS1 /ORAL ÇALIŞLAR
Gazeteci katilleri
bulunamıyor «
;
MAHMUTORAL
DÎYARBAKIR-Güney-
doğu'da, 1992 yıhnda gaze-
tecilere yönelik saldınlarda
aralannda gazetemiz Cey-
lanpınar muhabiri Hüseyin
Deniz'tn de bulunduğu top-
lam 18 kişi yaşamını yitirir-
ken, birkişi de felç oldu. Bu-
güne kadar yapılan araşnr-
malarda neredeyse hiçbir
saldınnm faili bulunamaz-
ken son yapılan Hizbullah
operasyonlannda ele geçiri-
len tetikçiler iki basın men-
subunu öldürdüklerini ıtıraf
ettiler.
2000'e Doğru dergisi Di-
yarbakır Temsılcisi Halit
Güngen, 19 Şubat 1992'de
Ofıs Kışla Sokak'ta bulunan
bürosunda Hizbullahçılann
saldınsı sonucu başından
tek kurşunla vurularak ya-
şamını yitirdi. Güngen, öl-
dürülmeden iki' fcün önce
2000'e Doğru detgisi için
yazdığı bir haberde "Hiz-
buliah'ın emniyet içindeki
çevikkuvvettaranndan eği-
tiktiğmr yazmıştı.
HızbuUah'uı bölgede öl-
dürdüğü onlarca gazeteci-
den birçoğu "Ozgür Gün-
dem" çalışamydı. Şeriatçı
örgüt, bu gazetenin çalışan-
lanm özel hedef olarak be-
lırlemişti. Özgür Gün-
dem'in haberlerinde Hiz-
bullah 'ın devlet bağlantısı
olduğu iddia ediliyor ve ör-
güt "Hizbulkontra" olarak
tanımlanıyordu. Özgür
Gündem Gazetesi Diyarba-
kır Büro Şefı Hafiz Akde-
mir, 8 Haziran 1992'de kent
merkezinde Melikahmet
Caddesi Azizoğlu Sokak'ta
yürürken kafasma sıkılan
tek kurşunla öldürüldü. Öz-
gür Gündem, Özgür Halk,
Özgür Ülke ve Yeni Ülke ça-
lışanlanndan Cengiz Aitun,
1992 yılında Batman 8'inci
Cadde üzerindeki Hacı Şirin
Camii önünde, Çetin Aba-
yay 29 Temmuz 1992'de
Batman Şirinevler Mahalle-
si belediye binası civannda,
Kemal Kıhç 15 Ocak
1993 'te Şanlıurfa'ya bağlı
Külünçe İcöyükarayolu üze-
rindeki yol aynmında öldü-
rüldü.
Ferhat Tepe, 28 Temmuz
1993 yılmda Bitüs'te orta-
dan kaybolmasının ardından
kaçuıldığı iddialan ortaya
atıldı. Tepe'nin cesedi 9
Ağustos 1993 yılında Ela-
zığ mezarlığında gömülü
olarak bulundu.
Özgür Gündem Gazetesi
Gercüş Muhabiri YahyaOr-
han, 31 Temmuz 1992 yı-
hnda Batman'ın Gercüş il-
çesinde Pastane Caddesi
üzerinde silahlı saldınya uğ-
rayarak yaşammı yitirdi.
Özgür Gündem gazetesi-
nin Şanlıurfa muhabiri Na-
zun Babaoğhı 1993 yılmda
bir haber için Siverek'e git-
ti. Ilçe girişinde konıculann
yol kontrol noktasnıda dur-
durulan Babaoğlu'ndan bir
daha haber alınamadı.
Özgür Gündem gazetesi-
nin Diyarbakır Bürosu çalı-
şaniarmdan Burhan Kara-
deniz, 1992 yılmda Hizbul-
lah'ın silahlı saldınsında be-
linden aldığı silah yarası
omuriliğini zedeledi. Kara-
deniz, bu salduı nedeniyle
felç oldu. Daha sonra yasal
yollarla Avrupa'ya giden
Karadeniz, PKK'nin ya?Öı
orgam MED TV'de pro^8«
yapuncısı oldu.
