25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26KASIM2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Hyatroya dönen Jeanne Moreau, MargaretEdson 'ın i Wit y adlı oyununu sahneye koydu arayıcılanyız'KüMr Servisi- 72 yaşındakı Jean- ne Moreau tiyatroya geri döndü ve ük kezbiroyunyönetti. Moreau, Marga- ret Edson'ın Pulitzerödüllü 'Wit' isim- li oyununda rol almayı reddetti, ama çok heyecan verici bulduğu için sah- neye koymayı yeğledi. Ulkemizde ise bu oyunu Yıldız Ken- ter 'Nûfcte' ismiyle sahneye koydu ve oynuyor. Oyun, yaşanunı John Donne'ın şi- irine, Kutsal Soneler'in araştırmasına ve yaşam, ölüm, Tann kavramlanna adarnış olan Profesör Vivian Bearing'in kanser olmasından sonra deneysel te- davi sûresi içinde, işini, yaşanunı, has- talığuıı irdelemesini konu ediniyor. - 'Wrt' insanı umutsuzluğa iten bir «yun değü mi? JEANNE MOREAU - Aksine insa- na umut veren bir gösteri. Hem de has- talığın son aşamasına gelmiş, kanse- re yakalanmış ve kendisini iyileştirme- yecek deneysel bir tedaviyi kabul et- mış bilinçli bir kadın söz konusa Oyu- nun sonunda öleceğini biliyor, yazar ona söylemiş. Önünde yaşayacak iki saatten az bir süre var. BflinçB insanlar için umut verici - Anlatüklanmz pekde iç açKi sayü- maz._ MOREAU - Fakat öyle. Burada ken- dini bilime adamış biriru görüyoruz. Donne coşku ve gençliğin getirdiği şehvetle hareket ederken düşünceli bir insana dönûşen birisi üzerine ihtisas yapmış. Donne Katolik doğup Protes- tan ölen bir kişi. Ve başpıskopos. Ten- sel zevklerden vazgeçmiş, ruhun atı- lımlannı keşfetmeye yönelmiş. Beni cezbeden de bu oldu. O zaman bu gös- teri cesur, merakh ve bilinçli insanlar için umut verici diyelim. Ama hasta- ne âleminin alışkanlıklan hakkında bazen çok komik -ve de çok güç- an- lar da var oyunda. - Niçin John Donne? MOREAU -Ne zaman hayatında geçmişiyle ilgili önemli bir an olsa, ör- neğin sözlere duyduğu aşkı keşfettığı beşıncı yaşgünü, ona teşhisı koyan profesörle karşılaşması, profesöre te- zim gösterdiği, öğreocisı olmuş ve kendisi gibi araştırmaya tutulmuş genç bir doktordan biraz ilgi dilendiği za- man. Her sefer Donne'a, seçimlerine, yazgısına geri dönüyor. - Butrajediye Lozan seyirdsmin tep- ız sanatçılar, bizi izleyenler için olaylann derinliklerine ineriz. insanlar çok meşgul. Kendi içlerini incelemeye vakitleri yok. Yalnızhğı niçin seviyorum? Çünkü yalnızlık kendimi tehlikeye atmama firsat tanıyor. Beni sonuna kadar gitmeye iten sebepler, kendi içimde hissettiğim karmakanşıklık ve bazı şeyleri bilmediğim hissi.' kisineokiu? < MOREAU -Güldüler, ağladılar - Margaret Edson'ın oyununu nasd keşfettiniz? MOREAU-Oyunun başrolûnde oy- namam teklif edilmişti. Daha önce de o oyunun eleştirilerini okumuştum. Pek istekli değildim. Sonra metni uçak- ta okudum. Esaslı bir metin olduğunu düşündüm, ancak beni asıl cezbeden yönû, kadının kendi ölümüne hazırla- nış biçimiydi... Broadway'de gösteri- yi gördükten sonra hayran kaldım ve karanmı verdim. - Başroiü oynamamaya— MOREAU - Benden daha genç bi- risinin bu rolü alması gerektiğine... HöntBf^bcuk yapabilecek.yaşjta bir ka- dının bo rolü alması gerekti^ne. Av* nca daha önce bu hastalığa yakalan- mış bir insanım. Geri döner dönmez bu oyunu sahnelemek istediğimi be- lirttim. Başroldeki kadınm genç ol- ması konusunda haklı olduğumu bili- yorum. Bakın Mike Nichob bu oyu- nu beyazperdeye taşıyor, seçtiği oyun- cu Emma Thompson. Ük kez tiyatro oyunu yönetiyor - Amerika'daki gösteriden esin akn- ğunz söylenebflir mi? MOREAU- Hayır, hemen değisik bir sahne düzeni düşûndüm. Bir de anne tarafından tngiliz, yani iki dile de hâ- kim olmamdan dolayı uyarlamasuıı, çevirisini yapan Stephane Laporte'la beraber yapmakta ısrar ettim. Bu saye- de daha derine inebildim ve sözcükle- ri daha doğru seçebilme olanağım ol- du. John Donne'un bazı şiirierini de çe- virdik. Her şeyikefıdim oiiganizeettim: Rol dağılımı, ses, ışıklar, dekor... - Daha öncetiyatroyöneünenfiğiyap- mamıstıruz... MOREAU - Bu benim ük deneyi- mim. Daha önce böyle bir şey aklıma gelmemişti. " ' - Sinemada film yönetmiş otanak_ MOREAU - Yaptığım her şey ne isem onun devamı. Her şeyin birbi- nyle ilişkisi tutarh. Sanınm, hayatba- na daha ileriye, daha net olana gitmem için verilmiş. Bu yöneteceğim ilk oyun, fakat sonuncusu olmayacak. - Bu kadar çok sevdmiz diye mi? MOREAU - Yaptığım şeyin bu ol- ması gerekiyor diye. Yaptığım en za- rarsız iş ve bana çok şey veriyor. Biz sanatçılar, bizi izleyenler için olayla- nn derinliklerine ineriz. İnsanlar çok meşgul. Kendi içlerini incelemeye va- kitleri yok. Yalnızlığı niçin seviyo- rum? Çünkü yalnızlık kendimi tehli- keye atmama firsat tanıyor. Beni so- nuna kadar gitmeye iten sebepler, ken- di içimde hissettiğim karmakanşıklık ve bazı şeyleri bilmediğim hissi. - FBç korkmaz nusnuz? MOREAU-Korkanm. Sürekli. Ama korku ilginç değil. Zaten ne korkusu? Hangi korkudan söz ediyorsunuz? - Yaşamak, ölmek, geçen zaman- MOREAU-Genelde insanlarölüm- den boşluk yüzünden korkarlar. Ister ruhsal ister fiziksel olsun, onca büyük acılarla yaşadıklan hayatı terk etmek- ten çeküîiyoriar. Bilinmeyen yüzünden. Ben zaten bilinmeyenle birlikte yaşı- yorum. Oysa bizim zaten gittiğimiz yer neresi? Karakterlerin içi. îcat edil- miş. Uydurulmuş. Ben elime kâğıt ka- lem alamam. Hayır. Bunu kendi kişi- liğimle ödemem lazım. Grûber'in ha- rika bir sözü var:' Yönetmen oyuncu- lann korkusunu yok edendir.(...) Ama korku yok olduktan sonra o kadar gü- zel oluyoriar ki Bu korkuyu yenmek içinçokSKakhkveşefkat ister. Çok çe- timsiz bir insan olrna şansına sahip ol- duğumdan hfle yapmadığunı anhyor- lar.' Korkunun getirdiği azaplann her türünü denedim. Seyirciden korkmu- yorum, bunun ilginç bir yanı yok. Sö- zünü ettiğim bulamama, oynayacağı- nız karakterin kişiliğine bürünmenizi sağlayacak kapıyı açamama korkusu. 'Her defasında ilki yaşıyoruz' - Bunu başarabitanek için ne yap- mak gerekiyor? MOREAU - Konuşmak. Etrafinda dolanmak. Japonya'da çok moda olan bir mimar var. Muhteşem bir anekdot anlatıyordu. Kazmayı çok sevdiğini söylüyordu. Hep yükselmekten söz edılır. Dünyadan aynlmaktan. Yukan çıkmaktan. Ama aşağı inmek de fena sayılmaz. Yazı yazdığınız zaman de- rinlere ınersınız. Mutlak karanlık ku- şaklanna. Kuyunun diplerinde, ışığın ulaşamadığı bölgelerde ne bulunur? Su. - O zaman siz kaynak arayıalans»- MOREAU - Evet! Kaynak arayıcı- lanyız. Çalışan bir sanatçı, bir bardak suya koyduğumuz küçük Japon çiçek- len gibidır. Önce büzülü dururlar, son- ra birdenbire, açılır, açılır, açılırlar. Bir aktör, birgösteri benim için budur. Bir de en güzeli, her şeyin sürekli oluşum- da olması. Bir temsil hiçbir zaman sa- bit değildir.Her akşam, her sabah.ye* ni bir akşam, yeni bir sabah. Her de- fasında bir ilki yaşıyoruz. -Tıyatrodamı? MOREAU - Hem tiyatroda hem de gerçek hayatta. Londra'da 'sansasyon'sürüyor Royal Akademi, 'Sensation' sergisinden sonra şimdi de 'Apocalypse' ile sesini duyuruyor ESRA ALİÇAVUŞOĞLU LONDRA- 1997'de açılan Sensation sergisi ile çağdaş sa- natla ilgilenmeyen kitleleri da- hi galerilere sokan ve izleyici rekoru kıran ünlü Londra Royal Akademi, 'Apocalypse-Beauty and Horror in Contemporaray , Art'(Apokalips-Çağdaş Sanat- ta Güzellik ve Dehşet) adlı ser- ; gi ile çağdaş sanata verdiği des- teğe devam ediyor. Apokalips, 'zengjnfik', 'güzeük', 'dehşet' ve 'çeşitlilik' gibi kavramlan bir i araya getirerek uluslararası are- nadaki çağdaş sanatçılann bera- ^ berligini sağlıyor. r Apokalips, sonun hikâyesi... Türkçeye, mahşer ya da kryamet ; olarakçevirebileceğimizbukav- , ram, yüzyıllardır Batı sanatın- da birçok ünlü ressam taraftn- dan ele alındı. Royal Akademi, bu klasik te- mayı daha önce herhangi bir yerde sergilenmemiş 13 çalışma ile bu kez çağdaş sanatın düiy- le sunuyor. Sergıde, DarrenAbnond, Ma- •rizio CatteJan, Jake ve Dinos Chapman, Ctaris Cunningham, Angus Fairhurst, Mike Kefley, JeffKoons. Mariko Mori, Tim Nobte- Sue VVebster, Richard Prince, Gregor Scheider, VVbtf- gang Tillmans ve Luc Tuy- mans'ın işlen yer alıyor. Serginin önemli yanlanndan biri Royal Akademi'nin tarihın- de ilk İcez her bir sanatçıya ay- n bırer oda veriyor olması. 'Mahşere* açılan kapı Apokalips, ilginç bir işle baş- lıyor. Belki de bir izleyici ola- rak ilk kez yerlerde sürünmek dunımunda kalıyorsunuz Gre- gor Schneider'üı işini görmek için. Schneider'in ışı, 'mahşere' ıçılan bir kapı... Klastrofobisi olanlann pek şansı yok.. çünkü sürünerek girdiğiniz odada kay- bolmanız, kendinizi duvarlarla Inışatümış, kısnnlmış hissetme- A niz an meselesi. Yolun sonunda ise sizi terk edılmiş bir oda bek- liyor, tek çıkış yolunuz ardınız- da bıraktığınız odalar. Serginin en ilgi çeken işlerin- den biri ve Apokalips temasına bıre bir uyan, Chapman kardeş- lerin devasa boyutlu 'Hefl' (Ce- hennem) adlı çalışması. Galeri- nin orijinal tavanım kırarak bir meteor taşım Papa'nın üzerine düşürten Maurizio Cattelan'm 'LaNonaOra' (Dokuzuncu Sa- at), Mariko Mori'nin hayli tin- sel göndermelerde bulunan, Bu- dist tapuıaklanndan esinlenil- miş kitch 21. yüzyıl Dream Temple (Düş Tapınak) ve pop videocu Chris Cunningham'ın 'Flex' adlı işi dikkat çekici. 15 Aralık tarihine dek açık kala- cak olan sergiye Almanya, Bel- çika, Amerika, Japonya, ttalya ve Ingiltere'den yaşlan 29 ile 50 arasmda sanatçılar katılıyor. tngiltere'nin önde gelen çağ- daş sanatçılanndan, 1990'lar- dan bu yana birlikte çalışan Ja- ke ve Dinos Chapman'ın 'Ce- hennem' adlı işi, tıpkı birkan ha- vuzu gibi 20. yüzyılın doymak bilmez dehşet görüntülerinin devasa bir anıtı olarak çıkıyor karşımıza. Chapman kardeşle- rin hemen her çahşmasının iz- leyicüer tarafindan 'rahatsızedj- ci' olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak bu çalışma, Chap- man'lann dehşetin gerçek yüzü- nü gösterdikleri bir başyapıt. Yapımı iki yıl süren, sekiz ayn parçadan oluşan yapıt, yaklaşık beş bin adet el yapımı kurşun as- kerden meydana geliyor. Bu se- kiz parçahk devasa üç boyutlu çalışmanın bütününde aynca do- kuz farklı yapı ve manzara var. Chapman kardeşler bu çalışma- Lpokalips, 'zenginlik', 'güzellik', 'dehşet' ve 'çeşitlilik' gibi kavramlarla uluslararası arenadaki çağdaş sanatçılan bir araya getiriyor. Serginin önemli yanlanndan biri Royal Akademi'nin tarihinde ilk kez her bir sanatçıya ayn birer oda veriyor olması. Apokah'ps temasına birebir uyan çalışma ise Chapman kardeşlerin devasa boyutlu 'Hell' (Cehennem) adh yapıtı. yı platformlar üzerine yerleşti- rerek izleyicinin, yerleştirmeyi tüm açılanyla görmelerini de sağlamış. Tam merkezdekı man- zaranın ortasındaki yanardağ- dan fişkıran Naziler, kanlı, in- san vücuduna ait parçalar, iske- letler, kurukafalar her yere sav- rulmuş bir biçimde. Onlar izle- yiciyi şoke etmeyi ahşkanhk ha- line getirmiş iki kardeş.. ancak bir başyapıt olan bu çalışmanın geleneksel 'apokalips' sahnele- rinin en başanlı çağdaşı nitele- mesi yanlış olmayacak sanınz. Fiziksel şiddet ve mûzik Londra'da yaşayan ve çalışan Chris Cunningham ismi daha önce herhangi bir sergide kar- şımıza çıkmadı. Ancak, tngilte- re'nin genç dehalanndan oldu- ğu söylenen bu genç sanatçı, as- lında uzun sürcdir Apbex Twin, Leftfıeld, Madonna ve Björk gibi müzık alanında uluslarara- sı ün yapmış isimlerle çahşıyor. Cunningham aynca ABen 3 gi- bi bilim kurgu filmlerinin de modellerini gerçekleştirmiş bu- güne dek. Sanatçımn 15 dakika süren video çalışması, bir çiftin agrasif bırleşmesini gösteriyor. Cunningham, insanlann birbir- leri üzerinde gösterdiği fiziksel şiddeti müzikle güçlendirerek sunuyor izleyicilere. Bu vide- onun 18 yaşuıdan küçüklere ya- sak olması, sanatçımn hiçbir oto-sansürden geçinneyerek ele aldığı dehşeti gözler önüne se- riyor. Son yıllarda adından sıkça söz ettiren bir başka isim ise Darren Almond. Sanatçımn 'Shelter' (Sığmak) adlı işine Auschvvitz kampı kaynakhk edi- yor. Karşılıklı yerleştirdiği iki otobüs durağı Nazi dehşetinde yaşamlannı yitirmiş insanlann anısuıa dikilmiş bir anıt gibi. Royal Akademi 'deki serginin, 'Sensation' kadar başanlı olup olmadığı ilk günden bu yana taröşılıyor. Kıyametin tişörtle- re ve kupalara malzeme ohna- sının yam sıra tartışma yaratan bir başka konu Royal Akade- mi'nin yıl boyunca açtığı sergi- lerde izlediği yol. Bir önceki sergisinin Iskoç Suluboya res- samlan olduğu düşünülürse; 'Akademinin henüz kişttıği otur- madı' yorumlan çok da yanlış sayılmaz. Akademi için, bir ta- raftan nitelikli sergilerle tarih- sel sanatı destekler görünürken (Chardin ve 1900- Art on the Crossroad), diğer yandan 'Sen- sation' ile yakaladığı çağdaş sa- nat izleyicisini de eünde tutma- ya çalıştığı söylenebilir. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Yupttan Sesler Korosu Bu hafta Kuşbakışı'nda tiyatro mu yazsam, Muh- sin Ertuğrul ile nasıl tanıştığımı mı anlatsam, caz mü- ziği üstüne mi yazsam, Wim Wenders in muhteşem filmi üstüne mi yazsam, Adnan Benk'ın Eleştiri Ya- zılan hakkında yeniden mi yazsam diye düşünürken imdadıma yurttan sesler yetişti. Bu yazıyı yazmaya karar verir vermez yorgun, bitkin, bıkkın hissettim kendimi. Bakın neler olmuş... ••• Dicle Üniversitesi Tıp Faküttesi Psikiyatri Bölümü, güneydoğu bölgemizden son bir yılda servisterine baş- vuran kadınlardan yüz ikisinin (102) gerdek gecesi eş- lerinden dayak yediklerini saptamış. Evlenmişler, ilk gece, bir yatağa girip sevişmeleri beklenir güzel gü- zel. Adam, kadını bir güzel pataklıyor ve aile kuru- munun temeli böyle atılıyor. • * • Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde belediyenin yap- tırdığı Fatih Sultan Mehmet heykelinde atın çift cin- siyerii olduğu, ata binenın de Fatih'e benzemedigi eteş- tirileri yapılmış, bir "kriz" çıkmış. CHP'Iİ belediye baş- kanının diktirmeyerek depoya kaldırttığı heykel (at ve Fatih) eksikliklerınin ya dafazlalıklannın gıderilme- si için heykettıraşa gen gönderilmiş. Fatih'in beygi- rinin genital kaımaşıklığı giderilecek, Fatih'in yüzü de düzeltilecek, ondan sonra heykel otogar yanın- daki parka dikilecekmiş. jf • • • • Türk Diş Hekimleri Birtıği Genel Sekreteri NezSi Ya- vuz Tan bıldıriyor. Ulkemizde üç bin (3000) dolayın- da sahte diş hekimi varmış! Bu sahte hekimler He- patit C, B, AIDS ve tüberküloz gibi bulaşıcı hastalık- iara neden oluyomnuş. Bu sahte dişçilerie mücade- le etmek için Sağlık, Içişleri ve Adalet bakanlıklannın işbirliği yapması gerekiyormuş. Dişçinizi tanıyın sa- yın vatandaşlar! Her dişçi, aynı zamanda yaman bir yazar olan mükemmel ve emekli komünist Timur Ertekin gibi olmaz! Doktor Ertekin yıllardır Ankaralı- lann ağzının içinde dolaşan bir ustadır. Ama ben şim- di Tımur'u değil, şu sayısı üç bine ulaşan sahte diş- çileri ve hastalannı merak ediyorum doğrusu! Fatih heykelindeki heykel atın tenasül uzvundan. sahtekâr dişçılerden, gerdek gecesi eşini döven, bir kadına el kaldıran hırtapozlardan çıktık, Kuşbakışı uçuyoruz yurdumuzun üstünde. Ümraniye Suftançjft- liği Mezariığı'nda önceki hafta, imamın duayı uzat- ması üzerine çıkan silahlı kavgada yaralanan EkşJ- oğlu hastanede ölmüş. Cenazesi Selimiye Camii'nde kılınmış ve Karacaahmet Mezariığı'nda toprağa ve- rilmiş. İmamın duayı uzatması üzerine çıkan silahlı ça- tışma... ••• Düğün gecesi gelenekler yüzünden çıkan kavga- da yirmi iki (22) kişi yaralandı. özkaraaslan ailesine gelin almaya giden Keskin ailesinin büyüklerinın yo- lunu kesen mahalle gençleri "kapı ve yolbağı para- sı" istemişler. Damat tarafı para vermek ıstemeyın- ce bir gerginlik yaşanıyor. Sonra pazariığa başlanı- yor. Pazariık sürerken bırbirierine taş ve sopalarta saldıran taraflardan yirmi iki kişi hastanelikolmuş. Dü- ğun de iptal edilmiş. Gelin hanım sopayı ileri birta- rihte yiyecek. . " ^ ••• Ağn'nın Doğubeyazıt ilçesine bağlı Güllüce köyün- den Diyadin ilçesine gelin götüren düğün konvoyu- nun önünü "öartş/ş" almak için kesen yirmi beş ya- şındaki çoban Burhan Kılıç, elindeki pompalı tüfek- le kazaen on yedi yaşındaki gelin adayı Habtoe B- nazik'i, kayınpeder adayı Mehmet Ath'yı ve akra- bası Aynur Elnazik'i vurmuş. Alnından vurulan ge- lin adayı ölmüş. Olaydan sonra kaçan Kılıç'ın yaka- lanmasına çalışılıyor diyor, gazete haberi. • * • Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Komisyonu "Ev Hayvanlannın Korunmasına DairAvnıpa Sözleşme- si'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin ta- san "yı görüşüyormuş. Görüyorsun sevgili okur, biz- den habersiz neler neler oluyori Tasannın gerekçesi hakkında söz alan bir büyükelçi, Avrupa Birliği ülke- lerinde bu sözleşmenin "olmazsa olmaz" olduğunu söylüyor ve Türkiye'nin buna sırt çeviremeyeceğini bildiriyor. Tartışma çıkıyor, MHP'li, FP'Iİ, ANAP'lı ki- mi komisyon üyesi milletvekilleri çeşitli nedenlerle diplomata haddini bildiriyoriar. Bu arada MHP'li bir milletvekili, komisyon başkanı Ediz Hun'a "Yerbu- lamayan üyeler sandalyede otunırken bürokratlar koltukta otunıyor" diye son derece akılcı, çağdaş ve zeki bir eleştiri getiriyor. Fazilet Partili bir milletvekili "Bizim ceddimizde hayvan haklan zaten vardı. Camilerde kuşevleri ya- pılırdı. Tasandaki 'çağdaş' kelimesi yerine 'geç kal- mış' yazalım" diyerek durumu daha ilginç kilıyor. Ev hayvanlannın Türkiye'de nasıl korunacağı ise şimdi- lik meçhul kalıyor. Tann Türk'ü milliyetçiterden koru- sun diyerek bitirelim bu Kuşbakışı'nı. Ankara Devlet rıyatrosıTnun yeni müdürü Ferıfi Merter • Kühür Servisi - Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Rahmi Dilligü'in görevden aldığı Murat Atak'ın yerine Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü'ne Ferdi Merter getirildi. tstanbul Italyan Lisesi'nin ardından Ankara Devlet Tiyatrosu'nda eğitim gören Merter, 1962'de Devlet Tiyatrolan'nda göreve başladı. Sinemada oyuncu olarak rol almasınrn yanı sıra reji yardımcılığı, rejisörlük ve senaryo çalışmalan da yapan Merter, çeşitli televizyon yapımlannda sanatçı, senarist, yönetmen olarak çalıştı. Ankara Sanat Tiyatrosu ve Hürol tiyatrolannda da görev alan Merter, 1986-87 sanat sezonunda Adana Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü yaptı. Ferdi Merter'in oyuncu ve yönetmen olarak görev aldığı oyunlar arasında 'Buzlar Çözülmeden', 'Buzcu Geliyor', 'IV Henry', 'Deli tbrahim', 'Akvaryum', 'Oidipus', 'Cumhuriyet Kızı', 'Bir Kadnı, Bir Erkek Vardı' ve 'Yağmurcu' yer alıyor. Maçka Sanat 6ateröi aç*yor • Kühür Servisi - 1976'dan ben tstanbul sanat ortamında yer alan Maçka Sanat Galerisi, iki yıllık bir aradan sonra, 28 Kasım'da Füsun Onur'un 'Prelüd' sergisiyle yeniden açılıyor. Galeriye Mustafa Taviloğlu destek veriyor. Etkinliklerini Mudo- Maçka Sanat Galerisi adı altında eskı mekârunda sürdürecek olan galeri her yıl alö sergi yapmayı planhyor. Sergilerden ikisi Türk çağdaş sanatçılanna, ikisi yabancı sanatçılara, diğer ikisi ise sanat ortamma yeni adım atan genç sanatçılara aynlacak. Aynca sergı açan her sanatçımn yapıtlanyla ilgili dialı bir konferans ve izleyicilerle söyleşi etkinlikleri yapılması tasarlanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle