Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«KASIM2000SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SBv:CHPf
de
iasfîyeyofc
• ANKARA
(Oımhuriyet Bürosu) -
CBP Genel Sekreteri
£>ıder Sav, CHP'de
tasfîye ya da tüzûk ve
tııkuk dışı bir uygulama
olnadığını söyledi. Sav,
Şaalıurfa, Kütahya,
fCcnya ve Istanbul il
bajkanlannın 18 Nisan
19?9tarihindenönce
yasal boşalmalar
nedeniyle Deniz
Baykal'ın önceki genel
başkanlığı döneminde
aîandığını belirterek
"Sanlıurfa, Konya ve
Kütahya örgûtlerimiz,
tüzüğümüze göre en geç
15 günde bir yapılması
zorunlu olan meclis
toplantılannı dahi
yapamaz duruma
düştüklerini, gereğinin
yapılmasını Sayın Altan
Öymen'in genel
başkanlığı dönemindeki
genel merkezden
istemişlerdir. Bursa il
başkanımız da kendisi
istifa etmıştir" dedi.
*Basına
saldıpılar
surayor1
• tstanbulHaber
Servisi - Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti,
(TGC) basında geçen ay
yaşanan gelışmelerin yer
aldığı "Basında Ekim
Raporu"nu açıkladı.
Açıklamada ekim ayı
içinde Tûrkiye
genelinde 2 gazetecinin
saldınyla karşılaştığı, 1
gazetecinin dövüldüğü,
1 gazetecinin gözaltına
alındığı, 1 gazetecinin
cezaevine girdiği, 5
gazetenin toplatıldığı
belirtildi. Açıklamada 2
gazetenin kapanldığı, 2
derginin polis baskınına
uğradığı, 2 gazetecinin
para cezasına mahkûm
olduğu ve 1 gazetecinin
de cezaevine girdiği
anlatıldı.
Norm kadro
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Subay ve astsubaylar,
hâkim ve savcılar,
emniyet, mûlki idare
amirliği, eğitim öğretim
hızmetlen sınıflan ile
kurum ve kuruluşlann il
ve ilçe müdûrlerinin
eşleri norm kadro
uygulaması dışında
tutuldu. Norm kadro
yönetmeliği bu
uygulama ile işlevsiz
hale gelerek "Milli
Eğitım Bakanlığı"'nın
"torpilli atama
olmayacak, merkezi
okullarda öğretmen
yığılması olmayacak,
boş dersi geçen okul ve
öğretmensiz sınıf
kalmayacak" iddialan
boşa çıktı. Devlet
Memurlan Yer
Değiştirme ve
Atanmalanna tlişkin
Yönetmelik'e eklenen
bir fikrayla, bazı kamu
çalışanlannın eşlennın
norm kadro dışında
tutulması, Norm Kadro
Yönetmeliği'ni
"kısmen" yürürlükten
kaldırdı.
DSP Kupıdtayı
lisan 2001de
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Parti Meclisi'nin
(PM)dünkû
toplantısında, kurultayın
2001 yılı Nisan ayında
yapılması kaıarlaştınldı.
Başbakan Bülent
Ecevit'in,
"Kurultaylanmızı hep
kışın yapıyoruz.
Sıkıntıh oluyor. Bu kez
baharda kurultay
yapalım" dediği
öğrenildi.
ANAP, MHP ve DSP'li üyeler muhalefetle birlik olunca liderler devreye girdi
Irlica yasasına direndiler• ANAP, MHP ve DSP'li üyeler muhalefetle
hareket edince liderler devreye girdi. îktidar
milletvekillerinin tepkisi, Mesut Yılmaz ve
Hüsamettin Özkan'ın uyanlan sonucu kınldı.
Hükümet son dakika önergesiyle tasandaki
yaptınmlann kapsarruna vali, kaymakam, yargıç ve
savcılan da aldırdı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükûmetin irticayla mü-
cadele tasansı, plan-bütçe ko-
misyonundan koalisyon liderle-
rinin doğrudan devreye girmesi
sonucu geçebildi. Îktidar, son
dakika önergesiyle tasannın
kapsamına vali, kaymakam, yar-
gıç ve savcılan da ahnca muha-
lefet, iküdarüyelerini "dayatma-
ya boyun eğmekle" suçladı.
DYP Milletvekili Mehmet
Dönen, DSP'lilere "Varhğmızm
nedeni olan Bülent Ecevıt
1971'de muhüraya karşı çıkmış-
ü. Siz bııgün burada boyun eği-
yorsunuz" diye tepki gösterdi.
MHP'li komisyon üyesi Hakkı
Duran da ilahi dinlediği için
hakkında soruşturma açılan bü-
rokratlar bulunduğunu belirten
FP'lilere "Demekküktidannda
bir bfldiği var. Hasan Mutlucan
türidumdedmleyebflirsniz''ya-
aıtını verdı.
llk olarak Mesut Yılmaz'ın
başbakanlığı döneminde hazır-
lanan ve 18 Nisan seçiminin ar-
dından Başbakan Bülent Ecevk
tarafindan TBMM'ye yeniden
göndenlen iki tasan, dûn plan-
bütçe komisyonundadeğişiklik-
lerle kabul edildi.
Anayasa komisyonunda bu
konuda "muhaMF' milletvekil-
lerinin sayısını dikkate alan ko-
alisyon ortaklan, tasanlann "e-
sas komisyon" olarak plan-büt-
çede ele alınmasını sağladı. Ta-
sanlan hükümet adına Devlet
Bakanı ŞükrüSinaGürdkomıs-
yona sundu. Devlet Memurlan
Yasası'nın 125. maddesini de-
gıştıren birinci tasan memurla-
CHP İstanbul
Başkanlık
kulisleri
hızlandı
BAR1ŞDOSTER
CHP İstanbul İl Başkanı Meh-
met Bönlk'ün, görevınden istifa et-
mesinin ardından, bu göreve kimin
atanacağı yönündeki tartışmalar
hızlandı. 11 başkanlığı için kulısler-
de AB Topuz, Prof. Dr. Uğur Ala-
rakap^ın Bülent Tanla ve Cengiz
Ozyalçm'ın adı geçerken bu isım-
ler arasında Özyalçın ve Tanla'nın
adı öne çıktı. Son günlerde ıse Öz-
yalçın'a daha fazla şans tanınmaya
başlandı. özyalçın, partinin zor
günlerinde her partilinin verilen
görevi üstlenmesi gerektiğini vur-
gularken Tanla, sade birüye olarak,
görevden kaçmayacağını belirtti.
Partideki bazı etİcüı kişıler ise bu
isimlerden hiçbirinin atanmayaca-
ğını öne sürdüler.
Atanacak olan il başkanının, ay-
nı zamanda CHP'nin istanbul II
Genel Meclisi Grup BaşkanüğYnı
üstlenecek olması nedeniyle,
CHP'nin 11 Genel Meclisi üyeleri
arasında da tartışmalar yaşandı. İl
Genel Meclisi CHP Grup Başkan-
vekilı Nezih Deniz, başkanlığa ata-
nacak kişinin örgüt, parlamento ve
yercl yönetim deneyimi olan bir ki-
şi olrnasının uygun olacağını söy-
lerken ötekı üyeler, kafalannda bir
ismın netleşmediğini açıkladılar.
CHP lideri Tnücya gezisinde köylülere Türkiye'nin halini nasıl bulduklannı sordu.
Baykalçiftçiyidinledi
ZEYCANGtJL
KJRKLARELİ - CHP Ge-
nel Başkanı Deniz Baykal,
Trakya'da çiftçilerin sorunla-
nnı dinledi. Devletin 40 mil-
yar dolarlık bütçesinden 10
milyar dolanm 10 bankamn
aldığını vurgulayan Baykal,
"Geri kalan parayla milletin
sorumı çözüİemez. Soyguna
«HHMrmeden çffiçMa sorunu
çözühnez" dedi. Baykal, köy-
lülerin "Hrazbnı oy veriyo-
raz" diye yakınması üzerine
de "O zaman başkasınaoy ve-
rin* dedi.
Kırklareli Babaeski 'ye bağ-
h Pancarköy ile Silivri'ye
bağh Beyciler köylerini ge-
zen, çiftçilerin sorunlannı
dinleyen CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, köylülere Tür-
kiye'ninhalini nasıl buldukla-
nnı sordu. Taban fiyatlannın
düşüklüğünden yakınan köy-
lüler. ilaç ve gübre fiyatlan-
nın sürekli yükseldiğini anlat-
tılar. Beyciler Köyü Muhtan
FıkretÖzkan ise arazi mafya-
sının köylerinin en önemli so-
runu olduğunu söyledi. Tür-
kiye'deki yolsuzluk olaylann-
dan bıktıklannı ifade eden
köylülerin "Hırazbra oy ve-
riyoruz" sözlerine karşıhk
Baykal, "O zaman başkasma
oy vHTn" dedi.
Çiftçinin, üreticinin zor du-
rumda olduğunu herkesin bil-
diğini söyleyen Baykal'ın
"Bu dunım düzenrmi?" diye
sorması üzerine köylüler "Te-
miz siyasetçüeri destekkraek
düzenr" yanıünı verdiler.
Köylüler Ziraat Banka-
sı'ndan destek isterken Bay-
kal da, hayvan ırkının ıslahı-
nm sağlanmasınm devletin
millete sağlayacağı önemli bir
hizmet olacağını söyledi.
ra, 399 sayüı kanun hükmünde
kararnemeyi değiştiren ikinci ta-
san da sözleşmeli personel ile
belediye çalışanlanna yönelik
yaponmlan düzenliyor.
Tasanlar, memurluktan çıkar-
ma ve kamuda istihdam edilme-
me cezasının kapsamına şu suç-
lan ekliyor: "Yıkıcı veya bölücü
eylemwfoafiytderdebuhınmak;
cumfauriyetin niteüklerinden
herhangi birisini değiştirmeye
veyaortadankaknnnaya yönefik
evtemwfaatryetterdebuhınmak;
cumhuriyean niteliklerine aykı-
n eyiem \e faaliyefJerde bu-
hınmak."
Iktidar üyelerinin son da-
kikada komisyona sunduğu
önerge uyannca da Dahili-
ye Memurlan Yasası ile Hâ-
kimler ve Savcılar Yasa-
sı'nda da degısıklık öngö-
rülüyor. Tasannın yasalaş-
ması durumunda, yıkıcı bö-
lücü veya cumhuriyetin ni-
teliklerine aykın eylem ve
çalışmada bulunan vali,
kaymakam, yargıç ve sav-
cılar da meslekten atılacak.
Özkan, Yılmaz'ı aradı
Komisyonda ANAP'lı
üyeler Nesrin Nas, Süley-
man Çelebi ve CengizAydo-
ğaa DSP lı Gaffar Vaknı ve
MHP 'h üye Lütfi Ceylan'ın
muhalefetinı engellemek
için hükümet yetkilıleri
doğrudan devreye girdi.
Usul tartışmasında ortaya
çıkan kritik denge üzenne
DSP'li Başbakan Yardımcı-
sı Hüsamettin Ozkan. Baş-
bakan Yardımcısı Mesut
Yıhnaz'ı aradı. Ozkan ko-
misyonun DSP'li üyeleriy-
le görüşürken Mesut Yıl-
maz, başta Nesrin Nas ol-
maküzere komisyon üyele-
riyle görüşmesini akşam sa-
atlenne kadar sürdürdü.
Tepkili iktidarüyeleri, ta-
sanlan eleştirmelerine kar-
şın bazı küçük değışıklıkler
yapılması üzenne kabul oyu
kullandılar. Dahiüye ve yar-
gı memurlanyla ilgili öner-
genin oylamasına ıse Nesrin
Nas, Süleyman Çelebi kaül-
madı. ANAP'lı üye Ali Er
de toplantının tamamına
geunedi.
AB Komisyonu'nun hazırladığı katılım ortaklığı belgesi ODTÜ'de düzenlenen panelde tartışıldı
Akarcalı: Atina çatışmayı seçti
HADEP:Belgeyetersiz
ANICARA(OııııhuriyetBirosu)-HADEPr
li
36 belediye başkanı, AB Komisyonu'nun Tür-
kiye için hazırladığı katılım ortaklığı belgesi ve
Türidye'nin resmi tepkisini dün düzenledikle-
ri ortak bir basın toplantısıyla açıkladı.
Katılım ortaklığı belgesinden memnun ol-
duklannı ancak yetersız bulduklannı belirten
başkanlar, belgede ölüm cezası ve Olağanüstü
Hal uygulamasının kaldınlmasuıın, kısa vade-
li öncelikler arasında yer alması gerektığini sa-
vunarak, "Kürt sorununun, Türkiye'nin en
önemli sorunu olmasma ve yine bu sonmdaki
çözümsüzlüğün AB'ye üyeük konusunda en
önemli engeti teşkil edecek ohnasma karşm bu
konunun isim oiarak beigede hic yer almaması
bir eksüdiktir" görüşlerini üettiler.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Bülent Akarcah, Türkiye ile AB
arasındaki ilişkilerin bundan sonra
çatışma değil işbırliği ilişkisi okna-
sı gerektiğini vurgularken Yunanis-
tan'm ise katılım ortaklığı belgesin-
deki tutumu ile çatışma anlayışında
olduğunu göstefdiğini söyledi.
AB Komisyonu'nun Türkiye için
hazırladığı katılım ortaklığı belge-
si, ODTU Avrupa Çalışmalan Mer-
kezi ve Türk Demokrasi Vakfrnın
ortaklaşa düzenlediği panelde tartı-
şıldı. Panelde konuşan ANAP Ge-
nel Başkan Yardımcısı ve TBMM
Dış Ilişkiler Komisyonu Başkam
Bülent Akarcalı, Türkiye'nin
AB'ye gireceği tarihin belli olmadı-
ğını belirterek "Önemtiolan,Türld-
ye'nin kendisini ne zaman hazır his-
sedeceğidir'' diye konuştu. AB'nin
hükümetler ve devletler düzeyinin
ötesinde bir birlik olduğunu vurgu-
layan Akarcalı, halklar arasında ya-
kınlaşmamn önemine işaret etti.
ODTÜ Uluslararası Ilişkiler Bö-
lümü Başkanı Prof. Dr. AtiDa Eralp,
Türkiye için hazırlanan katılım or-
taklığı belgesınde "formatin'' dığer
aday ülkeler için hazırlananlar ile
aynı olduğunu, içerikte ise Helsin-
kı kararlan doğrultusunda "siyasal
kriteriere" çok aynntıb olarak yer
verildiğini anlattı. Belgede Kıbns'la
ilgili paragrafın yer almasımn Tür-
kiye ile AB arasındaki yaklaşım far-
kını ortaya koyduğunu dile getiren
Eralp, Güney Kıbns Rum Yöneti-
mi'nin 2003 yılı başmdan itibaren
tam üye olabileceğine işaret etti.
Belgenin mali işbirliği boyutunu
da değerlendiren Eralp, "Kaünm
ortakhğı belgesinde mali program
da açıklanmalrv dL Bu bölüm son de-
rece muğlak bırakılmıs. Diğer aday-
lar çeşirü fonlardan yararlanabinr-
ken Türkiye yalnızca MEDA'dan
katla alabiliyor'' diye konuştu.
ODTÜ Uİuslararası Ilişkiler Bö-
lümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hü-
seyin Bağcı da konuşmasında,
AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'de
yapüması gereken şeyin, her alan-
da zihniyet değişikliğine gidilmesi
olduğunu ve bunun için de siyasi
irade gerektiğini kaydetti. Panelde,
katıumcı öğrencilerden bazılanrun
yönelttiği sorular nedeniyle zaman
zaman sözlü tartışmalar da yaşandı.
IRMIKIAYDEV ENGÎN aengin@doruk.net.tr
Rlistin'deki çatışmalarTV'le-
rin haber sıralamasında kaçın-
cı straya itildi; gazetelerin birin-
ci sayfaJannın neresine yerleş-
tirilir oldu farkında mısınız?
Dakar'da toplanan Islam
Konferansı örgütü bile büyük
değişiklik yapmadı. Ahmet
Necdet Sezer ve Ismail Cem
katılmasaiardı, belki bu kadar-
cık da öne çıkmayacaktı. Bir-
kaç hafta önce oğulcuğu ile bir
duvar dibinde kısılıp kalan; kur-
şun yağmurunda oğlunu yrtirip
kendisi yaraianan yoksulÂrapın
görüntüleri çoktan belleklerde
silikJeşmeye başladı. Dünya ka-
muoyunun "Filistin duyarlığı"
hızla yükseklik yitirmekte. San-
ki Israiltopraklan üstünde, Filis-
tinliterin yaşadığı bölgelerde ara
stra çatışmalar çıkar, çocuklar
Israil askerlerine taş atar; as-
kerleronlara kurşun atar, birkaç
(ya da birkaç yüz) Arap ölür;
sonra... Sonra olaylar durulur.
Oysa bilen bilir; ortada durul-
ma filan yoktur. Sadece medya-
ya yansımaz. Nefret, karşılıklı
güvensiziik, itiş kakış, çatışma,
çözümü namlulann ucunda
arayan ve bunu htry bedeyen
şiddet tapıncı hep egemendir.
İzak Rabin'le Birlikte Ölen...
TV'lerde görüp, gazetelerde
okumadığımız için "durvldu"
sanınz.
İzak Rabin beş yıl önce bu
ay öldürüldü. öldüren bağnaz
birYahudiydi. Rabin'in suçu ise
"vaat edilmiştopraWar"ınbin-
lerce yıllık halklan, "amca oğul-
lan"Yahudilerte Rlistinli Arapla-
nn banş içinde "yan yana -iç
içe- bir arada" yaşamalanna
"evet"demesinden ibaretti. As-
ker (bir generaldi), filozof (Orta-
doğu banşını dış politika hedef-
leri üstüne değil, felsefi temel-
lere oturtmuştu), politikacı Ra-
bin'in ölümü, sait onun sonu ol-
madı. Rabin'in ölümüyle birlik-
te "ebedi çatışmalar toprağı"
Israil'de banş yeniden bir sa-
vunma, iç ve dış politika konu-
suna indirgendi. Filistin halkının
bağımsız bir devlet kurma dü-
şü yeniden Israil'in iç, ABD'nin
Ortadoğu dış politikasının labi-
rentlerine sokuldu veyolunu yi-
tirdi.
Rabin'in ölümüyle birlikte
"vaat edilmiş topraklar" üstün-
de kalıcı banşın ilk ve ürkek
adımlan bile kazındı. Şimdi es-
kisinden daha güçlü bir şiddet,
nefret ve düşmanlık kol geziyor.
•••
Israil ve Filistin, Türkiye'nin
bumunun dibinde ve sanki
dünyanın öteki ucunda. Türki-
ye'nin yakın (ve uzak) gelece-
ğini dolaysız etkileyecek bir
kördüğümde Türkiye dış politi-
kası hâlâ ve ille tribün seyircisi
konumunu yeğliyor. Nitekim Is-
lam Konferansı Örgütü'nün
toplantısında Türkiye'nin ken-
dine biçtiği ödev "ısrail karşıtı
havayı yumuşatmakia sınıriı
kaldı ve öyle süreceğe benzi-
yor.
Bu yargıyı "insafsız" bulanlar
çıkacaktır. Oysa Islam Konfe-
ransı Örgütü toplantısında, te-
rorizm ile ulusal kurtuluş savaş-
lannın aynı sepete konmama-
sı, ulusal kurtuluş savaşı veren
bir halkın temel haklannın ta-
nınması gibi çok önemli birdip-
lomatik "kabul", Türkiye'nin
çabası ile "terorizm ile işgal al-
tındakihalklann kendikaderfe-
rini belihemesi" olarak değişti-
rildi. Bu Filistin halkının 1948
yılından bu yana sürdürdüğü
mücadelenin, bir "ulusal kur-
tuluş savaşı" olarak tanınma-
sının diplomatik bir dille reddi
anlamına geliyor.
Kendi egemenliğini bir ulu-
sal kurtuluş savaşı ile kazan-
mış bir ülke için, bu pek onur
getirmeyen bir çaba değil mi?
•••
Konuyu ve sorunu sözcük
oyunlanna, dipsiz diplomasi
tartışmalanna, resmi açıklama-
larda kelime jonklörlüğü yapa-
rak oyalanmaya kurban etme-
den görünen ne?
1948'de, 2. Dünya Sava-
şı'nda milyonlarca Yahudinin
yok edilmesinden duyulan ağır
suçluluk duygusu ile Birleşmiş
Milletler'ce, Filistin topraklann-
da bağımsız bir Israil devteti ku-
rulması kararlaştınldığında, ku-
lağa hoş gelen bir slogan tüm
dünyada yankılandınlmıştı:
"Topraksız halka, halksız
topraklan verin!"
Sanki Akdeniz'in doğusun-
daki o topraklar boştu ve top-
raksız Yahudileri kucaklamak
için bekliyordu. Kıyı şeridi dı-
şındatümü çölden ibaret o top-
raklarda yaşayan yoksul, eği-
timsiz, örgütsüzAraplann sesi-
ni kimselerduymadı. Israil dev-
leti kuruldu.
2. Dünya Savaşı'nda çok
ağır bedeller ödemiş bir halkı
(Yahudileri) bir "anayurt"a ka-
vuşturmak ne kadar soylu bir
tutum ise o topraklarda yüzyıl-
lardır (hatta binyıllardır) yaşa-
yan Filistin Araplannı yaka pa-
ça göçe zorfamak, binyıllık
yurtlanndan sürmek de bir o
kadar soysuz bir rutumdu.
Sonuç: Filistin Araplannın el-
li yıllık acılarla dolu savaşı ve
kan göllerine dönmüş bir Orta-
doğu...
Musevi- (Yahudi) ve Müslü-
man (Arap) köktendincilerin her
gün biraz daha derinleştirdiği
bir şiddet ortamında Rabin'le
yakalanan banş umudu da öl-
dü.
Çölü yenen ve yeşerten,
kanla sulanmış topraklarda o-
muz omuza banş ağaçlan di-
ken iki hısım halk düşü kuran-
lar ise "aptal romantikler" ola-
rak ancak alay konusu oluyor.
POLİTİKA GtfNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Türkiye Resimleri...
Depremzede derneklerı Bolu ve Düzce'den hü-
kümete seslendiler:
"Bankalara var, bize yok!"
Acaba bu sesi Ankara duydu mu?
Elbetduydu...
Peki Ankara ne yapacak?
Hiç.L
Ankara böyle çığlıklara alışıktır...
Daha birkaç gün önce memur sendikalan An-
kara'nın göbeğinde hükümete seslenmişti...
"Kurt, kuş, an, kahrolsun IMF iktidan!.."
Memuriar meydanlarda hükümeti uyarryor; öğ-
renciler YÖK'ü protesto ediyor; tutuklu ve hüküm-
lü yakınlan F tipi cezaevini protesto ediyor; ceza-
evterinde açlık grevleri sürüyor...
Başbakan yardımcısı Mesut Yılmaz da katılım
ortaklığı belgesinin, Kıbns'la ilgilimaddesininvar-
lığına karşın kabul edilebilir olduğunu belirtip şoy-
le diyor:
"AB'ye üyelik konusunda tereddüt devri sona
ermiştir. Artık iş yapma zamanıdır..."
Iş yapalım, ama nasıl?
ILO sözleşmelerine yıllar önce imza atıp taraf
olan Türkiye, demokratik örgütienmenin koşu-
lu olan sendikal örgütlenmeye nasıl bakıyor; sen-
dikasızlaştırma sürecini durdurmak için çağcıl iş
yasaları hazıriamayı düşünüyor mu?
Sendikalara gelince!..
Sendikalar hâlâ 1970'lerin kafasıyla hareket
ediyor, örneğin Fransız sendikacılığının 1970-2000
arasında geçirdiği evrimı kendilerine ilke edinmi-'
yor...
Cumhuriyet, Anadolu Ajansı ve ANKA Ajan-
sı'nın dışında hiçbir medya kuruluşunun kapıstn-
dan sendika giremiyor ama çalışanlann ve okur-
ların gazetesi Cumhuriyet'in önünde sendikacı
dostlanmız, zılgıt çeken gruplan da yanlanna alıp
gösteri yapıyorlar:
"Işçiyiz, güçlüyüz, sermayeyi yeneceğiz!"
• • •
Türkiye bir çelişkiler ülkesi...
Sendikalann güçleri Cumhuriyet'te, ANKA'dave
devlet hazinesinin desteğindeki Anadoiu Ajan-
sı'nda söküyor, diğerlerinde değil!..
Elbet demokratikleşmenin temel koşulu olan
sendikal örgutlenmeyi hak olarak görüyoruz; an-
cak bu çifte standardı, sendikalann anlı şanlı med-
ya gruplannda örgütlenememelerini birtürlü anla-
yamıyoruz...
Türkiye'nin resımlen hep tanıdık yüzleri yansıtı-
yor, geri kalmışlığın izlerini dünden bugüne ge-
tiriyor...
Batan bankalann yükünü devletin, dolayısıyla
vergisini dürüstçe ödeyen yuıttaşm üzerine yıkan
düşünce nasıl olur da ülkeyi bu çürümüşlükten
kurtarır?
Bakıyoruz, toplumda gazetecisinden işadamı-
na; ekonomistinden siyasetçisine dek bazı 'aklı
evveller' karşımıza çıkıp 'temiz toplum dersi' ve-
riyor...
Bankalann kasalannı boşaltanlara destek ve-
renler, 'yeğen-amca' ilişkisini "haberim yoktu"
diye geçiştirenler şimdi de "Ortadogu'da banş"
çığlıkları atıp sefere çıkıyor...
Bunca pislik, bunca yozlaşma içinde her şey
yerli yerinde dururken, Cengiz Çandar gazetesin-
deki köşesinden oluyor; duzen koruyucular bu
'kirlioyun' karşısında isteri çığlıklan atıyor...
Memurum, işçim, dargelirlim, emeklim, yetimim,
dulum, esnafım, çiftçim ezilmesine eziliyor da, dö-
nen dolaplan, köşe dönmeciliğin getirdiği yoz-
laşmayı, 'yurttaş olarak' göremiyor ya da görmek
istemiyor...
Benim memleketimde işçim, memurum, köy-
lüm, esnafım gazete okumuyor, sadece bakı-
yor!..
Benim memieketimde üniversiteli öğrencim, te*
levizyon ekranlarında "AB'ye girmemiz şart" de-
yip "Ulus devlet ceberrut devlettir" diyor ama.. AB
üyesi ülkelerin 'ulus devlet' olduğunu bilmiyor, de-
mokratik örgütienmenin, sermaye-emek çatışma-
sının 'dinozohuk' olduğunu söylüyor...
• • •
Benim ülkemde sevgililer aşkın çiçeklenrşini bil-
miyor, avlusu tarçın kokan evlerin, mavi bir rüz-
gârda esen çığlığın denizle konuşmasının şiirsel bir
dil olduğunun farkına varmıyor...
Yarı aydınlık gecelerde umutlanmız giderek
yok olurken kimileri de sık sık soruyor
"Bu memleket o denli kötü mû?"
Niye kötü olsun ki?
Kötü olan bizleriz; kötü olan yaşamı zorlaştıran
herkes!..
Yaşamı çoğaltmak, kırmızıya çalan toprağın
kokusunu duymak, yeşili uyutan dallarda sonba-
han yaşamak güzeldir!..
Belki bir yüz ya da göz ya da bir resim bizi bir
gün uyandıracak!..
Meydanları dolduranlar "Kurt, kuş, an, IMF'nfn
iktidan" sloganını söylerken, oylann yüzde yetmi-
şini kimlerin topladığının bilincine varacaklari..
Işte o zaman bildik Türkiye resimlerinin yerini
başka resimler alacak!..
hikmet.cetinkaya/cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Cumhuriyel
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
ALACA BİR OFKE
Ey benim aydınlık gunlerı bekleyen Türkıyem!..
Ey benim ölüme alkış tutan halkım!..
Ey benim şafağın yolunu açan suskun akşamlann hüznünû
yaşam bıçımı sanan msanım'..
Ey benim özgürlıiklen Erbakan Hoca'nm takkesinde arayan
romantik aydınım!..
Cumhuriyet Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
^ kitapkulubû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96