Özgür Gündem gazetesi-
nm Batman muhabirlerin-
den Seyfettin Tepe 1994 yı-
lmda büroda gözaitma alın-
dı. Tepe'nin cesedi, Bitlis
Emniyet Müdürlüğü tarafin-
dan, "Nezarethanede iç ça-
maşınyla intihar etti" deni-
lerek ailesine teslim edildi.
Van'da Özgür Gündem ga-
zetesinde dağıümcılık ya-
pan Orhan Karaağar 1993
yılmda öldürüldü.
Özgür Gündem gazete-
sinde çalışan ve bölgede
katledıJen gazeteciler ara-
suıda en dikkat çeken isim
Musa Anter oldu. Halk ara-
sında "Ape Musa" olarak
anılan Anter, 20 Eylül 1992
yılmda Seyrantepe semti
Aziziye Mahallesi'ndeki
dar sokaklarda arkadaşıyla
birhkte yürürken silahlı sal-
dınya uğrayarak yaşammı
yitirdi.
Anter cinayeti Kutlu Sa-
vaş tarafından hazırlanan
"Susurhık Raporu"na da
konu oldu. Raporda An-
ter'in devlet içine sızmış
odaklar tarafından katledil-
diğini ima eden Savaş, bu
şekilde öldürülen başka ga-
zeteciler de olduğunu vur-
guladı. 9 Ağustos 1992 yı-
lmda Musa Anter'in yeğeni
olan gazetemizin Şanhurfa
Ceylanpmar muhabiri Hü-
seyin Denizilçede Gazi Cad-
desi Dörtyol civannda silah-
h saldınya uğrayarak yaşa-
mmı yitirdi.
oralcalislar@yahoo.com
Kayıp silahlann ardından yine Er-
taç Tînar ve onun firması çıktı. Bu
beni şaşırtmadı. Çünkü Susurluk ka-
zası sonrası Sedat Bucak'ın Mer-
cedesi'nde çıkan susturuculu Uzi
marka suikast silahlannın akıbeti bu-
güne kadar hâlâ aydınlanamadı. Ge-
çen yaz "Susuriuk'un Kayıp Silahla-
n" başlıklı yazımızda bu silahlar ko-
nusunda müfettişlerin raporundan
söz etmiştik. O günden bu yana ye-
ni bir gelişme olmadı. Bu silahlann
Türkiye'ye getirilip getirilmediği, ge-
tirildiyse ne kadarının getirildiği ay-
dınlığa kavuşmadı. Şimdi Batman'da
benzerbirskandal patlak verdi. Isim-
ler yine aynı.
O zaman ne demiştik: "Son günler-
de emniyet çevrelerinde yeni iddialar
ortaya atılıyor. Susurluk'ta bulunan,
kaynağı ve nasıl getirildiği tartışılan
silahlann, Hospro adlı bir finva tara-
fından hibe edildiği öne sürülmüş-
tû... Ancak araştınva ve soruştunna
ilerledikçe bu silahlann hibe edilme-
diği, devlet kesesinden ödenen 50
Kayıp Silahlann Sırlan....
milyon dolarla satın alındığı ifade
edildi. Ancak araştırma ilerledikçe
parası alınan bu silahlann Türkiye'ye
hiç getirilmediği ve getirilmiş gibi
gösterildiği kuşkulan artmaya başla-
dı... Paravan Hospro firmasının sahi-
bi Ertaç Tinar bu gelişmeyi şöyle iti-
rafetmişti: 'Gelen silahlar hibe değil-
di. Aslında silahlar Hightech firması
aracılığıyla yapılan 50 milyon dolarlık
bir ödeme çerçevesinde satın alın-
mıştı...'
"...Neden bu silahlar para ile alın-
dığı halde hibe olarakgöstenlmişti?..
Ûstelik bu hibe iddiası gümrük idare-
sinden saklanmış ve bu parayla geti-
rildiği iddia edilen paketler Emniyet
Genel Müdürlüğü adına 'bedelsiz it-
halaf yöntemiyle Türkiye'ye sokul-
muştu. Mallann bedelsiz ithalatla so-
kulması sayesinde bu mallann aynn-
tılı dökümü gümrük idaresinden sak-
lanmıştı. Araştırma yapan müfettişler
bu konuda şu önemli gerçeği sapta-
mışlardı: 'Yurtdışından gelen eşyanın
aynntılı bilgilerinin Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'nde bu işlemleri yapanlar dı-
şında hiçbir kurum ve kişide bulun-
mamasının sağlanması.'
Bu ne anlama geliyordu: 'Emniyet
çevrelerinde yüksek sesle dillendirilen
bu ihtimali şimdi müfettişler de ciddi-
ye alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü
kayıtlanna girmeyen birçok silah, pat-
layıcı, mühimmat gibi malzemenin ül-
kemize gelip gelmediğinin tespiti için
yurtdışı araştırması başladı.'
"Dönemin Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar, bu milyonlarca dola-
rı alıp Hospro firmasına ödediğini
söylemişti. Ancak son araştırmalarda
bu silahlann Türkiye'ye hiç gelmedi-
ği kuşkusu belirmişti. Mehmet
Ağar'ın Hospro firmasına ödediğini
söylediği ve bu paralaha Israil'den si-
lahlaralındığı iddiası artık kuşkulu ha-
legelmişti. 'Müfettişler bu paranın Is-
rail'e ödenip ödenmediğinden emin
degildi.'
"Paralar devlet kasasından çıkmış-
tı ama silahlar ortada yoktu. Araştır-
malar bu yönde ileriiyordu. Kimseler
de bu konunun üzerine gitmiyordu.
Gerçekten Türkiye'nin milyonlarca
dolan nereye gitmişti?"
Aylar önce, Içişleri Bakanlığı mü-
fettişlerinin raporlanyla, silah skanda-
lı konusunda önemli bazı bulgulara
ulaşılmıştı. Şimdi durum nedir? Mü-
fettişler henüz o zaman bu raporu ta-
mamlamamışlardı. Şimdi tamamla-
dıklan söyleniyor. Onlann üzerine git-
tiği kayıp silah skandalı bu kez Bat-
man'da patlak verdi. Yine aynı dö-
nem ve yine aynı isimler gündemde.
Bir vali yardımcısı nasıl kendi başı-
na kalkıp Bulgaristan'dan silah alma-
ya giderdi? Bu desteği ve cesareti ne-
reden alıyordu? O dönemde Başba-
kan Tansu Çiller, Emniyet Genel Mü-
dürü Mehmet Ağar ve aracılık eden
firma temsılcisi ise Ertaç Tinar'dı..
O zaman Ertaç Tinar'ın aldığı bu
paralar bir isviçre bankasına yatınl-
mıştı. Ancak arada 3 milyon 600 bin
dolarlık bir kayıp vardı. MİT'ten silah
için Mehmet Ağar'ın nakit ve çek ola-
rak iki parça olarak aldığı 25 milyon
dolann 21 milyon 200 bin dolan Is-
viçre'ye transfer edilmişti. Tinar bu
paranın 1 milyon 700 bin dolannı da
kendi hesabına isviçre'ye yatırmıştı.
Geriye kalan paranın ise akıbeti belli
değildi. Parayı alan ise dönemin Em-
niyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'dı.
O zaman bu sorulann cevabı bulu-
namadı. Şimdi yeniden kayıp silahlar-
dan ve milyonlarca dolar paradan söz
ediliyor. Şu müfettiş raporlarını birtar-
tışsak ve bu raporlarda iddia edilen
sorulann cevabını bulmaya çalışsak.
Silahlann kanunsuz bir yolla alınma-
sının da ötesinde, belki de hiç alınma-
mış silahlann hesaplara geçirilmiş pa-
ralan var. Cevabını arayalım diyorum.