Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
g 3 KASIM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şevket Kazaffa
dava
• ANKARA (AA)-
Ajıkara Cumhuriyet
Başsavcüığı, kapatılan
RP'nin Genel Başkan
Yardımcısı Şevket Kazan
hakkında, Kanal 7
televizyonunda
yayımlanan bir programda
yaptığı konuşmada,
Yaıgıtay 8. Ceza Dairesi
Başkanı ve üyelerinin
kişilik haklanna hakaret
ettiğı gerekçesiyle 16 aya
kadar hapis istemiyle dava
açtı. Kanal 7 Televizyonu
Genel Yayın Sorumlusu
Ahmet Hakan Coşkun ve
Siyah-Beyaz Pragiramı'nın
yapımcısı Zahid Akman'ın
da 16'şar aya kadar
hapisleri istendı.
Cumhuriyet savcısı Levent
Tacer tarafindan hazırlanan
iddianamede, Kazan'ın,
Yaıgıtay 8. Ceza Dairesi
üyelerine, Diyarbakır 1
No'lu DGM'nin kapaülan
RP'nın Genel Başkanı
Necmettın Erbakan
hakkında veıdiği
mahkûmıyet karannı
onaması üzerine,
televizyon programında
hakaret ettığı belirtıldi.
Medsie
'AsttürtC
tartişması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - TBMM Genel
Kurulu'nda ek vergilerin
uzatılmasına ılişkın yasa
tasansı görüşülürken FP'li
Musa Uzunkaya ile Maliye
Bakanı Sümer Oral
arasında "Oıhan Ashtürk"
tartışması yaşandı.
Uzunkaya, "Ben Maliye
Bakanı olsam, 3 trilyon
götüren Orhan Ashtürk
gibi bir kayınbiraderim
olsa istifa eder, burada
oturmazdım" dedi. Bu
sözlere tepki gösteren
Oral, "Ben konunun her
şeyiyle peşindeyim.
Kanunlar ne diyorsa onun
cezasına çarpnnlacaknr.
Soyadımı taşıyan kardeşim
bile olsa hiçbir şey fark
etmez" dedi.
Toros2000
tatUuıt]
• LEFKOŞA(AA)-
Kıbns Tih"k Banş
Kuvvetleri'nin
sorumluluğunda KKTC'de
sürdüriilen Toros 2000
tatbikan kapsamında,
KKTC Güvenlik
Kuvvetleri'ne bağh özel
görev kuvvet birlikleri
tarafindan komando
harekâö icra edildı. Gerçek
mermilerin kullanıldığı
tatbikata, kadın askerler de
katüdı. Tatbikah, KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Cumhuriyet
Meclisi Başkanı Ertuğrul
Hasipoğlu, Başbakan
Derviş Eroğlu, Türkiye'nin
Lefkoşa Büyükelçisi
Ertuğrul Apakan, Kıbns
Türk Banş Kuvvetleri
Komutanı Korgeneral
Şükrii Sanışık ile öteki
komutanlar ve halk izledi.
Tatbikatın dünkü bölümü
resmi geçitle sonaerdi.
Etik Komsyonu
• ANKARA (ANKA)-
Doçentlik sınavlanndaki
bilimsel hırsızlık olaylannı
araştırmak üzere kurulan
Etik Komisyonu'nun üye
sayısı artnnldı.
ÜniveTsitelerarası
Kurul'un Doçentük Sınav
Yönetmeliği'nde yaptığı
değişiklik, Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Doçentük sınavlanndaki
bilimsel hırsızlık olaylannı
araştırmak üzere kunılan
Etik Komisyonu'nun en
fazla 5 üyeden oluşmasını
öngören sınuiama
kaldınldı. Değişikliğe göre
komisyon "en az 5
üye"den oluşacak. Etik
Komisyonu, bilimsel
hırsızlık yaptığı belirlenen
doçent adaylanna,
meslekten çıkarmaya kadar
değişen disiplin cezalan
verebilecek.
F tipine karşı çocuklannın başlattığı eyleme destek veren annelerin açlık grevi sürüyor
Anneler tarih yazıyor• Halkın gerçek
tarihinin gerçek halk
tarafindan yazılan bir
bölümü de şu
günlerde Müştak ve
Bilgesu Erenus'un
Ayaspaşa'daki
evlerinde yaşanıyor.
Çocuklanna destek
veren anneler,
inançlan için ölümü
göze almış.
AIAOL BEHRAMOĞLU
Tarihçilere sorarsamz size
tarihin kütüphanelerde yazıl-
dığını söyleyeceklerdir. Ya da
kendilerinin çalışma odalann-
da. Oysa gerçek tarih, halkın
tanhi, her zaman olduğu gibi
şimdi de, gerçek yaşamın ve
halkın olduğu her yerde; nere-
de adaletsizlığe, haksızhğa,
zulme karşı bir savaşım varsa
orada ve halkın kendisi tara-
findan yazıhnaktadır... Berga-
malı köylülerin günümüz Tür-
kiye tarihindeki belirleyici ye-
rini yadsıyabilirmiyiz? Onlar
şu anda da bu tarihi yazmayı
sürdürmekteler.
Bu satırlan yazmakta oldu-
ğum sırada (19 Kasım 2000
Pazar) önümdeki "Cumhuri-
yet" gazetesinden, yürüyüşle-
rinin 6. gününü ve 200. kilo-
metreyi geride bıraktıklannı
okuyorum. Bergama'dan Ça-
nakkale'ye (Şehitler Anıtı'na)
doğru bu yünlyüşün amacı,
2000'li yıllarda "Kuvayı Mfl-
Kye" (Ulusal Güçler) nıhunu
yeniden yaşatmak... Türk Mü-
hendis ve Mimar Odalan Bir-
liği üyeleri, "gizfiörgûtûyesi''
olduklan gerekçesiyle hakla-
nnda Izmir Devlet GüvenJik
Mahkemesi'nce dava açılan
Bergamalı köylülere destek
ohnak amacıyla, öyleyse bizi
de gizli örgüt üyesi olarak yar-
gılayın diyerek bu mahkeme-
ye kendilen hakkında suç du-
yurusunda bulunuyorlar.
Böylece bir tarih yazmakta
olan halkın yanında yer alı-
yorlar. Emperyalist güçlere
karşı 11 yıldır savaşım veren
Bergamah köylülerin ve yan-
lannda yer alanlann direnişi,
Türkiye'nin bağımsızlık mü-
cadelesi tarihinde hiç kuşku
yok ki en onurlu sayfalan
oluşturacaktır.
Halkın tarlhl
Onlara karşı çıkanlar ise er
geç bu tarihin çöplüğündeki
yerlerini alacaklardır... Gaze-
telere göz gezdirmeyi sürdü-
rüyonım: ^evrecilerinınüca-
delesi sörûyor™'' lzmir Çevre
Hareketi Avukatlan, Başba-
kanlığın, TÜBlTAK'tan alı-
nan bir rapora dayanarak Ber-
gama'da emperyalist şirketin
sıyanürle altm aramasına izin
veren genelgesinin iptali için
Danıştay'da dava açmışlar.
Böylece onlar da tarih ya-
zan halkın yanında yer almış
oluyorlar... Peki ya, emperya-
list şirketin ülkemizdeki des-
tekçilerinin bu tarihin sayfala-
rmdaki yerleri ne olacak? Ta-
rih er geç halkın tarihi, adalet-
sizlığe karşı adaletin, tutsaklı-
ğa karşı özgürlüğün tarihi ola-
cağma göre, halka karşı güç-
lerin bu tarihteki yerleri şim-
diden bellidir... Birkaç başka
gazeteden, esas olarak "Cum-
hurryetw
ten haber başlıklannı
okumayı sürdürüyorum: Bi-
rinci sayfada bir haber başlı-
ğı: " Kadın Kurultayı"ndan
sokağa dökülme çağnsı....
Uçurum büyüyor
Alt başlıkta şöyle yazıyor
u
Kadın sığmakian 3. kurulta-
yında, kadma uygulanan şid-
dete karşı baskı oluşturmak
için sokağa dökülme çağnsı
yapddu." "Mor Çaü Kadın SH
ğmağı Vakfi" böylece, çağdaş
tarihimizin, gerçek tarihin ya-
zılmasma katkıda bulunuyor.
Yine ilk sayfada, bir başka ha-
ber başlığı:
"Memurdan protesto..."
Haberden, "Sosyalhukukdev-
letinesahip çtkahm" sloganıy-
la Yalova'dan yürüyüşe başla-
yan Kamu-Sen Genel Başka-
nı Resul Akay'ı Ankara Kızı-
lay Alanı'nda binlerce memu-
run bir destekleme mitingiyle
karşıladıklannı öğreniyoruz...
Memurlar böylece, halkın ta-
rihinin, gerçek tarihin yazıcı-
Mûştak ve Bilgesu Erenus'un evinde annelerin ölüm orucu onuncu güne girerken bir gnıp anne de Zeytinburnu'nda ötüm orucu başlarn.
18 cezaevinde 816 hükümlü ve tutuklunun ölüm orucu sürüyor
Toplu ölüm korkusuALPERTURGUT
F tıpi cezaevlerine karşı sı-
yasi tutuklu ve hükümlülerce
başlatılan ölüm orucu 34. gü-
nüne girerken yurtiçi ve yurt-
dışında destek amacıyla ya-
pılan açhk grevi eylemleri ya-
yıhyor. "Tophı ölümlerin''ya-
şanmasından korktuklannı
vurgulayan tutuklu ve hü-
kümlüailelen, "Bukezölüm-
ler dana erken getebüir. An-
cak şa dafaiMnsinki çocukla-
nmm yaimz göndenneyece-
ğjz. Bizkr de onlar gibi ötfime
yarük" dıye konuştular.
Siyasi tutuklu ve hükümlü-
lerin
tt
öTümhücreleri'', devlet
yetkililerinin de "oda tipi"
dedikleri F tipi cezaevleri ne-
deniyle 18 cezaevinde
DHKP-C, TKP(ML) ve
TKtP davalanndan yatan 816
tutuklu ve hükümlü ölüm
orucu eylemi düzenliyor.
Omraniye Cezaevi'nde 248,
Bayrampaşa Cezaevi'nde
108, Çanakkale Cezaevi'nde
74, Çankın Cezaevi'nde 52,
• Bundan önce yapılan açlık grevi eylemlerinde
ölümlerin 60'lı günlerin başında meydana geldiğini
vurgulayan tutuklu aileleri, "Bu kez ölümler daha
erken gelebilir. Evlatlanmızrn sağlık durumu eyleme
başlamadan önce de kötûydü. Cezaevlerinden gelen
haberler hiç de iç açıcı değil" diyor.
Bursa, Malatya ve Bartın ce-
zaevlerinde 47, Ceyhan Ce-
zaevi'nde 45, Aydın ve Buca
cezaevlerinde 36, Uşak Ce-
zaevi'nde 24, Gebze Ceza-
evi'nde 18, Nevşehir Ceza-
evi'nde 10, Niğde Ceza-
evi'nde 7, Ulucanlar Ceza-
evi'nde 6, Ennenek ve Kürk-
çüler cezaevlerinde 5 ve Yoz-
gat Cezaevi'nde 1 tutuklu ve
hükümlü, eylemlerini 20
Ekım 2000 tarihinden bu ya-
na aralıksız sürdürüyor.
'Biz de ölüme yattık'
Sanatçı Bilgesu Erenus'un
Gümüşsuyu'ndaki evinde 4
tutuklu ve hükümlü yakınının
ölüm orucu eylemi 10'uncu
gününe girerken bir grup tu-
tuklu ve hükümlü yakını da
önceki gün Zeytinburnu'nda-
ki bir evde ölüm orucuna baş-
ladı. Bu arada Avrupa'daki
cezaevlerinde kalan siyasi ve
adli tutuklu ve hükümlülerle,
yurtdışındaki sivil toplum ör-
gütleri tarafindan düzenlenen
destek amaçh dönüşümlü ve
süresiz açlık grevleri ise de-
vam ediyor. Özgür Tutuklu ve
Hükümlü Aileleri Yardımlaş-
ma Derneği (Özgür TAYAD)
üyesi aileler, bundan önce ya-
pılan açlık grevi eylemlerin-
de ölümlerin 60'lı günlerin
başında meydana geldiğini
vurgulayarak şöyle konuştu-
lar
"Bu kez ölümler daha er-
ken gelebilir. Eviatianmızm
sağhk durumu eyleme başla-
madan önce de kötüydü. Ce-
zaevlerinden gelen haberler
hiç de iç açıcı değil. Toplu
ölümlerin yaşanmasından
korkuyoruz. Ancak şu da bi-
finsdn ki çocuklanmızı yahuz
göndermeyeceğiz. Bizler de
onlar gibi ölüme yatbk. Vlc-
dansahipleristzleresesleniyo-
ruz. Yeter arök. Bir şeyler
yapmakiçin neyi bektijoruz."
Dördüncû bfiyûk eylem
Siyasi tutuklu ve hükümlü-
ler, 12 Eylül'ün ardından tek
tip elbise, cezaevlerinde yaşa-
nan baskılar, "Eskişehir ta-
buthığu" ve 1 Ağustos Ge-
nelgesi'nden sonra şimdi de F
tipi cezaevleri nedeniyle
ölüm orucu eylemi düzenli-
yor. Diyarbakır Cezaevi'nde
(1983) 4, Metris Cezaevi'nde
(1984) 4, Cezaevleri Merke-
zi Koordinasyonu'nun çeşitli
cezaevlerinde düzenlediği
(1996) eylemde de 12 tutuk-
lu ve hükümlü yaşamını yi-
tirdi. F tipi cezaevleri ile bir-
likte gündeme gelen 4. ölüm
orucu eylemine DHKP-C,
TKP(ML) ve TKİP davala-
nndan tutuklu ve hükümlüler
kaûhyor.
lan arasmda yerahyor... Ve Is-
tanbul'da, Galatasaray'da bir
kez daha dövülen, gözaltma
alman tutuklu ve mahkûm ya-
kınlan ile cezaevlerinde (yine
bu satu-lar yazıhnakta olduğu
sırada) açlık grevlerinin 30.
günündeki siyasal tutuklu ve
mahkûmlar, bu tarihin yaratı-
cılan arasmda yerlerini alıyor-
lar...
Kurtuluş Savaşımız sırasm-
da halkın tarihi, Ankara U-
lus'taki o küçük Meclis'le bir-
likte yazıhmştı... Bugün ise,
ri içinde, üıançlı, gururlu ve
kararlı, açlık grevindeler...
Önceki gün Nihat'la (Beh-
ram), başkaca sanatçı-yazar
arkadaşlanmız gibi, onlarla
tamşmaya, dayanışma duygu-
lanmızı bildirmeye gittik...
Üzüntü ve gözyaşıyla karşı-
laşmayı beklerken, neredeyse
bir düğün evine gitmiş gibi ol-
duk... Cünkü bu insanlar
inançlan için ölebilmeyi göze
ahnışlardı... Onlar, kendileri-
ne ve evlatlanna acındırmak
için değil, başkalanna, Türki-
gerçek bir halk aydmı, nere-
deyse bir önder... (TAYAD'lı
anneleri tanıdıkça, Maksim
Gorki'nin "Ana"smm düş
ürünü değil, gerçeğin ta ken-
disi olduğunu her seferinde bir
kez daha anlıyorum...)
Annenln mektubu
Şükran Anne'nin, F tipi ce-
zaevleri konusunu kavraya-
mayan gazeteci arkadaşlara
açık mektup sayıhnası gere-
ken bir mektubu, halkın yaz-
C
ezaevindeki çocuklannın direnişine destek olmak amacıyla
açlık grevine başlayan TAYAD'lı bir grup anne, kendilerine
ve evlatlanna acındırmak için değil, başkalanna, Türkiye'de
ne olup bittiğini anlamayan ya da anlamak istemeyenlere insanlık
denen şeyin ne olduğunu hatırlatmak için mücadele veriyor.
halkın gerçek tarihini yazan
gerçek halk yığınlanyla An-
kara'daki Meclis arasındaki
uçurum gittikçe büyümekte...
Anneler açlık
grevlnde
Halkın gerçek tarihinin ger-
çek halk tarafindan yazılan bir
bölümü de, şu günlerde, yak-
laşık on gündür, Erenus'lann
(Müştak-BUgesu) Ayaspa-
şa'daki evlerinde yaşanıyor...
Orada, TAYAD 'h bir grup an-
ne, cezaevlerindeki evlatlan-
nın direnişini desteklemek
amacıyla, geleneksel giysile-
ye'de ne olup bittiğini anlama-
yan ya da anlamak istemeyen-
lere insanlık denen şeyin ne
olduğunu hatırlatmak için
mücadele veriyorlardı sanki...
Oracıkta tanıdığım Şükran
Ağdaş'ı, "19% 13 Mayısı'nda
etinde Kurtuluş gazetesi oldu-
ğu için sokak ortasmda katle-
dilen lrfan Ağdaş'm annesi"
Şükran Anne'yi, hiçbir zaman
unutamam...
Gözü yaşlı, boynu bükük bir
anne değil; geleneksel giysile-
ri içinde, gözlüğü, düzgün
Türkçesi, elindeki cep telefo-
nuyla cezaevlerinde de açlık
grevlerinin gelişimini izleyen
dığı gerçek tarihin belgeleri
arasında yer alacak kadar
önemli:
"Biz de o çok övdüğün, izle-
yende gidip birkaç ay yatayun
izknimi uyandıran F tipi hüc-
releri gördük. Biz hiçbir za-
man oralann mimari yapısı-
nın çirküıüğüıden, mermerle-
rinin olmayışından şikâyetçi
olmadık. Biz oralan yapan
zihniyetin karanhk ohışundan
feryatediyonız_ Ulucanlar'da
dörtduvar arasmdaki insanla-
ra teslim ol çağnsuıda bulu-
nup, çrviu sopalarla, testereler-
le boyun kesen; Burdur'da ya-
rah kızlara floresan lambalar-
la tecavöz eden, dozerierle kol
koparan zOıniyetin yaşatmak
değil, öldürmek amacında ol-
duğunu ha\kınyoruz_."
Şükran Anne'nin küçük oğ-
lu, ilkokul beşinci sınıf öğren-
cisi Erdem de, halkın kendi
elleriyle yazdığı tarihin şu an-
da en küçük yaştaki bir katı-
lmıcısı ve tanığı olarak, Ere-
nus'lann evindeki anı defteri-
ne, bir anJamda bu tarihe, kar-
gacık burgacık yazısıyla şöy-
le bir dip not düşmüş:
"Annemle gunır duyıryo-
rum. Abilerim. ablalanm. be-
yinlerini silmek için F tipi hüc-
relere kapanlmak isteniyor.
Bunu asla kabul etmeyecekler.
Çünkü direnecekkr. F tipi
hücrelerin bir an önce kakfanl-
masmı dUryorum..."
Aydınlara çaflrı
Ey aydınlar, yazarlar, şairler,
yayıncılar, gazeteciler, TV'ci-
ler,ressamlar,müzikçiler, tiyat-
ro ve sinema sanatçılan, yönet-
menler, öğretmenler, öğretim
üyeleri! Işçisiyle. memuruyla,
işvereniyle, tüm sıvil toplum ve
meslek kuruluşlan! Tarihi ya-
zanlann yanında mı, yoksa on-
lann karşısında olanlann ya-
nında mı yer ahyorsunuz? Böy-
le zamanlarda "tarafsız" ve
suskun kaknak, karşı tarafta
yer almakla eşanlamlıdır. F ti-
pi cezaevleri ve şu af konusun-
da düşüncelerinizi sözle ve ey-
lemle topluma ve ilgililere du-
yurmak için daha ne bekliyor-
sunuz?
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
"YönlendiPici Küttür'
Alay Konusu Oldu
FRANKFURT - Almanya'daki göçmenleri se-
çim propaganda malzemesi yapmak için hazırla-
nan, Hıristiyan Demokrat Parti öndeıierinin orta-
ya attıklan 'Deutsche Leitkultur' (yönlendirici Al-
man kültürü) sloganı ters tepti. Avrupa'da yayım-
lanan Cumhuriyet Hafta, 'Deutsche Leitkultur"
sloganını 'Deutsche light kultur' (hafrf Alman kül-
türü) olarak okuyuculanna sunmuş, kültürlerin yö-
netilmesi, yönlendirilmesi tezini ırkçı birtez olarak
nitelemişti. Daha sonra tanınmış Alman dergisi
Der Spiegel okuyuculannın, okuyucu mektuplan
köşesinde de gerçeğe daha uygun düşen 'hafiiAl-
man kültürü" eleştirisine hak verdikleri ortaya çık-
tı. Geçen hafta Beriin'de tüm partilerin ve sivil top-
lum örgütlerinin katılımıyla yapılan ve 200 bin ki-
şinin katıldığı büyük mitingde ise Almanya'daki
Yahudi cemaatinin liden Paul Spiegel, 'yönlendi-
rici Alman kültürü' sloganı ile şöyle alay etti: "Ne-
dir leitkultur? Sinagoglan yakmak, yabancılan av-
lamak, evsiz barksızlan öldürmek de dahil mi leit-
kultur'e?"
Alman Hıristiyan Demokratlan bu sloganı orta-
ya atmakla politik bir gaf yaptıklannı herhalde an-
ladılar. Ama tükürdüklerini de yalamak istemiyor-
lar. Kabul edilen resmi parti belgesinde 'Alman
yönlendirici kültürü' tanımını 'Almanya'da yön-
lendirici kültür' şeklinde değıştiren CDU, sloganı
yavaş yavaş unutulmaya terk edecek ya da daha
keskin sloganlann peşine düşecek. Ikisi de müm-
kün. Çünkü parti yönetimi Kohl döneminin mira-
sı kara hesaplar skandalından sonra politik çizgi-
sini netleştiremedi. Almanya'nın bir göç ülkesi ol-
duğunu kabul etmek zorunda kalan muhafazakâr-
lar, şimdi nerede duracaklarını, nereye kadar
gerileyeceklerini saptamaya çalışıyorlar.
Iki gazeteciye
parlamentoya giriş yasağı
A Iman Milli Takımı'naantrenörolmayı bek-
/ ı lerken, kokain kullandığı iddiası ile işini
gücünü kaybeden Daum'dan sonra Alman
pariamenterler de benzer bir suçlama He kar-
şı karşıya kaldılar. SAT-1 TV kanalının tanın-
mış programcılanndan Ulrich Meyer ve Mar-
tin Lettmayer, üç hafta önce Federal Parla-
mento'nun tuvaletlerinde kokain kalıntılan bu-
lunduğunu iddia ettiler. Iddiaları yetersiz bu-
lan savcılık ise soruşturma açmayı gerekli gör-
medi. Federal Parlamento Başkanı Sosyal
Demokrat Wolfgang Thierse ise, izin alma-
dan tuvaletlerden örnek aldıklan ve film çek-
tikleri için iki gazetecinin bundan sonra par-
lamentoya girmesini yasakladı.
ABD seçimleri, tarihin sonu'
tezini doğruluyormuş
başkanhk seçimleri Avrupa ülkelerin-
deki Amenkan hayranlığına ciddi bir
darbe vurdu. Seçim kargaşası bir yandan insan-
bikjisayar ilişkileri konusundaki tartışmayı hızlan-
dınrken seçime katılma oranının düşüklüğü de
Amerikan demokrasisine duyulan güveni sarstı.
Alman gazeteleri seçimlere sayfalar ayırmaya de-
vam ediyoriar. Muhafazakâr eğilimli Die Welt ga-
zetesi, tanınmış Amerikalı toplumbilimci Francis
Fukuyama ile seçimleri degeriendirdi.
Fukuyama, seçimlerin kendisine ait 'tarihin so-
nu' tezini doğrulayan önemli bir gelişme olduğu-
nu savundu. Fukuyama şöyle dedi: "Gore ve
Bush, Amerikan seçmenlerinin hangi konulan cid-
diye aldığını anlayamadılar. Klasik dış politika, re-
fah, ekonomi gibi konularda partiler arasında fark
yoktur. Bu konularia seçmenler yönlendirilemez.
Adaylar kadınlann rolünü de küçümsediler. Se-
çimler, tarihin sonu tezini doğruladı. Artık ideolo-
jik konu kalmadı. Yalnızca Yeşil aday Nader'e oy
veren az sayıda seçmen için ideoloji önem taşı-
yor." Fukuyama gülerek ekliyon "Yalnızca onlar
yeniden tarihe dönmekistiyoriar." Fukuyama, se-
çime katılmayan ve yüzde 50'ye yaklaşan seçme-
nin hangi nedenlerle seçime katılmadığını ise açık-
lamadı. Zaten Die VVelt de böyle bir soru sormadı.
Paris'te deli dana korkusu
/ ngiltere kaynaklı deli dana hastalığı Fransa'da
/ Cumhurbaşkanı Chirac ile hükümetin arasını
açtı. Tam öğle yemeği saatinde bir televizyon ko-
nuşması yapan Chirac, Fransızlann neşesini ka-
çırdı. Hükümetten hayvan yeminin yasaklanma-
sını isteyen ve sistematik denetleme talep eden
Chirac, bakanlar kurulunda, "Biliyorum, söyle-
mek yapmaktan kolaydır ve yapmak pratikte ne-
redeyse imkânsızdır, ama anlamanız lazım, ben
bunu kamuoyuna söylemek zorundayım" diye
konuştu. Bakanlannın önünde şaşkınlık geçiren
Başbakan Lionel Jospin ise "Cumhuriyetin ba-
şı olan kişi böyle diyorsa, bana söyleyecek bir şey
kalmıyor" dedi.
Son 12 ayda Fransa'da 1 milyonda 5.3 oranın-
da deli dana hastalığı görüldüğü belirtilirken Al-
man resmi makamlan, Almanya'da deli dana teh-
likesi olmadığını açıkladılar. Bu açıklamalan kuş-
kuyla karşılayan Fransız Tarım Bakanı Jean Gla-
vany ise "Biz 48 bin testyaptık, Almanlarise sa-
dece 600 test. Ancak arayan bulabilir" diye
konuştu.
1
2. Türkmen KurultayT
• ERBİL (Cumhuriyet) - Kuzey h-ak'uı Erbil
kentınde üç gündür süren ve dün sona eren 2.
Türkmen Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde, Irak'ta
yaşayan Türkmenlerin milli kimliklerinden
vazgeçmeye zorlandıklan ve asimile edıknek için
zorunlu göçe tabi tutulduklan iddia edildi.
Kurultayda yapılan oylamada 45 şûra üyesi seçildi.
Şûra üyelerinin yaptığı açık oylamada; Türkmen
Cephesi'nin başkanlığına bağımsız aday Sanan
Ahmet Ağa; konsey üyeliğine Cemal Şan (Irak
Milliyetçi Türkmen Partisi), Seyyah Küreci
(Türkmeneli Partisi), Kenan Şakir Üzeyirağah
(Türkmen Bağımsız Hareketi), Salah Merdan
(Bağımsız), Aydın Beyatlı (Türkmeneli Kültür ve
Işbirliği Vakfı) seçildi.