Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 22 OCAK 2000 CUMARTESJ
HABERLER
Menzilci kanadın dergisi Hira, tlimci kanadın devlet desteğiyle hareket ettiğini ileri sürüyordu
İlimcilere kontrgerilla suçlaması
M
enzilci kanadın yayın organı
"Hira" dergisi, yayınını sür-
dürdüğü dönemde sürekli
"Üimcüer-devJet" ilişkisinden söz etti.
llımcilenn, kendilerinden silahlı eyle-
me karşı çıktıklan için aynldığını vur-
gulayan derginin birçok sayısmda,
"İlimcilerin devlet desteğmi alarak
Müsiüman halkazulüm yapüğı'' yazıl-
dı. 199 ] ye ı\L SaidIpektarafindan ya-
yımlanmaya başlayan derginin Eylül-
Ekim- Kasım 1994 tarihli 14. sayısın-
da ilk önceleri silahlı eyleme girme-
yen, ancak îlimcilerin saldınlan üzeri-
ne misilleme yapmaya başlayan Men-
zilcilerin lideri Fîdan Güngör'ün kaçı-
nlması ve bunun arkasındakı nedenler
derinliğine irdelenıyor:
Fidan Güngör, 11 Eylûl 1994 giinü
Istanbul'un Güngören semtinde örgüt
ûyesi Sabahaddin Talayhan'la birlikte
ortadan kayboldu. Hira'ya göre Gün-
gör ve Talayhan. "sivfl kryafetli potisler
tarafindan aükonuldu" Yıne Hira, bu
iddianın ardından şu satırlan sıraladı:
"Alıkoyanlann devletin hangi biri-
mine bağü olduğu bilinmivor. Olayı
mûteakip semt karakollarmdan Curo-
hurbaşkanlığı'na kadar Ugili tüm mer-
cilere başvurulmasına rağmen biçbi-
rinden doğru dûrûst cevap alınamadı_
Sanki devletia Ugili birimleri Fidan
Güngördiye bir şahsı tanımıyorve ola-
yı es geçiyorlardL_"
Hira, özellıkle Güngör'ün ortaya çı-
kanlması ıçın "bazı paıiamenterlerin
devreye girdiğini, bunun netice verme-
diğini, aynca değişik şahsiyetlerin de
çaba ve teşebbûslerinin sonuçsuz kakn-
ğmı" yazdı.
Dergi, Fidan Güngör'ün devletin ba-
zı birimlerince alıkonulduğunu öne sü-
rerken buna kanıt olarak Diyarbakır
Emniyet Müdürlüğü'nün 9 Mayıs
1994 günü Cumhuriyet gazetesine
yansıyan açıklamasını gösterdi:
"Güvenlik güçlerince Hizbuflah'ın
tfim ve Menzü kanatlannayönelik baş-
lablan operasyon sonucu Menzil lcana-
dııun cihat sorumlusu Emın Tenşı fle
birlikte 22 militanın yakalandığı bildi-
rüdi Diyarbakır DGM'de sorgulanan
sanıklann 30 cinayet işlediği kaydedü-
dL Menzil kanadinın liderinin İstan-
bul'da arandığı açıklandı_"
Hira'ya göre "Bderden kasıt Fidan
Güngör'dfi» Diyarbakır'daki sorgula-
mada polis, Fidan Güngör'ün tstan-
bul'da olduğunu ve ondan hesap sora-
caldannı defaiarca tekrariamıstı*\
Menzilcilerin Hira dergısı, liderleri
• Menzilcilerin lideri Fidan Güngör, 11
Eylül 1994 günü Istanbul Güngören'de
örgüt üyesi Sabahaddin Talayhan'la birlikte
ortadan kayboldu. Hira'ya göre Güngör ve
Talayhan, "sivil kıyafetli polisler tarafindan
alıkonuldu..." . . .
B A T M A N ' D A N İSTANBUL'A
M E H M E T F A R A Ç
Fidan Güngör'ün ortadan kaybolma-
sını aynı sayıda kapak yaptı ve şu baş-
lığı kullandı:
"Devkt,Fidjuı Güngör'ehangiyüzü-
nü gösterdi...7
"
MHletveklll.
Menzllclyl arıyor
Dergi "deviet-tBmciler kanadinın
iiişidsi^nı ısrarla sık sık yazdı. Bunun
dışında Fidan Güngör'ün kaçınlması
olayında basının susturulduğundan,
olaya Beklenen Valdt ıle Sdam gazete-
lerinin ilgi gösterdiğınden söz etti. Hi-
ra, Beklenen Vakit'ten yapüğı alınti-
da, Menzilci Fidan Güngör'ün kaçınl-
ması olayına, dönemın RP Kaysen mıl-
letvekillennden AbdnHah Gül'ün "eJ
koyduğunu" vurguladı.
Derginin ilginç bir saptaması daha
var: Güngörve Talayhan'ın kaçınlma-
sı öncesinde "dönemin MTT Müsteşa-
n Sönmez KöksaJ ABD'ye gftmiş, esld
ABD Dışisleri Başkanı Henry Kıssın-
ger da Antalya'da bir konuşma yapü".
Hira şöyle devam etti:
"Kisuıger, halkm arasında gizti Müs-
hıman liderierin olabüeceğini radikal
harekeder konusunda dikkatii ohınma-
sı gerektiğbıi ifade etti."
Klm bu Gürtgör?
Fidan Güngör'ü en iyi tamyan Hıra
dergisi, onun yapısını şöyle aktarmak-
tadır:
"FidanGüngör,Güneydoğuhıinsan-
lardandır.Diyarbakıriı birişadamı,ay-
nı zamanda insanlığa hizmet etmek
amaayla yazuar yazan, arasorma ya-
pan bir yazardu. Binlerce fidan yetis-
tirmiş, fâdr, siyaset ve dava adamı olan
enderbir sahsryettir. Fidan Güngör bir
ûlkede yüz yılhk bir dönemde çıkabile-
cek beş-on insandan biridir_ Böyk bir
insan kontranın hedefi oJuyor—"
Güngör'ün kaybolmasuun ardından
tHD Başkanı Ercan Kanar ıle Maz-
lum-Der Başkanı Tufan Mengi'nin ba-
sın toplantısı yaptıkları Basın Müze-
si'nin önünde tslamcı gruplar şu slo-
ganlan attılar:
"Amerika tslamı engelkyemez",
"Kahrofaun kontrgeriDa".
Dergmin, Güngör ve Talayhan'ın ka-
çınlması olayını irdeledikleri sayfala-
nn bitırmnde bir başka konu şu başlık-
la sunuldu:
-tşbiliriik ve işbiriikçilik iküemiııde
HizbuHahçüar-"
Güngör ve Talayhan'ın kaçınlmasm-
da devletin ıçındeki birimleri suçlu gös-
teren Menzilcilerin daha sonra tlimci-
leri hedef göstermesi dikkat çekmekte-
dir. Yazı şöyle devam etmektedır:
"TC'yi kuUanmak Hizbullahçılar
(tHmdkr)için bir şerefkaynağrysa, TC
tarafindan kuüanılmak neyessğar? Hi-
ra dergisi sırf TC'vi PKK'den daha iyi
gönnediği için PKK işbirBgi>ie suçla-
nıyon Işuı asd garibi, TC'nin ve Hiz-
bnllahçıfaınn söytemkrinin aynı temd-
de geüşmesL HiyİMillahçılar, TC P-
KK'den daha iyidir' diyor. TC'nin ek-
meğüıi yemişier helhalde. Hira dergisi
ise her firsatta TC eşıttir PKK' diyor.
Sonra da 'Hizbullahçılar eşittir TC, o
da eşittir PKK' dedi. Yani üç tarafh bir
denkfcm-. Bifinıneyeni de yok_"
Bir bagka cinayet
Hira'nın üç bdinenli denklem diye
nitelediği olavlar içinde Menzilci ka-
nattan Molla ıhsan Veşilırmak'ın 8 Şu-
bat 1993 günü Batman'da öldürülmesi
de var. Hira'ya göre Yeşilırmak'ı
"tlimdfcr öMürdö,snçnPKK'nin fize-
rine atü"... Dergi buna kaynak olarak,
cinayetten sonra Yeni Ülke gazetesini
arayan birkışinin, cinayeti "ARGK(P-
KK'nin askeri kanadı) gerillalan adı-
na üstfcndigini'" söylemesıru gösterdi.
Dergı, cinayetin tlımcilerin kullandığı
Takarov marka tabanca ile işlendiğine
dikkat çekerek tetıği çekenlerin adre-
sini de açıkça verdi:
"Hizbuflahçılar^ (llimciler). Bu id-
dia bir başka iddiayı da içermektedir.
Dergi sürekli "Hizbullahçılar'* deyı-
mini kullanarak kendı gruplannı
(Menzilciler) bu yapüanmadan uzak
tutmaktadır.
Fidan Güngör ve Sabahaddin Talay-
han'ın cesetleri olayın üzerinden 6 yıl
geçmesıne karşm bulunamadı.
Itırafçı Abdülaziz Tunç'un Güngör
M e n z i l c i l e r i n S i y a s l v a s l y e t n a m e s l
'Cehalet, Dar-ülîslam'daözür sayılmaz'Hizbullah'ın
Menzil kanadı kuru-
cusu ve dini lideri
Molla Mansur Gü-
zeJsoy, ha>Tanı oldu-
ğu Iran'ı hep düşün-
dü, Ayetullah Hu-
meyni'nin çizgisini
benimsedi v e hasta-
landığında, tedavi
obnak için gittiği
Iran'da öldü. Men-
zilciler bunu uzun
süre gizledi.
Güzelsoy'un ya-
zılarmın toplandığı
kıtabın önsözünde,
"Hkretertigiülkede
geçirdiği hastahktan
dolavı ameli>at oldu.
İki a> hastanedekat-
dıktan sonra 15 O-
cakl996'daA0alı'm
rahmetine kavnş-
tu_" deruldi.
Güzelsoy, biri 4
Kasım 1995 tarihli
"TeseOiname'', di-
geri de "Siyasi Vasi-
yerjıame" olarak iki
yazı kaleme aldı.
"Siyasi Vasiyetna-
me" aslında Hizbul-
lahçı düşünceyi
yansıtması bakı-
mından, bireysel de-
ğil genel bir anlayış,
zihniyet ve çizgi
olarak görülmesi
gereken bir mani-
festo nıteliğindedir.
Siyasi Vasiyetna-
me'nin önemli bö-
lümlerinin özeti
şöyle:
"Aziz dava arka-
daşlanm!
HepinizLAIlah'ın
selamı üe selamlryo-
rum.
tslami mücadefc
veçahşmanızıtebrik
eder, Cenab-ı Aüah'tan Şeriat-ı Ğar-
ra doğnütusunda dûnyada muvafifak
obnanızı, Ahiret'te de mesud olmanı-
zıdilerim_
„ Siz tslamın davasına sahip çıkb-
ğuıız zanıan, ciddi ve samimi olarak
sahip çıkmız! Kendinizi memur sıfa-
tmda telakki ediniz hetn de Allah'ın
memuru olarak.L Aynı zamanda da-
vayı kendinize mesiek hahne getiıip
Menzfldlerin dergisi Hira, IlimciJer tarafindan öMürûlen sempaazan ve nuHtanlannı yaymlarmda "şehrt" sıfabyla duyuruyordu.
Cinayet yöntemleri:Ya satır, ya tek kurşun
Silahlı eylemler: •,<>-
Emniyet Genel Müdürlüğü raporlanna
göre Hizbullah, eylemlerini 15-18 yaş
arası tetikçilere yaptınyor. Tetikçi bir
başka militanın gözetimmde hedefine
arkadan yaklaşarak 1-2 metre mesafeden
kurbanın kafasına ateş ediyor. Orgüt
tetikçileri olay yerinden yaya olarak
kaçıyor. Bazı iddialara göre silahlan
camılerde gizliyor. Örgütün eylemlerde
kullandığı silahlardan çoğunun sonu
bilinmiyor.
Satırlı saldırılar:
Hizbullah militanlan son yıllarda satulı
saldmlan da yoğunlaşürdı. Özellikle lise
öğrencileri De çevrede "gayri ahlaki
davTanışlarda bohınmakia" suçladıklan
kadınlara yöneük eylemlerde sanr
kullanılıyor. Bir çeşit dönerci bıçağı olan
saün boynun arkasmdan ceketmin içine
uzatan militanlar, hedefe yaklaştıklannda
saün çekerek kurbanın boyun ve kafa
kısmına vuruyor. Örgütün korkutma
amaçh saldınlarda hedefe satınn ters
yüzü ile, öldürme amaçlılarda ise keskin
yüzüyle vurduklan beürlendi.
Orgüt, kundaklama eylemlerinin yanı
sıra demokrat öğrencilere yönelik darp
eylemleri ile propaganda amaçh bildiri
dağıtma, afiş ve pankart asma eylemleri
de gerçeklestiriyor. Örgüt, genelde bu
eylemlerde "Isiami Cihat-B (tslami
Yumruk)" gıbi adlar kullanırken
öldürme, yaralama, kundaklama
eylemlerinin hiçbirini üstlenmiyor.
Hizbullah "Hira" adh bir dergiyi de
propaganda amaçh dağıtıyor.
'Ben mesiek sahibiyim, mesleğim
var, mesleğime iyi sahip çıkmahyım,
hakkıyla sahip çıkmazsam, ciddiye al-
mazsam, gayri ciddi olurum' diye
kendinizi sorgulamahsıııız. Bu mûna-
sebetfe, şehit Seyyid Kutub (Mısır kök-
tendinci hareketinin baş teorisyeni)
şöyle diyor:
'Ya lslamın tamamıru alınız ya da
tamamını bırakımz!..' Demek Id bir
davaya sahip çıkıküğı zaman, ddden
sahip çdalmab vehakia verihnevt gay-
ret edflmelidir»
_ Şunu da bflmenyiz Id 'İslamı ha-
rekette, Islarrun temel düşünce ve
prensiplerinin bulunması gerekir'
derkea, gnıpçuhık ve cemaat taassu-
bundan azat olmak gerektiği de anla-
şdmabdır. tslamın temel düşünce ve
prensiplerinin fevkinde (üstûnde) her-
hangj bir fîkir, düşünce ve lostas ola-
maz. Cemaat taassubn herhangi bir
harekette bulunduğu zaman. o hare-
ket cahfli ve sapık bir hareket srfatun
kazanır_
_ Işte tslami hareketkr içinde her-
hangi bir hizmet verilirken. îslamın
temel düşünce ve prensipleri doğrul-
rusunda verilmeBdir. Cebalet, Oar-ül
tslam'da özür sayıhnaz—"
ve Talayhan'ın kaçınlması konusun-
daki açıklamalan, Menzilcilerin Hira
dergisinin aksini aktanyor. Menzilciler
olayda devleti sorumlu tutarken, Tunç,
eylemi îlimcilerin yaptığmı söyledi.
Tunç mahkemede şöyle dedi:
"_ 1995 yüında Edip Gümüş'ün
(Beykoz operasyonunda yakalandı) ta-
timatrvla Hizbullah'ın Menzil grubu li-
deri Fidan GüngörileSabahaftin isim-
B bir şahıs kaçınkn. Sabahattin (Talay-
han) daha sonra öldürüldü. Bu olayın
ardından İstanbul'un Güngören ilçe-
sinde 'Dede' kod adh örgüt mensubu-
nnn evine gjttik. Burada bir süre kal-
dıktan sonra Batman'a geri dondük."
Bu açıklamadan da görülüyor ki
Güngör ve Talayhan'ın ortadan kay-
bolduğu Güngören'de, îlimcilerin bir
hücre evi vardu-.
Menzilcilerin, 1993-94 arasındaki
çatışmalarda öldürülenier arasında Di-
yarbakır tlim grubu tetıkçisi de vardı:
Lokman Pirizade Aynı kanadın Bat-
man'daki beyni Imadettin Kasak da
uğradığı salchnda yaşamını yitirdi.
Içsava; hızlandı . • •- .
Güneydoğu'da geçenyıl PKK'Ulere
yöneük yoğunlaşan failı meçhul cina-
yetlerin hedefi de Hizbullah yandaşla-
nydı. Ancak bu kez hedef de vuran da
aynı kesimdi. Yani llimciler, Ilimcile-
ri öldürüyordu. Geçen yılın ortalann-
da başlayan cinayetlerin ilkı Batman'da
Ipragaz Mahallesi'nde cami imamı Sı-
raç Yddız'm öldürülmesiydi. Bat-
man'da işlenen 4 faiü meçhul cinaye-
tin hemen ardından olavlar Dıyarba-
kır'a sıçradı. Diyarbakır ve Batman'da
bir yıl içinde öldürülen bazı îlimcile-
rin adlan şöyle:
u
ArifBaşka,ZübevirKartal,Alunet
Şera, Veysi Sehmoğlu. Mehmet Nuri
Sapmaz, Ahmet Baytemur, Mahmut
Ergin, Hasan Duran, Ahmet Umg, Yü-
mazKara." Saldınlarda yaşamını yiti-
ren biri kadın dört kişinin kimlikleri de
behrlenemedi, aynı dönemde üç kışi
de kaçınldı.
AJan'lar dldOrûlûyor
Cinayetlerin, örgütün iç hesaplaşma-
sı sonucu işlendiğıni beürten polis yet-
küileri şu bilgileri verdiler:
"Yakalayıp DGM Cumhuriyet Baş-
sa\cıhğı'na gönderdiğimiz bazıHizbul-
lahçdaruı serbest bırakılmalannın ar»,
dından bu kez örgüt tarafindan sorgn-
fauunklannı tesphettik. HizbuDah sor-
guladıgı insanlann polis ifadelerüü
arasrjnyor. GözalOnda örgütle Ugili
önemli bilgi verenler infaz edilhor. Or-
gütün operasyonlaria etkistz hale gel-
mesi iç hesaplaşmayı artnnyor."
Cinayetlerin arttığı geçen ay bir ba-
sm toplantısı yapan Diyarbakır Valisi
Cemil Serhadh ise iç catışmaya şu yo-
rumu getirdi:
"Son dönemlerde HizbuDahterörör-
gütû tarafindan işlenen örgüt içi cina-
yetler devlet tarafindan işleniyormuş gi-
bi lanse edildL Bundan hareketle, bun-
dan böyle yapacağunız acıklamalar ka-
muoyunun bilgflenmesi baknmndan
zorunhı hale gehniştir."
Diyarbakır kent merkezinde işlenen
cinayeüerin Hizbullah'ın iç hesaplaş-
masından kaynaklandığını vurgulayan
Serhadh şöyle devam etti:
"HizbuDah terör örgfitü tarafindan
işlenen cinayetlerin tamamen bir örgüt
i nesaplaşma olduğu açıkça ortadadn*.
güt kendilerince ajan olarak tabir
ettikleri örgüte bağlıhğından şüphe
duyduğu mensuplannı önce kaçmyor,
sorguhryor ve diger militanlanna ör-
nek ohnası açısuıdan şehrin muhteüf
yerkrinde sokak aralannda öldürüyor.
Kaçırma olayını gerçekleştiren örgüt
daha sonra kaçınlan şahsm ailesini te-
lefonla arayarak 'Bız polısız. oğlunuz
bizde' şekfinde konuşuyor. Bazızaman
ise kaçırmak istediği şahıslann kapda-
nnıyine "Bız polısız' drjeaçtmj'or.'Vâ-
tandaslardan kapılarma gelip polis ol-
duklanm söylevenleri 155'e bfldirmek-
riniistiyoruz.C>rgüteyöneUkMartl999
tarihinde yapılan operasyonda Hizbol-
lah'ın dağuma süreci içerisinde oldu-
ğuna ilişkin bir militanın el yazısryla
yazdığı raporda, ' Diyarbakır'da son
günlerde çok önemli arkadaslar yaka-
landı. Hepsinin de yakalanma şekılle-
ri ve zamanlan çok gariptir. Poüs bu se-
fer önemli netıcelerin peşinde ve çö-
kertme niyetindedir. Büyük bir operas-
yon hazırlığı vardır' şekKndeki cümle-
kr dikkat çekmistir."
Hizbullah'ın iki kanadı arasında Bat-
man, Diyarbakır, Mardin ve çevresin-
de 300'den fazla kişi öldürüldü. Bu sa-
yuun çok daha fazla olduğunu öne sü-
renler de var. Devlet yetkiülerine göre
de bu sayı, hücre evleri ve mezarhkla-
nn ortaya çıkardmasıyla nedeşecek.
Ancak şu gerçek unutuhnamahdır:
Hkbullah'ı düşünce düzeyinde geliş-
tiren Menzilciler, îlimciler tarafuıdan
zorla çekildikleri iç çatışmada yenilen
taraf oldular. Dini ve siyasi liderleri ile
üst düzey yöneticilerinin çoğu öldürül-
dü. Bu çatışmada en az 200 kayıp ver-
dikleri söylenmektedir. Menzilci kanat
faaliyette bulunduğu Güneydoğu'da
önernli oranda tasfiye edilmiştir. Ör-
gütün küçük bir kanadımn "^fikri, teb-
lig ve davet çalışmasmı sürdürdüp"
ifade edilmektedır.
SÜRECEK
CUMARTESİ
Y4Z1LARI ~WA-J*I
ATAOL BEHRAMOĞLU
Nâzım Hikmet'in ;
İdeolojisi ve Şiiri...
Yüzlerce sayfalık kitaplarda irdelenmesi gereken
bir konuyu birkaç daktilo sayfasına sığdırmak zo-
runda olduğum için okurlanmdan özürdilerim. Fa-
kat son zamanlarda Nâzım Hikmet'in şiirine ve
"ideoloji"sine ilişkin belki sizlerin de dikkatinden
kaçmamış olan bazı hafrf yaklaşımlar nedeniyte,
bir sütunluk yazıyla da olsa düşüncelerimi belirt-
mek gereksinimini duydum.
"ldeoloji"den başlayalım... Bunun için "Dictiona-
ire Hachette de la Langue Française"tn aracılığı-
na başvuruyorum: Bir döneme (çağa) ya da bir top-
lumsal gruba özgü felsefi, toplumsal, politik, ahla-
ki, dinsel vb. fikirierin (ide'lerin) toplamı.
Şimdi, eski (ya da hâlâ) faşistinden bir zamanla-
nn herkesten daha keskin Marksistine kadar, "Nâ-
zım Hikmet'in ideolojisieskimiştir, ölmüştür, değer-
sizdir, fakat şiiri büyüktür" türünden görüş belir-
tenlere soruyorurn:
Nâzım Hikmet'in şiirierindeki felsefi, toplumsal,
politik, ahlaki, dinsel vb. ftkirleri tek tek inceleye-
rek mi bunlann artık eskimiş, değersizleşmiş, öJmüş
olduğu sonucuna vardınız?
"Nâzım Hikmet'in ideolojisi" derken zihninizde-
ki kavram nedir?
Söz konusu kişi ve çevrelerden sorulanma yanrt
alamayacağımı, kanşık kafalannın biraz daha ka-
nşacağını tahmin ediyorum.
• • • • '-••"•-• "•'-• l
Doğrusunu isterseniz, bu gibi kimselere çok faz-
la haksızlık yapmak da istemıyorum. Çünkü aynı
kafa kanşıklığının değişik biçimleriyle her an karş»-
laşmak olası. 12 Eylül askeri mahkemelerindeyar-
gılanırken (suçlama konulanndan biri de düzenle-
nen gecelerde Nâzım Hikmetten şiir okumaktı)
"Nâzım Hikmet'in ideolojisi başka, şiiri başka" tü-
ründen savunma yapan (bunun herhalde daha akıl-
cı olacağını düşünen) arkadaslar oldu. Kendi sa-
yunmamda ben "Nâzım Hikmet'in ideolojisiyle şi-
irini birbirinden ayıramazsınız" dediğimde; bu ar-
kadaşlann şaşkınlığını ve yargılama makamında
oturan kişinin yüzünde beliren sevinçli anlatımı
anımsıyorum... Sözlerimi aşağı yukan şöyle sürdur-
müştüm: "Ayıramazsınız, fakat söz konusu olan
şey bir sanat yaprtıysa eğer, onu sadece düşûn-
ceye indirgeyerekyargılayamazsınız... Sanatyapı-
tı içerdiği düşünceden bağımsız değildir; ama o-
nun dile getirilmesinin, propagandasının aracı da
değildir." .. v .. , . ,„-
• • • • •• • '
"Ideoloji ve sanatyapıtı" konusuna, Nâzım Hik-
met özelinde, biraz daha yakından bakalım. Cft-
müş olduğu söylenen ıdeoloji "Marksizm "dir. Bu id-
dia, kendi içinde bir hafifliği zaten taşıyor. Manc ve
Engels'in temellennı artıklan düşünce dizgesinin
(ideolojinin) en azından Platon'un Kant'ın, He-
gel'in düşünce dizgeleri kadar canlı ve saygıya de-
ğer olduğunu tartışmayı bile gülünç ye an/amsız
bulurum. Idealist felsefeden etkilenmiş bir sanat-
çının (diyelim Milton'ın, Meviana'nın, Dante'nin,
Goethe'nin, Yunus Emre'nin, Fuzuli'nin, Yahya
i"
t1
K«rna»'in, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın) sanatını, bu
etkilenmeden bağımsız değeriendiremezsiniz. A-
ma bu sanat ürünlerinı, herhangi bir düşünce diz-
gesinin kalıplanna indirgeyerek de değeriendire-
mezsiniz. Nâzım Hikmet için yapılan (sanki öyle
yapılmıyormuş, tersi yapılıyormuş gibi yapılan) bu-
dur. Yani, şöyle bir mantık: Marksizm ölmüştür, Nâ-
zım Hikmet Marksistti, ama Nâzım Hikmet yaşıyor...
Peki, neden? Bu pek belli değil. Büyük şairdi tü-
ründen yyyarlak sözler ve herkesin kendi "meş-
reb"'me göre seçtiği birkaç dize... Çünkü asıl söy-
lenmek istenen, Nâzım Hikmet'in büyüklüğünden
çok, Marksızmın ölmüş olduğu...
•••
Şimdi, Nâzım Hikmet'in büyüklüğünü ben, dilim
döndüğünce ve yazımın son paragrafı elverdiğin-
ce anlatmaya çalışayım: Büyüktü, çünkü ergenlik
şiirierinde de görülebileceği gibi duyariı, insancıl,
yurtsever ve duygulannı dizelere dökmede yete-
neklı bu genç şair, 1920'lerde Marksizmle tanışın-
ca önünde geniş ufuklar açıldı. Hece döneminde-
ki kimi şiirierinde ve "Yalnayak'ta, gerçekçi ama
popülist öğeter de taşıyan şiiri, bu tanışıklıktan son-
ra, "Hopa Hapishanesi Notlan", "BenerciKendini
Niçin Öldürdü?" vb. şiirienyle Türk şiirine benzer-
siz konular ve biçim özellikleri kazandıran destan
şiiriere doğru genişledi. "Şeyh Bedrettin Destanı",
"Memleketimden İnsan Manzaralan" gibi büyük,
eşsiz biryaprt, öldüğü söylenen ideolojiyle tanışık-
lığı olan bir sanatçı tarafindan yaratılabilirdi ancak.
Yaratıcılığının bütün dönemlerinde, hiçbir zaman
yadsımadığı, yadsımayı herhalde akJından da ge-
çirmediğı, bireysel kişiliğinin özellikleriyle örtüşüp
bütünleşen "/deo/oy/"sinin etkileri, izleri, kazanım-
lan yardır... Ve sonuç olarak son birkaç söz: "Ide-
oloji" kayramını, içeriğinden boşaltıp kavramsal
zenginliğini sığlaştırarak salt bir siyasal söylem ya
da tavıria özdeşleştiımek, cehalet değılse eğer, ba-
sitlik ya da kasrtlı bir davranıştır. Bir sanat ürününü
salt düşünsel öğeler toplamına (yani, gerçek anla-
mıyla ideolojiye) indirgeyerek değerlendirme ça-
bası nasıl bir dar görüşlülükse, onu düşünsel ör-
güsünden kopararak değerlendirme çabası da ay-
nı derinliksiz anlayışın bir başka yüzü ve kimi kez
de o düşünceye düşmanlıkJa ilgili kasrtlı bir davra-
nıştır.
Hizbullah Kanada'da
Göç vesığınmocıhk
yosolannı sömürüyor
ENGİNAŞKIN
TORONTO - Kana-
da'nın göç ve sığınmacı-
lık yasalannı ustaca sö-
mürerek ülkede rahatça
faaliyet gösteren 50 deği-
şik terör grubu arasında.
"Hizbullah, PKK, Hamas,
Tanûl Kaplanlan. İslami
Cihad ve Sıh örgütlerinin
en tehliketiterörodaklan-
nıohtşturduğu" saptandı.
Kanada Güvenük ve Is-
tihbarat Örgütü'nün Ge-
nel Direktörü Ward El-
cock, "yakından izlen-
mekte obn terör grupla-
nyla bağlantısı olan 350
kişinin soruşturma amn-
da olduğunu" vurguladı
ElcocL " Kanada'daki öz-
gfirtfik nrtamınt, oğınma-
cıhk ve göçmenlik yasala-
nnı ideal bulan terör
gruplannm, çok büyük
bağış kampanyalanyla
göçmen gruplanndan pa-
ra topladıguu'' açıkladı.
1999 yüıyla ilintili olarak
hükümete "Kanada Gö-
venUk ve tstihbarat So-
runlan" adlı kapsamh bir
rapor sunan OSIS, "Ka-
nada'nm ABD'den sonra,
topraklannda en çokterö-
rist buhınan ülke oMuğu-
na" dikkat çektı.
Rapoda Kanada'ya
1990 yılında gelen ve sı-
ğınmacdık istemi redde-
dilen LTTE-Tamil Eelam
Kaplanlan adh terörörgü-
tünün lideri ile 7 yıl önce
Toronto'ya ayak basar
basmaz hapsedilen îranh
Mansour Ahani örnekle-
nne yer verüdi.