Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2000 PERŞEMBE
14* J V U L J I U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr
Art-Kart2000, genç sanatçüarı tanıma, deneyimüsanatçüarın değişimini ideme olanağı sunuyor
9,:r WM VJünümüzinsanının R F I ^ H H H İ I H I ^ ^ ^ H H P' unumuz insanının
duygusal yönden
'arınmışlığı', Galeri Apel'in
sahibi ve koordinatörü Nuran
Terzioğlu'nu tedirgin etmiş
olmalı ki, sezonun ilk temalı
grup sergisini 'Art-Kart
2000' olarak belirlemiş.
Sergiye tam 49 sanatçı 400
işle katıhyor. Her sanatçı
birden fazla kartla sergiye
katıhyor ve kapsayıcı
temanın dışında kişisel bir
tema çerçevesinde çalışıyor.
Çağdaş sanatın panoramik çizgisi
AYŞEGÜLGÜÇHAN
Bu satırlann yazannın da dahil oldu-
ğu elektronize-kompüterize olmuş "çağ-
daş insan", bugün el yazısının, değişik
ölçü ve renkte kâğıdın, çeşitli kalınlık-
larda yazan dolmakalemın, dolayısıy-
la da mektubun ve kartın tadını unut-
muş bir insan tipidir. E-mail adresi ol-
mayan arkadaşlanyla yazışmaz, gittiği
yerierden sevdiİderine kart atmaz, önem-
li günlerde internet üzerinden ya da cep
telefonundan gönderilen iyi dilek ileti-
leriyle yetinir. llişkilerin soğuması onu
üzer, fakat ısıtmak için herhangi bir gı-
rişimde bulunmaya da zamaru yoktur...
Günümüz insanının duygusal yön-
den "annnuşuğT, Galeri Apel'in sahi-
bi ve koordinatörü Nuran Terzioğlu'nu
tedirgin etmiş olmalı ki, sezonun ilk te-
malı grup sergisini "Art-Kart 2000"
olarak belirlemiş. Sergi, günümüz sa-
natının pek çok ismini bir araya geti-
ren kapsamlı bir etkinlik. Sergiye tam
49 sanatçı 400 işle kanlıyor. tşler, 15x21
cm boyutlannda ve kartpostal formun-
da. Her sanatçı birden fazla kartla ser-
giye katılıyor ve kapsayıcı temanın dı-
şında kişisel bir tema çerçevesinde ça-
lışıyor.
'Uzam ûzerine bir meta-diT
Art-Kart 2000 sergisi, kahlan sanat-
çılar içerisinde, geniş olmayan aralık-
larla sergi yapan ya da grup sergilenn-
de çalışmalan ızlenen sanatçılardan ba-
zılannın son yıllardaki çizgilerini izle-
mek açısından önemli görünüyor. Bu
noktada, galericilikle ilgili bir noktayı
vurgulamadan da geçmemek gereki-
yor: Galeri Apel, etkinliklerine başla-
dığı günden bu yana, bir yandan genç
sanatçılara grup sergileri içınde anlayış-
lannı tanıtma olanağı sağlarken diğer
yandan da, çağdaş sanatın izleyicileri-
ne söz konusu sanatçılann panoramik
bir gelişim çizgisini sunmayı misyon
edinmiş izlenimi uyandınyor. Bu son
nokta, mesleki açıdan çağdaş sanatı iz-
lemek durumunda olan kişilere önem-
li bir olanak olarak değerlendirilmeli-
dir.
Çizgisi tümüyle uzam üzenne bir
söyleme kaymış görünen Nevzat Sayın,
ışıîda ilgili olarak fotoğrafik bir deney
gerçekleştiriyor ve konsept ve uygula-
ma tasanmı kendisine ait olan Galeri
Apel'in kat geçiş kısmını ve aslına mal-
zeme açısından tümüyle sadık kalınan
üst katını herhangi bir stüdyo aydınlat-
ma gereci kullanmaksızın gün ışığında
fotoğraflıyor.
Bugüne değin hem iç hem de dış
uzam fotoğraflannı gördüğümüz sa-
natçı, Borusan Galeri'de gerçekleştiri-
len "Çogatanalar" sergisi ıçin gerçek-
leştirdiği MetrikBilezik'te gözlemlen-
diği gibi, gerek fotoğrafik işlerinde, ge-
rekse fotoğraf dışı etkinliklerinde mes-
lek jargonunun verilerini dönüştürme
eğilimınde.
Art-Kart2000 için gerçekleştirdiği ye-
di kartpostaldan oluşan çalışmada, di-
ğer fotoğraflanndan farklı biçimde, ya-
pıtm aktörlennden biri olarak kendı
gölgesine yer veren Sayın, fotoğrafla-
nan uzamın, kişisel serüveninin bir
uzantısı olduğunu imliyor. Kendi ger-
çekleştirdiği ve bir tür dil olan uzamın
üzerine bir kez de başka bir dilin ola-
naklanyla konuşan Sayın'ın çalışması
"uzam üzerine bir meta-dfl" olarak de-
ğerlendınlebılır.
Son yülarda yontusu biçimsel bir an-
layıştan uzaklaşmakta olan Meriç Hı-
zal'ın, 90'h yılların sonuna doğru yon-
tunun smırlannı iyice zorlamaya baş-
ladığı biliniyor. Art-Kart 2000 sergisi
için yontunun olanaklannı kullanan Hı-
zal, içeriği biçimin önüne almaya baş-
ladığının belirtik bir göstergesi olan iş-
lerine bir yenisini ekliyor.
90'h yıllann sonunda gerçekleştir-
diği çalışmalannda iletilerini yazıyla
sunmaya başlayan sanatçı bu kezde, spi-
ralli not defterinden kopartılmış sayîa-
lar formundaki granit-çelik çalışma-
sında, doğanın diyalektiği üzerine ça-
lışmalar döneminin çok sevdiği formu
olan güneş saatini ekleyerek "Hemen
şimdi,tüm insanhğa" iletilmek üzere sa-
atin, "Banş" sözcüğünün kullanıldığı
göstergesinden yararlanıyor. "Işığm''
yansıttığı Banş iletisi, bir sanatçı ütop-
yası olarak, güneşin gelişine göre "Tüm
insanhğa" dağılıyor.
Sevgiyi imkyen ifadeler
MüşerrefZevrinoğhınun "adstz" ça-
lışması sanatçının kültür verilerini kul-
lanmaya ara verip doğa verilerini kul-
lanmaya başladığı dönemınde olduğu-
nu imleyen çalışmalannın bu- devamı
niteliğinde. Yine Galeri Apel'in 1999
Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri'nde konuk sanatçılar
Aksanat'ta atölye çalışmalan
Kûltür Servisi - Tiyatro Sanatını
Geliştirme Derneği, 23. Avni Dilli-
gil Tiyatro Ödülleri nedeniyle dün-
yarun önde gelen tiyatro sanatçüa-
nyla atölye çalışmalan düzenliyor.
Atölye çalışmalan, 24-25 Kasım ta-
rihlermde Aksanat'ta ücretsiz ola-
rak gerçekleştirilecek.
Tiyatro Sanatını Geliştinne Der-
neği'nin Aksanat Kültür Merke-
zi'nde düzenleyeceği atölyelerden
ilki, cuma günü saat 17.00'de,
ABD'nin önde gelen ses eğitimcisi
Lynn Singer tarafindan amatöroyun-
cular için düzenlenecek. Dünyanın
önde gelen oyunculannın eğiümci-
si ve moderntiyatronun ses kullanım
teknikleri uygulayıcısı Lynn Singer,
25 Kasım cumartesi saat 15.00'te
ise atölye çalışmasını bu kez pro-
fesyonel oyunculara açacak ve oyun-
culukta ses, nefes kullanım teknik-
lerini uygulayarak gösterecek.
Broadway'de son olarak Proofoyu-
nuna imza atan, yaklaşık otuz oyu-
nun dekor ve kostümlerini gerçek-
leştiren ve Tony Odülü başta olmak
üzere Obie, Outer Critics Cirde,
Drama Desk gibi pek çok ödül ka-
zanan, CnrfeRepertoryTiyatrosu'na
20 yıl hizmet veren ünlü sahne tasa-
nmcısı John Lee Beatty, mesleğınin
sırlannı, Broadway prodüksiyonla-
nmn iç yüzünü 25 Kasım cumarte-
si günü saat 14.30'da Aksanat'ta an-
latacak. Amerikan televizyonu ve
Hollywood fılmlerine de imza atan
ünlü tasanmcı, salt tiyatroda değil,
sanatın diğer alanlannda da görsel-
liğin önemini paylaşacak.
Broadway'de son olarak Nefl Si-
moıı, AJLGuraey ve Joe Orton'un
yapıüannı sahneye koyarakbüyükba-
şan kazanan, özellüde 20. yüzyıl
klasikleri ve modern Amerikan tiyat-
rosu konusunda uzrnanlaşan ünlü
yönetmen ve dramaturg John Hflm-
ger, oyunculukla başlayan yaşamın-
dan kesitleri ve Amerikan Tiyatro-
su'nda yönetmenin yaşama savaşı-
nı25 Kasım saat 14.30'da Aksanat'ta
anlatacak.
Dünyanın önde gelen pantomim
ustası Adam Darius, fiziksel oyun-
culuğa giriş ve oyuncununenstrüma-
nınm ustaca kullanması için beden
dili kullanım tekniklerini 25 Kasım
cumartesi günü saat 18.00'de Aksa-
nat'ta bir atölye ile sunacak. Dünya-
nın yeöniş ülkesinde gösteriler ya-
pan ve fiziksel tiyatro konusunda
önemli iki kitaba imza atan bu dün-
ya çapındaki virtüöz, Türk oyuncu-
İanyla 21. yüzyıl tiyatrosunun önde
gelen vücut kullanım tekniklerini ir-
deleyecek.
Amerikan müzikalleri ve konser-
lerinin önde gelen oyuncusu John
McMartm, 25 Kasım cumartesi sa-
at 19.00'da Aksanat Seminer Salo-
nu'nda oyunculuk üzerine bir ko-
nuşma yaparak Broadvvay'e tırma-
nışının perde arkasını anlatacak ve
meslekte tutunmak isteyen oyuncu-
lara tiyatro, televizyon ve sinema
sanatının inceliklerini anlatacak.
Atörye çalışmalanna katılmak is-
teyenlerin, 0 212 231 21 00 numa-
rah telefonu arayarak önkayıt yap-
ürmalan gerekiyor.
23. Avni Dilligil Tryatro ödülle-
ri 26 Kasım 20.30'da Atatürk Kül-
tür Merkezi Büyük Salon'da sahip-
lerini bulacak.
yılında düzenlediği "Sokak" sergisin-
de aktörleri sokak köpeklen olan vi-
deo-enstalasyonundan bu yana sürekli
olarak doğayı merkez alan çalışmalar
yapan sanatçı bu kez de doğa ortasın-
daki -sanatçı Büyükada'da yaşamakta-
yaşamından bir İcesıt alarak çektiği de-
niz görüntülerini kartpostala dönüştü-
rüyorve dokuz parçahk çalışmasının so-
nuncu kartına "Seni seviyorum, çünkü
sen sevrj<orsun" iletisini yazarak en an
görüntüleri en an duygularla, koşulsuz
sevgiyi unleyen ifadelerle "gönderi-
yor".
199O'lı yıllann ikinci yansuıa değin
kişisel öyküsünü yapıtına katmamaya
özen gösteren Zeytinoğlu, 9O'lı yıllann
ortasında. toplumsal angajmanını bi-
reysel serüveniyle birleştirmeye başlı-
yor. Bunun yanı sıra, insanoğlunun kül-
tür yaratmak uğruna yok ettiği doğa, sa-
natçının angajmanının bir başka boyu-
tunu oluşturuyor ve tüm bunlann bıleş-
kesi, her yönüyle, sanatçının 2000 ta-
rihli kartpostal dizisinde beliriyor.
Kartpostalla pulun çeüşkisi
EmreZeytinoğhı'nun dokuz kartpos-
taldan oluşan dizısi de, sanatçının çiz-
gısındekı bir değişımin habercisi. Sa-
natsal kariyennin her döneminde top-
lumsal-politik bağlarumı biçim araştır-
malanyla koşut giden sanatçı, bu eleş-
tirel tavnndanhiç ödün vermedenbu kez
yapıtına bir başka boyut ekliyor: Ironi.
Kartpostallannın her birinde, kullan-
dığı görüntü ile posta pulu arasmda çe-
lişki yaratan sanatçı, günümüz Türk
toplumunun panoramik bir görüntüsü-
nü sunuyor: Müzik, spor, politika, res-
mi söylem, resmi tarıh, güncel politi-
ka...
Kuran kursu ögrencisi görüntüsünün
yer aldığı kartpostahn üzerinde yapışık
olan ve üzerinde Türk asken görüntü-
sünün yer aldığı posta pulunun sergi-
lediği görünüm çelişkin Türk toplumu
değilsenedir? Bir çelişkin söylemler yur-
du olan Türkıye üzenne, hiçbir tez öne
sürmeden, hiçbir öneri getirmeden, salt
keskin bir gözlemci olarak notlar alan
Zeytinoğlu, bu kez yorumu tümüyle iz-
leyiciye bırakıyor.
tzleyici, Galeri Apel'in 2000-2001
sergi sezonunun ilk temalı sergisinde yu-
kanda sözü edildiği gibi. bir yandan
genç sanatçılann anlatım bıçirnlerini
tanıma olanağı bulurken diğer yandan
da deneyımli sanatçılann çizgisindeki
değişim ve dönüşümleri izleme olana-
ğı buluyor.
Kısa sürede Istanbul sanat ortamının
en önemli uzamlanndan biri olan Apel,
sanat formlan arasında sıradüzene yer
vermeyişi ve modem-sonrası sanatın
"her şey yan yana, her şey bnükte" an-
layışuun özgürlükçü ve özgürleştirici
tavnnı benimsemesiyle hem önemli bir
etkinliğe imza atıyor hem de her sanat
galerisinin edinmek durumunda oldu-
ğu bir tavn edindiğini açtığı sergüerle
açımlıyor.
SANAT TARİHİ DERNEĞİ BAŞKANI BİR BİLDİRİ YAYIMLADI
'Kültür satm almamaz'KühürServisi-Sanat Tarihi Der-
neği, son günlerde sanat ve sanat-
çıya saygısızlığı lonamak ve kül-
tür yozlasmasına karşı direnç oluş-
turmak amacıyla birbildiri yayım-
ladı. Sanat Tarihi Derneği Başka-
nı Nazan-Atasoy tarafindan ya-
ynnlanan bildiride, sanat ve sanat-
çı kavramlannın kargaşaya dönüş-
tüğü ülkemizin, sanatseverlik ve
sanata destek verme bağlamında
gerçek yüzünü, son günlerde ya-
şanan bazı olaylarla ortaya serdi-
ği dile getiriliyor.
Koleksiyonun; merak, bilgi, gör-
gü ve birikim sonucu oluşacağına
değinilen bildiride, son ydlarda ül-
kemizde koleksiyon yapmanın, ya-
pıt satuı almak veya yapıta sahip
olmakla eşanlamda algılandığına
dikkatçekıhyor "Dıştkaretilişld-
leri ve küreseUeşmevle bhükte ge-
Bşen iktişim sonucu iş çevreleri, sa-
nat eserlerine ilgi göstermeye baş-
lamışlardır. Bu ügi flk bakışta on-
lann hem sanata destek olma me-
raklanndan hem de sanat eserkri
• Bildiride, sanatla pek
örtüşmeyen koleksiyon
merakıyla sözde sanat
destekçiliğinin
sanatseverler tarafindan
onaylanmayacağı
belirtilerek kültür ve
saygınlığın satın
alınamayacağı
vurgulandı.
toplamamn getireceği hazdan kay-
naklanır gibi görünmektedir. Ma-
dahonun diğer yüzünde ise 'sa-
nafın onlara göre bir >aünm ara-
a ohıp olmadığı ve topladıklan sa-
nat yapıüan aracüığry la bazı çev-
relerden pnestij kazanmadüşünce-
leri karşûnıza çıkmaktadu-. Bu ne-
denlerle, mûzayedeteribayrak kal-
dırma yanşına dönüştüren kolek-
siyonculuk anlayışı önem kazan-
mışvcsanatpiyasasını da attüst et-
miştir"
SanatTarihi Derneği yaymüadığı
bildiride, sözlerinin hedefınin, ki-
mi zaman müzelerin yapamadık-
lanm gerçekleştiren -koleksiyo-
nunu bilen, tanıyan, kataloğunu
hazırlatan, belli konseptler bağla-
mında sergileyen- gerçek koleksi-
yoncular, sanatseverler, sanat des-
tekçileri için ohnadığını vurgulu-
yor. Eleştirilennin, sergi alanlann-
da sanatçıya 'şundan ikitane, şun-
dan birtane' diyerek sipariş veren
yeni yetme koleksiyoncularla; sa-
nata destek olma adına açtıklan
sergi alanlannı show-roomlara dö-
nüştüren ve gerçek sanatçıya say-
gı gösterme sorumluluğuna erişe-
memiş kişilere yönelik olduğu da
belirtiliyor.
"Sanatla pekörtüşmeyen kolek-
siyon merakuun sonucu ortaya çı-
kan sözde sanat destekçiliğinin, sa-
nat çevreleri ve sanatseverler ara-
smda onaylanmayacağuıı, sanata
destek verebilmenin ilkeleri oldu-
ğunu,kühürünvesaygmhğın satm
ahnamayacağını birkezdesanatta-
rihçileri adına >7
urguluyoruz."
NEW YORK FtLM VE VİDEO FESTİVALt ARALIK'TA
İlk kez bir Türkyapımı
katıhyor
Kültür Servisi-Türkiye'nin genç fılm
yapuncısı ve yönetmenlerinden Gülni-
hal Antepli'nin 'The Colors of Dark-
ness'(Karanlığın Renkleri) adlı belgese-
li 'New York Uhıslararası FUm ve Video
FestivaH'ne katılma hakkı kazandı. Fes-
tival komitesince yapılan değerlendir-
me sonucunda kaülunma karar verilen
yapım, 1-11 Aralık tarihleri arasında,
New York Broadway'de gösterilecek.
Gühıihal Antepli'nin yönetmenlik, ya-
pımcılık, araştırma ve sunuculuğunu
yaptığı 45 dakikaük belgesel, görme en-
gellilerin dünyalanna farklı bir boyutla
yaklaşıyor. Görmezlerin resim yapmak-
tan diğer el becerilerine kadar farklı uğ-
raşlan fılmde çarpıcı bir şekilde yer alı-
yor. Sinemaya yenilik getiren bağunsız
yönetmenlerin eserlennm gösterildıği
kapsamlı bir festival olarak kabul edilen
organizasyon elemelerine çoğunluğu
ABD'den ohnak üzere pek çok ülkeden
üç yüzün üzerinde yapımcı katıhyor. Yapıma ve yönetmen Gühıihal Antepü.
IŞ1LDAK VE YELPAZE
ATİLLA BtRKİYE
Zaman, Sabırla
Beklemek midip? -;
Aynaya bakışımız mıdır zaman? Hem aynadaki
yansımızın çok çok kısa da olsa geçen süresi hem
de belki kınşıklar biraz biraz görünen ya da görün-
meyen...
Belki anılardır biraz; bilinen ya da bilinmeyen...
Insanoglu zamanı çözmüş mü, yoksa (henüz) çö-
zemediği için basit bir zemberegin işleyişine (ve ge-
lişimine) mi bırakmış! Pekâlâ nedir o halde, uzayda
zaman!
Zamanın hiçbir zaman, insana gereksinimi olmaz;
ne hikmetse insanoğlunun her zaman, zamana ge-
reksinimi vardır. İnsanoğlunun bu kadar anlamadığı
ve gereksinim duyduğu başka bir "şey" de yoktur,
hem yeryüzünde hem gökyüzünde - kosmosta.
Zamanın aslında insana değil de, -olması için- bir
mekâna mı gereksinimi vardır?
Aşılması en güç bir sorunsal olarak karşımıza çı-
kar zaman. Ister, oluşuma ilişkin felsefi bir sorunsal
olarak alın, ister günlük yaşantınızdaki çok sıradan
görülen bir süre olarak...
Beş aşağı beş yukan aynı kapıya çıkar: Gereksi-
nim duyulan ve -nasıl ve neden geçtiği- anlaşılma-
yan...
Belki de çok derinlere inmemek gerek. Kolunuz-
daki saati kurmanız yeter. Gerçi şimdiki zamanda
pek kurulacak saat kalmadı ya! Neyse, ben, arma-
ğan edilmiş Rus malı bir köstekle idare ediyorum.
Belki de zaman, yalnızca bir anımsama anıdır. Öy-
kücük şöyle:
Bir şair olsun kahramanımız; zamanı en güzel filo-
zoflar değil, şaiıier tanımlamıştır. Çünkü zamana ye-
nilmeyen bir 'şey' varsa o da has şiirdir.
Evet şair kahramanımız bir Istanbul gecesinde, di-
yelim ki yalnız geçirilen bir sevgililer gününde rakısı-
nı yudumlamaktadır. Gecenin ilerleyen saatinde ar-
tık zamanın sonsuz akışından çoktan kopmuş, za-
mansızlığa geçmiştir.
Yanına genç bir kadın yaklaşır, o da o gece özel-
likle yalnızlığı seçmiştir. Şair yaşamında ilk kez gör-
düğü kızla konuşur; ya da kız önce onunla konuş-
maya başlar. Zaman çok çabuk geçer; arada duy-
gunun gidip gelişi vardır. Aslında çok da uzun bir za-
man olmuştur; çünkü konuşulan şiirdir.
Şair kıza şiir okur; okuduğunu zanneder. Kız kaçıp
gider; şair "Dur gitme" diyemez. Çünkü kız birden
bir peri kızı olup uçmuşturi Oysa şair umutlanmıştır.
Yaratıcılığını yitirmek üzeredir, çünkü aşksız geceler
geçmektedir.
Bir an, bir an genç kızın beklenen olduğunu san-
mıştır. Belki de yaşam, işte bu beklentilertoplamıdır.
Zaman beklemek midir o halde? Ne çare ki kız yok-
tur, zaten şiir düzmekte zortanan şair, uzun bir süre
kalemini eline alamaz (ta kı sıcak bir yaz sabarıı kuş-
lann kente düşmesine kadar).
Kuşlann uzak eteklerde çırpınmasına kadar...
Uzun bir zaman yazamamıştır ama, kızın arkasın-
daki karanlığa tek bir dizeyi haykırmıştır; sessizce
haykınr hem de:
Seni zamana yazdım'
•
:,
>T* "HO
Aylar ve aylar sonra, kız, şakin karşısına bekten-
medik bir zaman ve mekânda çıkar. Şair asla ve as-
la anımsamamıştır. Çünkü kırılmıştır o gece. Çünkü
uzun zaman eline kalemi alamamıştır o geceden son-
ra. Çünkü uzun bir zaman yaşamında aşk olmamış-
tır.
O halde yalnızca zaman geçmiştir, zaman yaşan-
mamıştır!
Aşk yoksa, şiir yoksa nasıl zaman olabilir ki!
Kız kendini anımsatır. Şair anımsadığında sarsılır,
gerçekten sarsılır.
İşte bu anımsama mıdır zaman? Belki de burada
hatırlama demek gerek. Tam yeri ve zamanı sanki...
Hep dedik, hep yazdık; aslında zamanı en güzel
tanımlayanlar şairterdir diye. Kendi "zamanını" yet-
mişle sınırlandınp ne acı ki çok daha önce dolduran
Cahit Srtkı'nın askerdeyken içki saatlerine söytenen
emirerine seslenişi gibi: ;, . •
Haydi abbas, vakit tamam; ,
Akşam diyordun işte oldu akşam. *
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağnsı. "' 7
'
Ya da özlediği birine, beklediği birine seslenişi gi-
bi:
r..v - •
Sabır nedir bana sor: ' , '
Zaman bir kuşak gibi;
Sanl sanl bitmiyor. ' '""
Belki de zaman yalnızca sabırla beklemektir...
. Yıl Gece Müzayedesi
1 <
• Kültür Servisi - Maçka Mezat Antikacdık AŞ
tarafindan bugün saat 21.00'de Hyatt Regency
Balo Salonu'nda '10. Yıl Gece Müzayedesi'
düzenlenecek. Müzayedede klasik, çağdaş Türk
resim sanatı, Selçuklu ve Osmanlı eserleri satışa
sunulacak. Bedri Rahmi, Eren Eyuboğlu, Nazmi
Ziya, Fahrehıissa Zeid, Fikret Mualla, Celal
Tutant, Nuri lyem, Adnan Vannca, Orhan Peker,
Abidin Dino, Hoca Ali Rıza, tbrahim Safi, Avni
Lifij, Şefık Bursalı, Yalçın Gökçebağ, Turan Erol,
Şeref Akdik, Şükriye Dikmen, Hamit Görele, «;*.•
Avni Arbaş, Abdullah Çizgen, Nuri Abaç,
Ibrahim Balaban, Cihat Burak gibi sanatçılann
resimlerinin yer alacağı müzayedede aynca .
Selçuk bronz eserler, Osmanlı hat levhalar ve '-*
beratlar, Edirnekâri yazı takımlan, messen
porselenleri, tombak eserler, Bursa çatma •'•'•
yasnklar, Çanakkale seramikleri, Kütahya
seramikleri, Osmanlı gerdanlıklar, Bleu Blanc
Çin porselenleri, Tophane eserleri ve tuğralı
gümüş eserler satışa sunulacak.
Rus divanın Bolşoy'daki
75. doğum günü dansı
• MOSKÖVA (AFP) - Rus balerin Maya"
Plisetskaya, yanm yüzyıl önce ilk kez dans ettiği
Bolşoy Tiyatrosu'nda düzenlenen bir galayla 75.
doğum gününü kutladı. Balede eşsiz bir kariyere
sahip olan Plisetskaya'mn galasına Devlet
Başkanı Vladimir Putin de katıldı. Putin,
Plisetskaya'mn bale sanatının gelişmesindeki
büyük katkılannı öven bir konuşma yaptı ve
ülkesine yaptığı büyük kültür hizmetlerinden
dolayı bir ödül verdi. Üç saat süren galada
Bolşoy'un solistleri, Plisetskaya'mn en sevdiği
bale olan 'Don Kişot'tan çeşitli sahneler
canlandırdılar. Plisetskaya, yakında 'The Soldier's
Story'de aktör Gerard Depardieu ile oynayacak.