Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2000 ÇARŞAMBA
SSK'nin tasfiyesi, küreselleşmepolitikalarının oluşturduğu koşullardagündemegeldi
Sosyal güvenlikgerçeğiDr. ALt RIZA ÜÇER
Dr.CİHATOĞAN
"Bireysel Emeklilik, SSK'nin Ye-
niden Yapılandınlması. Türkiye tş
Kurumu'nun kurulması, Bağ-
Kur'un yeniden yapılandınlması
ve SSK ile Bağ-Kur'un Sosyal Gü-
venlik Kurumu adıyla tek çatı alûn-
da toplanması gibi alt başlıklardan
oluşan Sosyal Güvenlik Yasa Tasa-
nsı'nı, hükümet bu yasama döne-
minde TBMM gündemine almayı
planlanuştı. Ancak ani bir karar
değişildiği ile ilgüi dûzenlemeler için
Meclis devre dışı bırakıldı ve tasa-
n kanun hükmiinde kararname
olarak Cumhurbaşkanının onayı-
na sunuldu."
Gerçekten sıkça yinelenen bu id-
dialardaki gibi başta SSK olmak
üzere sosyal güvenlik kurumlan-
nın gelir-gider dengeleri bozulmuş
mudur? Bu kurumlar bütçede kara
delikler oluşmasma yol açacak bir
finansman krizi içinde midir? Di-
ğer sosyal güvenlik kurumlanndan
farklı olarak, aynı zamanda kapsa-
dığı nüfusa sağlık hizmeti de su-
nan SSK, sigortahlanna hizmet ve-
remeyecek hale mi gelmiştir?
Oldubltti mantığı
SSK'nin öncelikle sosyal güven-
lik ve sağlık alanında bölünmesi,
sağlık hizmetleri sunumundan vaz-
geçerek dışandan hizmet satın al-
ması ve kuruma bağlı sigortalılann
zaman içerisinde, hükümetin de
desteği ile bireysel sigorta kapsamı-
na kaydınlması gibi girişimler ne-
ler getirecek ve neler götürecektir?
Ne yazık ki ülkemizin sağlık hiz-
metlerinin sunumu ve finansmanı-
nı yaşamsal boyutta etkileyecek olan
bu değişiklikler, kamuoyunda yete-
rince ve sağlıklı bir biçimde tartı-
şılamamış, adeta biroldubitti man-
tığı ile yasalaştınlma aşamasına ge-
tirilmiştir. Konunun düşündürücü
olan yanı, bilimsel birgözle değer-
lendirildiğine SSK ile ilgili olarak
çok farklı bir sonuca ulaşılmasıdır.
Asıl amaç, artan sağlık ve sosyal gü-
venlik harcamalan nedeniyle sos-
yal güvenlik sisteminin içine düşü-
rüldüğü kaynak sorununa bir çö-
züm bulunması mıdır, yoksa devle-
tin sosyal kimliğinden anndınlma-
sı mıdır?
Devletln sosyal klmllği
Devletin sosyal kimliği, kapitaliz-
min son yirmi yıldır süregelen kü-
resel ekonomik bunalımını aşmak
için uyguladığı siyasi, ekonomik
ve kültürel önlemlerin boy hedefi
olmuştur. Bu önlemler, devletin sos-
yal kirnliğini tanımlayan tüm sistem-
lerle birlikte sağlık ve sosyal güven-
lik sistemlerini de derinden etkile-
miştir. Bu önlemlerle sosyal devlet
döneminde bütünsel bir nitelik ka-
zanarak devlet güvencesine alınan,
sağlık ve sosyal güvenlik sistemle-
ri tarafından korunup geliştirilen
haklar sınırlanacak; devletin bu hak-
lann kullanılması konusundaki so-
rumluluğu en aza indirilecektir. Zo-
runlu ve ertelenemez olarak nitele-
nen bu süreçte bütünsel bir nitelik
taşıyan sosyal haklar birbirinden
soyutlanacak; bu haklann kullanıl-
masını sağlayan kamusal hizmetler
niteliksizleştirilip gözden düşürüle-
cek ve giderek piyasa kural ve ko-
şullanna teslim edilecektir.(*)
Bü girişimler amacma ulaştığın-
da, devletin temel insan haklan ile
ilgili sorumluluğu yalmzca soyut
bir yaşama hakkının korunması ile
sınırlanacak; insanca yaşamak için
gerekli olan diğer haklann nasıl ve
hangi koşullarda kullanılabileceği,
hak isteme gücü ve yetkisi ile, ya-
ni ekonomik ve siyasal güç ile be-
lirlenecektir. Böylece, yaruun dün-
yasmda insanca yaşamak, bedelini
ödeyebiknlerin kullandığı bir azın-
lık hakkuıa dönüşecektir.
SSK'de neler oluyor?
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı,
SSK, Milli Savunma Bakanlığı, tıp
fakültesi hastaneleri, KlT'ler gibi ku-
rum ve kuruluşlar hem hizmet su-
nucusu hem de finansman kaynağı
durumundadır. Bağ-Kur, Emekli
Sandığı, özel sağlık sigortalan gi-
bi bazı kurum ve kuruluşlar ise yal-
nızca finansman sağlayıcı durum-
da olup kamu ve özel kesimden hiz-
met satın almaktadır. Özel hasta-
neler, özel tanı ve tedavi merkezle-
ri, muayenehane hekimleri, Kızı-
lay, Organ Nakli Vakfi gibi kurum
ve kuruluşlar ile eczaneler ise ke-
sim olarak yalnızca hizmet sunucu-
su konumundadır.
SSK'nin 1998 yılında sağlık kap-
samındaki nüfusu 32.7milyon, Bağ-
Kur'un 5.7 milyon, Emekli Sandı-
SSK'nin 1988-1998 Donemindeki
Yataklı Ünite ve Yatak Sayılarındaki
Değişimin Karşılaştırılması
Yıllar
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
Kapsamdaki
Nüfus
16.487.763
17.278.289
18.305.136
19.247.460
21.370.361
22.879.897
24.812.466
26.538.668
28.062.033
30.379.656
32.747.588
Üntte
Sayısı
368
371
412
401
414
428
456
496
499
507
513
Yatak
Sayıa
22.096
22.508
23.981
25.253
25.617
28.204
26.877
27.377
27.744
28.928
29.664
Yataklı
Ünite
Sayısı
88
91
94
105
106
110
112
115
117
118
121
Kaynak SSK FaaHyet Raporlan ve Istabstik YıtlıHan, 1998-1988.
SSK'nin 1988-1998 Donemindeki
Hastalık Sigortası Celir Ciderlerinin
Karsılaştırılması
Ydbr
1988
1989
Hastalık
Stgortasmın
Toplam
Geüriert
MHyarTL
Hastakk
Sigortasmm
Toplam
Giderteri
«ttyarTL
867.448 539.528
1.717.697 , 1.251.388
1990 | 3.266.698
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
6.258.078
9.898.399
2.394.383
HastaMı
Sıçortâsınifl
GeKrFazbsı
MüyarTL
358.705
466.309
872.315
4.397.821 1.860.256
8.124.274
16.408.303 ' 13.084.711
23.272.360
32.404.732
90.754.457
219.164.047
429.880.542
25.147.524
1.774.115
3.323.591
-
47.129.025
93.578.385
211.458.351
-
7.705.696
,429.019.776 860.767
Hastalık
Sigortasının
GtderFazfcası
(Aç*)
MüyarTL
-
1.875.174
14.724.293
2.823.928
-
-
Kaynak SSK Istatm Yıllıklan ve Faaliyet Raporlan, 1988-199$
35000000
30000000
25000000
15000000
1988-1998 Donemindeki SSK kapsamındaki nüfus
l
10000000
5000000
1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998
Türkiye'deki hekimlerin kurumlara
göre dağılımı (1997)
Türkiye'deki hemşirelerin kurumlara
, göre dağılımı (1997)
I
Sağlık
Bakanlığı
Unıversıteler SSK Dığer BdÜflı
U n i v e r s i t e t e r ûğer
SSK'nin 1988-1998
Döneminde Yatırım
Harcamalarının DİE
1987=100 Tüketid Fiyatları
Endeksine Cöre Reel Olarak
Karsılastfrıtması
Yıllar
1988
1989
990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
Toplam
Yafcnmlar
Tüm
Gefirter
100.00 100.00
131.82 121.13
128.63
151.95
124.37
119.80
129.58
152.64
136.13
138.40
106.49 , 140.46
97.33
83.76
1997 ;
115.90
1998 ' 76.81
161.08
158.26
157.01
203.13
Kaynak SSK Faaliyet Raporlan ve Istatıs-
(A YMöan, 1988-1998 DİE 1987=100 tû-
teticiffyaflanenctetetyıfortalaması, 1988-
7998.
Sosyal güvenlik kurumlannın sağlık hizmetleri
kapsamındaki nüfus (1998)
t
O osyal Sigortalar Kurumu, ülkemizin en geniş
O kapsamlı sosyal güvenlik kurumudur. SSK'nin
sağlık kapsamındaki nüfus, 1988-1998 döneminde
iki katma çıkarken toplam ünite ve yataklı ünite
sayısı 1.4 kat, yatak sayısı ise 1.3 kat artabilmiştir.
ğı'nın ise 2 milyondur. Böylece, üç
sosyal güvenlik kurumunun sağlık
kapsamındaki nüfusu, ülke nüfu-
sunun %62'sine ulaşrruştır.
Hizmet akdiyle çalışanlann sos-
yal güvenliğini sağlamak üzere 1936
tarih ve 3008 sayılı Iş Kanunu ile
öngörülen, ancak on yıllık bir ge-
cikmeyle 9 Temmuz 1945 tarih ve
4792 sayüı kanunla 1 Ocak 1946'da
kurulan Işçi Sigortalan Kurumu'nun
adı, 1964 tarih ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu'nun 136. mad-
desi ile Sosyal Sigortalar Kurumu
(SSK) olmuştur. Kurumun kuruluş
ve gelişiminde Ikinci Dünya Sava-
şı sonrasında özellikle Batı Avrupa
ülkelerinde yaygınlaşan sosyal dev-
let anlayışının ülkemizdeki yansı-
malan ve 1 % 1 Anayasasrnın ardın-
dan sosyal devlet ilkesinin yaşama
geçirilmesi çabalannın etkisi vardır.
SSK'nin tasfiyesi de neoliberal ek-
senli küreselleşme politikalarının
tüm dünyayı ve bu arada ülkemizi
etkisi altına aldığı koşullarda gün-
deme gelmiştir.
Farkı saglık hlzmetl
Sosyal Sigortalar Kurumu, ülke-
mizin en geniş kapsamlı sosyal gü-
venlik kurumudur. Kurumun sağlık
ve sosyal sigorta uygulamalannda
günümüze kadar kapsamdaki nüfus
ve sağlanan yardımlarda yatay ve di-
key gelişmeler olmuştur. SSK,
Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'dan
farklı olarak aynı zamanda sigorta-
hlanna sağlık hizmeti de sunmak-
tadır. SSK'nin sağlık kapsamında-
ki nüfus, 1988-1998 döneminde iki
katma çıkarak ülke nüfusunun yak-
laşık olarak yansına ulaşrruştır (32.7
milyon).
On yıliık dönem
1988 yıhnda 88 yataklı sağlık ku-
ruluşundaki toplam 22.096 hasta
yatağıyla 16.487.763 kişiye hizmet
veren SSK, bu kapasiteyi 1998 yı-
lında ancak 121 adet yataklı sağlık
kuruluşunda bulunan toplam 29.664
hasta yatağına arttırabilmiş, bu ara-
da kapsamdaki nüfus da 32.747.588
kişiye ulaşmıştır. Kurumun toplam
ünite sayısı ise yalnızca 1.4 kat ar-
tarak 513'e çıkmıştır. Buna paralel
olarak kurumun on yıllık dönem
sonunda dönem başına göre ayak-
ta muayene sayısındaki artış 1,7 kat
olurken ameliyat sayısı 1.4 kat, do-
ğum sayısı ise 1.5 kat artmıştır.
Kurumun kapsamdaki nüfusu on
yıllık dönemin sonunda 2 katma çı-
karken toplam ünite ve yataklı üni-
te sayısı 1.4 kat, yatak sayısı ise 1.3
kat artabilmiştir.
1998 yılı itiban ile sigortalılann
yaklaşık %55'ini kapsayan ve taş-
ra sevkleri nedeniyle büyük bir yük
taşıyan Ankara, Istanbul ve tzmir il-
leri SSK hastanelerinde tek bir man-
yerik rezonans görüntüleme (MR)
aygıtının bulunmaması oldukça dü-
şündürücüdür. Çoğunluğu özel gö-
rüntüleme merkezlerinde olmak
üzere yalnızca Istanbul 'daki MR
sayısının Ingiltere'deki toplam MR
sayısından daha fazla olduğu göz
önüne almdığında SSK'nin bu alan-
daki eksikliği de çarpıcı bir örnek
olarak tabloyu netleştirmektedir.
Hastanelerin durumu
Yine sigortalılann %10'undan
fazlasını kapsayan ve başta Ege Böl-
gesi olmak üzere birçok çevre ilin-
den önemli oranda sevk yükü taşı-
yan fzmir'deki SSK hastanelerinin
birinde yalnızca tek bir bilgisayar-
lı tomograrı (BT) cihazının olma-
sı ve bu ilin yansına hizmet veren
Bozyaka SSK Hastanesi'nde bir
BT cihazının olmaması dıkkat çe-
kicidir.
SSK'nin neredeyse tüm yükünü
taşıyan Istanbul ve fzmir'deki has-
tanelerinde MR cihazı yoktur ve
Ankara'daki Dışkapı SSK Hasta-
nesi'nde, kuruluş aşamasını henüz
tamamlayan MR merkezi birkaç
hafta önce hizmet vermeye başla-
yabilmiştir. Kurumun gereksinim-
lerini karşılayacak harcamalan yap-
masının önünde çeşitli engellerya-
ratıhrken SSK vakıf ve dernekJeri
aracılığı ile sağlanan kaynaklarla
ihtiyaç duyulmayan illerde ilginç
gelişmeler yaşanabilmektedir.
Rotasız gidlş
SSK sigortalılannm %1'inden
azını kapsayan Trabzon SSK Has-
tanesi'nde bu yolla bir MR merke-
zinin kurulması, planlama anlayı-
şının yok sayılması ve SSK'nin mer-
kezi planlama ile belirlenecek ge-
reksinimlere göre özerk biçimde
yatınm yapmasının engellenmesi
sonucunda vanlan rotasız gidişin
kara mizah konusu olacak bir örne-
ğidir. Kurumun 1988 yılında kap-
sadığı nüfus 16.48 milyon ve toplam
fiili kadro sayısı 53.957 iken 1998
yılında kapsamdaki nüfus 32.78 mil-
yon ile yaklaşık iki katma çıkmış,
ancak toplam fiili kadro sayısı
59.364'e yükselebilmiştir. Yani kap-
samdaki nüfus yaklaşık olarak % 100
oranında artarken toplam fiili kad-
ro sayısı yalnızca % 10 oranında art-
tmlmıştır.
Doktor ve hemşlre sayısı
SSK'de 1997 yıhnda çahşan top-
lam hekim sayısı 7493, uzman he-
kim sayısı 4345, pratisyen hekim
sayısı 3148, hemşire sayısı ise
7708'dir. Ülkemizde hekimlerin
yalnızca %10'u, hemşirelerin ise
%11 'i SSK'de istihdam edilmekte-
dir. Daha önce de vurguladığımız
gibi, aynı dönemde ayakta muaye-
ne sayısı 1.7 katma, yatarak teda-
vi gören hasta sayısı 1.4 katına çı-
karken fiili kadro sayısı ancak 1.1
kat artmıştır. Bu durum, SSK'nin
sunduğu sağlık hizmeti kalitesinin
kaçınılmaz bir biçimde düşmesine
yol açmıştır.
Hizmet yeterslzllfll
Yatınm harcamalanndaki azal-
ma ile birlikte değerlendirildiğinde
insan kaynaklanndaki bu gerileme
de SSK'deki sağlık hizmeti yeter-
sizliğini kolayca açıklamaktadır.
Nüfusun yansına sağlık hizmeti ve-
ren bir kurumun ülkenin hekim ve
hemşirelerinin yalnızca %10'unu
istihdam etmesi, milyonlarca insa-
nımız için sorun yumağına dönüş-
türülen SSK hastanelerinin. hasta yü-
künü nasıl taşıyamaz hale getirildi-
ğini açıkça ortaya koymaktadır.
Hastalık sigortası primi
SSK'nin hastalık sigortası kolu-
nun finansman kaynağı hastalık si-
gortası primleridir. Hastalık sigor-
tasından yapılan tüm masraflann
yıl içinde elde edilen hastalık si-
gortası primlerinden karşılanması
zorunluluğu bulunmaktadır. SSK
istatistiklerinin değerlendirilmesi
sonucunda, bu sigorta kolunun prim
gelirlerine hastalardan alınan ilaç iş-
tirak payı bedelleri, giderlerine ise
hastalara, hastahktan dolayı öde-
nen iş görememe ödenekleri de da-
hil edilmek suretiyle yapılan gelir-
gider dengesi analizlerinde şu so-
nuçlar göze çarpmaktadır:
• 1993 yılına kadar sürekli faz-
lalık veren, yani toplanan primlerin
hepsini harcayamayarak bir kısmı-
nı arttıran hastalık sigortası, 1994
yılından itibaren açık vermeye baş-
lamış. 1995 yılında ise gelirlerin
yansına karşılık gelen yaklaşık 15
trilyon TL. açık vermiştir.
• 1996 yılında hastalık sigortası-
nın tüm giderlerinin tüm gelirleri-
ne göre verdiği açık oranı %3 'e ge-
rilemiştir.
• Kurumun hastalık sigortası ge-
lirleri 1997 ve 1998 yıllannda ye-
niden fazlalık venniştir.
Kara delik masalları
'Kara Delik' masallanna rağmen
1988-1998 döneminde hastalık si-
gortası gelirleri, 1994-1996 yıllan
dışında tüm giderleri karşılamış ve
açık vermek bir yana, fazla vermiş-
tir. Bu sonuç; SSK sağlık hizmetle-
rinde, Ueri sürüknin aksine finans-
man krizi yaşanmadığını güster-
mektedir.
(*) Piyal, B., Sağlığın Ekonomi
Politiği, Bilim ve Ütopya, Aralık
1998.
SÜRECEK
AVRUPA^DAN
GÜRAY ÖZ
Avrupa Birligi: Nasd istersiniz,
çekindekli mi, çekjpdeksiz mi?
FRANKFURT -Türkıye'de muvafık, münafık bü-
yük bir çoğunluk, Avrupa Birliği'ne girilmesinden ya-
na. En azından kaçınılmaz bir olgu olarak kabul edi-
yor. Buraya kadar iyi, iyi de konu ile ilgili tartışmalar
ne yazık ki yüzeysel. Tarih boyutundan yoksun; ge-
lecek perspektifi ise hiç taşımıyor. Türkiye, kimi Av-
rupa ülkelerinin oluşturduğu Kömür ve Çdik BiıHğTnin
gelişimi ile kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na
(AET) ortak üye oldu. Avrupa Ekonomik Topluluğu
daha sonra ekonomik görevleri siyasal bir yapıyla bü-
tünleştirme amacıyla Avrupa Topluluğu'na dönüştü.
Türkiye ilk anlaşmadaki yerinde kaldı. Avrupa Top-
luluğu siyasallaşma yönündeki gelişmesini bir üst aşa-
maya yükselterek Avrupa Birliği adını aldı. Türkiye,
AET ite arasındaki ortaklık anlaşmasının koşullann-
da ve dünyasında kaldı. Avrupa Birliği, işine gelen
konularda, örneğin gümrük birliği gibi, AET ile Tür-
kiye arasındaki anlaşmanın gereklerini hatırladı, işi-
ne gelmeyen zaman ve konularda ise aradan çok za-
man geçtiğini, koşullann değiştiğini ileri sürdü. Sü-
rekli yenilenen ve bitmeyecek koşullar ileri sürmeye
devam etti. Askeri darbelerin de desteğiyle uzayan
bir askı döneminden sonra Helsinki'de Türkiye, Av-
rupa Birliği'ne tam üye adaylığı statüsüne kavuştu.
Peki bundan sonra ne olacak? Muvafıklar, "Eh za-
manı geldi, artık üç vakitte bu iş tamamdır" diyor-
lar. Münafıklar ise "Ne yapalım bu bir olgudur, kü-
reselleşen dünyada başka çare mi kaldı?" diye ağ-
layarak gıden gelın pozundalar.
Unutulan bir nokta ise Avrupa Birliği'nin, kısasöy-
lenişiyle AB'nin, çok uzak olmayan, Türkiye'nin tam
üyeliği için geçecek zamandan daha kısa olduğu
kesin olan bir zaman dilimi içinde, bir kere daha şe-
kil ve içerik değişikliğine uğrayacağıdır. Tezleri şim-
diden hazır ve ilk adımlan atılmış olan bu konsept
değişikliği, üç halkadan oluşacak bir Avrupa Birliği
öngörüyor. Çekirdek Avrupa, (Almanya ve Fransa'nın
başı çektiği muhtemelen beş ülke) diğer AB ülkele-
ri ve adaylıkları onaylanacak olanlardan oluşacak
üçüncü halka. Türkiye hangi Avrupa Birliği'ne gire-
cek dersiniz?
Tartışmalanmızdaki yüzeyselliğin bir diğer kanrtı da
Avrupa Birliği'ne girmekle 'çağdaş uygartık'ya da '8a-
f/W/şma'nın bir ve aynı şey sayılması. Zaten iki ölçü
kaldı elimizde. Çağdaşlaşmak için ya küreselleşen
dünyanın koşullanna teslim olmak, bu daha çok ABD
anlamına geliyor ya da Avrupa Birliği'ne, bu da ga-
liba ağıriıklı olarak Almanya demek oluyor, girmek ge-
rekiyormuş. Çağdaşlaşmanın gerekleri ile AB üyeli-
ğinin koşullannın her zaman ve her koşulda birbiriy-
le çakışmadığını söyleyenlere ise söz hakkı yok.
Deli dana'ya 60 milyon Euro
Avrupa Birliği Komisyonu ve AB Parlamen-
tosu Bakanlar Kurulu 2001 yılı bütçesini 92.5
milyar Euro (yaklaşık 183 milyar mark) olarak
karartaştırdı. Önümüzdeki günlerde onaylan-
ması beklenen bütçede ödemelerin yüzde
3.5'ten daha fazla artmaması için önlemler
alındı. Bütçe ön hazıriık toplantılannda Balkan
ülkelerine yardım ve küçük ve orta ölçekli iş-
tetmelerin orta vadeli desteklenmesi ve deli da-
na hastalığına karşı mücadele programına ay-
nlacak miktar yoğun bir şekilde tartışıldı. Önü-
müzdeki yıl Balkan ülkelerine 839 milyon Eu-
ro, yalnızca Sırbistan'a 240 milyon verilmesi
de bütçede öngörülüyor. 2001 -2005 yıllan ara-
sında küçük ve orta ölçekli işletmetere yapıl-
ması gereken 450 milyon Euro'nun 100 mit-
yonunun önümüzdeki yıl ödenmesi de karar
altına alındı. Deli dana hastalığının boyutlannı
öğrenmek için yapılması gereken testler için
aynlan fon ise 60 milyon Euro. Fransızlann id-
diasına göre Almany a'da çok az test yapılıyor.
Bu durumda bu 60 milyon Euro'nun önemli bir
kısmı Almanya'ya gidecek demektir. Peki, Al-
manya'da ne kadar sığır var?
Bu sorunun cevabı Alman Federal Istatistik Da-
iresi'nden değil, muhafazakâr Die VVert gazete-
sininZippapart-ZappköşesindengeJdi: "Hürli-
beralterin seçmen sayısından daha fazla."
kdm değişiklikleri korkutuyor
Dünya Iklim Konferansı dişe dokunur bir sonuç ala-
madan kapandı. ABD ile Avrupa Birliği, karşılıklı bir-
birlerini suçladılar. Time gazetesinde yer alan bir ha-
bere göre ise Avrupalı bilim adamları gelecek elli yıl-
da gerçekleşecek iklim değişikliklerini korkutucu
buluyorlar. Bilim adamlannın öngörülerini birgrafik-
le özetleyen Die Welt gazetesi ilginç birtablo sunu-
yor: Buna göre, Iskandinav ülkelerinde hava artık so-
ğuk değil ılık olacak, tundralar yerlerini hızlı büyü-
yen çam ormanlanna bırakacak. Ingiltere yağmura
teslim olacak ve su baskınlan artadak. Fransa'da atom
santrallan, su sıkıntısı nedeniyle soğutmatesisleri iyi
çalışmayacağı için kapanacak. Almanya'da kuzey
ve doğu kıyılannda fırtınalar nedeniyle yaşamak ne-
redeyse imkânstz hale gelecek. Akdeniz'de deniz se-
vryesi yanm metre kadar yükselecek. Bölgede ısı ar-
tacak.
Ama asıl tehlike, bütün bu değişiklikler değil. In-
sanoğlu alışır. Asıl tehlike daha büyük, daha korku-
tucu! Grafikte açık seçik görünüyor: Asıl tehlike, çöl-
leşen ve yaşanması artık imkânsız hale gelecek olan
Afrika'dan, açlık nedeniyle Avrupa'ya göç edecek
olan "iklim kaçakları".
AB'den yapısal reform desteği
150 milyon Euro'luk
hibe yardımma onay
ANKARA (AA)-A\-
rupa Birliği, MEDA
programı kapsamında
Türkiye'ye, yapısal re-
formlann desteklenme-
si için 150 milyon Euro
tutannda yardım verme-
yi kabul etti.
Avrupa Komisyonu
Türkiye Temsilcili-
ği'nden yapılan açıkla-
mada, Türkiye'nin, "gaz
ve elektrik sektörlerinin
AB mevzuatına uygun
biçimde liberalizasyonu-
nu 2001 \ıh sonuna dek
tamamlamayvtelekomü-
nikasyon alanında AB
standarüannın uygulan-
masını, tanm reformu-
nu sürdürmeyi, çalışma.
sosyal güvenlik ve sağlık
alanlannda AB standart-
lan uygulama v« bu alan-
larda kadın erkek eşitli-
ğini sağlama^ı ve çevre
koruma mevzuatını
AB'nin ilgili mevzuatiy-
la uyumlandırmayı" ta-
ahhüt etmesi üzerine, bu
yardıma hak kazandığı
bildirildi. Açıklamada,
söz konusu 150 milyon
Euro'luk hibe yardımın,
AB'nin Türkiye için ön-
gördüğü daha geniş bir
yardım paketinin parça-
sı olduğu belirtildi.