28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 20 OCAK 2000 PERŞEMBE HABERLER Once PKK sonra laik cumhuriyet. * -, <,'Güneydoğu da tek hâkim güç olmak isteyen Hizbullah, bunun için önce PKK'yi temizleme karan aldı. Ardından halkı devlete karşı ayaklandırarakşeriat devleti kurmayı planlıyordu B A T M A N ' D A N İ S T A N B U L ' A H M E H M E T F A R A C • y •yizbullah güneydoğuda m a Batman, Dıyarbakır ve ^ ^ ^ W Mardin üçgenıne sıkış- m m tırdığı yapılanmayı, Do- J L . _m_ ğu ve Güneydoğu Ana- dolu'nun tamamma yaymak içın 1995 yılından ıtibaren yoğun çahşma başlat- tı. Bu yapılanma ileriki dönemlerde gü- neydoğuyu aşarak önce giiney ve Ak- deniz ıllenne ardından Marmara'ya doğru kaydınldı. Bingöl Hizbullah] da ötgütün güçlen- mesinde önemlı etken oldu. Hizbullah tûrban eylemlennde öne çıktı. Sol- han'da mılitanlar kaymakamlıga yürü- dü. Muş'ta örgüt, 'Üimcfler' kanadı bün- yesinde gelişti. Bu ıkı kentte de kaçak Kuran kurslannda taban bulan örgüt, türban eylemlerinde öne çıku. Ancak özellikle Muş'ta fazla ilerleyemedi. PKK'nin taban bulamadığı Urfa'da- ki Hizbullah grubunda ıse iki kanada da rastlandı. Diyarbakır, Batman, Buıgöl, Kızıltepe ve Nusaybın yörelerinde gü- venlik güçlerinin yoğun operasyonlan sonucu etkınlığını yitıren Hizbullah, CMağanüstü Hal (OHAL) Bölgesi dışı- na çıkmak ıçın Şanlıurfa ve Viranşe- hir'deki Kuran kurslannı kullandı. Bu- ralarda örgütlenme çalışması yaparken yakalanan 7 militan hakk 1 "^» Diyarba- kır Dcvlet GüvenJik Mahkemesi'nde (DGM) 12 yıl ağır hapis cezası istemiy- le dava açıldı. Kuran kurslannda örgüte adam ka- zandırmaya çalışan militanlann propa- ganda çalışmalannı da camilerde yü- rüttûkleri belirlendi. Viranşehir'deki Göl Camii'nin de aralannda bulundu- gu 20 kadar camiyi üs olarak seçen ör- güt üyelerinden bazılannın silahlanma- sı duyumunun alınması ûzenne bölge- de 1998'de yoğun bir operasyon başla- tıldı. örgütûn 7 militanı Reşit Aslan, Meb- met Acet, Mehmet AK Akgül, tsmet Doğru, tsmail AHun, Mehmet Durmaz ve Mahmırt Takkdi parasal sıkıntılan aşabilmek ve silah gücünü arttırabil- mek için Viranşehir ilçesınde zekât ve fitre adı altında vatandaşlardan zorla para toplarken yakalandılar. Mılitanlar hakkında Diyarbakır DGM'de 12 yıl ağır hapis istemiyle dava açıldı. Hizbullah'ın "Mek"(Molla) olarak tanımlanan iki üst dûzey yöneticısi PKK'lilerce Suruç'ta ağızlanndan kur- şunlanarak öldürülmüştü. Suruç'taki bu olayın, 7 PKK'linın öldürülmesinden sonra yaşanması dikkat çekti. Hizbul- lah'uı bazı militanlan da gazeteci Hfi- seyüı Deniz'in öldûrülmesi olayı nede- niyle daha önce tutuklanmıştı. Hizbullah Gaziantep'te 'Vasat' adı altında Şahmerdan San'nın liderligin- de yapılandı. 'Vasat', Incil satan bir kı- tabevine yönelik saldınyla gündeme geldi. Olayda bir çocuk öldü. 'Vasat' grubu içersinde bir polis memuru da ör- güte el bombası sağladığı gerekçesiyle tutukiandı. Vasatçılar daha sonra Urfa, Mersin ve Adana'da da örgütlendi. An- cak müıtanlann büyük bölümü yaka- landı. Son operasyon 1999'un son ve 2000 yılının ilk haftasında gerçekleşti- rildi. Bu operasyonlarda 23 mılıtan ya- kalandı. Hizbullah batıya açüma çalışmala- nnda Gaziantep'ten sonra Mersin ı de kullandı. Örgütlenme 1995'te arm. Konca Kuriş'in kaçrnlması olayıyla ör- gütün yapısı ortaya çıkn. Mersin'de üç yılda 100'den fazla militan yakalandı, çok sayıda hücre evi ve sığınak bulun- du. Güneydoğudan terör nedeniyle yo- ğun göç alan Mersin'de özellikle Kürt kökenlilerin yaşadığı mahallelerde bü- yük taban buldu. Hizbullah batıya açılmada muhafaza- kâr kesirmn yoğun olduğu Bolu, Düz- ce ve Bursa'yı kullandı. Buradaki yapı- lanma asknda örgütün tstanbul'a açıl- masında da etken oldu. Ancak örgüt bu- ralarda fazla bannamadı. "izbullah batıya açılmada muhafazakâr kesimin yoğun olduğu Bolu, Düzce ve Bursa'yı kullandı. Buradaki yapılanma aslında örgütün îstanbul'a açılmasında da etken oldu. 10 yıllık sürede 20 bin kişilik bir militan ve sempatizan ordusunu hazu-lamayı başaran Hizbullah, artık "Hizbulşeytan" olarak tanımladığı hedeflere yönelme karan aldı. Düzce Hizbuüahı,Recep Güfcr'inön- derlığinde yapılandı. "İran Müslüman- Un" adını kullanan grup İM Kitabevi ve İM Radyosu'nu kurdu. Aralannda Mısır El EzheT Onıversitesi mezunlann- dan bazı kışiler de yer aldı. Militanla- nn camilerden çok sayıda antika eşya çaldığı saptandı. Güler burada 'Tevhit Okuhı' adı altında militan yetıştırmek- le suçlandı. Buradaki grup önemh ölçü- de çökertildı. Bursa HizbuOahı Ilım grubunun be- yin takımmdan olup baüya kaçan mılı- tanlarca kuruldu. Hizbullah, 1997 yı- lında "HicretGrubu" adı altında küçük esnaf içinde taban buldu, ancak kısa sü- rede etkısız kıhndı. Batman'dan tstanbul'a kadar 10 yıl- lık süre içinde cıddı brr örgütlenmeye gıden Hizbullahçılar, teblığ ve taban ça- lışmalannı tamamladıktan sonra özel- likle güneydoğuda önce PKK yandaş- lan ve sempatizanlan daha sonra da kendi yandaşlan olan, ancak anlaşama- dıklan 'Menzfl' kanadına savaş açtılar tşte Hizbullah bu savaşta akan ve 10 yıl boyunca durmayan kan nedeniyle hem korku saçn, hem kaos yarattı. Kanlı hesaplaşma başlıyor 10 yıllık sürede 20 brn kışilık bir mi- litan ve sempatizan ordusunu hazırla- mayı başaran Hizbullah arnk "fflzbol- şeytan" olarak tanımladığı hedeflere yönelebilirdı. Asbnda ilk hedefkarşıt grup Menzil- cilerdi, ama örgütün saldınlan daha çok PKK'lilere yönelik eylemlerle duyul- du. Bu nedenle önce PKK ile çaüşma- yı vermck daha doğru olacak. Hizbul- lahçılara göre ilk hedef PKK'liler ol- malıydı. Ancak PKK'lilerden önce, "örgütün legal kanadmıtemsflettikJeri öne sürülen hedeflere yönehnek" gere- kiyordu. Örgüte göre bölgedeki "HEP yöneticfleri PKK'ye sıcak bakryordu- tHD'rfleronlaradestekverivordu.Ken- dini yurtsever olarak nitekyenler de giz- tibirerPKK'hydL." PKK mılıtarilan 1991 yılında, o sıra- da henüz Mardine bağlı Idil ılçesinde "Nusaybin Hizbullahj"nın sorumlula- nndan binmn aılesının evrne baskrn ya- yorumlanıyor: "Hizbullah,PKK örgütünün bölgede hâkim olduğu dönemlerde yayguı olan şiddet ve terör olaylanna bir tepki ola- rak ortaya çıkan fıikür.-" Hizbullah ve özellikle îümcilerkana- dı kendi stratejik plarunda ilk önce böl- gede egemen olan radikal sol ve PKK örgütlerini "baş tehlike ve tehlikeli ra- kip" olarak gördü. Hizbullahbu neden- le devietle çatışmaya gırmeden, dikkat çekmeden bu baş tehlike ile yoğun bir mücadeleye guişti. Örgütün amacı dev- letin dıkkatini çekmeden, devlet birim- lerini rahatsız etmeden "önce PKK'yi yokeöneksonradalaik cumhuriyeti he- def almakn." Aynı DGM dosyasındaki dığer bir ifadeyle, "Hizbullah devletin güvenlik güçlerinin güvenini kazanma yoüannı denemiştL" önce PKK. sonra dcvlet Örgüt stratejisine yer verilen belgenin bir bölümünde Hizbullah'm hedefi bir başka açıdan şöyle yorumlanıyor: "PKK ve radikal örgüüerin temiden- mesinin ardından bölgedeki tek hâkim gfiç haUne gefeceğiz. tzkyen süreçte hal- kı da ayaklandırmak suretiyle devlete baskaldırarak iktidan ekle ettikten son- ra Islami bir Kürt devleti kuracağız.'' Hizbullah'ın devlete yönelik eylem- lere gınşilmemesi konusunu aynntılan- drrmak gerekırse, bu konuda "bnnd" ve "Menzfld" kanattan örnekler ver- mek gerekiyor. "Menzüci" kanat dev- leti güçlü gördüğünden, "resmiknrum- lar ve kamu görevUlerine yönetikherey- lemi tehUkeii ve riskli maceracıhk" ola- rak ruteledi. Dolayısıyla "banşçılveya- n gizö (tebHğ ve davet metodu) bkimin- de" örgütlenmeye çalıştı. Ilım kanadı ise "zamanı gelince dev- fcde hesaptasma" taktiğini uyguladı. Bu nedenle resmi kurumlar ve kişilere sal- drnda bulunmadı. Suse'ye operasyon PKK ile mücadelenın sürdüğü ve Hizbullah'ın faıli meçhul olarak tanım- lanan cınayetlere neden gösterildiği dö- nemde, de\iet güçleri bu şeriatçı örgü- Şeriatçı terör örgütü HizbuDah, özeffikk Güneydoğu'daki eylemlerinden sonra h«Hn knrlnrtmak iyfaı hnUfııgn hw ywp rVrgfıffın «rfmı yTinalrtan kayinr"»*^- ta Ermeoistan'dan yardrm gördüğü" id- diası. Kâflr Hizbullah PKK için süreklı şu ismi kullandı: «Partiyt Kâflrin Kurdfatan" (Kür- distan Kâfuier Partisi). Yine istihbarat raporlanna göre PKK, Hizbullah ile şu nedenle çatıştı: "PKK Hizbullah örgütünü bölgede- ki amacına ulaşmada en büyükengeDer- den biriveyokedOmesigereken bir düş- man olarak gördü." Yine PKKTüer, bölgede faaliyet gös- teren Hizbullahçılan "kontrgerülarun Çaüşmalarda öldürülen HizbuDah mffitanlan şehit sayılarak DryarbaJar'm SOvan flçesine bağh Yolaç köyünde Hizbul- lah Mezarnğı olarak büinen mezarhkta toprağa veriüyor. Yolaç köyû, Hizbullah'ın en etkin okhığu yerlerden biri. pıp çevrede "Mele Sebri" diye büinen baba ile eşini öldürdüler. Hizbullah, PKK yanlısı MihaO Bayro'yu öldüre- rek misillemede bulundu. O tarihten bu yana Hizbullah-PKK çatışması tırma- narak ve çeşitli alanlara yayüarak sür- dü. Sonuçta heT iki taraftan sayısı bin- leri bulan insan öldüriildü. Olayın başka dikkat çeken yönleri de vardır. Bunun içuı 1994 yılında yakala- nan bazı Hizbullah militanlanyla ügilı Diyarbakır DGM Başsavcüığı'nca ha- zırlanan iddıanameye bakmak gereki- yor. Iddianamede Hızbullah'ın çıkışı da H i z b u l l a h s ö z l ü ğ ü Hizbullah'uı hücre evlerine yapılan operasyonlar sonucunda elde edilen bilgüerde Hizbullah'ın kendine özgü bir dil oluşturduğu belirlendi. Hizbul- lah sözrüğünden bazı sözcük ve de- Yİmlerin anlamlan şöyle: AHm/Ulema: Dın adamı, örgütün dini liden. Amd: Eylem, iş davranış. Amefiyat Eylem, öldürme, suikast. Bfart: Lidere ve örgüte bağlüık ye- mini. CahiM Düşnnce: Şeriat ve Islam dı- şı her türhl fıkir akımı. CahiM Sistem: Şeriat esaslanna gö- re yönetilmeyen ve mutlaka mücade- le edilmesi gereken geleneksel veya çağdaş rejtmlerin tûmü. Diyet Cezalandınlan kışüerden alı- nanharaç. Emir: örgüt başkanı, sorumlusu. Eh-K Cemaat: Şeriatçı topluluk mensubu. Fetva: Örgüt yöneticileri tarafindan alınan eylem karan. Hizbulse>tan: Şeytan partisi, şeytan -yandaşı, özelde Hizbullah karsıtı her- kes. Hkret: Kâfir sayılan diyardan göç- mek, Müslümanlar için gûvenilir sa- yüan kurtanlrmş bölge kurmak, dev- let ohışturma aşaması. te karşı bir operasyon başlattı. Güven- lik güçleri, örgütün en etkin olduğu Sil- van'm Suse (Yolaç) köyüne kapsamlı bir operasyon düzenledi. Çok sayıda militan gözalnna akndı, örgütün sığınak ve hücre evleri de ortaya çıkanldı. 1996'da Hizbullah militanlan Diyar- bakrr'da ilk kez "devlete silah sktüar." PirincHk beldesine bağlı Hatuni köyü- ne operasyona gıden özel tim eleman- larrna köyde örgütlenen Hizbullah mi- litanlan ateş açtı. Ancak bu eylem Hiz- bullahçılar tarafindan saldrn değil, sa- vunma olarak tammlandı. Hizbullah bölgedeki demokrat insan- lara yönelik saldınlanru da yoğunlaşnr- dı. Bu eylemlerden ilki Islami Hare- ket'in kuruculanndan Şefik Polat'm evine davet ettıği ÎHD'li Sıddık Tan'ın iki gün sonra ölü bulunması. Emniyet Genel Müdürlüğü Istihba- rat Daire Başkam Halfl Tuğ'un 1992'de hazrrlayarak MGK'ye sunduğu rapor- daki belirlemelere göre, "HizbuDahi ke- snn, PKK örgütünü dm ve Islamdûşma- nı olarak gördü. Bu örgütün komünist düzeni savıınduğu, ateist bir insan yapı- sı oUışturmayı amaçladıgı, aynı zaman- da şovinisüik (Kürt millryetçiKği) yapa- rak ümmeti böldüğü. Müslümanlara baskı yapıp katkttiği gjbi gerekçelerle çaöşma başlatn-." HLzbullah'ın PKK ile çatışmasmrn önemli bu" başka gerekçesı de "Bu ör- gütün Ennenilerfe işbüiiği yapoğı, hat- bh" parçası" olarak nitelediler. MGK'ye sunulan raporda, Hızbul- lah'rn ümmetçılığı de sorgulanmakta- dır. Hizbullah'ın PKK ile çatışma ne- denlerini de kapsayan bu analiz dikkat çekmektedir:. "Isbunda inananlar üm- mettir.Yanibirbütündür.Renk,dra,ka- vim farkhhgı önemli değfldir. MflMyetçi- Kk hareketleri ümmeti bölerek Islama zarar «nnektedrr. tslamda bir kavim diğer Müshlman bir kavime kesinükk üstün değfldir. Dolayısryla kavmiyetçi- ük(millliyetçilik) esasına dayanan soyo, din ve rengmegöre muamek eden ve sa- vaş açan Idşjler aynı zamanda ADah'm ayetierine de savaş açmış ohuiar. PKK 3e en büyük flkJr aynhğunız boradan kaynaklanmaktadrr..." PKK Hizbullah çatışması bir DGM savcısrnm anaUzinde ise şöyle yer al- maktadır: "Hizbullah Doğu ve Güney- doğu Anadohı bölgelerimizde, PKK'nin ağırükh eylem bölgesi içinde yaygm şid- det eyiemlerine başMirmakta, sağ ve sol diğer radikal örgütlerden temiztemek suretryie tek hâkim güç olarak kalmak istemektedir. Özellikle PKK'yeve' Men- zıl' kanadma karşı terör eylemleriııin nedeni budur~" PKK - Hizbullah çatışmalannda en az 600 kışinin öldüğü tahmin edilmek- tedir. Devlet güvenlik güçleri ile mah- kemelerdeki dosyalara yansıyan bilgı- ler bu doğrultuda. Hizbullah'ın PKK ile kavgası zaman zaman durdu, zaman zaman da yeniden alevlendı Bazı iddi- alara göre kimı kentlerde alt gruplar arasında ateşkes bıle ılan edıldı Kımi iddialara göre ise "işbiriigi bik yapolar." Buna kamt olarak Şırnak'ta yapılan bir operasyon sonrası güvenlik birimle- rinin açıklamalan göstenlebilır. Şırnak'ta adam öldürme ve kaçırma olaylanna kanşnklan ve sansasyonel eylem hazırlığında olduklan belirlenen 59 Hizbullahçı, üç ay önce yakalandı. Militanlann PKK ile işbirliğıne girdıği de açıklandı. Yakalanan örgüt eler^an- lanmn "tBm" grubuna mensup olduk- lannı belırten yetkıliler militanlann, "ülkede kaosyaratmak için, güneydoğu bölgesinde bulunan iDerde üst düzey bü- rokratiara ve güvenlik güçlerine karşı ses getirici eylemler yapmavi planladık- laruu, bu amaçla polis \e askeri araçlar- dan devriye gezenleri takip ettiklerinm'' belırlendığmı söylediler. Yetkililer, Hizbullah militanlannın "yme aynı amaçla PKK ile aralannda- ki husumeti bırakıp savaşa SOD verme gi- nşûninde buhınduklannm, tstanbul, Iz- mir, Konya, Adana gibi büyük kentler- de yerkşme >c üslenme planlan yapuk- laruun" saptandığını da vurguladılar. Şunak'ta daha sonra yapılan operas- yonda yakalanan 27 kişinin sorgusu da zaman zaman birbirleriyle çatışan, ba- zen de işbirliğine giden PKK ve Hizbul- lah ile bunlarla mücadele etmesi gere- ken koruculann ılışkilerıni de gözler önüne serdı. Dıyarbakır DGM Başsav- cdığı tarafindan tutuklu olarak yargıla- nan Hizbullahçı sanıklar Mehmet Zeki Arslan, Emcet Yalçm, Saüh Özer, Şük- rü Uçar, HaHt Tatar, Mehmet Tatar,Ab- düunenaf Yalçm, Ah' Serçik, Nurettm Atan, Abdülaziz BaL tsmail BaL Şükrü Anç, Mehmet NuriGenç, Ramazan Ze- rey, MahmutBal, Sabahattin Küçükka- ya, Safih Ertaş, Kamuran Osal, Sedret- tin Keskin ile tutuksuz sanıklar Mehmet Sait Saka, Özcan Yıkhnm, Abdülbari Serçik, tsa Özmen, Mehmet Şirin Ak- man, Nevzat Demir, AbdüDcerim Kfl- çükkaya ve Şerrf Akyük için hazırlanan ıddianamede. sanıklann Şrmak'rn tdil ilçesınde örgütün tebliğ grubu faaliyet- lerini sürdürdükleri ve il şûrası oluştur- mak içın özel olarak görevlendınldik- len vurgulandı. "HizhuBahi faathytkr" nedeniyle tutuklanan sanıklardan bazı- lannın ise daha önce "PKK adına faah- yet yürütmek, örgüte güvenlik güçleri- nin hareketieri hakkında bOgi sızdırmak ve erzak temin etmek" iddıasıyla gü- venlik güçlen tarafindan gözaltına ahn- dıklan belirlendi. Sayılan hakkında bil- gi verilmeyen bu kişilerin, araştırmala- nn ardından serbest brrakıldıklan bildi- rildi. Bir başka örnek üst düzey görüş- melerdir. tddiaya göre, Hizbullah lide- ri Hüseyin VeBoğhı'nun Kürdistan Hiz- bullah Partisi lideriEthem Barzani ara- cıhğıyla PKK'lılerle görüştüğu ve örgü- tün kırsala yayıbnasmda destek aldığı öne sürüldü. Nitekrm Şırnak'ta yapılan Hizbullah operasyonlannda örgütün hücre evlerinde PKK'nin siyasi kanadı ERNK'ye ait yardım makbuzlan, mü- hür ile PKK'lilerin kullandığı gerilla el- biselerinin bulunması dikkat çekti. Yarın: Örgüt içl savaş başlıyor PERŞEMBE ORHAN BURSAU bdKonu ALMAN DEMOKRASİSİ: Almanlar şu günler- de demokrasilerini büyük bir tehlike içinde gö- rüyor. Türkiye'de sıradan mı sıradan, bütün par- tilerin üzerinde uzlaştıkları bir olay, Almanları dehşete sürüklüyor. Konu, bildiğiniz gibi, iş çevrelerinin, yıllarca iktidarda kalan Hıristiyan Demokrat Parti'ye yaptıkları yüz milyonlarca mark tutannda, kaydı kuydu olmayan yardımlar. Bu yardımlar, eski Başbakan Kohl tarafindan partinin Isviçre'deki gizli hesaplannda tutuldu, Kohl tarafindan istendiği gibi harcandı. Bunca yılın "milli" başbakanı, iki Almanya'nın birleştirilmesinin mimarı Helmut Kohl, seçim ye- nilgısinden sonra parti liderliğinden ayrılmıştı, şimdi Onur Başkanlığf ndan da ayrıldı (yaptığı işin onur ile bağdaşmadığını düşünmüş ola- cak!). Büyük bir olasılıkla savcıya da ifade vere- cek ve yasalar gereği paralann kaynağını açık- layacak. Sürecin bu noktaya gelmemesi için Hı- ristiyan Demokratlar direniyor. Partiye açıktan para veren şirketler ortaya çıkarsa, esas güm- bürtü o zaman kopacak. Yine büyük bir olasılık- la, skandal, şimdikı parti başkanının da başını yiyecek. Almanlar, kara paralarla sürdürülen kampan- yalann seçimlerin demokratik özelliğine gölge düşürdüğünü ve son seçimlerin iptal edilmesi gerektığini bile düşünebiliyorlar. Ne hallere düştük! İnsan bir kaç yüz milyon DM için, ülkenin yaz- gısını 20 yıla yakın elinde tutmuş, iki Almanya'yı birleştirerek büyük Almanya düşünü gerçekleş- tirmiş bir siyaset mimarının yakasına yapışır mı?! Bir kaç kez yasayı, anayasayı gece yatağı- na aldı diye, koskoca başbakanı, koskoca par- tryi perişan etmeye kalkar mı? Yasayı yapanın, yasayı arada sırada çiğneme hakkı olamaz mı?! Yasalann uygulanmasından sorumlu yerde otu- rup da, kendine arada sırada kıyak geçmez mi insan?! Allah aşkına hiç mi bir gönül borcunuz yok, Kohl'a karşı!? Türkiye ile ılişkilerini biraz sıkılaştırsalardı, biz- den bu konuda epey şey öğrenirlerdi ve gerek- siz yere ülkelerini kanştınp durmaz, demokrasi- miz elden gidiyor diye endişeye kapılmaz, mut- suz olmaz ve olur böyle vakalar der geçerierdi! Yo hayır, öyle yapmıyoriar. Alman mükemmel- liğinin, görünüşte bile olsa tıkır tıkır işlemesini istiyorlar! Yok demokrasileri yara almış! Parayı bastıran işveren, iktidar partisine istediği işleri yaptınr- mış! Üstelik ödenen gizli paralann vergisi de ve- rilmemişmiş! Böyle giderse demokrasileri ne olurmuş! Almanya, parayı veren düdüğü çalan- lann ülkesi mi olacakmış?! Daha neter neler! Şu Almanları anlamak çok zort ••• HOŞGELDİN PAPANDREU: Izmit depreminin ilahi bir sonucu, Yunanistan ile Türkiye arasın- daki yakınlaşmadır. Bu kadar birbirine yakın; Küttürieri, yedikleri, içtikleri, üzüntüleri, sevinçle- ri, ülkeleri bu kadar birbirine benzer iki milletin, bu kadar birbirlerine uzak kalmasını, kimse an- lamak istemesin. Eğer bunu anlamak istemez- sek, ortadaki sorunları da, Ege'nin hakça bir anlaşma ile, Kıbns'ta onurlu bir anlaşma ile çöz- mek mümkün olur. Türkiye'nin önündeki seçenekler, "ver kurtul" veya "hiç bir şey verme/ hiç bir anlaşma yap- ma" değildir. Yunanistan ile hakça ve iki taraf için de onurlu bir anlaşma yapılmasına "Vay Kıbns'ı, Ege'yi vehyorlar" diye karşı çıkmanın mantığtnı anlamak zordur. Türkiye'nin ebedi ve ezeli düşmana ihtiyacı yok. Türkiye'nin banşa, dostluğa, kucaklaşmaya, işbirliğine, bikji-kültür- teknoloji... alışverişine, ihtiyacı var. Yunanistan ile Türkiye halkının kucaklaşmak için, büyük bir özlemi içinde banndırdığını dep- rem gösterdi. Yunanistan da, öyle anlaşılıyor ki, artık Türki- ye'yi ezeli düşman olarak görmek istemiyor. Ati- na, öcalan konusunda yaptığı tarihi hatayı anla- dı. Papandreu, bu anlayışın sonucu ortaya çı- kan adamdır. Yakın geçmişte en çok üzüldüğüm, Türk ve Yunan işadamlannın kurduklan ve iki ülke ara- sındaki işbiıiiğini geliştirmeyi amaçlayan birliğin, iki ülke arasındaki ilişkiye bir gölge düşünce he- men rafa kaldınlmasıydı. Neyse ki bu durum ça- buk değişti. Şirket ortaklıklar kurulmaya, karşı- lıklı yatınmlar için adımlar atılmaya başlandı. Ülkelerimiz arasında her alanda işbirliğinin gelişmesi, taraflan yumusatacak ve çözüm or- tamını oluşturacaktır. Insana, topiuma ilişkin çözülmeyecek sorun yoktur. Yeter ki sorunun çözümünü isteyin. Mehmet Sümbul Cezaevine ülkücü girdi Hizbullahçı çıktı BURSA (Cumhuriyet) -NesimMaBdcinayeti so- nıştunnasıyla Türki- ye'nin gündemine gelen Mehmet SümbüL 12 Ey- lül öncesınde tanışbğı ül- kücülerle birlikte Bursa ve tstanbul'da çeşıtlı ey- lemlere katıldı. Ülkücü olarak gırdığı cezaevinde Islamcı teröristlerle tanış- tı ve Hizbullahçı oldu. Mehmet Sümbul 'ün Nesim Malki cinayetinde- kı rolü de tartışılıyor Sümbul, cinayet soruştur- ması kapsamında açılan davada "cürüm işlemek için ohışturulan teşekküle üye ounak", "bu teşekkü- lün tehdh gücünü kulla- narak menfaat temin et- mek", "sahte kinüik kul- lanmak n ve "6136 sayıh AteşfiSflahlarKanunu'na muhalefet" suçlanndan 9-18 yıl hapis istemiyle yargdanırken 12 Eylül 1999'daki duruşmada tah- liye olmuş, bir sûre aile- siyle birlikte olduktan sonra da 7 Ekim 1999'dan bu yana kendisinden ha- ber almamamıştı. Son dönemlerde tslami kurallara göre yaşamaya özen gösteren Mehmet Sümbül'ün eşi Mine Sümbul ile kız kardeşinin de poliste dosyalan bulu- nuyor. Sümbül'ün, kız kardeşinin çok sık tran'a gittıği ve Iran'daki Hiz- bullah kamplannda eği- tim gördüğü iddıa edili- yor. Sümbül'ün avukatı Veysel Aşkm, Sümbül'ün nüfus cüzdamrun Bey- koz'da yapılan operasyon- da bulunması ûzenne yaptığı açıklamada konu- ya ilişkin henüz net bir bügiye ulaşamadığrnı be- lirtti. Aşkın, "Müvekkili- min nüfus cüzdanının operasyon yapılan evde bulunduğu söylenryor. Olabilir de ounayabUir de" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle