23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER i Diyanet Vakfı'na ait Karacabey'deki bir öğrenci yurdunun kirası yıllık 500 milyon lira Yıut Fetlnıllalıçılara ldralandıLEVKNTGEVCELLÎ BURSA / KARACABEY - Karaca- bey'de Diyanet Vakfi'na ait öğrenci yur- dunun FethulJahçılann denetiminde bu- lunan bır şirkete kıralandığı öne sürül- dü. Atatürkçü Düşünce Deraeği (ADD) Karacabey Şube Başkanı tbrahim Bur- sah, "Uludağ Üniversitesi'nin yanı sra derneğüniz tarafindan da ayhğı 1 milyar liraya kiraJanmak istenen yurt FethuJ- lahçüara peşkeş çekümiştir" dedı. Karacabey Abdullahpaşa Mahalle- si'ndekı yurdun tbret Lımited Şirketı tarafindan aylığı 500 milyon liradan ki- ralanmasının ardından Fethullahçı ol- duğu bilinen Uluda| Eğitim ve Kültür • Karacabey Abdullahpaşa Mahallesi'ndeki yurdun tbret Limited Şirketi tarafindan aylığı 500 milyon liradan kiralanmasının ardından Fethullahçı olduğu bilinen Uludağ Eğitim ve Kültür Vakfı'na ait otobüs terminali yanındaki yurdun da kız öğrenci yurdu olarak işletilmeye başlandığı öğrenildi. Vakfi'na ait otobüs terminali yanında- ki yurdun da kız öğrenci yurdu olarak işletilmeye başlandığı öğrenildi. ADD Karacabey Şube Başkanı Ibra- him Bursalı, Fethullahçılann son dö- nemde Karacabey'de her açıdan güç- lendiklerini, .yayımladığı irtica yanlısı kitaplarla gündeme gelen Türkıye Di- yanet Vakfı'nın da bu örgütlenmeye katkıda bulunduğunu öne sûrdü. Yurt açmayla ılgılı izin için Karacabey tlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurul- duğunu öğrendiklennı bıldıren Bursalı şunlan söyledi: *Karacabey'de Meslek YüksekOku- hı'nun açümasryla bannma sorunu or- taya çıkmışü. Uludağ Üniversitesi Mes- lek Yüksekokulu'nun yanı sıra biz de bu bina\a talip olmuştuk. Gereken ilgi gösterünıedi. Diyanet Vakfi. Fethullah- çılann kurduğu şirkete burayı kirala- makla gerçek amacını da ortaya koydu. Karacabey'de Nurcular son dönemde ekonomikvesosyal açıdan palazlanddar. Yurdu bilinen amaçlaniçin kullanacak- lar. İzin talebi geri çevrilmelidir. Bu bi- na ilk nrsatta çağdaş eğrtimin hizmeti- ne kazandınbnahdır." Türkıye'nın tanm deposu olarak bi- linen Karacabe> ve yöresinde örgütlen- me atağma kalkan Fethullahçılann yurt fıyatlannda büyük mdırım yaparak öğ- renci kazanmaya çalıştığı da öğrenildi. Bu arada bazı ADD üyeleri, Diyanet Vakfı'na ait yurdu kıralayan şirkete ya- kın olan bazı kışilerin Fethullah Gülen'i ABD'de ziyaret ettiklerirü yakınlanna aktardıklannı öne sürdüler. Diyanet Vakfi Karacabey Şubesi ta- rafindan tepkiler üzerine yapılan yazı- lı açıklamada mülkiyetı vakfa ait olan öğrenci yurdunun şube olanaklanyla işletilmesinin olanaksız olduğu, bu ne- denle öğrencilere yardımda bulunma amacıyla kiraya verilmesiyle ilgili iş- lemlere başlandığı, resmi duyurulann yapıldığı ancak talipli çıkmaymca pa- zarlık usulüyle Ibret Özel Eğitim Tesis- leri Turizm Inşaat Ticaret ve Sanayi Li- mited Şirketi'ne kiraya verildiği savu- nuldu. fiıalenin Türkiye Diyanet Vak- fi Genel Merkezi tarafindan da onay- landığı açıklandı. Sendikalardan değerlendirme 'Tasarı eksik fakat olumlu' DİSK Genel Başkanı Kuralh çalışan işletme sahiplerinin tasanya çekimser yakJaşmalannı anlayamıyoruz. Petrol-($ Cenel Başkani Tasanyı doğru bir iş güvencesi yasasına basamak olabileceği için destekliyoruz. İşçi partlsl Cenel Başkan Yardımcısı Işverenin tutumu vahşi kapitalizm çağının tutumudur. Yasa değişikliği işten çıkanlan SSK'lileri de kapsamalı. İstanbulHaberServi- si - Iş Güvencesi Yasa Tasansı'mn sendikala- nn görüş ve önerileri dikkate almmadan, ILO Sözleşmesi'nin tama- mını kapsamadan hazır- landığuiı savunan sendi- kalar. tasannın "sendi- kal güvence" konusun- da önemli bir adım, an- cak eksik olduğunu be- lirttiler. DİSK Genel Başkanı Sükyman Çelebi yaptı- ğı yazılı açıklamada, taslağın kapsamlı bir iş güvencesi getirmediği- ni, kurallı çaiışan işlet- me sahiplerinin bu ko- nuda çekince göstenne- lerini anlayamadıklannı kaydetti. Çelebi, "Bu yasadan asıl korkması gereken kayrt dışı çab- şan, işcilerin haklannı gasp etmeyi aüşkanhk haMne getireo işverenler ounahdır" dedi. Çelebi şöyle devam etti: "Ssyın Sabancı'va ve diğer işverenlere buyön- deki önerimizi bir kez daha üetiyoruz. Gefiniz, çağdaş ve demokratik standarHarm önemli bir parçasıolansendikaigü- venceyi kabul edmiz. Bu ülkemizin çağdaş ülke- k^se^^yesinege^ebÜIne- ânin asgarişartiarmdan biridnf Petrol-lş Genel Baş- kanı Mustafa Öztaşkuı da yaptıgı açıklamasın- da, başta TİSK olmak üzere bazı sermaye ke- simlerinin tasanya kar- şı bir bardak suda firtı- na kopardığını, oysa ge- tirilmek istenen yasa- nın, ILO Sözleşmesi'ni tamamını kapsamadığı- nı belirtti. öztaşkın şöy- le devam etti: "Işröen çevrelerinin bu taslağa karşıçıkmalanişgğven- ceagetfreceğmden değil, kendi hazuiadıklan iş yasasmın kamuoyunda kabulûne bir ön hazırhk ve bir pazarhk koousu olsun diyedir. Tüm bu eksüdikJerin dışında doğru bir iş güvencesi yasasına bir basamak oiabueceği düsüncesyk sendikalar olarak tasta- ğı destekiemeiryiz." Işçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Eu- dır Okka da yapüğı açıklamada, işveren çevrelerinin tasanya "cepheden" karşı çıkn- ğını kaydederek, "Bo tutum vahşi kapftafizm çağmm tutumudur. Yasa değişikiiâolumhı fakat eksiktir. İşten çıkanlan SSKITeridakapsamah- dff"dedi. İstanbul Tabip Odası Vardiyalı sistemden vazgeçme çağnsı İstanbul HaberServi- si - Bir yılmı dolduran vardiyalı çalışma siste- minin iflas ettiği, ne kuyruklan kaldırdığı, ne de dışanya hasta sev- kini azaltmadığı belir- tildi. îstanbul Tabip Odası (lTO)BasınSöz- cüsü Dr. Rrfat Yücel, uygulamadan beklenti- lerin gerçekleşmediğini beürterek sistemin iflas ettiğini savundu. Yücel, Sağlık BakanhğYna vardiyalı çalışma sıste- minden vazgeçmesi çağnsında bulundu. Vardiyalı çalışma sis- temini uygulayan "Ba- kurköy Hastanesi, Hay- darpaşa Numune Has- tanesL KartalEğitim ve Araşarma Hastanesi, ŞişH Etfal Eğitim ve Araşdrma Hastanesi fle ZeynepKamilKadmve Çocuk Hastahkbuı Hastanesi"nde çalışma- lar yapan tstanbul Ta- bip Odası, araştırma so- nuçlannı açıkladı. Dr. Rıfat Yücel imzasıyla yapılan açıklamada, günlük poliklinik sayı- lannın sadece yüzde 2.8 oranında azaldığı ifade edildi. Açıklamada, toplumun vardiyalı ça- hşma sistemini benim- semediği savunularak, vardiya dönemınde ba- kılan hasta sayısının gündüz bakılan hasta sayısının ancak yüzde 18'ine varabildiği belir- tildi. Dışanya yapılan hasta sevklerinin azal- madığı vurgulanan açıklamada, çoğunlu- ğunu özel sektörün oluşturduğu sevklerin yüzde 12 oranında art- tığına dıkkat çekildi. Söz konusu 5 hastanede poliklinik gelirlerinin yüzde 14 oranında art- tığı ifade edilen açıkla- mada, "Enflasyonun yüzde 50-60'larda sey- rettiği düşünühırse has- tanelerin maB açıdan kan kaj-bettiği söylene- blllr" denildi. Açıkla- mada sağlık çalışanlan- na hastane döner ser- mayelerinden ödenece- ği söylenen yüksek oranlı primlerin de *irf- takaMığt "belirtildi. Dr. Yücel, çözümün basamaklandınimış, sevk zincirii sistem ol- dugunu ifade etti. Çaiışan 84 işçiden 70'inin sendikaya kayıt yaptırmasının ardından şirket kapatıldı Uzanlar'dan işçi kıyuıu AHMETŞEFtK TRABZON - Uzanlar'a ait Ru- meli Holding'e bağlı olduğu ılen sürülen Kara Nakliyat Ticaret AŞ ile Mavi Yol Inşaat ve Nakliyat AŞ'de çalışan 84 işçiden 70'inin sendikaya kayıt yaptırması üzeri- ne fabrika tamamen kapatıldı ve bütün işçiler işsiz kaldı. Türk-Iş'e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt Işçi- leri Sendikası (TÜMTİS) Karade- niz Bölge Temsilcisi Muharrem Yıkfanm. "l zanlar'ın bu fabrika- yı kapatma>a kadar varan sendika düşmanlığı. Trabzon halkına kar- şıda birdüşmanhknr*' dedı. Uzan- lar'ın sahibi bulunduğu Rumeli Holding tarafindan alınan Trab- zon Çimento Fabrikası. daha son- ra kurulan Karadeniz Çimento. ar- kasından da Beton San adı ile baş- ka bir şirkete aktanldı. Şirketın ak- tanmı sırasında çalışanlar işten çı- kanldı. sendika tamamen tasfıye edildi, fabrikadakı işler de daha çok taşeron finnalara verildi. îşçi- lere yönelik uygulamalardan, çi- mento fabrikasına hammadde tası- yan nakliyeciler de etkilendi. Ka- ra Nakliyat Ticaret AŞ ve Mavi Y- ol tnşaat ve Nakliyat Ticaret AŞ adlı şirketlerde toplam 84 işçi ça- lışıyordu. Bu işcilerin 70'i, 24 Ey- lül'de TÜMTlS'e üye oldular. Ar- dından sendikalı iki işçi işten çıka- nldı. Dığer işcilerin buna tepki göstermesi üzerine atılan işçiler yeniden çalışmaya başladı. Ancak yöneticilerin, iki şirketin de faali- yetrne son verildiğini açıklamala- n üzenne bütün işçiler ışsiz kaldı işçiler Trabzon'da yaptıklan or- tak basm toplantısında yasal hak- larını arayacaklannı açıkladılar. TÜMTİS Karadeniz Bölge Tem- silcisi Yıldınm'ın yaptığı açıkla- mada, Çalışma Bakanlığı'nın iş güvencesi yasasını TBMM'ye sunmaya hazırlandığı bir ortamda sendikalı işcilerin işten çıkanlma- sının rastlantı olmadığun söyledi. 'Enjksyondan doğanfarkçalışana ödenecek'J * O J y J lenen enflasyon oramnın aşılması durumunda arada- ki farkın kamu çahşanlanna ödeneceğini söyledi. Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu ve beraberindeld he\eti. dün makamında kabul e- den Okuyan, kamu çanşanlanna sendika hakkı tanıyan yasa tasansının TBMM'de bulunduğunu belirerek ANAP olarak "grevli \e toptusözleş- meü" kamu çalışanlan sendika yasasına karşı olduklannı bildirdi. Dümanın hiçbir ülkesinde tek başına grev ve toplusözleşmefi sendika hakkı bulunmadığını anlatan Oku\an. toplu iş sözleşmesinin yanı sıra lokavtın da bulunmasuun tarnşüabileceğini söyledi. Yaşar Okuvan. 2001 yıh bütçesinde memuıiara yüzde 18 oranında zam yapıldığına ilişkin haberlerin hatırlatüması üzerine de, bu konunun kesinleşmediğini ve pazar- tesi günü Bakanlar Kurulu'nda bütçenin ele alûıacağını beürterek bundan önceki görüşlerin doğru olmadığmı söyledL GÜRÜZ, TEKNOLOJİK GELtŞMELERİN YÜKSEKÖĞRETNİMPE DEVTÜM YARATACAĞEVISAVUNPU 'Eğitimde kamu harcamalan arttınlsın' İstanbul Haber Servisi - Yük- sek öğretim Kurumu (YÖK) Başkam Prof. Dr. Kemal Gürüz. Türkiye'de üniversite öğrencisi başma kamu harcamasrnm 2 bin dolardan 3 bin 300 dolar olan dünya ortalamasma çıkanlması gerektiğini söyledi. Boğaziçi Üniversitesi ve Ame- rikan Fulbrigt Eğitim Komisyo- nu'nca Boğaziçi Üniversite- şı'nde düzenlenen "Yeni Binydda Ünrversıteler" konulu konferans başladı. Konferansta konuşan YOK Başkanı Kemal Gürüz, ABD'de halen 90 bin adet dersın ınternet aracılığıyla verildiğini belırterek dünyada eğitim ve ile- tişim teknolojileri alanında mil- yarlarca dolarlık ortaklıklann ku- rulacağmı, yeni teknolojiler sa- yesinde yükseköğretimde devrim nıteliğınde gelişmeler yaşanaca- ğını vurguladı. Hacettepe Üniversite'nin 2000-2001 öğretim dönemi Cumhurbaşkanı Sezer'in de katüdığı bir törenle açıldı. Tören, öğretim üydermin sıkmtılarinı, hükümeteve YÖK'e yönelik tepkilerini de açığa vurdu. Sezer: YÖK'ünyetküerigözdengeçirilmeH ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Hacettepe Üniversitesi'nin açılış töremne katılan Cumhurbaş- kanı AhmetNecdet Sezer. Yüksek Öğretim Kurulu'na (YÖK) yöne- lik eleştirilerini sürdürerek "Yük- sek Öğretim Kuruhı"nun amaç dı- şı yetkilerinin yeniden gözden geçi- rilmesi j'ararh olacaktn*" dedı. Se- zer'm sözü, öğretim üyelerinin al- kışlanyla desteklendi. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, "baük bankaiara lOmihardolarpara" bulan hükü- metın. üniversite üyelerine kaynak bulamamasım "anlayamadıklan- nı" belirtınce, öğretim üyelennce uzun süre alkışlandı. 2000-2001 öğretim dönemıne başlayan Hacettepe Üniversite- si'nin açılış töreni, dün Kültür Merkezi'nde gerçekleştınldı. Tö- rene Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'ın yanı sıra Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bu- min, Yargıtay Cumhuriyet Bas.sa\ - cısı Vural Savaş, Danıştay Başka- nı Nuri Alan da katüdi. Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşka- nı Sezer, daha önce belirttiği gö- rüşleri yinelemekte yarar gördü- ğünü belirtti. Hacettepe Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Özgen de öğretim üyelerinin çok düşük ma- aşlar alması nedeniyle araştırma görevlisi bulmakta güçlük çekil- diğı, eğitimde 10-15 yıl sonra çok büyük sorunlar yaşanacağı uyan- lannda bulundu. Gürüz, iletişim teknolojisiyle eğitimin. Türkiye için yaşamsal bir alan oluşturacağını kaydede- rek ünıversitelerde öğretim elema- m-öğrenci dengesınin yeni tekno- lojiler sayesinde önümüzdeki yıl- larda sağlanacağını söyledi. Türkiye 'nin 50 bin öğrencıyle yurtdışma öğrenci ihraç e- den bir ülke olduğunu vur- gulayarak yetersiz gördüğü bu sayrnın 70 binlere çık- ması gerektiğini vurguladı. Albany'deki New York Devlet Üniversitesi Ulus- lararası Programlar Direk- törü Emekli Büyükelçi Robert Gosende ise daha fazla Amerikalı öğrenciyi Fulbrigt Programı ile ülke dışındaki üniversıtelere göndermek ıstediklerini belirten Gosende, buna karşın birçok üniversite öğrencisinin orta srnıf ça- iışan ailelerden gelmesi nedeniyle değişim prog- ramlanndan yararlanama- dığuıı kaydettı. Gosende, Fulbngt Öğ- renci Değişim Progra- mı'ndan bu yıl 5 bin 400 ABD'li öğrencinin yarar- landığını, YÖK Başkanı Gürüz'le Türk üniversite- lerine daha fazla ABD'li öğrenci gönderilmesı için görüşeceklerini söyledi. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabih TansaL öğretim üyesi ma- aşlaruun yetersiz olduğunu belirterek maaşlann ve öğ- renci başına kamu harcama- sının artnnlmasrnı istedi. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Vabim ve Ciddi Bir İddia... Egebank skandalında, ünlü işadamlan ve bürok- ratlann dışında bir gazetecinin parmak ızi de mı var? Emin Çölaşan, üç gün önce Hürrıyet'teki köşe- sinde kendisine verilen bir bilgiyi, yasaların elver- diği ölçüde kamuoyuna iletmeye çalıştı. Özellikle yolsuzluklara karşı savaşan bir gazetecinin köşe- sinde üç gündür yer alan iddialar, haklı olarak he- men her kesiminden yolsuzluk kokulan yukselen kamuoyunda ilgi ile izleniyor. 10 Ekim günlü ilk yazı, Murat Demirel soruştur- masının kimi öteki soruşturmalarda olduğu gıbi bır yerde tıkanıp kalacağından kuşku duyan bir oku- runun dokuz ana başlık altında ilgililere verdiği ipuç- lannı içeriyor. O ipuçlarının arasında, binsi de bir ga- zetecinin bundan iki yıl kadar önce Marmara'daki büyük bir arazi anlaşmazlığı konusunda Murat De- mirel'e yardım ettiği için 1 milyon dolar aldığı iddi- ası da var. Çölaşan o gazetecinin adını, elinde çok somut kanıtlar bulunmadığı için olmalı; açıklamıyor, ama 1 milyon dolar karşılığında Murat Yahya Demirel'e bir arazi anlaşmasında arka çıkan bizim meslekta- şımızın kim olduğu fısıltı gazetesinde somut isim- lere dönüşüyor; adresler gösteriliyor. Çölaşan, parmak izinden söz edilen gazetecinin kim olduğunun, olayı anlatan kişı tarafindan kendi- sine söylendiğini belirtmekle kalmıyor; yazılannda haklı olarak bazı düğümlerin çözülebilmesi için yı- ne kendisine yöneltılen bazı sorulara da yer verıyor. _ "Murat'ın her şeyını bilen şoförû Baki (Bekir) Özer nenede? Niçin bulunup konuştunılmuyor" di- yor. Bir meslektaşının kendisini arayarak "Ünlu gaze- tecinin evine çantayla 1 milyon dolar götüren ko- ruma Ender'i bulduk ve bize tanıkların önünde bu olayı doğruladı" dediğini açıklıyor. Dahası, kendisi- nin Tantan'a "Sizdekigazetecinin ismişu mu"d\- ye sorduğunu, Içişleri Bakanı'nın da "Eveto" diye yanıt verdiğini de yazıyor. Kısacası, "Beytülmal Eliyle Vatandaş Parasını Hortumlama AŞ"n\n bunca marifeti arasına bir de 1 milyon dolar dolu bir çanta öyküsü giriyor. Çan- ta Marmara'da büyük bir arazi anlaşmazlığının çö- zümüne aracı olduğu için bir gazetecıye verilmiş. Diyelim ki "şık bir beyin" Çölaşan'a anlattıkları doğrudur. Ama o anlatılanlar karşısında, ayağa kalkması gereken sadece gazetecilerin meslek ör- gütleri mi olmalıdır? Marmara'daki büyük bir arazinin anlaşmazlığı- nın çözümü için 1 milyon doları aracı gazeteciye vermekten çekinmeyenler, çözüm operasyonu için gerekli neşteri elinde bulunduran yargıç ya da ta- pu yetkilisine de daha yüksek bir karşılığı ödemış olmalıdırlar. Böylece Emin'in yazısında anlatılan son olay, bi- risı yozlaşan gazetecilik mesleğinin içinde ahlakı değerieri yitirmiş o kişinin bulunup en ağır biçimde