Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 2000 SALJ
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Türk Devrimi ve Kavramlar
Nıırer UGURLU
S
on ydlarda 'Türk Devrimi'
yenne 'Atatürk Devrimi' ya
da 'AtatürkİhtilâlT, 'Anado-
hı thtilâH', 'Anadota İnkılâbı',
aynca 'Atatürk Devrimi' ye-
nne de 'Atatürk Devriınleri' ya da gü-
nümuzun yaygın (yasal) deyışıyle 'Ata-
türk Üke ve Inküâplan' dıyoruz ve bu-
nunla da Ulusal Kurtuhış Savaşı'mız-
dan sonra yapılan 'Türk Devnmi'nı
amaçladığımızı sanıyor, böylece, bıle-
rek ya da bılmeyerek buyuk bılgı yan-
lışlığına duşmuş oluyomz
Çünku 'devTİm, ıhrilâl, inkılâp, re-
form, ıslahat, yenılik' gıbı sozcuklen
çok kez anlam bakımından bırbınne ka-
nştırarak kullanıyonız Örneğın, 'dev-
rim, ihtilâL inkılâp' gıbı sozcuklen çok
zaman aynı anlamda, '»vtn m, ıdah^y»»-
nflik' gıbı sozcuklen de bırbınne yaİon
anlamlarda sıralıyor, boylece sözcük-
lere gerçek anlamlannı vennıyor, an-
lam kaymalanna, tenm ve kavranı ka-
nşıklıgınayolaçıyoruz Budurum,ıçın-
den çıkılmaz bır duşûnce ve göruş da-
ğınıklığı oluşturuyor
Önce, bu tenm ve kavram kanşıklı-
ğına, dağtnıklığına son vermemız gere-
kır Eğer sozcûklere gerçek anlamlan-
nı venr, onlan yerlı yennde, tam anla-
mıyla kullanırsak, duşunce, gorüş, an-
layış kanşıklığını ve dağınıklığını da
bır anlamda onlemış, daha sağlıîdı, da-
ha doğru bır kavrayış, anlayış ve yo-
rumlayış yeteneğı, gıderek ozellığı ka-
zanmışoluruz Çünkü bu tenm ve kav-
ramlann, duşûnurler, bılım ve sıyaset
adamlannca tanımlan yapılmıştır Bu
tanımlan gerçek anlamlannda bılme-
mız, bu kanşıklığın ve dağınıklığın gı-
denlmesı ıçın başlangıç noktası sayıla-
bdır
Şöyle bır ömek vennek ıstenm Çok
kez 'Türk Devrimi' yenne 'devrimfcri-
miz' ya da inkılâplanmız' dıyoruz, bu
deyışle de Cumhurryet'ten sonra yapı-
lan 'grvim. yazı,hukuk vb.' yerulıkJen be-
lırtmış olduğumuzu sanıyoruz Bunla-
n böyle bır bır sıralarken bır de 'lâiklik'
sozunu eklemıyor muyuz, çok kez de
yanlış kullanarak 'lâiklik devTİmi' demı-
yor muyuz, ışte o zaman (doğrusu) ne
dıyeceğımı şaşınyorum Çunku, aynve
bağımsız olarak göstenlen bu çok onem-
lı yenılik, gerçekte 'Türk Devrimi'nın
bu- parçasıdu- ve eskı, köhnemış kurum-
ların yenne yenılennın, çağdaşlannın
konulmasıdır Bılmıyor muyuz 'Türk
Devrimi'nın gerçek anlamı, ulusal, ba-
ğımsız, lâık ve demokratık Türkiye
Cumhuriyeti'mn kurulmasıdır 0nun
ıçın 'lâiklik' bağımsız bır devrım değıl,
'TurkDevrimi'nın genel yapısıdır
Bu- de çok sık, her yerde ve her za-
man 'Atatûrk'ün iandeyiz!' demıyor
muyuz (buna da doğrusu ne dıyeceğı-
mı şaşınyorum), bununla (sozum ona)
'TürkDevnmi'nı benımsedığımızı söy-
luyor, vurguladığımızı sanıyoruz Ama
bu soylemde de iz' sozcuğunü gerçek
anlamda kullanmıyor, çok başka, çok de-
ğışık anlamlar vermeye, yûklemeye ça-
lışıyoruz Çûnkû, gerçekte 'iz' sozcuğü
'beirgnıohnayan,giEk' anlammda bır ıçe-
nk taşımakta ve bılımsel olarak şoyle ta-
nımlanmaktadır 'Birşeyingeçtiğiyada
önce bulundıığu yerde bırakbğı befirri,
nişan, alâmet; bır olay ya da durumdan
geride kalan behrti, ıp ucu, emare; bır
şeyin dokunmasıyla gende kalan betir-
ti.' Şımdı, bu bılımsel tanımlar ıçınde bı-
atn 'Atatürk'öniznıde'olduğumuzna-
sıl bır gerçek olarak ortaya çıkmaktadır7
Bence bu soylemm bılımsel olarak doğ-
"hısu. 'Biz, Atatûrk'ün bıraktığı ideolo-
ji içindeyız ve bunu sürdürmekteyiz' ol-
malıdır Burada, doğal olarak, 'ideoJo-
ji' sözcuğüne de gerçek anlamını ver-
mekzorundayız Çünku ideolojiysiya-
nl ya da toplumsal bir öğreti oluşturan,
bir hükünıeün. bır partmın davranışla-
rma yön veren pobnk, hukuksal, bilim-
sel, feisefî, dınsel, moraL, estenk duşün-
ceterbütûnü" olarak tanımlanmaktadır
Şımdı burada çok açık olarak goruluyor
kı, bız, 'Atatûrk'ün ızmdeyiz!' soyle-
mmde de sozcuklen gerçek anlammda
kullanmıyor, anlam kaymasına yol açı-
yor, duşûnce kanşıklığına ve dağınıklı-
ğına neden oluyoruz
Bunlargıbı 'Törk Devrimi'nın değış-
mez srmgesı olan 'ahı ok'u da gerçek an-
lammda algılamıyor, ılkelerbutunu ola-
rak goremıyor ve değerlendıremıyoruz
Gerçekte 'altı ok', yalnız Cumhnriyet
HalkPartisi'nın değıl, Türkiye Cumhu-
riyeti'nın de yönlenduıcı ılkelennı be-
lırten sımgedır Çunkü 'alb ok', yenı
Tûrk devletının kunıluş ve gelışım yü-
lannda atılmış sağlam bır temel, çızıl-
mış çağdaş bır yontem sıralamasıdır
Bu sıralama "MUB Mücadele'nın ilk
günlennden ıubaren gudükn miffi sjya-
saya ıhşkm ana hatlann en tam ve mü-
tekâmil bir şelrîlde tespit edflmiş oima-
sHbr." 10 Mayıs 1931 tanhınde toplanan
Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Uçûncu
Büyuk Kongresı'nm kabul ettığı prog-
ramda yer alan bu değerlendrrme (ya-
zılmasına Gâzi Mustafa Kemal'm de
büyuk ölçude katkıda bulunduğu) Tanh
(IV ders) kıtabında şöyle yonımlanmış-
nr
"Bu program, zafere ve miffi hâkimi-
yetegötüren Isnklâl Mucadelesı plânı gi-
bi mflEdir. Bupiân şu veya bu smıf ve zum-
reiçindeğO,bütün mOletiçin,mflktm ye-
ni ve ebedî hedefı olan medenî yüksel-
me yoiunda memleket aşkı ile çahşacak
bütün vatandaslar için altmda toplam-
lacak bir miffi bayrak olarak yapılmış-
Or." (Maanf Vekâletı, Devlet Matbaas»,
tstanbul, 1931)
Programın bınncı bolûmü, 'vatan,
millet, devletin esas teşküâtL, amme hu-
knku'nu, ıkıncı bolümu. 'Cumhuriyet-
çffi^MflKyetçflik. Halkçılık. DevIetçiHk,
T .âikliL tnkılâpyıhb' ükelennı ıçermış-
nr
Bennnsenenbu'allıok', 1937'deCum-
hunyet Halk Fırkası Genel Başkanve-
kılı ve Malarya Mılletvekılı tsmet Inö-
nü ıle 153 arkadaşımn anayasanın bazı
maddelennın değışhnlmesı ıçın verdık-
len yasa onensının gerekçesınde şoyle
açıklanmıştır
"Eskı kanunun Esas Hükümleri'ni
gösteren bölümün birinci maddesinde
Turkıye Devletı'nin bir Cumhunyet ol-
duğu yazıh otup, bununla yahuz devle-
tin şekü açddanmışohıyor. Halbuki, dev-
letin şekByle beraber snasette ve idare-
de taldp edeceği yoüann esas vasıflan-
nmda Esas Hükûmlerolarak behrtflme-
len gereküdir. Bu düşüncelerie, ikind
maddeye Mıllıvetçılık, Halkçılık, Dev-
letçüık, Lâiklik, tnküâpçılık' vasıflanda
flave edüebiKr" (Mahmut Goloğlu, Tek
Partılı Cumhunyet, 1931-1938, Anka-
ra, 1974)
Gerçekte bu 'alö ok'un dort ılkesı,
'Cumhuriyetçilik, MDlhetçihk, Halkçı-
uk, Lâiklik' daha once, Cumhuriyet
HalkFırkaa'run 1927'de toplanan Ikın-
cı Buyuk Kongresı'nde programa ahn-
mış, 'DevJetçScİnkiâpçdık'ıse 1931de-
kı Ûçüncü Büyuk Kongresı 'nde benmı-
senmışnr Bu ılkeler, 1937'den sonra,
bu- butûn olarak Türkiye Cumhunye-
ti'mn devlet ve ulke yonetımmde etkı-
lı ohnuş, geçerlılık kazanmıştır.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Çöziim Nerde?
"Asmayalım da besleyelım mı?"
Asmak, kesmek, yok etmek, ortadan kaldırmak!
Kahve soyleşılennde, kafası kızan ya da soaınlan
çozemeyen kışı, "Ben olsam sıralanm darağaçla-
nnı" der, çıkar ışın ıçınden Kafamıza uygun gor-
medığımız kışılen meydanlarda ıpe çekmekle top-
lumu duzene sokacağımızı sanınz Hadı bunu bıl-
gısızler, gorgusuzlersoylesın, ama kocaman koca-
man adamlann soylemesıne ne demeif?
Abdullah Ocalan gerçekten de asılmayı çoktan
hak etmış bın Onbınlerce ınsan olduruldu, sakat
bırakıldı Bınlerce şehrt anası, babası, eşı, kardeşı,
oğlu, kızı var öç alma duygusunu yok edemezsı-
nız. Bu oldukça ılkel bır duygudur, ama ınsanoğlu
kendını yuzyıllardır ondan kurtaramamıştır "Göze
göz, dışe dış "
Kışısel tutumlar başkadır, bır ulusun genel çıka-
nnı, yarannı duşunmek başkadır Meydanlan, şe-
hrtlıkten dolduran analar, babalar, eşler çığlık çığlı-
ğa Ama aylarca ellennde kayıp resımlerıyle ağ-
laşan analar, kardeşler, babalar da çılık çığlığaydı
Bir ağlama, bır dövunme, bır hak arayıp bulama-
ma karmaşası içindeyız Çıkış yen neresı? Apo'yu
Beyazıt ya da Sultanahmet meydanında asmak
toplumu kurtaracak mı?
Bır de şurasını duşunmelı, bır Apo mu tek enge-
lımız? O grtse, her şey duzelır mı, yoksa ışler daha
mı kanşır'? Acılann coşkusuna kendını kaptıran yı-
ğınlar bunu ayırt edemez.
Şehrtlenn sırtından oy alarak ıktıdann buyük or-
tağı olan bır partı ıdam dıyor Yıllarca yandaşlanna
Apo'yu asmak sozu verdıler Şımdı ellenne fırsat geç-
tı. Şehrt yakınlan "Verdığınızsözü tutun" dıyoriar
"Boşuna mı sıze oy verdık" dıyoriar Ikı yanı da pıs
bır değnek bu' Ya ıktıdarda kalıp turlu çıkariannızı
duşuneceksınız ya da verdığınız sozde sonuna ka-
dar dıreneceksınız' 3u, MHP ıçın bır çeşıt, var ol-
ma yok olma sorunu
Bu arada en zor durumda kalan bın var; Bülent
Ecevit... Içı kan ağlasa da, onbınlerce şehıdın acı-
sını herkesten daha çok duysa da, devlet sorum-
luluğu başta gelmekte. altmış mılyon ınsanın ya-
rannın nerde olduğunu duşunmek, bılmek
Bırkaç gundur Avrupa basını, TV'len Apo'nun
yakayı kurtardığını yazıp soyluyor Nedense, bu
adamı bır çeşıt kurtancı gıbı gorenler var Onlara
kalsa, Apo bır partmın başına geçmelı, sıyasal ya-
şamda yer almalı. Nerde kaldı, asılması "ağıriaştı-
nlmış hapıs "lerde çurutulmesı
1
On yedı yaşındakı gençlenn asılmasını uygulat-
tıran Marmans paşası bıle Apo'nun asılmasını ıs-
temıyor! Emeklılık yasamında ne olduysa olmuş,
eskı duşuncesını değıştırmış1
Asmayacağız, bırya-
şam boyu hapıshanelerde besleyeceğız, hucresı-
nı radyo-TV, buzdolabı bılmem nelerle doldurarak'
Turkıye'nın bunca çapraşık ışlen arasında en
başta geten konu Apo'yu asmak mı, asmamak mfi
Hamlet'ın dedığı gıbı "Bütun sonın bu!.."
Devrimci Bir Anlayışla Kitle Eğitimi
Dr. Mehmet Y. YAHYAGİL Yedıtepe Ünı Öğretım Gorevhsı
• • lkenuz,ışlevuııyınnnışbu-unpa-
U
ratoriuktan modern bu- ülkeye dö-
nûşmenın başlangıç noktası olan
Cumhunyetm 76 yıldonümunü
aydınlık duşuncerun, demokrası-
nuı savunuculanndan bır duşun-
ce adamına yapılan kanlı saldınnın yarattığı tep-
kılerie, çağdaşlık ve laıklık karşıü eylemlenn plan-
lanıp, uygulandığı, burokrat, sıyasetçı ve çete-
cıler üçgenının kırlı defterlennden kamuoyuna
yansıyan çırkeflıklenn sergılendığı bır ortamda
kutlamak zorunda kaldı Yazıktır Cumhunye-
tm ılk on yıllık dönemınde gözlenen "yeni bir
ülke kurmak hevecanının" sonmesımn temel
nedenlen nelerdır
9
Boylesme bu- karmaşa yaşa-
mak acaba Turkıye'run gerçekten çok farklı so-
runlarla boğuşmasından mı kaynaklanmakta-
dır
9
Bence, hayu-
1
Uzuntüyle ızledığımız toplumsal davranışlar-
dakı çarpıklığın nedenmı ıncelemek ıçın, ınsan-
lanmızın bu davranışlanna temel olan tutumla-
n, değer yargılan ve algılama bıçunlenne bak-
mak gerekır Turkıye, Asya ve Akdenız mer-
kezlı bır kujojrçjj apıy a saİuptır Bu > apının ıkı
temel öğesı olan dıl ve ınanç sıstemlen, Batı
dünyasından ve kultürûnden büyük aynüklar ta-
şunaktadır Tanhsel olarak "tslam dınınin es-
neklik kazandınlnuş bır formunu ne şeytanca, ne
de ilahi güçlere fakat yönetim gücüne bağlamış
olan'' (1) Osmanlı'dangunumuze kalan en onem-
b olgu, yöneten-yonetılen aynmımn aşılama-
ması, kulluktan, yurttaşlığa geçılememış olma-
sıdır Insanoğlunun duşunme mekanızmasını de-
netleyen mantık sıstemınuz Ansto'nun duzlem-
sel anlayışıyla smırlıdır Bu sıstem kendı yarat-
tığı duşûnce boyutlaruun oluşturduğu alanı aşa-
mayan, kısır dongnye neden olan kısıtlı bu- ya-
şam bıçurnne elvermektedır Bubınyle uyuş-
mayan bakış açılanna olanak tanıyan, modern
(paradoksal) mantık anlayışını genelde kullana-
mayan ulusal dûşünce mekanızmamız doğal ola-
rak ezbercı bır eğıtım yapısıyla butunleşmıştır
Bu durumda da uısanlanmızm çoğu yaratıcıük
mtehklennı gelıştırememekte, çağdaş becenle-
re sahıp yonetıcıler yetıştırememektedır Gerek
ük, gerekse yuksekoğretunde eğıtmenhk gore-
vını ustlenen 'hocalarumz' ınsan duşüncesının
evnmını genelde goz ardı etmekte ve anlatama-
makta ya da anlatmamaktadrr Gunumuzde kaç
öğretmenm edebıyat akımlanyla, bılımseJ gebş-
melerle felsefesel akunlar arasında ılışkı kurdu-
ğu, yontembılnncılenn pozıtıvızm ve karşıt araş-
tuma teknıklennden ve bunlann dayandığı du-
şünce temellennden soz ettığı, oğrencılennın
ozgürce tarhşmalanna olanak tanıdığı kuşku-
suz ılgmç bır araştırma konusudur B. Güvenç,
S. Tanflti ya da M. Şerif ın yapıtlan kaç ünıver-
sıte öğrencısınm başucundadir
9
Sonuçta kûlturel yapımız 'kadercüik' uzen-
ne kurulmuş, ınsanJar ıçın ulkusel yön, "orta-
yol'' şekhnde tanunlanmış, mûzığımız de du-
şunce vapımız da eylemlenmız de tek seslı ve
kendımıze dönuktur Buna bağlı olarak da dar
bakışlı, motrvasyonu düsûk, yenılıklerden ür-
ken ancak kolaycılığa kaçan, estenk anlayışı sı-
rurlı bıreylenn çogunlukla olduğu toplumsal bır
profîl oluşmuştur Tutarsız ekonomımız, yeter-
sız bılgı brnkımımız ve kıtle ıletışımının etkıle-
n sosyo-kulturel çozulmeyı hazırlamış, hukukun
ûstunlüğu, üctıdarlann üstunluğune yenık duş-
mûştur
Bu bağlamda Cumhunyetm 76 yılında ve ye-
nı bır yûzyıün eşığmde ulkenm cumhunyet ıl-
kelennı savunanlarla, karşıtlannm TSK'nın sık
aralıklarla sesmı (') yûkselterek denetlemeye
uğraşüğı savaşun, toplumbılımsel açıdan "çan-
lann üst perdeden çakuğT bu- boyuta enşmış-
tır Bu toplumsal bunalımda sıyasal yonetinıler
gıderek etkenhğını yıürmekte, uyanlara ıse "dev-
let itiban zedelenmemelidir" bıçımınde yanıt
verümektedır
Bu ülke ınsanlannı bır araya getrrecek oğe
yenı bır ulusal görüşûn (vızyonun) saptanması
ve görevlenn (mısyonlann) akılcı yaklaşunlar-
la yenıden toplumsal smıflara rndrrgenmesıyle
olasıdır Bu ulusal gorûşun temelı ıse Mustafa
Kemal Atatûrk'ün söylemını oluşturan büımsel,
dolayısıyla evrensel yaklaşımdır Pekı, gende
kalan 75 yıl ne olmuştur
7
Kanımca acı bu- de-
neyımler sarmabdu- Hermahalledenbu-mılyo-
ner çıkarmak, küçuk Amenka olmak, anayasa-
yı arada sırada 'ddmek', devlet ıçın kurşun atan-
lara da, atılanlara da alkış tutmak bu deneyımın
parçalandır
Aydınlanma sûrecuıı cumhunyetın ılk on yı-
hndakı heyecanla sûrdurmek ıçın buincı onenm,
(YÖK her ne kadar yetışkın eğıüm formasyonu
veren yukseköğrenım bölumlennı ustaca yok
etnyse de) tüm dünyanın gözdesı olan kıtle (halk)
eğıtımının hızla gundeme ahnmasıdrr tkıncısı
ıse çok- kültüriü anlayışla ve 'toplumsaflaştzr-
nu sürednin' temelı olan eğıtım sıstemımızın
evrensel yöntemlerle donatılarak, devnmcı bu-
anlayışla yenıden yapılanmasıdrr Uçuncuöne-
ran de bu gelışmelere olanak tanıyacak, dıno-
zorlan arka plana ıtecek sıyasal orgutlenmelere
çağdaş beyınlenn katıhnalandrr Bu yenılenme
sağlanabıhrse sosyal smıflann yakınlaşması ko-
laylaşacak, ıçıne duştûğumuz kûlturel yozlaşma
engellenebıleceknr Örneğın Cumhunyetm 76
yıl donümunde, aıle uyelen arasında duzenlenen
yaş gunu kutlamasında Turkçe kullanmak gerek-
sınımı duyuhnaksızm asılan "happy birthday"
yazısının Cumhurbaşkam'ndan dahı tepkı âl-
maması yetennce ılgnıç, bu- o kadar da duşun-
dürucudûr Eh,nedıyelım, "haveagreatyearMr.
Demird!"
(1) Goodmn, Jason, (1999), Lords ofthe Ho-
nzons A Hıstory ofthe Ottoman Empıre
Semih Günver'in Ardından
B
ız Dışışlen Bakanlığı'nın '57
promosyonuyduk Bakanlık
gınş sınavında Semih Gûn-
ver, kurul üyesı ıdı Hasan Işık'lar,
Oğuz Gökmen'ler ıle Gûnver 4O'lı
yulannayncauklıkuşağııdı 501ı yıl-
lann sonunda ıse bu ekıp, Dışışlen
Bakanı FatinRüştû Zorlu donemın-
de, bakanlığın ıkûsat daırelennı kur-
dular Turkıye'run tum dış ekono-
mık dışkılen Işık, Gokmen, Gunver
takuTundan sonüurdu
0 dönemın "OrtakPazar^ına Tür-
kıye'nmbaşvurusu ve ortakuyehğı-
nın hazniıklan ışte bu takım tarafin-
dan yapümıştır Hepsrnı bugun şuk-
ranlaanıyonız AB uyelığunızuı te-
melını attılar
Gençvegınşımcıbırtakımdı Ba-
kan Zorlu'nun sağ kolu, Dışışlen
Bakanlığı'nın prensı Semih Gûnver
ıdı 1960devnmısonrası Semih Gun-
verazuzülmedı Sonra hakyermıbul-
du. Semih Gûnver, Cezayır, sonra
Kahıre Buyûkelçısı oldu Ankara'da,
Turkıye'run dış kultür tanıtunı ken-
dısındensorulurdu Turkkulturvar-
lığı bu dönemde bu- altm çağ yaşa-
dı
SemihGûnversongorevuıde, Av-
rupa Konseyı'nde Turkıye'dekı uı-
san haklannı belagatle savundu Se-
mih Günver'de şeytan tüyü vardı
Eksıhneyen espnsı, eskrmeyen gu-
lümsemesı ıle kazanmadığı kalp, ıçe-
nde ve dışanda yaratmadığı dostluk
kalmadı Keskınzekâsı ıle bır ınsan
sarranıdı Bu nıtehkler, dennlığme
gözlem yeteneğı, kendısrnı Dışışle-
n Bakanlığunızda parlak memurlar,
"kremalann kreması" kanna yer-
leştırdı
Emeklılık, Buyukelçı Semih Gun-
ver'e yenı bır meslek kazandırdı
Anıkıtaplanbırbırmıızledı Köşeya-
zılan her günaranıhr, zevkle okunur-
du Yazar Semih Gûnver, Büyukel-
çı Semih Gunver'ıhızlagende bnak-
mıştı Son derece bvrak, olağanüs-
tu profesyonel, olağanustu espnlı
btr üslubu vardı Yazarüğı ıle ıkıncı
bu- meslek yaratü ve bu kez Turkı-
ye çapında un yapû, saygınuk kazan-
dı Bırkaç kıtabında dıpnotu olmak
bana onur venr
Sevgısı yüreğımızı ısıtmıştır dost-
luğumuzu yuceltmışnr Azize Hanı-
mefendıve, değerh evlatlan, Prof
Gül Turan ve Başkonsolos Haydar
Gfinver'e bıraktığı seçkm kalıt (mı-
ras), Gunver adıdır Onurlu, saygnı
ve örnek yaşamın, dönemını anlatan
değerlı eserlenn, dûnyanuzı zengnı-
leştnhğın, bızlerden dosüuğunu esır-
gemedığm ıçm teşekkûrler sana Se-
mih Abı
Sonsuza boyle yolculuk dostlar
başına, uğurlar ola.
Yüksel SÖYLEMEZ Emeüı
Buvukelçı Dış Pohtıka
Enstıtusü Eşbaşkanı
PENCERE
Anadolu'dan
Kızri Bmaya.
Çeçenya'da savaş var
Savaş Kafkas Dağlan'nın sırtında suruyon etek-
lerde ıse bır başka hazırlık başladı
Süieyrnan Bey Tiflıs'e gıttı
- Ey Gûrcıstan, dedı, Azerbaycan ve Ermenıs-
tan 'ı da yanımıza alalım, Balkanlar'dakıne benzer
bır "Kafkasya IstıkrarPaktı" kuralım Hazar coğ-
rafyasındakı petrol ve doğalgaz kaynaklannı Ana-
dolu uzennden Batı'ya akıtalım, Avrupa ıle "gü-
venlık ve ışbırtığını" gerçekleştırelım
Şevardnadze onayladı
- Tamam, dedı
Ancak dıkkatlı kışıler, Şevardnadze'nın "Turkı-
ye 'deAvrupa 'yı goren" gozlerınde çelışkılı bakış-
lar olduğunu da aynmsadılar
Ruslar Çeçenya'da uğraşıp dururtarken Kaf-
kasya'yı tumuyle kafakola alarak Avrasya ıle bu-
tunleşmek tasanmını cebıne koyup Tiflıs'e gıden
Suleyman Bey 57'ncı hukumetı çoktan sollamış-
tı Başbakan'ın yenne de ış tutuyordu Amen-
ka'dan Avrupa'ya uzanan coğrafya, Anadolu'yu
kapsadıktan sonra Kafkasya'yı ıçıne alarak Orta
Asya'ya uzanıyordu
Kureselleşme bu muydu?
Çeçenya savaşı bu ortamda her zamankınden
değışık bır renge mı burunuyordu?..
•
Mevtana ne demış.
"- Akılsız tavuk, deveyı kümesıne konuk eder "
NATO'ya Balkanlar'da muhurlu mumla davetı-
ye çıkaran kışı kım?..
Mıloşeviç!..
"Sırp Kasabı"nır\ etnık temızlığe gınşmesının
bedelı, Amenka'nın Balkanlar'ayerleşmesı olma-
dımı'?
Saddarn Hûseyîn Kuveyt'ı ışgal ettığı zaman da
Amenka'ya fırsat çıkmıştı, Kureselleşme'nın pat-
ronu tum Ortadoğu'ya bu kez oylesıne yerleştı kı
artık kazısan temızlemek zor
Çeçenya'da kan doken Ruslara karşı Amenka
neden yumuşak davranıyor''
Çunku o bolge Rusya Federasyonu topraklann-
dandır; Rusya ıse kjm ne derse desın bır nukle-
er guç, bır buyuk devlet konumunda
Çeçenya'dakı oldurume kımse elını uzatamı-
yor; srvıllenn kınmı karşısında eller kollar bağlı, an-
cak bu sureçte Kafkasya Paktı tasanmı ortaya
çıktı
llgınç değıl mı?
•
"Kureselleşme" bır başka deyışle "Amenkan-
laşma" anlamına gelıyor
Amenka, kureselleşmenın patronu olduğunu
gızlemıyon gezegenımız teknolojık devnmın ıtıcı
gucuyle yenı bır dunya ımparatortuğu oluşumu-
nu yaşıyor
CNyoriar kı.
1) Kureselleşmenın patron devletı ABD'dır.
2) Asken gucu NATO'dur
3) Ekonomık düzenı global kapıtalızmdır
4) Sıyasal rejımı demokrasıdtr. •&*
Ve eklıyortar
- Turkıye öteden ben ABD'nın yakın müttefıkı-
dır. NATO'nun uyesıdır, global kapıtalızme evet de-
mıştır, demokrasıyı rejım olarak benımsemıştır
Tamam da nedır bu halımız? .
Nıçın kırienıp çöktuk?
•
Kafkasya Paktı gınşımı, gerçekteAvrasya Tasa-
nmı'run yakın hazıriığıdır
Rusya buna ne dıyecek? .
Soru ve sorun bu
ÜSKÜDAR 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
ŞtRKETHtSSESATIŞI
AÇK ARTTIRMAİLANI
Sayı 1998/3123 Tal
Bır borçtan dolayı hacızlı bulunan ve satılmasına ka-
rar venlen Sekızler Örme Sanayı ve Tıcaret AŞ'nın 1/7
hıssesıne sahıp olan borçlunun ışbu borcundan dolayı
hıssesı 3 908 918 230 lıraya muhammen bedelle sausa
çıkanlmıştır
Bınncı arttırma 9 2 2000 gunü saat 13 00-13 15'te
Dılamurkuyu maballesı Sabır Sokak No 8 Umranıye
adresmde yapılacak ve o gunü kıymetlenn %75'ıne ıs-
teklı bulunmadıgı takdu-de 10 2 2000 gunü aynı yerde
ve saatte 2 arttırma yapüarak satılacağı, şu kadar kı art-
tırma bedehnın malın tahmın edılen kıymetının (hısse-
nuı) %40'ıM bulmasuun ve sanş ısteyenın alacagına
Rüçhanı olan alacakluun toplamından fazla olmasının
ve bundan başka paraya çevırme \e pavlann paylaştır-
ma masraflannın geçmesuıın şart olduğu, hıssenın satış
bed~lı uzennden katma değer vergısının abcıya aıt ola-
cağı ve sanş sartnamesının ıcra dosvasuıda görulebıle-
ceğı masraf venldığı takdırde şartnamenın bır orneğı-
run ısteyene göndenlebıleceğı, fazla bılgı almak ıste-
yenlenn yukanda yazılı dosya numarası ıle mudürluğü-
müze başvurmalan ılan olunur Basın 1745
Siz nik kl
Biz üıuıvıu verelim. Bir günde. Kefilsiz.