Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 2000 CUMA • • • • CUMHURÎYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
TURKIYE
Istsmbul
Edirne
KocaeJi
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizti
S
S
S
S
A
A
A
A
3
3
1
5
8
6
8
3
Sinop 6 Adana A 10
Zonguldak S 2 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
A
A
A
S
S
S
S
3
4
4
-5
-3
-5
-5
Mersin
Diyarbakır
Şanhurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
A
PB
PB
PB
K
PB
K
12
2
7
3
5
-3
-2
9 Kare PB
Yurdun doğu kesım-
leri parçalı, çok bu-
lutlu, Doğu Anado- Oslo
lu'nun güneydoğusu
DIS MERKEZLER
Y 0 Beriin
kar yağışlı, Marmara H e l s i n k i
ite yurdun ıçkeamte- Stockholm Y 0 Madrid
PB 3 Moskova K -15
Y 12Budapeşte PB 4 Aşkabat
PB 9 Astana PB -9
n sisli, ötekı yerier az londra Y 8 Vıyana
bulutiugececek.Ha- Amsterdam Y 6 Belgrad
vasıcaklığıdeğışme- B r ü k s , ı a
yecek.Rüzgârkuzey r m
,K s e l
ve doğu yönlerden r*arıs
hafrf, ara sıra orta Bonn
kuvvette esecek.
PB 2 Taşkent
PB -2
PB 11
Y 2 Sofya PB -1 Bişkek
6 Roma PB 12 Tii
PB 2
K -4
5 Atina PB 12 Kahire Y 16
Münih PB 2 Zürih PB 4 Şam Y 10
£ j j Parçalı buluöu : Sisli c^"
1
--, BuhıHu Yağmutiu Kart k Gok gûnütülû
m m
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Jiaştarafi 1. Sayfada
yapılryor.
Medya deyimiyie "bomba gibi haberier^n deviet
katında başlıca iki yorumcusu kimdir bilirsiniz..
Birincisi nemen hef konuda görtişünü ve öğüdünü
esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Demirel.
Dün Manisa'ya teşriflerinde Genelkurmay açıkla-
ması ile ilgili görüşünü engin deneyimleri ışığında
açıklamasını isteyen gazetecileri, "Bu konuda be-
yanda bulunmakistemediğini" söyleyerek geri çevir-
di.
Laik cumhuriyetin savunucusu olmakla ve başko-
mutanlık sıfatıyla övünen Demirel sustu.
Kuşkunuz olmasın, bir hesabı vardır. Düşünür ta-
şınır; uzatmalı cumhurbaşkanlığı sorununda FP oy-
lannı yitirmemek amacıyla önümüzdeki zaman için-
de, bakarsınız, ne şiş yansın ne kebap hesabı den-
geli bir açıklama yapabilir.
Ikincisi: Genelkurmay'la FP arasındaki sözlü-yazı-
lı çatışmada bir numaralı söz sahibi Başbakan Ece-
vit
Çoğu çevre, tutumunu merak ediyor. Zira Genel-
kurmay Başbakan'a bağlı.
Fazilet liderinin en azından siyasal hesaptan yok-
sun çıkışını, herkesten ve herşeyden önce Başba-
kan'ın yanıtlamasındaki zorunluk da ortada.
Ama, ya Genelkurmay açıklamasından haberi yok-
tu ya da susmayı yeğledi; Başbakan, açıklamayı
TVIerden, haber ajanslanndan öğrendi, ama sustu.
Akla gelen ilk olasılık bu.
Bu suskunluk TSK açıklamasının yayımlandığı gün
ve saatlerde başbakanlara özgü herhangi bir maze-
rete bağlanabilirdi.
Ne yazık ki; Başbakan Ecevit Davos'a gitmek üz-
re uçağa binerken ne açıklamayı ne de çatışmayı içe-
ren bir soru ile karşılaşmadı.
Gazeteciler, son günlerdeki bazı gelişmelerin 28
Şubat'ın haklılığını ortaya koyup koymadığını sordu-
iar.
Tabii, güncelliği kavramayan bu soru Ecevit'in işi-
ne yaradı. Ne Genelkurmay'ın açıklamasından ne de
Kutan'ın özrü kabahatinden büyük, "suçu başkalan-
nın üzerine atmaya çalışan davranışından" söz açtı.
"önemli olan laikliğin haklılığının ortaya konulmuş
olmasıdır" diye baştan savma babaca bir açıklama
yaptı.
Oysa Ecevit, Genelkurmay açıklamasına değinen
ve 28 Şubat sürecinin devam ettiğıni ırdeleyen bir ko-
nuşma yapabilırdi.
Bu vesileyle bir gerçek bir kez daha ortaya çıkt:
Askerier ne denli açık, kesin tavııiı olduklannı son kez
yine kanıtlamalanna karşın; siviller konuyu yorumla-
mayı olabildiğince ertelemeye çalıştılar.
Ostüne üstlük Başbakan'a düşen bir başka görev
daha vardı:
Duyarlı olduklan konuda zamansız ve anlamsız bir
sakJınya uğrayan askerleri; Genelkuımay'dan önce
anında savunması gerekirdi.
Araştrma yok, soru çok
Davos'ta Ecevit'e Batılılann son gelişmeyi ömek
vererek AB ölçütleri arasında yer alan "askerlerin iç
ve dış siyasetteki etkinliğinin sıfıra indirilmesi" kura-
lını anımsatmalan güçlü bir olasılık.
Şu sıralar bir vahşet sergileniyor ve Hizbullah re-
zaletiyle ilgili araştırmalann hükümet katıyla kısrtlı tu-
tulmaya çâlışılacağına işaret eden kimi izlenimler göz-
leniyor.
Genelkurmay-Fazilet çatışmasının iç siyaseti nasıl
etkileyeceği kulislerde tartışılırken; Hizbullah'ın dev-
let yöneticileri tarafından "himaye gördüğü" ile ilgili
savlann, bir iki demeçle geçiştirilmeye çalışılmadan,
enine boyuna araştınlması zorunlu hale geliyor.
Fakat, siyasetçilerde böyle bir eğilimin varitgını gös-
teren iz yok.
Cumhurbaşkanı, vahşet ortaya çıktığı gün Hizbul-
lah'ı, "başlangıçta halkı korumaya yönelik bir hare-
ket" diye tanımladı.
Bu tanımlama Hizbullah'ın 1982'den beri bilindiği-
ni ve izlendiğini gösteriyor. Süresi bilinmeyen bir za-
man diliminde kimi yöneticilerden "himaye gördüğü"
kuşkusunu akla getiriyor.
Hizbullah'ın gerçekyüzü ortayaçıkmadıkça, "dev-
letin herşeyi bildiğini, ancak örgütü himaye ettiğıni"
irdeleyen savlann arkası kesilmeyecek.
Araştırma isteği yoksa "devtefte şeffaflık" nerede?
Davos Seattle'ın gölgesinde
ERGİN YILDIZOĞLU
MVOS - Bfll Clinton dahil 33 ü-
derin, 2000'den fazla özel davetiinin
katıldığı dünya elitmin yıllık toplan-
usı, bu kez "Seatfle savaşJarTnın göl-
gesinde yapılıyor. Bunu yalnızca,
Seattle'da "Dünya Ticaret Örgütâ*
toplanüsının yapılmasını engelleyen
gruplann Davos toplantısında hedef
almış olmalanndan değil, Davos'un
bu yılki temasıyla, bu tema altında
planlanan tartışmalann içeriklerin-
den de görmek mûmkün. Seattle'da
protestolar, etkinlikler ve tartışma-
larda özellikle dikkati çeken, "Fri-
ends of the Eartb" (Dünyanın Dost-
lan), "AnÖ-WTO CoaJraon'
(DTÖ'ye Karşı Koalisyon) gibi
gruplar hafta sonunda Davos'ta çe-
şitli etkinlikler planlıyorlar Cumar-
tesi günü, Davos'ta polis yasağına
rağmen bir gösteri yürüyüşü yapıla-
cağı bildiriliyor. İlk kez, küreselleş-
meye ve serbest ticarete karşı bir si-
vil toplum örgütûnûn liderinin,
'Third World Network'ten Martin
Khor'un Davos toplantılanna kaül-
mak üzere davet edilmiş olması da
Seattle'ın etkısini yansıtan bir başka
gösterge.
Davos'un bu yılki teması ise nere-
deyse tümüyle (kimi ruh ve madde
konulannı ele alan, stres yönetemiy-
le uğraşan esotenk konulan bir ke-
nara bırakırsak) Seattle'da yaşannuş
olanlarm damgasını taşıyor.
Bu gerginligin etkileri kendini ön-
ce Davos toplantılanmn düzenleyici-
si Gaude Smadja'nın toplantmın te-
masını açıklayan "Davos, farkyanrt-
mamm nnnamrtır" başllkll yaziSUlda
gösterdi. Smadja'ya göre Davos top-
lanülannın ana temasını bu yıl, "kfl-
resefleşmenin kazançbnnm y«nı smı
getinfigi otumsuzetkikri ve bontann
küresefleşme>ira>ii)dançıkannanıa-
sı için ahnması gereken tedbirier"
oluşturuyor. Davos toplantılannda
özellikle öne çıkanlan tartışma k o
nulannın başlıklan da «Idukça ıl-
ginç. Örneğin neo-liberalizm
1980'lerde yola çıkarken "Tophıro-
saJçıkaryoktur.birbirrvkrekabete-
den bireyler vantar" (Thatcher) di-
yordu. Bill Clinton, seçim kampan-
yasını "Esas obn ekooomidir'' (It's
tne Economy Stupıd) sloganı üzeri-
ne kurmuştu. Belli ki o zamandan bu
yana köpriilerin altından çok sular
akmış.
