25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•2â KASIM 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtV ILYASOĞLU Vlııflova ve çağdaş müziğin tdsımı Günümüzde müzik, giderek tür- lenn duvarlannı yıkıyor, her türlü lcültürün, her türlü tekniğin iç içe geçtiği yeni bir kimlik kazamyor. •Yeni sesi soruyorsanız, coğrafyala- n n birieştiği, tarih katmanlannın kay- naştığı ve bu çoğulculuğa karşın fır- tınasız, duru bir tuval! Işte geçen hafta böylesi duvarlan yıkan bir dinleti vardı Iş-Sanat'ta. Ciünümüzün önde gelen keman vir- tûözlerinden Rus asıllı Mktorya Mul- •ova 'Through the Looking Glass' adlı yeni CD'sını tanıtmak için çık- tığı dünya yolculuğunda grubuyla Istanbul'a da uğrarruştı. KJasik eği- timli yorumculann klasik kökenli olmayan, caz, pop, ya da etnik mü- zik türlerini de profesyonelce yo- rumlayabileceklerini kanıtladılar. So- nuçta yeni çağın yeni sesi çıkmıştı ortaya. DukeElington.Miles Davies, The Beatks. The Bee Gces, The Ho>- Bes gıbı seslen klasıkle güncel ara- sı, yalın bir köprüde işlemişler. Caz pıyanisti Jufian Joseph, Mul- lova'dan sonra grubun en ağırlıklı sanatçısıydı. Çellist Matthew Bar- ley'nin özellikle eşi Mullova'nın ke- manı için yaptığı uyarlamalar nefis- ti. Mullova'nın 1723 yapımı Stradi- varius kemanındaki incecik dantel seslerde bir klarinet ya da saksofon duymak olası. Zaten tüm müzik onun çe\Tesinde dönüyor. Ama klasik an- lamda bir solist gibi değil, bütünlü- ğe ivme kazandıran bir güç olarak. Çiçekli lanruzı kadife pantolon, as- kılı küçücük tişört ve çıplak ayakla- nyla hiç de alışık olmadığımız bir so- listti Mullova. Giyimi ve yumuşak tavnyla rahatlığı simgeliyordu, tıp- kı "kolayca'' çaldığı müzik gibi. Ra- vel'in Keman ve Çello Sonatı da kla- sik müzığı klasıkçesine sevenler için bir armağandı. Bu ağulu sonatta do- ğal ki çellodaki Barley, Mullova ka- dar üstün bir sanatçı değildi. Ne yazık ki böylesine ilginç bir konseri geniş bir dinleyici kitlesi iz- leyemedi. Bilet fıyatlannın yüksek oluşundan mı, yoksa yine maça rast- ladığindan mı, gelmeyenler çok şey kaçırdı. Afife Jale Balesl Izmir'de sahnelendl Turgay Erdener'in bestelediği, Beyhan Murphy'nin koreogTafisini yaptığı, Afife Jale Balesi'ni ilk kez Izmir'deki temsilinde izleme fırsatı- nı buldum. Daha önceleri balenin müziğini bir süit şeklinde Istanbul 'da dinlemiştim. Dramatik etkinliği ve danslanyla yapıt bütünleşti. Erde- ner'in uyumlu ve akıcı müziği, yer yer canlı sololanna karşm, puslu ha- vası ile acıklı öykünün ortamını yan- sıtıyor. Sahne sanatlannı iyi tamyan bir bestecinin tezgâhından çıktığı belli. Bütünüyle bir tiyatro izliyo- ruz. Danslar da öykü anlatımmın bir parçası. Asluıda yapıtın türüne ''ba- le'' gibi klasikleşmiş bir başlık yeri- ne tiyatro ile dansın birleşiminde, dans-tiyatrosu gibi daha çağdaş bir arünümüzün önde gelen keman virtüözlerinden Rus asıllı Viktorya Mullova 'Through the Looking Glass' adlı yeni CD'sini tanıtmak için çıktığı dünya yolculuğunda grubuyla îstanbul'a da uğramıştı. Çiçekli kırmızı kadife pantolon, askılı küçücük tişört ve çıplak ayaklanyla hiç de alışık olmadığımız bir solistti Mullova. Giyimi ve yumuşak tavnyla , - -« . . rahatlığı simgeliyordu, tıpkı 'kolayca' çaldığı müzik gibi. ,. c v ^ niteleme getirilebilir. Rengim Gökmen'i bu balenin or- taya çıkma serüveninde aynca kut- lamak gerekir. Bestecisiyle işbirliği yapması, bestelenme sürecini izleme- si ve yapıtı yaşama kavuşturabihnek için gereken tüm çabayı ortaya ko- yuşu, bir şefin yapması gereken iş- levi yerine getirmiş. Bestecisini yü- reklendirmiş, yönlendirmiş. Tarüıte besteci-şef işbirliğinin başanlı so- nuçlanyla dev yapıtlar doğmuştur. Orkestradaki sololar temiz, çalgı- lar dengeliydi. Doğu- Batı karşıth- ğında piyano ve kanunun tınılan gü- zel sergilenmişti. Dansçılar ise gencecik bir kadro- dan oluşuyordu. Canla başla çahşıl- dığı belliydi. Zamanla daha hafifle- yerek (özellikle erkek dansçılar) mo- dern dans anlayışına yaklaşacaklar. özgür Aydın'ın başarısı Piyanist Ozgür Aydın Kanada'da dört yılda bir yapılan Calgary-Ester Honens yanşmasında dördüncülük elde etti. Jüri başkanı bu yılki yanş- macılann çok yüksek düzeyli oldu- ğunu, dolayısıyla yanşmanın da dün- ya üstündeki düzeyini yÛkselttikle- rini söyledi. Internetten günü günü- ne izledığim yanşmada birincilik bir Kanadalı'ya verildi. Dünyanın çe- şitli merkezlerinde yapılan ilk eleme- de 100 kişi, son elemede 30 kişi se- çilmiş, iki solo resital, oda müziği konseri ve orkestrab konser aşama- lan on beş gün kadar sürmüştü. öz- gür Aydın son aşamada Brahms'ın birinci piyano konçertosunu Calgary Filarmoni eşlığinde seslendirdi. Ba- sında ve dinleyicilerin internet say- fasında yapılan tahminlerde Aydın'ın ilk iki dereceye ginnesi bekleniyor- du. Keman yanşması SedatGün*Ç»zinGürdVakfi'nm Kültür Üniversitesi işbirlıği ile dü- zenlediği keman yanşmasında Atü- la Aldemir ile Ozgür Baskm birinci- liği paylaştı. Sevfl Uhıcan üçüncü ol- du. NBgün Yüksel de en başanlı Türk eseri yorumcusu seçildi. Dört mih/ar değerinde ödülün dağıtıldığı yanş- manın jürisi Suna Kan, Gönül Gök- doğan, Gülden Turah, özer Sezgin, Güzin Gürd ve V. Varşavski'den olu- şuyordu. Genç müzikçiler için ülkemizde de artık bu tür yüreklendırici yanş- malann düzenlenmesi sevindirici. The British Council'in düzenlediği "YümGençMûzfayeni Yanşması'' bu yıl tahta üflemelı çalgılar için bes- telere aynlmış. Katılacak bestecıle- rin 27 Mart 1976'dan sonra doğmuş olmalan gerekiyor. Jüri üyelerini Gülşen Tatu, Cetn Mansur, Taşkm Oray, Mahir Çakar ve James Gour- ley'ın oluşturduğu yanşmaya son başvuru tarihi 11 Mart 2001. - evini@boun.edu.tr Zehra Yıldız, Meyer-Topsoe ve Greenwood ile anılacak Oç yıl önce en verimli çağında yıtirdiğimiz değerli sopranomuz Zehra Y'ıldız için yine 12 Aralık tarihinde bir anma konseri düzenleniyor. Bu kez Danimarkah dramatik soprano Eüsabeth Meyer-Topsoe, Ingiliz şef Andrm Greenwood'un yöneteceği Istanbul Devlet Opera ve Bale Orkestrası ile Zehra'nın dağarcığındaki yapıtlan seslendirecek. Zehra Yıldız Kültür ve Sanat Vakfi'nın düzenlediği geceden elde edilecek gelir, vakfın amaçlan doğrultusunda, genç şancılann eğitimi ve tanıtılmasına katkı sağlayacak. Elisabeth Meyer-Topsoe, tüm dramatik soprano rollerinin ve özellikle Wrçper operalarının ustası. Çağımızm en önemli sopranolanndan Brigkte NOsson ile çahşmış ve ilk kez Isveç dışından bir sanatçı olarak Nilsson ödülüne değer bulunmuş. Danimarka Kraliyet Operası'ndaki sanatçılığı kadar, ltalya, Paris, Viyana, îngiltere, Almanya ve îsveç'in önemli opera evlerinde temsiller vermekte. Aynı zamanda requiem ve oratoryolann da aranan solistlerinden birisi. R. Strauss ve Wfcgner'in yapıtlanndan oluşan CD'leri var. Avrupa'mn her köşesinde konserler ve operalar yöneten Andrew Greenvood ise Istanbul dinleyicisinin yakından tanıdığı bir şef. ilk Istanbul konserini 1996'da Zehra'nın solistliğinde yapmış, R. Strauss'm Son Dört Şarkı'sında ve Mahter'in Dördüncü Senfonisi'nde ÎDSO ile Zehra'ya eşlik etmişti. 12 Aralık konserinde bir solist daha var. Zehra Yıldız. Yine bizlere AKM'nin perdesinden şarkı söyleyecek, o ışıltılar saçan sesini duyuracak. Biletler AKM'den sağlanabilir. Yıkhz'ı anma konseri 12 Arahktagerçeideşecek. Turgay Erdener 'in 'Afife Jale' balesi, Beyhan Murphy 'nin koreografisiyle îzmir 'de sahnelendi Yenibir baleyapıtı ve güzel bir çocukkorosu ÖNDER KÜTAHYALI tZMtR- R. Strauss'un 'Bir Kahramanm Ya- şamı' başlıklı senfonik şiirindeki 'KarşıÇıkma- lar ve Eleştirüer' temasını, Avrupalı dostlann haksız eleştirilerine benzetmiştim. Yazının so- nunda "evrensel uygarhğı böylesi baücı sesler- k değil bilimin ve sanatın gücüyle" yakalayaca- gımızı söylerken 'baba' sözcüğüne büyük harf- le başlanmış olmasını bazı dostlar eleştirdiler ve tümceyi Batı uygarhğına karşı çıkma biçi- minde yorumladılar. O sözcükteki büyük har- fi ben yazmadım; sadece seslerin sivri uçlu bir nesne gibi kulağı tedirgin ettiğini belirtmek is- tedım; ama yanlışa katılıyorum. Sık kullanılan 'Baü' terimi artık geçmişte kabnıştır. Uygarlık, tütün ülkelerin katkıda bulunduğu bir olgudur. Geçen hafta ÎZDOB'da gala temsilini izledi- |imiz Turgaj' Erdenerın 'Afife Jale' balesi, sa- "\ımı doğrulayan özellikler taşıyor. Evrensel nüzikteki gelişmeler, burada ülkemizle ilgüi bir lonuyu, gerekli yerlerde bizim müziğimizden ilman öğelerle işlemektedir. Afife Jale Hanım (1902-41), öncü kaduılan- nız arasındadır; çetin bir misyonu üstlenir. 919'da 'Darülbedai'de sahneye çıkan ilk ka- tin sanatçı olur. Bu nedenle polisçe izlenir. Ai- bsi onu dışlamıştır. Sinirleri bozulur, baş ağn- an kendini gösterir. Aldığı haplar yüzünden lyuşturucuya alışır. 1923'ten sonra taşra tiyat- olanndaki kariyeri onu mutsuz kılar. 1928'de aruştığı ünlü sanatçı Selahattüı Pmar'la evli- iği ise Pınar ailesince dışlanması ve uyuşturu- -•u yüzünden boşanmaylabitmiştir. Her şey Ba- arköy Akıl Hastanesi'nde son bulur. Izlediğimiz balede opera orkestrasını devlet anatçısı Rengim Gökmen yönetiyor. Rejiyi ve coreografiyi Beyhan Murphy yapmış. Ashnda bale' sözcüğünü burada sadece dil alışkanlığı jfZDOB'da sahnelenen 'Afife Jale' balesindeki anlatım, 'çağdaş dans' tekniğinin verileriyle gerçekleştirilmiştir. Çağdaş müziğin tınılarının yanı sıra yapıttaki 'Selahattin Pınar'ın Rüyası' ve 'Selahattin Pınar' bölümleri etkileyiciydi. 'Selahattin Pınar' bölümündeki taksimi yapan ve şarkıyı çalan kanun sanatçısı da herkesin dikkatini çekecek ölçüde başanlıydı. olarak kullanıyoruz. Yapıttaki anlatım, 'çağdaş dans' tekniğinin verileriyle gerçekleştirilmiş- tir. Turgay Erdener'in müziği, dünyada ve bizde son besteci kuşaklannın bağlı kaldığı anlayışı so- mutlaştırmaktadır. Yapıtta, çağdaş müziğin çar- pıcı tınılanyla geçmişten gelen öğeler, hafif mü- zik ve konunun gerektirdiği yerlerde geleneksel Türk müziği bir aradadır. Benim, 20. yüzyıl so- nunu temsil eden bir bestecide görmek istedi- ğim çağdaş anlayış bu değildir; ama 'Afife Jale' müziği, 2000'li ydlarda herhangi bir bestecinin, geride bıraktığımız çağdaş müzik birikimiyle ve gerektiğinde geçmişle ne gibi sentezler ya- pabileceğini gösteren güzel bir örnektir. Böyle- si sentezler bir besteciyi önümüzdeki ydlarda il- ginç antitezlere de götürebilecektir. Çağdaş müziğin tınılanna ek olarak yapıtta en beğendiğim yerler, 'Selahattin Pmar'm Rû- yası' ve 'Selahattin PÎnar' bölümlenydı. Bun- îann ilkinde, Türk müzikçilerinin piyanoyu ça- lış taızından yararlanılmış. 'Selahattin Pmâr' bölümündeki taksimi yapan ve şarkıyı çalan kanun sanatçısı da herkesin dikkatini çekecek ölçüde başanlıydı. Çocuk Korosu beğeni topladı Afife Jale Hanım'ın acıklı öyküsündenbir gün sonra, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, Elham- ra Salonu'na mutluluk saçan IZDOB Çocuk Korosu'nu dinlemeye gittik. Bu koronun kuru- cusu ve ilk öğretmeni 'hocalann hocaa' Feha- mettin Özgöç'tü. ÎZDOB, kadirbilir bir yakla- şımla, 14 Ağustos günü yitirdiğimiz hocamı- zın anısına bir dinleti düzenledi. Çocuk Koro- su ile bırlıkte soprano Aytül Bûyöksaraç, EKf Uçkan ve Arses Yddızca, tenor Hûseyin Genç ve Aydın Uştuk, bariton Attuğ Dflmaç dınleti- ye katıldı. Piyano eşliklerini Nflûfer Akdoğu ile Anriette İosipova gerçekleştirdi. Koroyu Isma- U Bflen ve Şahin Erkdıç yönetti. IZDOB'un iki çocuk korosu var. îlk olarak dinlediğimiz 80 kişilik koronun üyeleri geçen yıl alınmış. Bu topluluk, özgüç 'ün Türkçe me- tin uyarlamalan yaptığı parçalan seslendirdi ve 1 ydlık olmasına karşın büyük beğeni top- ladı. Kıdemli koroda 80 kişilik topluluk, şarkı söy- lemenin yanında sahnede rol yapabiliyor, ya- bancı metinleri kullanabiliyor. Ses tonu kadife yumuşaklığında ve çok temiz söylüyor. Koro, bir yandan günün anlamını yansıtan parcalar su- narken bir yandan da soloculann söylediği şar- kılara katıldı. Çocuk korolannı dinlemek beni her zaman mutlu kılar, gözlerimi yaşartır; çünkü bu salt tı- nı, gelecekteki aydınlığın muştusudur. Yapı Kredi sanat Festivali 2000 Murray Perahia 'nın konseriyle sona eriyor Kültür Servisi - Yapı Kredi Sanat Festivali 2000, ünlü piyanist Murray Pe- rahia'nın 7 Arahk'ta Gemal Reşit Rey Konser Salonu'nda vereceği resitalle so- na eriyor. Piyanonun lirik çağdaş ozanlanndan bin olarak görülen Perahia, 1947 yılın- daNewYork'tadoğ- du. Dört yaşında başladığı piyano eğı- timine, on yedi ya- şında girdiği Man- nes College'de orkestra şefliği ve bestecilik eği- timleriyle devam etti. Aynı dönemde Rudolf Serkm ve Pabto Casab'la birlikte çalışan Perahia. 1972 yılında Leeds ulus- lararası piyano yanşma- sını kazandı. 1981 ile 1989 yıllan arasmda Al- deburg Festivali'nde sa- nat danışmanlığı yapan Perahia, 'Avrupa Oda Orkestrası', 'Camerata Salzburg', 'St. Martin in the Fields Akademisi' ve 'Mahler Oda Orkest- rası' ile hem orkestra şe- fı hem de solist olarak çalışmalannı sürdürü- yor. 'RoyalCollegeofMu- sic' ile 'Royal Academy ofMusic'ın onursal üye- si olan Perahia, 1997 yı- lında 'Murray Perahia Plays Haendel and Scar- latti' dıski ile 'Best Inst- rumental Award 1997'. 1999 yılında ise orkest- rasız en ıyi enstrüman- tal uygulama ile "Annu- al Grammy Award' ödüllennı kazandı. (CRR Konser Salonu: 232 98 30) Husnü Onaran'ın piyano resitali • Kültür Servisi- 1988'den beri yaşamını New York'ta sürdüren piyanist Hüsnü Onaran, bu akşam Gemal Reşit Rey Konser Salonu'nda saat 19.30'da Haydn, Chopin, Beethoven ve Schumann yapıtlanndan oluşan bir resital verecek. Amerika, Türkiye, Fransa, Hollanda ve Avusturya'da çeşitli konserler veren sanatçı, 1987'den beri her yıl Atatürk Kültür Merkezi'nde konserler veriyor. Onaran, son '•* ^ olarak Portekiz'de Orchestra de Norte ile tumeye çıkmıştı/232 98 30) "Sanat ve İnanç: Erol Akyavaş' • Kültür Servisi - Istanbul Bilgi Üniversitesi, Erol Akyavaş retrospektif sergisi kapsamında 'Sanat ve İnanç: Erol Akyavaş' başlıklı bir açıkoturum gerçekleştıriyor. Taksim kampüsü Bilgi Atölye 11 l'de bugün saat 19.00'da başlayacak olan etkinlikte, 20. yy'da sanatlar ile inanç ve dinler arasındaki ilişkiler, modern ve postmodem sanatta 'öteki kavmin' ve "öteki coğrafyanın' inancı konulan tartışılacak. Açıkoturuma konuşmacı olarak Balkan Naci Islimyeli, Beral Madra, Beşir Ayvazoğlu ve Zeynep Sayın katılıyor. Histin taraftarı göstericiler Enrico Macias'ı protesto ettüer • ROOBAK (AFP) - Kuzey Afrika doğumlu Fransız Yahudi şarkıcı Ennco Macıas, Israil politikalannı destekledıği gerekçesiyle yaklaşık 200 Filistinli gösterici tarafindan protesto edildi. Göstericiler, Macias'm konser verdiği alana polisler tarafindan yaklaştmlmadılar. Yahudi şarkıcı, özellikle 10 Kasım'da tsraıl taraftan bir gösteride boy gösterdiğı gerekçesiyle Filistinlilerin büyük tepkisim çekmişti. Macıas, kendisini dinlemeye gelenlere, müziğıyle Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dünyası arasında bir köprü görevi görmek istedığıni söyledi. Yahudi kimliğini asla inkâr etmediğini, tek isteğinin Filistinlilerle Israillilerin arasındaki düşmanlığın son bulması olduğunu ve banş için konserler vermeye devam edeceğini belirtti. Aktör Robert Dovvney Jr. yine tutuklandı • PALM SPRESGS (AA) - Amerikalı aktör Robert Dovvney Jr. kefaletle hapisten çıktıktan üç ay sonra yine uyuşturucu bulundurmak suçundan tutuklandı. 35 yaşındaki Downey, bir ıhbar üzerine bir otel odasında kokain kullanırken yakalandı. Polis, Downey'in, uyuşturucu bulundurmak ve kefaletle serbest kaldığı süre ıçinde ağır suç işlemekten tutuklandığını bildirdi. Hız yapmak, uyuşturucu ve silah bulundurmak, gözaltında tutulduğu süre içinde uyuşturucu testlerine devam etmemek gibi çeşitli suçlardan birçok kez hapis cezasına çarptınlan ünlü aktör, geçen pazar günü 15 bin dolar kefalet ücreti karşılığında serbest bırakılmıştı. BUGÜN • BEYKEISTCNtVERSİTESİ'nde saat 13.30'da Müsfik Kenter ın söyleşisi var. (872 11 25) • BABYLON'da saat 21 30da 'Aşkm Arsunan Ethno Karma Band'ın konsen ızlenebüir. (292 73 68) • KEREM GÖRSEV JAZZ BAR'da saat 22.30'da Detant-Feyza konsen gerçekleşecek. (231 39 50)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle