Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 0CAK2000SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ /ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13
Uzantar da
sayısal
yayıncılıkta
• ANKARA (ANKA)-
Doğan Grubu'ndan sonra
Uzan ailesi de sayısal
televizyon yayıncılığı için
kollan sıvadı. Uzan Grubu,
bu amaçla Star Digital
Interaktif Yazılım ve
Hizmet AŞ adıyla bir şirket
kurdu. 5 milyar lira olarak
belirlenen şirket
sermayesinde Murat
Hakan Uzan ile Cem
Cengiz Uzan yüzde 39.4'er
pay alırken Ayşegül Akay
yüzde 20 pay edindi.
ISOheyeti
EceyrTle
göpüştü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Bülent
Ecevit ile görüşen Istanbul
Sanayi Odası (İSO)
Başkanı Hüsamettin Kavi,
gümrüklerde bilgi altyapısı
oluşturulması, Merkez
Bankası'nın (MB) 2000
yılında uygulamayı
planladığı programın
Hazine ve maliye
tarafmdan da şeffaf
programlarla
desteklenmesini istedi.
Kavi, Türkiye'nin son
yıllarda ağır bedelinı
ödediğı sıyası
istikrarsızhğa artık
tahammül kalmadığını
kaydetti.
Stand-by uyum
çalışmaları
• ANKARA (AA)-
Hazine Müsteşarlığı,
stand-by'a uyum
çerçevesinde, bu haftadan
itibaren kamu bankalan ve
KİT'lerle toplantılar
yapmaya başlayacak.
Toplantılarda, ilgili
kuruluşlann IMF'ye
verilen 'Niyet
Mektubu'nun tüm
prensiplerine uymalan
istenecek. Hazine
yetkilileri, KİT
yöneticilerine stand-by ve
'Niyet Mektubu'nun
gerekleri konusunda bilgi
verecek
ÇAYKÜR'un takiit
savaşımı
• RİZE(AA)-Çay
Işletmelen Genel
Müdürlüğu (ÇAYKUR),
kuru çay iç satışlannı
artnrmak amacıyla taklitçi
firmalarla yaptığı
mücadeleyi gazete
ilanlanyla sürdürüyor.
ÇAYKUR, 1985 yılından
beri 80 ilde taklitçi
firmalarla başlattığı
mücadele kampanyasında
istediği sonucu elde
edemeyince, gazetelere
verdiği ilanla ÇAYKUR
çaylannı alırken hologram
euketıne dikkat edilmesini
istiyor.
TÜBÎTAK raporunda kurumun satışmın ulusal güvenliği tehlikeye sokacağı belirtildi
4
Telekom'ıın satışı yanhş'BANUSALMAN
ANKARA-TÜBlTAK'ın Türkiye Ulu-
sal Enformasyon Altyapısı Ana Planı (TU-
ENA) birimi tarafından hazırlanan Tele-
kom raporu, TBMM'de göriişülmekte olan
kurumun saüşına ilişkin tasarının Türki-
ye'nin çıkarlanna ters düştügünü ortaya koy-
du. Raporda, stratejik yatınmcılar olarak
adlandınlan yabancı sermayeli dev tekel-
lerin, az hisseyle bile Telekom'un kontro-
lünü ele geçirecekleri uyansına yer veri-
lirken, tasannın anayasaya aykırılık kay-
gılan oluşturduğu da kaydedildi.
Raporda, "kendigelis.mişlikdüzeyinde-
ki ülkelerie karşdaştınldığında telefon hiz-
metinin vaygınlığı açısından en başanlı iş-
letici" olarak nıtelendırilen Türk Teleko-
münıkasyon AŞ'nin öncü rolünü sürdür-
mesi gerektiği vurgulandı.
