Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2000 CUMA
HABERLER
DÜIVKADA BUGÜN
AÜStRMEN
En Çok FP'yi Seviyopum
FP'ninresmigenel başkanı (aslının kim olduğu-
nu herkes biliyor) Recai Kutan sert açıKJamaları-
na devam ediyor. lyi de yapıyor.
Sincan'daki tanklara çatarken, FP-Hizbullah iş-
birtikçiliğinin ve o zamanki RP olan FP'nin, iğrenç
cinayet örgütüne desteğini anımsatıyor isteme-
den de olsa. Yine iyi ediyor.
Burada hemen bir noktayı vurgulamak istiyo-
aım. Fazilet demek Refah Partisi demektir. Bunu
bilmeyen yok.
Demokrasi adına demokrasi katlediliyor, ona da
kimsenin sesi çıkmıyor.
Fazilet, yani Refah ile Hizbullah ilişkisinin ya da
amaç paralelliğinin örnekleri, devlete sızdınlan
adamlar soyutunda kanıtlanıyor, Sıvas'ta diri diri
insan yakma soyutunda kanıtlanıyor. Ama bir de
Vural Savaş dışında kimse bu ilişkilere tepki gös-
termiyor.
Dikkat buyrunuz! Cumhuriyeti ve laik rejimi kol-
lamak, şeriatçı saldınlardan korumak görevi bir
tek Cumhuriyet Başsavcısı'nın değil, aynı zaman-
da Çankaya'dan başlayıp TBMM'den geçerek, si-
yasal partilerin de görevidir.
Ama bunu anımsayan kim?
• • •
Doğrusunu isterseniz, ben TBMM'deki partiler
Içinde bu açıdan en çok eski Refah'ı, şimdiki Fa-
zilet'i seviyorum.
Yanlış anlaşılmasın! Onlann asıl amaçJannın la-
ik düzeni yıkmak olduğunu çoğunluk biliyor ve
tepkiter oluşuyor kamuoyunda; ama hiç değilse
onlar oyunlannı öylesine açık oynuyorlar ki, zihin-
ler bulanmıyor.
.Oysa öbürleri öyle mi ya?
Şu Öcalan'ın idam karannın Meclis'e sevkinin
ertelenmesi konusunda Devlet Bahçeli'yi ikna et-
tiği için büyük devlet adamı payesiyle ödüllendi-
rilen Mesut Yılmaz'a bir bakın!
Bırakalım şimdi bir yana, onun mafya ile ilişkile-
rini veya fesat karıştırılan ihalelerdeki rolü konula-
nnı; ama Fazilet'ten, saltApo'nun idamı yüzünden
aynlan, amma velakin şeriat devleti konusundaki
görüşlerinden zerrece ödün vermeyen Faziletlile-
ri kucaklayarak partisine buyur eden o değil mi?
Seçimlerde ünlü laiklik karşıtlannı, kendi listesin-
den atamayoluyla Meclis'e taşıyan o değil miy-
di?
Yasalanmızda laiklik ile ilgili tek tanım ve yaptı-
nm olan anayasanın 24. maddesini değiştirmeyi
amaç edindiğini söyleyen o değil miydi?
• • •
Ya "laikliğin büyük savunucusu!" Bülent Ece-
vit'e ne demeli?
Şaibeli MerveKavakçı'nın karşısındaaslan ke-
silen Bülent Bey, sürekli olarak "vicdan özgüriü-
ğûne saygılı" laiklikten yana olduklannı vurgular-
ken hangi oyunu oynuyor?
Bülent Bey bilmiyor mu ki, vicdan özgürlüğüne
saygılı olmayan sistem laik değildir, laikliğin biza-
tihi kendisi, vicdan özgürlüğunün, ibadet özgür-
iüğünün en büyük güvencesidir... .,
Bülent Bey, kavramlan saptırarak ne oynamak
istiyor?
Ne oynamak istediği açık. Bütün televizyonlar-
da yayımlanan bantlanyla gerçek yüzü açıkça or-
taya çıkmış olan Fethullah Gülen'in laiklik karşı-
tı okullarını Türkiye'de çağdaş eğitim kurumlan
olarak gösteren, "Yeterince güçlenene kadarsu-
sun! Sonra laik sistemi alaşağı edenz" mealinde
mesajlar veren Fethullah Hoca'yı dünyaya NGO li-
deri olarak takdim eden Bülent Bey de tarikat si-
yaseti yapıyor.
Ama o, öbürlerinin tersine, zihinleri bulandırma-
yı beceriyor.
Oysa FP öyle mi ya?
O, emelini suretine yansıtıyor.
Aslanım FP! Ben bunlann içinde en çok onu se-
viyorum. Yoksa, aslında yok hiçbirinin birbirinden
farkı.
Istihbarat birimlerinin raporu
'Şeriatçılar Avrupa'ya
açılmaya çalışıyorlar'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - lrtıcai unsur-
lann yurtiçi ve yurtdışın-
dakı faalıyetlerinı sürdüre-
rek, özellikle sennaye ka-
7animına yönelik olarak
Avrupa'ya açılma çalış-
malannı yoğunlaştırdıkla-
n bildirildi. Güvenlik ve
ıstihbarat bırimleri tarafin-
dan hazırlanan raporlarda,
irticai faaliyet gösteren
gruplann eylemlerini art-
urmaya hazırlandıklan, bu
sûreçte türban konusunu
ve AbduDah Ocalaıı'ın
ölüm cezasıyla ilgili kara-
n istismar etmeyi planla-
dıklan belırtıldı. Istihbarat
birimlennin ıaporlannda
şu bilgüere yer verildi:
-Mflh'görüşyanlısıhol-
dingfer,Türkiye'ııinAB'ye
adayhğının kabulüfleor-
t«ya çıkması beklenen
oiumlu getişmelerden ya-
rarianmak amacıyla AJ-
manya ve Avusturya başta
ohnâk üzere yurtdışı aç»-
hmlanna hız vermiştir.
Kombassan Hol-
ding'ınAlmanya'damağa-
zalar zıncirine sahip bir
Alman şirketini çalışanla-
n debirlikte devralma aşa-
masında olduğu anlaşıl-
mıstır. Anılan holdingin
faaliyet gösterdigi ülke sa-
yısının 10'un üzerine çık-
öğı belirlenmiştir.
- Kombassan Hol-
dİBg'in iştiraklerinden
"AJfa Havayollan", mev-
cut 6 uçağına flave olarak
Airbus tipi2 uçakdaha sa-
tın atanak için girişim baş-
SBtmıstıı.
- Yimpaş Holdıng'in
2000 yüı içinde Alman-
ya'da var olan 5 mağazası-
naek olarak lOyenımaga-
za daha açmayı planladığı
anlaşürnıştır.
- Mflfi Gazete'nin geniş
Idtielere hitap etmesi ve
imajınm değistirflroesi içm
hir yahyna hâjhtılmrefır
- irticai gruplar, rama-
•zan ayında propaganda fa-
aliyetlennin yanı sıra fitre
ve zekât toplayarak fî-
nansman gereksinimleri-
nin önemlibir kısmını kar-
şılanuşlardır.
- Türban yssağı uygula-
masmdanetlrîlenen kesimi
organize etmeye çabşmak-
ia fanınan Aynmrıhga
Karşı Kadm Uakian Der-
neği,erkekögrendlerintek
bir kryafetie okullara git-
mesiyönündeeylem hazır-
hğı içindedir ve bu amaçla
irticai görûşe mensup işa-
damlanndan ve konfeksi-
yon mağazalaruıdan yar-
dım toplamaya çahşmak-
tadır. Aynca ÂKDER içe-
risindetürban konusunda
yapılacak çahşmalann
bundansonraeylemsel mi,
hukuksal mı olmasıgerek-
tiği tartıştlmış, şündiye ka-
dar oiumlu sonuç alına-
mamasına karşın eylemsel
faaliyetkrin devam etmesi
kanuiaşünlmıştır.
- Kayseri'de Müslüman
Gençlik grubu mensupla-
nnın, terörist Abdullah
Öcalan'ın idamı hakkında
alınan karan kullanmayı
planladığı, bu amaçla da
sık sık miting yapılması
ve şehit ailelerinin bunla-
ra kanlmasının sağlanma-
sını kararlaştırdıklan öğ-
renildi.
Başbakan Ecevit, inanç sömürüsünün sonuçlarının ne kadar acı olduğunun görüldüğünü söyledi
• Davos'a
hareketinden önce
gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan
Ecevit, laikliğin
haklılığının
ortaya konulmuş
olmasının önemini
vurgulayarak
"Dini siyasete alet
etmenin, inanç
sömürüsünün ne
kadar acı
gelişmelere, ne kadar
çirkin olaylara yol
açabileceği
Hizbullah olayı
vesilesiyle görülmüş
oldu" dedi.
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su)- Başbakan Bülent Ecevit Ge-
nelkurmay'ın, Türk Silabiı Kuv-
vetleri'ni (TSK) hedef alan FP
Genel Başkanı Recai Kutan ı
"suçluhığun telaşında olmak"la
suçladığı açüdamasını değerlen-
dirirken "Önemli olan, laikliğin
hakhlıgmın ortaya konulmuş o\-
masıdır" dedi. Cumhurbaşkanı
Sfileyman DemireL konuyla ilgi-
li sorular üzerine, "Bukonudabe-
yanatvermekistemiyonun'' dıye
konuştu.
Başbakan Ecevit, Dünya Eko-
nomi Forumu'na katümak üzere
Davos'a hareketinden önce Esen-
boğa Havaalanı'nda gazetecile-
rin sorulannı yanıtladı. Ecevit, bir
gazetecinin "son günkrdeki ban
genşmelerin 28 Şubafın hakhb-
ğuu ortaya ko\up kovTnadığmı"
sorması üzerine şunlan söyledi:
"Önemli olan. laikliğin haklıb-
ğuun ortaya konulmuş olmasıdır.
Çünkü dini siyasete alet etmenin,
inanç sömürüsünün ne kadar acı
gelişmelere, ne kadar çirkin olay-
lara yol açabileceği Hizbullah ola-
yı vesilesiyle görülmüş oldu. Yine
bu vesileyle, laikliğin, inançlı laik-
liğin aslında din için bir güvence
olduğu, gerçek dindarlar için bir
güvence olduğu ortaya çıkn."
Ecevit, "HizbuUah'ın devlet
dairelerine kadar girdiğinin be-
lirlenmesinden sonra Başbakan-
hk Tefttş Kuruhı'nca soruşturma
açıhp açılmadığuun" sorulması
üzenne de öncelikle Içişleri ve
Adalet Bakanlığı ve ilgili bakan-
lıklann bu konuda çalışma yapü-
ğını bildirdi. MÎT'in de konuyla
ilgilendiğinı belirten Ecevit, ge-
rekırse Basbakanlık düzeyinde de
ele ahnabileceğini söyledi.
orlaya çıkü'Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel de îzmır'de gazetecilenn
Genelkurmay'ın açıklamasıyla
ilgili sorulannı "Bu konuda beya-
nat vermek istemryorum" diye
yanıtladı.
'Cezalar azalülsın'
Öte yandan, DYPAmasya Mil-
letvekili Ahmet lyimaya, Türk
milletı, Cumhuriyet, TBMM, hü-
kümet, TSK, emniyet ve adliye-
ye hakaret suçlanna verilen ce-
zalann azaltılmasını önerdi.
DYP'li lyimaya'mn TCY'de de-
ğişiklik öngören önerisine göre,
Türk milleti, Cumhuriyet, de-
mokrasi, TBMM, bakanlıklar,
devletin askeri veya emniyet mu-
hafaza kuvvetlerini veya adlıye-
yi alenen tahkir ve tezyif edenle-
re 1 yıldan 6 yık kadar değil, 6
aydan 2 yıla kadar hapıs cezası
verilecek. Para cezası ise uygu-
lanmayacak. Türkiye Cumhuri-
yeti kanunlan ile TBMM karar-
lanna alenen sövenlere veriJen
cezaenaz 15 gün, ençoköayola-
cak.
Bu suçu işleyenlere verilen pa-
ra cezası da kaldınlacak. Bir
Türk'ün yabancı bir ülkede Türk-
lüğü tahkir etmesi halinde verile-
cek ceza ise yanya kadar değil,
üçte bir oramnda arttırıiacak.
Hiçbir düşünce açıklaması veya
eleştiri, yukanda belirtilen suçla-
n oluşturduğu yönünde yorum-
lanamayacak. Düşünce bütünü
parçalanarak, içtihatla suç üretı-
lemeyecek.
DYP'h" lyimaya'mn yasa öne-
risi, TCY'nin 312. maddesinde
öngörülen hapis cezalanmn da
düşürülmesını öngörüyor. Buna
göre, yasamn cürüm saydığı bir
fiili alenen öven veya halkı yasa-
lara itaatsizüğe tahnk edenlere 6
aydan 1 yıla kadar hapis cezası
verilecek. Yürürlükteki madde
bu cezamn üst sınınnı 2 yıl ola-
rak belirliyor.
Sosyal suııf, uk, din veya mez-
hep farklılığına dayanarak umu-
mun emnıyetı için tehlıkeü olabi-
lecek bir şekilde halkı kin ve düş-
manlığa tahnk edenlere ise 1 yıl-
dan 2 yıla kadar hapis cezası ve-
rilecek. Bu cezamn üst sının da
halen üç yıl olarak uygulanıyor.
Bu suçlan basın ve yayın organ-
lan aracılığıyla işleyenlenn ceza-
sı ise bir mıslı değil, dörtte bir
oranında artrmlacak. Somut ve
açık tehlike hali hariç, hiçbir dü-
şünce açıklaması ve eleştiri, bu
maddede tarif edılen suçu oluş-
turduğu yönünde yorumla-
namayacak.
Kutan 'ın geri adım atmasına karşın partinin yöneticileri sert açıklamalar yaptı
Fajlet Paıiısigeıilmtitnvuuuhmvr
• FP'nin yayın
organı MiIH
Gazete'de TSK'ye
örtûlü suçlama:
Kendilerini her
şeyin üzerinde gören
bir avuç şımarık
azınlık, hâkim
olduklan devasa
enformasyon
imkânlarına ragmen
toplum üzerindeki
hipnotik güçlerini
yitiriyor.
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Genelkurmay'ın
tepkısuıi çeken FP yöneti-
mi, gerginliği düşürmek
yerine tırmandınyor. Ola-
ganüstû bir toplantı yapan
FP Başkanlık Divanı, Re-
cai Kutan ın orduyu hedef
alan konuşmasuu broşûr
hâline getfrttek«ralannda
Genelkurmay Başkanlı-
ğı'nın da bulunduğu pek
çok kurum ve kuruluşa
gönderme karan aldı FP
Genel Başkan Yardımcısı
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
zin arkasuıdayTz" dıyerek
meydan okurken Kutan
dün grip olduğu gerekçe-
siyle programını iptal etti.
FP Genel Başkam Recai
Kutan'ın tepkilere neden
olan sözlerinin kendi gö-
rüşleri ohnadığını ve köşe
yazüarmdan alınö yaptığı-
m belirterek savunmaya
geçmesinin ardından, par-
ü'de dün genluni tmnandı-
ncı yeni kararlar alındı.
FP Başkanlık Diva-
nı'nın dünkü olağanüstü
toplantısında, parti tabanından
Kutan'ın çıkışıyla ilgili oiumlu
mesajlar ahndığım, geri adım
atılmaması için baskılar geldığı-
ni vurgulayan bazı üyelerin, tar-
üşma yaratan konuşma metninin
bir broşür haline getirilmesi öne-
risi kabul gördü. Hazırlanacak
broşür, parti örgütlerinin yanı sı-
ra aralannda Genelkurmay Baş-
kanhğı 'run da bulunduğu pek çok
kurum ve kuruluşa gönderilecek.
FP Genel Idare Kurulu'nun bu-
gün yapılacak olağanüstü toplan-
üsında da son gelişmeler değer-
lendirilecek.
FP'ye geçtikten sonra Kutan'ın
yaknı çevresinde yer alan Cemil
Çiçek, AH Coşkun, Abdülkadir
Aksu gibı isımlerin parti yöneti-
minden uzaklaştınlmasının arduı-
dan genel başkan yardımcılığı gö-
revine getirilen ve kapatılan
RP'nın siyasi yasaklı lideri Nec-
mettin Erbakan'a yakınlığıyla bi-
linen Veysel Candan, dün düzen-
lediği basın toplantısında, "Söyle-
diklerimizin arkasındavxj" dedi.
Candan, Hizbullah'ın "Islami
terör örgutû" olarak nitelenme-
sinin yanlış olduğunu savunarak
Islamda terörün bulunmadığını
belirtti.
Hizbullah'la ilgili olarak basın-
da pek çok sorunun gûndeme ge-
tirildiğini kaydeden Candan,
"HizbuBahne zaman kuruldu? lç
ve dış bağbntılan nelerdir? Dev-
let desteği aldı mı? PKK'ye karşı
desteklendi mi? JİTEM ile Hiz-
buDah'm bir iüşkisi var mı? Bu
konuda devlet adma yanhş >-apan
birileri var mı? L'zun villar neden
tedbir almmadı? Bu sorular gün-
demdedir" diye konuştu.
Kutan'ın grup konuşmasında
hükümeti ve istihbarat birimleri-
ni eleştirdiğini beürten Candan,
"muhatabuı hükümet olmasına
karşm yanıon TSK'den gektiğJni"
söyledi. Candan şöyle devam et-
ti:
"TSK'nin verdiği cevapta, T-
SK ye hakstzhk vapıküğı ve baa
suçlamalarda buiunulduğu ifade
edihnektedir. Devlet kurumlan
basuı aracıhğryla konuşmaz.Ana-
yasa ve yasalar karşısuıda bütün
kişivekurumlareşithakkasahip-
tir. KaMı ki, yanhş yapan varsa,
ülke yaran için tenkit de edilir, he-
sap da sorulur. Bu kurumu suçla-
ma değil, aksinc o kurumu yücelt-
mek olur. Devleti yönetenler bir-
takun yasal otmayan olaylara bu-
laşmışsa gereği yapümahdır. Ya-
sadışı örgütkr, asker ve sKil tüm
istihbarat örgüterimizcetakip edi-
lirken bu kadar çok insamn kay-
bolmasım, öldürülmesini anla-
mak mümkün değfl."
FP'nin gayrıresmi yayın orga-
nı MUli Gazete'de dün benzer bır
çüaş yapılarak örtülü bir şekilde
TSK hedef alındı.
"Esas Kavga" başlıkh imzasız
başyazıda, gazetenin bir ön-
ceki günkü sayısınm çeşitlı
çevrelerden tepkiler aldığı-
na dikkat çekildi. Millı Ga-
zete'nin önceki günkü man-
şeünde, Kutan'ın grup ko-
nuşmasına yer verihnişti.
Gazetenin dünkü başyazı-
sında şu görüşlere yer veril-
di:
"Âlenu aptaL kendilerini
alolh bilenlerin yanıldığuıı,
bu tepkiler sebebiyleanlıyo-
ruz. Yine anbyoruz ki, Tür-
krvemizde kendilerini her
şeyin üzerinde gören bir
avuç şımank azmhk, hâkim
olduklan devasa enformas-
yon imkânlanna ntğmen
toplum üzerindeki hipnotik
güçlerini grttikçe yitirryor-
lar. Onlar hep bir ^gryrfyn
'Yaşasın kral' diye bağınr-
ken toplumun tamanu, ger-
çek yolun reel olanı fark et-
mek olduğunu anhyor ve
. havkınyor 'Kral çıptak".
Mflletimiz son beş-onyıl içe-
risinde yaşananlan en az
Ankara'mn yetkih' koltuk-
lannda oturân zevat kadar
tahliledebüryor.-'
Kutan'a önceki gün Ge-
nelkurmay'dan verilen sert
yamt FP'yi kanşbrdı. Ge-
nelkurmay'm açıklaması-
nın ardından aralannda Ce-
mil Çiçek ve Abdülkadir
Aksu'nun da bulunduğu
bazı ıhmlı isimlerin tepkile-
ri üzerine Kutan, "yanhş
anlaşıldığı, söylediklerinin
kendi düşünceleri ohnadı-
ğı, köşe yazüarmdan ahnü-
lar yapöğı
r
açıklamasıyla
ortamı yumuşatmaya çalı-
şırken parti ıcindeki radikaJ
grubun ağırlığını koyma-
sıyla dün yine gerilim poh-
tikası öne çıktı.
FP Başkanlık Divanı'nın dün
yapılan olağanüstü toplantısında
partiye çok sayıda telefon ve faks
mesajı geldiğinı belirten bazı
üyeler, "Sözlerinizin arkasmda
durun, geri adım atmaym" tale-
binın ağır basüğını vurguladılar.
Öte yandan, ABD'nin Ankara
Büyükelçih'ği'nden kadın ikı dıp-
lomat, FP Genel Merkezi'ne gi-
derek yönetıcilerle görüştü. ABD
yetkilileri, ziyaretin özel bir anla-
mı bulunmadığını, randevunun
daha önceden alındığını savuna-
rak diplomatlann bütün siyasi
partiler gibi FP'yi de ziyaret etti-
ğini öne sürdüler.
FIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
HizbuUah'ın korkunç cina-
yetterinin ortaya çıkmasıyla bir-
likte, bu felaketten kimin daha
fazla sorumlu olduğu tartışma-
sı siyasi ortamı gerginleştirdi.
Genelkurmay'ın yaptığı açıkla-
ma, orduya bu konuda yönel-
tilen eleştinlerin öfke yarattığn
nı ortaya çıkardı. Böyle bir ge-
rilimin, yeniden Türkiye'nin
önündeki acil sorunlan geriye
itme tehlikesi yaratması da
mümkün.
Ancak HizbuUah'ın yaptıkla-
n ve ortaya çıkan manzararun
hepimizin ruhi dengelerini al-
tüst ettiği de bir gerçek. Önce
şu noktada bir açıklığa kavuşa-
lım. Hizbullah, 199O'lı yıllann
başında Güneydoğu'da
PKK'ye karşı bir güç olarak gö-
rüldüğü için beslendi, büyütül-
dü, peşine düşülmedi. Hatta,
bu konudaki saptamalar, dev-
letin bazı kurumlannın onlan
eğitip yönlendirdiği noktasına
kadar vardı.
Aslında, bu türden politikalar
devlet tarafından ilk kez ger-
çekleştıriliyor da değil.
1960'larda kurulan komando
Geçmişin Muhasebesi Herkese Lazım
kamplannın solu ve demokra-
si güçlerini ezmek amacıyla
devleti yönetenler tarafından
örgüttendiği, Susurluk kazasıy-
la birlikte net bir şekilde anla-
şıldı. Kontrgerillanın da komü-
nizme karşı kullanılmak ama-
cıyla kanunsuzluklara giriştiği
bütün Avrupa'da artık kabul
edildiği halde, bizim ülkemizde
ne yaak ki, bu konuda henüz
bir yüzleşme gerçekleşemedi.
Devlete yön verenlerin, geç-
mişte "iti ite kırdırmak" siyase-
ti izJemeleri, ülkemizdeki bırçok
felaketin de nedeni oldu. Su-
surluk'ta ortaya çıkan çetenin
de aynı anlayışla güç kazandı-
ğını biliyoruz. Ne yazık ki, bü-
tün bunların üzeri örtülmek,
devlet kurumlannın bu yanlışta-
ki payı birtürlü görülmek isten-
miyor. Böyle olunca da her kri-
tik olayda, sorumluluk tartış-
ması gündeme geliyor. Türki-
ye'nin demokratik bir ülke ha-
line gelmesi, ancak bu konuda-
ki pisliğin ve yanlışlann temiz-
lenmesiyle mümkün.
Buraya kadar her şeyi biliyo-
ruz. Sorunun nasıl çözüleceğini
de biliyoruz. Ancak bütün bu
gerçekler, Islamalann, Hizbullah
ve İBDA-C ile ortaya çıkan man-
zaradaki sorumluluklannı orta-
dan kaldırmaz. Sıvas katliamı
sanıklannın avukatlığını, unut-
mayın ki Refah Partisi'nin önde
gelen isimlerinden Şevket Ka-
zan üstlenmişti. Bugüne kadar
Hizbullah gibi örgütler, Islamcı
kesimler içinde örgütlervdiler, on-
lann desteğini alarak güç kazan-
dılar. Bu nedenle Hizbullah ko-
nusunda onlara pek söz düş-
mez. OJsa olsa onlann da öze-
leştiri yapmalan, kendi yaptıkla-
nnın hata olduğunu kabul etme-
leri gerekir.
Hizbullah, Güneydoğu'da
PKK'ye karşı örgütlenirken
desteğini yalnızca devlet ku-
rumlanndan mı aldı? Bunlar so-
nuç olarak islamcı örgütler de-
ğil mi? Islamcılann bir kesimi,
devletin oradaki siyasetlerin-
den kendi gelişmeleri için ya-
rarlanmak istediler, işin bir yö-
nü de bu. Menzil ve flim grubu
arasındaki çatışma ve aynlık,
sonuçta Islamcılararası bir ay-
nlık değil mi?
1997'nin Temmuz ayında 12
tutuklunun ölümüyle sonuçla-
nan ölüm oruçları sırasında,
REFAHYOL hükümeti işbaşın-
daydı. Adalet Bakanı da Şevket
Kazan. O dönemde bütün Is-
lamcı yayın organlan, insanlar
ölürken "onlar devlete silah
çekmişlerdi" diyerek göz göre
göre ölümlerine seyirci kaldılar,
cezaevlerindeki haksızlıklara
arka çıktılar.
Bu nedenle 199O'lı yıllarda
bazı devlet kurumlannın Hiz-
bullah'a göz yummasını veya
gelişip büyümesine yardımcı
olmasını saptamak, Islamcı
akımlara haklılık ve meşruiyet
kazandırmaz. Tam tersine Is-
lamcı ideolojinin katı yorumu-
nun ne kadar tehlikeli sonuçla-
ra yol açabileceğini kanıtlar.
Şevket Kazan, Adalet Bakanı
iken cezaevlerindeki tutuklula-
ra Kuran okutarak "adam ola-
caklannı", tıpkı Saddam'ın
yaptığı gibi Kuran'ı hatmeden-
lerin cezalanmn indirime uğra-
yacağını, hatta serbest bırakı-
labileceklerini söylemişti. Hiz-
bullah ve İBDA-C'nin bu anla-
yıştan fazlaca bir farkı olduğu-
nu söyleyebilir miyiz?
Hizbullah ömeğinden, dev-
lete yön verenlerin de, Islamcı-
lann da çıkarabilecekleri önem-
li dersler olduğunu kabul etme-
leri gerekir. Sonunda yanlış si-
yasetler korkunç bir cinayet ör-
gütünün büyüyüp gelişmesine
yol açtı. Islamcı çevrelere yer-
leşti, tıpkı Afganistan'da oldu-
ğu gibi bunlan din ve Allah adı-
na yaptı. Islamcılar, devletin
yanlışlanndan kalkarak kendi
hatalannı veya tercihlerini göz
ardı edemezler. Onlann bu ko-
nuda ciddi bir muhasebe ya-
pıp bu konudaki istismardan
vazgeçmeleri gerekiyor. Türki-
ye'nin demokrâsiye ihtiyacı var,
ancak demokratın kim olduğu
da çok şüpheli.
Kıvrıkoğlu
Israil'le
ışbırlığı
sürecek'
SERTAÇEŞ
ESKİŞEHtR- Genel-
kurmay Başkanı Orge-
neral Hüseyin Kıvnkoğ-
hı, bölgesinde çeşitli risk
ve tehditlerle karşı karşı-
ya olan Türkiye'nin Is-
rairie işbirliğini sürdü-
receğini bildirdi. Kıvn-
koğlu, iç ve dış tehdit ne-
deniyle Türk Sılahlı
Kuvvetleri'mn (TSK)
yüksek teknolojı ürünü
askeri ekıpmanlara sa-
hip olma çabşmalannı
sürdüreceğini belirtir-
ken, "TSK ulaşüğı sev>
yefle21. yüzyılın ihtiyaç-
larmı karsılamaya hazır,
globaUesmiş ve üsrün
teknolojiye sahip rao-
denı bîr ordudnr* diye
konuştu. '
Kıvnkoğlu, TürkHa-
va Kuvvetleri'nin en-
vanterinde bulunan ve
fsrail tarafından moder-
nize edilen F-4E savaş
uçaklanmn teslim töre-
nine katıldı. Törende bir
konuşma yapan Kıvn-
koğlu, Türkiye'nin Bal-
kanlar'dan Kafkaslar'a
ve Ortadoğu'ya uzanan
geniş bir coğrafyada çe-
şitli tehlıkelerle karşı
karşıya olduğunu belir-
terek, bu bölgelerdeki
olumsuz geüşmelerİB
Türkiye'yi etkilemesi-
nin kaçınılmaz olduğu-
nu kaydettı. "Ulkemizm
bir güç merkea ve den-
ge unsunı ounasına ilave
olarak her üç bölge ile de
yakm tarihi ve külrürel
bağlara sahip olma özel-
Bği bu bölgelerde oluşa-
cak istikrarsızuktar aç>-
smdan Türkiye'yi diğer
ülkelere nazaran daha
da yakından Ugikndir-
mektedir'' dıye konuşan
Kıvrıkoğlu, uluslararası
ortamdaki belirsizlıkle-
rin TSK'nin daha güçlü
olmasını gerektırdığını
kaydettı. Kıvnkoğiu,
Türk Hava Kuvvetle-
ri'nin modernızasyonu
kapsamında 3 yıl önce
başlatılan projenin so-
nuçlanmn bugün almdı-
ğım belirterek, şunlan
kaydetti:
"Türkiye ile tsrail ara-
sındaki ilişkflerin gehşti-
rümesmde bir başlangıç
teşkfl eden bu proje kap-
samında uçaklann mo-
dernizasyonu yanında,
her projede ofctuğu gibi,
Türkiye için önemli olan
teknoiojilerin transferi
ana amacnmz otmuştur.
Bugüne kadar yürütülen
baHyetkrde bu amaca u-
kşmada büyük messie-
krahndığınıemnuniyet-
le müşahede edilmekte-
dir. Halkuıuzuı büyükfe-
dakârhklar gosterip sağ-
tadığı kaynaklaria mo-
demize edilen bu ucak-
lar gelişmis avionik sis-
temkri ile hava kuvvetie-
rimizin ve dolavısryla si-
lahh kuvvederimizm gö-
cÜDegüçkatarakyurtsa-
vunmasmda önemli gö-
revler üstkneceklerdir.
Şüphesiz ki bu gehşme-
fcr dosta gfiven vermek-
te, düşmana karşı caydı-
ncdıkyaratarak, atacagı
adımlan bir kere daha
duşünmeyi zorunhı hale
getirmektedHf