kınanması, dolayısıyla bundan böyle gazeteci kım- liği ile insan içine çıkamaması ile sonuçlanır. Ama madalyonun öteki yüzünde ceza yasalarının suç saydığı bir eylem vardır ve bır büyük değeri kendı gayrimenkullen arasına geçırmek ıçın ödenrrnş ruş- veti veren ve alanlar ortaya çıkmaktadır. Üç gündür bu olay yazılıyor ve tartışılıyor. Gaze- teciler cemiyetleri açıklamalar yapıyor, varsa o mes- lektaşın kimliğinin ilgililerce belirienmesini istiyorlar. Görevleri arasında medyada yer alan iddialan oku- yup harekete geçmek de olan cumhuriyet savcıla- nnın kıllan bile kıpırdamıyor. Kuzum bu toplum bu kadar mı duyarsız, bu ka- dar mı adam sendeci ya da nemelazımcı oldu? Bir kere, Çölaşan'ın köşesinde yer alan iddialar, Murat Yahya Demırel'le ılgılı soruşturmaya, ötekı- lere göre belki çok fazla büyük olmasa da, yeni un- surlar da getırmekte değil mıdir? Bu nedenle Türk Basın Konseyi'nin, dün topla- nan yüksek kurulunun günlerdir bu konu üzerinde yapılan kimi spekülasyonlan, kimı haklı eleştirilerı somut bir çerçeve içinde toplama isteğinin altnı çiz- mek gerekiyor. Yüksek kurul, elbette öncelikle kendi mesleksel endişeleri açısından soruna cumhuriyet başsavcı- lığının el koyarak konuyu çözüme ulaştırması çağ- rısında bulunuyor. Yani Çölaşan'a suç duyurusu yapan kişinin, onun verdiği bılgilerde isimleri geçen şoförün, korumanın, sekreterin, Murat'ın sağ kolu ve gizli kasası olarak isimlendirilen kımsenin, hat- ta korumayı konuşturduğunu söyleyen gazetecinin bildiklerini anlatmalannı ancak sayın savcı ısteye- bilir. Temiz toplum gerçekten isteniyorsa, iütfen her- kes harekete geçmekte ayak sürümemelıdir. Faks:0212-677 07 62 E-mail: obirgrtle-kolay net Hak-is'ten CHP'ye ziyaret Baykal: Sosyal devlete savaş açıldı ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - CHP Ge- nel Başkanı Deniz Bay- kal. sosyal devlet ilkesi- ne karşı açıkça ilan edil- memiş bir savaş yürütül- düğünü belirterek "Bu savaşın en sağJam kalesi de hükümettir*' dedi. Hak-lş Genel Başkanı SaKm Uslu ve konfede- rasyon yönetim kurulu üyeleri, dün CHP Genel Başkanı Baykal'ı maka- mında ziyaret ettiler. Baykal, Türkiye'nin bir süredir ıstikrar programı uygulamasından geçti- ğini belirterek, bunun en ağır yükünü çalışanla- nn, emeklilerin ve işsiz- lerin çektiğini söyledi. Gelir dağılımının tehlikeli biçimde çar- pıklaştığını vurgulayan Baykal, bu tablonun. sosyal devlet anlayışını 1980'lerin başından bu yana tahrip etmeyi a- maç edinen, ayak bağı gibi gören, sosyal dev- let olmazsa Türkiye'nm daha rahat kalkınacağı- nı düşünen siyaset anla- yışının gölgesinde ger- çekleştirildiğinı söyle- di. Baykal, sosyal dev- letin asgari standartla- rmın zarar görmesinin Türkiye'yi AB'den uzaklaştıran etkileri be- raberinde getirdiğini belirtti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ta- rafindan hazırlanan Iş Güvencesi Yasa Tasla- ğı'nın genel olarak işten çıkanlmayı değil, sendi- kahlann işten çıkanlma- sını engellemeyi öngör- düğünü anlatan Baykal, taslağı "mütevazı" ola- rak değerlendırdi. Denız Baykal'ı, yeni- den genel başkanlığa seçilmesi nedeniyle kutlayarak sözlerine başlayan Uslu da, özel sektörün istikrar prog- ramına inanmadığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle