Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞUBAT 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
YiizdeiO'un
binde Vi
Gündemin
yoğunluğundan
nükleer santral
konusundaki
eleştirilere biraz ara
', verince Prof. Dr. Aydın
* Aybay'dan "Acaba
" size de bir pay mı var
' bu işten; sus payı gibi
bir şey" diye eleştiri
aldrk. Nükleer santral
karşısında sessiz
kalanlar ve de nükleer
santralı savunanlar
düşünsün. Prof.
Aybay "Şaka bir yana"
diyerek 3 milyar
dolarlık nükleer
santral "işi"nde "sus
payı" olarak
dağıtılacak
"komisyon"un en az
yüzde 10 olduğunu ve
bunun da 300 milyon
dolar tuttuğunu
söylüyor. Dolarian
liraya çevirirseniz 1.6
katrilyon Törkiş lira!
Yüzde 10'un binde 1'i
bile büyük bir servet;
1.6 trilyon lira... Hal
böyle olunca, nükleer
santralın tehlikelerini
anlatanlann bir gün
çark edip "Santralı
yap-işlet-devret
modeliyle ihale
edelim; böylece,
tehlike yok
diyenler işletme
işini yürütürken bir
şey olursa önce
kendileri yanacağı için
bütün güvenlik
önlemlerini alırlar"
demelerinden daha
doğal ne olabilir!
Elektronik posta: somdposta.aHnhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Yüksel Yalova
"Özelleştirmede peşkeş
çekebilirim" demiş...
"Babasının malını
daörtıvor!"
umhurbaşkanı Süleyman Demirel -ki ken-
dileri kıdemli eski bir milletvekilidir- millet-
vekillerinin kıyak emekJiliği ile ilgili yasa ko-
nusundaki kararını "dengeli bir çözüm"le
bugün kamuoyuna açıklayacağını beyan buyurdu.
Süleyman Demirel'i, büyük bir başanyla kuraca-
ğına inandığımız "denge" ile baş başa bırakıp Tür-
kiye'de birzamanlaryürüriükte olan anayasaya, 27
Mayıs 1960'taki devrimden sonra kabul edilen 1961
Anayasası'nın 82. maddesinin son paragrafına ba-
kalım:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin aylık
ve ödeneklerine her ne suretle olursa olsun ya-
pılacak zam ve ilaveler, ancak bu zam ve ilave-
leri takip eden milletvekilleri genel seçiminden
sonra uygulanır."
Önce anayasanın bazı maddeleri, sonra tümü Tür-
kiye'ye fazla geldi. 12 Mart 1971'de budadılar, 12
Eylül 1980'deyürürlükten kaldırdılar.
Feragat
27 Mayıs günlerine geri dönersek...
Temsilciler Meclisi'ndeki anayasa görüşmeleri sı-
rasında milletvekillerinin aylıklannı düzenleyen 82.
madde tartışılırken Fahri Belen söz alıyor:
"Muhterem arkadaşlanm, aziz milletimiz fedakâr
ve vefakârdır. Bunda hiç şüphe yoktur. Fakat ken-
disini idare edenlerden de kati surette fedakârlık ve
feragat ister. (Alkışlar) Bu mevzuda iki hatıramı hu-
zurunuzda arz etmek isterim.
Muhterem arkadaşlanm, Birinci Cihan Harbi'nde
Türk Ordusu'nun 1916 nihayetinden itibaren mora-
li çökmeye başlamıştır. Bunun sebeplerinden birisi
Istanbul'da israf hayatının başladığının şayi olma-
sıdır. Bunun hakiki bir şahidi olarak arz ediyorum.
Istiklal mücadelesinde subay arkadaşlarımız iki ay
maaş almadılar, bunlann geride bıraktıklan aileleri
ve çocukları da vardı.
Sayın arkadaşlanm, birtümenin kurmay başkanı
olarak subaylarla yakın temasta bulunmuş bir kim-
se olarak arz edebilirim ki, tümendeki 300 subay-
dan bir tanesi, bir tek adam yokluktan şikâyet et-
memiştir. Bunlann bir kısmı izinli, şu ve bu vesile ile
Ankara'ya gkjiyorlardı. Mebuslar orada Taşhan'ın oda-
lannda, hasırlar üzerine yatak sermek suretiyle ya-
tıyorlardı. Onlar da bizim gibi maaş almıyorlardı.
Memleketi idare edenler büyük feragat içinde idi. iş-
te orduya iki ay maaş vermeyerek orduyu tutmak
sebepleri başında bu feragat gelmektedir. Binaena-
leyh Meclisiniz, bu devrede bir feragat göstermiş-
tir. Tekrar bu feragatı göstereceğinden şüphem yok-
tur. Burada vazife alacak arkadaşlar feragat sahibi
olmalıdırlar. Millet bunu istiyor arkadaşlar (Alkışlar)."
Millet bugün de aynı şeyi istiyor ama "denge"ler
ve "5+5" gibi formüllerden feragat edilemiyor!
SESStZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Başbakan Bülent Ecevit'e mektuptur
Kastamonu Gölköylüler Vakfı Yöne-
tim Kurulu'ndan Başbakan Bülent
Ecevit'e:
"Sizin birdönem Köy Enstitüleri'nin
17 Nisan'daki kuruluş yıldönümlerini
hiç kaçırmayıp katıldığınızı biliyoruz.
Yönetiminizdeki hükümette Kültür Ba-
kanlığı'nın Türkiye'de kurulmuş 21
Köy Enstitüsü ve 4 öğretmen okulu-
nu koruma altına almasında sizin bu
yakın ilginizin katkısı olduğunu düşü-
nüyoruz.
Gölköy Enstitüsü'nün yerindeki Ana-
dolu öğretmen LJsesi'nin nakil ile oku-
lun bütün yerieşim arazisinin binala-
nnın, uygulama bahçelerinin Kastamo-
nu'da konuşlandınlacak bir askeri bir-
liğe devri çalışmalannın yürütülmesi
ve bu çalışmalara sizin de Milli Eği-
tim Bakanlığı'na talimat vererek katıl-
manızdaki çelişkiyi anlamakta güç-
lük çekiyoruz.
Gölköylüler Vakfı olarak, okul kuru-
lurken eğitmen ağabeylerimizin inşa
ettiği Gölköy Enstitüsü'nün 2 numa-
ralı binası ile yine Köy Enstitülüle'rin
inşa ettiği ve yıkılması için günlerce/
uğraşılıp yıkamadıklan Köy Enstitü-|
leri'nin bir anıtı olarak yaşayan 6 [
numaralı binanın onanmı için vakıf'
imkânlannı harekete geçirdik. Izin ve-
rildiği takdirde bu iki binayı onaracak
bir imece düzenleyeceğiz.
Tarihin yaşatılması, tarih olmuş eser-
lerin kurtarılması ve korunması geliş-
meye ket vurmak değildir. Kastamo-
nu'da askeri biriik konuşiandırılması
için Gölköy Enstitüsü arazisi ve bina-
lanndan daha uygun yerler vardır. Ara-
zi ve yapılar, eğitim amacı ve Milli Eği-
tim Bakanlığı dışında hangi kuruluşa
verilirse verilsin hukuk sürecini baş-
latacağız; olayı Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'ne kadar götüreceğiz."
AYDINLANMA ATEŞİ
„,, jjetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
'Âydın ADD 'ye valilikten gelen
haksız tepkiyişiddetle lanıyoruz
9
Kadıköy ÇYDD ve Istanbul
CUMOK 26 Şubat'ta A.
ilHUmi Çamurdan'ın
katılaçâğı "DemirVoUtnfiizı
Yeniden Yaşama GeçhTne"
konulu bir panel düzenliyor.
, İnegöt ADD
Şubemizin Olğanüstû kongresi
1 Şubat'ta dernek lokalinde
yapıldı. Ortak liste ile gidilen
seçimde eski yönetimin talepli
olmadığı dernek yönetim
kurulu Dr. Piltan Özdemir,
Neriman Ortanca, Esin
Gürsoy, Adnan Yalçın Kaya,
Türkşen Yeni, İsmail Gelen
ve Opr. Dr. Ferhat Yaman'dan
teşekkül etti.
Yeni yönetim ve denetim
kurullan kendi aralarında
işbölümü yaparak çalışmaya
başladı.
Yönetim kurulu başkanlığına
Dr. Piltan Özdemir, ikinci
başkanlığa Neriman Ortanca,
muhasipliğe Türkşen Yeni
getırildi.
Kadıköy ÇYDD
• lstanbul CUMOK'la birlikte
26 Şubat saat 16.00'da
Caddebostan Kültür
Vferkezi'nde A. Hilmi
Çamurdan'ın konuşmacı
olarak katılacağı
'Demiryollarımızı Yeniden
Yaşama Geçirme" konulu
fotoğraf sergisi ve dia gösterili
bir panel düzenliyoruz. Panelin
içıbş konuşmasını Kadıköy
ÇYDD Başkanı Av. Ümran
Günşen Altay yapacak.
Aliağa ADD
Bizler, Atatürkçü Düşünce
Demeği Aliağa Şube yönetimi
ve tüm üyeleri olarak Aydın
jubemize valilikten gelen
isaksız tepkiyi şiddetle kınıyor,
t>u konuda Aydın şubemizin
sonuna kadar yanında
olacağımızı tüm kamuoyuna
duyuruyoruz. Türkiye'nin dört
bir yanında örgütlü olan
ADD'ler bugün kadar olduğu
gibi^ bundan sonra da gerici ve
bagnaz yapılanmalann
karşısında olacak, bunlan
kotlamaya çalışan kamu
yöneticiîerinin maskesini
ındirerek deşifre etmeyi
siirdürecektir.
Aydın Valiliği, Milli Eğitim
Vlüdürlüğü ve Milli Eğitim
Bakanlığı'nı Cumhuriyet
düşmanı şeriatçı kadrolar
hakkında vakit geçirmeden
işlem yapmakjçin göreve
çağınyorüz!
1 Kitr
" ' '
L
* ~
:l
Unutulmamalıdır ki; Atatürkçü
Düşünce Dernekleri, kamu
yaranna çalışan dernek
hüviyetini hiçbir zaman
yitirmeyecek ve bu konuda da
göreve atılmak için hiçbir
tereddüt içinde olmayacaktır.
Tüm kamu görevlilerine
duyurulur.
Karşıyaka CUMOK
1) 5 Şubat'ta Karşıyaka
CUMOK ve Karşıyaka
ADD'nin düzenlediği ve
Hidayet Karakuş'un "Türk
Dili" konusunda konuşmacı
olarak katıldığı etkinliğimiz
çok yararlı olmuştur. Dilimizi
koruma konusundaki
uğraşılanmız devam
etmektedir. Hidayet Karakuş'a
teşekkür ediyoruz.
2) 5 Mart saat 17.00'de
yapılacak Uğur Mumcu Şiir
Yanşması için gönderilen
şiirlerin değerlendirilmesi
devam ediyor. Gösterdiğiniz
yoğun ilgiye teşekkürlerimizi
yineliyoruz. Sonuçlar
Aydınlanma Ateşi'nde
yayımlanacaktır.
3) Biz Karşıyaka Cumok'lar
herperşembe saat 18.00'de
Karşıyaka Ege Sanat
Merkezi'nde toplanıyoruz.
CUMOK'lann katılımını
bekliyoruz.
Ortaklar ADD
Şubemiz, Atatürk'ün kendi
ifadesiyle "Bizim gözümüzde
çiftçi, çoban, amele, tüccar,
zanaatkâr, asker, doktor ve
sonuç olarak herhangi bir
sosyal kurumda çalışan bir
vatandaşm, hak, menfaat ve
özgürlüğü eşittir" halkçılık
ilkesi ışığında konusu "Incir
Üretimi ve Sorunlan" olan
bir panel düzenliyor.
12 Şubat saat 14.00'te
yapılacak olan panele
konuşmacı olarak
Sayın Uygun Aksoy ve Av.
Erol Ertuğrul katüacaklardır.
Ortaklar Belediye Düğün
Salonu'ndaki etkinliğimize
Atatürk'ün Cumhuriyetçilik,
Halkçüık, Milüyetçilik,
Devletçilik, Devrimcilik ve
Laiklik ilkelerini benimseyen
tüm yurttaşlar çağnlıdu.
KİM KÎME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turk.net
ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI
BULUT BEBEK sunAYçtFTçl
•
o
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Şubat
GARIP BİR 6ÖKS£L OIAYİ
18*5 '7S BU6ÜM, PARİS GÖKl£f>İNPE GARlP S'K
OLAY İZLENDİ. HALKlN; *6âKTAŞI*, *4LEY
*/£/*• PİU * Ş£tOJ/V0£ A&IAA/D/GOI6I OLAY
OLARAK- AÇIKLANAtMyACAKTl. SAAT 17.3O-iB.10
AHASrNM,GÖJCYÜZÜAJOeAJ YEKB DO&8U Y/LAM-
tSAVl' IŞIKLI 8İB YOL ÇİZtLM/ÇTI. SA2t gİLİM
ADAMLAJ?!, SÖgÜA/TZ/y£, HAVAOAK1 SU SUHA -
RINA VUfZAU SÜNBÇ /f/A/l/t£/A/W NEDEN OLA-
BİLECB&İUİ SÖYLEMİŞ ; 8A2ILARI BÜA/UM
B/R METSOIS (ÇÖKmçf) DÜŞÜŞÜYLE MEYOA-
NA GeUEBİLECEĞİUt ÖHe SÛ'fSMÛÇTÜ.
TABTtŞMAYA KATILAN GAZETECıLEB DE İICİN-
CJ OLASfUĞl P£STEIOJEMfÇrr.. Yanda, olaym
fa*ı£ili resttti görülüyon
ANKARA 17. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999/375
Davacı ASKİ Genel Müdürlüğü tarafindaa, davalı Şüküre Sebetçi aleyhi-
ne açılan alacak davasuun yapılan duruşmasında: Davahnın adresi meçhul
olduğundan kendisine dava düekçesi ve duruşma gününün Uanen yapüması-
na kârar verilmiş olup, adı gecenin duruşma günü olan 9.3.2000 günü saat
10.00'da mahkememizde bızzat veya kendısini bır veküle temsıl ettirmesi,
aksı halde HMUK'nun 509,510. maddesı gerejbnce haklnnHalci duruşmanın
yokkğunda devam edeceği ve karar verileceği, davetiye yerine kaim olmak
~üzere davah Şüküre Sebetçi'ye ilanen tebliğ olunur. Basın: 6184
ADANA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1999/306
Davacı Ayhan Gül vek. Av. Mustafa Şimşek tarafından davah Aysel Gül aleyhine açılan boşanma davasında:
Davah Aysel Gül'e Mirzaçelebi Mahallesi 86 Sokak No: 10 Adana şeklindeki adresine tebligat yapıldığı, ancak emniyet araştırma-
sında 15 ay önce bu adresten aynldığı bildirildiğinden kendisine duruşma gününün tebliğinin ilanen yapılmasına karar verilmiş olup,
davah Aysel Gül'ün duruşmanın bırakıldığı 6.3.2000 günü saat 9.00'da bizzat mahkemeye gelmesi veya kendini bir vekille temsil ettir-
mesi, duruşmaya gelmediği takdirde yargılamanın yokluğunda devam edileceğinin ve karar verileceğinin bilinmesi tebligat yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 31.1.2000
Basın: 5879
ANKARA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Bir Belgesel, Bir
Oyun ve Mektuplar
Oran'da, bir gökdelenin tepesinde Birecik Ba-
rajı'na bir yolculuk yaptım TRT ekranında. Suya
Dönüşen Topraklar'ın öyküsünü iziedim. Dev-
let arşivi için hazırlanan bir belgesel, daha doğ-
rusu bir dizi belgeselin ilk bölümünden bir kesit.
Güzel birlikteliği de belgeliyor. Sunuş konuşma-
sında Kerime Şenyücel de belirtti, güzel ürün-
ler ortak çabayla oluşuyor her zaman. Değişik ne-
denlerle çok duygulandım seyrederken. Önce
TRT'ci dostlanmla karşılaştığım için. BaştaOkay
Göçer, haber dalında çalışanları kutlamak ola-
nağını bulduğum için. Açıklamam gerekir, kimi ka-
nalları izlerken haberi yakalayamıyor insan, dili—
mize de yabancılaşıyor. TRT'nin güzel bir düze-
yi, özelliği var. Eleştiriye açık yanları da olabilir,
ama övgüye açık yanları görmezlikten geline-
mez.
• • •
Halfeti, Şanlıurfa'ya bağlı bir ilçe. Fırat'ın kıyı-
sında, yarısı suya gömülecek yakında, 41 köyle
birlikte. Yüzyılların, binyıllann uygarlık kalıntıları
da sular altında kalıyor, şöyle diyor bir genç kız:
- Anılarla yaşamayı düşünürsek hiçbir şey ba-
şaramayız.
Liseden öteye okuyamamış, üniversiteye ka-
vuşacağı bir düzene ulaşmayı özlüyor! Geçmiş
uygarlıklarla değil geleceğe dönük yaşamak is-
tiyor Halfetili kız.
Doğu Anadolu illerinden büyük kentlere gelen
öğrencileri izlediniz mi, TRT ekranında geniş yer
aldı. Izlenimlerini açıklarken özlemlerini de yan-
sıtıyor gençler, büyük kent düzeyini yaşamak is-
tiyor. Işığa giden yolda eş koşullar istiyor.
•••
TRT'deki toplantıdan sonra Büyük Tiyatro'ya
koştum, Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru
oyununu iziedim. Daha önce de iziedim bu oyu-
nu. Yücel Erten sahneledi. Türkçeye kazandı-
ran da o ama, Aliye Uzunatağan'ın yönettıği
oyunda başka bir Katharina var. Oyun tersine
dönmüş gibi geldi bana. önce sahne, Büyük Ti-
yatro'nun sahnesinde dekorlar çıplak kalıyor ne-
redeyse. Oyun Şinasi için hazırtanıyor, tiyatrose-
verlerin yoğun isteği nedeniyle Büyük Tiyatro'ya
aktarılıyor. Büyük sahnede küçük bir sahne olu-
şur gibi! llgi büyük, sevindirici bir kalabalık, pro-
tokol yerleri, salon, localar, her yer dolu ama al-
kışlarda boşluk var! Her zaman yazarım, neyi ve
kimi alkışladığını iyi biliyor başkentli sanatsever-
ler.
Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru da az al-
kışlandı doğrusu. Dahası, sanatseverlerin onu-
ru da zedelendi! Çok kişi tiyatro sevgisi, coşku-
su solarak ayrıldı oyundan. Perde arasından son-
ra boş kalan koltuklar var! Devlet Tiyatrolan için
üzücü, düşündürücü bir olay bu. Yeni oyuncula-
ra kafş>n,ai&kinnişliğısergiliyor, sevginin, coşku-
nun, özeleştirinin yitikliğini, yeniden yapılanma ge-
reksinimini. Devlet sahnelerinde izlediğımiz oyun-
lar güzel bir anı artık. llginç rastlantı, bir gece ön-
ce Kafka'nın "Dava" fılmini iziedim TRT 2'de.
Oyuncunun önemini vurgulayan birfilm. Tiyatro
da oyuncu demek her şeyden önce. Kötü oyu-
nu affetmiyor, zorlanmaya gelmiyor, o zorlanma
nedeniyle yapaylıklar oluşuyor, örneğin Hein-
rich Böhl'ün oyunu da gerçek çizgisini yitiriyor,
rasgele bir oyun oluyor, dahası alaturkalaşıyor.
En önemlisi, tiyatro sevgisi de soluyor giderek.
Üzgünüm, uzun süredir düş kırıklığıyla aynlıyo-
rum devlet sahnelerinden. Vaktiyle izlediğim gü-
zel oyunları anımsayarak hüzünleniyorum.
Hüznümü sevgili Tunç Yalman dağıttı o akşam.
Kapıda karşılaşınca çığiığı bastım. Eski bir dost-
la buluşmanın sevinciyle çarptı kalbim. Başka çar-
pıntılar da var, tepeden tımağa tiyatrocu Tunç Yal-
man, Katharina'yı seyredince neler hissedecek
acaba? Düzey yitikliğini fark edecek mi? Devlet
Tiyatrosu'nda belki bir oyun sahneleyecekmiş,
solan coşkuyu canlandıracak mı acaba?
Ankara'ya gelişinin başka bir nedeni var. Muh-
sin Ertuğrul'un mektupları yayımlanıyor yakın-
da. Kültür Bakanlığı'ndason hazıriıktar yapılıyor,
Tunç Yalman da çalışmalara katılıyor. Zamanla-
ma çok ilginç değil mi? Muhsin Ertuğrul bir ön-
cü, bir yaratıcı, bir mimar kültür yaşamında. Ti-
yatroda büyük bir usta. Tunç Yalman da çırakla-
nndan biri, mektuplan yayımlaması daanılann öte-
sinde bir olay bence. Bir uyarı belki de. Tiyatro-
nun gizemini anlatacak okuyanlara.
Sevgisiz, coşkusuz oyuncular, yöneticiler de
okumalı o mektupları.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ "Düğünçi-
çeği" de deni-
len bir süs bit-
kisi. II Karak-
ter... "Bu dün- 3
yadaölümvar- *
sa — var"
(Türkü).3/Ni-
yet... Uluslara-
rası Tiyatro
Enstitüsü'nün
simgesi. 4/ Gü-
zel koku... Bir 8
çeşit açılır ka- g
panu- perde. 5/
Genelev işleten kadın.
6/ Bir nota... Melih
Cevdet Anday'ın, fil-
me de aktanlan bir ro- 2
manı. II "Cahit—-":
Oyuncu ve şairimiz... 4
Bir şeyin fiyatuıı art-
tırma. 8/ Cin ve yer-
mutla yapılan bir içki.
9/ Nikelin simgesi... Ar-
goda kaba saba ve gör- 3
güsüz kimseye venlen _
ad.
9
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Düz çizgi doğrultusunda gözün alabileceği suur
içindeki toprak parçası.2/ Ünk asidin tuzu ya da es-
teri... Cezayir'de bir liman kenti. 3/ Doğru olarak ka-
bul edilen iki yargıdan üçüncü bir yargı çıkarma te-
meline dayanan bir uslamlama yolu... Bir renk. 4/ Ağ-
n Dağı'na verilen bir başka ad. 5/ Eski dilde kulak...
"Çok sarhoş" anlamuıda argo sözcük. 6/Bakınn sim-
gesi... Incekamış... Japonlinkdramı. 7/Seçkin... Mü-
saade. 8/ Gerçekleştinlmesi olanaksız tasar ya da dü-
şünce. 9/ " — Kusturica": Bosnah sinema yönetme-
ni... Jane Austen'in bir romanı.