25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2000 CARSAMBA 8 HABERLERİN DEVAMI Istanbul Edirne Y 14 Sinop Y 18 Adana PB 12 Samsun PB 19 Mersin Kocaeli _Y 17 Trabzon PB 16 Diyarbakır Çanakkale PB 16 Giresun Izmir PB TE Ankara PB 17 Şanhurfa Y 13 Mardin Manisa PB 13 Eskişehir Y 13 Siirt Aydın Denizli Y 1 5 Konya Y 12 Hakkâri Y 16 Sıvas PB 7 Van Zonguldak Y 16 Antalya Y 15 Kars PB Marmara'nın doğusu, Guney ve iç Ege. Ak- denız, İç Anadolu'nun guney ve batısı, Batı Karadenız, Doğu Ana- dofu'nun guneyı ıle Gu- neydoğu Anadolu sa- ğanak ve gök gurultulü sağanak yağışlı, dığer yerfer parçalı bulutlu geçecek Hava sıcaklı- ğında önemlı bır değı- şıklik olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y K Y PB B B B B 6 1 7 12 11 10 14 12 Berlin PB 9 Moskova K -5 Budapeşte B 8 Aşkabat PB 16 Madrid Y 13 Astana K 0 Viyana B 9 Taşkent Y 12 Belgrad B 8 Bakû Y 10 Sofya Y 10 Bişkek Y 12 Roma B 16 Tıflis B 12 Atina Y 14 Kahire Y 22 Münih PB 10 Zürih B 12 Şam Y 18 ( T ^ Parçalı bututKı BuKjtiu t Çok bulutlu • Yagmurtu Karlı KMkgüriütülü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Çalışanlar "ileri göıiışlü vaatlerden" umudunu kesti. Sokağa döküldü. Emek Platformu'nu oluşturan büyük konfederas- yonlann (Türk-lş, Hak-lş, DİSK, Kamu-Sen, KESK) eyiem planlannda uyuşmazlığa düştükleri yaygınlaş- tı. Bu söylentiler boş. Zira: Eyleme katılacakîann sayısı arttı. Emek Platfor- mu'nu oluşturan 3 işçi, 3 memur, 3 emekli konfede- rasyonu, 6 meslek biriiğinin... 1 Aralık Cuma günü yurt çapında iş bırakmasına karar verildi. Iki gün sonra Emek Platformu'nun öngördüğü eylem ne öl- çüde başarılı olacak ya da bir çeşit genel grevi an- dırdığı savıyla olayları bugün izlemekle yetinen hü- kümet bir iki gün içinde nasıl harekete geçecek, bel- li değil. Hükümet, son ay hemen her cumartesi Kı- zılay Meydanı'ndaki mitinglere engel olmadı. Ama bu mitingler sadece bir konfederasyonun eylemiy- di ve hükümet düşüncesine uygundu. Nedir hükü- met düşüncesi? "Bırakınızyapsınlar, bırakınız konu- şup rahatlasınlar!"Ama cuma günü hükümet düşün- cesine pek uymuyor. İş bırakma olayı yurt çapında beliriendiği veya is- tenildiği gibi uygulanırsa; cuma günü doktorlar ve hemşireler sadece acil hastalara bakacak. öğret- menler derse girmeyecek. Devlet daireleri, beledi- yeler çalışmayacak. Çöpler toplanmayacak. Tren seferleri duracak. THY çalışanlan da eyleme katılırsa iç ve dış uçuşlar ya yapılamayacak ya da - kule çalışanlannın dayatmalarına hükümet hâlâ ça- re bulamadığı için yolculann kanıksadığı- aksama- lar izlenecek. Hükümet, boylesi uygulama durumunda Türki- ye'yi sarsacak direnmeye sessiz kalabilir mi, "bıra- kalım yapsınlar, bırakalım iş bırakıp rahat/asın/ar" diyebilir mi acaba? Başbakan Ecevrt daha bugünden küçük kâğıtla- ra "uyan metnini" yazmış, ağır aksak okumaya ha- zırlanıyordur bile. Başbakan'dan "İş bırakma eyle- miyasalara aykındır ve kuşku yok, yasalann öngör- düğü tüm önlemler alınarak toplumun kargaşaya sürüklenmesine izin verilmeyecektir" içeriğinde ola- sı söylemler bekleniyor. Davul zurna az Hükümetin, üstelik sosyal demokrat ağırlıklı bu hükümetin çalışan kesimin yaşam hakkı arayan ey- lemlerine karşı çıkmaya hakkı yok! Üç yıl sonraki olası refahı düşünerek 30 milyon do- layında insanı temsil eden sendikalar, maddi olanak- lara kelepçe vuran hükümeti destekleyebilir mi? Üs- telik sendikalar IMF'nin himaye kanatlanna sığınan bir hükümeti neden desteklesinler? "Işte Türkiye gerçeği". Bu başlık ve hemen sonra geten sözcük- ler, sendikalann eylem planlannı doğrudan destek- liyor "Hükümet ve IMF 'ekonomi iyi yolda' derken ramazan yardımı için binlerce insan birbirini ezdi." Üstüne üstlük bu hükümet Kızılay şubeleri önünde- ki aç insan skandalı karşısında sessiz kalan, ikide bir sokağa dökülenlere "insan haktarını anımsatan" bir hükümet! IMF Başkan Yardımcısı'nın ekonomi- de gidişi olumlu bulduğunu irdelediği saatlerde, bin kişi için hazırianan 3 milyonluk Kızılay poşetlerine 5 bin kişi, birbirini ezme pahasına saldırdı. Yaçalışanlann istekleri? Yasal kimi olanaklann ba- şında, "insanca yaşam koşullarını sağlayacak ücret artışt" geiiyor. Hükümetten yanıt: Dayan! Buna karşılık; Emek Platformu "kamu bankalann- da 20 milyar, özel bankalarda 11 milyar havaya gi- den para ile kamu çalışanına yüzde 264 zam yapı- labileceğini" açıklr/or. Toplum gerçekleri ve 1 Aralık eylemi, bir atasözü- ne benzer bir uyanyı çağrıştınyor: Anlayana (hükü- mete) saz, anlamayana (hükümete) davul zuma az! Gençler 5 yıl sonra aklandı• Baştarafı 1. Sayfada üyesi otmak ve yardım yataklık etmek suçlanndan kamu davası açümışsa da sanıklann, hukuka aykın olarak alınan ikrarian dV şında mahkûmiyetierine yeterli, kesin ve inandıncı delil elde edile- memiştir. Bu nedenle beraatian- na karar verilmesi talep oiunur" dedi. Savcının ardından söz alan avukatlar Sema Fekdaş, Pdin Er- da, Mehmet Sürcü de savunma- lannda, Birsen'in görüşûne katı- larak müvekkillerinin beraatına karar verilmesini istediler. Savunmalann tamamlanma- sından sonra Mahkeme Başkanı Cengiz Galip Dinçer, beraat ka- ran verildiğini açıkladı. Mahkemenin karannı açıkla- masından sonra gençlerin avu- katlan, sonuçta hukukun kazan- dtğtnı belirterek şunlan söyledi- ler: "MüvekkiUerimran suçsuz ol- duklanna baştan beri inanıyor- duk. Onlar duruşmalarda hep suçsuzoMuklannı,enıniyetifade- lerinin işkenceahında zorla imza- latıldığuu dik getirdiler. Sonuçta bugünkö kararta hukukun bir kez daha hakhnın yanında oldu- ğunu gördük. Beraat etmeleri ge- rekiyordu bu da okm." Beş yılhk dava sfireci Manisa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nce 26 Aralık 1995 tarihinde gerçekleş- tirilen DHKP-C operasyonunda biri öğretmen, çoğu lise öğrenci- si toplam 16 kişi gözaltına alın- mıştı. 11 gün sorgulanan gençler, 5 Ocak 1996'da Izmir DGM Sav- cılığı'na çıkanldı. Soruşturmayı yürüten DGM savcısı, gençler- den 4'ünü tutuksuz yargılanmak koşuluyla serbest bıraktı. Dava açılmasından sonra 12 Mart 1996'da yapılan ilk oturum- da gençler yasadışı örgüt üyesi olmadıklannı, poliste kaldıklan 11 gün boyunca işkence gördük- lerini belirterek gözleri bağlı ola- rak alınan ifadeleri kabul etmedi- ler. Gençler falakadan makata cop sokmaya, çınlçıplak soyula- rak cinsel tacizden soğuk su ve elektrik verilmesine kadar uza- nan bir dizi işkenceden geçiril- diklerini anlattılar. Ilk oturum so- nunda sanıklardan Jale Kurt ve Hüseyin Korkut tahliye oldu. 16 Nisan 1996'da ikinci oturumda Özgür Zeybek, Sema Taşar, Mü- nire Apaydın; 15 Ekim 1996'da- ki 7. oturumda Ayşe Mine Bal- kanlı ile M.G. tahliye oldular. 16 Ocak 1997'de DGM'de ya- pılan 9. oturumda mahkeme he- yeti, karannı açıkladı. Mahkeme, sanıklardan Ali Göktaş, Emrah Sait Erda, Faruk Deniz, Aşkın Yeğin, Levent Kılıç'ı örgüt üyesi olduklan gerekçesiyle 12'şeryıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırdı. Sanıklardan Jale Kurt 3 yıl 9 ay, Münire Apaydın, Ayşe Mine Bal- kanlı, Sema Taşar, Özgür Zeybek de örgüte yardım ve yataklık yap- tıklan gerekçesiyle 2 şeryıl 6'şar ay ağır hapis cezasına çarptınlır- ken Fulya Apaydın, Erdoğan Kı- lıç, Hüseyin Korkut, Boran Şe- nol, Abdullah Yücel Karakaş, ka- nıt yetersizliğinden beraat etti. Mahkeme, olay tarihinde 14 ya- şında olan M.G'nin ise Çocuk Mahkemeleri Yasası'na uyarak babasına teslim edilmesini kara- ra bağladı. Gençlerin avukatlan, îzmir DGM'nin verdiği karara Yargı- tay'a başvurarak itiraz ettiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 20 Ocak 1998'de gençlere işkence yaptık- lan için Manisa Ağır Ceza Mah- kemesi'nde yargılanan polislerle ilgili dava sonucu beklenmeden Izmir DGM'nin karar verdiğini vurguladı. Yargıtay, Izmir DGM'-nin karannın bu nedenle usule uygun olmadığını belirte- rek karan bozdu. izmir DGM de, Yargıtay 9. Ce- za Dairesi'nin bozma karanna uyarak gözaltında gençlere iş- kence yapan polislerle ilgili Ma- nisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen işkence davasının sonu- cunu bekledi. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin lOpolishakkın- da verdiği 5 ile 10 yıl arasmda değişen hapis cezalanyla ilgili karannı açıklaması ve polisleri mahkûm etmesi üzerine DGM'de dün yapılan oturumda, yaklaşık 5 yıl süren ve kamuoyunun dikkat- le izlediği dava, gençlerin beraat- lanyla sonuçlandı. Ercel: Önlemler alınacak IstanbuVda ekonomi doruğu Faruk Süren yurtchşına çıkbI Baştarafı 1. Sayfada manlan Kurulu'nun Or- han Aslıtürk ile ilgili ha- zırladığı raporda, kendi- lerini 'îslaıni' olarak nite- leyen finans kurumlan olan Albaraka, Kuveyt Türk ve Anadolu Finans Kurumu'nun da naylon fatura ve hayali ihracat işinde yer aldığı saptandı. THY'ye ait bir uçakla Cenevre'ye hareket eden Süren, Atatürk Havali- manı'nda uçağa binme- den önce gazetecilerin sorulan üzerine, "Gala- tasara> 'la ilgili bir görüş- me için Isviçre'ye gidiyo- rum" dedi. Sık sık cep te- lefonu ile görüşmeler ya- pan Süren'in oldukça te- dirgin olduğu gözlendi. Transtürk Holding'in sahibi olan Faruk Süren, eski Şişli Belediye Baş- kanı Gülay Aslrtürk'ün eşi Orhan Aslıtürk'ün kurduğu naylon fatura şirketi üzerinden 48 tril- yon lirahk hayali ihracat yapmakla suçlanıyor. Maliye Bakanlığı He- sap Uzmanlan Kuru- lu'nun raporunda, Aslı- türk'le naylon fatura ve G.Saray'da AIG telaşı SporServisi-Kulüp Başkanı Faruk Süren'in hayali ihracata kanştığı yo- lundaki iddialar, Galatasaray'ın Ame- rikan şirketi AIG ile yaptığı stratejik ortaklığı ve devredilen hisseleri tehli- keye soktu. AlG'ninGalatasaray A§ ile yaptıgı 3 sayfalık anlaşmada bulu- nan, "Şirket yönetkilerinden biri ya da biriierinin ticari itiban zedelenir ya da o kişüerin yobuduğa adı kanşırsa södeşme iptal otabflir" maddesi ne- deniyle G.Saraylı yöneticiler büyük bir telaş yaşıyorlar. Kamuoyuna sız- dınlmak istenmeyen söz konusu olay için Faruk Süren konusunda açıkla- ma yapmak istemeyen yöneticilere muhalefetten de tepİci geldi. Sfiren'den açıklama Faruk Süren, konuyla ilgili yaptığı açıklamada özetle şu görüşlere yer verdi: "Başkanı bulunduğum Galata- sara> Spor Kulübü'nün sahibi oldu- ğu Galatasaray Sportif AŞ'nin yüzde 21.05'inin AIG şirketine devri konu- sunda daha önce yapdmış olan bir protokol çerçevesinde sürdürükn gö- rüşmeler sırasında Millivet gazetesi- nin de dahil olduğu Doğan .Yledya Grubu, AIG Şîrketi'nden 5 miljvn dolar fazla ödeyeceğini kulübûmüzk bir görüşme \apmakstan gazetelerin- de haber olarak açıklamışür. Bir gö- rüşme yapümıştır. Ancak , yönetim kurulumuz AIG ile anlaşmtştır. Ga- zete, Doğan MedyaGrubu'nun kulû- bümüzleolan bu ticari ifişldsinden do- ğan husumerine aletolarak şahsım ve holdingimi/ şirketkrini yıpratmaya çalışmaktadtr." hayali ihracat ilişkisi içinde CavitÇağlar, Bur- salı tefeci Nesim Mal- ki'nin öldürülmesine az- mettirme iddiasıyla yar- gılanan Erol EvcÛ, Hüse- yin Bayraktar, Hay>am Garipoğlu, Ali Balkaner, Emin Cankurtaran, Egebank'ın içini boşalt- tığı gerekçesiyle yargıla- nan Murat Demirel ile Adnan Çagiayan gibi işa- damlannın da adı geçti. Rapora göre 1.7 milyar dolarlık naylon fatura ve hayali ihracat işlemi ger- çekleştiren Orhan Aslı- türk'ün 'eniyimüşterisi'. 595 milyon 630 bin do- larlık hayali ihracatla Ca- vit Çağlar. Raporda, Ga- ripoğlu'nun 88 milyon 969 bin, lslami fınans kurumlarının toplam 252 milyon 536 bin, Murat Demirel'in 103 milyon 856 bin, Emin Cankurta- ran'ın 46 milyon 532 bin, Erol Evcil'in 10.2 mil- yon, Ali Balkaner'in ise 5 milyon dolarlık naylon fatura ve hayali ihracat işi yaptıklan ileri sürül- dü. Hesap uzmanlannın raporunda Orhan Aslı- türk'ün Muhammet Ci- ğer ile hayali ihracat ve naylon fatura işleri için 1994'te'ASCOR'adıyla ortaklık kurduğu, bu or- taklığın 'anahtarteslimi' ihracat işlemi gerçekleş- tırdiği ifade edildi. Nay- lon fatura üretimi için 91 tane paravan şirket kuran Aslıtürk ve Ciğer ortak- hğınm, 1994-1998 ara- sında hayali ihracat güm- rük işlemlerinin tamamı- nı, Metin Külünk ve Nec- det Külünk'ün sahibi ol- duğu 'Çap Müşavirlik' ile 'tnançGümrükleme' adlı şirketlerle gerçekleş- tirdiği belirlendi. Aslıtürk ve Ciğer, ger- çekleştirilen hayali ihra- catın yüzde 15 tutannda- ki KDV'sini ve aynca yüzde 1-2 oranında ko- misyondan 300 milyon, naylon fatura işinden de yaklaşık 500 milyon do- lar para kazandılar. ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet)-Geçen haf- ta piyasalardaki dalgalan- ma nedeniyle yaşanan bu- nalımm ardından gelinen son nokta, dün akşam Baş- bakanlık'ta koalisyon or- taklannın gerçekleştirdiği zirvede ele alınırken, eko- nomi bürokratlan da 19 bankanm üst düzey yöne- ticisiyle Istanbul'da bir araya geldi. Para ve döviz piyasalannda başlayan dalgalanmalann ilk hafta- sının Merkez Bankası'na "4 milyar" dolara mal ol- duğu kaydedıldi. Koalisyon ortağı parti liderlerinin geçen hafta- dan bu yana seri olarak dü- zenledikleri zirve toplantı- sının sonuncusu dün ger- çekleştirildi. Toplantıya Başbakan Bülent Ecevit. yardımcıla- n Devlet Bahçeli, Hüsa- mettin Özkan ve Mesut Yılmaz katıldı. Bu toplan- tıdan önce Başbakanlık'a gelen lçişleri Bakanı Sa- dertin Tantan ile Maliye Bakanı Sümer Oral, Öz- kan ile bir süre görüştü. Zirvede, MlT Müsteşan Senkal Atasagun'un açık- lamalanyla gündeme oUı- ran Kürtçe televizyon, af ve ekonominin son duru- mu değerlendirildi. Fatura ağır Yaklaşık 1.5 saat süren toplantıda "kara çarşam- Fa** olarak adlandırılan, panik havasıyla borsanın düşmesi ve faizlerin yük- selmesine neden olan ge- çen haftaki bunalım de- ğerlendirildi. Piyasadaki sıkışıklık nedeniyle müdahale eden Merkez Bankası'ndan bu bunalım nedeniyle 4 mil- yar dolar çıktığı yönünde- ki bilgi liderler zirvesine aktanldı. Toplantıda. Mer- kez Bankası'nın döviz re- zervinde bir sıkıntının ol- madığı da kaydedildi. Ankara'da liderler bir araya gelirken, tstanbul'da da Merkez Bankası Baş- kanı Gazi ErçeTin isteği üzerine ekonomi kurmay- lan ye banka yöneticileri MITgeri adım atmakzorunda kaldı • Baştarafı 1. Sayfada sözlerinin yayımlanmasının ardın- dan Genelkurmay ve Dışişleri Ba- kanlığı'nın uyansı üzerine geri adım atarak açıklamalann "kişisel görüşleri" olduğunu ve yalnızca kendilerini bağladığını bildirdi. Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde, Paris Büyükelçiliği'ne atanan SönmezKöksal'dan boşalan MÎT Müsteşarlığı için Senkal Ata- sagun ile MÎT yöneticileri Mikdat Alpay ve EmreTaner'in adlan ge- çiyordu. Atasagun'un müsteşarlığa atanmasının ardından Mikdat Al- pay ile Emre Taner, MlT'teki gö- revlerini sürdürdüler. Ancak, Mikdat Alpay geçen haf- ta ani bir kararla Washington'a atandı. Bu atama nedeniyle basın- da "Atasagua çaoşma halinde oldu- ğu Mehmet Eymür'e karşı Alpay'ı VVashington'a gönderdi", "Son ata- ma Atasagun Ue Alpay arasındaki otorite mücadelesinin bir sonucu" gibi "spekülasyonlar" yer aldı. MlT yetkililerine göre, "spekü- lasyonlan yapan yayın organlan" nın temsilcileri teşkilatın karargâhı- na davet edildi. Atasagun ile yardımcısı Mikdat Alpay, atamanın gerekçesini "CIA ve FBI'la daha yakın bir işbirüği içinde oima arayışının sonucu" ıfa- desiyle açıkladılar. Genelkurmay'da rahatsızfak MÎT Müsteşan ile yardımcısı- nın sözlerinin basında yer alması- nın ardından hükümetin MHP ka- nadından sert tepkiler geldi. Alı- nan bilgiye göre Atasagun'un açıklamalan Genelkurmay ve Dı- şişleri Bakanlığı'nda da rahatsızhk yarattı. Bu rahatsızlıkların MtT'e ulaşmasının ardından Atasagun imzasıyla bir açıklama hazırlana- rak gazete bürolanna fakslandı. Atasagun açıklamasında, haberler- de yer alan "ban cümle ve aynnb- larda yanlış anlamalara neden ola- bilecek noktalann" bulunduğunu belirterek "Gazetecilerie toplana- nın ana amacı, kurumumuzdaki son tavin ve bazı personel çauşma- lanyla ilgUidir" dedi. 'Görüşlerimiz bizi bağiar' Güncel bazı konulardaki sorula- ra da "kişiselgörüşler" içeren yanıt- lar verildiğini kaydeden Atasagun, şöyle devam etti: "Görüşlerimizi izah ederken bu konudaki fikir ve değerlendirmele- rimizi devletin diğer kurumlanna da belirttiğimiz ifade edilmiştir. An- cak gerek Genelkurmay "ın gerekse Dışişleri'nin bu konudaki görüşleri- nin ne olduğu yönünde bir yorum yapmamız mümkün değildir. Hiç- bir kurumun diğer kurum adına konuşma ve fikir be>an etme yetki- si olmadtğını bilecek tecrübede bü- rokradar olduğumuzu beürtir, gö- rüş ve değerlendirmelerimizin sa- dece bizi bağladığını özettiklevurgu- lamak isterim." Atasagun'un dün gazetelerde yayımlanan güncel siyasi gelişme- lere ilişkin yanıtlan ana hatlanyla şöyle: VVashingtonönemli: Şimdiye dek oraya iyi tngilizce bilen elemanlar gönderdik. Ancak iyi tngilizce bi- len üst düzey temsilci göndereme- dik. Mehmet Eymür gitti. O da da- ha çok kendi işlerine baktı. Abdullah Öcalan: Bize görüşü- müzü sorduklannda söylüyoruz. Öcalan'ı getiren de biziz, asılma- ması için en büyük mücadeleyi ve- ren de biziz. Asılmamasını korktu- ğumuz için değil, kendimiz için de- ğil, ülkenin menfaari için savunduk. Apo'yu herkes kullandı, biz niye kullanmayalım? Kürtçe televizyon: Güneydoğu'da çok rahat Medya TV seyrediliyor. Olaylan kendi açılanndan yalan yanlış aktanyorlar. Buna karşı bir rakip çıkarsa iyi olur mu, olmaz mı? Öcalan'ın asılmaması konusunda nasıl kanaatimizi söylediysek Kürt- çe TV meselesini de sorarlarsa söy- leriz. Oradaki kadınlann yüzde 6O'ı Türkçe bilmiyor. Bu konuda en li- beral yaklaşıma askerler sahip. As- kerlerleyüzde lOO'eyakın aynıdü- şünüyoruz. Oradaki vatandaşı kazanmak is- tiyor musunuz, istemiyor musu- nuz? Istiyorsanız derdinizi anlat- manız lazım. Neyle anlatacaksınız? tşaretle mi anlatacaksınız? Türki- ye'nin çıkan için Apo'yu nasıl kul- lanıyorsak Kürtçeyi de kullanınz. Bunu da başkalannın bizden istedi- ği şekilde değil, kendi istediğimiz şekilde yapabiliriz. Yoksa örgüt. yandaşlanna her şeyi yasaklamış. Türk televizyonlannı seyrettirmi- yor, Türk gazetelerini okutturmu- yor. Burada örgütün tutumu da önemli. "Bu benim şarnmdır" der- se buna karşı çıkjlır. O zaman biz de karşı çıkanz. Şantaj olmaması lazım. TSK ve Dışişleri'yle de ko- nuşuyoruz. Ciddi birgörüş aynlığı- mız yok. Fethullah Gülen: Mütedeyyin kitleyle şeriatçılan birbirinden ayır- mak lazım. Bunlar birbirine kanş- tınlmamalı. Türkiye'de şeriatçılar var. Fethullah'tan bir dönem bana söz ettiler. Işte kasetlerini seyret, etkiliyor, önemli şeyler söylüyor, diye. Seyrettim, ağlayan, sümük çeken bir adam. Atasagun'a Ecevit desteğiANKARA (Cumhuriyet BUrosu) - MlT Müsteşan Senkal Atasagun' un "Kürtçe TV şart" ve "Apo'yo biz asnrmadık" açıklamalan tartışma yarattı. Atasagun'un açıklamalan hükümetin DSP ve ANAP kanadında olumlu bulunurken MHP kanadmda tepkiyle karşılan- dı. Başbakan Bülent Ecevit Atasagun'un gazeteciler- le konuşmadan önce kendisine bilgi verdiğini vurgu- iayarak "Yadırgamadan vararlanmak lazım" dedi. MHP'liler ise "Türkij^'ji MİTmiyönetiyor" diye sor- dular. MHP1iDevletBakanıAbdiılhalnkÇay,tt Türk miBetindensaklananbazıta\izlervevaadcrmiv«r"di- yerek tepki gösterdi. MtT Müsteşan'nın açıklamala- nnı değerlendiren Başbakan Ecevit, iletişim teknolo- jisi nedeniyle sır tutmanın olanaksız olduğunu, MÎT yönetiminin de bu çağdaş gerçekliğin bilinci içinde da\Tandığını söyledi. Atasagun'un açıklamalannın ya- dırganmaması gerektiğini, gözlemlerinden yararlan- mak gerektiğini belirten Ecev it, "Bu aradadindarlar- ia din istismarcLsı birbirine kanştınlmamalıdır*' dedi. Doğu ve Güneydoğu'daki kadınlann büyük bölü- münün Türkçe bilmemesinin devletin kusuru olduğu- nu kabul eden Ecevit, "Kürtçe sorumına, ulusal birü- ğimize zarar vermevecck bir çözümün bulunması ge- rekir. Idam cezası da kaldınlmalıdır. Bu arada bölücü akımın henüz sona ermediği. sadece nitelik degiştirdi- ği göz önünde tutulmalıdır. Son HADEP kongresi bu açıdan uyarıcı bir etkendir" dedi. Ecevit, Atasagun'un yetkilerini aştığı yönündeki gö- rüşlerinin anımsatılması üzerine, •'Yetkilerini aşnıışsa- yıhnaz. Gazetecilerte,yazarlarla görüşmeden önce ben- den izin aldı" dedi. Hükümet ortaklan arasında ölüm cezası ve Kürtçe televizyon konusundaki görüş ayniığının nasıl aşıla- cağının sorulması üzerine Ecevit, "•Ohassasiyetieriza- ten göz önündetutmak /omndayız. Ben bu iki konuda da kişisel düşüncelerbni söyiedim" diye konuştu. Türkiye'de işbirlikçi çevTelerin stratejik konularda tam bir teslimiyetçi politika dillendirdiğini anlatan Çay, bunun karşısında Atatürk çizgisinde, cumhuriye- tin temel ilkelerinden ödün vermeyen Kuvayı Milliye cephesinin bulunduğunu söyledi. Çay, "Son 15gündör aj'rtasyon şekHnde hadiseler gündeme gehnektedir. Bir bakan kallayor dhor ki Kürtçe \a\ına başlayaum. Bu L_ olacak şey değiL Bu, koa&yondaki iyi niyeri sarsıyor. Şimdi kalkıyoriar bürokradar bu işin içine giriyor, bu olacak şey değü" diye konuştu. Atasagun'un son açık- lamalanyla ilgili olarak bazı siyasetçilerin yaptığı de- ğerlendirmeleT şöyle: Sababattin Çakmakoğlu (Milli Savunma Bakanı): Devletin bir müsteşandır. Kamuoyunun bilmesi gere- kenleri daha önce bağlı olduğu kuruiuşlara bildirme- si daha doğru olurdu. Kürtçe TV ve idam konusunda söyleyeceklerimi daha önce söyledim. Sayınmüsteşa- nn açıklamalan ile eski görüşlerimi değiştirmiş degi- lim. Ramazan Mirzaoglu (Devlet Bakanı): Bu konu hal- ka hesap verenlerin işi. Herkes kendi işini yapsın. Enfe Oksüz (Ulaştırma Bakanı): Herkes aklına gel- diği gibi konuşuyor. Türkiye'yi MlT Müsteşan mı yö- netiyor? Herkes konumuna baksın öyle konuşsun. 13 müsteşardan biridir. Apo'yu nasıl kullanacaklannı bi- lemem, onu sorumlular bilif. Faruk Bal (Devlet Bakanı): Türkiye'yi MlT Müste- şan mı yönetiyor? Sorumun içinde her şey var. Ahmet Kenan Tannkuhı (Sanayı ve Ticaret Baka- nı): Hükümete bağlı MlT, hükümet dışında hareket edemez. îdam konusunda Meclis karar verecek. Osman Durmuş (Sağlık Bakanı): Kullanıp da deri- sinden ayakkabı mı yapacaksınız? Beyhan Asbn(ANAP Grup Başkanvekıli): Açıkla- malan müspet değerlendiriyorum. Kürtçe TV konu- sunda genel başkammıztn dile getirdiği gerekçeler de aynı. Halk bölücütelevizyonu izliyor. Yayınm anlaşıl- ması önemli. Recai Kutan (FP Genel Başkanı): Muhterem Fethul- lah Hoca hakkında kulanılmış olan bazı tabirler bizi rahatsız etti. Doğrusu bu beyanı en azından nezaketle bağdaşır bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Akre- dite 4 gazeteci davet ediliyor. Bunu tasvip etmemiz mümkün değil. TansuÇaier(DYP Genel Başkanı): Bu açıklamalar Sayın Başbakan'ın bilgi ve izni dahilindeyse daha va- him bir olay. Devlet içindeki farklı kurumlar kamuoyu önüne çıkarsa kurumlar arası ciddi çatışmalar, karşı- lıklı söylemler gündeme gelir. Devlet tahrip olur. Irade sahibi bir siyasetçinin yapacağı iş bu değil. Türk Bankalar Birliği'nin (TBB) Akmerkez'deki sa- lonunda olağanüstü top- landı. Toplantıya Merkez Bankası Başkanı Erçel, Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp, Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel, tş Bankası Genel Müdürü Ersin Ozince, Ya- pı ve Kredi Genel Müdü- rü Naci Sığın, Demirbank Genel Müdürü Hasan Ak- çakayalıoğlu, Garanti Ban- kası Genel Müdürü Ergun Özen, Akbank Genel Mü- dürü Özen GökseL Iktisat Bankası Genel Müdürü Tanju Oğuz. A Bank Ge- nel Müdürü Alev Göçmez Dışbank Genel Müdürü Vural Akışık, Koçbank Genel Müdürü Mert Yaa- cıoğlu, Citibank Genel Müdürü Ali Karaat Kent- bank Genel Müdürü Bora Böcügöz katıldılar. Toplantıda, TBB üyele- ri yaşanan ekonomik kriz karşısında alınacak ön- lemleri tartıştı. Toplantı- nın ardından basına ilk açıklamayı Merkez Ban- kası Başkanı Erçel yaptı. Erçel, para piyasalannın daha işler hale gelmesinin yollannı tartışmak ama- cıyla TBB üyeleri ile bir araya geldiklerini belirte- rek, mali sistemde kısa va- dede sorunlar yaşanabile- ceğini söyledi. Erçel, bü- tün aksaklıklan giderecek önlemlenn alınacağını söyledi. Erçel, yaşanan krizin aşılacağını piyasa- lann sisteme güveninin tam olması gerektiğini kaydetti. Iş Bankası Genel Müdürü Özince, toplantı- da para piyasalannın mev- cut durumunun tartışıldı- ğını belirtti. Kriz ortamı- nın büyütülmemesi gerek- tiğini söyleyen Özince, pa- nik ortamı büyütüldükçe para piyasalannın bundan olumsuz etkileneceğini belirtti. Özince, Merkez Bankası başta olmak üze- re Hazine ve BDDK'ye güvenlerinin tam olduğu- nu söyledi. Akbank mu- rahhas üyesi Özen Göksel de toplantıda programm iyi olduğunu hep beraber gördüklerini ve programa bankacılar olarak güven- diklerini açıkladı. A Bank Genel Müdürü Göçmez ise yaşanan krizin bitirilmesi için önemli ola- nın hükümetin kararlılığm- dan geçtiğüıi belirterek pi- yasalara kararlılık konu- sunda güven verilmesi ge- rektiğini söyledi. Ek niyet mektubu Bu arada Uluslararası Para Fonu'na (IMF) gön- derilecek 3. ek niyet mek- tubu da önceki akşam Ha- zine Müsteşan Selçuk De- miralp ve Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in ka- tıldığı liderler doruğunda elealındı. Ek niyet mektu- bunda, akaryakıt ve elekt- riğe zam, yeni vergi düzen- lemeleriyle gelir hedefle- rinin2001 yıhndatutrurul- ması, Telekom'un özelleş- tirilmesi konulannda taah- hütler yer alacak. IMF yö- netiminin 21 Aralık'tan sonra ek niyet mektubunu onaylamasıyla 566 milyon dolarlık 3. ve 4. dilim kay- naklar serbest bırakılacak. Devlet Bakanı Recep Ö- nal'ın açıklamasına göre IMF yönetimi, ek niyet mektubunu 21 Aralık tari- hinde görüşecek. Hükü- met, Dünya Bankası'na mali sektör kredisine iliş- kin olarak bankacılık sek- törüyle ilgili güvenceleri- nin yer aldığı bir mektup gönderecek. Dünya Ban- kası da IMF'yle aynı tarih- lerde bu mektubu görüşe- cek ve mali sektör kredisi- ni onaylayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle