25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİStRMEN 'Sallandıracaksın...' Karanlık ekim gününde, Balıkpazan'nın ışık- lan erken yanmıştı. Çarşı rengârenk. Kjrmızı tab- lalann üstünde balıklar, göbekli yeşil salatalar, turplar, soganlar, dereotlan, naneler, mayda- nozlar, rokalaria yan yana, teşrifinize muntazır. Sonbahann renkleri düşmüş manavlara, ay- valar, incirier, bu yıl az görülen çavuş üzümleri, kara üzümler, narlar, meyhanelerden kızarmış balık ve rakı kokulan geliyor... Hani biraz kanaatkâr davranılırsa, dört kişiye yetecek irilikte palamut 2 milyon lira, yeşil sa- latanın Eskişehir'den gelmiş irisi 500.000. - Eh diyorum, kendi kendime, fakirfukara de- ğilse bile orta gelirliye gün doğdu. Bunlan ala- bilir hiç değilse. Artık, orta gelirli yoksul oldu. Yoksulun ise ha- lini sofma Yağmur başlıyor, yürüyerek dönersem iyice ıslanacağım. Ingiliz Sarayı'ndan Tariabaşı'na inen yola çı- kıyor, bir taksiye işaret ediyoaım. Şoför gençten iyi giyinmiş, konuşması düz- gün biri. Pahalılık, ekonomik güçlük, gelecek yılın da- ha da güç olacağı noktalannda odaklanıyor ko- nuşma. Şoför kılığından konuşma biçeminden bek- lemediğim, malum tekerlemeyi söylüyor: ' - Abi bana sorarsan, bu işlerin düzelmesi için sallandtracaksın birkaç kişiyiL. ••• Aklıma, Başbakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz'ın sözleri geliyor: - AB Türkiye'yi sürekli bekleme odasında tu- tamaz. Toplumsal sorunlanna, "birkaç kişiyi sallan- dırarak" çözüm bulma konusunda, tabanda, halk mutabakatı sağlamışTürkiye, nasıl girecek AB'ye? Hangi izan sahibi çıkıp da "Arkadaş bizi ne- den hep bekleme odasında tutuyorsunuz" de- me hakkını bulacak kendinde? Türkiye daha uzun süre bekleme odasında kalacaksa, bunun nedenleri ve sorumlulan sı- nırlanmız dışında değil. Ama bunlan görmezden geliyor, her gün Av- rupa konuşuyoruz. Arabayla kanşı taraftan Batı'ya geçerken "l/Ve/come to Europe" levhasıyla karşılanıyo- ruz. Avrupa'ya girmek bu kadar kolay olsaydı... Doğrusu, AB tartışmalannı sağlıklı sürdüremi- yoruz; gelir uçurumlarının, kültürel sorunlann, toplumsal karmaşanın, eğitim düzeyinin, eko- nomik yapının, nüfus hareketlerinin engelleri çözülmedikçe Avrupa üyeliği yok bilelim artık! Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmesi en erken2015,18'lerdir. Bunlan görmeden Avrupa'yı suçlamak yan- lış. ••• Bizim taksi şoförü, Istanbul'da yaşıyor, coğ- râfi olarak Avrupalı, dünya markalannı giyiyor, kılık kıyafetinden onu başkalanndan ayıramaz- sın. Ama toplumsal sorunlar gelince gündeme, "Sallandıracaksın abi birkaç kişiyi, bak görür- sün bir daha böyle şeyler kalır mı" diyor. Toplumun demokrasiye giden yolunu salt, ce- berrut olduğu kuşku götürmeyen, artık çağdı- şj kaldığını herkesin gördüğü, devlet yapısı mı tıkıyor? Birkaç kişiyi sallandırma yönteminde toplum- sal mutabakat sağlamış insanlann devleti baş- ka nasıl olsun ki? Bunlan tartışmadan AB'yi konuşmanın âlemi ne? Her şeyi yeni baştan sistematik olarak ele al- mak ve bir bütün olarak görüp, kollan sıvamak gerekmiyor mu? Evet de, nereden ve nasıl başlamalı? Belki de en iyisi "Sallandıracaksın birkaç ki- şiyi, bak gör o zaman!.." Şen olasın Istanbul kenti! PSKD 'Erçakmak kayıp değil kaçak' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Pır Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı AIi Bal- laz, Sıvas katliamında halkı tahrik ederek kitle- yi yönlendiren Cafer Er- çakmakhakkında çıkan- lan "kayıp" karanna itı- raz edeceklerini bildirdi. Balkız, Erçakmak'ın 7 yıldır yakalanmadığını belirterek "Devlet yobaz sûrüsünü tahrikeden Er- çakmak'ıyakalamakiçin çaba harcamamıştır" de- di. 2 Temmuz 1993 tari- hinde Sıvas Madımak Oteli'nde meydana gelen olaylan tahrik ettiği ge- rekçesiyle aranan, döne- min Refah Partili beledi- ye meclisi üyesı Erçak- mak, olaylardan he'men sonra ortadan kayboldu ve 7 yıldır bulunamıyor. Erçakmak'ın ailesi, mi- ras haklanndan yararla- nabilmek için Sıvas 3. Asliye Hukuk Mahke- mesi'ne başvurarak ga- iplik karan alınmasını is- tedi. Pır Sultan Abdal Der- neği Başkanı Balkız, Er- çakmak'ın tran'da yaşa- dığını ve ailesiyle sık süc telefonla görüştüğünü belırteTek mahkemeye itiraz başvurusu yapa- caklannı kaydetti. Erçakmak'ın katliam- daki rolünün ve şeriatçı güçlerle bağlantısmın aydmlatılamadığına dik- kat çeken Balkız, "Dev- let, Erçakmak'ı bubaydı, tarihe utanç göriintüleri bırakan bu katüamla ügi- li -bizce çok malum olan- çok daha farkh gerçekle- ri öğrenebilirdik" dedı. Erçakmak'ın kayıp değil "kaçak" olduğunu belir- ten Balkız, "Yargıönün- de hesap vermemek için kaçımş, devlet de yobaz sûrüsünü tahrikeden Er- çakmak'ı yakalamakiçin çaba harcamanuşur" görüşünü dile getirdi. Anayasa Mahkemesi, aynı tür suç işleyenler için farklı uygulamanın haklı nedeni olamayacağını bildirdi 'DüzenLemeANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Anayasa Mahkemesi, Necmettin Er- bakân'ın cezaevme girmesini önleye- bilecek olan karannda, basın yoluyla işlenen suçlann cezalannm ertelenme- sine ilişkın yasayı ıpta) ederken "aynı tür suçun daha ağuını erteteme kapsa- mına ahp hafif olanım bu olanaktan ya- rariandırmamanın adil olmadığma" işaret etti. Anayasa Mahkemesi'nin, basm ve yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezalann ertelenmesine ilişkin yasadaki bir ıfadenın iptalıne ilişkin gerekçeli karan, Resmi Gazete'de ya- yımlandı. Karar, karşı oy yazılanyla birlikte 17 sayfadan oluşuyor. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karannda, dava konusu yasanın genel gerekçesınde, "düzenlemeyle önceiik- le düşunce açıklama özgürlüğünün do- ğal bir sonucu olan basın özgürlüğü- nün kuDamlması bağlamında basm yo- luyla yahut sözlü veya görüntülü yaym araçlanyla suç işlemiş olanlann hedef ahnriığının" belırtıldiğı kavdedıldi. Dava dilekçesinde, düzenlemenin anayasanın 10. maddesindeki eşitük il- kesine aykın olduğunun savunulduğu, ancak anayasanın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti ilkesT açısmdan da anayasaya aykınlık durumuna bakıl- ması gerektiği ifade edilen gerekçeli kararda, "Hukuk devletinde yasa ko- yucu, yalnız yasalarm değil, anavasa- nuı da evrensel hukuk ilkelerine uygun ounasuusağlanıaklayûkümlûdur'' de- nildi. "Yasa önünde eşitlik ilkesinin" hu- kuksal durumlan aynı olanlar için söz konusu olduğu, bu ilke ile eylemli de- ğil, hukuksal eşitliğin öngörüldüğü be- lirtilen gerekçeli kararda, eşitlik ilke- sinin amacının aym durumda bulunan kişilerin yasalar karşısmda aynı ışle- me bağlı tutulmalannı sağlamak, aynm yapılmasını ve ayncalık tanınmasım önlemek olduğu İcaydedildi. Bu ılkeyle aynı durumda bulunan ki- mi kişi ve topluluklara ayn kurallar uy- gulanarak yasa karşısmda eşitliğin çiğ- nenmesinın yasaklandığı vurgulanan gerekçeli kararda, yasa önünde eşitli- ğin herkesin her yönden aynı kuralla- ra bağlı tutulacağı anlamına gelmedi- ği belirtildi. Durum ve konumlanndaki özellik- ler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kurallar ve uygulamalan ge- rektirebileceği anlahlan gerekçeli ka- rarda, "Aynı hukuksal durumlar aym, ayn hukuksal durumlarfarkh kuralla- ra bağhtutuhırsa anayasada öngörülen eşraıkükesizedelenınez'1 denildı. 12 yüı geçmeyen suçlar Yasanın birinci maddesınin ilk nkra- sı uyannca ilgıli kanun maddesinde be- ürtilen şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza- nın üst smın 12 yüı geçmeyen suçlar- dan dolayı 12 yıl veya daha az şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm edilmış bulunanlardan, bu suçlan 23 Nisan 1999 tarihine kadar sorumlu mü- dür sıfatı ile işlemiş olanlar dahıl ba- sm yoluyla yahut sözlü veya görüntü- lü yayın araçlanyla işleyenlerin ceza- lannın infazının ertelendiğı anımsatı- lan kararda şöyle devam edildi: "Yasa koyucu kuşkusuz anayasanın ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağh kalmak koşuluy la cezalandırma- da güdülen amacı da gözeterek hangi eylemlerin suç sayılacağmı ve bunlara verflecek cezanm türü ve miktan ile ar- ünm ve indirün nedenlerini saptayabi- leceği gibi kimi suçlan işleyenler için 'erteleme' adı altmda bir düzenleme de öngörebüir. Ancak böyle bir düzen- lemeyapıtanası durumunda eşitlik ilke- si, bundan aym durumda bulunan her- kesineşitolarakyararlandınlmasuuge- rektirir. Farklı düzenleme \ apılabiloie- si ise milli güvenlik, kamu yaran, kamu düzeni gibi haklı nedenlerden birinin bulunmasına bağlıdır. Dava konusu dü- zenlemeyle düşünce\i açıklama özgür- lüğü bağlamında basm yoluyla yahut sözhı veya görüntülü yaym araçlanyla işlenen suçlar yönünden erteleme adı altmda bir olanak getirihniş, ancak ay- nı tür suçlann daha az cezayı gerekti- ren basm yoluyla yahut sözlü veya gö- rüntülü yaym araçlanyla işlenmemiş Düzce'deki gözaltıııa suç duyurusu "2000DünyaKadm Yürûyüşü" çerçevesinde Ankara'da düzenlenen nütinge giderken depremzede kadmtarm sorunlarmı dinknıek için uğradıklan Düzce'de dövTİkrek gözaltına aknan yürüyüşün Türkiye Koordinasyonu üyeieri, emniyet görevüleri hakkındasuç duyunısunda bulundular. Aralannda İHD İstanbul Şube Başkam a>nkat Eren Keskm'in de bulunduğu grup, diin tstanbul Adhyesi'ne gderek suç duyurusunda bulundu. (Fotoğraf: StBEL KEILIŞIK) Şiddet ve taciz olaylanna karşı tepkilerini duyurmak amacıyla Brüksel'de buluşacaklar KadınlaruzunyürüyüşlerinisürdürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kadmlara yönelik şiddet, tecavüz ve taciz olaylanna karşı tepkilerini du- yurmak amacıyla yürüyüşler düzen- leyen kadınlar, "2000 jih Dünya Ka- dm Yürüyüşü r> etkinlikleri çerçeve- sinde yann Brüksel'de buluşuyor. Çeşitli kadın gnıplannın bir araya gelmesiyle düzenlenen yürüyüşler, kadın hakiannı savunmanın yanında yoksulluğa, savaşa ve ırkçılıga karşı verilen savaşunlara da sahne oluyor. Bu amaçlarla uluslararası, bölgesel ve ulusal düzeyde örgütlendiklerini belirten kadınlar, 17 Ekim'de New York'ta bulunan Birleşmiş Milletler Merkezi (BM) önünde gerçekleşti- recekleri eylem öncesi yann Brük- sel'de toplanacaklar. Dünyanın birçok ülkesinden kadı- nın yer alacağı buluşmaya Türki- ye'den de bazı kadın gruplan katılı- yor. 8 Ekim'de Ankara'da yapılan yûrü- yüşle kendilerini duyurmafirsaöbu- lan "2000 Yıh Dünya KadmYürüyü- şû Ankara GirişimT yetkilılennden oluşan bir grup kadın Brüksel'deki yürüyüşe destek verecek. Türki- ye'den Eğitim-Sen Izmir Şubesi yet- kililerinden Seher Bülbül de bir ko- nuşma yapacak. 17 Ekim'de de BM Genel Merke- zi önünde gerçekleştirilecek kadın buluşmasının Türkiye ayağı Anka- ra'da yapılacak. BM'nin Ankara Temsilciliği önün- de bir araya gelecek kadınlar birçok konuyla ilgili istemlerini duyurmayı sürdürecekler. Yılmaz, düzenlemenin yasa olarak çıkanlması gerektiğini belirterek yumuşama mesajı verdi 4 Memur KHK'si değiştirilıneli 9 ANKARA (Cumhuri>et Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Me- sut Yılmaz, devletin tepesinde "kavga" görüntüsünden kaçı- nılmasını isterken "Geçmişe takıhp kalmamahyTz" dedı. Cumhurbaşkanı Ahinet Necdet Sezer'in lade ettiği KHK dü- zenlemelerinin bir an önce Meclıs'ten yasa olarak çıkanl- masmı isteyen Yılmaz, bu ıa- denin, yasal düzenleme yapı- lırken "bazı yanhş anlamalara yol acacak ifadelerin düzeltü- mesi" olanağı tanıyacağını vurguladı. Özellikle memurla- nn meslekten ihracını sağlayan düzenlemenin, yanlış anlama- lara yol açacak bölümlerinin değıştirilmesıni isteyen Yıl- maz, "Kötü niyetü uygulama- lara izin vermeyecek. ama de\ - letin kendi kendini sa\ıınma ih- tiyacını da karşılayacak düzen- leme için çahşmahyTz" dedı. Yılmaz, dün partisinin grup toplantısında, TBMM'nin tati- li sırasında yaşanan sıyası ge- lişmeleri değerlendinrken Çankaya-hükümet gerginliği- ne de değindi. Anayasa Mah- kemesi'nin Yetki Yasası'nı ip- tal ettiğini, ancak bu olayla Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in bazı KHK'leri ia- de etmesi arasında bağ kurul- mamasını isteyen Yılmaz, "De\ letin tepesinde çekişme, kavga, zıthk şekhnde değerlen- dirflecek hadiseiere meydan ve- rihnemesi için herkesin dikkat- h' ohnası gerekir. Bundan son- ra benzer sıkrnü yaşanmaması gereken KHK'lerle ilgili bettr- siztiğin giderümeskiir'' dedi. Yıhnaz, konuşmasmda, hü- kümetın ekonomi programına ilişkin değerlendırmelerde de bulunurken enflasyon hedefle- rinde bu yıl sonu itibanyla 9 puanlık sapma olacağını ifade etti. TÜFE'de yüzde 25 olarak öngörülen hedefm, yıl sonu iti- banyla yüzde 34, yüzde 20 ola- rak öngörülen TEFE'nin ise yüzde 30 dolayında gerçekleş- mesinin beklendiğini ifade e- den Yılmaz, bu hedefe ancak 2001 Nisanı'nda vanlabilece- ğini ifade etti. Ancak 2001 yı- lı sonu itibanyla yüzde 10 ola- rak planlanan enflasyon hede- fme ulaşılacağını sa\ıman Yıl- maz, yurttaşlann çektiği bütün sıkıntıya karşın, ekonomik programa inancınm tam oldu- ğunu vurguladı. Hükümetin en önemli tesellısının de yurttaşın güvenı olduğunu kaydeden Yılmaz, hedefe ulaşılamasınm sorumlusu olarak uluslararası piyasalardaki petrol fiyatı artı- şını gösterdı. Grup toplantısında aynca DYP'den ıstıfa ederek bir sü- re önce ANAP'a katılan Bat- man Mılletvekılı Burhan Isen içuı de bir katılım törenı dü- zenlendi. olanlan kapsam dışı bırakıhnıştır. Ay- m tür suçu işleyenler için farkh uygula- ma öngören bu düzenlemenin hakhbir nedeni bıdunmadığı açıkür." Iptal karan 12 Ekim 2001 'de yürür- lüğe girercek. Gerekçeli karann sonuç bölümün- de, yasanın birinci fıkrasmdaki "basm yoluyla yahut sözlü veya görüntülü ya- ym araçlanyla işlenmiş olup." diye başlayan bölümün, Anayasa Mahke- mesi Başkam Mustafa Bumin, üyeler Yalçm Acargün, AU Hüner, Mahir Can Ihcak ve Ertugrul Ersoy'un karşı oy- lan ve oyçokluğu ile iptaline karar ve- rildiğı kaydedıldi. Iptal hükmünün, karann Resmi Ga- zete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine ise oybirliği ile karar verildi. Karara muhalif kalan Başkan Mus- tafa Bumin, üyeler Mahir Can Ilıcak, Ali Hüner ve Ertugrul Ersoy, karşı oy yazılannda, ıptal başvurusu ile yasanın uygulama alamnm genişletilmesinın sağlanmasının amaçlandığı belirtildi. Adalet Bakanı Türk 'Yeni TCK yürürlüğe girebilir' tstanbul Haber Servisi - Adalet Ba- kam Hikmet Sami Türk, günümüzde sımrlan aşan örgütlü suçlarla etkilı mücadelenin zorunlu olduğunu vur- gulayarak Türkiye'mn bu konuda da hukukunu AB hukuku ile uyumlu ha- le getirmek için düzenlemeler yürüttü- ğünü belirtti. Türk, Avrupa Konseyi bünyesinde, yapılacak Avrupa Irkçıük ile Mücade- le Konferansı'na katıhnak üzere dün Strasbourg'a gitti. Atatürk Havalima- m'nda hareketinden önce basm men- suplannm sorularmı yamtlayan Türk, "ölüm cezası konusunda" ki bir soru- yu yanıtlarken TCK'yle ilgili komis- yon çalışmasımn birinci aşamasının tamamlandığmı söyledi. Yasamn 2002'de yürürlüğe gırebileceğini be- lirten Türk, tasanda 312 'nci maddenin karşılığı olarak 289'uncu madde nu- marah yeni bir düzenleme yer aldığı- nı ifade etti. Ölüm cezası yerine de ağırlaştınlmış müebbet hapıs cezası öngörüldüğunü anlatan Türk, son şe- kıl alındıktan sonra tasannın önce Ba- kanlar Kurulu'na ve uygun görühnesi durumunda TBMM'ye sunulacağını bildirdi. Bakan Türk, Strasbourg'a gitmeden önce katıldığı Avrupa Birliği Komis- yonu ile Aybay Hukuk Araştırmalan Vakfi'nca düzenlenen "Corpus Juris ve Avrupa BirliğTıün Mah" Çıkarlan- mn KorunmasıAlanında Hukuksal Iş- birüği" seminerinin açılışmda yaptığı konuşmada, çağm en önemli olgula- nndan birinin, örgütlü suçlann ortaya çıkması olduğunu söyledi. Türk, bu tür suçlann çeşitli ülkelerden faillerin katılması ile işlendığım, bu nedenle sı- nırlar aşan suçlar niteliğı taşıdıklannı vurguladı. Türk, örgütlü mafya ve te- rör suçlannın özel olarak ele alınması gerektiğine dikkat çeken çeşitli ülke- lerden gelen faillerin kovuşturulması ve cezalandınlmasında özel düzenle- melere ihtiyaç olduğunu savundu. Prof. Dr. Rona Aybay ise "Türkiye bu tür örgüthl suçlarla mücadete için Avrupa ülkeleri arasmdaki işbhüğinm de bir parçası ohnak durumundadır" dedı. Sahtekârlıkla ve Dolandıncılıkla Mücadele Avrupa Ofısı (OLAF) yetki- hsı Simone VMıite da, "OLAF Avrupa Birliği ülkeleri arasında operasyoneL istihbaratvepontikaolus^urulmasıko- nularmda çahşıyor" diye konuştu. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Bir ülkede başbakanhk yapmış, şu anda Parlamento'da grubu olan par- tilerden birisinin lideri şunlan söyle- yebiliyor: "Bugün ülkemizde 30 bin Ermeni yurttaşı var. Bunlar işadamı, Türkiye'ye gelip iş yapıyoriar. Ya bunlan seferberedip Ermenistan'a yollayalım veyahut da bunlan sınır- dışıedelim, onlar uğraşsın biraz. Ya- ni bunun gibi bir çözüm var, bunlan tartışmak istiyoruz sayın Başba- kan la." Siyasetin bu kadar ucuzladığı ve vahşileştiği ne kadar ülke kaldı aca- ba? Bir parti lideri bunlan söylüyor, açıkça, sırf bir soydan olduğu için in- sanlann toptan sınırdışı edilmesini gerektiğini söylüyor, buna |<imse cid- di bir tepki göstermiyor. "Ermeniler soykınma uğramış mıdır, uğramamış mıdır" tartışmasına Tansu Çiller'in cevabı çok açık: "Eğer ABD Sena- tosu, soykınmı var derse biz de bu ülkedeki Ermenistan vatandaşlannı zor yoluyla sınırdışı edelim." Çiller Nasıl Böyle Konuşabilir? Böyle bir girişim, Ermeni soykınmı tartışmasına acaba ne yönde katkı- da bulunabilir? Bu ülkenin yurttaşı olarak Çiller'in sözleri yüzümü kızart- tı. Tansu Çiller, acaba 1915'te yaşa- saydı ve Ittihat Terakki'nin başında bulunsaydı ne yapardı? Ne yapabi- leceğini az çok onun başbakanlığı döneminde öğrendik. Çiller, başba- kanken elinde bazı işadamlarının lis- teleri bulunduğundan söz etti. Sözü edilen işadamlannın bir kısmı kaçı- nldı ve cesetleri bir yerlerde bulun- du. Bu cinayetlerin dün karannı ve- renler, bugün de sırf Ermeni yurttaş- lannın zorla sınırdışı edilmesini savu- nabilir. Acı olan; bu ülkede böylesine ırk- çı ve bir soyu hedef alan açıklama- nın tepki görmemesi. Bir siyasi lider nasıl olur da "atın Ermenileri dışan" diyebilir ve buna bu ülkede yeterin- ce tepki gösterilmez? Çiller'in açık- lamasını okuyan Batılılar acaba ne düşünür? Bir ülkede başbakanlık yapmış bir kimse, 21. yüzyılda böy- le konuşursa yüz yıl önce bu ülkeyi yönetenler neler yapmaz ki demez- ler mi? ••• Tarihimizin acı sayfalan herkesten önce bizi ilgilendiriyor. 1964 yılında bir sabah on binlerce Istanbul Rumu- nu, binlerce yıldır oturduğu toprağın- dan kopanp atmak ve bunu Kıbns sorununda Yunanistan'a kızarak yapmak bir bahane olabilir mi? Ye- rinden yurdundan edip onlan bu top- raklardan söküp atmakla Türk-Yu- nan geriliminin ne alakası olabilir ki? O gıden Istanbullular, Türkiye'nin bir kayıbı oldu, bizim kayıbımız oldu. Ay- nca bizim onlardan, bu topraklarda nasıl daha fazla hak ve iddiamız ola- bilirdi ki? Varlık Vergisi sırasında yaşanan acılar, bu ülkenin acılan değil mi? O dönem işinden gücünden, malından mülkünden olan azınlıklar, bu ülke- nin, bu toprağın yurttaşlan değil miy- diler? Bu topraklarda soyu Türk ola- nın, soyu Yahudi olandan, Rum olan- dan, Ermeni olandan ne gibi bir üs- tünlüğü bulunabilir ki? Kaldı ki, Müslüman olmayan azın- lıklann bu ülke topraklanndan sökü- lüp atılmasından en büyük zaran Türkler gördü. Türkiye ekonomisinin motoru olan azınlıklar büyük bir eko- nomik birikimi de beraberinde gö- türdüler. Büyük bir kültürel birikimi, büyük bir renkliliği ahp gıttiler. Türkiye'ye ticaret için gelen Erme- nileri sınırdışı ederek Türkiye ne ka- zanabilir? Böyle bir çılgınlığın sözü- nü etmek bile bu ülkeye çok şeyler kaybettirir. Hele bir de kalkıp Türk uyruklu Ermeni yurttaşlara, "Sizözel olarak ABD'yi şu mektuplarta pro- testo edin de görelim bakalım" de- mek ne anlama gelir? Türkiye'deki Ermeniler böyle bir mektup gönder- mefuryasınagirişseler, bunun bu ül- keye ne faydası olur? Tam tersi bir sonuç yaratmaz mı? Aynca, "Hadi bakalım protesto edin" diyerek in- sanlan manevi baskı altına almaya kimin hakkı olabilir ki? ••• Türkiye'nin şovinizmden, azınlık düşmanlığından şimdiye kadar bir kazancı olmadı. Bazı çıkar gruplan bu konulan sömürdüler, bu sömürü- den siyasi ve mali olanaklar elde et- tiler. Ancak uzun vadede zarannı Tür- kiye ödedi. Tansu Çiller'in şovinizmi azdırma- yı amaçlayan tutumu bu ülkede hâlâ yeteri kadar tepki görmüyor. Insan buna yanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle