23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2000 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI GUNCELcÜNEYT ARC4YÜREK • Baştarafı 1. Sayfada dikkat çekici. Birinci örnek; ANAP grubu oylanyla cumhurbaşka- nı seçilen Turgut Özal'ın, 14 yıl önce torununa yazdı- ğı mektubun yitmesi... Rahmetlinin büyük oğlu Ahmet Özal, torun Turgut Özal'a yazılan mektuba hem büyük önem veriyor hem de telaş içinde... Bir ara babasının zehirlenerek öldürüldüğü savlan ile ortalığa dehşet saçan Ahmet Bey'e göre, rahmetli babası 14 yıl önce kaleme aldığı mektupJannda siya- sal vasiyetini de yazmış olabilirmiş. Bu nedenle mektupların yitmesinde bir giz saklı ola- bileceğini düşünüyor. Burası özgür bir ülke. Dileyen gizemli senaryolar yazabilir. Fakat, dede özal'ın küçük Turgut özal'a neler yaz- dığını dogrusu fazla merak etmeye de gerek yok. Rahmetlinin Türkiye'ye miras bıraktığı öylesine ku- rallar var ki; mektupta hemalde bu kurallardan yola çıkarak torununa yol gösteriyor. örnegin şöyle yazmış olabilir: "Bak yavrvm" diye başlamıştır. "Bugünlerde 'Ben zengini severim' diye konuşuyorum. Sen, bu sözûmü 2000'lerde benim 'kö- şeyi dön de nasıl dönersen dön' sözümle birieştirerek hayat felsefesi olarak kullan ve 'zengin olmak için ne yaparsan yap, yeter ki zengin ol!' kuralından aynlma. Ben sana miras bıraktığım bu kurallan Mevlana üs- tadın 'ne olursan ol, yeter ki gel' çağnsından esinle- nerek yarattım. Zaten 2000'lerde anlayacaksın. Yenilik diyeyuttur- duğum pek çok icraatyabancılann daha önce kullan- dığı yöntemlerden aşırmadır. Şayet siyasete soyunacak olursan; hiç çekinmeden 'anayasa bir kez delinirse ne çıkar" demekten çekin- me. On kez delinsin de. Işadamı olursan 'benim memurum işini bilir" sözû- mü devamlı hatıria ve rüşvet vermekten, gerekirse al- maktan asla çekinme. Benim başbakanlığımla, cumhurbaşkanı seçilmem- le fazla uğraşan paşa çocuğu Erdal'a söylediğim gi- bi, sana sataşana 'küçük Turgut'la uğraş' deyip geçi- ver! Gerisi kendiliğinden gellr. Gelir dediğim bol gelir. Bak büyükannene. DSl'de küçük bir memur iken geleceğini nasıl sağlam temellere oturttu. Maşallahı var, pıriantalar içinde yüzüyor." Ya Köşk Rahmetli özal'ın torun Turgut Özal'a yazdığı mek- tup devlet ve medyayı ayağa kaldırdı. 0 kadar önem verildi ki mektuba veya mektuplara; PTT Genel Müdürü def'i bela kabilinden soruşturma açtı. Ikinci bir olay da ilginç içerikte. Cumhurbaşkanımız Demirel'in hazıriattığı kitapta Mayıs 2000'de görev süresini tamamlayacağına işaret eden tek satır yok. Hesap 2007! Ama, başka ilginç rakamlar dikkat çekici. Cumhurbaşkanı, 1999 yılında şurada burada tam 409 kez konuşmuş. Bu rakamı gururla, kıvançla, övü- nerek açıklıyor. Yıl 365 gün. Demek ki Demirel, birgünde birden faz- la konuşma yapmış. Dünya başkanlan arasında ko- nuşma rekortmeni! Kitap başanlar sıralıyor. Anayasaya göre cumhur- başkanlannın sorumluluğu yok. lcra yetkisi de. Ama sorumsuz Demirel, icranın başındaymış gibi her gün icraatın içinde. Demirel'in fiili siyaset yıllanndaki negatifler icranın başı olduğu için sık sık arulıyor. , . Dünden bugüne şu sonuç çıkıyor Sorumsûztukzır- hı attında başarılı olmak, başansızlığı hükümet başka- nının sırtına yüklemek kolay. 644 sayfalık "7999 Çankaya" kitabında her şey var. Bol keseden giderlerin hesabı verilmiyor. örneğin, günlük helikopter ve özel uçak gezilerinin, yurtdışına ayda bir iki kez yapılan kalabalık uçak sefeıierinin he- sabını veren... Hatta ve hatta, "yönetimi sivilleştirmek" savıyla yıl- larca siyaset yapan bir insanın Köşk'ün bahçesinde in- şa ettirdiği demokratik hiçbir ülkede eşi görülmeyen heybette üç yıldızlı oteli andıran Muhafız Alayı binala- nnın kaça mal olduğunu ve niçin yaptınldıgını açık- layan... Bir iki paragrafçık bulana aşkolsun! Üniversitede Kışlalı sorıışturnıası ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR- Yazarımız Ah- met Taner Ktşlah'nın öldü- riilmesini protesto amacıy- la Izmir Demokrasi Plat- formu'nca Konak Ala- nı'nda yapılan basın açık- lamasına katılan bazı öğ- renciler hakkında, emniyet müdürlüğünün istemi üze- rine Ege Üniversitesi yö- netimi tarafından disiplin soruşturması açıldı. Fen Fakültesi Dekanlıgı, kendi öğrencileri için açtığı so- ruşturma sonucunda rek- törlüğe, olayın üniversite dışında gerçekleştiğini ve disiplin cezası gerektiren bir suç işlenmediğini bil- dirdi. Ege Üniversitesi Fen Fa- kûltesi'nden bazı öğrenci- lere, fakülte dekanlığınca gönderilen yazıda, Kışla- lı'nın öldürülmesini pro- testo etmek amacıyla dü- zenlenen basın açıklama- sına katıldıklan gerekçe- siyle haklannda disiplin soruşturması açıldığı bildi- rilerek savımmalannı ver- meleri istendi. Yazıda şöy- le denildi: "Ahmet Taner Kışlah'ya yapılan saldınyı protesto etmekamacryla 25.10.1999 gûnü saat 13JO'da Izmir Demokrasi Platformu or- ganizesinde Konak Meyda- nı Hasan Tahsin Anıtı önünde yapılan izinsiz ba- sın açıklamasına kabkkğı- nız, Izmir Emniyet Müdür- lüğü'nûn 9.11.1999 gün ve 231/99 sayıh j azısından an- laşdmaktadır. Fen Fakülte- si Dekanhğı'nm hakkmız- da disiplin soruşturması yapmak üzere görevlendir- diği komisyonumuz, suçla- malarla ilgili savunmaıuzı ahnak istemektedir." Fen Fakültesi Dekanlı- ğı'nm, ikisi Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesini protesto amacıyla düzenle- nen basın açıklamasına, ikisi ise YÖK'ü protesto amacıyla düzenlenen et- kinliklere katıldıklan ge- rekçesiyle dört öğrenci hakkında -Rektöriükten gelen yazı 0261106" soruş- turma açtığı, ancak soruş- tunna sonucunda, disiplin cezası gerektiren bir kusur olmadığı görüşüne vara- rak, sonucu rektörlüğe ilet- tiği öğrenildi. Fen Fakülte- si yöneticileri, rektöriükten "soruşturma açıhnaa" yö- nünde bir yazı gelmesi ne- deniyle, "soruşturma aç- mryoruz" deme yetkileri olmadığını belirterek, "âdet yerini bubun" diye soruşturma açtıklannı bil- dirdiler. Fakülte yöneticileri, Yükseköğretim Kurumla- n Öğrenci Disiplin Yönet- meliği'ne göre, üniversite dışında gerçekleşen etkin- likler nedeniyle öğrenci hakkında disiplin soruştur- ması açılamayacağına ve böyle bir istemin kendile- rine gönderilmesinin bile anlamsız olduğuna dikkat çekerek, "disiplin suçu ge- rektiren bir kusur olmadı- ğı" görüşüne vardıklannı, bunu da rektörlüğe ilettik- lerini söylediler. Öte yandan üniversite- nin diğer fakültelerden ba- zı öğrenciler hakkında da, Kışlalı'nın öldürülmesini protesto etkinliğinin yam sıra Serkan EroğJu'nun ölümü ve YÖK'ün kunıluş yıldönümlerinde yapılan protesto eylemlerine katıl- dıklan gerekçeleriyle de, emniyetin isteği üzerine di- siplin soruşturmalan açıl- dığı öğrenildi. Çalacı tanık olarak sorgulandıİstanbul Haber Servisi- İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Fransa'dan Türkiye'ye iade edildik- ten sonra sorgulanmadan cezaevine konulan ülkücü mafya lideri Alaat- tin Çakıa'nın "tamk" olarak "bffl- gjsmebaşvurdu". 3 saat sorgulanan Çakıcı'ya istanbul DGM'de Tûrk- bank ihalesi ve Nesim Malki cina- yeti soruştunnalannı yürüten İstan- bul DGM cumhuriyet savcılan ta- rafindan daha önceden hazırlanan sorular yöneltildi. Sorgulanmadan cezaevine konul- masıyla siyasal tartışmalara yol a- çan ve bakanlıklar arasında knz ya- ratan Alaattin Çakıcı. Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi A1 koğuşundan geniş güvenlik önlemleri altında dün saat 08.10'da çıkanldı. Zırhlı bir araç içerisinde bulunan Çakı- cı'yı taşıyan konvoy, saat 09.10'da IstanbuJ Devlet Güvenlik Mahke- mesi Cumhuriyet Başsavcıhğı'na geldi. istanbul DGM bahçesine kadar giren zuhlı araçtan çıkanlan Alaat- tin Çakıcı, daha sonra Devlet Gü- venlik Mahkemesi binasına alındı. Çakıcı'ya İstanbul DGM'de Tûrk- bank ihalesi ve Nesim Malki cına- yeti soruşturmalanm yürüten İstan- bul DGM Cumhuriyet Savcılan Ay- kut Cengiz Engin ve Ahmet Gürses tarafından daha önceden hazırlanan sorular yöneltildi. Savcılar tarafından 3 saat sorgu- lanan Çakıcı 12.30'da DGM bina- sından çıkanlarak zırhlı araçlar eş- liğinde Kartal Cezaevi'ne götürül- dü. Çakıcı'nın 'Hanık" olarak bilgisi- ne başvurulurken, avukati Muhit- tin Yüzüak "sorgnya" alınmadı. Yüzüak, DGM çıkışuıda yaptiğı açıklamada, 2845 sayıh DGM lerin kunıluş yasasına göre sorguya aluı- madığını söyledi. Sorguya katümak üzere DGM Başsavcılığı'na dilek- çe verdiğini ammsatan Yüzüak, sor- guya girmediğini belgeleyen resmi yazının kendisinde bulunduğunu kaydetti. Yüzüak, sorgulamadan önce Çakıcı'ya yasal haklannı anımsattığıru ıfade ederek, "Tanık olarak kendisi akyhinde kuOanıla- cak sorulara yanıt vermeme hakkı- nın bulunduğunu söyledim" dedi. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsav- cılığı tarafından yapılan yazılı açık- lamada ise şöyle denildi: "Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil haklannda cumhuriyet başsavcıüğunızca 'Cü- rüm ışlemek için teşekkül oluştur- mak ve Türk Ticaret Bankası'nın resmi ihalesine fesat kanştınnak' suçlanyla ilgiliyürütülen ve genişle- tilen hazuiık soruşturması nedeniy- le 5 Ocak 2000 tarihinde tstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcıhğı'na cetp edflen Çakıcı'nın Suçiulann İa- desine Dair AvTupa Södeşmesi ve 2845 sayıh kanun hükümleri naza- ra ahnarak sorusrurmavı yürüten cumhuriyet savcılan tarafından ta- nık sıfaüyla ifadesi ahnmış&r. Ha- zuiık soruşturması gizli olduğun- dan. Basın Kanunu'nun 30. madde- si gereğince ifadenin içeriği konu- sunda açıklama vapılamamaktadır. Fransız adh' makamlanna yapılan talepname sonucu beklenmekte olup, Çakıcf nın hukuki konumuna üişkin prosedür tamamlandıktan sonra adı geçen tekrar ceip edilerek sanık olarak da ifadesi ahnacakür." Çakıcı'mn DGM'de bulunması ne- deniyle çevrede olağanüstü güven- lik önlemi alan polis, jandarma ve özel tim, çaüya ve bina önüne kes- kin nişancılar yerleştirdi. Alaattin Çakıcı'nın sorgulanması konusun- da 30 Aralık Perşembe günü, istan- bul DGM Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Gökçen başkanhğında ilgili bakanlıklardan ve emniyet birimle- ri ıle DGM savcılanndan oluşan bir gnıp toplantı yapmıştı. Dosya sayısı 5'e yüksekli Adalet Bakanlığı, Alaattin Çakı- cı'nın, borsa danışmanı Adfl Ön- gen'i yaralamaya azmettirmekten yargılanması için Fransa'dan izin is- tedi. Alınan bilgiye göre, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Çakı- cı 'nın yargılanmasını içeren izin is- temi. Adalet Bakanlığı tarafindan diplomatik kanallardan Fransa'ya gönderildi. Böylece Çakıcı hakkın- da Fransa'dan izin istenen dosya sa- yısı 5'eyükseldi. 1Ü Iletişim Fakültesi Dekanı Güz, Atatürk devrimlerinin sürekli olduğunu söyledi 'Tahkim ve küreselleşıne karşıdevriındir' İstanbul Haber Servisi - istanbul Üniversitesi Ileti- şim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nûket Güz, Atatürk devrimlerinin "sürekB de\- 1™" olduğunu belirterek tahkim, küreselleşme, ba- ğımlılık ve ümmetçilik yanlılığının "karşıdevrim- dük" olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nüket Güz, 10 ile Türk Gençliğine Hizmet Vakfi'nın ortaklaşa düzen- ledıği "Avdınlanma Eğiti- mi Seminerieri"nm bu haf- taki bölümünde "Tûrkiye Cumhuriyeti'nin Kunıhışu ve Atatürk Devrimlerr ko- nulu bir konuşma yaptı. Atatürk devrimlerinin sü- rekli nitelikte olduğunu vurgulayan Güz, Osman- lı'daki ıslahat hareketlen- nin tabansız olmasına kar- şın Atatürk devrimlerinin halkla birlikte yapıldığını kaydetti. Atatürk devrimle- rinin antiemperyalist, ulu- sal, laik, pozitivist yönünü vıırgulayan Prof. Nüket Güz, Atatürk devrimlerinin kamu öncülüğünde suııflar arasında adil gelir bölüşü- münü hedeflediğini anlattı. Kemalizmin dogmatik bir ideoloji ya da doktrin olmadığını belirten Güz, "Kemaüzm, devrimleri sü- rekhkıhnaktır"dedı Ulusal egemenliğin, Ata- türk devrimlerinin temeli olduğunu vurgulayan Güz, bu devrimleri ortadan kal- dırmaya çalışan karşıdev- rim girişimlerinin günü- müzde kendisini küresel- leşme, tahkim, öğretim bir- liğinin parçalanması, irtica ve dışa bağimlılık eğiümle- riyle gösterdiğine dikkat çekti. Tahkim ve küresel- leşmenin "devrim" değil, "karşıdevrim'' olduğunu kaydeden Güz, şunlan söy- ledi: "Bugünlerde tahkim adı atanda vapılan kapötübs- yon benzeri girişinıler ve ço- kuluslu şirkeder için mi Al- bay Reşat, Çiğiltepe 'yi düş- nmn4j»n atamadıgı için in- tihar etti? Karştdevrimi sa- vunanlann ayaklan yere basmaz, karşıdevrimciler ümmetçidir, küresekidir n 6 Hatalardatı ders ahnmah 9 • Baştarafı 1. Sayfada melere bakarak yamlgıya düşül- memesi gerektiğini dile getiren Knıgman, "Halklar mal ve hiz- metler eUerine ulaşüğı sürece kü- resel ekononûye izin veriyorlar amaonubenimsemiyorlar" dedi. Gelecek yüzyılın en büyük ekonomik sorusunun, aslında si- yasi içerikli olacağmı kaydeden Knıgman, "tkinci küreselekono- mi Davos'taki topiuluğuB ötesin- deki halk kirleferihe ulaşabilecek mi" sorusunu gündeme getirdi. Ulusal ekonomilenn birbirine entegrasyonunun, hem iyi hem de kötü gelişmeler yarattığını be- lirten Knıgman, "1990'lar buge- üşmelerle birlikte, vaonm ve tica- retin uluslararası alanda engeOe- nemez bü\ ümesine tanıklık etti. Tarihe bakttğunızda, bu geüşme- lerin benzerierinin daha önce de yaşandığını görebiliriz" dedi. KüreseHeşmenin tarihi , Tarihçilerin "Ük Küresel Eko- n^ni" diye adlandırdıklan söz konusu dönemın 1900'lüyıllann başlan olduğunu vurgulayan Knıgman, bu dönemde ıletişim ve ulaşımda sağlanan teknolojik gelişmelerin tarihte ilk defa bü- yük ölçekli uluslararası yatınm ve ticarete yol açtiğını dile ge- tirdi. Knıgman, makalesmde şunlan söyledi: "Küresel ekonomi yaratma arayışı içinde, coğrafyaıun gele- neksel engellemelerini önlemek için mühendisler mucizeler ya- rara. Atlantik'in alrına teiefon kabtolan döşendi ve Panama Ka- nalı açıldL Kanahn açıhnasuıdan sonra patlak veren Birinci Dün- ya Savaşı sonunda ise ilk küresel ekonomi yok oldu." KULTUK • SANAT v.v • Baştarafı 1. Sayfada içeriyor: Fransızlann güvenliğini garanti al- tına almak, serbest piyasanın gücünü dizgin- lemek, liberalizmin aşınhklan ile mücade- le etmek. Jospin mesajında Türkiye'nin de artık adaylık sürecini yaşamaya başladığı Avrupa Birhği'nin (AB) gelecekteki politikalan hak- kında da öngörülerde bulunarak sosyal ada- letin asla göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Jospin tarihi mesajında şu görüşlere deyerverdi: "Tarihi ve kûttür çeşitnBği üe AB yem w gûçlü bir kaltanma moddini, sos\al adaiet unsurunu göz ardı rtmedenuy gulamav-akoy- malıdır. Ortak gelecegimizi, ancak kendi kon trotümüzattuıda tutarak inşa edebüriz." 10212) 293 89 78 (3 HAT) İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ \ Şehir Tiyatroları; HARBIYE MUHSIN fRTUCIUl SAHNESI 0.212 240 77 20 BATIRIHTIMI Tur»;.-ı Yıgıl IENER V^ ..... kl^nJ— Ifl/MT S-6-7-8-9 OCAK FAT1H REUT NURİ SAHNESI 0.212 526 53 80 »EMMKONAONGELJNlf» Yoraten EnjmGÜBM£N 5-Ö-7-8-9 0OUC S™* Bnnocı&u HOŞU'NUN UIANÜ (Ç.0) Yonetan Zvhd EIG0I 9-15-16-22-23-29-30 OCAK USKUDM MUMHirUM C£Ul SANNESI 0.216 333 03 97 DERYA GULU ••••" Nedret K N İ Z H A N S-6-7-8-9 OCAK OYUNCAKTAKİ SIR (Ç.O) 9-15-16-22-23-29-30 OCAK KADIKOY HALDUN TANEI SAHNESI 0.216 349 04 63 AJBSTOmANES BARIŞ Furkçeı, Aznı StHAT Ydneten K » d KOOIÜRK S-6-7-8-9 OCAK ATAJURK VE ÇOCUK (Ç.OJ DeHeyıp-Yazan Yooetao N » ' e EKÇETİN AMKAN 9-1S-16-22-23-29-30 OCAK GAZIOSMANHŞA SAHNESI 0.212 571 60 67 AUADD'İNSIHİRÜLAMBASKCO, Yone-sn Namık AGAYEV 9. ,5. ,6 -2 2-23 OCAK HAKB1YE at TTfATROSU 0.212 240 77 20 one-îr SavojDINÇEL 567-8-9 OCAK KENDİ GOK KUBBEMJZ Yöneten Engin ULUDAĞ 4-6-7-25-27-28 OCAK 7 OCAK'TAN ITIBAREN SADECE BEYOĞLUALKAZAR SİNEMASINDA BELGERLM IŞLETMESIDIR (0212)249 7857 P TfYAHtOSU OYUN OÛNLERi SAU 1 5 OO-2O 3O/Pet$CM«C CUMA 15.OO l». 15.00-30.30 / fOİİMU: 20 30/ CUMA: 20.30/ CltSt 15 00-20 30 / HJML 15 00-19.00 BILETIER ŞEHİR nrATROLARI CISELEKINDE SATISA SUNULMUSTUR KENT OYUNCULARI i:? 31 îl\ OKMJK O M E D I 3 P • r d NUKTE ı E F E S I USefl'in kultur ve sanatakatküan aıiarak sürecek. SES-1885 ORTAOYUNCULAR İSTİKUU. CAD. »0:1« TB.: (0 212) 25118 ffi-66 FAX: (0 212) 244 43 27 ^ www ortooyuncutgr com un ÇOK TUHAF SORUŞTURMA Çarşamba / 20.00 Ferhan Şensoy'un PARASIZ YAŞAMAK PAHALI Perşembe - Cuma / 20.00 Derya Baykal ŞU AN MUTFAKTAYIM YazarVYöneten: Fertwn Şensoy Müzik: Rtoet Kıalok Cumarteai 15.00/Salı20.00 Ferfıan Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKEN Cumartesi/ 20.00 Ferlıan Şensoy FERHANGI ŞEYLER BULUNMAZ KULTUR MERKEZI HÜSEYİN HİIMİ BULUNMAZ Yönetiminde StNIMA/IV/TtYATtO OYUNCUUldU IÖİTİMI BoşJama Tarihi: 15Ocok2000 Pazar 15.00ve 18.00 Bilet Satıs Yerleri: Ortaoyuncular Gişesı: 251 18 65 VAKKORAMALAR-Taksim. Suadiye. Akmerkez IsfildolCd. 212/81el-25185 23 Nazm Hikmet Sa/ınesı G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada ruz" dediler. Doğru da yaptılar, ama olayın "sosyal devlet" boyırtu ne yazık ki istenen önceliği alama- dı. Terörie askeri alanda elde edilen başan gerçek- ten çok önemliydi. 2- Siyasilerimiz şimdi de öcalan davasıyla mü- cadelede askerferin devrede olmamasının sıkıntı- sını yaşıyor. Askerler, "asılmalıdır" yönünde eğilim belirtse- ler hemen, "Evet, kesinlifde, zaten biz de öyle dü- şünüyorduk" deyip el kaldıracaklar. "Ulusal çıkar- lanmız asılmamasını gerektiriyor" deseler, "Evet, biz de AB'ye ûyeliğe giderken, ayağımıza bir şey dolamayalım, diyorduk. Dosyayı bekletelim" di- yecekler. Dikkatimizi çeken o ki, siyasiler perde gerisinde askerler neden eğilim belirtmiyor, diye yakınıyor- lar. Bu durum belki de askerlerin kaderi. Eğilim be- lirtirler, asker siyasete kanşmasın... Eğilim belirt- mezler; bu kadar önemli bir konuda neden sessiz- ler! 3- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yeri gel- dikçe, "Avrupa'yı bekleyelim" diyor. Ardından ek- liyor: "Hükümet ortaklan kendi aralannda tartışacak- lar, en uygun çözümü bulacaklardır. Türkiye'nin geleceğini düşünmek Türkiye'yi yönetenlerin gö- revidir..." Demirel'in sözlerini Türkçeye çevirelim: "Bu işi kendi aranızda çözün. Binaenaleyh ka- ran Meclis'ten geçirip Köşk'ü kararnoktası haline getirecek bir iş yapmayın." 4- ANAP, BM gözlemcisi gibi. Olup bitene bakı- yor. Belki de sorun çözüldükten sonra görüşünü belirtiri 5- DSP'de Ecevit en son söylemesi gerekeni başta söyledî. Avrupa'yı beklemek gerektiğini açık- ladı. Bu karanndan dönmesi zor. Aynı şey değil, a- ma görünüm, DSP'nin af kararnamesine benzi- yori Kozu poz yapmayalım 6- MHP en kararlı gibi görünen parti. Hükümeti zoriayan bir havası var. MHP'liler, "Bizim görüşü- müz değişmedi, başta ne diyorsak o " diyoriar. Bu, madalyonun bir yüzü. öteki yüzünde ise MHP'nin seçim alanlannda söyleyegeldikleri var. 18 Nisan öncesi MHP'liler seçim posterierine yağlı urgan bile koymuşlardı. MHP'nin durumu da Demirel'den haJlice. Apo'nun idam edilmesi gerektiğini düşünüyoriar, böyle bir karann altında imzalannm olmasını isti- yorlar, ama idam edilmemesine fazla ses çıkarma- yacaklannı hissettiriyortar. MHP'liler FP ve DYP'nin kışkırtmasına da gel- mediklerini vurgulayıp, "Biz onlan değil, tabanı, halkı dinleyerek siyaset yapiyoruz. Yaptığımız an- ketlerden yûzde 90 asılmalıdır, çıkıyor" diyoriar. MHP'lilerin değeriendirmelerinde gerçeklik pa- yı elbette var. Ancak, MHP'yi büyüten unsuriardan birinin de PKK terörü olduğunu unutmamakta ya- rarvari 7- Politik değil, apolitik bir noktaya doğru gidi- yoruz. Geldtğimiz yerin ayırdına çok iyi varmamız gerekiyor. - rl -••' • n_ '*"•'". -.ı'JI* Türkiye; kendi içinde organize olmuş, dışandan destekli, düzensiz saldınlar için hertüıiü silahı edin- miş birterörörgütünü alt etti. Apo artık Batı'nın de- ğil bizim kozumuzdur. Apo'ya ne yapılması gerek- tiğine Türkiye karar verecek. Avrupa Insan Hakla- n Mahkemesi bizi bağlar mı? Bağlar. Türkiye'nin ulusal çıkaıian daha çok bağlar. Usta bir siyaset- le iki yol birleştirilebilir. Ancak MHP'nin tavnndan yola çıkarak siyasi duruma baktığımızda temel tar- tışma konusu, ulusal çıkar değil, oysal çıkar. MHP'liler "Apo'nun asılması ulusal çıkarlanmız gereğidir" demiyoriar. "Biz öteden beri söylediği- miz noktadayız, dönemeyiz" diyorlar. En sağlıklı çözüm, Meclis'in ortak bir karar ver- mesidir. Bu ulusal sorunda siyaset parçalanırsa, koz ola- rak kullanabileceklerimiz, poz olarak karşımıza çıkar! Bandırma Cezaevi'nde gerginlik ÎBDA-C'K mahkunılar açlık grevine girdi BANDIRMA (AA) - ts- tanbul Bayrampaşa Ceza- evi'nden Bandırma Ceza- evi'ne nakledilen yasadışı tBDA-C örgütüne mensup mahkûmlann, Metris Ce- zaevi 'ne nakil isteği ile aç- lık grevine başladıklan bil- dirildi. Bandırma Cezaevi'nde bulunan şeriatçı terör örgü- tû IBDA-C üyesi AM Acar, Bayram ve Ibrahim Taş- tan, Ismaii Uysal, örgüt üyesi diğer mahkûmlarla dün açlık grevine baslaya- caklannı bir dilekçeyle ce- zaevi yönetimine bildirdi. 29 mahkûmun imzasının yer aldığı dilekçenin veriJ- mesınden sonra mahkûm- larla cezaevi yönetimi ara- sında gerginlik yaşanmaya başladığı öğrenildi. Ban- dırma Kaymakamı Mnsta- fa Aü Örnek, Başsavcı Ü- nal Yahncak ve îlçe Jandar- ma Bölük Komutanı Üs- teğmen Emin Fırat, Ban- dırma Cezaevi'ne geldi. Konuyla ilgili henüz bir açıklama yapılmazken Ba- hkesir II Jandarma Alay Komutanı Albay HaHlBay- sal'ın da cezaevine geldiği, cezaevine yöreden takviye jandarma bırlığı istendiği belirtüdi. Bu arada tBDA-C haber bürosu adıyla gazetelere faksla gönderilen açıkla- mada, cezaevinde mah- kûmlar ilejandarmalar ara- sında bir çatışmanın yaşan- dığı iddia edildi. Açıklama- da, "Bandırma Ceza- evi'nde idarenin oruc totan asker ve mahkûmlara kar- şı sürdürdüğü hakarete va- ran tutumunıuı ardından cezaevi müdürünün oruca küfrederek mahkûmlan hücreye koymak istemesiy- le çabşma çıkü. Çaüşma hâlâ sürmektedir. Cezaevi idaresinin. tnsan Haklan Derneği üyelerine, hiçbir şey 1 olmadığını belirterek yalan söylediği öğrenikü" denildi. Tütünde haksız kazaııç • Baştarafı 1. Sayfada nunda hazırladıklan rapor- larda firmanm ürettiği si- garalan ihraç etmediği, iç piyasaya sattığı ortaya çık- ü. Firmalar hakkında yak- laşık 50 sayfalık rapor dü- zenleyen müfettişlerin suç duyurusunda bulunulması yönündeki temenni karar- İan doğrultusunda olaya el koyan tzmir Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma başlatıldı. Raporlan değer- lendiren savcmın iddiana- me hazn-hğmda olduğu ve firma hakkında "gümrûk ve vergi kaçakçıhğı'' savla- nyla dava açabileceği öğre- nüdi. Bununla birlikte açı- lan dava kapsamında TE- KEL Genel Müdürlü- ğü'nün ilgili yetkilileri hak- kında da "göreviihmal" ne- deniyle soruşturma başlan- labileceği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle