Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 2000 CUMARTESJ
O L A Y I J A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyetcom.tr
Hukuk Devleti ve Hukukun Üstünlüğü
M. İskender ÖZTURANLI Hukukçu
D
unyanınençağdaşana- den ayınnaıruşlardır Anayasa Mahke-
yasalanndan bın olan mesı'nıngörüşüdebudoğrultudadır Bı-
1961 Anayasası'nda
"hukukun üstünlüğü"
dıye bır deyım yoktur
Anayasaıun hıçbır ye-
nnde boyle bır tenme yer venlmemıştır
Ne var kı "hukukun üstünlüğü" soylem
olarak değü, kavram olarak bu anayasa-
mn her sayfasında vaıdır Yasama, yûıût-
me ve bır ölçüde yargı organlannın tum
ışlem ve eylemlen yargı denetımıne bağ-
lanmıştır Anayasa Mahkemesrnın ve
Danıştay'ın yargı yetkılen olabıldığınce
yüksek düzeyde tutulmuş, yargı bağım-
sızlığı tıtızlıkle korunmuştur
1982 Anayasasrnın ıkı yennde "hu-
kukıın üstünlüğü" sözcuğü vardır Ama
bu sözcuk sözde kalmış, yargı bağımsız-
lığı ve yargıç gûvencesı gereğı gıbı dü-
zenlenmenuş Anayasa Mahkemesrnın
ve Danıştay'ın yargı alanı daraltılmıştır
Bılındığı gıbı 1961 'den ben anayasa-
nm yorumu Yuksek Mahkeme'nın go-
revlen arasındadır Anayasa Mahkeme-
sı çeşıtlı kararlanyla "hukuk devleti" ve
"hukukun üstünlüğü" kavramlannı ta-
mmlamıştır Omeğm 25/2/1965 tarihlı ka-
ran ıle hukuk devletını şöyle belırlemış-
ür "Hukuk devleti demek,idarenıntüm
işlem ve eylemlen yargı denenmıne bağ-
hoUndevktdemektir."l9 4 1966 tanh-
h bır kararla da "Hukuk devleb, huku-
knn üstünlfiğü temeh üzenne oturur"
yargısını geormıştır
Türk hukukçulan ve Turk düşünürle-
n en az 1961 yılmdan ben hukukun üs-
tünlüğü ıle bırlıkte hukuk devletını de sa-
vunmaktadırlar Bu ıkı kavramı bırbınn-
lımsel bır gerçekür kı hukuk devleti'
kukun üstünlüğü benimsenmeden kuru-
lamaz."
5 Nısan 1974 gunü Izmır Barosu'nun
duzenledığı "Hukuk Devleti Sempozyu-
mu"nda konuşan yamanm Anayasa Mah-
kemesı Başkanı Muhittin Tayjan ve Da-
nıştay Başkanı İsmail Hakkı Ülgen, hu-
kuk devlen sorununu gundeme geürmış-
ler, yargı kararlanna dayanarak hukuk
devletıne ancak hukukun ustünlüğünü
benımsemekle ulaşılabıleceğını vurgula-
mışlardır Daha sonrakı başkanlar da ay-
nı düşunceyı çeşıtlı ortamlarda dıle ge-
tırmışlerdır
Bu sempozyumda konuşan buyük hu-
kuk bılgını H. Vddet Veüdedeoğlu da hu-
kuk devleü konusuna değınmış ve şu
çarpıcı sözlen söylemışür "Bugün ül-
kemizin çektiği akıntdar, hukuka inan-
mayan hukukçıüaryüzündendir Bu ger-
çeğiaçıkçaveiçtenliklesöylüvorum. Hu-
kuk fakültesinden her djptonu alan, ger-
çek hukukçu değiklir. Hukuka yürekten
inanmak, onu önce kendinde, sonra da
çevresinde uygulamak demektir. Ama
biz boyuna hukuktan söz edip, Tevfîk
Fıkret'in dediği gibi 'yasalan tepelemek-
le' uğraşıyoruz. TBMM'nm albümleri-
ne lütfen dikkatfc bakınız.Ük döneroden
itibaren göreceksıniz Irî, üvderinden ço-
ğunhığu hukukçulardan oluşmuştur.Eğer
ofllann hepsı hukuka ınanmış olsalanh,
aravaçıkaralargınneseydi,durunıunTU2
bugünkü gibi oimazdı."
Velıdedeoğlu bu sozlen, 1961 Ana-
yasasrnın 1971 ve 1973 yıllannda gen-
ye doğru değıştınlmesı, hukuk devleün-
den uzaklaşılması üzerme söylemıştır 6
Eylül 1999 gûnu Adalet Yılı'nın açılışı-
nı yapan Yargıtay Başkanı Sami Sel-
çuk'un, Vehdedeoğlu'nun yıllarca önce
belırledığı "hukuka inanmayan hukuk-
çular" arasına gmp gınneyeceğını tar-
tışacak degılım Ne var kı "hukuk dev-
leti" sıstemınm, Fransız modebne, "hu-
kukun üstünlüğü'' ılkesmın de Anglosak-
son modelıne uyduğu yolundakı değer-
lendırmesınırahatçatartışabılınm Ata-
türkçü cumhunyetın geürdığı laık dev-
let ve laık hukuk dızgesını eleştırnıeye
kaHaşmasını da kolay kolay bağışlaya-
mam Sayın başkanın anlayışına gore
"hukuk devleti'' Fransız ve Alman ko-
kenlı, "hukukun üstünlüğü'' ıse Anglo-
sakson kokenlıdır Bu doğru bır yakla-
şım değıldır Ustelık, Anayasa Mahke-
mesı kararlanna da aykındır
Hukukunustunluğu evrensel bır deyım-
dır Nasıl Fransız fızığı, Alman mate-
manğı ve Ingüızkımyası olmazsa, Fran-
sız ve Ingüız modelı hukukun üstünlü-
ğü deohnaz Hukukun ustünluğunü ta-
nımak, "Adaletin temd akekrini, objek-
tifhukuk normlaruu, hukukun bflinen ve
bütun uygar toplumlarda benunsenen
kuraBarmı tanımak" demektir Anaya-
sa Mahkemesı çeşıtlı kararlanyla bu ger-
çeğı dıle geormışnr
Sayın Selçuk açış konuşmasmda bu ka-
rarlann tumunu görmezlıkten gelmış,
Danıştay'ın yaklaşımını, Yargıtay adına
bugune değın soylenenlen bır yana bı-
rakarak kışısel gorüşlermı bebrtmıştır
Sayın başkanın buna hakkı yoktur Ay-
nı gun Barolar Bırlığı adına konuşan Sa-
yın Eralp Ozgen'ın "istiyoruz, beurtivo-
ruz, düşünüyoruz" gıbı sozcukler kullan-
masınakarşın, Yargıtay Başkam, "DüşÜD-
ceferveiııaııciarcunifliıriyea'suyonım_
Özürsüz ve ödünsüz laiknği geri istiyo-
rum_ Meşruluğunu hukuktan alan güç-
hı bir devlet istiyorum" bıçımınde tum-
celer kullanmıştır Bu suretle de Yargı-
tay adına değıl, kendı adına konuştuğu-
nu açıkça bellı etmıştır
Bugün ulkemızde hukuk devletının
tam olarak var olduğunu, hukukunüstün-
hığunün benımsendığnıı hıç kımse soy-
leyemez Ne var kı Fransız modehnıbe-
nımseyıp Anglosakson modelını dışladı-
ğımız ıçın bu dunım meydana gelmış
değıldır Sorun model sorunu değıl, ın-
sansonmudur Anayasada hukuk devle-
ti ve hukukunüstünlüğüsözcuklennmyer
alması önemlıdır Ama onlan uygulaya-
cak devlet adamlan ve hukukçuiann var-
lığı daha çok onemlıdır
Büyuk devlet adamı Mustafa Kemal,
5 Kasım 1925 tanhınde Ankara Hukuk
Fakultesı'nı açarken bu konuya da değm-
mıştır Eskı hukuktan ve o hukuka bağ-
lı olanlardan bakırnz nasıl soz etmekte-
dır "TBMM'unkuruluşgünlenndebo
otuşu,hukuk flkdernıe vebttimsel gerçek-
lereaykmtaıJanlarmbaşuıdaüııtühukuk-
çular vanü. Büyük Mfllet Mecüsi'nde
egemenliğin uhısta olduğunnbefirten ta-
sarrv ı öne sürdüğum gün, buflkenmOs-
manlı Anavasası'na aykmhğuıdan doia-
yı karşısına çıkanlann başuıda yine esld
ve bihmsel erdemı ıle ün salan, ulusu al-
daüp durmuş olan betti hukukçular yer
atayordu. Cumhurryet flan oiunduktan
sonra bile, baş gösteren bu aakh olayı
gözlerinizin onünde canlandumak iste-
rim. En fieri, en baymdır bir kentimizin
bem btnm yurdumuzda, bem Avrupa'da
okuyupyettşnuşseçkinuzmanlardanka-
ruiu baro tophıluğu, açıktan açığa hfla-
fetçi olduğunu söyleyıp duran birisini
kendine başkan dıye seçmışnr. Bu olay,
könne hukuka saplannuş olanlann cum-
hurryet anlayışına karşı nasıl bır eğQim-
de olduklaruu belirtmeye yetmez mi?
Bütun boyle olaylar. devrimcilenn en
büyük, ama en sınsi can duşmanhnnın
yfinımfij hıılnılda nnnn ffvniı ^ıri^ııı^^n
olduğunu göstennektedir."
Atatürk'ün 1925 yılında sözünu et-
tığı başkan, tstanbul Barosu Başkanı
Lütfü Flkri Bey'dır Bu tanhsel konuş-
masuun sonunda Atatürk, "eski hukuk
lamaya başlar başlamaz hemen can-
lanarak devnm Ukelennı. ona ıçten bağ-
lı olanlan, onlann kutsal ülkülerini
kötülemek içm firsat bekkdflderini" de
vurgulamışnr
Sayın Selçuk'un, Atatürk'ün beür-
ledığı "firsat bekleyen hukukçular"
arasına gınp gırmeyeceğnıı ırdelemek
ıstemem. Ama ne var kı 6 Eylul'den son-
ra çeşıtlı yerlerde ve laıklık karşıtı
sıyasılerle yaptığı konuşmalanm,
gazetelerdekı soyleşüenru açık oturum-
lardakı davranışlannı göz önunde tutacak
olursak Turk devnmınmyenşurdığı "bik
hukukçular kuşağı" ıçmde yer
alabıleceğmı de kolay kolay soyleyemem.
Söyleyebıleceğım tek şey, bugüne değm
oldugu gibi bundan boyle de Turk hukuku
ve Türk hukukçulan, M Kemal
Ataturk'un çızdığı yolda yuruyecek ve
bu yüruyuşu hıçbır guç durduramayacak
ve gen döndüremeyecektır Yannın Tur-
kıyesı, şenat yandaşlannın değıl, Ataturk
devnmnıı özümseyenlenıı, bemmseyen-
lenn ve savunanlann Turkıyesı olacak-
tır
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Çetelerin Binde Türkiye!
Kendı aralannda parseJlemışler' Nereyı mı'? Butun ulkeyı'
Hepsı Islamcı, hepsı Turkıye'nın bır şenat devleti olması ama-
cında. Ama her bın ayn yolda, ayn çatı altında Işte Hızbul-
lahçılar yanı Allah'ın partısı yandaşlan
1
tşte Necıp Fazıl'ın ızın-
den gıtttğını soyteyen İBDA'cılar, ışte Almanya dakı Kaplan'cı-
lar, tşte şu ışte bu
1
Bır de başkalan var, yan ortük, yan açık dın somurgenlen
Yoksul halkı kandıranlar "faızsız" kazanç sağladıklannı soyte-
yıp ellenndekı paralan kapanlar Ne kadar da çoklar
1
Ne ka-
dar da rahat çalışıyorlar* Ne kadar da halkımızı saf buluyorlar*
Ne kadar da guçluler, zengınler
1
Bır de partı var, Meclıs'te uyelen olan, her seçlmde mılyon-
larca oy alan 0 da, Islamcı, o da Turkıye'nın duzenını değış-
trmek ıstıyor Adı Selamet de olsa, Nızam da olsa, Refah da
olsa, Fazılet de otea, değışen bır yanı yok' Onun ıçın demok-
rası bıraraç gıdeceğıyere kadar gtder, sonra teblığ "den ey-
leme geçılır* Irtıca kalkışmalan, Hızbullahlar bılmem neler, a-
nayetler, baskınlar bır yanda, ama Fazılet boyle şeyten ne go-
rüyor, ne duyuyor Ne de kınıyor*
Daha başkalan da var, Fethullah'çılar Ulkede, dunyanın
bılmem kaç yennde okullar servetler, yandaşlar üder ıse
ABD'deyaşamakta. Nezamangelır?Nezaman butun buzen-
gınlıklere, bu kadar servete, bu denlı genış orgute ulaşaoılme-
nin hesabını venr^
Bın daha var, "Adnan Hoca" dıye bır adam O da Islam-
a'AnTarnaske olarakAtatürk'ukullanmakkustahlığında. Mut-
hış bır orgut kurmuş En luks vıllalar, çıftlıkler, haremler Seks
ve dınsel somum
1
Gencecık ınsanlan tuzaklara duşunnek 0
da Turkıye'ye kendı şaşkın kafasına gore yon vermek heve-
sınde
Atatürk Turkıyesı yıllar yılı suruklene suruklene, ıtıle kakıla
ıştebudurumaduştu, duşuruldu Gelıpgıden ıktıdarlaryagoz
yumdular bu gıdışe ya destek oldular ya da başrolu oynadı-
lar Son ellı yılda ışbaşına gelenler sorumlu değılse kım''
Ellı yıl boyunca gencılığe, çıkarcılığa sessız kalanlar yıne so-
rumlu yerlerde değıller mı? Kanlı katıllenn hangısı cezalandı-
nldı Cınayetlenn bır tekı bıle aydınlığa çıkanldı mı*? Açık açık
yasalara meydan okuyanlar bakıyoruz en onemlı yerlerde Ko-
nuşuyorlar bır gun eyleme geçerek ulkenın yazgısını değıştı-
reoeklennı soyluyorlar Hem de demokrası, ınsan haklan dıye
dıye
Hızbullah denen örgut ıçın onlan "denn devlet" desteklıyor
derlerdı "Denn Devlet" nedır, kımdır, kımlerdıt'
7
Demırel'ler,
Ecevifler bunlan duymaz mı, bılmez mı' Yıllar once Ecevıt
bıldırmemış mıydı "Kontrgenlla" dıye bır örgutun varlıgını?
Sonra sustu mu, susturuldu mu"? Yoksa beynı mı yıkandı? Ya
da korkuya mı kaptırdı kendını?
Son gunlerde Hızbullah'ın maskesı duştu Ne kadan duştu,
duşuruldu? Koku kazındı mı, kazınacak mı? Onun ve otekıle-
nn? Mezarlar açılıyor, bır ay once kaçınlan Islamcılara yakın
işadamlannın ışkenceyle oldurulmuş olduklan anlaşılıyor Ce-
setler paramparça llımlı Islamcılar bıle katıllenn elınden kur-
tulamıyor? Kımın adına, hangı ınanç adına, bır gun şenat dev-
letnın kurulması adına mı?
Ulkemızı parsellemış bu çeteter' Bınnı yakala, otekılen bı-
rak! Oysa butun bu karanlık artk kokunden çözulmelı Bunu
lom başaracak? Kım Turkrye'yı kanlı çetelerden, gena orgut-
lerden, kutsal duygulan somuren ışkencecılerden kurtaracak?
Sağlık Sistemimiz Hükümetlerin Oyuncağı Değildir!
Dr. MehmetALTINOK
S
ağlık hızmetlenmızın nıtelıgı-
nın düşüklüğü şüphesız kı bırçok
nedene bağlıdır Ancak, bu ne-
denler ıçensınde başat olanı,
uzun yıllardır ülke koşullanna
uygun bır sağlık polıtikamızm ol-
mayışıdır Bu pohtıkasızüğın bu- alt bıleşenı
de üp eğıtımı alanında yaşanan durumdur
Mezumyet öncesı ve sonrasındakı eğıtım sü-
reçlennm yetersızlığı nedenıyle hekımlenn
bılgı ve becen düzeyı hızla genlemış, bu du-
nım sunulan sağlık hızmetlenmn nıtelığmı
olumsuz yönde etkılemışür
Populıst ve plansız polıtıkalarla sayılan alt-
mışa yaklaşan üp fakultelenndekı nıtelık eroz-
yonu kadar onemlı olan bır dığer tıp eğıtımı
sorunumuz da tıpta uzmanlık surecınde yaşa-
nanlardır Sağhk insan gücümüzün temd be-
Mrleyenlerinden buı tıpta nmıanhk eğnunknr.
Bu eğıtım, ap fakultelen ıle Sağlık Bakanlı-
ğı ve SSK eğıtım hastanelennde venlmekte-
dır Tıp fakultelen dışındakı eğıtım hastane-
lennde uzman hekımlenn yetıştınlmesı ıle
klınık şeflen, şef yardımcılan ve başasıstan-
lar görevlendınlmış, bueğitim kadrotanmn ka-
zanıhnalaışuBandaTababetUzmaııhkYoaet-
mdiğiiebefirlenmiştir.
Sağhk Bakanhğı,Tababet UzmanhkYöoet-
mefiği'nm şef ve şef yanhmahğı smavbn ie
Bgfi maddeİerinin smav koşukuHi defiriarca de-
ğişüımişüı. Bakanlık. Ankara Tabıp Odası yö-
netımındeolduğumuzl996yüırjda(07 03 1996
tanh ve 22573 sayılı R.G) yaptığı bır yönet-
melık değışıklığı ıle doçent ve profesörier ıçın
şef ve şef yardımcüığı sınavuıa gırme koşu-
lunu kaldınnışür Bunun üzerme Odamızıno
dönemkı Genel Sekreten Dr Cihat Oğan ta-
raftndan Danıştay'a dava açılarak değışıklığm
ıptalı ıstenmıştır Bu dava devam ettnekteyken
hekım örgutlennın zoriamasıyla donemın Sağ-
lık BakanıDr YıkünmAktuna,yanlışlığıgö-
rerekyerubırdegışıklıkyapmıştır ResmiGa-
zete'nin 20.02.1997 tarih ve 22911 sayın nüs-
hasmda yayimbuıan b« değişiklik üe her tût-
Iüka>ınnacıhğıönleyecek,tümaday1ariabir-
Iktedoçentveprofesörfcri de kapsayan, ÖSYM
tarafindan yapdacak yazıh yabana dfl ve mes-
leki bigi smavhui fle jürflerce yapdacak mfi-
faıkat esagna dayah mesieid beceri ve yetenek
smaviarmda başan zorunhıluğu getirttmiştir.
Ancak, bu dönemde hukümet değışıklığı ger-
çekleşmış, Sağhk Bakanlığı'na getınlen tsma-
fl Karakuyu, getınlen bu nesnel sınav koşul-
lanndan rahatsızlık duyan, bır anlamda şef ve
şef yardnncılığı smav sıstemındekı yıllardır sür-
mekte olan sıyası kayınlmalara açık, Sağlık
Bakanlığı'nca atananjünlerce yapılan, müla-
kat esasına dayalı smav sıstemı ıle kanyer el-
de etme peşmde olan çevrelenn baskısı ıle
tum adaylar ıçnı ÖSYM tarafindan yapılacak
yabancı dıl ve meslekı bılgı sınavını "bir ke-
reye mahsus" askıya alarak eskı smav sıste-
mmedönmekaranvennışnr(22 06 1997 ta-
nh ve 23027 sayılı R.G) Yönetunde olduğu-
muz dönemde Ankara Tabıp Odası, hukuka
açıkça aykın olan bu uygulamanın da yürüt-
mesını durdurmuştur Böylece doçent ve pro-
fesorler dahıl, tüm adaylar ÖSYM ve jünler
tarafindan yapılan sınavlara gırmıştır Bu ko-
şullarda yapılan şef ve şef yardımcılığı sınav-
lan ıle atanan şef ve şef yardımcılan eğıtım
hastanelennmstandartlaruııyükseltrnışur He-
kım camıasınca desteklenen bu sınavlann so-
nuçlannm bu- dığer çarprcı yönü de ÖSYM
tarafindan yapılan yazıh yabancı dıl ve mes-
lekı bılgı sınavlannda bırçok doçent ve pro-
fesörün başansız olmasıdır Bu dunım, YÖK
tarafindan saptananjünlerce mulakat esasına
gore yapılmakta olan doçenthk smavlannm da
tartışılmasuıa neden olmuştur
Son dönemde de Sağlık Bakanı Dr Osman
Durmuş, Bakanlık merkez teşkılatı, ıl ve has-
tane yöneücılennm değıştınlmesı dışmda Ba-
Iranlıgin en onemlı ve hukumet değışıklığı ıle
değıştınlemeyecek bmcık kadrosu olan şef
ve şef yardımcılığı kadrolanmn da sıyası ter-
cıhler doğrultusunda doldurulması ıçm ken-
dı hükumetlennden oncekı hukümetlenn bul-
dugu ve kullanmaya çalışbğı çözümü bulmak-
ta gecıkmemıştır
Sıyası nedenlerle sık sık degışıklığe uğra-
yan Tababet Uzmanlık Yönetmebğı'nm söz
konusu maddelermı, hızmet gereklen ve yar-
gı kararlanrun ışığında vardığı nesnellık öl-
çütlennden saptırmayı denemış, yukanda an-
lattıgım sureç sankı hıç yaşanmamış gıbı, yü-
rürlûğünden itibaren 14kezdeğistirflen Taba-
bet Uzmanhk Yönetmeuğı'nin sınavla Ugıli
maddeteruu bir kez daha değışorerek doçent
veprofesörier ıçın smav koşulunu yenkkn kal-
dunuşar (09 09 1999 tanh ve 23811 sayılı
R.G) Gennlen bu değişiklik ıle buakm ılgı-
h branştakı ıi7man doçent ve profesorlenn eşıt
koşullarda ve nesnel bır sınav sıstemı ıle ya-
nşmasını, boş bulunan kadrolara atanacak do-
çent ve profesörier ıçm hıçbır başvuru koşu-
lu, seçım ve atanmalan ıçm hıçbır ölçüt geu-
nlmemışur Yanı, dığer bırçok alanda olduğu
gjbı şef ve şef yardımcılığı alamndada Dr Dur-
muş, kışısel ve sıyası tercıhlen doğrultusun-
da, ıstedığı doçent ve profesoru ıstedığı şef ve
şef yardımcılığına atama yetkısını elde etme-
mn yolunu açmışnr
Eğıtım hastanelennde klınık şeflığı ve şef
yardımcüığı çok onemlı kadrolardır Şef ve şef
yardımcılanmn sadece bellı bu- bılgı bınkımı-
ne sahıp olmalan yetmemekte, bunun yam sı-
ra ıyı bu- uygulayıcı ve yonetıcı nıtelığme de
sahıp olmalan gerekmektedır Boylesı strate-
jık bır kadronun smav koşulu oknadan, tama-
men Sağhk Bakanlıgı'nın sıyası tercıhlen doğ-
rultusunda behrlenmesı, kamusal yarar açısın-
dan buyük sakmcalar ıçennektedır Nıtekım,
yönetmehk değışıklığı sonrasında, boş bulu-
nan 142 şeflık kadrosunun 58'ı (yûzde 41)
Sağlık Bakanlığı'nca alelacele doldurulmuş-
tur Atanan doçent ve profesorlenn yüzde
79'unun yukanda anlattığım surece ÖSYM ta-
rafindan yapılmış olan merkezı bılım sına-
vında başansız oldugu göz önüne alımrsa du-
rumun vahametı daha ıyı anlaşılmış olacak-
tır
Danıştay, oncekı süreçte olduğu gıbı Anka-
ra Tabıp Odasf nın 1994-1998 donemı Genel
Sekreten Dr Cıhat Oğan'ın kışısel, Ankara Ta-
bıp Odası ve Turk Tabıplen Bu-lığı Merkez
Konseyı'nm kurumsal olarakaçtığı davada, Dt
Durmuş'un, Sağlık Bakanlıgı'nın kalıcı kad-
rolannı tamamen kendı sıyası görüşlen doğ-
rultusunda belırlemesı anlammı taşıyan bu
uygulamanm da 27 09 1999 tanhınde yürüt-
mesmı durdurmuştur
Danıştay5. Dairiesı vurutmeyı durdurma ka-
ranndan sonra Sağlık Bakanhğı mn yamtmı
değerienduinış ve sonuçta "bügi, becerive de-
•eytm gerektiren bu görevlere atama konn-
sunda yönetmehk değışıkfiği Be getinJen yet-
kinmuygubunada keyfi yetidye dönüşturüldü-
ğünüaçıkçagösterd1ğmi","vapılanbuyenidü-
zndemede kamu yaran amacmmve hizmetge-
reklerinin gözetibnediğnu", "maksat unsuru
yönünden hukuka aykm olduğunu'' belırte-
rek Ugılı yönetmdik değişiknğini ve bu değı-
şıklığe dayanarak yapılan 71 şef ve şef yar-
dnnası »tamaıanı esastan iptal etmıstir. Boy-
lece, daha önce yapılmış olan merkezı bılım
sınavında başansız olarak bu kadrolara atan-
ma hakkı ohnamasınarağmenDr Osman Dur-
muş'un sıyası ve kışısel kayırmasıyla şef ve
şef yardımcılığına atananlar eskı konumlan-
na dönmüş, bılgı ve becenlennı nesnel olçüt-
lerdoğrultusunda kamtlayarak bu onemlı kad-
rolan hak eden adaylann atanabılme yolu açıl-
nuşor Yanı, Dr Durmuş'un bılıme, hukuka
ve enğe aykın bu gınşnnı ıdan yargı engeh-
ne takılmıştır
Dflerim ki, idari yarguun verdiği bu son
karar fle üpta ıırmanhk sürednin hukümet-
krin oyuncağı oimadığıtüm çevrderceanlaşri-
mışolsun!
PENCERE
İrticanın Kendisi
Vahşet Demektip!
20'ncı yuzyılın ılk çeyreğınde Osmanlı Impara-
toriuğu'nun ıler tutar yanı kalmamıştı, 1920'de
duşman ışgalı attındakı bır ulkeden başka şey de-
ğıldık...
Ancak devletın ıskeletı ayaktaydı, Osmanlı or-
dusunda 25 bın subay vardı kı bu az buz bır sayı
değıldır; Osmanlı devleti sıvıl ve asker burokrası-
de hatın sayılır bır deneyıme sahıp guçlu bır mı-
rası ustlenıyordu
O tanhte yeryuzu çoğunlukla sömurgelerden
oluşuyordu. Somurge ulkede devleti oluşturan sı-
vıl ve asken burokrası metropol devletın kadrola-
nydı.
Demokrası, sanayı devnmını gerçekleştırmış
Batı ulkelennden pek azında uç verebılmıştı, çun-
kü ınsan haklan ıçın "soylu" ve "köylü" dışında ıkı
yenı sınıfın -burjuva ve profetarya- tanh sahnesı-
ne gırmesı gerekıyordu.
1923'te Turkrye Cumhunyetı kurukJuğu zaman
bu ıkı yenı sınrftan yoksundu.
•
K/ı kı o dönemde laık b»r cumhunyet devletını ku-
rabılecek asker ve sıvıl burokrası gucune sahıp-
mışız, yoksa bugun Turkıye bulunduğumuz yer-
den çok daha gende bır karanlığı yaşayacaktı
Islam dunyasında Cumhunyet Turkıyesı'nden ıler-
de bır devtet gosteremezsınız, Avrupa Bıriığı'ne aday
uyetığımız bıle 2000'lerde vardığımız duzeyı vur-
gular; ama, buna karşm ulkemızde demokrasıyı sağ-
lıkla taşryabılecek bır sanayı yapılanması da olu-
şamadı, yansı tanm kesımınde yaşayan bır Islam
toplumunda ırtıca tehlıkesı azımsanacak tehdrt
değıldır
Pekı, ırtıca ne demektir?.. ^
Irtıca vahşet demektın1
Murtecının öğretsı, ılkel, kanlı, vahşı, korkulu,
urkutucudur
Irtıca hırsızın ehnı palayla keser, kocasını alda-
tan kadını taşlayarak oldurur, ıdam mahkûmunun
kellesını gövdesınden kılıçla ayınr
Hızbullah'ın vahşetı salt terorun doğal ıçenğın-
den doğmuyon ırtıca karanlığının ınsan njhunda
guduledığı akreptenn ve çıyaniann turebmınden oiu-
şuyor
Menemen'de Derviş Mehmet ve yobazlannın
Kubtlay'ı oldurmelen başka, kafasını kortesterey-
le kesıp bırsmğm ustunetakairakdotaştırmalan baş-
ka! Teror de vahşettır, ama, ırtıca vahşetının ıl-
kellığıne yetışemez
•
Pekı, Hızbullah'ın camılen kullanması bugunkü
Turkrye'de ne anlam taşıyor?..
Camı teror ussu olabılır mı?.
Camı terörun tohumlandığı, cınayetın tasarlan-
dıgı, ışkencenın gudulendığı yer olabılır mı?..
Camı deviete karşı kıyamın, gızlı örgutun, yeral-
tı çetesının yuvası olabılır mı?..
Olursa ne olur?
Turkıye'de Muslumanı en çok duşundurmesı
gefeken soru budur
Islamın ıbadetını yenı bır Kerbela kıyımına donuş-
turecek ve kardeşı kardeşe gozu kanlı duşman
edecek örgutlenmenın camıde tohumlanması,
Anadolu'yu tanhının en buyuk kıyımına surük-
leyecek tehlıkeyı beslryor
•
DerrokraaTün\r/e'de,arcakMeclJsvecarnımur-
tecıden kurtulduğu gun gerçekleşebılır.
*J*
FATtH 4. SULH HUKUK
HÂKİMLtĞl'NDEN
1999/993
Mahkememızden venlen 2912 1999 tanh ve
1999/993-1119 esas karar sayüı üam ıle Gazıantep, Ka-
rakamış, Çarşı Mah cılt 0001, L sıra no OO75'te nü-
ftısa kayıth Hıdır ve Zeynep oğlu 15 12 1958 dogumlu
Mustafa Aygün'e aynı yerde nüfusa kayıtlı annesı Zey-
nek Aygün vası tayuı edılmışnr
Danolunur 29 12 1999Basın 2199
T.C
URLAİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL SATIŞ tLANININ
1AVZİHİLANIDIR
DosyaNo 1997/358 Ta.
01 12 1999 Tanhlı Cumhunyet Gazetesı'nın 11 sa-
hıfesının ıkmcı ve üçüncfi sütununda yayınlammş bu-
lunan Saüş tianmHa sanlmasuıa karar venlen taynma-
zın parsel numarası 142 olarak yazılmış ıse de saula-
cak taşınmaz Urla tlçesı Denızlı Mahallesı Yelkenkaya
mevlamde kaın, 13 pafta, 1423 parsehnde kayıth, E ü-
pı 4 bagunsız numarah Dubleks meskendır llgı ılan
tavzıh olunur 13 1 2000 Basm 2145
Biz KREDİSÎ verelim. Bir günde. Kefilsiz.