Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 OCAK2000SALJ CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Ferrah Başağa'nın son dönem resimleri Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'nde
Kalpteki ses: Form ve renk
NECMİSÖiNMEZ
FRANKFURT - Modern Türk sanatı-
nın değeri hâlâ yeterince bilinmeyen sa-
natçılanndan bıri olarak Femıh Başa-
ğa'yı(d 1914, lstanbul),ılkbakışta bel-
li bir yere, gruplandırma ıçme oturtmak
mümkün değildır. Kıırucu üyelerinden bı-
ri olmasına rağmen Yenfler Gnıbu'nun,
"sğ sanat görüşünü" lusa bır sürede aş-
mış, belli bir çızgide sürdürdüğü araştır-
malanyla "sürelditiğT yakalamış olan
Başaga'nın geliştinniş olduğu "yonım",
onu "töre-dı^" bir sanatçı konumuna
yûkseltmiştir. Altmış yıh aşan sanat se-
riiveni boyunca, kendini tekrarlamayı da
göze alarak aynı "görsd değerler" üze-
rinde yoğunlaşan sanatçının son dönem
resimleri YapıKrediKâamTaskent Sanat
Galerisi'nde sergileniyor.
tstanbul Devlet Güzei Sanatlar Akade-
misi'nde önce Nazmi Ziya'ıun, ardın-
danLeopold-Levy'nin ve Zeki Kocame-
mi'nın atölyelennde eğitim alan Ferruh
Başağa, sağlam bir desen anlayışı üzeri-
ne oturtmuş olduğu öğrencilik çalışma-
lanrun ardından "soyutlaınaya'' yöneidi.
Cezannekökenli bir yaklaşım açısından
doğayı büyüteç altına alan sanatçının
1948'den itibaren lekesel değerlen ön
plana çıkaran tarzda, "soyutresiın'' yap-
maya yöneldığı görülür. O dönemın yay-
gın nitelendinlmesıyle "non-figüratif"
stildeki bu çalışmaJan, Başağa'nın kır-
mızı, yeşıl, pembe gibı canlı renkleri kul-
lanarak tuval yüzeyinden kalın dokular
oluşturarak farklı bır "boyut" (espace) ol-
gusunu büyüteç altına aldığını göster-
mektedir.
'Kendi resminT geliştirdi
195O'li yıllarda hem Avrupa'da hem
de ülkemizde geniş bır sanatçı kitlesi ta-
raftndan yonımlanan "soyutsanaf, bız-
de yeterince temellendınlemedıği ıçin
sadece moda bir akım kimliğinde kal-
S.'ergı, Başağa'nın
öteden beri kendisine
sorun ettiği, ateşli us
ile soğuk us
arasındaki karşıthğı
gündeme getiriyor.
Ilk bakışta, birbirinin
tekranymış gibi
izlenim uyandıran bu
kompozisyonlann,
Alexej von
Jawlensky'nin
"Meditationen"
olarak isimlendirdiği
resimleriyle ortak bir
boyutu olduğuna
inanıyorum. Başağa, birey duyartahğryla kendi "görüntülerini açımlamaya" çahşü. ('Kompozisyon', 1999,90 x 90 cm. Tuval üzerine yağhboya)
dı. Paris'e giden Nejad Devrim, Mubin
Orfaon, Albert Bitran, Abidin Dino ve
Fahr-et-Nissa Zeid bu doğrultuda yet-
kin çalışmalar ortaya koymalanna rağ-
men, tstanbul sanat ortamında "Krikso-
vutiama" ve bu doğrultuda çalışan sa-
natçılar desteklenmedıği için pek az res-
sam araştırmalanna devam etme yürek-
lihğini gösterebildi. Bu sanatçüardan
biri olan Başağa'nın, 1950-70 arasında-
ki vitray ve mozaik atölyeleri kurarak
maddi bağımstzlığını koruma, çahşma-
larını da yakından etkilemiş bir olgudur.
1960'1J yıllarda sanatçının ışlennde de-
ğişim sürecinın başladığını, önceleri
hiçbir formun görülmediği "aB-over"
tekniğiyle çahşılmış tuval yüzeyinde
kare, dikdörtgen gibi geometrik eleman-
lann gündeme geldiği gözlemleniyor.
Klee'nin doğaüstü bir gerginlik yarata-
rak "resim yûzeyi
1
" parçalanmasını çok
iyi gözlemleyen Ferruh Başağa'ınn bu-
na kendi çapında verdıği yanıtlar, onun
anlam avcıhğına çıkmadan etkileyıcı
bir "aıüatım sorunsatanı" kuracak güç-
te olduğunu ortaya çıkarmaktadır. De-
koratıf eğilimli figür resminin kabul
gördüğü bu yıllarda, yoksayıcılığı, yal-
nızlığı dagöze alarak, "kendi resmini"
geliştiren sanatçı, başanlı bır şekilde
kendi rotasını çizmiştir. Birey duyarlı-
lığıyla kendi "görüntülerini açımlama-
ya'başlayan Başağa'nın, 1970'lerinba-
şına dek uzanan süreç ıçınde resuıı yü-
zeyıni üçgen formunun hâkım olduğu
parçalara böldüğü görülür.
"Soyut resim, çağdaş anlaümdır ba-
na göre" (1991) diyerek kendi aktöre-
sını ortaya koyan sanatçının, boyutlan,
formlan, renkleri değjşse de "görsel bir
sannaT oluşturacak şekilde üçgen ol-
gusu üzerinde yoğunlaşması, 1970-80
arasında etkıleyici bır imge gücüne sa-
hıp olan büyük boyutlu resımler üretme-
sine yardımcı olmuştur. Başağa'nın et-
rafindaki gürültüye, özçıkar ilışkılennın
koUanmasından öteye geçmeyen sanat
çevresindeki ilişkilerden kendini koru-
yarak "içinekapah" resim dilini zengin-
leştırdiği bu yıllardakı araştırmalan
1990'lardaki çalışmalanna yansımıştır.
Kompozisyon anlayışuıı "tekrenldilik''
(monochromie) çerçevesinde temellen-
diren Başağa'nın ister sıcak, ısterse so-
ğuk karakterli renkleri, farklı tonlan nü-
ans birlikteliklerini ortaya çıkaran bir açı-
dan yorumlaması, onun tutkulu bir bı-
çünde kendi izlen üzerinde tekrar tek-
rar gidip geldığinin de göstergesidir.
Çünkü ımgelemin her zaman başka bir
ömek yarattığırun farkındadır sanatçı.
Son yıllarda yaptığı çalışmalannın
yer aldığı Yapı Kredi Kâam Taşkent
Sanat Galerisi'ndekı sergısı, Başağa'nın
öteden ben kendisine sorun ettiği, ateş-
li us ile soğuk us arasındaki karşıtlıgı
gündeme getıren bir özelliğe sahıp. Ilk
bakışta, birbirinin tekranymış gibi bir iz-
lenim uyandıran bu kompozisyonlann,
Aleıej von Javvlensky'nın "Meditati-
onen" olarak isimlendirdiği resimleriy-
le ortakbir boyutu olduğuna manıyorum.
Javvlensky ınsan yüzünü adeta bir iko-
na yalınlığıyla yonımladığı bu resimle-
rini parkinson hastalığı yüzünden iki
eline bağlanan fırçalarla boyamıştı.
Başağa'nın çalışmalanyla Javv-
lensky'nin resımlen arasında ortak bir
benzerlik yok. Ama iki ressamnı kalp-
lerinin sesine kulak verdikleri ortada. Ba-
şağa resmın ancak ortalamanın üzerine
çıktığı ölçüde "var olacağma* ınandığı
ıçın, güncel çalışmalannda öteden beri
üzerinde yoğunlaştığı karşıtüklan yumu-
şatmıyor. Bu yüzden tstanbullu izleyi-
cılenn pek alışamadığı "soğuk us" ken-
disini sergideki hemen hemen her resim-
de belli ediyor.
Sanatçı, yönetmenüğini Yalçın Yelence'nİD yapöğı 'Duruşma' adlı filmde 'bıtirim' bir mahaile detikaniısını (solda), 'Salkım Hanun'ın Taneleri'nde ise Niğdeli köşe dönücü Dunnuş'u canlandntta (sağda).
Zafer Algöz'e göre tiyatro sahnesi, sanatçının kendisini smadığı bir er meydanı...
^Oyuncıılıık, dünyanın en zor işi'
ESRA AlJÇAVT/ŞOĞLU
Gençler onu zaten tanıyor; Zaga'nın Doğu aksan-
lı, çapkın aile reısı ve "Dahaneistiyonuzzzz" diye ba-
ğıran çığırtkan Dudu Teyze'si... Tiyatro müdavimle-
ri kuşkusuz onu gençlerden daha önce keşfettı; At-
çah KeJ Mehmet, Ban Yakasuun Hikâyesi gibi oyun-
lann yeteneklı oyuncusu olarak... Ancak son günler-
de yıldızı iyice parlayan Zafer Algöz'ün genış kıtle-
ler tarafından tanınması. Tomris GiritHoğlu'nun yö-
nettığı Salknn Haıum'm Taneleri adlı filmde Nığde-
li köşe dönücü Durmuş rolüyle oldu. Zafer Algöz son
olarak •Duruşma' adlı filmde izleyicilerin karşısın-
da. Tiyatroda ise şu günlerde Brecht'in Arturo Ui'nin
Önlenebiiir Yûksdişi'nde oynuyor. Algöz'e göre ti-
yatro, sanatçının kendisini sınadığı bir er meydanı...
Babasının memuriyeti nedeniyle Kars'ta doğan,
ilkokul 4. sınıfa dek Trabzon'da okuyan, sonra Bur-
sa'ya yerleşen ve okul yaşamını burada sürdüren Za-
fer Algöz'ün tiyatroyla tamşması ortaokul yıllanna
dayanıyor. O yülarda. öğretmenlerinın, pohtıkacıla-
nn taklitlerini yaparak, çevTesınde hep 'neşeB adam'
olarak tanınan Algöz, öğretmenlerinin ısrarlannı kı-
• "Maalesef opera, bale, tiyatro izleme kültürüne yeni yeni alışıyoruz. Belki
dünyanın başka bir ülkesinde bu oyunlan oynasaydım çok daha önce insanlar
tarafindan fark edilebilirdim; önemli olan fark edilmekse... Ama bizim gibi
azgelişmiş ülkelerde ancak televizyonda varsanız var olabiliyorsunuz."
ramaz ve okulun boş duran tiyatro sahnesinde oyun-
lar sahnelemeye başlar. Bursa 'da çocuk ve gençlik ti-
yatro kursuna -yaşının küçük olmasına karşın- yazı-
lır.
"Arkadaşlar arasmda çok neşeü bir adam olarak
tanırlar benL Oğretmenlerünin, okul müdüriinün,
poBtikacılann taklitlerini yapardnn -ki bu politikacı-
lar hâlâ bu devletin başındalar-, Öğretmenkrim >e-
teneğimi görfip beni yöniendirdi. Okuldaki ti>
i
atro
kohıyla birçok oyun sahnekdik. Ailemden büyük des-
tek aldım. Oniar benden çok istedüer tiyatro ile uğ-
raşmamL*'
Zafer Algöz, Devlet Tiyatrosu kurslanndan sonra
Ankara Devlet Konservatuvan Tiyatro Bölümü'ne gi-
rer; Bursa'da 4 yıl staj yapar. 1989-1990 sezonunda
'Bab Yakasuun Hikâyesi' ile Istanbul sahnelerine
adun atar. Bugüne dek otuz yedi tiyatro oyununda rol
almasına karşın kendi gibi aynı kaderi paylaşan bir-
çok tiyatro sanatçısı gibi Zafer Algöz de ancak tele-
vizyon ekranında görünmeye başlamasıyla geniş kıt-
lelerin ilgi odağı halıne geldı.
"Henüz 38 \aşında obnama karşın birçok ovunda
ovnama şansına sahip oldum. Müte\ aa olma\a gerek
yok; birçok zor oyunun da altından başan\la kalk-
üm. Ö>1e zamanlar oldu ki 3.5 \ıl önce oynadığun
o> unu hiç pro\ a > apmadan çıkıp bir gecede oynamak
zorunda kaldım. Bunlann hepsi riskti ama kendhni
suıamış oldum böyiece. DevletTrvatroJan'nda Ham-
let'teoynadnn, Atçah KelMehmeVte... Maalesef ope-
ra, bale, tiyatro izieme kültürüne yeni yeni alışrvoruz.
Belki dümanın başka bir ülkesinde bu oyTinlan oy-
nasa>dım çokdahaöncein&anlar taranndan fark edi-
lebiüVdiın; önemli olan fark edilmekse... Ama bizân
gibi azgefişmiş ülkelerde ancak teloizyonda varsanız
6
Vesika-bk'ta Melih Cevdet
KûHür Servi»- Yapı Kredi Yayjnlan tarafin-
dan yayımlanan edebiyat dergısi 'ktap-kk' bu ay-
dan itibaren 2 ayda bir yayımlanacak ve kitabev-
lerinin yanı sıra gazete bayilerinde de satışa su-
nulacak. 1998 yılından beri bir kitap-dergi ola-
rak yayımlanan 'ldtap-lık'ın bu sayısıyla birlik-
te kitap ve edebiyat dünyasındaki amlar, belge-
ler, fotoğraflar, mekânlar, hsa denemeleri ıçe-
ren 'Rüzgâr Gûlü' başlıklı yeni bir bölüm baş-
hyor. 'Rüzgâr GüKi' ılk bölümünde RosaLuxem-
burg, Abidin Dino, Enis Batur, Cahit Külebi,
Cem Akaş gıbı pek çok sanatçının yapıtlan ile
okuyuculannın karşısına çıkıyor. Bu sayıdan iti-
baren dosya sayfalannı tamamıyla edebıyatçıla-
ra ayırmayı hedefleyen derginin 'Vesika-ak' bö-
lümünde Melih Cevdet Anday'ın yaşamı üzeri-
ne yazılmış denemeler yer alıyor. Doğan llrdan,
FeritEdgû,Aj^egfil YükseLOrhan Koçak, Meh-
met H. Doğan \e Oğuz Demirah) Melih Cevdet
Anday'ın portresını sunuyorlar. Yazılara Melih
Cevdet Anday'ın foto-bıyografisi de eşlık edi-
yor. Ahmet HamdiTanpmarve Yasul Atıigan ise
önümüzdekı sayılann 'Vesika-hk' bölümüne ko-
nuk olacaklar. 'Khap-hk'ın sürprizlermden bın
de Gûven Turan ile Hahık Aker'ın BSge Kara-
su de otuzaltı yıl önce yaptıklan söyleşı.
'Deli Denemeler' özel böiümünde Nenni Uy-
gur, Seiahattin Hüav. Hulki Aktunç; İlhan Berk,
Cem tnaltong, Mehmet Taner. Hakan Savta, Ne-
simLEbubekir Eroğlu nun şıırlen; İsmetTokgöz,
Vüs"at O. Bener ve Donald Bartnehne'nin öy-
külen, Enis Batur'un gezi yazısı ürün bölümün-
de; Orhan Pamuk'un Tristram Shandy'ye yaz-
dığı önsöz, Musil'in 'NiteJiksiz Adam'ı, yazar-
ken tuttuğu günlükten bölümler, UlkûTanıer'in
Varlık Yayınlan'yla ilgili anılan ve Mehmet H.
Doğan'ın 'ŞürdeYaprakDokümü'adlı değerlen-
dirmesi Babil Kulesı bölümünde yer alıyor.
Aynca dergıde Anadolu topraklannda bm yıl
boyunca yaraülmış sanat yapıtını seçmeye yö-
nelik 'Binyıhn Baş>~apıO* başlıklı bir anket bulu-
nuyor. Kendi alanında önde gelen kışılenn >a-
rutlanyla MımarSınan'ın Seluruye Camıi anke-
tın birincisi seçilırken' Yunus Emre Drvanı' ıkın-
ciliğe, Süleymaniye Külliyesi üçüncülüğe layık
görüldü.
\-ar olabflrvorsunuz."
Osman Sınav'ın 'Aziz Ahmet', Umur Bugay'ın
'Oğhun Adam Obcak' gibi tele\ izyon dizilerinde de
rol alan Zafer Algöz, Zaga'daki alışılmışın dışında ça-
çaron, yaşh 'Dudu Teyze'tiplemesiyle özellıkle genç-
ler tarafindan hemen"benimsendi. "Dudu Tej-ze'yibi-
rebir gözkmle yakaladım. Bir kadının pencereden
öyle bağmnğuu duyduğumda hoşuma gitri. komik
geldi. Kaduı üpkı bir tragedya o% nar gibi üstünü ba-
şuu parçalnorducamdan çocuklara bağuorken. Son-
ra bunu Zagada. programın içine katük.
Butiplemeylefark edildinu artık bunun üstüne gi-
dip bundan bir televizvon dizisi oJuşrururum gibi bir
şe\ söz konusu oJnıadı. Oyunculuğun dünvanın en
zor işi olduğunudüşünüyonım. Bütün sermayemin ya
da bütün yeleneğimin Dudu TeyTe'den ibaret ofana-
dığını vurgulamak istiyorum." Kısa bır zaman dili-
tnıne uç sınema fılmı sığdırdı sanatçı. AğırRoman'da-
kı GafticiFethi rolünden sonra 'SalkımHanım'ınTa-
neleri'nde bugün Türkiye'nin köşe başlannda bulu-
nan 'uyanık taşrah' rolünü basanyla canlandınyor;
hatta dığer 'başroDerin' de önüne çıkıyor Birçok şi-
veye yakınlığı olmasına karşın Orta Anadolu Iehçe-
sinı filmde en iyi biçimde vermek için dört Nığdeli
ile birlıkte Şirinevler'de bir kahvehanede provalar bi-
le yapmış Zafer Algöz.
"FHmdeöne çıkrvorsunuzderseniz. bunuiltifat ola-
rak kabul ederim. Durmuş rolü benim için gerçekten
çokenteresandı» Çünkü ben hiç kötü adamıovnama-
dun. Genelde komedheyakm görüldüm bep.Ama bu
kez bir komedyenin kötü adamı inanarak ovnayabi-
leceğini gösterdim. Yeteneğimi tartmak. suıamak is-
tedinı. Filmin başından itibaren ben kötüyûm. kötü
olmalıvTm diye kendinizi zoıiarsamz, çatrvi bunun
üzerine kurarsanız işin süprizi kaimaz. İnsanlar sia
gördükleri anda bu filmin kötü karakteri di>e değer-
lendirir. Yasamın da kendine göre kötülükleri var. Ki-
min ne zaman i>i ne zaman kötü olacağı belü ohnaz.
Kötüyü inanarak oynarsamz, Shakespeare'in dediği
gibi insanlara ayna tutarsamz o zaman kötü insanla
ne\ i vermek istediğnıizi daha iyi anlatn-suuz."
Zafer Algöz içinbir sınema filminde en önemli öl-
çüt, filmi kimin çekeceği, kimlerle oynayacağı ve el-
bette senaryo.. "Bir aj önce Rafet El Roman aradı,
kendiçekeceği fılmin hikâ\esini anlatn, çok beğendim.
Ona da so>ledim, hikâv e çok güzel ancak karakterle-
ri komışturmaya başladığuıızda akla kara ortaya ç»-
kj\or. Senan oyu yazdıktan sonra tekrar gösterecek,
İyibirsenanoolursaefceöebuiu^çalısmakisterim.''
Zafer Algöz'ün medyatik olmak gibi bir kaygısı ya
da arzusu yok. O, sadece yaptığı ışlerde belli bir stan-
dardı yakalamakla sorumlu tutuyor kendisini ve bu
uğurda çaba gösteriyor.
Mayıs Srtontısı, BerUn FBm
Festivali'nde yanşacak
• Küttür Servisi - Mayıs Sıkrntısı yurtdışma
yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. "Cannes Fihn
Festivali"nin başkanı Jilles Jacob, fihnin mayıs
ayuıda yapılacak festivahn "Belirli Bir Bakış" adlı
bölümünde gösterümesi için seçildiğini resmen
açıkladı. Bu açıklamamn hemen ardından, şubat
ayuıda yapılacak olan Berün Füm Festivali yetkılıleri
ise Mayıs Sıkıntısı'nı fesrivalin en prestijli bölümü
olan "yanşmalı ana bölüm"e seçtiklerini bildirdi.
Filmin yönetmeni Nun Bilge Ceylan, Cannes, Berlin
ve Venedik fıhn festivallerinden sadece bir tanesine
katılma hakkı olduğu için filminin, yanşmalı ana
bölüme seçen Berlin FUm Festivali'nde gösteriünesini
tercih edeceğini belirtti.
Pera Paias'ta uluslararası tango
etkinlikteri sürüyor
• Kültür Servisi - Pera Paias'ta ilki kasım ayında
Chameleon Events tarafindan gerçekleştirilen tango
balosunun ikincisi, Pera Palas balo salonlannın tarihi
atmosferi içinde 22 Ocak Cumartesı akşamı
yapılacak. II. Tango balosuna, adını Juan de Dios
Fihberto'nun 1918'de bestelediği tangodan alan
Quejas de Bandoneon orkestrası konuk olarak
katılıyor. Daha önce birçok tango festivalinde konuk
olarak yer alan 5 kişılik orkestra, Anibal Troilo, Juan
de Dios Filiberto, G. Matos Rodriguez, Osvaldo
Puglıese gibi Arjantin tangosunun alün dönemine ait
bestecilerin yapıtlannı seslendiriyor. 2000 yıh
boyunca çeşitli zamanlarda tekrarlanacak olan tango
balolan, farklı ülkelerden daveüı orkestralar ve dans
çıftlerinın katılımıyla bır tango festivaline dönüşüyor.
Zühtü Murttoğhı'na
'An Sertfsr
• Kültür Servisi- 1992yıluıda
yaşamını yitıren heykel sanatçısı
Zühtü Müritoğlu'nun 'Anı
Sergisf Aksanat'ta 12 Şubat'a
dek devam ediyor. Güzel sanatlar
akademisinin heykel
bölümünden mezun olduktan
sonra çalışmalaruu Paris'te
sürdüren sanatçı ilk sergısini
1932 yılında Alay Köşkü'nde
açtı. 1936'da Istanbul Müzeleri
Umum Müdürlüğü Heykel ve
Mulaj Atölyesi Şeflıği'ne seçilen
ve akademide de uzun yıllar
görev alan Müritoğlu'nun
yurtiçinde ve dışmda birçok sergisi yer aldı.
Nekpopsi ve Les Enfants des
Autres grabundan ortak konser
• Kültûr Servisi - Amıens Beledıyesi 'nın 2000 yıh
projelen çerçevesinde, Nekropsı ve Les Enfants des
Autres 21 Ocak Cuma günü saat 20.00'de Fransız
Kültür Merkezi'nde bir konser verecek. Amiens
Beledıyesi Turkiye ve Fransa arasıudaki küJtürel
alışverişi arttırmak için bir dizi konser projesi önerdi.
Turkiye'den Nekropsi ve Fransa'dan Les Enfants des
Autres bu proje için bir araya geldi. Beş kişiden
oluşan Nelcropsi rock müziğinin renkleri içine elektro
saz ve Doğu tarzı gıtar ekleyerek farklı tür bir rock
yapmayı amaçlıyor. Grubun 1995 yıhnda çıkan 'Mi
Kubbesi' adlı bir albümü de bulunuyor. Les Enfants
des Autres'in müziği hem notalı parçalardan, hem
doğaçlamalardan, geleneksel ve 20. yüzyıl esıntıleri
taşıyan klasik müzikten oluşuyor Grubun, 'Musiques
de traverse' adlı bır albümü bulunuyor.
Pradüktör Sam Jafffe oldu
• Kültür Servisi - Prodüktör ve Humphrey Bogart,
Lauren Bacall, Rıchard Burton, Mary Astor ve
Stanley Kubrick gibi birçok ünlünün menajerliğini
yapan Sam Jaffe 98 yaşrnda öldü. Genellikle aynı
ısimdeki aktör Jaffe ile kanştınlan prodüktör uzun
yıllar Paramount şirketi için çahşmış, 1985 yıluıda ise
California Üniversitesi'nde ders vermeye başiamıştı.
Jaffe, Bogart'm kansı tarafindan ölümle tehdit
edildiğini iddia etmiş ve bu yüzden kendine hayat
sigortası yapnrmıştı.
üncrtuhnayan dans müzflderi
H Kültür Servisi- Istanbul Boğaziçi Orkestrası,
Borusan Kültür ve Sanat Merkezi ve ttah/an Kültür
Merkezi işbirliğiyle bugün saat 19.00'da ttaryan Kültür
Merkezi'nde konser verecek. Topluluk, 20. yüzyıl dans
müziklerinden bir seçki sunacak. Şarkılann
düzenlemelerini Zeki Onaran gerçekleştirdi. 1991
yıhnda Mahmut Zabun tarafindan kurulan ve 15 üyesi
bulunan Istanbul Boğaziçi Orkestrası'nın
repertuvannda Latin ve caz dans müzikleri önemli
bir yere sahip.
BUGUN
• YAPI KREDİ SALI TOPLANTIL.\RI, 'Sen
Tanpmar'dan Ne Anlarsjn' başlıklı söyleşi Turkcell
Salonu'nda saat 18.3O"da gerçekleştirilecek. (252 47
00)
• AKSANATta 12.30 ve 18.30'da Pavıroöi'nin '1990
Mflano Palatrussardj Konseri' DVD'den görülebilır.
(252 35 00)
• BABYLON'da saat 21.30'da Şirin Pancaroğln'nun
vereceği arp konseri izlenebilir. (292 73 68)
• AFM KEREM GÖRSEV JAZZ BAR'da saat
22.00 de 'Ühan Erşahin Quartet'in verecekleri konser
izlenebilir. (231 39 50i
M MEBA SANATEVTnde 20.00'de Mme Ergen'in
'Geleneksel Türk Tiyatrosu' konulu söyleşısine ve
21 30'da gruplarla Tiyatro Atöh/e Çahşmalan'na
katılmabilir. (54713 35)
• CRR'de saat 19.30'da Kammertoo grubunun (vokal
müzik) verecekleri konser görülebilir. (231 54 98)
• NÂZJCV1 KÜLTÜREVİ'nde saat 19 30'da Cemal
Hekbnoğhı'nun 'Hangi Insan' başlıklı seminerine
katılabilinır. (245 04 81)
• KADKÖY HALK EĞİTtM MERKEZİ'nde,
Ankara Sanat Tiyatrosu nun 'İnadma tnsan' adlı
oyunu saat 19.00 ve 21.15 'te gösterimde. (244 28 39)
• ATATÜRKKrrAPUĞI'nda saat 18.00'de
yönetmen Alex Proyas'ın 'Karanok Şenir' adlı filmi ve
göstenmden sonra gerçekleştirilecek 'Bilimkıırga'
tartışmasına katılabilinir. (227 33 90)
• Pİ ART WORKS'te 12.30 ve 18.00'de, 'Seramik
Heykel' vıdeo göstenmi Ingüizce olarak göstenmde.
(236 68 53)