TUENA'nın "Türk Telekom'un Özeüeş-
tirümesi Çerçevesindeki Önerfler" raporun-
da, Telekom'un satışuıa ilişkin yasa tasa-
nsının yabancı bir danışmanlık fırmasının
tespitlen doğrultusunda "kısa dönemli he-
deflere uygun" olarak hazırlandığı, ancak
anayasaya aykınlık kaygılan yaratmasının
yanında bilgi toplumu hedeflerine ulaşma-
yı esas alan yaklaşımdan uzak olduğu vur-
gulandı.
Temel hizmet kapsamı
Raporda, bilgi toplumuna geçiş ve en-
formasyon altyapı ınşası açısından Tele-
kom'a öncülük rolü düştüğü vurgulanarak
"Altyapuıın kurulmasında öncülük, dü-
zenleyici ortamın ve Türk Telekom'un et-
kinliğine bağlı olacakür. Ulkemizin ulus-
lararası taahhütlerine uygun şekilde ol-
mak kaydıyla Türk Telekom'un kontrolü-
nün kaybedilmemesi, hem milli güvenlik,
'ÖzeUeştirmekamuyarannad^U' gg£ JS&JZSS
İstanbtdŞubesiveTfikeikileriKcHiımaDera^
Telekom'un özeUeştirilmesinin kamunun değiL, bazı çokuluslu şirketlerin yaranna
olduğunu savunarak ülkedeki ekonomik çöküntünün, kanıu birikimlerinin tamamen kâr
manüğryla hareket eden şirketlere saülmasıyla engellenemeyeceğini ifade ettiler.
jeoekonomik ve jeopotitik hem de ana p-
lanın altyapı planlanlamasında kabul edi-
len bilgi toplumu hedefınin bir gereğidir"
denildi.
TUENA çalışmasında Internet proto-
kollerini kullanacak olan enformasyon alt-
yapısının temel hizmet olarak tanımlanma-
sı gerektiği, yalnızca bu temel hizmet üze-
rinden verilecek katma değerli hizmetle-
rin özel sektörün rekabetine açılabileceği
belirtildi.
TÜBlTAK'ın raporunda Türk Tele-
kom'un Türkiye'de bir üretim temeli ve
teknolojik birikim ortaya çıkardığı, yeni
dönemde de fırsatlann yakalanabilmesi
için bu yapının sürdürülmesi gerektiği vur-
gulandı.
Stratejik yatınmcılann çoğunluğunu
dev fırmalann oluşturduğu anlatılan rapor-
da, "Bu stratejik müttefiklikieinde olan ve-
ya telekomünikasyon işleticileri çeşitli ül-
kelerde ve özellikle gelişmekte olan ülke-
lerde,özefleştirflmekte olan işleticüerin his-
selerini satm alma yoluna gitnıektcdirler.
Bu ülkelerde belli bir hisse karşıbğında yö-
netim hakkı aündığuıda. dünya çapında-
ki işleri için bir ayak daha oluşturmuş ol-
maktadırlar" saptaması dikkat çektı. Ra-
porda yer alan diğer saptamalar şöyle:
• Anayasa'nın 128. maddesinde "kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevler, memurlar ve diğer kamu görev-
hUeri elryle yürütülür" hükmü karşısında
kamu tüzel kişüiğıne haiz Türk Telekom'un
bazı personelinin memur ve kamu görev-
lisi olması gerekir.
• Telekomünikasyon Kurumu'nun gö-
rev ve yetkileri arasında "teknik, ekono-
mik ve sosyal ihtiyaçlara, kamu yaranna,
müü güvenlik ihtiyaçlanna uygun poütika
ohışturması'' ılkesı yer almıyor. Oysa ulu-
sal enformasyon altyapısı bu hedeflere
göre oluşturulmalı.
• ABD, lngiltere ve Japonya'daki dere-
gülasyon sürecine ilişkin bilimsel çalışma-
lar, pazar rekabetının telekomünikasyon iş-
leticilerinin kullanıcı sayısını genişletme-
leri ve yeni hizmetleri kalkınmada geri
kalmış yörelere götürmeleri için bir özen-
dirme getirmediği sonucuna varmakta.
Ağın aşın parçalanmasını engelleyecek
politikalar üretilmeli. Çok parçalı yapı-
larda, güvenlik, dayanıklılık ve uyum so-
runlan her zaman ortaya çıkmaktadır.
• Gelişmekte olan üİkeler, telekomüni-
kasyon politikalanyla diğer politika oluş-
turma alanlaruıı (ekonomik, toplumsal,
sanayi, anti-tröst gibi) birbiriyle sıkıca iliş-
kilendirmeli.
'Ödenebflir ücretie erişim'
• Evrensel hizmet politikalan denilen
"adil ve yaygın kamu hizmeti herkese, her
zaman, her yerde ödenebilir ücreüerk eri-
şim sağlanması" ılkesi yer almıyor.
• Kurul, UJaşürma Bakanlığı'nın 6 aday,
DPT'nin, TÜBlTAK'ın bağlı olduğu dev-
let bakanlıklan, Milli Eğitim ve Sağlık
bakanlıklannın 2' şer aday önerisi üzerin-
den Bakanlar Kurulu'nca atanacak 7 ki-
şiden oluşabilir. (TBMM'deki tasanda ise
piyasadaki şirketler kurulda söz sahibi ya-
pılıyor.)
• Kurum oluşturulurken, haberleşme
sistemlerinde telsiz teknolojilerinin öne-
minin artması ve televizyon niteliğindeki
eğlence hizmetlerinin sabit şebekeler üze-
rinden de verilmesi karşısında ortaya çı-
kan düzenleme problemlerini daha kolay
çözümlemeyi hedeflemeli.
RTÜKBaşkan Yardımcısı Şevki Göğüsger, yayıncılıkta tekelleşmeye karşı uyardı
'Medya, ihalelere girmemeli'BAHAR TANRISE VER
ANKARA - Radyo ve Televiz-
yon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan
Yardımcısı Şevki Göğüsger, kâğıt
üzerinde radyo ve televizyon alamn-
da tekel bulunmadığmı belirterek
"Ama bir kişi televizyon satıyor, bir
tnsjde alıyor. Birbirimi/i kandınv o-
°nfe*
t
ae'dF.
l
GS'ğuSğÖf, RTÜK'ünya-
yffi kuruluşlannın hisse paylanna iliş-
kin kendilerine verdiği bilgiyi esas
kabul etmekzorunda kaldığını söy-
ledi. Medya kuruluşlannın devlet-
ten ihale ahnaması gerektiğini vur-
gulayan Göğüsger, sayısal yayıncı-
hğın tekelleşmede basamak olduğu-
nu belirtti.
RTÜK Başkan Yardımcısı Gö-
ğüsger, yayın kuruluşlannın kayıt-
lannda kimsenin yüzde 10'dan faz-
la hissesı görünmediğine dikkat
çekti. Gazete. radyo ya da televiz-
yon şirketlerinin aynı kişinin teke-
linde bulunmaması gerektiğini be-
hrten Göğüsger."Yaym kuruluşu ise
baskı gücü etindedemektir. Ulke ge-
nelinde yayın yapan kuruluşlar, hat-
ta gazete şirketleri devlet ihaleleri-
ne girmemeli, devletten ihale alma-
maİLYerdbff televizyon dayerelbaz-
daki ihalelere girememeli" dedi.
Şevki Göğüsger, RTÜK'ün yayın
kuruluşlannın kayıtlannda incele-
me yapma yetkisi bulunmadığına işa-
ret etti. Radyo ve Televizyonlann Ku-
ruluş ve Yayınlan Haklonda Ya-
sa'nın değıştınlmesı yönünde ikti-
dar partılen mületvekillerinden oluş-
nırulah korflisyönun üyesi DSP'H
Erol Al da, yayın kuruluşlanndaki
hisselerin kâğıt üzerinde görünen ki-
şüere ait olmadığına dikkat çekü. Al,
medyanın devlet ihalelerine giri-
şindekı yüzde 10 barajında deği-
şiklik öngörülmediğinı belırtirken
"Siz onu koysamz da ko>masaıuz da
bahsettiğiniz kişikr o ihalelere gire-
bfliyorlar'' dedi. Ancak, hüküme-
tın ANAP kanadı, devlet ihaleleri-
ne gınştekı barajının kaldınlması için
, kuljş.f^iyetleriniyürütüyor. „
î>oç. I>. Nuriart lnan, Time War-
ner ile American Online'uı birleş-
mesini rekabet hukuku açısından
değerlendirdi. Inan, Rekabet Ku-
rumu'nun birleşme ve de\Tabnaya
ilişkin tebliğine göre, "bnieşenşir-
kederin birleştikleri alanda pi\ asa
pa> lan yüzde 25'i geçiyorsa ve ayn
avn iki şirketin ciroları 25 rrilvon tt-
rajı geçhorsa birleşme >« devral-
ma için kurula başvurulması gerek-
tiğini'' anımsattı. tnan, izin verilip
yçrijmsnıeşının kurulun takdirine
kaldığını, ancak piyasada rekabet
önemli ölçüde bozulacaksa birleş-
me ya da devralmaya izin verilme-
dığinı kaydetti.
RekabetihlaUerigündemde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Medya, Re-
kabet Kurulu'nun açtığı rekabet ihlali davaların-
da sözlü savunma verecek. Medya Pazariama AŞ
(MEPAŞ) ile Birleşik Medya Pazariama AŞ'nin
(BİMAŞ) birbirleri hakkındayaptıklan rekabet ih-
lali şikâyetleri üzerine yürütülen soruşturmalar-
da her iki şirket de bugün savunma yapacak.
Rekabet Kurulu, 9 Mart 1998 tarihinde ön araş-
tırma karannın ardmdan verilen raporlan incele-
yerek 25 Haziran 1998 tarihli toplannsında BİMAŞ
ve MEPAŞ hakkmda rekabet ihlali iddiasıyla il-
gili soruşturma açtırmıştı.
SATEL Sabah Prodüksiyon ve DTV'nin Bl-
MAŞ'ı kurarak MEPAŞ'm faaliyetlerini zorlaş-
tırdıklan televizyon reklam piyasasmda rekabeti
suurlayıcı uygulamaları hakkında soruşturma
açılmıştı. BİMAŞ'm başvurusu üzerine de ME-
PAŞ'ın BlMAŞ'ı piyasa dışına çıkarmayı amaç-
layan fıyat uygulamalan nedeniyle soruşturma
açılmıştı.
ABD Senatosu
Birleşme
mercek
altında
WASHINGTON (AA) -
ABD'de buyıl yapüacak baş-
kanlık seçiminin adaylann-
dan Cumhuriyetçi Parti Se-
natörü John McCain,
ABD'nin en büyük Internet
şirketi America Online
(AOL) ile medya devi Time
Warner'ın birleşmesinden
tüketici adına kaygı duydu-
ğunu ve konunun Senato'da
inceleneceğini bildirdi.
McCain, tarihinen büyük
şirket evüliği olan AOL- Ti-
me Warner birleşmesinin,
başka benzer birleşmelere
de zemin hazırlayacağını ve
sonunda tüketicinin zarar
göreceğini söyledL ,
YEŞİLŞEHİR'INTEMELİNİATMIŞTI
Demirel'in tanmda
çifte standardı
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sonu Gelnriyor
Medyada işçi haberleri çok uzun bir zamandan
bu yana sadece ve sadece yeni hak kısıtlama pro-
jeleri olarak yer alıyor. Hemen her gün sosyal gü-
venlik haklanna ilişkin yeni kısrtlamalan hedef alan
bir tasandan söz edıliyor. Özel emeklilik, özel sağ-
lık projeleri "ekgönüllü sigorta sistemleri" olarak al-
lanıp pullanıyor; sermaye, siyasi iktidarlar, IMFtali-
matlan doğrultusunda SSK'nin işini bitirmenin yol-
lannı anyorlar.
En son olarak da yine, güdük bir işsizlik sigorta-
sı oluşturulması bahanesiyle kıdem tazminatının
kaldınlması projesi gündeme geldi. Sermaye cep-
hesi, 12 Eylül artı küreselleşme ile sürekli kazanıl-
mış işçi haklannda geriye gidişe doymuyor. Kaza-
nılmış haklardan geriye gidişin sonu gelmiyor.
7'li sivil inisiyatif, Türk-iş, DİSK, Hak-lş, TİSK,
TOBB, TESK, TZOB başkanlan bugün biraraya ge-
lip Ekonomik ve Sosyal Konsey'in işletilmesi, sivil-
leştirilmesine ilişkin tamamlanmış uzmanlar çalış-
malarını değerlendireceklermiş. Görüntüye bakılır-
sa çok demokratik bir gelişme. Işçi-işveren taraflar
hükümetleri, bürokrasiyi aşarak, Türkiye'dedemok-
ratikleşmeye, sivilleşmeye yönelik öncülük yapıyor-
lar. Işçi-işveren ilişkilerinin düzenlenmesinde, taraf-
lar olarak sorunlan çözmede belli bir olgunluğa ulaş-
tıklan izlenimini veriyorlar.
Işverenlerin zenginler kulübü olarak da bilinen ör-
gütü TÜSİAD daha da ileri bir çizgi çiziyor. Anaya-
sanın demokratikleşmesinde, demokratik değerie-
rin benimsenmesinde Türkiye'de öncü örgüt oldu-
ğu imajını, uzmanlanna hazırlattığı, gerçekten 1982
Anayasası'nın çok ilerisinde önerileri ile veriyor. (Ye-
ri gelmişken, TÜSlAD'ın demokratik anayasa tasa-
nsının hazırlanmasının baş miman Prof. Bülent Ta-
nör'e teşekkür edelim.)
Tabii yine yeri gelmişken yasaklı, Türkiye'nin in-
san haklan, demokrasi ayıbı 1982 Anayasası'nın, özel-
likle sendikal haklara ilişkin yasaklannın mimarlan-
nın işveren örgütleri, TİSK ve TÜSİAD olduğunu da
unutmamalıyız. Türk-lş'in 1980'li yıllarda hazırlanmış,
1982 Anayasası'nı eleştiren yazılı belgelerinde, bu
anayasaya giren yasaklann işveren örgütlerinin dik-
te ettirdiği maddeler olduğu bir bir kanıtlanmıştır.
Yanlıştan dönme, doğru için öncülük yapma şüp-
hesiz saygı ve takdir gerektiriyor. Ancak yeni ana-
yasa çalışmasında, AB üyeliği, kimi çağdaş yaşa-
ma ilişkin pek çok konuda bugün demokratik çizgi
çizen işveren örgütleri, işçi haklan gündeme geldi-
ğinde "daha da geriye" demekten geri kalmıyor.
Dün bir sendikal alanda uzman dost, Ankara'dan
8'inci 5 yıllık plan için hazırlanmış işveren önerileri-
nin özel ihtisas komisyonu raporundan kimi bölüm-
ler okudu. Olacak gibi değil. Işverenler ağızlanndan
düşümnedikleri esnek çalışma modeli içinde, iş ya-
sasında yerieşik çalışma sürelerinden başlayarak bir-
çok işçi hakkının yeniden budanmasını istiyoriar.
Tabii ki bu önerilerin bütünü, daha ucuz işçilik an-
lamındayasal güvencelerin ortadan kaldınlması an-
lamına geliyor ve tabii ki kıdem tazminatının orta-
dan kaldınlması, işverenlerin asla vazgeçmedikleri
istemleri arasında yer alıyor.
8'inci 5 yıllık planın özel ihtisas komisyonu rapo-
runun kolektif iş hukuk na ilişkin işveren önerileri-
nir» arasında ise toplusözleşme ve özellikle grev
hakkının nerede ise hiç kullanılamaması yönünde
yeni öneriler var. 1982 Anayasası ve 2821 ile 2822
sayılı sendikal yasalardan gelen yasaklar yetme-
miş. Işyerterinde sözleşmeden elde edilen haklar-
dan sendikasız işçilerin yararlandınlmasından baş-
layan, zaten işletilemeyen teşmili ortadan kaldıran,
grevi çok zordan "hiç yapılamaz" kılacak pek çok
yeni öneri var. Grev sırasında grevci işçilerin yerine
içeriden ve dışandan başka işçi çahştınlabilmesi, her
aşamada, grev devam ederken bile oylama ile gre-
vi ortadan kaldırma türünden yeni yasal düzenle-
melere ne dersiniz?
Sizin, benim ne dediğimiz çok önemli değil. Ya-
nn işverenlerle bir masada, "insan haklan, demok-
ratikleşme, sivilleşme" adına bir araya gelecek Türk-
Iş, DİSK, Hak-iş'in başkanlan nediyorlar? Işveren-
lerin başkanlan "güdük sendikal haklan bile çok
görmeyi, yeni demokratik, çağdaş imajlan ile nasıl
buluşturuyor, açıklıyorlar" dersiniz?..
sukransoner(a yahoo.com
LEVENT GENCELLİ
BURSA - Cumhurbaşkaru Sü-
kyman Demirel'in Türkiye Zira-
atçiler Derneği'nin düzenlediği
"Türkiye'de Tarun Topraklannın
Amaç Dışı Kullannnı" sempozyu-
munda yaptığı konuşma Bursa'da
tarhşma yarattı. Demirel'in, sem-
pozyumda "5-6. smıf arazi durur-
ken 1. sınıf arazi üzerine sanayi ve
jehir kurmamak gerek" sözlerini
anımsatan çevreciler, Demirerin
Cavh Çağlar'uı 1. sınıf tanm top-
rağına yaptırdığı, planlanyla ruh-
satlannın iptal edildiği Yeşilşehir
Toplu Konutlan'nuı temelini at-
masuıı çifte standart olarak değer-
lendirdiler.
Bursa'nın en verimli tanm top-
raklannı bünyesinde banndıran De-
mirtaş beldesi için 15 bin konut
olarak planlanan Yeşilşehir'in ya-
punına TMMOB'ye bağlı odalar-
la Bursa Barosu ve ANAP Bursa
Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır
karşı çıkmış, idare mahkemelerine
dava açmışlar ve Yeşilşehir'e izin
veren Demirtaş beldesinin kararla-
n iptal edümişti. Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel. iptal kararlanna
karşın 7 Eylül 1997'de Bursa'ya
gelerek Yeşilşehir'in temelini at-
mıştı. Demirel, temel atma töre-
ninde, Türkiye'nin giydiği elbise-
nin bugün dar geldiğini, yeni elbi-
seler dikihnesi gerektiğini vurgu-
lamıştı. Cavit Çağlar'a ait Olay ga-
zetesinde Demirerin Yeşilşehir'le
ilgili sözleri şöyle yer almıştı:
"Cumhurbaşkanı Demirel, Ye-
şilşehir'de 15 bin konutluk bir kent
yapüdığını, Yeşilşehir'in disipün
içerisinde bü>üyen 21. asra yakışır
şeldlde büvüyen yeıiere örnek ola-
cağuu ifade ederek' Yeşilşehir 21.
asnn şehri olacak' dedL"
Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel, 1. sınıf tanm topragına yapd-
dığı, ova koruma alanında kaldığı
ve korunması gereken tanm topra-
ğı olduğu mahkeme kararlannda
dile getirilen Yeşilşehir'in temel
atma törenine gehneden önce Bur-
sa'daki duyarii kişi ve gruplarca
uyanlmıştı. Bursa Barosu'nun ön-
derliğinde Cumhurbaşkanı Demi-
rel'e yapılan yazılı başvunıda mah-
keme karanyla hukuk dışı duruma
gelen Yeşilşehir'in temel atması-
na katümaması istenmişti.
Bursalı çevreciler Demirel'in
mahkeme kararlanyla da tescil edi-
len 1. sınıf tanm toprağma 15 bin
konutluk Yeşilşehir temelini atma-
sını ve önceki gün Tarun Toprak-
lannın Amaç Dışı Kullanımı Sem-
pozyumu'nda yaptığı konuşmanın
tarihi iki olay olduğunu öne sürü-
yorlar.
Cumhurbaşkanı Demirerintanm
topraklanrun korunmasını istediği
konuşmasmda Bursa Ovasf ndaki
yapılaşmayı gündeme getirdiğini
anımsatan çevreciler. "Sayın Cum-
hurbaşkanı ovayerineyamaçlara ev
yapümasını önerijTir. Ama 1997'de
Bursahlann itira/ına. mahkemeka-
rarlanna karşın 15 bin konutluk
Yeşilşehir'in ovada yapümasını teş-
vik etmişti. Bu çelişki tarih içinde-
ki yerini alacak ve gelecek kuşak-
lara acı örnekler olarak gösterile-
cektir" diye konuştular.
Hoçta evlilik işsizlikgetiriyor
tki şirket tarafından Londra
Menkul Krymetler Borsası'na
üetilen birleşme karanyla doğacak
yeni şirketin piyasa
değerirûn 114 milyar
sterlin (182.4 mihar
dolar) olacağı ve
dünya ilaç
pazannın
yüzde
7J'ünü
kt \ kontrol
** X
edeceği
befirtildL
EkonomiServisi-
tngiltere'nin iki büyük ilaç
şirketi birleşerek sektörde
dünyanın en büyük şirketini
oluşturacaklannı açıkladılar.
Glaxo Wellcome ile
SmithKline Beecham'm
birleşmesiyle işten
çıkarmalann yaşanacağı
belirtiliyor. İki şirketin
yetkilileri, işten
çıkarmalann kaçınılmaz
olduğunu söylerken, Ingiliz
sendikalan 15 bin çalışanın
işine son
verileceğinden
endişe
duyduklannı
vurguladılar.
tki şirket
tarafından
Londra Menkul
Kıymetler
Borsası'na
iletilen birleşme
karanyla
doğacak yeni
şirketin piyasa
değerinin 114
milyar sterlin
(182.4 milyar dolar) olacağı
ve dünya ilaç pazannın
yüzde 7.3'ünü kontrol
edeceği belirtildi.
Kesinleşmesi için ABD
Federal Ticaret Komisyonu
ile Avrupa Birliği'nin (AB)
onayını alması gereken
birleşmeyle oluşacak yeni
şirketin hisselerinin yüzde
58.75'inin Glaxo'ya, yüzde
41.25'inin de SmithKline'a
ait olacağı kaydedildi.
Birleşmeyle birlikte,
şirketlerin borsada işlem
gören hisselerinde düşüş
• Dünyanın en
büyük ilaç
şirketini
oluşturacak
Glaxo
Wellcome ile
SmithKline'ın
Beecham
'evliliği', 15 bin
çalışanı işinden
edecek.
yaşandı. Hisselerdeki
düşüşün yöneticilerin
maliyetleri kısma
konusunda "yeterince sert"
kararlar almasından
kaynaklandığı belirtildi.
Glaxo'nun gücünü, migren
Uacı Imitrex ile astnn ve
AIDS tedavilerinde etkili
ilaçlan oluşturuyor.
SmithKline'ın kozlan ise
Augmentin adlı antibiyotik,
depresyon ilacı Paxil ve yeni
piyasaya sürdüğu diyabet
ilacı Avandia.
Son yıllarda ilaç
sektöründe
"dolu dizgin'*
şirket birleşmesi
ve ortaklıklan
yaşanıyor.
Uzmanlar,
özellikle ilaç
şirketlerin yeni
üaçlann
bulunması için
çok büyük
miktarlarda Ar-
Ge harcama
yaptıklarmı ve
bu nedenle küresel pazarda
rekabet edebihnek için
birleşmeye gittiklerini ifade
ediyorlar. Kararın, iş
dünyasuun bütününe paralel
olarak ilaç sektöründe devam
eden şirket evlilikleri
furyasınahız
kazandırabileceği beUrtiliyor.
Pharmacia&Upjohn ve
Monsanto şirketleri de geçen
günlerde birleşme planlan
olduğunu duyururken
Pzifer'in da Warner-
Lambert'i almak istediğini
belirtmişti.
Devlet Bakanı Recep önal
'Fon bankalanna
kaynak gelecek'
Ekonomi Servisi - Eko-
nomiden sorumlu Devlet
Bakanı Recep OnaL kamu
bankalan ile ilgili nihai he-
defın özelleştirme olduğu-
nu belirterek Tasamıf Mev-
duatı Sigorta Fonu'na dev-
redilen 5 bankanın satıla-
bilmesi için bir miktar da-
ha kaynak aktanlması ge-
rektiğini söyledi. Önal, ban-
kalara bugüne kadar 131
trilyon Türk Lirası banka-
lann öz sermayesine mah-
suben olmak üzere toplam
340 trilyon üra aktanldığı-
nı kaydetti. IMF'nin des-
teğiyle dış piyasalardan ge-
lecek 1.5 milyar dolarlık
kredinin kesinleştiğini be-
lirten Önal, bu paranın ilk
yansının da (750 milyon
dolann) nisan ya da mayıs
ayında alınacağını ve fon-
daki bankalara aktanlaca-
ğını ifade etti.
'Oyumm kurah' ~
_ Devlet Bakanı Recep
Önal, Türkiye Genç Işa-
damlan Derneği'nin (TÜ-
GİAD) "Son Ekonomik
Karariar, Uygulamalar ve
Muhtemei Sonuçlan" baş-
lıklı toplantısmda yapüğı
konuşmada, kamu kesimi
olarak enflasyonun dûsü-
riümesinde ve temel den-
geleri yeniden sağlaraada
kararlı olduklannı belirte-
rek, "Ozel kesimin de, oyu-
nun kurauannın değiştiği-
nin farkma varmış olması
gerekiyor. Kamu finans-
mamndabugüne kadariz-
lenentutumve ahşümış fliş-
kiler sona ermiştir'' dedi.
Bakan Önal bundan son-
ra Türkiye ekonomisinin,
sahip olduğu potansiyelin
açığa çıkmasına dönük ve
çağdaş piyasa ekonomile-
rinde geçerli kurallarla yö-
netileceğini beürterek "Bu
kalıba vetempoya ayakuy-
duramayamann piyasalar
tarafindan hızla dtşlanaca-
ğnugöreceğiz'' dedi. Önal,
özel sektöre eski alışkan-
lıklara bağlı olarak fıyat
belirlemeyi sürdürmeme
uyansında bulundu.
TÜSİAD Başkanı Er-
kut Yücaoğlu ise davetli
olarak katüdığı toplantıda,
57. hükümetin bugüne ka-
dar özlenen vizyonu hazır-
ladığinı dile getirerek bu re-
forma kesüüikle inandık-
lannı söyledi. Yücaoğlu,
deprem ve eğitim dışında-
ki harcamalann kısüması-
nın zorunlu olduğunu öne
sürdü. TÜGİAD Başkanı
MuharremYıhnaz da Tür-
kiye'nin liberal politikalar
uygulamaya çalıştığı son
20 yıl içinde pek de mem-
nuniyet verici bir noktaya
varamadığını belirterek son
15 yılda teröre 100 milyar
dolar, faize de 130 milyar
dolar ödemiş hale gelin-
mesinden en çok sabit ge-
lirli halk kitlelerinin et-
kilendiğinin altını çizdi.