Bu yıl Davos'ta yapılacak önemli
tartısmalann ilkinin adı "Ekooomi
değfl, tophun." Davos eliti, bir başka
toplantıda "hükniDederin ve şirkrtfc-
rin rote"nü tartısacak.
Tartışma konulan arasmda, küre-
selleşmenin yarattığı gelir dağümım-
dakı bozulmalar, ülkeler arasındaki
farklılaşmalar gibi sorunlann siya-
sal, toplumsal etkilerine karşı "Mi-
cadele stratejfleri", "Pn-asalann hep
açık k»l«nı^ııı vanayabilir miyiz"
gibi başlıklar da özellikle vurgulan-
mış. Seattle savaşlannın etkileri, "Si-
vfl tophun örgûtkri: Bir Robin Ho-
od mu aramyor? Shil toplum örgüt-
leridostmu dnşman mı" gıbı toplan-
ü başhklannda da kendini gösteri-
yor. Davos toplantısı, küreselleşme
sûrecini belirleyen karan alan elit
kadrolann, Seattle'dan sonraki ilk
uluslararası toplantısı. Bu yüzden pı-
yasalann, ABD Maliye Bakanı Sum-
mers, Bundesbank ve Fransız Mer-
kez Bankası guvernorlan, Japonya
Maliye Bakanı Yardımcısı, DTÖ
Başkam Moore, ABD Ticaret Tem-
silcisi Barshefsky. Avrupa Ticaret
Komisyonu Başkam Lamy gibi üst
düzey bürokratlann kanldığı Davos
toplantısından, küreselleşmenin
bundan sonraki yönü hakkmda
önemli işaretler almayı umduklan
bildiriliyor. Görevini bırakmaya ha-
zırlanan Dünya Bankası Baş Ekono-
misti Stigtitz'ın Davos'ta yapacağı
konuşma da ilgiyle bekleniyor.
Stiglitz, Asya krizi ve küreselleş-
me bağlamında, LMF politikalanna
ve VVashington kaynakb bir küresel-
leşme modeline yönelik eleştirileriy-
Ie dikkati çekmiş. Rusya'da 10 yıllık
"letMiMuı"bir felaket oldugunu ıle-
ri sürdüğü için sert elestirilere hedef
olmuştu. Bu yıl beş başkandan dör-
dünûn, 78 bin ile 250 bin dolar giriş
ücreti ödeyen büyük şirketlerin yö-
neticilennin oluşturduğu Davos zir-
vesi, önüne koyduğu sorulara doyu-
rucu cevaplar bulabilir mi? Bu pek
belli değil, ama şu kadan kesin:
Toplantılar Seattle savaşlannın.
küreselleşmenin geleceğine ılişkin
olarak gündeme getirdiği sorunlann
gergınliğı altında geçecek.
Ecevit 53 projeyle gîtti
MBaştarafi 1. Sayfada
nusundaki bedeflerinin sorulması üzerine istikrarü,
hıziı ve TBMM ile uyumlu çalışan bir hükümetin iş-
başında oldugunu söyledi. Türk ekonomisinin yapı-
sal aksaklıklannı gidermek için alınmasıgereken ön-
Jemleri IMF hatırlatmasına firsat vermeden gerçek-
leştirmeye çalışüklannı anlatan Ecevit, yabancı ser-
mayenin halkın ekonomi yönetımine duyduğu güve-
nin farkmda olduklannı belirtti. Ecevit şöyle kosuş-
tu: "Bu yıl Davos toplanösında Tfirfciye'mıı aktif ve
efldn bir şekilde bulunmasına düzenieykfler büyük
teem verdfler. Çünkü Türkiye'deki ekonomik abfanı-
hnu gemşoianâkiarayolaçacağmıgözfemkdBer bd-
B ü BD topiaatıya, 5nde gclen devlet adambn <ta}m-
dapottfloKdaı;ıızmuıfau'veyazarfaB-(bşHidapekçok
böyükfiaaBSkorulojıuıuıı, büyük firnûiarm tenöö-
cieri, üst düzey yöoeticfleıi gefiyoriar. Bu Uzfan için
âtş sermstye katlaa ve Törfcrye'nin oknaklanmn ser-
g&nmesi bakmımdan böyük firmtlB'. O »çıdaB ha-
Zffhkfa olarak gküyoruz."
Zürih'ten Davos'a trenle geçmesinin nedeninin so-
rulması üzerine Ecevit şunlan söyledi:
. "Ben tren yokahığnaH çok severin». Çânkü otomo-,
bide insaa araas içine hapsed&aiş gjbi oİByoc ŞeWr-
ler araa yotar gcndHife pek Iglaç ohmçan mtbOt-
knkn geçer, oysa treokr şefairterm, kasababvm, kfy-
lerin içtnden geçer. Trenin kande kesdimi özgör ttsse-
diyorBin hem de daha çok zevk akyorum. Tmtiye\k
dedemiryoiu utfiymının geüşmesniistiyoruz. Bonn
hükâmetobnık da karan bagbHbk."
Ecevit, Davos'a çantasında 24 milyar değerinde 53
projeyle gitti. Ecevit, savunma, enerii ve altyapı gibi
alanlan içeren bu 53 proje için yabancı yaünmcıLar-
dan kredı arayacak.
Yabancı sermaye kuruluşlannm temsücüerini, baş-
ta kamu hizmeti alanlan olmak üzere yap-işlet-dev-
ret yöntemiyle yapılacak projeler için Türkiye'ye
çekmeye çalışacak olan Ecevit, özelleştirmeyle saü-
lacakkamu kuruiuşlan, enerii. telekom. altyapı sek-
törleri için de yabancı yatınmcılara çağnda buluna-
cak. Davos'ta yatınmcılara,tahkimveliberaluygu-
lamalanyla "Türkiye'DİnkendSeriiçmbahııiBiazbH-
firsat" olduğunun anlatıldığı ve projelerin taruüidı-
gı "Türkiye'de YaünmFırsaÜan veProjefer" başhk-
lı kitapçık dağıülacak.
Ingiltere Başbakanı Tony Blair ile bir araya gele-
cek olan Ecevit, Jsraıl Başbakanı EbudBarak'm top-
lanüya gelmekten vazgeçmesi nedeniyle görüşeme-
yecek. Ecevit, yabancı işadamları onuriina verDecek
akşam yenıeğinde bir konuşma yapacak.
Yeııi ekonoıııi, eski hesaplar
OSMANÇUTSAy
DAVOS- Bu yıl 30'uncusu toplanan Dünya Eko-
nomi Forumu'nda ağırhklı olarak "ABD mucize-
si
rı
nin tartışılması bekleniyor. Kış sporlan merke-
zi bu zenginler kentinde, özellikle ABD ekonomi-
sinde son 10 yıldır aralıksız devam eden büyüme
ve işsizlikteki gerileme türünden "başardanıı'' bir
"dünya modeii'' olarak sunulup sunulamayacağı
üzerine görüş alışverişinde bulunulacak. Cumar-
tesi günü ABD Başkam Bill Clinton'm da beklen-
diği toplantı nedeniyle protesto gösterilerinden
korkuluyor.
tsviçre polisinden yapılan açıklamalardaher tür-
lü önlemin alındığı, Clinton'ın gelişı öncesinde
gösterilere izin verilmeyeceği kaydedildi.
Bu yıJ "NewEcoDoıny'' (Yeni Ekonomi) başlı-
gı altında düzenlenen toplanüda, Clinton'm Seatt-
le'daki DünyaTicaret Konferansı'nınbaşansızlık-
la sonuçlanrnasının nedenlen üzerine görüş açık-
laması da bekleniyor. Bu zıyaretin, Davos'un bu
yılki tek rengini oluşturduğunu üeri süren çevre-
ler ağırlıkta.
"Yeni Ekooomi"nın herkesin ağzmda anlamsız
bir slogan halini aldığım savunan bırçok iktisatçı,
medyada yayunlanan yorumlannda, gelecekte
krizsiz büyüyen birküresel ekonomi için herkesin
iyi niyet taşıdığını vurguladı. Yonımlarda, bu iyi
niyetin tek başına yetmediğine de dikkat çekildi ve
dünya ekonomisinin sadece "Kıızev üDtelerinden''
oluşmadığı haürlatıldı. Zengin Kuzey ülkelennde
enflasyonun tarihe kanşmasuıda küresel eko-
nomıde krizsiz bir büyümenin gerçekleştiğini id-
dia eden "neo-H)eral poitika yanttarT ise bunun
sadece "Kıızey'' ya da "Birind Dünyn" ülkelerin-
de gerçekleşebileceği iddialannın "tarafh" oldu-
ğunu savunmayı sürdürüyorlar. Dün başlayan Da-
vos Forumu'nda bu konulann genel tartışma ze-
minini oluşturduğu kaydediliyor. 1990'lann orta-
lanna
kadar, ıktısat teorisinde, ekonomik büyüme, dü-
şük işsizlik ve döviz istikrannın hep birlikte sağ-
lanmasınm rnümkün olmadığına çok sık dikkat
çekiliyordu. Davos'un "saMpfcri", bu hedeflere,
ABD ekonomisinin son 10 yıldır ulaştığını savu-
nuyorlar. Bu başannın büyük bir yoksullaşma ve
toplumsal patlama tehlikesini de beraberinde ge-
tirdiği görüşü ise "ideolojik oMuğu gerekçesJyte"
reddediliyor. Bill Clinton'ın, Davos'ta, bu "Aİme-
rikan başananm" nedenlenne değinmesi ve bir re-
çete üzerinde neler düşündüğünü anlatması bek-
leniyor. ABD ekonomisinin dünyaya bir model
olarak sunulabileceğini ileri süren çevrelerin yanı
sıra Seattle'daki gösterileri ammsatacak protesto-
lara hazırlanan gruplar da var. Neo-liberal iktisat
politikalanna karşı çıkan otonom, femınist ve çe-
şitli sol-sosyalist çevrelerin, özellikle yann için
gösteri çağnlannda ısrarlı olduklan gözlendi. Bu
arada, diyalog yanlısı olan ve "Bern Bfldirgesi*'
başlığı altında bir araya gelen bir dizi hükümet dı-
şı kuruluş, Davos'taki forumun yenı kurallarla oy-
nanması için artık harekete geçme çağnsında bu-
lundu. Davos'un Seattle'ı haürlatması Isvıçre yet-
kililerini, habrlatmaması da neo-liberalizm kar-
şıtlanm korkutuyor. Aralannda Ecevit ve tsmal
Cem'in de bulunduğu, Alman Başbakanı Schrö-
der'in ise e\de kalmayı tercih ettiği 2 bini aşkın
bir "seçkmler grubu", Clinton'ı bu korku altında
bekliyor.
Türldye'nin HdnciManisa davasında cezayağdı
• Baştarafi 1. Sayfada
eleştirilmeye başlandı. Kâr
amacı gütmediğini açıkla-
masına karşm forumun bü-
yük maddi kazanç elde et-
tiği ileri sürülüyor.
Buna gösterge olarak da
Cenevre'de inşa edilen
merkezinin maliyetinin 23
milyon dolar olduğu ve bu
paramn yüzde 80'inin pe-
şin olarak ödenmesi göste-
riliyor. Forumun 1999 yıl-
lık raporuna göre de gelir-
lerinde 1995 yılma göre
yüzde 57'lik bir arüşla 32
milyon dolar olduğu belir-
tiliyor.
Dünya Ekonomik Foru-
mu'nu (DEF) maddi olarak
destekleyen çokuluslu şir-
ketlerin Davos toplantısı
günderruni belirlediği ise
foruma yöneltilen ikinci
önemli eleştiri.
Buna göre, son 2 yılu"ır
en çok parayı veren şirket-
ler Davos'ta en çok temsil
ediliyor. Forumun bu yılki
beş eşbaşkanından 4'ü yıl-
lık 75 bin ile 250 bin dolar
arasmda değişen katkılar
sağlıyorlarve panellerde en
çok bu şirketlerin konuş-
macılan yer alıyor.
Başkan Schwab ise Da-
vos'ta büyük şirketlerin
temsil edilinesinin normal
oldugunu, çokuluslu bu şir-
ketlerin, tartışılan konular-
da daha fazla katkı sağlaya-
bileceğini belirtiyor.
İZJVÜR (Cumhuriyet Ege Bfi-
rosu)-Kamuoyunda 2. Manisalı
gençler davası olarak bilinen, ço-
ğunluğu üm'versite öğrencisi 10'u
tutuklu 14 sanıklı DHKP-C dava-
sında samklar 2.5 ile 15 yıl arasm-
da değişen ağır hapıs cezasına
çarptınldı. lymir DGM, böylece,
Yargıtay'ın daha önce bozduğu ka-
rannda direndi. Karann açıklan-
masmdan sonra samklar, "İşte su-
surluk adaleti. Bu vatan bizim-
le kurtulacak" sloganlan atarak
tepküerini dile getirdiler.
îzmir DGM'de sıkı süa güven-
lik önlemleri altında dün yapılan
yargdamaya tutuklu samklar, Sami
Güvercin dışındaki Mehmet Gö-
cekli, Rıza Doğnı, Sinan Doğan,
Tamer Çadırcı, Banş Yıldınm,
Ümit Kanh, Enis Aras, Ayten
Anlaş, Özcan Alev Özsev katılır-
ken, tutuksuz samklar, Şenay Kap-
lan, Sair Nedim, Yasemin Aydo-
ğan, Mahir Biçici katümadılar.
Duruşmayı acan mahkeme baş-
kam, tüm sanıklann savunmalan-
mn tamamlandığmı belirterek, sa-
nık avukatlanndan Ayşe Kurn ve
duruşmaya katüan tüm sanıklardan
son sözlerini sordu.
Avukat Ayşe Kuru, eski savun-
malanru yineleyerek müvekkille-
rinin beraatme karar verilmesini ta-
lep etti. Tutuklu sanıklardan Meh-
met Göcekli, bir diyeceği olmadı-
ğmı açıklarken, Tamer Çadırcı,
"Bürün yargılama boyunca tüm
söyleyeceklerimi söyledim, ama
inanıyorum ki bundan sonra son
sözü halkımız söyleyecek" dedi.
SanıkBanş Yıldırim, "Tahliye-
mi istiyorum. Verilecek ceza ne
olursa olsun cezaevi koşullan bi-
zinı ölümümüzdür" diye konuş-
tu.
SanıklardanAyten Anlaş, bir di-
yeceği olmadığını belirtirken,
Umit Kanlı da, "Biz yargılama
aşamasında konuştuk. Bizi suç-
luyorsunuz. Bundan sonra hal-
kın adaleti konuşacaktır " yanıtı-
m verdi. Samklar Enis Aras, Rıza
Doğru, Özsev Alev Özcan, Sinan
Doğan, arkadaşlanndan farkh bir
diyecekleri olmadığını söylediler.
Sanıklann son sözlerini söyle-
melerinin ardından mahkeme he-
yetı kısa bir aradan sonra karanm
açıkladı.
Mahkeme heyeti, dosya içeriği-
ne göre sanıklann örgüt üyesı ol-
duklan, örgût üyelerine yardun ve
yataklık yapüklan görüşüne vara-
rak karanm şöyle açıkladı:
"Ümit Kanh, Enis Aras l_2'şer
yıl, 6'şar ay. Sinan Doğan, Özsev
Alev Ozcan 8'er yıl 4'er ay. Sami
Güvercin 15 yıl. Rıza Doğru 10
yıL Mehmet Göcekli 14 yıl 7 ay.
Tamer Çadırcı, Banş Yıldınm,
Ayten Anlaş 12'şer yü 6'şar ay.
Sair Nedim 3 yıl 9 ay. Yasemin
Aydoğan, Şenay Kaplan, Mahir
Biçici 2'şer yıl 6'şar ay."
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık-
lardan Sinan Doğan ile Özsev Alev
Özcan'a verilen ceza rniktan ve tu-
tukluluk sürelerini değeriendirerek
tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme heyetmin karanm
açıklamasından sonra duruşmayı
izleyen tutuklu yakınlan, çeşitli
sloganlar atarak karan protesto et-
tiler.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Izmir
DGM'nin samklaria ilgili daha ön-
ce verdiği aynı hapis cezalarmı içe-
ren karanm eksik soruşturma nede-
niyle usul yönünden bozmuştu. tz-
mir DGM, dünkü duruşmasmda
aynı karannda direndi.
'Kıyak emeklilik' TBMM'de kabul edüdiAJSKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu'ndan 15 dakikada
geçirilen, ancak yoğun kamouyu baskısı üzerine
rafa kaldınlan "kryak emekHBk" önensı dün
gece TBMM Genel Kurulu'nda 45 dakikada
kabul edildi. 200 milletvekilinin katıldığı
oylamada, 174 kabul oyuna karşılık, 20 ret oyu
kuDamldı, 6 milletvekili de çekimser kaldı.
Önerinin kabul edilmesiyle, Anayasa
Mahkemesi tarafindan 7 kez iptal edilen ve
"mDetvekilkrine kıyak emekKKk" olarak amlan
yasayla ilgili gerekçeli karar yayunlanmadan;
elde edilen ayncahklar güvence altma almmış
oldu. Milletvekili emeklilerinin yam sua,
aralannda Anayasa Mahkemesı üyelerinin de
bulunduğu, 1500-2000 dolayında kişi için 414
milyon lira temsil tazminatı getirilmesı hükme
bağlandı. Genel kunıl toplantısından önce
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkam
Metin Şahin bir basın toplantısı düzenleyerek
tasanyı savundu. Şahin, gazetecilerin, "Bir Bağ-
Kur emekhsi 90 milyon ahrken bir mfllervektti
emeklisi 700 milyon lira almryor mu" sorusuna,
"Evet Ancak, miDetvekiDeri bir kamu görevi
yapıyor, buhınduklan konum itibanyia, yfiksek
emekli maaşı ahnalan normakhr. Şu anda 1^
mfiyar lira maaş alan bir kişmin emekli m»aynm
da yüksek olması doğakur" yamtım verdi.
'Krysk emeklflik" olarak amlan öneri üzerinde
görüşmelere geçilirken gruplar aduıa hiçbir parti
temsilcisinin söz istememesı dikkati çekti.
t
2vT]dacmck]ilikyT»k
<
Sadece TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkam Metin Şahin söz alarak bazı açıklamalar
yaptı. Şahin, temsil tazminatmdan şu anda görev
yapan parlamenterlerin yararlanmasımn söz
konusu olmadığını söyledi. Halen görev yapan
ve emekli olmuş milletvekillerine üave bir artış
getirilmediğmi kaydeden Şahin,
milletvekillerinin 2 yılda emekliliğinin de söz
konusu olmadığuıı vurguladı. Sözleri alkışlarla
karşüanan Şahin, "Sade vatandaşm bizfan
akhğnnız maaşlarda gözü oldugunu
dfişünmüyonun. Yeter ki, onlara hizmet verefim.
Kamuda ûcret stralaması befli, miDervekilleri
belki 20, belld 30. su^da. Sade vatandaş,
onuruyla hizmet eden millet\ekillerüıe kem gözfc
bakmaz" dedi. Maddeler bızla okunup
oylamrken TBMM iktidanyla, muhalefetiyle
görüş birliği sergiledi. Oylamada ise, sadece 20
milletvekili önenye karşı oy kullandı.
_ ••
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
kemesi'nce araştınlmakta olan bir parti.
Peşrevi uzatmayalım, maddelere geçelim:
1 - Kamuoyu FP-ordu gerginliğinin sadece son ucu-
na bakarak degertendirme yapıyor. Hizbullah operas-
yonunun başlamasının hemen ardından FP'lilertelaş-
la, bu vahşi örgütün devletle bağlantılannı öne çıkar-
maya çalıştılar. Yeri geldikçe söylüyoruz, bu yapıl-
malıdır. Ancak FP'nin olağanüstü telaşlılığının altın-
da neyin yattığını görmek uzun sürmedi; Anadolu'da
kimi FP'liler de gözaltına alınmaya başladı. FP bu kez
sakjın hedefini daha net seçip, 28 Şubat'a yüklendi.
Bunun üzerine 24 Ocak'ta Genelkurmay iki sayfa-
lık bir açıklama yaptı. Açıklama nazikti, ilk tümce
"...üzüntü ile izlenmektedir" diye bitiyordu. Bu açık-
lama 25 Ocak'ta gazetelerde yer aldı. Aynı gün Ku-
tan, partisinin grup toplantısında bilinen tümceleri
kullandı. Ertesi gün de Genelkurmay'dan daha sert
bir açıklama getdi. Sürecin gelişi bu, bakalım gidişi
nasıl olacak.
2- Kutan'ın, Tanklan Hizbullah'ın üzerine niye sûr-
mediniz" sözlerinin kendisine ait olmadığını söyleye-
rek başladığı savunması için en hafrf tanımla şunu
söyieyebiliriz:
Oryantal! - '
Yani, Doğu anlayışına göre bir açıklama! Onlan bir
köşe yazan yazmış, oradan almış. FP'nin yayın orga-
nı Milli Gazete'nin önceki günkü manşeti sekiz sütu-
na Kutan'ın grupta yaptığı konuşmaya aynlmıştı. Ora-
da alıntıdan söz edilmryor, Kutan dedi ki, diye başlı-
yordu. ÂJemi sersem, milleti kör sanabilirsiniz ama,
bari Allahtan korkun!
Gel de bir kez daha Prof. llhan Arsel'e selam ver-
me:
"Şeriatçı, kendisini güçlü hissettiği an kılıcını çe-
ker, güçsüz hissettiği an elinizi Öper!"
Metnin faili meçhul!
3- Kutan'ın yaptığı konuşmayı kimin hazırtadığı du-
yurutmadı. Yani faili meçhul. Kutan'ın konuşmalan
birkaç kişilik dar bir grup tarafından hazırianıyor. Ku-
tan da okuyor. O konuşma her zamanki ekibin hazır-
ladığı konuşma değil. Grılarda, "Biz böyle birşeyyaz-
mamıştık" diyoriar.
Yazılı konuşmayı, azılı hale getiren kim olabilir? Bu
kişinin adının baş harfi belki Necmettin'in N'sidiıi
4- FP adına dünkü basın toplantısını kimin düzen-
leyeceği önemliydi. Bu anlayışın yenilikçisi-eskilikçi-
si olmaz ama, parti içinde "yenilikçi kanat" diye ge-
çenlerden biri mi düzenleyecekti, ak saçlılara yakın
biri mi, Erbakan'ın doğrudan etkisinde olan biri mi?
Üçüncü şık geçerli oldu. Veysel Candan, yakın
geçmişte FP içini dalgalandıran yönetim değişikji-
ğinde genel başkan yardımcılığına gelmiş bir kişi. &-
bakan, Çiçek ve benzeri ANAP kokanlann üst yöne-
timden uzaklaşmasını istemiş, yeni bir ekip oluştur-
muştu.
Candan dün gerginliği tırmandırma yönünde de-
ğerlendimieler yaptı. Bir gün önce Cingöz Recai,
"Benim söyledigim sözter benim değildi" diyor, er-
tesi gün Veysel Erbakan, affedersiniz Candan, "Bû-
tün söylediklerimizin arkasında durvyoruz" diyor!
5- FP'nin kapatılmasına ilişkin d^va devam eder-
ken, biri çıksa da tam bu süreçte FP'ye zarar vere-
cek bir şey yapsa desek, Kutan'dan iyisini yapamaz-
dı! FP'lilerin gerginliği tırmandırma eğiliminde oldu-
ğu dikkate alınırsa, bu politikanın arkasında ne var,
sorusu akla geliyor.
Konunun bu yanını aynca ele alacağız.
6- Bütün olup bitenlere karşın hâlâ sorma gereği
duyduğumuz bir soru var.
MNP, MSP, RP çizgisinin ardından FP Türkiye-
lileşebilirmi?
Cokzorgörünüyor...
Bilim adamlan kopyalama yönteminin sonuçlannı
araştınyortan kopyalanmış inekten bir kopya daha çı-
kanp ne olacağına bakryorlar...
Bu kadar emeğe ne gerek var?
Bize gelsinler, bizde siyasal kopyalama var... '
Sonuçlan da ortada!
Akaryakıt vergisi
TEFE'ye endekslendi
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Akaryakıtta nıspi
vergilemeden maktu vergı-
leme sistemine geçilmesi,
maktu miktarlarm da toptan
eşya fryatlan endeksıne
(TEFE) bağlanmasını öngö-
ren tasan dün akşam TB-
MM Genel Kurulu'nda ka-
bul edildi. Görüşmeler sna-
sında Maliye Bakanı Sâmer
Oral'a vekâleten konuşan
Onnan Bakanı NamiÇağan,
"AB ülkderine uygun bir
düzeokme gerçekleştirifiyor.
Vergmaıfiyaüarkarşısmda-
kitara&zfeğı sağbuıacak. Ta-
san 0e VHÇ yükünde de ar-
dŞ değü, azahş
nr" dedi. TBMM Genel Ku-
rulu'nda dün akaryakıtta
vergikme sistemini değıştı-
ren tasan görüşülerek kabul
edildi. Orman Bakanı Nami
Çağan, tasanmn herhangi
bir vergi yükü getinnediği-
ni vurgulayarak, şunlan söy-
ledi: "PetroJ fiyadanndaki
arüş tüketici RyaÜarma ken-
disinin üzerinde bir arüşla
yansryor. Bunun nedeni nis-
pi vergiden dolayı petrol fi-
yatfaui arüsı piramitieserek
t&kctidye yansryor. Petrol fl-
yaflarmda azahna meydana
gekfi^inde de, bu azahna
kendismden fazla bir vergi
yfikû azahnasınayol açmak-
tathr. Mahye, gefir beklenti-
sinde yanı^ıya dûşebOmek-
tcdh". Tasannm kabul edil-
nmiykABûhelerindeoU»-
ğu gibi akaryakıt tüketim
vergBİnde maktu vergi ny-
guteması getiribniş otacak."
Çağan, maktu verginin enf-
lasyonist ortamda aşmması
sakıncasının da, tasanda yer
alan toptan eşya fıyatlan en-
deksine bağlanarak artnnl-
masma ilişkin düzenlemey-
le giderileceğini söyledi.
TBMM'de dün kabul edilen
yasayla getinlen düzonle-
melerden bazüan şöyle:
• Maktu vergi tutarian her
ay, bir önceki ayda uygula-
nan vergi tutarian esas aun-
mak suretiyle DtE tarafin-
dan aylık olarak ilan edilen
toptan eşya fıyatlan endek-
sine göre değışecek.
• Bakanlar Kurulu, mak-
tu vergi tutarlanm Avrupa
Para Birimi (Euro) veya ya-
bancı para birimlen karşıü-
ğı Türk Lirası olarak uygu-
1atmaya ve uygulama dö-
nemlerini gün veya ay ola-
rak belirlemeye yetkili ola-
cak.
• Bakanlar Kurulu, mak-
tu vergi tutarlanm her bir
mal itibanyia ayn ayn veya
topluca en yüksek vergi tu-
tannın iki katma kadar artnr-
maya veya sıfıra kadar indir-
meye, bu sınniar içerisinde
ürün türleri, çeşitleri, kulla-
nım yerleri veya ithalatın
şekline göre farklı tutarlar
belirlemeye, maktu vergj
uygulanacak birimleri de-
ğıştırmeye yetkılı olacak.