Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S OCAK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bora: Yanlış
anlaşıldım
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Organızatör
Hasan Bora, sanatçı
tbrahım Tathses'ı
öldüreceği veya
öldürteceği yolunda
gazetelerde çıkan
haberlerde kendine ait
olduğu savlanan sözlerin
dost sohbeti sırasında
söylediğini, sonradan
yanlış anlaşıldığını belirtti.
Yerel Ekspres gazetesinde
yayımlanan haberi ihbar
sayan Adana Cumhuriyet
Savcılığı'na ifade vermek
üzere gazetenin yazıişleri
sorumlusu Bilal Tipi,
haberde imzası bulunan
muhabir Yener Ekinci ile
birlikte dün adliyeye gelen
organizatör Bora, savcının
yerinde olmaması
nedeniyle ifadesını
öğleden sonra vermek
üzere adliyeden ayrıldı.
Mettyaya açık
görüş yasagı
• ANKARA (AA) - Uzun
süredir devam eden
cezaevlerindeki açık
görüşün basın ve yayın
organlannca izlenmesi
uygulamasına, Adalet
Bakanlığı'nca son venldi.
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk'ün ımzasıyla
17 Aralık 1999 tarihinde
yayımlanan genelgeye
dayanarak Şeker Bayramı
dolayısıyla Ulucanlar
Ankara Merkez Kapalı
Cezaevi'nde yaptınlan
açık görüşü izlemek
isteyen basın mensuplanna
izin verilmedi. Cezaevi
yetkilileri, kapıda bekleyen
gazetecılere, bunun ikinci
bir genelgeyle
yasaklandığını büdirdiler.
Işçi emeklilerine
TUFEartışı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tşçı
emeklilerinin
ayhklanndaki artış, 8
Eylül 1999 tarihinde
yürûrlüğe giren yasa
uyannca, her ay bir önceki
aya ılışkin açıklanan
TÜFE orarunda olacak.
Buna göre ocak ayı
içerisinde en düşük emeklı
aylığı, DİE tarafindan
aralık ayına ilişkın
açıklanan yüzde 5.9
oranındaki TÜFE'ye göre,
4 milyon 690 bin lira
rutannda sosyal yardım
zammı dahil, 84 milyon
280 bin liradan 88 milyon
905 bin 860 liraya, en
yüksek emekli aylığı ise
159 milyon 475 bin liradan
168 milyon 606 bin 315
liraya yükseldi.
Engfn Apdıç'a
kınama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhuriyet
Kadınlan Derneği Genel
Başkanı avukat Şenal
Sanhan, gazeteci Engin
Ardıç'uı bir köşe yazısrnda
kadın ve aileden sorumlu
Devlet Bakanı Hasan
Gemici'den "kan kız
işlerine" bakan kişi olarak
söz etmesine tepki
gösterdi. Sanhan, bu
sözlerle Ardıç'ın kadın ve
genç kızlan da
'aşağıladığını' kaydetti.
Çay'a tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkan Yardımcısı
Mustafa Taşar, Mesut
Yümaz'ı PKK'nin Avrupa
sorumlusu Kani Yıhnaz'a
benzeten MHP'li Devlet
Bakanı Abdulhaluk Çay'a
tepki gösterdi. Taşar dün
yaptığı açıklamada,
bakanrn sözlerinin siyasi
nezaket, siyasi ahlak ve
aynı hükümette olmanın
sorumluluğu ile
bağdaşmadığuıı belirtti.
Düzeltme
• Gazetemızm dünkü
sayısında yer alan
"MYK'de iftar tartışması"
başlıklı haberde, CHP
Parti Meclısi üyesi Prof.
Dr. Abdülkadir Ateş'in
adı, dizgi hatası nedeniyle
yalnızca soyadıyla
çıkmışnr. Düzeltir, özür
dileriz.
Prof. Dr. Mümtaz Soysal eski tezlerin artık aynı güçle savunulamayacağmı söyledi
'Kıbrıs'ta köşeye sıkışük'*
BARIŞDOSTER
Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Kıbns
sorunuyla ilgili olarak u
Kendi eBnüzfc
köşeye sıkışük. Eski tezlerinıizi artık
aynı güçle savunamayız" dedi.
Türkiye'de beyinlerin çok kolay
yıkanabildiğine dikkat çeken Soysal,
sorunlan çözebilmek için bunlan bürün
yönleriyle ele almak, bütünlük içinde
düşünmek ve topluma bütünlük içinde
bakmak gerektiğini kaydetti.
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti
(KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'uı danışmanlığını da yürüten
• Türkiye'de beyinlerin çok kolay yıkanabildiğine
dikkat çeken Soysal, sorunlan çözebilmek için bütün
yönleriyle ele almak, bütünlük içinde düşünmek ve
topluma bütünlük içinde bakmak gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Soysal, "KKTC yönetiminin,
Kıbns Rum Kesüni'nm AB ile
bütünleşmesine karşıhk. KKTC'nin de
Türkiye ile bürünleşmesini önermesi,
arbk oldukça zor. Daha yaratıcı tezter
bulmak zorundayız" dıye konuştu.
Avrupa Birliğı'nin Türkiye'yi aday üye
olarak ilan etmesi, Kıbns ve Ege
sorunlannda da bir an önce çözüme
gidilmesini istemesinin ardından
gelişen süreçte, Türkiye'nin attığı
adunlar ve ızlediği politikayla kendi
kendini zor duruma düşürdüğüne dikkat
çeken Soysal, "Bundan böyle
yapüacak en doğru iş, adada iki
devletten oluşan konfederasyon fıkrini
dûnyaya en açık şekflde anlatmaktır"
dedi. Türk tarafının adada çözümü
herkesten daha çok savunduğunu,
bunun dünyaya çok iyi anJatılması
gerektiğini ıfade eden Soysal, "Ama her
şeyden önce bu çözümün hakça ve
Kıbns Türklerinin çıkarlanna uygun
ohnası gerekli" diye konuştu. Soysal,
Türkiye'de beyinlerin çok kolay
yıkanabildiğine de dikkat çekti ve
sorunlan çözebilmek için sorunlan
bütün yönleriyle ele almak,
bütünlük içinde düşünmek ve
topluma bütünlük içinde bakmak
gerektiğini kaydetti.
Kürt sorunu ile ilgili çok sayıda rapor hazırlayan CHP, konuyu yeniden masaya yatınyor
6
Terör îkkdlerinin gerekçesi olamaz
9
• Eski insan haklarından
sorumlu Devlet Bakanı, CHP
MYK üyesi Algan Hacaloğlu,
bugünkü MYK toplantısına
sunacağı raporda, "terör ve
detnokrasi sorunlanna çözüm
getirilememesinin Türkiye'yi
krize taşıdığını" vurguladı.
MUTLUSERELİ
ANKARA - CHP Merkez Yönetim Ku-
rulu (MYK) üyesi Algan Hacaloğlu, geç-
mişte partinin "Kürt sorunu ve demokra-
tikieşme" ile ilgili olarak yaptığı çalışma-
lan özetleyen 24 sayfalık bir rapor hazırla-
dı. Hacaloğlu, MYK'nin bugün "Kürt so-
runu" gündemiyle yapacağı toplantısına
sunacağı raporda, terörün varlığının, hu-
kuk devleti normlanndan vazgeçmenin,
karşı şiddet, kuralsızlık, hukuksuzluk, te-
mel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesinin
gerekçesini oluşturamayacağına işaret et-
ti. Hacaloğlu, "Terör ve demokrasi sorun-
lanna çözüm getirflememiş ohnası Türki-
ye'yi krize taşunaktadır" dedi.
Hacaloğlu'nun saptamalan özetle şöyle:
• Türkiye, Avrupa tnsan Haklan Mah-
kemesi'nin (AİHM) dosyası kabank ülke-
sidir. Komisyon aşamasında "dostane çö-
züm" yoluyla tazminat ödenerek sonuç-
landuılan birçok şikâyet bir yana, bireysel
başvuru hakkmı tanıdığımız 1987 yılından
bu yana ülkemızle ilgili başvunılar arasın-
da 358 adet "Günevdoğn Anadohı Bölge-
si'jKttişldnköyvakmaveboşattma'' ile 114
adet "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde iş-
kence, faiü meçhuL, kayıplar*
1
konulu baş-
vuru da vardır.
• Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge-
lerinin adeta kaderine dönüşen feodal ya-
pı, yoksulluk. işsizlik. eşitsizlik, hukuksuz-
luk, keyfi güvenlik uygulamalan, can gü-
venliği yetersızliği, insan haklan ihlalleri
ve zorunlu köy boşaltmalan gibi koşullar
bölgede yaşamı son derece zorlaştırmakta;
terörü besleyen ortamı yaratmaktadır. Su-
Türkiye Petrolleri, koruculan işe aldı
edilmesi tarüşmaJan sürerken bunun ilk örneği, Şırnak'm SUopi ilçesinde gerçekieştirildL 21 korucu, 250 milyon lira maaş-
la Türkiye Petrolleri lluslararası Petrol Şirketi'nde (TP1C) güvennk görevlisi olarak işe başiaöldı. TPIC yetküileri, Kuzey
Irak'tan kamyoncular tarafindan «etirilen mazotun disipline edilerek vergilendirilmesi amacıyla Habur sınır kapısı yakıri-
lanndaki hac konaklanıa tesisi içerisinde oluşturulan ve 4 ay önce faaliyete geçen TPlC'nin korunması amacı\ la ilçede ge-
çici köy korucusu olarak görev yapan 21 kişinin güvenlik görevlisi olarak işe başlaüldığını beiirttUer. (Fotograf: AA)
surluk olayı ile bir kez daha görüldüğü gi-
biyörede rüşvet, yolsuzluk,tıyusturucu ve
süah kaçakçılıgı ile diğerhukuk dışı ılişki-
lerde beslenen terör. iç güvenlik ve idari
sistemimizden sorumlulann bir bölümü ile
dayanışma oluşturmuş; ırkçı siyasete sı-
ğınmış bir terör lobisinin varlığı da soru-
nun boyutlannı bir kat daha artırmıştır.
• Bir milletin hayatını tehdit eden tehli-
kelerin başında terorizm gelmektedir. An-
cak terörün varlığı, hukuk devleti normla-
nndan vazgeçmenin, karşı şıddetin. kural-
sızlığın, hukuksuzluğun, temel hak ve öz-
gürlüklerin çiğnenmesinin gerekçesini
oluşturamaz. Alınacak tüm önlemler ya-
sallik çerçevesinde olmalıdır.
• Devletin dini ve ırkı olamayacağı, ço-
ğulcu laik toplumun iki temel doğrusudur.
CHP, toplumumuzun zenginliği olan ırk,
din, dil, mezhep ve etnik köken farkhuk-
lanna, ulusun ve ülkenin bölünmez bütün-
lüğü içinde çoğulculuk, eşitlik, hoşgörü an-
layışıyla yaklaşmaktadır. Farklı etnik yapı-
lann, inanç kümelerinin, alt kültür ve kim-
liklerin var olması, bunlann varlıklannı
sürdürmesı ulusal zengvnliğimizdır. İç ba-
nşımızuı bugüne değın gereğince değer-
lendirilememiş örtülü kaynağıdır.
E s k i C H P M i l l e t v e k i l i B ü l e n t T a n l a
'Güneydoğu'da en iyi çözüm CHP'ninid'
tstanbul Haber Servisi - Eski CHP
Milletveküi ve Genel Başkan Yardım-
cısı Bülent Tanla, Güneydoğu sorunu-
nun geldiğı noktada ekonomi ve insan
haklannda eşzamanh bir girişim ve eş-
güdümün gerektiğini belirterek "Once-
likle olağanüstü halin kaldınlmasu ko-
ruculann hıyjatasfiyesi,altyapı yannm-
lannın hemen başlatdması ve bireysd
haklann çağdaş düzeye çıkarüması ge-
reknr" dedi
Bölge hakkmda çeşitli araştmnalar
yapan Tanla, eldeki bulgular ışığında.
Güneydoğu sorunu hakkmda en kap-
samlı, tutarlı ve köklü çözümleri bir tek
CHP'rungenrdiğini kaydetti. "Bölgesel
kalkmma pianınm hanrlartması ile bi-
reyselhaklanngenişletihp,eğitim\« kül-
tür üzerindeki yasaklann kakünfanası
eşzamanlı olarak gerçekleştirilmeudir"
diyen Tanla, insam odak alan, evrensel-
likle yerelliğı aynı rotada bağdaştıran
bir model önerdi.
Böyle bir modelin, bölge merkezli
yönetim, ekonomik kalkınma kurumu
ve özel finansman kaynağı olmak üze-
re üç öğeye gereksinim duyduğunun al-
tmı çizen Tanla, gerekli finansman kay-
naklan için şunlan önerdi:
• CHP Raporu'nda sözü edilen ve
Şükrü Elekdağ'ın somut biçimde Gü-
neydoğu Yatırım Fonu olarak adlandır-
dığı fonun sermayesinin bir bölümü
Türkiye 'den karşılanmalı, bir bölümü
için de AB'ye başvurulmahdır.
• AB fonlan, AB Yatınm Bankası,
Dünya Bankası gibi kuruluşlara basvur-
manın önkoşulu özgün ve aynnölı pro-
jeler sunmakür. Güneydoğu Yatınm Fo-
nu, yurtdışma tahvil yoluyla da kaynak-
lannı armnna ve yenileme imkâmna ka-
vuşabilir.
• Türkiye büyük acılar çekip özveri
göstererek terörü yenmiştir. Değişim
rüzgârlanmn güçlü biçimde estiği bu
dönemde, uygun bir aksiyon programı
hazırlayarak fuıansman temini için de
ginşimde geç kalınmamalıdır.
• Amaç, çoğulcu, katılımcı, çağdaş, de-
mokratik devleti oluşturmaktır. Devletin
idari yapısı çoğulculuk, kaülımcılık ve et-
kınlık ilkeleri temeünde, hukuk ve yargı
sistemi ise hukukun üstünlüğü ve yarguun
bağunsızhğı kurallan çerçevesinde yeni-
den yapılandınlmalıdır.
• Hedefimiz, demokratikleşme iddiamı-
za uygun yeni bir anayasadır. Türkiye
Cumhuriyeti'nı "demokratik, laik, sosyal
hukuk devleti" olarak tammlayan 1982
Anayasası, içeriği ile demokratikleşme
misyonu ve vızyonunu karşılamada yeter-
siz kalmaktadır Yasakçı 12 Eylül Anaya-
sası yerine, yeni bir anayasa, katıluncı ve
uzlaşmacı bir anlayışla, tüm örgütlü kesim-
lerin katkısı ile gerçekleştirilmelidir.
• Bölgede huzursuzluğun ve ağalara çı-
kar sağlamanın kaynağuıa dönüşen gönül-
lü veya geçici köy koruculuğu ile can gü-
venliği sağlanamaz. Köy koruculan köhne
feodal düzenden özgürleştirilmeli, geçici
istihdam olanaklanna kavuşturulmalı, ko-
ruculuk sistemi derhal tasfiye edihnelidir.
• MİT sivilleştirilmeli, faaliyetlerinın
çerçevesi siyasi iradenin etkin denetırru al-
tına alrnmalıdır. Kontrgerilla yapılanma-
suıdan günümüze arta kalan tüm yapılan-
malar ve JİTEM gibi illegal istihbarat bi-
rimlen dağıtılmalıdır. Tüm güvenlik güç-
leri haberalmada ihbarcılık, özel hayatı
gözleme, izleme ve gizlice dinleme gibi il-
kel ve demokratik ohnayan yöntemlere iti-
bar etmemeli.
• Iç banş için af zorunludur. Türkiye,
21. yüzyıla her türlü siyasi ve düşünce suç-
lannı, gerçek kader mahkûmlan olan terö-
re yataklık suçlannı. 18 yaşına kadar tüm
çocuklarmı, istertutuklu, isterhükümlüol-
sun, affederek girmelidir.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@ doruk.net.tr
Başvuran: Aydın Engin. Sıradan bir
yurttaş.
Konu: Dışişleri Bakanı Ismail Cem
hakkmda başlatılan soruşturma.
Tarih: 6 Ocak 2000.
Dilekçenin içeriği:
Yargının dokunulmazlığının ve ba-
ğımsızlığının, yargının "eteştirilemezli-
ği" anlamına gelmediğini iyi biliyorum.
2000'lerin başında Türkiye'de yargının
ve onun bir dalı olan savcılık kunjmu-
nun eleştirilmesi, hem de kıyasıya eleş-
tirilmesi gerektiğini de biliyorum.
4 Ocak 2000 günü Sabah gazetesi-
nin "özel haber" olarak sunduğu ve
DGM Başsavcılığı'nın, biryurttaşın suç
duyurusu üstüne, Dışişleri Bakanı is-
mail Cem hakkmda "bölücülük" suçu
işlediği gerekçesiyle Terörle Mücadele
Yasası'nın ünlü 8. maddesi uyannca so-
ruşturma başlatıldığını bildiren haberi
okuduktan sonra tam iki gün bekledim.
Umdum ki DGM Başsavcılığı, bu ha-
berin asılsız olduğunu açıklayacak ve
yalanlayacak. Bugün 6 Ocak 2000.
Böyle bir yalanlama gelmedi. Meslek
deyimiyle "haber doğrulandı".
Suç duyurusuna ve bunu ciddiye alıp
soruşturma başlatan DGM savcılığına
göre suç şu:
Dışişleri Bakanı Ismail Cem, bir TV
programında, "Türkiye'de yaşayan
herkesin kendi anadilinde televizyon
yayınıyapma özgürlüğüne sahip olma-
DGM Başsavcılığı'na Dilekçe
lıdır" demiş.
Doğrudur. Dedi. .
Şimdi.
Once suç duyurusunda bulunan yurt-
taştan başlayalım. Gazete haberine gö-
re suç duyurusu, Ankara'da eczacılık
yapan Abdülkadir Geylani Aksümer
adlı biryurttaştan gelmiş. Ecza ve kım-
ya biliminde eğitim almış bu yurttaşımız
gazeteye yaptığı açıklamada, "Aynı
sözleri ben ya da sokaktaki sıradan bir
yurttaş söylemiş olsaydı tutuklanırdık"
diyor.
Atıyor.
Tutuklanamaz. Bunun birdizi hukuk-
sal temeli var. Bir eczacının bilemeye-
bileceği ve bilemediği için kınanamaya-
cağı bir dizi hukuksal temel ve neden...
Ama Türkiye'de, savcıların hukuk
eğitimi almış olmalan yasal bir zorunluk
ve hukuk eğitimi almış bir kişinin ya da
kişilerin "bilememelen" kabuledilemez.
Türkiye, ulusal yasalannın "ûstünde"
geçeıiik taşıyan bir dizi uluslararası an-
laşmaya imza koydu. "Avrupa Şartı",
"Helsinki Senedi" ve onun gelişmişi
olan ve son AGİT toplantısında benim-
senen "Istanbul Senedi", "Birleşmiş
Milletler Sözleşmesi" ve "İnsan Hakla-
n Evrensel Bildirgesi" bu uluslararası
hukuk metinlerinden birkaçı.
Türkiye'nin ulusalyasalan ile bu ulus-
lararası metinler arasında bir "çelişki"
varsa, düzeltilmesi gereken ulusal ya-
salardır. Savcılann ve yargıçlann önce-
lik tanımalan gereken ise bu uluslara-
rası ilke ve yasa hükmündeki kurallar-
dır. Yani...
Yani, Türkiye bu anlaşmalann altında-
ki imzasını çekmeden, bir savcı ne Is-
mail Cem'in sözleri hakkmda soruştur-
ma açabilir ne de dava. Açarsa ilk iş ola-
rak hukuk diplomalannın gözden geçi-
rilmesi gerekir.
•••
Bu, konunun "yasal" yani. Gelelim
hukuksal yanına.
Hukuk fakültelerinde ceza muhake-
meleri usulü, kara ticaret hukuku, me-
deni hukuk, ceza hukuku gibi pratiğe,
uygulamaya dönük derslerin yani sıra,
hukuk felsefesi" ve "hukuk başlangı-
c/" gibi dersler okutulur.
Kimi öğrenciler için can sıkıcı derster-
dir. Geçer not aldıktan sonra unutula-
bilecek, eğitim döneminde de aynntılı
olarak bellenmesi, özünün derinleme-
sine kavranması pek de gerekli görün-
meyen dersler.
0 derslerde insanlığın binlerce yıllık
"adalet" arayışı ile yürürlükteki yasalar
arasında uyumsuzluk ortaya çıktığında
hukukçunun (yargıcın, savcının) nasıl
davranması gerektiği açıklanır. Yargıç
ve savcının yasalann değil, adaletin ve
hakkın savunucusu olduklannın altı pek
kalın çizilir.
Keza yaşamla hukuk arasında çeliş-
ki ortaya çıktığında, yargıçlara (ve sav-
cılara) hukukun biçimsel labirentlerinde
kaybolmadan, yaşamı hukukla değil,
hukuku yaşamla uyumlu kılacak karar-
lann altına imza atmaları öğretilir.
Ömeğin bu derslerde, yargıçlardan
(ve savcılardan), Ceza Yasası, birinin
gözünü çıkarana 5 yıl hapis veriyor da,
gözüne zarar vermeden gözündeki
gözlüğü gasp edene 15 yıl hapis ceza-
sı öngörüyorsa, bu yasanın, mülkiyeti
insandan önceye yerleştiren rezil birdü-
zenin kuralı olduğunu göz önüne alma-
lan ve "hukuku"yasalara kurban etme-
meleri istenir.
Ancak böyle davranabilenlerin "hu-
kuk tahsili görmüş" kişiden "hukuk-
çu"ya yükselebileceklerini anımsatır.
• • •
Sonuç ve istem: Ismail Cem hakkm-
da soruşturma açan savcılann, hukuk
fakültesinde öğrenciyken "hukuk felse-
fesi" ve "hukuk başlangıcı" derslerin-
den aldıklan notlan öğrenmek istiyc-
rum.
Saygılanmla.
imza: Aydın Engin. Sıradan bir yurt-
taş.
POIİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İftar Sofraları...
Şeriatçılar azdıkça azıyor...
Tek hedefleri var. ;. *•
"Türk Silahlı Kuvvetleri..." •
Onlara göre 'ordu' dinsiz... - *
Malum gazetenin yazan, 'ASDER'in iftar sofra-
sına katılmış...
Yazar, ASDER'in iftar sofrasında bir bez afışten
söz ediyor...
Afişte "Millete sadakat şerefımizdir" yazılıymış.
Yazar iftar dönüşünde askeri birliğin önünden ge-
çerken "Orduya sadakat şerefimizdir" yazılı levha-
yı aramış. Bakmış ki levhada bir başka yâzı var-
mış:
"Türkiyemi ve bayrağımı seviyorum..." '-.
Çok mutlu olmuş şeriatçı yazar!..
Diyor ki:
"önemli ve güzel bir gelişme. Ne diyebiliriz ki,
teşekkürier komutanım. Böylece bir yanlış inattan
vazgeçilmiş oldu..."
Malum gazetenin şeriatçı yazan, ASDER'in iftar
sofrasından söz ederken Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'nden ihraç edilen dinci subayiart öve öve biti-
remiyor...
Biliyorsunuz ASDER, ordudan atılan subaylann
kurduğu bir dernek:
"Adaleti Savunanlar Derneği..."
Ordudan atılan subaylann eşleri, malum gaze-
tenin şeriatçı yazarına neler anlatmışlar neler!..
Eşleri ordudayken onlar hep hor görülmüş, iti-
lip kakılmışlar!..
Neden?
Çünkü başlannı örtüyorlarmış, namaz kılıp oruç
tutuyoriarmış!..
Bir eski subay, şeriatçı yazara şöyle demiş:
"Şimdi eşlerimizonurta, başlan dik, başlannı ör-
tüyohar ve biz de namazımızı rahatça kılıyomz. Sh
vil hayata alışmakta güçlük çektik. önce koriduk,
ama şimdi kendimizi daha iyi hissediyoruz. Bize
şergibigelen şeylerde Allah hayırmurat ediyor..."
Din pazarlamacılan bugünlerde derinden gidi-
yorlar...
Ordudan atılan şeriatçı subay, malum yazara
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde nasıl örgütlendiklerini
de anlatıyor.
"YAŞ kararian ile ordudan ihraç işlemteri de T-
SK'de dine yönelişi patlattı. Biz 3 bin kişi ihraç
edildik. Bugün orada olsaydık 4 bin o/urdu. Biz 3
bin kişi dışandayız, ama inanın, şimdi bizim gibi
orduda 5 bin arkadaşımız var..."
• • •
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde oruç tutan,
namaz kılan subay, astsubay ve eriere baskı mı ya-
pılryor? HayırL
Dün olduğu gibi bugün de orduda 'sahur' ye-
meği çıkıyor; isteyen oruç tutuyor, isteyen nama-
zını kılıyor!..
Ama Türk Silahlı Kuvvetleri bunu şova dönüş-
türmüyor...
Din bezirgânlan, demokrasiyi araç olarak kulla-
nan yobazlar 'dinsel motifleri' tıpkı dinci terör ör-
gütleri gibi yorumlayıp Türkiye'yi ortaçağın
lığına götürmek için çabalıyorlart. „ ., ^ ^
Burada tek hedef de Türk Silahlı Kuvvetleri,:- ^
Elbet, güçleri yetmeyecek!..
Pek çoğunun ayağı yere bastı, ama Çeçenistan'ı
bahane edip yine meydanlarda İBOA-C işareti
yapmaya başladılar...
Bu arada CHP de, mollalann neyin peşinde ol-
duklannın bilincinde olmasına karşın Bolu'da ra-
mazan gösterisi yaptı...
CHP neden 'tftar sofrası' kurup gösteri yapma
gereği duydu?
Sanırız, CHP yönetiminde bir-iki 'Fethullah'
sempatizanı, Altan Öymen'i bu yola çekti, "Bize
dindariar oy vermiyor" dedi...
Oruç ve namazın reklamını ancak din bezirgân-
lan yapar, Atatürk'ün partisi CHP yapmaz, yapa-
maz!..
Laik demokratik Cumhuriyetin savunucusu bir
partinin yöneticileri eğer oruç tutuyorlarsa bunu
'şov'a dönüştürmeye haklan yoktur...
Ne Ismet Inönü, ne Bülent Ecevit. ne Murat
Karayalçın ne de Deniz Baykal böyle bir 'din is-
tisman' yaptı...
•••
CHP, önümüzdeki günlerde şu sloganla boy
gösterirse hiç şaşmayın: }
"Başörtüsüne özgühük..."
Eh, CHP ilk seçimde kampanyayı Istanbü' Ja
'Eyüp Sultan'dan ya da Izmir'de 'Susuz Dede'den
başlatırsa, oylan da silip süpürür (!).
Oysa Türkiye'de 14 milyon insan açlık sınınnın
altında yaşıyor, Güneydoğu'da yoksulluk kol ge-
ziyor...
CHP ne yapıyor?
İftar sofraları kurup dört dörtlük 'Müslüman' ol-
duğunu anlatmaya çalışıyor...
Herkesin dindariığı kendine dc midir?
hikmet.cetinkaya(g cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
GOZLERIN POYRAZ
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
Gazetecı-Yazaı Hikmet Çetinkaya'nın ıçındekı ftrtınalı
evrende gelıştırdıği, duygu denızınde dannttığı yazılan.
Bir solukta okunacak, kimi zaman bıı nısan yağmuru
altında, bazan poyraz yelının soğuk sa\urganhğtnda ya da
karanlık bir gecenın yalnızlığında yenıden okunacak, yer
yer okunacak bir kitap bu kitap
Cumhuffyet Çağ Pazartama A.Ş Türkocağı Cad. No:39/41
.. kitap kulübü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96