Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 OCAK 2000 SALI
CUMHURİYET SAYFA
Erken
seçim
Ramazan geride kaldı
ama Demokratik Sol
Parti'nin Konya Ereğli
ilçe örgütü sayesinde
mana ve ehemmiyeti
devam ediyor.
Şöyle ki, DSP Ereğli
ilçe başkanlığı 6
Ocak'ta iftar yemeği
vermiş... Tarikatlann
iyisini çok iyi bilen
DSP'nin iftar ve
benzeri dini etkinlikleri
artık sıradan sayılıyor.
Bu iftarın özelliği
Türkiye'nin siyasi
gündemine "güm"
diye oturacak bir konu
içeriyor olması...
İlçe yönetim
kurulunun hazırladığı
iftar davetiyesinde
"Yemekte milletvekili
adayımız Mustafa
Özşenol da
bulunacaktır" deniyor.
Şu sıralar birilerinin
milletvekili adayı
olabilmesi için
öncelikle Türkiye
Büyük Millet
Meclisi'nden
erken seçim
karannın çıkmış
ve seçim
takvimine göre
partilerin de aday
adaylan arasından
seçimlerini yapıp aday
listelerini beiirlemiş
olması gerekiyor. Bu
durumda ya DSP'liler
erken seçim karannı
"aile içinde" aldılar ya
da Konya Ereğli'deki
DSP'liler biraz erken
davrandılar!
17
D E N I Z S O M
Bektronifc posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
A
dalet Bakanı Hikmet Sami Türk, hafta so-
nu Istanbul'da aralannda bizim de bulun-
duğumuz bir grup gazeteciyle yemek ye-
1 di. Türk'ün anlattıklanndan altını çizdiği-
miz en önemli konu, "mayıs ayında cezaevlerinde
büyük eylemler"in başlama olasılığıydı. F tipi ceza-
evleri ile koğuş düzeninden oda düzenine geçme-
yi planlayan Adalet Bakanlığı, ilk altı yeni cezaevini
mayıs ayında teslim alacak, cezaevlerini eğitim mer-
kezine dönüştüren terör ve çete suçlulannı burala-
ra nakletmeye başlayacak...
Mevcut koğuşlara girip nakilleri yapabilirlerse!
Hikmet Sami Türk, bilim adamı kimliği de taşıyan
iyi niyetli bir politikacı... Basında çıkan hakkındaki
asılsız iddialan bile yargı yoluyla düzettemeyecek den-
li iyi niyetli! Bakan Türk, cezaevlerinin iç ve dış gü-
venliği ile sağlık koşullarını düzeltmeyi amaçlayan
bir protokolün Adalet, Içişleri ve Sağlık bakanlıkla-
rı arasında imzalanmakta olduğunu da anlattı. Fa-
- Sağlık Bakanı'na göre
Türkler gribe bağışıklık
kazanmış...
"Türk aibî aripal!"
Adalet Bakanı
kat, ömeğin cezaevi müdürünü girişte kimin araya-
cağını, tek otoıitenin kimde olduğunu söyleyeme-
di, çünkü iki başlılık devam ediyor.
Bütçe içindeki binde 7'lik payı ile Adalet Bakan-
lığı'nın cezaevlerinde sağlıklı bir düzen kurması çok
zor. Mahkûmlaraerattayın bedeli kadar 1 milyon 300
bin liralık üç öğün yemek çıkartılması gerekirken
bakanlığın ayırabildiği para 500 bin lira. Hal böyle
olunca mahkûm kendi yemeğini hazırlıyor. Kendi
yemeğini hazırlayınca da bıçak gibi kesici aletler ve
alev makinesine dönüştürebileceği gaz tüpleri mah-
kumların elinin altında bulunuyor.
Bakan Türk'ün yakındığı bir başka konu ise Istan-
bul Oumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çikici'nin de
belirttiği gibi, soruşturma aşamasında polisin sav-
cılardan baskın çıkması; savcılann polis üzerinde et-
kili olamaması... Çözüm adli kolluk kuvveti kurulma-
sında fakat Içişleri Bakanlığı "yetk'fsini ve etkisini
yitirmek istemiyor!
Bizim gündemimizde ise Prof. Dr. Rona Sero-
zan'ın Medeni Kanunu tümüyle değiştirecek tasa-
nnın, Türkiye Cumhuriyeti Devrimi mirasını reddet-
me anlamına geldiği yolundaki eleştirisi vardı. Türk,
yasanın devrimin simgesi olduğunu vurgulayıp tü-
müyle değiştirilmeyeceğini, özünün korunacağını
ve dili sadeleştirilerek daha çağdaş bir yapıya ka-
vuşturulacağını söyledi.
Kamu yatınmlannda uluslararası tahkimin kabu-
lünü bir "devrim" olarak savunanların tahkimi geri-
ye doğru işletecek düzenlemelere de soyunmuş ol-
ması, ister istemez Medeni Kanun'da "hangi dev-
rim"in korunacağı sorusunu akla getiriyor.
Mayıs ya da herhangi bir ay, Türkiye'yi hep "iyi ni-
yetli" zor günler bekliyor!
SESSÎZ SEDASIZ (!)
c
NVJtlKÜRTCEBE Özgüplükçü başkan, sınıfta kaldı!
Özgürlükçü söylemteriyle ikinci cum-
huriyetçilerin ve şeriatçıların gözbe-
beği olan Yargıtay Başkanı Sa-
^mi Selçuk, Ankara'daki Hu-
kuk Kurultayı'nda bir oturu-
mu yönetirken, Prof. Dr. Anıl
" Çeçen'in çokuluslu şirketlerin
çıkarları doğrultusunda bir kamu dü-
zeni oluşturulduğu yolundaki konuş-
masını beğenmiyor ve Çeçen'i konu-
ya "bilimsel yaklaşmamak"la suçla-
dıktan sonra yanıt hakkını kullanma-
sını engelleyip mikrofonu kapatıyor.
Yasa gereği ancak üniversite orta-
mında kullanabileceği doçentlik un-
vanı ile kamuoyunun önüne çıkmak-
ta sakınca görmeyen Sami Selçuk,
düşüncelerine katılmadığı bir profe-
sör karşısındaki yasaklayıcı tavn ile "öz-
güriük sınavı"nda sınıfta kalıyor!
Şeriatçı dershaneye devlet desteği
Ankara Yenimahalle'deki Mustafa
Kemal Lisesi'nde okulun "rehberlik
servisi" tarafından hazırlanan ve son
sınıf öğrencilerine üniversite sınavın-
da Türkçe testinin önemini belirten
bir yazı panoya asılıyor.
Okul panosundaki yazının bir tüm-
cesinde "Sözel, eşit ağırlık ve sayısal
grupların Türkçe'den başanlı olma-
ları, Safa Dersanesi sisteminde ke-
sindir" deniyor.
Safa Dershanesi'ni, Anka-
ra'daki şeriatçılann meşhur Mu- (
radiyeVakfı'nı reformist olarak
eleştirip aynlan gaıbun kurduğu
biliniyor.
Devlet lisesinin rehberlik servisi şe-
riatçılann rehberliğini yapıyor!
Drhan Barlas'la Yeniden...
Prof. Dr. MÎNE GÖĞÜŞ TAN
Orhan Barlas: Yazar, hu-
kukçu, partili, Antepli, hemşe-
ri, yurttaş... Öldüğünü duydu-
ğumda onu, bütün bu özellik-
leriyle düşündüm. Pek çok ki-
şi gibi benim de zihnimde bu
özellikleriyle yaşamayı sürdü-
recek Orhan Barlas. Ama en
çok 1970 yılının 4 Kasım günü
yaptığımız görüşmeyle anım-
sayacağım onu. Çok yönlü kim-
liğini büyük bir sadelikle özet-
leyen özentisiz sözleriyle...
Doğup büyüdüğüm şehir-
deydim. Ankara Hukuk Fakül-
tesi'nde yaptığım doktora te-
zimin (*) alan araştırması için
Gaziantep Barosu avukatlany-
la görüşüyordum. Elimde so-
ruları önceden belirlenmiş bir
görüşme kılayuzu. Barlas, ko-
nuştuğum ikinci avukattı. So-
rulanma verdiği yanıtlar onun
hukuk, siyaset ve edebiyatla
hiçbir zaman basit olmayan
ilişkisine ayna tutuyordu:
"1921'deAntep'te doğdum.
Istanbul Hukuk Fakültesi'ni bi-
tirüim. 1948'den ben avukat-
lıkyapıyorum. Bunun yanında,
günlük gazetelerde para karşı-
lığı olmadan yazı yazanm. Ba-
bam doktordu ve o da siyaset-
leilgiliydi. 1939'la 44 arasında
CHPII Başkanlığı yapmıştı.
1957 ile 65 arasında ben de
Cumhuriyet Halk Partisi'ne ka-
yıtlıydım. Ozamanlar il teşkila-
tında biryıl kadar Danışma Ku-
rulu üyeliği de yaptım. Artık
partili değilim, fiilen siyasete
katılmıyorum. Ama her okur-
yazargibi siyasetle ilgiliyim. Bu
düzene karşıyım.
1945'te, çift parti hayatının
başlamasıyla herkes gibi po-
litikaya ilgi duydum. Tabii, li-
se yıllannda, 1936-37'de fi-
lan, solyaymlan takip ederdim.
Kerim Sadi, Sabiha Sertel,
Nâzım Hikmet... Onlar, biline-
nin dışında çözüm sunuyoriar-
dı sorunlara...
Siyasetle ilgilenmem aile-
den gelen biretki değildir. 01-
sa, çok daha erken faal olur-
dum politikada. Amcamın oğ-
/u CHP'nin bakanlanndandı...
Benim çizgim 1942'lerde ecte-
biyatın topluma dönük oldu-
f u yıllarda başlar ve Türk ede-
iyatının çizgilerine uygun gi-
der. Topluma dönük edebiyat
siyasete uyandınyordu ben/...
1957'de CHP'nin kıl payıyla
seçimleri kaybetmesi, 57 An-
tep olaylanndaki tutuklama-
lar, vaziyetalmazaruretinido-
ğurdu. DemokratParti'nin ana-
yasaya karşı gelişi üzerine ay-
dınlann yaptığı güçbirliği be-
ni partiye itti. Seçimlere itiraz
ve ötekileri savunma işi üze-
rime düştü. Cemil Cahit Gü-
zelbey, Nail Bi|en, Refık Da-
niş, Cemil Sait Barlas, Se-
lim Kahraman tutuklananlar
arasındaydı. Bunlardostlanm
ve meslektaşlanmdı. Bu olay
bardağı taşıran damla oldu.
Partiye girdim. Zaten gelişen
olaylar bu girişi hazırtamıştı.
En yoğun politikayı Tahkikat
Komisyonu kurulması ve ça-
tışması sırasındayaptık. Yasak
olduğu halde toplandık, be-
yannameler dağıttık. 1 Mayıs
1960'ta tutuklamalaroldu, on-
ları savunduk. Ama ne mahal-
li ne genel seçım/erde aday fı-
lan olmadım.
1965 yılında partiden aynl-
dım. Hükümet edişi sırasında
ödüncü (tavizci) buldum Halk
Partisi'ni. 60'tan sonra ekono-
mik sorunlarsu yüzüne çıkmış-
tı. Şimdi düşündüğümde,
1957-60 arasındaki çalışmala-
nmız bana komik geliyor. Ana-
yasa değişikliği, sorunların çö-
zümlenmesine yaramıyordu.
CHP'den, ümidi kestiğim için
aynldım. Ben parti içinde ya-
bancılaşarakpartiye zaraıiı olu-
yorum. Hemen eleştirmeye
başlıyorum."
O zamanlar, Türkiye'de çok
partili siyasete geçildikten son-
ra hukukçulann ve özellikle
ayukatların TBMM'de en ge-
niş oranlaria temsil edilen mes-
lek grubu oluşu ilgimi çekiyor-
du. Weber'in, hukukçuyu de-
mokrasinin vazgeçilmez un-
suru ve modern politikacının
prototipi saydığını okumuş-
tum. F. Frey gibi bazı yazarlar
bunu, "siyasal bakımdan ge-
lişmekte olan bir parlamenter
sistem" diye niteledikleri Tür-
kiye'de uzun tecrübelere sa-
hip Batı pariamentolanyla ilginç
bir kesişme noktası olarak be-
timliyorlardı. Orhan Barlas'a,
avukatlann yerel ve ulusal dü-
zeyde politikayla ilgilenmele-
ri konusundaki düşüncelerini
sormuştum. "Hukuk, düzeni
devam ettirmeye yarar" diyor-
du, "Hukukçunun menfaatı
deyletin işlemesiyle ilgili oluyor,
düzenin korunmasıyla. Şiya-
setin temeli ise deyrimciliktir.
Ben, bu ikisi Türkiye'de nasıl
bağdaşıyor anlamıyorum as-
lında. Ama Türkiye'nin yapı-
sında kanımca bir devlet, birde
buna yabancı duran halk var.
Halk, aracı olarak kullanıyor
avukatı. Birtüralışveriş... Va-
tandaş işini gördürüyor ayu-
kata, karşılığında oyunu veriyor.
Avukatlariyikazanmıyoriar. Ge-
nellikle mebuslukta alınan pa-
ra, avukatlıkta kazanılandan iyi.
Bu da milletvekili maaşını çe-
kici hale getiriyor. Avukat bü-
yür büyür de mebus olur, baş-
ka ne olur?
Politikayla uğraşmak, avu-
katlıkta kazancı desteklemeye
de yardım ediyor. İlk hızı veri-
yor en azından... Davalannı
genellikle parti başkanlanna
götürürierköylüler. BugünAn-
tep'te gerek CHP'nin gerek
AP'nin il başkanlan avukattır.
Hatia parti yönetim kurulu üye-
leri de bundan yararianıyor-
lar Sonra, mahkeme hayatı-
nın esnekliği, adam adama
münasebetlerin uzunluğu,
dertleri papltılı dile getirme...
Devletle ilişki kurma bakımın-
dan güçlü olrna... Karşılaştığı
adamın dilinden anlama...
Bunlar avukata siyasette bir-
takım avantajlar sağlıyor. Sa-
vunma sanatmı biliyor. Ama
'Keşke ben de hukukçu ol-
saydım, daha iyi yapardım şu
politikayı' derlerse de yanlış!
Ben ceza davalannı seviyo-
rum. Hukuk davalarında ege-
men çevrenin adamı olmak zo-
rundasınız. ötekinde ezilmişin
yanındasınız. Sanat tarafı da
fazla. Ceza avukatı daha atak
olabilir. Bunlar da siyasal yön
alışa neden oluyor."
Sanatın, edebiyatın, eleştiri-
nin, ezilmişin savunmanı olan
sevgili Orhan Barlas, gecike-
rek de olsa size uğurlar olsun,
ışıklar olsun, diyorum.
(*) M. Tan, Meslek Olarak
Hukuk ve Siyasette Hukukçu,
TODAİE Yay., Ankara, 1972.
HAYVANLAR ISMAIL GVLCEÇ
ÇtZGtLlK KÂMtL MASARACl
HARBİ SEMİH POROY semihporoy(&yahoo.com
BULUT BEBEK NURAYÇÎFTÇI
TARlHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 18 Ocak
V/ashmghn D.C.'deki
A8O Seıtafo bînası
AMERİKA 2OZ4AT/ 7ANIMIYOR-
1327'P£ 8U6ÜM,L0H ANLAŞMS, C
BİRLeÇİK OEVlETl&tİ PARiAMENTÜSUHPA
DEDİLDİ- ABD, TTJRKİYE İLE, OSMAHU
T/'NP£H AUUAKI PemOLAYÜICAUIOAII^O
NERLİK ÇAUŞMALARI V£ &ZMŞHİSTAH SOflUUÜ
NEPEMYLE li&İLeNiroeoü- ÖZBUJICLB, MAH~
DASI AUTINDA KURULMASI PL4AİLANAN ÖZERH
8İR. E8MEUİS7AH DEVLETİ ÜZERİNDE ISRAK-
LA DURuyOROU. 24- 7EMKAUZ 1923'TŞ İM2A-
LANMIŞ OLAN LO2AN ANTLAŞMASt İSE, SEVR
ANTLAŞlAASlNI HÜKÜMSÜZ 8'HAKAN MADOE-
LEfSİYLE VE GETİROİ6İ POÜTİtL SAĞIMSlZ-
UKLA, TÜRKİYE'YE, AZJULIKJ-A& OEMETLE-
ME HAKKI TAHlYOR,AYfUCALIKLA&l KAL-
D/gfYORC>Ü..
T.C.
BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ H A K İ M L İ Ğ İ ' N D E N
DosyaNo: 1999/182
Davacı ÎSKİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Ismail Yurtbay aleyhine açılan itirazvn iptali davasında:
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 25.3.1999 tarihlı düekçesi ile davacıraüvekkilininalacağının tahsili için Bakırköy 1. tcra Mü-
dürlüğü'nde ilamsız takip yaptıklannı, borçlunun bu takibe itiraz ettiğini ve durdurduğunu, bu nedenle borçlunun itirazuun iptaline, takibin de-
vamına, alacağrn %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazmiaatıaa mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiş olup;
Halen Haznedar Mahallesi Şevketdağ Cad. No. 34 D.2 Güngören/İstanbul adresinde ikamet ettiği bildirilen davalı İsmail Yurtbay'a çıkartı-
lan davetiyelerin bila tebliğ iade edildiği ve zabıtaca yaptmlan araştırma sonucu davalımn adresinin meçhul bulunduğu anlaşıldığından adı ge-
çene ilanen tebligat yapılmasına karar verilmekle davalı İsmail Yurtbay'ın duruşma günü olan 9.2.2000 günü saat 10.00'da mahkememizde
bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi takdirde hakkımzda HUMK'nun 213 ve müteakip maddeleri gere-
ğince duruşmamn gıyabınızda yapılacağı ve karar verileceği hususu tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 13.1.2000 Basın: 1691
GÖRÜŞ
SACtT SOMEL EmekliElçi
Nükleer Santral Asla!
Daha nükleer santralı kunmadan Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu'nda(TAEK) yapılan bir ihmalin so-
nucu ilk nükleer kazayı yaşadık. Yabancı uzman-
lar, Ikitelli'de iki nükleer izotopun hurda olarak pı-
yasaya sürülmesini, en yüksek risk düzeyinde
olan 3 numara ile sınıflandırıyorlar (1). Kaybolan
iki izotoptan birisi hâlâ bulunamadı. Nasıl bulu-
nabileceği bilinmiyor. Şimdi de hükümetimiz ye-
ni nükleer santrallar kurma peşinde.
Memleketimizin yüzde 92'sinin deprem bölge-
si olduğu daha 1985 yılındaTBMM'de resmen açık-
landı (2). Ülkemizin bu özelliği nedeniyle, yalnız
Türk profesörler değil, Batılı uzmanlar da Türki-
ye'de kurulacak bir nükleer santralın felaketle so-
nuçlanacağı hakkında hükümetimizi uyardılar (3).
Son 10 yıl içinde dünyada 2 bin nükleer kaza ol-
du. Batılılar bütün gayretlerine karşın kazalan ön-
leyemediler. Ellerinde de ne yapacaklannı bileme-
dikleri 500 bin ton nükleer atık birikti. Bunun üze-
rine artık kendi ülkelerinde nükleer santral kurul-
masından vazgeçtiler. Mevcutlan da peyderpey
tasfiye ediyorlar. Ancak, nükleer santralları sök-
mek, kurmaktan çok daha pahalıya geliyormuş.
Şimdi onu da ucuza mal etmenin yolunu bulmuş-
lar. USA adlı Amerikan gazetesi, "2010yılına ka-
dar sökülecek santrallann parçalannın deniz aşı-
n ülkelere ihraç edilerek santrallann sökülmesinin
ucuza getirileceğini" yazmış (4). Bu da bize, Ba-
tılıların nükleer santral satmaya neden bu kadar
hevesli olduklarını anlatmaktadır.
Peki, Batılı ülkelerin vebadan kaçar gibi kaç-
tıklan bir şeyi almaya biz niçin bu kadar hevesli-
yiz?
Türkiye'de kaynaklanmızın yeterince kullanılma-
dığı en yetkili ağızlardan söyleniyor.
TBMM'ye, mevcut enerjimizin gereksinimleri-
mizin de üstünde olduğu hakkında bir rapor da
verilmiş (5). Bundan başka ihalelere katılan NPt
Ortaklığı Başkanı Ulrich Fisher. "Biz ille de Tür-
kiye'de nükleer santral yapalım demiyoruz. Ter-
mik santral da yapanz, güneş santralı da. Ama siz
nükleer santral istiyorsunuz" diyor.
Bir an için, bütün uzmanlanmızın verdikleri ra-.-
porlann ve sundukları rakamların yanlış olduğu-
nu ve yeni enerji kaynaklanna gereksinimimiz bu-
lunduğunu kabul edelim; elde bu kadar olanak
varken, nükleer enerjide ısrarla Türk toplumunu
tehlikeye atmanın anlamı var mı? Eğer bu kara-
rın başka bir nedeni var ise mutlaka Türk toplu-
muna açıklanması gerekir. Çünkü kimsenin key-
fi bir kararla halkımızın hayatını tehlikeye atma-
ya hakkı yoktur.
(1) Hürriyet, 3.2.1999.
(2) TBMM Tutanaklan, 2.5.1985
(3) Cumhuriyet, 26.9.1998
(4)Dr. TanaySıtkı Uyar, Cumhuriyet, 17.8.1998
(5) Cumhuriyet, 5.11.1999
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: "| 2 3 4 5 6 7 8
1/ Göktaş). 2/
Süzgeç, kevgir.
3/ Pirinci kabu-
ğundanayırmak
ya da bulgur 3
dövmek için
kullanılan di-
bek... Kar firtı-
nası. 4/ Işaret...
Hizlı bir trafık
akımı sağlamak
için yapılmış,
çift yönlü geniş °
yol. 5/Yüz met- g
rekaretutannda
yüzey ölçüsü birimi...
"Sen ki bülbül gül içün ^
— edersinbî-derd"(Ne-
dım) 6/ Ayakkabı kah- *
bınınçapı...Kent. 7/Kü- 3
çûkeıkekkardeş... "Do- 4
ğar — midelerden nur c
topu ihtilaller" (F.N. ^
Çamlıbel).8/Fiyaka,ca-
6
ka... Motif. 9/ Şii mez- 7
hebinde belli başlı din- g
selliderlere verilen şeref „
unvanı.
YUKARIDAM AŞAĞIYA:
1/ Normalden daha küçük boyda bir at cinsi. II Acıklı...
"Gülsin —": Piyanistimiz. 3/ Ruh... Öngün. 4/ Devlet
büyüklerini yolculuklan sırasında koruyankonvoy Kö-
pek. 5/ Bilgisiz, kültürsüz kimse... Bir haber ajansının
simgesi. 6/ Genellikle boynuz ya da hayvan başı biçimin-
de yapılmış antik içki kabı... Sahra. 7/ Yumurtadan yeni
çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yavru kurbağa...
Lübnan'ın plaka işareti. 8/ Bir halatla makaralardan oluş-
turulan ve agıı cisimleri kaldırmaya yarayan donanım.
9/ Boyalann inceltilmesinde kullanılansıvı... Yan mem-
nunluk belirten bir ünlem.
İLAN
T.C.
ANKARA GÂYRİMENKUL
„ .. ŞATlŞİCRA
MUDURLUĞU'NDEN KIYMET
TAKDtR R^\PORUNUN
tLANEN TEBLİĞİ
1999/171 l.Ş.
Ankara, 17. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin
29.6.1999 tarih ve 1997/56 esas 1999/722 karar sa-
yılı ilamı ile, satılmak suretiyle hissedarlar arasın-
daki ortaklığın giderib^esine karar verilen, Anka-
ra, Çankaya ilçesi, Balg a t
Mahallesi'nde köy üstü
mevkii 6914 ada 13 Humarah parseli teşkil eden
784 m2 miktanndaki z^imın satışına ilişkin olarak
yapılan takip nedeniylç, gayrimenkulün satışa esas
kıymet takdiri yapılmış 0 İ U P ) bilirkişilerce tanzim
olunan 7.12.1999 taHhij r a p o r l a g a y r i m e n k u l e
65.263.791.570 TL. takdir edilmis olup, hissedar-
lardan Mehmet oğlu S;,tılmış Özcan'ın adresi tespit
edilemediğinden adın^ iianen t e b l i g a t y a p l l n ı a 8 1 I l a
karar verilmiştir.
Karar gereğince histedar Saöhnış Özcan'm işbu
ilanm yayımı tarihindtn itibaren 7 günlük yasal sü-
reye ilaveten 15 gün K toplam 22 gün içinde varsa
ıtirazını ilgili mercie yipması, olmadığı takdirde bu
süre sonunda kıymet Ukdirinin kesinleşmiş sayıla-
cağı, kıymet takdir raoorunun tebliği yerine kaim
olmak üzere ilan olunır. 28.12.1999
1363
t