17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Şartla salıvermeden yararlanan eylemci tutuklular, 'isyan çıkardıklan' gerekçesiyle bırakılmadılar Ftipinekarşı eyleıııplanı F tipi icin cezaevi tasarısı AB'ye uyumlu gardiyan eğitimi ANKARA (Cunüra- riyet Bûrosu) - F tipi cezaevlerine hazırlık düzenlemeleri arasında bulunan Ceza Infaz Kurumiarı Personeli Eğitim Merkezleri Ya- sa Tasansı yenı yılda TBMMGenelKurulu gündemine gelecek. Tasan, Avrupa Birli- gi'ne üyelik sûrecinde hükûmetin2001 yılın- da yasalaştırmayı vaat ettiğı düzenlemelerara- sında yer alıyor. TBMM Adalet Ko- tnisyonu'nda kabul edilen tasan plan-büt- çe komisyonunda da görüşülecek. Tasannın gerekçesinde çağdaş ceza infaz sisteminin "hfikümlüyû iç varb- ğma nûfuz ederek ıs- lah etmek ve bir daha suç işlemesinin önüne geçerektDphımayarar- h birey olarak serbest btrakmak" olduğu vur- gulandı. Düzenleme- nin, cezaevi persone- lini "insan haklanna saygılı, adalet, onur ve tarafsızlık duygulan- na sahip kişüer olarak yetiştinneyi amaçladı- ğVkaydedildi. Tasan- nın yasalaşması duru- munda, infaz koruma memurlan genel hu- kuk bilgisi, insan hak- lan, yönetim hukuku, ceza ve infaz hukuku, toplumsal ilişkiler, sos- yal hizmetler, beden- sel ve toplu savunma sporian aianianndaeği- tim görecekler. Kurulacak egitim merkezlerinin başkan- ları birinci sıntf adli yargıç ve cumhuriyet savcıian arasından, yar- dımcılan da meslekte en az 5 yıl görev yapan adli yargıç ve cumhu- riyet savcıian arasın- dan dört yıl için atana- cak. Eğitim merkezi- nin daraşma organı ola- rak eğitim kurulu oluş- turulacak. Kurul, Ada- let Bakanı başkanlığın- da, Adalet Bakanhğı Müsteşan, Yargıtay üyesi, Danıştay üyesi, YÖK'ün ceza hukuku alanında seçeceği bir öğretim üyesi ile eğitim bilimleri alanından se- çeceği ikı öğretim üye- si, Ceza ve Tevirifevle- ri Genel Müdürü, Per- sonel Genel Müdürü ile Eğıüm Dairesi Baş- kanı'ndan oluşacak.. Hizmet öncesi eği- tim görerek ataması ya- pılan personel için zo- nınlu hizmet süresi de öngörülüyor. Buna gö- re, en az 2 yıl cezaevin- de görev yapmayan eğitimli infaz koruma memuru, kendisine ya- pılan harcamanın 2 kat fazlasını tazminat ola- rak ödemekle yüküm- lü olacak. ANKARArtSTANBUL- (Cum- huriyet) "ŞaıHa Sahverme Vasası" kapsamına gıren "yanhm vcyatak- hk" suçundan Ümraniye Ceza- evi'nde tutuklu bulunan ve Kan- dıra F Tipi Cezaevi'ne sevk edi- len tutuklu ve hükümlüler, tahli- ye işlemlerinin tamamlanmasına karşın tahliye edılmedi. Avukatlar, tahliye edilmesi gereken kişilerin, haklannda "Devlet mahna zarar vennek" ve "Cezaevinde isyan çı- karmak" suçlanndan gıyabi tu- tuklama karan çıkanldığı için tah- liye edilemediklerini belirttiler. İn- san Haklan Demeği (ÎHD), Tür- kiye Insan Haklan Vakfi (THÎV) ve Tutuklu ve Hükümlü Aıleleri Yardımlaşma Demeği (TAYAD) tarafından yapılan ortak açıkla- mada, son cezaevi operasyonu "Türidye'ninenbüvük cezaevi kat- ttamı" olarak nitelendirildi. IHD Genel Başkanı Hfisnü ÖndüL F tipi cezaevindeki tutuklu ve hü- kümlülere işkence yapıldığını öne sürerken THtV Genel Başkanı Ya- • ÎHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, F tipi cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere işkence yapıldığını öne sürerken THÎV Genel Başkanı Yavuz Önen, bugünden itibaren F tipine karşı acil eylem planı başlatacaklannı bildirdi. ÎHD Genel Başkanı Ondül, 12 Eylül'de görülen dehşet sahnelerinin yeniden yaşandığını belirtti. vuzÖnen, bugünden itibaren F ti- ni Izleme Alt Komisyonu'nun, ta- pine karşı acil eylem planı başla- tacaklannı bildirdi. tHD, THÎV ve TAYAD dün, İHD Genel Merkezi'nde ortak bir ba- sın toplantısı düzenlediler. Ceza- evi operasyonlannda ölçüsüz şid- det uygulandığını belırten Öndül, kimlerin hangı cezaevinde olduğu- nun bilinmediğini söyledi. Ondül, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün bunlan tek tek açıklama- sını istedi. Öndül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ftipindeinsanlara iş- kence yapümaktadır. 12 Eyliil dö- neminde gördûğûmüz dehşet sah- nderiyeniden yaşanmaktadır Res- mi insan haklan kuruhışlannında devreye girmesi gerekmektedir. TBMM tnsan Haklan Cezaevfcri- tüini keserek bu konuda inceleme- ler yapması gerekmektedir. tnsan haktanndan sonımlu Devlet Baka- nı'nı da göreve davet edîyoruz," Yavuz Önen de, müdahaleden itibaren çok yaygın insan haklan ihlalleri olduğunu, işkence, kayıp ve ölümlere ilişkin çok ciddi iddi- alar bulunduğunu söyledi. Tüm resmi ve gaynresmi kuruluşlara acil eylem çağnsında bulundukla- nnı belirten Onen, ölümlere iliş- kin ciddi gözlemler, operasyon- larda ateşli silah ve ciddi şiddet uygulandığına dair ciddi iddialar ve tanıkhklar bulunduğunu kaydet- ti. Bu arada, însan Haklan Komis- yonu üyesi Mehmet Bekaroğhı da "AvukaUar ve aileler 50kişmin ka- yıp olduğunu söylüyor. Ancak bi- ze81dşûımBiniııiverebidiier.Araş- tmnalanmızsonucu 2'sinin yerini bulabüdik. Ancak 6 kjşj hakkında bflgiyok''dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, Istanbul Taksim'deki şubelerinde Kandıra ve Edirne F Tipi cezaevleriyle il- gili izlenimlerini anlatûlar. Avukat Mihriban Kırdök, 'yardun ve ya- takhk' suçunun da af kapsamına almdığını anımsatarak yüzlerce tutuklu ve hükümlünün, haklann- da 'devlet mahna zararvermek' ve 'cezaevinde isyan çıkarmak' suç- lanndan çıkanlan gıyabi tutukla- ma karan nedeniyle aftan yararla- namadıklannı belirtti. Kırdök, ce- zaevi operasyonlan sırasında gö- revini kötüye kullanan yetkililer hakkında 'kalem bfle oynaüimaz- ken', operasyonda saldınya uğra- yanlar için hiç zaman kaybedil- meden böyle bir karar alındığını vurguladı. Törene izin verilmedi "Hayata Dönüş" operasyonunda, Bayrampaşa Cezaevi'nde "yanarak" yaşamını yitiren ölûm orucu eylemcişi Yazgülü Güder Oztürk'ün cenazesi memleketi Hatay'a gönderildL Tutuklu yakını ailelerin, Gaa MahaDesi Cemevi'nde yapmayı planladığı törene potis izin vermedL Buntın üzerine Adh Tıp Kurumu'na gjden aikler, sloganlar eşüğinde, cenaze>i Esenler Otogan'ndan memleketi Hatay'a gönderdiler. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) ADALET BAKANLIĞI: ÎDDÎALARASILSIZ 'Cezaevlerindeldısınma sorunian giderikti' ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Ada- let Bakanlığı, F tipi cezaevlenne nakil- lenn planlandığından önce yapılması ne- deniyle yaşanan ısınma sorunlannın gi- derildiğini bildirdi. Adalet Bakanlığı'ndan dün yapılan ya- zıh açıklamada, müdahaleler sırasında ba- zı cezaevlerinde ciddi hasarlar meydana geldiği, bu nedenle açılması ertelenen F tipi cezaevlerine zorunlu olarak nakil ya- pılması gereği doğduğu kaydedildi. Açık- lamada, Edirne F Tipi Cezaevi'ne 348, Kocaeli F Tipi Cezaevi'ne 339 ve Sin- can'a 338 tutuklu ve hükümlünün yerieş- tirildiği anımsatıldı. Kaloriferlerin yan- madığı, sulann akmadığı, elektriğın ke- sik olduğu, tutuklu ve hükümlülerin te- davilerinin yapümadığı yönündeki haber- lerin asılsız olduğu kaydedilen açıkla- mada, hizmete açılan 3 cezaevinde Ön- ceden açılan ikişer adet sondaj kuyusun- dan bin tonluk depolara devamlı su ve- nldığı, sular kesilse bile asgari 3 günlük su stoku bulunduğu bildirildi. F tipi ce- zaevlerinin kısa süre içerisinde açılma- lan planlanmadığı için nakiller sonra- sındâ binalann tüm kaloriferlerinin sü- rekli olarak yakumadığı kaydedilen açık- lamada, "Bu nedenle de nakiller sonra- sında kısa süreli ısınma proMemleri ya- şanmışür. Ancak şuanda kaloriferlerde- vamta yanmakta ohıp ısınmayla ilgfli tûm proUemler giderilmiştir'' denildi. Açıklamada, tutuklu ve hükümlülerden açhk grevi ve öKim oruçlan nedeniyle sağ- lık durumu bozulan ve kendı istekleriy- le eylemlerine son verenler ile yaralı ola- rak hastaneye kaldınlanlann tedavileri- nin yapıldığı bildirildi. Öte yandan Şeker Bayramı tatili için Samsun'un Bafra ilçesine giden Hikmet Sami Türk, burada gazetecilere yaptığı açıklamada ölüm oruçlannı destekleyen- lerin, insanlık dışı bir davramşı destek- Iediklerini belirterek sözlerini şöyle sür- dürdü: "Ötümeteşviketmek,mtiharate$- vik etmek demektir. tntihara yardmıa ohnakdemektir. Öhlm, hiçbir zaman dü- şûncelerin ifadesi için birvasrta olarak kul- lanılmamatadn-." Erzurum y da hayvanlara 'hanşir' zulmü Erzurum'da pire ilaçlannm pahahhgmrian yakınan kö\lüler. inekleri ateşe veriyorlar. "Hanşir"* adı verilen ııygnlamanın daha sağilkll olduğunu savunan köylüler, "Bir tüp haşere flacuıa 15 nülyon verip ha> r vanlan böceklerden temidersek perişan oluruz" dediler. Hav^ancılıgın can p>kijrigiı»i anlatan köylüler, "Besicilerin çoğn hayvanlaruu satıp göç etmek zorunda kaldı. Köylerde kalanlar da mecburen ilkel yöntemkri kullanıyor. Modern yöntemler çok pahau. Mecburen atalannuzdan kalan yöntemi uyguluyoruz. Bu yöntemde hayvanın üzerine gazyağı döküp ateşliyoruz. En fazla 30 saniye içinde hayvanın üzerindeki bütün böcekler, hayvanın tüyleriyle birükte yanıyor" diye konuştular. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Ramazan Bayramınızı en içten duygularımla kıUlarım.. Aynı günlerde karşıladığımız Yeni Yılın size yakınlannıza, ulusumuza sağlık, mutluluk ve başarılar getirmesini dilerim... A N T A L Y A . BekirKUMBUL Büyükşehir Belediye Başkanı AVRUPA'DAN GURAY OZ Küreselleşme ve Sessiz Panik Almanya'da geçen hafta gündem maddesi, Tür- kiye'de "deli dana"diye bilinen, tehlikeli hastalığın yaygınlaşmasıydı. Kolay kolay da gündemdeki ye- rini terk edeceğe benzemiyor. Çünkü hükümet zor durumda kalmıştır, çünkü ekonomi zor bir durum içine girmiş, politikacılar şaşkınlaşmış, halk korku- ya kapılmıştır. Sığııiarda ortaya çıkan ve insana bu- laşabilen bu hastalığın temel nedeninin, sığırlara hayvan etinden yapılmış yem verilmesi olduğu söyleniyor. Yani ot yiyen hayvanlara, insanoğlu zoria et yediriyor. Doğanın bir kuralını, daha fazla para için bozuyoruz. Ama biz doğanın dengesini ne zaman bozmadık ki? Doğa-insan ilişkisi, artan bir hırs ve ivmeyle doğayla alışveriş, doğayla di- yalog olmaktan çıkanlmadı mı? Sık sık doğa den- gesinin bozulduğundan, doğanın insana sırtını döndüğünden ve bu durumun suçlusunun, do- ğayla olan ilişkisinde aşınya kaçan, ona düşman- ca davranan insan olduğundan daha sık söz edi- liyor. Herkes bundan söz ediyor; bozan da, boz- mayan da, ama dinleyen var mı? Hayır, yavaş yavaş güçlendiği izlenimine kapıl- dığımız, zaman içinde herkesin kendisini bir üye- si saydığı çevreci hareketler üzerine diskur çeke- cek değılim. Çevrecilik; paranın, sanayicinin, tica- retin, siyasal partilerin ve devletlerin alay eder gi- bi sırtını okşadığı, tehlike çığlıklan atanlann eline tutuşturduğu bir demet gülden ibarettir; bir rüya- dır. Doğa, kabaca, hesapsızca kirletildi ve kirtetil- meye devam diliyor. Hemen herkesin yandaş gö- ründüğü çevreciliğe, hemen herhükümetin, herpar- tinin programına aldığı "çevreyi koruma" masalı- na ya da yalanına karşı, doğadan yükselen homur- tular bile insanı kokutmaya yetmedi. • • • Doğanın kirlenmesi tek başına ve teknik bir ol- gu değildir. Beynimiz, aklımız, duygutanmız da kir- lendi. Bu en tehlikeli kirlenmenin belirgin işareti; in- sanın olana bitene, başkalanna ve kendine karşı vurdumduymazlığıdır. ölümlere de, sevınçlere de aynı vurdum duymazlıkla yaklaşıyoruz artık. Beh- çet Necatigil ın dediği gibı: "öğlen birdostugöm- dûm I gece eğientideydim I suç benim miydiI çağ." FOCUS dergisinin bu haftaki sayısında, tarih bo- yunca aşk duygusunun filozofik bir değeriendir- mesi yer aldı. 2000 yılının aşk tanımı şoyledir "Iki kişilik ama herkes kendisi için." Ama suçlu çağ de- ğil. Suçlu, çağın yapımcılan ve yorumculan. Yani bizleriz. Isyanı unutmuş, çılgınlığa ortak olmayı karşı konulmaz bir moda gibi benimsemiş ve za- man içinde ruhlannı yitirmiş olan bizleriz suçlular. Geçen haftalanja Almanya ölçeğinde bir toplum- sal panikten söz ediyordu Der Spiegel dergisi. Ik- limler değişiyor, hemen her yerde çaresi bulunmaz hastalıklar, sığırlarda kim bilir ne zaman başlamış deli dana hastalığı, en modern dünyaların hızla ürertiği, her gün daha fazla ürettiği ve yeniden işe yarar hale getiremediği çöp yığınlan, önü aJınmaz bir tüketim tutkusunun gittikçe artan bir hızla kış- kırtılması, "/(ürese//eşen"dünyada "yeni bir dün- ya düzeni adına ve onun yoğun propagandasıy- ia, ateşli ateşsiz silahlaria beslenen savaşlar, in- sanı "mücadete'nin yalnızca bir aracı olarak gö- ren siyasetler, daha da sayılabilir; tüm bunlar, kar- şımıza neredeyse çılgın, vurdumduymaz, kişiliksiz bir insan çehresi çıkardı. Bu insanın çehresinde utanmanın izleri gittikçe siliniyor. ••• Duyarsızlığı, "küreseileşme çağının kaçınılmaz sonucu, komplolannzafen", diye üstünkörü açık- layamayız. Bu, gerçeğin yalnızca bir kısmını, buz- dağının su üstündeki parçasını görmek olur. Ko- laycılık olur. Gerçekte halimiz, ateşli bir hastanın sayıklamalanna ve hastalığı kabul etmeyen inadı- na benziyor. Panltılı ve bu nedenle de hastalığın belirtilerinin kolayca gizlenebildiği bir çağ bu. Yi- ne de çok uzak olmayan bir zaman dilimi içinde başımızda kara bulutlann toplanıvereceğini yavaş yavaş seziyor olmamız gerekmiyor mu? • • • Her türlü sosyal, ekonomik, politik stratejinin ve taktiğin içine sızan çılgınlıklar, fanatizm, duyarsız- lık, insansızlık, kişiyi çıplaklaştıran kötülük ve hırs, kendine pariak ve ebedi bir dünya kurduğunu sa- nıyor. Içinden kötü kokular yükselen, ama kötü kokulann bize parfüm diye yutturulduğu bir dün- ya bu. Böyle bir dünyaya karşı çıkmak gerekmez mi? Görebildiğimiz bütün aynntılarda, farkına var- dığımız haksızlıklarda itiraz etmek, ses çıkarmak kendimizi de kurtarabilmenin bir yolu değil mi? Biliyonjm, böyle bir soruya sıklıklaverilen yanrt, "Ama kim haklı, kimin tarafını tutmak gerekiyorki"" şek- linde bir karşı soru oluyor. Çok mu zor bu soruya yanıt vermek? Insandan, insan emeğinden, gittikçe bireyin kendi kendiyle derdiymiş gibi görünmeye başlayan sevgiden ya- na olunamaz mı? Hiç kimse kendini yakacak ka- dar fanatik bir ruha hapsedilmişve zindana sokul- muş, oraya zorianmış ve orada iki taraftan da ku- şatılmış insandan yana olmayacak mı? Yapılacak işlerin her şeyden daha önemlisi ve başlangıcı olarak, her gün biraz daha kendini yiti- ren insandan yana olamaz mıyız? Calısma Bakanlığı verileri 1315 işçi bayrama grevde girdi ANKARA (AA)-Türk- Iş,Hak-lşveDlSK'e üye toplam 1315 işçi, Şeker Bayramı'nı grevde geçirecek. 3 konfederasyona bağlı 8 sendika tarafmdan çeşitli illerdeki 18 işyerinde sürdürülen grevlerde, bu işyerlerinde çalışan 1825 işçiden 1315'i Şeker Bayramı'm grev önlüğü ile karşıladı. Calışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Genel Müdürlüğü verilerine göre Türk-lş'e bağlı TÜMTİS Sendikası 7 işyerinde, DlSK'e bağlı Tekstil Sendikası 3 işyerinde, Hak-lş'e bağlı Oz Çelik-lş Sendikası ile DlSK'e bağlı Basın- Iş Sendikası 2 işyerinde, DtSK'e bağh Birleşik Metal-Iş Sendikası, Türk-lş'e bağlı Ağaç-lş, Belediye-lş ve TOLEYİS sendikalan da 1 'er işyerinde grev uygulamasında bulunuyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle