17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 11 ŞİRKETLERDEN • Toys'RTs, miniklere yılbaşı hedhesi "Tekno" yavTu köpeği piyasaya sundu. Yapay zekâ programı sayesinde beslenen, oyun oynayan, ağlayan, koşan ve haviayan köpek algüayıcılan sayesinde çevresindeki her şeyi görebiliyor. • PANASONIC, yeni yıl alışverişine çıkanlara üç ayn seçenek sunuyor, GD52,GD92veGD93. GD92 ve GD93 kullanıcılarına, kişiye özel zil sesi sayesinde telefon çaldığında diğer telefonlardan ayırt etme imkânı sağlıyor. • ECZACIBAŞI-AVON, erkeklere yılbaşı sürpria hediyeli parfümleri sabşa sundu. MandaHna. adaçayı ve sedirağacı aroması kanşımmdan elde edilen "Perceive For Men"le birtikte yılbaşma özel masa saati hediye ediüyor. • TURK NET, ahşveriş sayfalannda 700'ü aşkın ürünü kullanıcılann beğenisine sundu. Aynca, yılbaşı özel sayfalannda, yılbaşında nereye gitsek, ne giysek gibi sorular, pek çok öneriyle yanıtlanıyor. • Bliss Yüz Bakım ve Vücut Bakım Merkea, .A yılbaşına özel olarak < •< • -ı hediye sertifıkası sunuyor. Hediye sertifikası ile Skin Master'la uttrason terapi yapürılabilir veya LPG cihazuıdan yararianabilirsiniz. • MACROCENTER, yılbaşı özel hediyelerini tüketicilerin begenisine sundu. Küllûk ve saksı 2 milyon 150 bin ile 13 mılyon lira arasında değişirken, yerli ve ithal mumun fiyatı da 525 bin lira ile 8 milyon 500 bin lira arasında saüşa sunuluyor. • ÇARŞI'da baynun ve yılbaşı nedeniyte yüzde 50'ye varan indirimler başladL Advantage Card sahiplerine özel 6 taksit kampanyası da 31 Arahk'a kadar devamedecek. • J&B, alışvenşlennde 75 cl'lik J&B alan herkese bere hediye ediyor. San ve yeşil berelerin hediye edıldiği promosyonlu J&B'ler 12 milyon 750 bin liradan satışa sunuldu. NTVEAVISAGE, 4 özel yılbaşı setini müşterilerinin begenisine sunuyor. Yüzde 30 indirinüı setler, normal-karma ciHer için iki çeşit set, kııru ve hassas cütler için bakım setive lanşıklıklara karşı baknn setinden oluşuyor. Maliye, rant gelirlerini vergilendirirken yaptığı farklı uygulama nedeniyle eleştirildi Faiz Vergisnide adaletsızKkANKARA (ANKA) - Deği- şik yatınm araçlannın getirile- rinin farklı biçimlerde vergi- lendirilmesi adaletsizliğe yol açü. Bankacılann kasım ayın- da yaşanan mali knzin gerek- çeleri arasında gösterdiği ver- gılendirme sıstemi eleştirilere neden oldu. Tasarruflannı bankada mev- duat olarak değerlendirenler 2000 yılında elde ettikleri faiz gelirlerini peşın vergi ile öder- ken tahvil ve Hazinebonosuna yatınm yapanlara gelir vergisi stopajının uygulanmadığı ve reel faiz oluşturmadığı gerek- • Tasarruflannı bankada mevduat olarak değerlendirenler 2000 yılında elde ettikleri faiz gelirlerini peşin vergi ile öderken tahvil ve Hazine bonosuna yatınm yapanlara gelir vergisi stopajının uygulanmadığı ve reel faiz oluşturmadığı gerekçesiyle de tek kuruş vergi uygulanmadığı dikkat çekti. çesiyle tek kuruş vergi uygu- lanmadığı dikkat çekti. Sadece Kasım 1999 sonuna kadar çok yüksek faizlerle ih- raç edilen tahvil ve bonolardan vadelerine göre yüzde 4, yüz- de 9 ve yûzde 14 oranlannda deprem vergisi tahsilatı yapıl- dı. 2000 yılında ihraç edilen kâğıtlardan, elde edilen faiz gelirleri için ise tek kuruş ver- gi alınmadı. Bankalarda vadeli ya da va- desiz Türk Lirası veya döviz mevduatı ola üar, mevduatla- nnın vadesı dolduğunda ya da vadesiz hesaplanna faiz yûrü- tûldüğûnde, bu gelirlerinin yüzde 13'ü oranında gelir ver- gisi stopajı ödediler. Bu gelişmelerle birlikte Ver- gi Yasası'nın, faiz gelirlerinin reel bölümünü vergilendirme- ye yönelik hükmü de tartışılır hale geldi. Hazine, 1999 yılında, kasım ayına kadar yüzde 100'ünüze- rinde faiz oranlanyla ve büyük ölçüde vadesi 2000 yılında do- lacak şekilde borçlandı. 2000yıhenflasyonu ~ 2000 yılında Hazine'nin yaptığı faiz ödemelerinin önemli bir kısmı bu kâğıtlara ilişkin oldu ve önemli ölçüde reel gelir elde edildi. Bu yıl ih- raç edilen tahvil ve bonolann reel faiz gelirine yol açıp açma- dığı ise ödemelerinin yapıldı- ğı tarihteki yıllık enflasyona göre şekillenecek. 2000 yılında elde edilen re- ef faiz gelirinin ölçülmesinde, 2000 yılı faiz oranlan ve Ekim 2000 sonu itibanyla yüzde 56 olan yeniden değerleme oranı- nın esas alınmasının yanlış so- nuç verdiği ifade edildi. Hesaplamanın bu şekilde ya- pılmasının Vergi Usul Yasa- sı'ndan kaynaklandığı kayde- dildi. KöTÜMSERLERİN ORANI YÜZDE 18 Sanayicide gelecek kaygısı artıyor ANKARA (ANKA) - Ima- lat sanayıınin genel gıdışatı konusundaki iyımserlik bek- lentısı, kasım ayında belirgin biçımde azaldı. Merkez Bankası'nın ima- lat sanayıi işyerlerinde yaptı- ğı "İktisadi Yönefim Anke- ti"ne göre genel gidiş hakkın- da iyimser olan ışyerlerinin ekim ayında yüzde 22.7 olan oranı, kasımda yüzde 16.2'ye düştü. Gidişatın değişmeye- ceğı kanısında olanlann ora- nı yüzde 66.7'den yüzde 65.8'e gerilerken kötümser- lerin oranı yüzde 10.5'ten yüzde 18'eyükseldi. Gelecek üç ayhk dönemin ihracat olanakları bakımın- dan nasıl olacağı sorusuna göre, iyimserlerin oranı yüz- de 19.8'den yüzde 17.3'e ge- rilerken kötümserler yüzde 14'ten yüzde 17.3'e çıktı. Son bir ayda alacak tahsüin- de gecikme olduğunu bildi- renlerin oranı yüzde 16.4'ten yüzde 21.4'e yükseldi. önü- müzdeki üç ay içinde üretimi kısabilecek faktörlenn başın- da tüketimde daralma bek- lentisi sayıldı. Fiyatrekabetikorkuttu Işyerlerinin yüzde 79'u, sipariş ve satışlarda olası dü- şüşlerin üretimi kısabıleceğı tahmıninde bulundu. Ihracat siparişi almayı engelleyebi- lecek faktörlerin başında, iş- yerlerinin yüzde 62.5'inin işaret ettiği fiyat rekabeti geldi. G. Komti banka rı direniyor Hükümetin bir plan çerçevesinde birkşmeye zoriadığı Güney Kore'nin mali durumu bozuk bankalannın çahşanlan işlerinden olmamak için yapoklan tepki grevini ve sokakta ohırma eylenüni devam ettiriyoriar. Polis kuvvetierinin, "işlerinin başına dönmeleri, aksi halde cezalandınlacaklarT yönündeki uyansına karşuı Kore Bankası'nın yaklaşık 10 bin kadar çalışanının günlerdir süren sokak işgali dün de sona ermedL Cuma gûnünden bu yana çadırlarda kalan sendikab- sendikasız banka çahşanlan, hükümetin bankacıhk reformu projesinden vazgeçmemesi durumunda eylemlerini vıırt çapında \ a\ gınlaştıracaklannı benrttiler. Bankacuann bağlı bulunduğu sendikamn 1.1 milyon üyesi bulunduğu bfliniyor. Esnaf dernekten, dernek esnaftan, bavul ticaretl yapan turlst İse hepsinden yakınıyor LaldVdeherkes durumdan şikâyetçi ÖYKÜTANYEL Laleli esnafı Laleli Sanayici Işadamlan Derneği'nden(LA- SİAD), LASİAD esnaftan, tu- rist ise Laleli'den şikâyetçi. Türkiye'nin toplam ihracatının 1999 yılı itibanyla yaklaşık yüzde 10'unu oluşturan Lale- li, kaderine terk edilmiş du- rumda. Laleli, yapılmayan ya- tınmlar ve alınmayan önlem- lerden ötürü adeta kan kaybe- diyor. Laleli'de, 1996'da gerçekle- şen 8 milyon 848 bm dolarlık bavul ticaretinin, 1997'de 5 milyon 849 bin dolara, 1998 de 3 milyon 689 bin dolara, 1999'da 2 milyon 255 bin do- lara gerilemiş olduğu kaydedi- liyor. Laleli esnafı, yılbaşı öncesi yaşanan hareketliliğın memnu- niyetini yaşarken yılbaşı sonra- sında da işlerin tekrar kötüleş- mesi endişesüıi taşıyor. Son beş yılda bavul ticare- tinde gözle görülür bir düşüş yaşandığını ifade eden LASl- Laleh' esnafi yılbaşı öncesindeki harekedilikten memnun. (Fotoğraf: GÜLŞEN CEBECt) ADBaşkanı Ayhan Karahan, aynı dönem içerisinde Türki- ye'nin ihracatında dolar bazm- da bir düşüş yaşanmadığuıı be- lirtiyor. Karahan, yaşanan bu düşüşü, Türkiye'nin bavul ti- caretmdeki pazar paymın da- ralması olarak nitelendiriyor. Bavul ticaretinde Çin, Malez- ya ve Dubai gibi pazarlann it- halatçılara büyük avantajlar sağladığını ve bu pazarlara yö- nelik ilginin giderek arttığını sözlerine ekliyor. Öte yandan Laleli esnafi, yıl- lardır bu bölgeye kayıtsız ka- lınmasından şikâyetçi. Lale- li'de herhangı bir örgütlenme olmadığını ifade eden esnaf, LASİAD'ın Laleli'nin sonm- lannı çözebilecek bir dernek olmadığı görüşünde. LASİAD Başkanı Karhan, Laleli'de 30 bin civannda esnaf bulunduğunu, ancak 500 civa- nnda üyelen olduğunu söyle- yerek sivil toplum anlayışı ül- ke genehnde sahıplenilmedığı gibi Laleli'de de örgütlenmeye soğuk bakıldığını belirtiyor. Karhan, esnafın aidat vermek- ten kaçtığının, bu nedenle der- neğe üye olmadıklannın altını çizıyor. Laleli esnafı ise LASİAD'ı, zenginlerin kendi aralannda kurduklan bir demek olarak nitelendirerek 'esnaf ile onla- nn derderi çok farkh' görüşü- nü dile getiriyor. 'Laleli nasıl kurtulur' Laleli esnafı ve LAStAD, Laleli 'nin bir an önce 'özel böl- ge' olması gerektiği görüşünü paylaşıyorlar. Karhan, Laleli bölgesinin belge ve kayıt düze- ninde büyük sorunlar yaşadığı- nı belirterek Laleli bölgesinde gümrük alanı gerekli olduğu- nu, tüm denetlemelerin ve bü- rokratik işlemlerin yapıldığı gümrük antrepolan istedikle- rini kaydediyor. Gİ TOPL ZJMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozlemyuCayahoo.com Bilgisayar + Pasta = Güven Duygusu + Para Başlık ilk bakışta garip, hatta anlam- sız gelebilir. Ancak en azından, birçok Penjlu ev hanımı için bunlar artık gün- lük yaşamın alışılagelmiş sözcükleri... Internete bağlanıp "www. tortespe- ru.com.pe" adresine girin, Perulu Ma- ria Del Carmen Vucetich ile kocası Edwin San Roman'ın oluşturduklan ve kısa bir süre içinde Perulu birçok ev ha- nımının katıldığı sitede şöyle bir gezinin. Ev yapımı çeşit çeşit pastalar ve kek- lerden oluşan kataloğu inceleyebilir, Pe- ru'da yaşayan bir arkadaşınız ya da ya- lonınız varsa ve ona bir sürpriz yapmak istiyorsanız, dilediğiniz pastadan sipa- riş edebilirsiniz. Ama tabii ki bunlan yalnızca ev yapı- mı Peru pastalan hakkında bilgi sarıibi olmanız ya da eğer varsa o ülkedeki ya- kınlannıza göndermeniz için anlatmıyo- ruz. Yukanda bahsettiğimiz söz konusu site, gelişmekte olan ülkelerin kalkmma süreçlerinde, bilişim teknolojilerinin ya- rariannı daha geniş kitlelere yayabilmek için kurulan uluslararası bir kuruluşun 2000 yılı proje ödülünü kazanan gerçek birörnek. Fikir, Perulu Maria'nın eşi Ed- win'in 1993 yılında işletme kursu almak için gittiği Isveç'te internetle tanışıp si- telerde gezinmesi ile doğar. Kenyailı bir arkadaşı dolayısı ile o ülke hakkında bil- gi sahibi olmak isteyen Edvvin, "Kenya" sözcüğünü yazıp arama yapınca ABD'- de kenya isimli bir yemek sitesi ile kar- şılaşır. Böylece ödüle kadar gidecek olan yolun da ilk adımlan atılmış olur. Edvvin Peru'ya döndükten spnra ancak 1996 yılında ilk siteyi kurar. Ülkede e-ti- caret'in yok denecek kadar az olduğu o dönemde, yurtdışında yaşayan Peru- iulara hitap ederek yakınlanna ev yapı- mı kek ve pastalar gönderip sürpriz yapmalan hedeflenir. Başta ödemelerin nasıl yapılacağı olmak üzere çeşitli so- kursa katılma zorunluluğu. Önce bilgi- sayar başına geçmekten bile korkan Perulu kadınlann, 3 saat gibi kısa bir süre içinde e-posta adreslerine girme- yi, web srtelerini bulmayı öğrendikleri görülür. Kısa adıyla IICD diye tanımlanan Uluslararası lletişim ve Kalkınma Ensti- tüsü'nün (International Institute for Commumunication and Development), 2000 yılında 3 ödülden birini bu proje- Perulu birçok ey hanımmın katıldığı www.tortasperu. com.pe adresindeki sitede gezinip, ev yapımı çeşit çeşit pastalar ve keklerden oluşan kataloğu inceleyebilir, Peru'da yaşayan bir arkadaşınız ya da yakınınız varsa ve ona bir sürpriz yapmak istiyorsanız, dilediğiniz pastadan sipariş edebilirsiniz. runlarta karşılaşılsa da belli bir süreç içinde zoriuklar aşılır. Bir yandan sipa- rişleri alıp pastalan hazırlayan, bir yan- dan da çocuklannı büyüten Maria'nın önce yakın çevresi, komşulan ve arka- daşlannın katılımı ile genişleyen ağ, kı- sa süre içinde neredeyse tüm Peru'ya yayılır. Ancaktortasperu'nun üyesi olmak is- teyen ev hanımlannda aranan tek bir koşul vardır. O da, pazariamaya ilişkin temel bilgilerin ve e-ticaret için intemet kullanımının oğretileceği kısa süreli bir ye neden verdiği şu şekilde izah edili- yor - Pasta ve kek gibi çok basit ürünler- le bile e-ticaret oluşturup ülke genelin- de yaygın hale getirebildiği için; - Ev hanımlannın çok kısa bir süre içinde interneti kullanıp siparişleri ala- bileceklerini ortaya koydugu için; - Yıne ev hanımlannın pasta yapma, çocuk bakımı ve internet kullanımını ba- şanlı bir şekilde bir arada yürüterek evin bütçesine katkıda bulunduklannı kanıt- ladığı için; - Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlann iş ve gelir yaratmak için ha- yal güçlerini ve yaratıcılıklannı biraz zor- layarak büyük fırsatlar yaratabilmenin olanaklı olduğunu gözler önüne serdi- ği için; Dünyanın dört bir yanında gelişmek- te olan ülkelerde gerçekleştirilen bu ve benzeri örnekleri değerlendiren IICD, her yıl 3 ya da dört projeyi ödüle layık görüyor ve kamuoyuna tanıtıyor. 2001 yılında gerçekleştirilecek yanşmanın fi- nalistleri 22 Nisan 2001 'de ilan edilecek ve 1 Mayıs'ta, ödüle layık bulunan 3 proje seçilecek. Peru gerek ekonomik göstergeleri ve içinde bulunduğu borç yükü, gerekse ülke içinde gelir dağılımındaki dev uçu- rumlar açısından karşılaştırıldığında Türkiye'den çok farklı bir ülke değil. Tür- kiye'nin dört bir köşesinde kadınlann yöresel kültürlerini de yansıtarak doku- duklan nakışlar, el oyalan, aracılık işin- den büyük paralar kazananlan devre- den çıkararak doğrudan alıcıya ulaşa- bilir. Semtlerde, köylerde, kasabalarda oluşturulacak küçük örgütlenmelerie kadının emeği en iyi şekilde değerlen- dirilebilir. Yazının başında da vurguladı- ğımız gibi, önce bilgisayar başına otur- maktan korican Perulu kadın, 3 saat gi- bi kısa bir süre içinde internette sipariş- leri takip edebilir hale gelebiliyorsa bu- nu Türkiyeli kadın neden yapmasın?.. ÇİFTÇİ DOSTÜ SADULL4H USUMİ İyi Niyet Değil Kötii Niyet Mektubu IMF'nin ek niyet mektubu tam bir felaket... Türk tanmını yerli ve yabancı şirketlere teslim et- mek için bundan daha etkili bir plan düşünüle- mezdi. Uygulama başladığı andan itibaren 30 milyon- dan fazla insanımız bir lokma ekmeğe muhtaç ka- lacak... Belli bir kesimin kölesi haline gelecektir. IMF'nin verdiği ek mektup aslında 'iyi niyet' de- ğil, tam bir 'kötü niyet' mektubudur. Herkes iyi bilmelidir ki bu 'kötü niyet' mektubu- nun gerekleri yerine getirildiği takdirde tarlalar ye- rinde kalacak, ama birçoğunun sahipleri mutlaka değişecektir. Yıllardan beri geçimini topraktan sağlayan insanlanmız gidecek.. yerine yerli ve ya- bancılardan kurulu çokuluslu şırketler gelecektir. IMF'nin asıl amacı budur. Yabancı şirketlerin beklentileri de bu görüşü- müzü doğrulamaktadır. IMF önerilerini birlikte inceleyelim: 1- Hububat destekleme alımlarının miktariarı azaltılacak... 2- Toprak Mahsulleri Ofisi'nin tahıl stoklan du- şürülecek... 3- 2001 yılında buğday destekleme alım fiyat- lan yüzde 12'den fazla arttırılamayacak. Dünya fi- yatian ile aradaki fark en fazla yüzde 20 olacak... Bu arada herkesin bilmesi gereken bir gerçek dâha var. Ağız alışkanlığıyla hâlâ "devlet desteği" deyimini kullanryoruz. Ama aslında devletin çiftçi- ye yaptığı tek kuruş destek yok. Tarn aksine, buğday ureticileri devletı destekli- yor. Üreticınin kilosunu 150 bin liraya mal ettiği bir kilo buğdayı devlet, üreticinin elinden 80 ila 100 bin liradan satın alıyor. Böylece üretici kılo başına devlete 50 ila 60 bin lira destek vermiş oluyor. Çiftçinin devlete yaptığı destek saymakla bit- mez. örneğin bazı yıllar çiftçi ürun bedellerinı ay- larca devletten tahsil edemez, hatta bu yüzden resmi ve özel bankalara, tefecilere akıl almaz fa-- izler ödemek zorunda kalır. Bu paralar da çiftçinin kesesinden çıkar... IMF'nin açıkladığına göre 2001 yılında buğda- ya yapılacak zam yüzde 20'yi geçmeyecekmiş. 2001 yılında tahmin edilen enflasyon oranı ise yüzde 35 ile yüzde 40 arasında. Demek ki aradaki yüzde 15 ile yüzde 20 fark ge- ne çiftçinin cebinden çıkacak. • • • Devlet ve hükümet büyüklerimizin umut bağla- dığı "Doğrudan Gelir Desteği"n\n de geleceği pek parlak gözükmuyor. Bu tür bir destek için büyük paralar gerekir. Dev- let bu paraları nasıl ve nereden bulacak? Devletin parası varsa, yapsın. Çiftçiye verilecek her türlu desteğin yararlı olacağına ve fazlasıyla geri döneceğine inanıyoruz. Ama daha pamuk, zeytinyağı primlerini ödeye- meyen devlet, tüm tanm kesimine yapılması dü- şünülen para desteğinı nasıl sağlayacak. Büyük bir ihtimalle primlerde olduğu gibi ilan edilen destek bedelleri zamanında ödenemeyecek... Çiftçi aylar- ca parasını alamayacak, bankalara ve esnafa olan borçlannı kapatamayacak... Biriken kredi faizleri- nin altında yok olup gidecektir. Tarlalan, traktörle- ri, hayvanlan.. ne kadar malvariığı varsa haraç me- zat satılacak. • • • IMF pancar üretimine de el attt. Yapılan açıkla- maya göre, pancar üretimimiz 12 milyon 500 bin tondan 11 milyon 500 bin tona düşürülecekmiş. Gelecek yıl 11 milyon 500 bin ton da fazla gel- di denilecek... Üretim 10 milyona belki de daha aşağıya çekilecek... Peki... Bizim milyonlarca üreticimiz pancar eke- mezse ne yiyip içecek hiç duşünen yok. Geçmiş yıllarda üretimimiz 15 milyon tonun üzerındeydi. Dengeli bir üretim ve tüketimimiz vardı. Bazı yıllar az bir ithalat veya ihracatla sorunlarımızı çözebili- yorduk. Ancak 1996 ve 97 yıllanndan sonra yurdumuza sokulan kaçak şekerier, dengelerimizi altüst etti. Şimdi üretimimizi kısıtladığımız halde şekerfazla- mız var. Aynca tatlandıncı imalatına hız verildi. Hatta teş- vik edildi. Her yıl 500 bin ton tatlandırıcı imalatının hedeflendiği bildiriliyor. Her şey çok açık. Tatlandıncı imalatı arttıkça şe- ker tüketimimiz azalacak ve sonuçta milyonlarca üreticimiz işsiz kalacak. Türkiye'nin her yıl bir milyon tondan fazla mısır açığı var. Tatlandıncılar da mısırdan imal edildiği için Türkiye'nin mısır açığı yılda 2 milyon tonu ge- çecek. Böylece pancar ureticileri açlık tehlikesiy- le karşı karşıya kalırken paralanmız da yabancı ül- kelerin çiftçilerine armağan edilmiş olacak. Not: Okurianmızın yeni yılını, Şeker Bayramı'nı kutlar, sağlık, mutluluk ve başanlar dilerim. Ziraat Odaları Birliği Çiftçiyi zor bir yıl bekliyor ANKARA (AA)-Tür- kiye Ziraat Odalan Bir- liği (TZOB) Başkanı Fa- ruk Yücel, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) gelecek yü hem çiftçiye diyet yaptıracağını hem de bütçeye yük getirece- ğini öne sürdü. Yücel, IMF'ye verilen ek niyet mektubunda, Türkiye'nnı tanm ürün- lerinde de ithalatçı ülke durumuna getirilmek is- tendiğini ileri sürerek, bu mektuptaki en önem- li maddelerden birinin şekerpancan ekim alan- lannın daraltılması oldu- ğunu söyledi. Şekerpancannm hay- van yemi açısından öne- mine işaret eden Yücel, pancar ekim alanlannın daraltılmasının, hayvan- cüığı olumsuz yönde et- kileyeceğini bildırdi. Şekerpancan kotalan- nın düşürülmesinin, za- ten somnlu olan patates, soğan, kavun, karpuz gı- bı ürünlenn sonınlannı daha da arttıracağını vurgulayan Yücel, böy- lece, hem şekerpancan üreticisinin hem de ka- vun, karpuz, patates üre- ticisinin mağdur olaca- ğmı savundu. Yücel, çiftçinin 2000 yılını arar duruma gele- cegıni ve dunımdan sa- nayicilerin de olumsuz etkileneceğinı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle