Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİStRMEN
'Sallandıracaksın...'
Karanlık ekim gününde, Balıkpazan'nın ışık-
lan erken yanmıştı. Çarşı rengârenk. Kjrmızı tab-
lalann üstünde balıklar, göbekli yeşil salatalar,
turplar, soganlar, dereotlan, naneler, mayda-
nozlar, rokalaria yan yana, teşrifinize muntazır.
Sonbahann renkleri düşmüş manavlara, ay-
valar, incirier, bu yıl az görülen çavuş üzümleri,
kara üzümler, narlar, meyhanelerden kızarmış
balık ve rakı kokulan geliyor...
Hani biraz kanaatkâr davranılırsa, dört kişiye
yetecek irilikte palamut 2 milyon lira, yeşil sa-
latanın Eskişehir'den gelmiş irisi 500.000.
- Eh diyorum, kendi kendime, fakirfukara de-
ğilse bile orta gelirliye gün doğdu. Bunlan ala-
bilir hiç değilse.
Artık, orta gelirli yoksul oldu. Yoksulun ise ha-
lini sofma
Yağmur başlıyor, yürüyerek dönersem iyice
ıslanacağım.
Ingiliz Sarayı'ndan Tariabaşı'na inen yola çı-
kıyor, bir taksiye işaret ediyoaım.
Şoför gençten iyi giyinmiş, konuşması düz-
gün biri.
Pahalılık, ekonomik güçlük, gelecek yılın da-
ha da güç olacağı noktalannda odaklanıyor ko-
nuşma.
Şoför kılığından konuşma biçeminden bek-
lemediğim, malum tekerlemeyi söylüyor:
' - Abi bana sorarsan, bu işlerin düzelmesi için
sallandtracaksın birkaç kişiyiL.
•••
Aklıma, Başbakan Yardımcısı Mesut Yıl-
maz'ın sözleri geliyor:
- AB Türkiye'yi sürekli bekleme odasında tu-
tamaz.
Toplumsal sorunlanna, "birkaç kişiyi sallan-
dırarak" çözüm bulma konusunda, tabanda,
halk mutabakatı sağlamışTürkiye, nasıl girecek
AB'ye?
Hangi izan sahibi çıkıp da "Arkadaş bizi ne-
den hep bekleme odasında tutuyorsunuz" de-
me hakkını bulacak kendinde?
Türkiye daha uzun süre bekleme odasında
kalacaksa, bunun nedenleri ve sorumlulan sı-
nırlanmız dışında değil.
Ama bunlan görmezden geliyor, her gün Av-
rupa konuşuyoruz.
Arabayla kanşı taraftan Batı'ya geçerken
"l/Ve/come to Europe" levhasıyla karşılanıyo-
ruz.
Avrupa'ya girmek bu kadar kolay olsaydı...
Doğrusu, AB tartışmalannı sağlıklı sürdüremi-
yoruz; gelir uçurumlarının, kültürel sorunlann,
toplumsal karmaşanın, eğitim düzeyinin, eko-
nomik yapının, nüfus hareketlerinin engelleri
çözülmedikçe Avrupa üyeliği yok bilelim artık!
Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmesi en
erken2015,18'lerdir.
Bunlan görmeden Avrupa'yı suçlamak yan-
lış.
•••
Bizim taksi şoförü, Istanbul'da yaşıyor, coğ-
râfi olarak Avrupalı, dünya markalannı giyiyor,
kılık kıyafetinden onu başkalanndan ayıramaz-
sın.
Ama toplumsal sorunlar gelince gündeme,
"Sallandıracaksın abi birkaç kişiyi, bak görür-
sün bir daha böyle şeyler kalır mı" diyor.
Toplumun demokrasiye giden yolunu salt, ce-
berrut olduğu kuşku götürmeyen, artık çağdı-
şj kaldığını herkesin gördüğü, devlet yapısı mı
tıkıyor?
Birkaç kişiyi sallandırma yönteminde toplum-
sal mutabakat sağlamış insanlann devleti baş-
ka nasıl olsun ki?
Bunlan tartışmadan AB'yi konuşmanın âlemi
ne?
Her şeyi yeni baştan sistematik olarak ele al-
mak ve bir bütün olarak görüp, kollan sıvamak
gerekmiyor mu?
Evet de, nereden ve nasıl başlamalı?
Belki de en iyisi "Sallandıracaksın birkaç ki-
şiyi, bak gör o zaman!.."
Şen olasın Istanbul kenti!
PSKD
'Erçakmak kayıp
değil kaçak'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Pır Sultan
Abdal Kültür Derneği
Genel Başkanı AIi Bal-
laz, Sıvas katliamında
halkı tahrik ederek kitle-
yi yönlendiren Cafer Er-
çakmakhakkında çıkan-
lan "kayıp" karanna itı-
raz edeceklerini bildirdi.
Balkız, Erçakmak'ın 7
yıldır yakalanmadığını
belirterek "Devlet yobaz
sûrüsünü tahrikeden Er-
çakmak'ıyakalamakiçin
çaba harcamamıştır" de-
di.
2 Temmuz 1993 tari-
hinde Sıvas Madımak
Oteli'nde meydana gelen
olaylan tahrik ettiği ge-
rekçesiyle aranan, döne-
min Refah Partili beledi-
ye meclisi üyesı Erçak-
mak, olaylardan he'men
sonra ortadan kayboldu
ve 7 yıldır bulunamıyor.
Erçakmak'ın ailesi, mi-
ras haklanndan yararla-
nabilmek için Sıvas 3.
Asliye Hukuk Mahke-
mesi'ne başvurarak ga-
iplik karan alınmasını is-
tedi.
Pır Sultan Abdal Der-
neği Başkanı Balkız, Er-
çakmak'ın tran'da yaşa-
dığını ve ailesiyle sık süc
telefonla görüştüğünü
belırteTek mahkemeye
itiraz başvurusu yapa-
caklannı kaydetti.
Erçakmak'ın katliam-
daki rolünün ve şeriatçı
güçlerle bağlantısmın
aydmlatılamadığına dik-
kat çeken Balkız, "Dev-
let, Erçakmak'ı bubaydı,
tarihe utanç göriintüleri
bırakan bu katüamla ügi-
li -bizce çok malum olan-
çok daha farkh gerçekle-
ri öğrenebilirdik" dedı.
Erçakmak'ın kayıp değil
"kaçak" olduğunu belir-
ten Balkız, "Yargıönün-
de hesap vermemek için
kaçımş, devlet de yobaz
sûrüsünü tahrikeden Er-
çakmak'ı yakalamakiçin
çaba harcamanuşur"
görüşünü dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi, aynı tür suç işleyenler için farklı uygulamanın haklı nedeni olamayacağını bildirdi
'DüzenLemeANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Anayasa Mahkemesi, Necmettin Er-
bakân'ın cezaevme girmesini önleye-
bilecek olan karannda, basın yoluyla
işlenen suçlann cezalannm ertelenme-
sine ilişkın yasayı ıpta) ederken "aynı
tür suçun daha ağuını erteteme kapsa-
mına ahp hafif olanım bu olanaktan ya-
rariandırmamanın adil olmadığma"
işaret etti.
Anayasa Mahkemesi'nin, basm ve
yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin
dava ve cezalann ertelenmesine ilişkin
yasadaki bir ıfadenın iptalıne ilişkin
gerekçeli karan, Resmi Gazete'de ya-
yımlandı. Karar, karşı oy yazılanyla
birlikte 17 sayfadan oluşuyor.
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli
karannda, dava konusu yasanın genel
gerekçesınde, "düzenlemeyle önceiik-
le düşunce açıklama özgürlüğünün do-
ğal bir sonucu olan basın özgürlüğü-
nün kuDamlması bağlamında basm yo-
luyla yahut sözlü veya görüntülü yaym
araçlanyla suç işlemiş olanlann hedef
ahnriığının" belırtıldiğı kavdedıldi.
Dava dilekçesinde, düzenlemenin
anayasanın 10. maddesindeki eşitük il-
kesine aykın olduğunun savunulduğu,
ancak anayasanın 2. maddesinde yer
alan "hukuk devleti ilkesT açısmdan da
anayasaya aykınlık durumuna bakıl-
ması gerektiği ifade edilen gerekçeli
kararda, "Hukuk devletinde yasa ko-
yucu, yalnız yasalarm değil, anavasa-
nuı da evrensel hukuk ilkelerine uygun
ounasuusağlanıaklayûkümlûdur'' de-
nildi.
"Yasa önünde eşitlik ilkesinin" hu-
kuksal durumlan aynı olanlar için söz
konusu olduğu, bu ilke ile eylemli de-
ğil, hukuksal eşitliğin öngörüldüğü be-
lirtilen gerekçeli kararda, eşitlik ilke-
sinin amacının aym durumda bulunan
kişilerin yasalar karşısmda aynı ışle-
me bağlı tutulmalannı sağlamak, aynm
yapılmasını ve ayncalık tanınmasım
önlemek olduğu İcaydedildi.
Bu ılkeyle aynı durumda bulunan ki-
mi kişi ve topluluklara ayn kurallar uy-
gulanarak yasa karşısmda eşitliğin çiğ-
nenmesinın yasaklandığı vurgulanan
gerekçeli kararda, yasa önünde eşitli-
ğin herkesin her yönden aynı kuralla-
ra bağlı tutulacağı anlamına gelmedi-
ği belirtildi.
Durum ve konumlanndaki özellik-
ler, kimi kişiler ya da topluluklar için
değişik kurallar ve uygulamalan ge-
rektirebileceği anlahlan gerekçeli ka-
rarda, "Aynı hukuksal durumlar aym,
ayn hukuksal durumlarfarkh kuralla-
ra bağhtutuhırsa anayasada öngörülen
eşraıkükesizedelenınez'1
denildı.
12 yüı geçmeyen suçlar
Yasanın birinci maddesınin ilk nkra-
sı uyannca ilgıli kanun maddesinde be-
ürtilen şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza-
nın üst smın 12 yüı geçmeyen suçlar-
dan dolayı 12 yıl veya daha az şahsi
hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm
edilmış bulunanlardan, bu suçlan 23
Nisan 1999 tarihine kadar sorumlu mü-
dür sıfatı ile işlemiş olanlar dahıl ba-
sm yoluyla yahut sözlü veya görüntü-
lü yayın araçlanyla işleyenlerin ceza-
lannın infazının ertelendiğı anımsatı-
lan kararda şöyle devam edildi:
"Yasa koyucu kuşkusuz anayasanın
ve ceza hukukunun temel ilkelerine
bağh kalmak koşuluy la cezalandırma-
da güdülen amacı da gözeterek hangi
eylemlerin suç sayılacağmı ve bunlara
verflecek cezanm türü ve miktan ile ar-
ünm ve indirün nedenlerini saptayabi-
leceği gibi kimi suçlan işleyenler için
'erteleme' adı altmda bir düzenleme
de öngörebüir. Ancak böyle bir düzen-
lemeyapıtanası durumunda eşitlik ilke-
si, bundan aym durumda bulunan her-
kesineşitolarakyararlandınlmasuuge-
rektirir. Farklı düzenleme \ apılabiloie-
si ise milli güvenlik, kamu yaran, kamu
düzeni gibi haklı nedenlerden birinin
bulunmasına bağlıdır. Dava konusu dü-
zenlemeyle düşünce\i açıklama özgür-
lüğü bağlamında basm yoluyla yahut
sözhı veya görüntülü yaym araçlanyla
işlenen suçlar yönünden erteleme adı
altmda bir olanak getirihniş, ancak ay-
nı tür suçlann daha az cezayı gerekti-
ren basm yoluyla yahut sözlü veya gö-
rüntülü yaym araçlanyla işlenmemiş
Düzce'deki
gözaltıııa suç
duyurusu
"2000DünyaKadm
Yürûyüşü" çerçevesinde
Ankara'da düzenlenen
nütinge giderken
depremzede kadmtarm
sorunlarmı dinknıek için
uğradıklan Düzce'de
dövTİkrek gözaltına aknan
yürüyüşün Türkiye
Koordinasyonu üyeieri,
emniyet görevüleri
hakkındasuç
duyunısunda bulundular.
Aralannda İHD İstanbul
Şube Başkam a>nkat Eren
Keskm'in de bulunduğu
grup, diin tstanbul
Adhyesi'ne gderek suç
duyurusunda bulundu.
(Fotoğraf: StBEL
KEILIŞIK)
Şiddet ve taciz olaylanna karşı tepkilerini duyurmak amacıyla Brüksel'de buluşacaklar
KadınlaruzunyürüyüşlerinisürdürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kadmlara yönelik şiddet, tecavüz ve
taciz olaylanna karşı tepkilerini du-
yurmak amacıyla yürüyüşler düzen-
leyen kadınlar, "2000 jih Dünya Ka-
dm Yürüyüşü
r>
etkinlikleri çerçeve-
sinde yann Brüksel'de buluşuyor.
Çeşitli kadın gnıplannın bir araya
gelmesiyle düzenlenen yürüyüşler,
kadın hakiannı savunmanın yanında
yoksulluğa, savaşa ve ırkçılıga karşı
verilen savaşunlara da sahne oluyor.
Bu amaçlarla uluslararası, bölgesel
ve ulusal düzeyde örgütlendiklerini
belirten kadınlar, 17 Ekim'de New
York'ta bulunan Birleşmiş Milletler
Merkezi (BM) önünde gerçekleşti-
recekleri eylem öncesi yann Brük-
sel'de toplanacaklar.
Dünyanın birçok ülkesinden kadı-
nın yer alacağı buluşmaya Türki-
ye'den de bazı kadın gruplan katılı-
yor.
8 Ekim'de Ankara'da yapılan yûrü-
yüşle kendilerini duyurmafirsaöbu-
lan "2000 Yıh Dünya KadmYürüyü-
şû Ankara GirişimT yetkilılennden
oluşan bir grup kadın Brüksel'deki
yürüyüşe destek verecek. Türki-
ye'den Eğitim-Sen Izmir Şubesi yet-
kililerinden Seher Bülbül de bir ko-
nuşma yapacak.
17 Ekim'de de BM Genel Merke-
zi önünde gerçekleştirilecek kadın
buluşmasının Türkiye ayağı Anka-
ra'da yapılacak.
BM'nin Ankara Temsilciliği önün-
de bir araya gelecek kadınlar birçok
konuyla ilgili istemlerini duyurmayı
sürdürecekler.
Yılmaz, düzenlemenin yasa olarak çıkanlması gerektiğini belirterek yumuşama mesajı verdi
4
Memur KHK'si değiştirilıneli
9
ANKARA (Cumhuri>et Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Me-
sut Yılmaz, devletin tepesinde
"kavga" görüntüsünden kaçı-
nılmasını isterken "Geçmişe
takıhp kalmamahyTz" dedı.
Cumhurbaşkanı Ahinet Necdet
Sezer'in lade ettiği KHK dü-
zenlemelerinin bir an önce
Meclıs'ten yasa olarak çıkanl-
masmı isteyen Yılmaz, bu ıa-
denin, yasal düzenleme yapı-
lırken "bazı yanhş anlamalara
yol acacak ifadelerin düzeltü-
mesi" olanağı tanıyacağını
vurguladı. Özellikle memurla-
nn meslekten ihracını sağlayan
düzenlemenin, yanlış anlama-
lara yol açacak bölümlerinin
değıştirilmesıni isteyen Yıl-
maz, "Kötü niyetü uygulama-
lara izin vermeyecek. ama de\ -
letin kendi kendini sa\ıınma ih-
tiyacını da karşılayacak düzen-
leme için çahşmahyTz" dedı.
Yılmaz, dün partisinin grup
toplantısında, TBMM'nin tati-
li sırasında yaşanan sıyası ge-
lişmeleri değerlendinrken
Çankaya-hükümet gerginliği-
ne de değindi. Anayasa Mah-
kemesi'nin Yetki Yasası'nı ip-
tal ettiğini, ancak bu olayla
Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'in bazı KHK'leri ia-
de etmesi arasında bağ kurul-
mamasını isteyen Yılmaz,
"De\ letin tepesinde çekişme,
kavga, zıthk şekhnde değerlen-
dirflecek hadiseiere meydan ve-
rihnemesi için herkesin dikkat-
h' ohnası gerekir. Bundan son-
ra benzer sıkrnü yaşanmaması
gereken KHK'lerle ilgili bettr-
siztiğin giderümeskiir'' dedi.
Yıhnaz, konuşmasmda, hü-
kümetın ekonomi programına
ilişkin değerlendırmelerde de
bulunurken enflasyon hedefle-
rinde bu yıl sonu itibanyla 9
puanlık sapma olacağını ifade
etti. TÜFE'de yüzde 25 olarak
öngörülen hedefm, yıl sonu iti-
banyla yüzde 34, yüzde 20 ola-
rak öngörülen TEFE'nin ise
yüzde 30 dolayında gerçekleş-
mesinin beklendiğini ifade e-
den Yılmaz, bu hedefe ancak
2001 Nisanı'nda vanlabilece-
ğini ifade etti. Ancak 2001 yı-
lı sonu itibanyla yüzde 10 ola-
rak planlanan enflasyon hede-
fme ulaşılacağını sa\ıman Yıl-
maz, yurttaşlann çektiği bütün
sıkıntıya karşın, ekonomik
programa inancınm tam oldu-
ğunu vurguladı. Hükümetin en
önemli tesellısının de yurttaşın
güvenı olduğunu kaydeden
Yılmaz, hedefe ulaşılamasınm
sorumlusu olarak uluslararası
piyasalardaki petrol fiyatı artı-
şını gösterdı.
Grup toplantısında aynca
DYP'den ıstıfa ederek bir sü-
re önce ANAP'a katılan Bat-
man Mılletvekılı Burhan Isen
içuı de bir katılım törenı dü-
zenlendi.
olanlan kapsam dışı bırakıhnıştır. Ay-
m tür suçu işleyenler için farkh uygula-
ma öngören bu düzenlemenin hakhbir
nedeni bıdunmadığı açıkür."
Iptal karan 12 Ekim 2001 'de yürür-
lüğe girercek.
Gerekçeli karann sonuç bölümün-
de, yasanın birinci fıkrasmdaki "basm
yoluyla yahut sözlü veya görüntülü ya-
ym araçlanyla işlenmiş olup." diye
başlayan bölümün, Anayasa Mahke-
mesi Başkam Mustafa Bumin, üyeler
Yalçm Acargün, AU Hüner, Mahir Can
Ihcak ve Ertugrul Ersoy'un karşı oy-
lan ve oyçokluğu ile iptaline karar ve-
rildiğı kaydedıldi.
Iptal hükmünün, karann Resmi Ga-
zete'de yayımlanmasından başlayarak
bir yıl sonra yürürlüğe girmesine ise
oybirliği ile karar verildi.
Karara muhalif kalan Başkan Mus-
tafa Bumin, üyeler Mahir Can Ilıcak,
Ali Hüner ve Ertugrul Ersoy, karşı oy
yazılannda, ıptal başvurusu ile yasanın
uygulama alamnm genişletilmesinın
sağlanmasının amaçlandığı belirtildi.
Adalet Bakanı Türk
'Yeni TCK
yürürlüğe
girebilir'
tstanbul Haber Servisi - Adalet Ba-
kam Hikmet Sami Türk, günümüzde
sımrlan aşan örgütlü suçlarla etkilı
mücadelenin zorunlu olduğunu vur-
gulayarak Türkiye'mn bu konuda da
hukukunu AB hukuku ile uyumlu ha-
le getirmek için düzenlemeler yürüttü-
ğünü belirtti.
Türk, Avrupa Konseyi bünyesinde,
yapılacak Avrupa Irkçıük ile Mücade-
le Konferansı'na katıhnak üzere dün
Strasbourg'a gitti. Atatürk Havalima-
m'nda hareketinden önce basm men-
suplannm sorularmı yamtlayan Türk,
"ölüm cezası konusunda" ki bir soru-
yu yanıtlarken TCK'yle ilgili komis-
yon çalışmasımn birinci aşamasının
tamamlandığmı söyledi. Yasamn
2002'de yürürlüğe gırebileceğini be-
lirten Türk, tasanda 312 'nci maddenin
karşılığı olarak 289'uncu madde nu-
marah yeni bir düzenleme yer aldığı-
nı ifade etti. Ölüm cezası yerine de
ağırlaştınlmış müebbet hapıs cezası
öngörüldüğunü anlatan Türk, son şe-
kıl alındıktan sonra tasannın önce Ba-
kanlar Kurulu'na ve uygun görühnesi
durumunda TBMM'ye sunulacağını
bildirdi.
Bakan Türk, Strasbourg'a gitmeden
önce katıldığı Avrupa Birliği Komis-
yonu ile Aybay Hukuk Araştırmalan
Vakfi'nca düzenlenen "Corpus Juris
ve Avrupa BirliğTıün Mah" Çıkarlan-
mn KorunmasıAlanında Hukuksal Iş-
birüği" seminerinin açılışmda yaptığı
konuşmada, çağm en önemli olgula-
nndan birinin, örgütlü suçlann ortaya
çıkması olduğunu söyledi. Türk, bu
tür suçlann çeşitli ülkelerden faillerin
katılması ile işlendığım, bu nedenle sı-
nırlar aşan suçlar niteliğı taşıdıklannı
vurguladı. Türk, örgütlü mafya ve te-
rör suçlannın özel olarak ele alınması
gerektiğine dikkat çeken çeşitli ülke-
lerden gelen faillerin kovuşturulması
ve cezalandınlmasında özel düzenle-
melere ihtiyaç olduğunu savundu.
Prof. Dr. Rona Aybay ise "Türkiye
bu tür örgüthl suçlarla mücadete için
Avrupa ülkeleri arasmdaki işbhüğinm
de bir parçası ohnak durumundadır"
dedı. Sahtekârlıkla ve Dolandıncılıkla
Mücadele Avrupa Ofısı (OLAF) yetki-
hsı Simone VMıite da, "OLAF Avrupa
Birliği ülkeleri arasında operasyoneL
istihbaratvepontikaolus^urulmasıko-
nularmda çahşıyor" diye konuştu.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Bir ülkede başbakanhk yapmış, şu
anda Parlamento'da grubu olan par-
tilerden birisinin lideri şunlan söyle-
yebiliyor: "Bugün ülkemizde 30 bin
Ermeni yurttaşı var. Bunlar işadamı,
Türkiye'ye gelip iş yapıyoriar. Ya
bunlan seferberedip Ermenistan'a
yollayalım veyahut da bunlan sınır-
dışıedelim, onlar uğraşsın biraz. Ya-
ni bunun gibi bir çözüm var, bunlan
tartışmak istiyoruz sayın Başba-
kan la."
Siyasetin bu kadar ucuzladığı ve
vahşileştiği ne kadar ülke kaldı aca-
ba? Bir parti lideri bunlan söylüyor,
açıkça, sırf bir soydan olduğu için in-
sanlann toptan sınırdışı edilmesini
gerektiğini söylüyor, buna |<imse cid-
di bir tepki göstermiyor. "Ermeniler
soykınma uğramış mıdır, uğramamış
mıdır" tartışmasına Tansu Çiller'in
cevabı çok açık: "Eğer ABD Sena-
tosu, soykınmı var derse biz de bu
ülkedeki Ermenistan vatandaşlannı
zor yoluyla sınırdışı edelim."
Çiller Nasıl Böyle Konuşabilir?
Böyle bir girişim, Ermeni soykınmı
tartışmasına acaba ne yönde katkı-
da bulunabilir? Bu ülkenin yurttaşı
olarak Çiller'in sözleri yüzümü kızart-
tı.
Tansu Çiller, acaba 1915'te yaşa-
saydı ve Ittihat Terakki'nin başında
bulunsaydı ne yapardı? Ne yapabi-
leceğini az çok onun başbakanlığı
döneminde öğrendik. Çiller, başba-
kanken elinde bazı işadamlarının lis-
teleri bulunduğundan söz etti. Sözü
edilen işadamlannın bir kısmı kaçı-
nldı ve cesetleri bir yerlerde bulun-
du. Bu cinayetlerin dün karannı ve-
renler, bugün de sırf Ermeni yurttaş-
lannın zorla sınırdışı edilmesini savu-
nabilir.
Acı olan; bu ülkede böylesine ırk-
çı ve bir soyu hedef alan açıklama-
nın tepki görmemesi. Bir siyasi lider
nasıl olur da "atın Ermenileri dışan"
diyebilir ve buna bu ülkede yeterin-
ce tepki gösterilmez? Çiller'in açık-
lamasını okuyan Batılılar acaba ne
düşünür? Bir ülkede başbakanlık
yapmış bir kimse, 21. yüzyılda böy-
le konuşursa yüz yıl önce bu ülkeyi
yönetenler neler yapmaz ki demez-
ler mi?
•••
Tarihimizin acı sayfalan herkesten
önce bizi ilgilendiriyor. 1964 yılında
bir sabah on binlerce Istanbul Rumu-
nu, binlerce yıldır oturduğu toprağın-
dan kopanp atmak ve bunu Kıbns
sorununda Yunanistan'a kızarak
yapmak bir bahane olabilir mi? Ye-
rinden yurdundan edip onlan bu top-
raklardan söküp atmakla Türk-Yu-
nan geriliminin ne alakası olabilir ki?
O gıden Istanbullular, Türkiye'nin bir
kayıbı oldu, bizim kayıbımız oldu. Ay-
nca bizim onlardan, bu topraklarda
nasıl daha fazla hak ve iddiamız ola-
bilirdi ki?
Varlık Vergisi sırasında yaşanan
acılar, bu ülkenin acılan değil mi? O
dönem işinden gücünden, malından
mülkünden olan azınlıklar, bu ülke-
nin, bu toprağın yurttaşlan değil miy-
diler? Bu topraklarda soyu Türk ola-
nın, soyu Yahudi olandan, Rum olan-
dan, Ermeni olandan ne gibi bir üs-
tünlüğü bulunabilir ki?
Kaldı ki, Müslüman olmayan azın-
lıklann bu ülke topraklanndan sökü-
lüp atılmasından en büyük zaran
Türkler gördü. Türkiye ekonomisinin
motoru olan azınlıklar büyük bir eko-
nomik birikimi de beraberinde gö-
türdüler. Büyük bir kültürel birikimi,
büyük bir renkliliği ahp gıttiler.
Türkiye'ye ticaret için gelen Erme-
nileri sınırdışı ederek Türkiye ne ka-
zanabilir? Böyle bir çılgınlığın sözü-
nü etmek bile bu ülkeye çok şeyler
kaybettirir. Hele bir de kalkıp Türk
uyruklu Ermeni yurttaşlara, "Sizözel
olarak ABD'yi şu mektuplarta pro-
testo edin de görelim bakalım" de-
mek ne anlama gelir? Türkiye'deki
Ermeniler böyle bir mektup gönder-
mefuryasınagirişseler, bunun bu ül-
keye ne faydası olur? Tam tersi bir
sonuç yaratmaz mı? Aynca, "Hadi
bakalım protesto edin" diyerek in-
sanlan manevi baskı altına almaya
kimin hakkı olabilir ki?
•••
Türkiye'nin şovinizmden, azınlık
düşmanlığından şimdiye kadar bir
kazancı olmadı. Bazı çıkar gruplan
bu konulan sömürdüler, bu sömürü-
den siyasi ve mali olanaklar elde et-
tiler. Ancak uzun vadede zarannı Tür-
kiye ödedi.
Tansu Çiller'in şovinizmi azdırma-
yı amaçlayan tutumu bu ülkede hâlâ
yeteri kadar tepki görmüyor. Insan
buna yanıyor.