27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2000 ÇARŞAMBA 8 HABERLER Yıllarboyu Çukumva'ya damgasını vuranpamuğun gelişinden sonraŞanhurfahgençleıin gözüyle değişenlervedeğişmeyenler Şanlıurfa bir değişim süreci içinde. Kebapçılardan sonra kentte en çok görülen tabelalar "müteahhitlik, emlak ve oto ahro-satnnır 'tabelalarL Ve bir de "internet cafe"ler. Kentin eski tarihi dokusunun hemen yanı başında modern Urfa yükseuyor. Beyâz ahmUrfa'yagelmce• Şanlıurfa'da yaşayan genç Bahar, GAP'la birlikte yalnızca gayrimenkullerin dış yapısınm değiştiğini söylüyor. Bahar, Şanlıurfa'yı çok seviyor ve üniversiteden mezun olduktan sonra kentinden aynlmayı asla düşünmediğini belirtiyor. ÖZLEMYÜZAK Yıllar boyu Çukurova"ya damga- sını vuran beyaz altın, çoktan yeni me- kânına alışmış bile. Peygamberler kenti, kebaplar diyan Şanlıurfa, pa- muğun getirdiği rantın sarhoşluğun- da. GAP'ın, kısmen de olsa faaliye- te geçtiği son 5 yıl içinde Harran'ın su ile kucaklaşması. bölgeyi bir an- da uçsuz bucaksız pamuk tarlalan fledonatıvermiş. Ardmdan, hasatdö- nemi toplanan pamuğu çekirdeklerin- den ayınp balyalayacak çırçır fabrı- kalan pıtrak gibı bitmiş. Belirli bir po- litika izlenmeden dağıtılan teşvilder, Ankara'nın o meşhur 'iş bitiricileri- nin' Urfa'ya kadar gelip büro açma- lannın da yardımıyla teşvikin yüzde 10'u mukabili, sorgusuz sualsız, der- hal, adrese elden teslim edilivermiş. Bununla da bitmemiş. Burunlan ko- ku almakla ünlü usta bankalar solu- ğu Şanlıurfa'da alıvermişler. Eski- den sayılan 5-6'yı geçmeyen banka şubeleri bugün 30'u aşmış durumda. 150 trllyon lira Kabaca bir hesap yapıyoruz: GAP tamamlanınca l .7 milyon hektar alan sulanmış olacak. Bugün sulanabilir arazi Harran Ovası'nda ve 100 bin hektarlık bir alan. Ancak bu küçûk gelişme bile kent halkınm 'birbölü- münün' kaderini bir anda tersyüz edivermiş. Yılda 500 bin ton pamuk rekoltesi alınıyor. Bu da ŞanlıunVya yılda 150 trilyon lira sıcak paranın gir- mesi anlamına gelıyor. Yani üretime geri çevrilebilirse kalkınma ve refah açısından 'çokşey' yapılabilir. Ancak gerek gözlemlerimız gerekse Urfa- hlarla yaptığımız sohbetler sonucun- da ortaya çıkan gerçek. pamuktan kazanılan paranın 4 şeye yatınldığı: " Banka faizine, lûks arabaya, 3. ve 4. eş alnıak için başlık parasına, silaha." Ancak bu \enlere karşın Şanlıur- fa gerçekten de bir değişim süreci içinde. Kebapçılardan sonra kentte en çok görülen tabelalar "müteahhitiik, emlak ve oto ahm-saümı" tabelalan. Ve bir de "internet cafe"ler. Kentin eski tarihi dokusunun hemen yanı başında modern Urfa yükseliyor. Ki- mi kesimlerde daıre fiyatlan 100 mil- yar lirayı aşıyor. Kentte geçirdiğim bir hafta boyunca sık sık konuştu- ğum gençler, değişimin sancılannı da gözler önüne seriyor. Ailesi Şan- hurfa'nın yerlilerinden olan 18 yaşın- daki Bahar, bir yandan Harran Üni- versitesi'nde Gıda Müdendislıği bö- lümü öğrencisi, öte yandan bir tu- rizm şirketinde part-time çalışıyor. CAP'le gelen değişim Bahar'a, "GAP'la birlikte Şanfa- orfa'da en belirgin değişim ne oldu" sorusunu yöneltiyoruz. Son derece modern giyimli olan genç kızm ya- nıtı, "Şimdilik, değişen >alnızca gay- rimenkuDerin dış japısı. Başka bir şey değişmedi" oluyor. Bahar, Şanlı- urfa'yı çok seviyor ve üniversiteden mezun olduktan sonra kentinden ay- nlmayı asla düşünmediğini söylü- yor. Bahar'a göre gerçekten olumlu bir değişimden söz edilebilmesi için en azından bir 5 yıl daha gerekiyor. Van'dabale iigösterisine büyük ilgiVAN(AA)-Devlet Opera ve Balesi'nin Van'daki 3 bölümlük gösterisi büyük ilgi gördü. Gösteriyi 500 kişilik salonda 600 kişi ızledi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Remzi Baharak, "Bir şeye yanunaz operasz, bâlesiz.VanGelü" dedı. Van Valiliği'nin daveti ve Van-Et AŞ'nin sponsorluğu ile Van'a gelen Devlet Opera ve Balesi topluluğuna büyük ilgi gösterildi. Topluluğun. .Turnike, Yoz Döngü ile Who Cares adlı bale yapıtlan büyük beğeni topladı. Özellikle yörenin kültürünü sergileyen Yoz Döngü adlı eser dakikalarca ayakta alkışlandı. tzleyenler arasında Vali Dunmış Koç, Belediye Başkanı Şahabettin Özaslaner, Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, Yûzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. YüceJ Aşkın ile daire amirleri de yer aldılar. Gösteriden sonra açıklama yapan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Vekili Remzi Baharalı, Van'da yoğun ilgi ile karsılastıklannı ve bölgenin bu tür etkinliklere ihtiyacı olduğunu söyledi. Baharalı, Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'nün kısa sürede Van'da kurulacağını da belirterek şöyle konuştu: "Bu oyunlanmız devam edecek. Bundan sonra her ay Van Devlet Tiyatrosu ve Yûzüncü Yıl Üniversitesi'nde iki gosterimiz olacak. Ilk kez Diyarbakır'da sahneye koyduğumuz 'Yoz Döngü' adlı vapmnuz, burada da beklenenden fazla ügi gördü. Bu eser yörenin kültürünü yansrtmakta. Bale Müdürlüğü 5 Ude kunılacak, bunlardan biri de Van'da olacak. Zaten bir şeye yaramaz operasız, balesiz Van Göhl Buraya opera ve bak gektikten sonra Van Gölfi'nün değeri dahadaiyi anlaşıiacak." GAP ile birlikte kente gelen ciddi, dü- rüst ve istihdam yaratan Batılı şirket- lerin bu değişimde önemli birpayı ola- cağına üıanıyor. şanlıurfalı genç kızlar Yetişme tarzı nedeniyle Şanlıur- fa'daki birçok hemcinsine kıyasla çok şanslı bir konumda olan Bahar'la Güneydoğu'da genç kızlara yapılan baskıyı ve önlerindeki açmazı konu- şuyoruz. Bahar, şunlan söylüyor: "Biliyor musunuz, Urfa'da genç kızlar yerel radyolara sürekh* telefon açıyor ve karşdanna çıkan gençlere arkadaşhkteklifediyorlar. Güneydo- ğulu genç kızlar, kadınlar, arbk ken- dilerinin dışında da bir dünya oldu- ğunun ve bu dünyanın çok farklı ol- duğunun ayırdındalar. Ve kendileri- ne bir çıkış yolu anyoriar. Ancak eği- timsizĞk bir gerçek ve bu onlan iste- meyecekleri kadar kötü yoDara sü- rükleyebilir: o yüzden,bu geçjş döne- minde aile baskısuun bu tür dururo- larda olumlu olduğunu düşünüyo- rum." 'Kapagı yurtdışına atmak' Bahar'm Şanlıurfa ile ilgüi bu olum- lu tavnna karşılık, Öğretmenevi'nde garsonluk yapan ve bir yandan da açıköğretimde okuyan 17 yaşındaki tbrahim Halil Öney'in tüm dünyası ve düşlen "bir an önce kapağı yurt- dışma atmak" üzerine kurulu. Sive- reklı tbrahim, "internet adresindeki adryla tbocan" firsat buldukça inter- net cafe'de 3 lngiliz kızla birden "chat'fcşjyor"; var gücüyle îngilizce öğrenmeye ve para biriktirmeye ça- lışıyor. "Peki, ya Urfah krdar" diye soruyorum. "Bir kızla anlaşryorsun. Birkaç gün buluşuyorsun. Ardmdan hemen ne raman nişanlanacağız di- yeseni süaşürmaya başhyor. Onlann fazla çılaş yolu yok ama benim var" diye yanıthyor. tbrahim'in babası hâ- lâ Srverek'te, kendi deyimiyle "birşey- leryapmaya çahşıyor''. Ancak Sive- rek'te "bir şeyler" yapmak anlaşılan hâlâ çok zor. tbocan, "Adam çahşı- yor, çabahyor, bir iş kuruyor. tşi iyi- leşiyor,kazanmaya başhyor. Ardmdan hemenbirfleridükkânadamhyor.'Ya ortak olacağız ya da çıkıp gidecek- sin' diye tehdider başhyor" diyerek durumu özetliyor. Bucak Isml Bucak ismini Türkiye basını unut- muş olsa bile, Şanlıurfa hâlâ ilikle- rinde hissediyor. Ostelik şimdi, zor- bahkla işini halletmek isteyen herkes, "Ben Bucak'tardanım" diyerek çıkı- yor ortaya. Harran Üniversitesi'nde Elektrik Teknisyenliği Meslek Yük- sekokulu'nda okuyan bir diğer tbra- him, üniversitede bir kız öğrenciye il- gi duyan bir gencın yanına bır grup ögrencinin yaklaşarak "Biz Bucaklar- danız, aramızdan birisi de o kıza ilgi duyuyor. Bu yüzden sen uzak dura- caksm" diye tehdit ettiğini anlatıyor. "Gerçek' Bucak'lann ise *ihalelereka- nlmadan para kazanmalan" gibi hâ- lâ daha cıddı ışlerle uğraştıklan söy- leniyor. öğretmenln sava;ı Güzel Sanatlar Meslek Lisesi'de öğretmenlik yapan Reşit Hoca, yıl- lannı mesleğine ve irticai kadrolaş- ma ile mücadeleye adamış bir eğitim- ci. "Zaten Şanhurfa'nmflilderine ka- dar işlemiş, her taşm ahmdan baş çı- karan bir 'feodal düzeni' \~ardi. Bu- na bir irtica eklenince hice içinden çı- kılamaz haJe geldi" diyor ve şunlan ekliyor. "1980 öncesinde 3 sineması, uhısal bayramlarda düzenlediği ba- lolan ile modern bir çehreye sahip olan Şanlıurfa, üst üste iki dönem ye- rel seçimleri kazanan Refah Parti- si'nin 'özverili' katküansonucu 'gü- nümüzün Urfası kimligini' gayetsağ- lam koruyor." Mevslmsel sanayl Büyük bir turist çekme potansiye- line sahip olan kentte, bugün 'düz- gûn' bir yerde oturup bir bira içmek bile mümkün değil. Kentin tam or- tasına dikilen YÎMPAŞ, Şanlıurfa'da istihdama katkıda bulunmak yerine son dönemlere kadar Yozgat'tan ge- tirdiği hemşerilerine iş olanaklan sağlayarak hizmet veriyordu. Şimdi ise yoğun baskılar sonucu Urfalıla- ra da iş imkânlan sağlandığı söyle- niyor. Başında sık sık çıkan haberler kentteki Organize Sanayi Bölgesi'nde artık yer kalmadığı ve ikincisinin ku- rulması gerektiği yönünde. Ancak bölgedeki firmalann neredeyse yüz- de 75'i mevsimsel olarak ancak 3 ay faaliyet gösterebilen çırçır fabrikala- n. Kentteki gerek yerel gazeteler ge- rekse de radyo ve televizyonlar satı- lık çu-çır fabrikalan ilanlan ile dolu. Harran kadını Şanlıurfa Radyo Televizyonu'nda radyo programı hazırlayan Mahmut Mahmutoğju'nun espnlı deyimiyle belki de en büyük değişimi Harran kadını geçiriyor. "Harranh kadm es- kiden objektiflerden köşe bucak ka- çardı, şimdi ise Mahsun Kırmızı- gül'ün, Küçük tbo'nun kliplerinde çekinmeden oynuyor. Buna karşıhk Harran Üniversitesi'ndeki genç kız- lar, kampusta çekim yapan televiz- yon kameralan karsısında,' Sorunla- nnız nedır' sorusuna yamt vermek- ten bile kaçınıyoriar." Sonuçta 'Berdel'i, töre cinayetle- ri, feodal yapısı aynen korunsa da, ci- varköylerden aldığı göç yüzünden iş- sizlik sürekli artsa da GAP, Şanlıur- fa'ya refah ve kalkınma kapısını 5 yıl- dan beri aralamış durumda. Egeli işadamlarının gezisi Kalkınma hızını Habur patlatacak YUSUF ÖZKAN/tBRAHİM KARASLAN Güneydoğu'da umut yeniden yeşeriyor. Ege Böl- gesi Sanayi Odası'nın (EBSO) 28-30 Ekim tarih- leri arasında Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin illerini kapsayan inceleme gezisinde, böl- geye ilişkın yeni yahnm olanaklan araşnnldı. Böl- gedeki yönencı ye sanayıciler, terörün durmasıy- la ekonomik sorunlarm kendini gösterdiğine dik- kat çekerek ılk aşamada Habur Suıır Kapısı'nın açümasının bölgenin kalkınmasında "patbma" ya- ratacağını söylediler. Güneydoğu Anadolu Bölge- si, uzun yıllar süren terör sorunu nedeniyle yitir- diğı kimligini yeniden kazanmaya çalışıyor Baş- ta sanayi olmak üzere, eğitim ve turizm gibi alan- larda daha fazla katkı beklentisinde olan yöre in- sanı, sorunlann çözümünde sadece kendi çabala- nnın yetmeyeceğinı vurguluyor. Bölge halkı, Tür- kiye'nin önemli ölçüde güç yitirmesine neden olan terörün, ınsanlann açlığnıdan kaynaklandı- ğını savunarak "Terör bitti. Şimdi sıra insanlan eğiüne ve onlara ekmek parası kazandn-acak alt- \ < apı>i hazırlanıada" diyorlar. Habur Sınır Kapısı'nın açılmasuıdan başka önemli bir beklentileri olmadığını vurgulayan Mardin Belediye Başkanı Abdulkadir Tutaşı. Ha- bur'un açümasının, Güneydoğu'nun ve Türki- ye'nin kurtulması anlamına geleceğini söyledi. Tu- taşı, "Organizemizle, serbest bölgemizle, havaala- nımızla, tezgâhmnzı oradan yapılanticaretegöre kurmuştuk. tlişkiler birden'pat' diye kesiMnce or- tada kakhk. Milvar dolariaıia ifade edilebilecekbo- yutta zaranmız\ar. Çünkü bugün Güneydoğu'da- ki en büyük kanıyon filosu Mardin'de, en büyük ihracatçdar, organizenin en büyüğü, serbest böl- ge Mardin'de" dedi. Mardin Organize Sanayl Bölgest Mardin Organize Sanayi Bölgesi'nin şu anda yüzde 10 kapasiteyle çalıştığını, Habur'un açıl- masıyla kapasitenin yüzde 90'lara çıkacağını kay- deden Tutaşı, yeni yeni başlayan kıpırdanmalann da yetersiz olduğunu savundu. Tutaşı, bu kıpırdan- malardan bınne de îsraü'le plastik boru üretimi için kuracaklan fabrikayı gösterdi. Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başka- nı KudbettinArzu, bölgenin Türkiye'nin Ortado- ğu'ya uzanması için önemli bir geçiş alanı oldu- ğuna dikkat çekerek Ortadoğu'yla yapılacak ih- racat bağlantılan için Egeli işadamlannın deste- ğinin önemli olduğunu söyledi. 15 yıllık terörün doğurduğu kargaşa ortamın- da kentten büyük oranda sanayi ve beyin göçü ol- duğunu anımsatan Arzu, Diyarbakır'uı kalkın- ması için sınır kapılannuı açılmasının gerekli ol- duğunu vurguladı. Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Ersoy da, GAP'la birlikte 850 bin hektar ekilebilir arazinin su altında kal- dığını belırterek "Biz bundan sonra tanm ekono- misinin bittiğine inamyoruz. Ülke enerji gereksi- nimizin yüzde 20siıü karşılayan GAP karsısında uğradığunız zarar, sanayimize yapılacak destekle karşüanmahdır" dedi. Pamuk, pirinç, soya fasul- yesi gibi bölgede üretimi hızla artan ürünlere yö- nelik sanayüeşme gereksinimi olduğunu kayde- den Ersoy, aynca tekstil alanında şu anda Adıya- man'da 45 fabrika bulunduğunu ve buralarda yak- laşık 3 bin 500 kişınin çalıştığını vurguladı. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Aol Akkan da, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yatınmlann geldiği noktayı ve bölge işadamlannın beklenti- lerinı yenne belirlemek amacıyla yaptıklan gezi- den olumlu izlenimlerle aynldıklannı belirterek şunlan söyledi: "Bir defa Güneydoğu Anadohı'da umut Ghzlenmiş. 4 metre boyunda mısır görüyor- sanız demek ki orada üretim başlamış. Bu üreüm kendisine uygun sanayi daUarmı getirecek."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle