Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 OCAK 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tüketimin sınırsızlığımn zorlandığı YeniDünya Düzeni 'nde çoculdarrekJamlann en önemli hedefi
Rek/cansarntahndaçocuk sömimisüOZLEMYUZAK
Evler bir anda sessizliğe gömülür.
Kısa bir süre öncesine kadar kopan
yaygara sona ermiş, TV karşısındaki kol-
tuğa yerleşen küçük sevimli canavar-
lar, kendilerini çoktan reklamlann vaz-
geçilemez büyüsüne kaptırmışlardır..
Onlar, kumbarada madeni para birik-
tirmenin tadını hiç yaşamadılar, birik-
tirebüme şansma erişenler ise dolar-
larla konuşuyorlar. Artık anne babala-
nnın kendileri ıçin uygun gördükleri
ürünleri kullanma devrini de çoktan
kapattılar onlar. Tüketimin sınırsızlıgı-
nın zorlandığı Yeni Dünya Düzeni için-
de trilyonlann akıtıldığı reklamlann en
önemli hedefleri haline geldiler. Evle-
rimizde ya da yakın çevremizde bazen
Çocuk
kültüründe
ABD damgası
20. yüzyıhn 'süper gücü' ABD'nin
kültür hegemonyasını tüm dünyaya
yayma hedefinden önemli bir payı da
tüm dünja çocuklan aldılar. ABD'de
üretilen film ve tele\iz>on dizileri Ue
bu ûlkenin politik normlan ve kültür
değerieri bütün dümaya yayıkh.
Öyle ki Avrupa ve japonya'da
üretilen ürünler bile Amerikahlann
değer yargılan ile dünya piyasasına
sürülür oldular, Yalnızca bir
oyuncak bebek olan "Barbie"
dünyanın her köşesindeki kız
çocuklan icin bir güzellik imgesi
haüne gelirken. boş durmayan
oyuncak endüstrisi "Boşanmış
Barbie", "Hamile Barbie" gjbi
ürünleri piyasava sokarak 3-5
yasındaki çocuklarda kmram
karmaşası yaratüklanıu göz ardı
edebildiler. Bu uluslararastlaşmaya
ya da basit deyimiyle
"Amerikaıüaşmaya" dönüşüm ise
ulusal kültürün. kimlikkrin ve
geleneklerin \ok oluşuna ve sonuçta
"tektipliliğe" doğru Ueıieme
yolunda.
• îletişim sektörü güçlendikçe çocuklar da medya endüstrisinde gittikçe
daha fazla önem kazanmaya başladılar. Sınır tanımayan reklamlar çocuklan tüketimin
doymak bilmez dünyasının içine çekerken, göz alıcı bir biçimde sunulan markalar
çocuklann ürün bağımlıhğına yol açıyor.
gerçekten "düz duvara bile ürmanı-
yor" dedirten küçük sevimli canavar-
lann en sessizleştıkleri anlar, televiz-
yon ekranlannda reklamlann gösteril-
meye başladığı zaman dilimleri.
"Babam öyle diyor.J' dıye başlayan
otomobil reklamlan, "Öncehüptetson-
ragümlet" sloganıyla aileleri çılgına çe-
viren, çok sonra Türkçeyi bozduğu ve
çevreyi kiılettiği gerekçesiyle yasakla-
nan meşrubat reklamı, sevimli, cin gi-
bi bir kız çocuğunun "Yerim seni sosis"
demesi ve daha niceleri... Reklamlar-
da çocuklan hedef alma öyle bir boyu-
ta ulaştı kı "belli bir geliri ve kazancı
olana" venlen kredi kartlan bile nite-
likdeğiştirdi. 12-17yaşgrubuiçın"İlk
kart" adı altında hazırlanan kredi kart-
lanna. ünıversite gençliğine hitap eden
"Üniversite karü" eklendi.
Televizyon ekranlannda bir banka
veznesinın arkasında rengarenk ayak-
kabılann göründüğü ve züppe bir dil-
le "Teenage bankiııg" sloganı ıle müş-
teri portföyünü genişletmeye çalışan
banka reklamına. henüz 5 yaşlannda kü-
çük bir kız çocuğunun babasını kolun-
dan sürükleyerek götürüp kendisıne
dolar hesabı açtırdığı görüntülerinin
yer aldığı bir diğeri katıldı.
Çocuk kültürü ticarileşti
2. Dünya Savaşı'ndan sonra iletişitn
yapısı fark edilirbir düzeyde değişime
uğradı. Yazılı îletişim araçlannm yeri-
nı görsel ve işitsel iletişim araçlan al-
dı. Bugün çocuklar multimedya ile ku-
şatılmış bir çevrenin içınde yetişıyor-
lar. Televizyonlara ek olarak video ve
kişisel bilgisayarlar günlük yaşamlan-
nın bir parçası oldu. tletişim sektörü güç-
lendikçe çocuklar da medya endüstri-
sinde gittikçe daha fazla önem kazan-
maya başladılar. Çizgi filmlerve çocuk-
lara yönelik yapımlann peşleri sıra o
yapımlar içinde yer alan fıgürlerin ve
kahramanlannın sembol olduğu ürün-
lerin pazarlandığı reklamlar yer aldı. Te-
letobbies'ler, Şirinler, Ninja Kaplum-
bağalar, Pokahontas'lar çocuklann kar-
şısına oyuncak, bardak, tişört, anahtar-
lık ve akıl almaz şekillerde göz abcı ürün-
ler halinde çıktılar.
Yine çocuklann gözlerini bile kırp-
madan izledikleri, ancak "şiddete yö-
neltiyor" uyanlanna kulak asılmadan
yayınlan sürdürülen Power Rangers ve
Action Man gibi çizgi film kahraman-
lan oyuncak endüstrisınin vazgeçilmez
unsurlan haline geldiler.
Araştırmalar bir yılda yayımlanan
bir mılyondan fazla reklam spotunun ya-
nsından çoğunun gençlere yönelik ol-
duğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, ço-
cuklann bir şeye yönelme arzusuyla
dolu olmalannın ve deneyimsizlikleri-
nin onlan markalann sembollerine ve
reklamlara daha kolay çektığini ve on-
lan potansiyel alıcı konumuna soktu-
ğunu belırtiyorlar.
Prestij belirleyici unsur
Çocuklarözellikle hedef alınarak rek-
lamlarla kuşatılırken, endüstri ise onla-
n olabildığınce küçük yaşlardan ürün-
lerin markalanna alıştınyor ve bu yol-
la ürün bağımlılığını garanti altına ah-
yorlar. Dr. Erdal Atabek, günümüzde 5
yaşındaki bir çocuğun bile belli marka
birsporayakkabıyı ıstedığını belırtırken
artık bir ürünün "kullanım değeri" ola-
rak değil, "künlikdeğeri" olarak ön pla-
na geçtiğini söylüyor "Beğenflmek is-
tiyorsan şu markagöduğü kullan"ya da
" „ marka blucin aldım" sözlerının bir
arkadaş grubu ıçıne dahil olabilmenin
belirleyici unsuru haline geldiğıni söy-
leyen Atabek'e göre tüketım mallan ar-
tık "kullanmanın verdiği prestij"e göre
önem kazanıyor ya da kazanmıyor.
Uluslararası düzenleme gerekiyor
MUTLU DEMİRKAN
Reklam ve alışveriş dünyasının hedef tahtası ha-
line gelen çocuklann, bu medya bombardımanın-
dan korunabilmesi için uluslararası düzenlemeler
gereği duyuluyor. Sınır ötesi yayım ihlalleri nede-
myle ulusal kurallann geçersiz kaldığı sek-
törde, Uluslararası Tüketiciler Örgütü rek-
lamlardakı istısmardan en çok etkilenen
yoksul ve cahıl kesımler ile çocuklar ko-
nusunda özel bir duyarlılık gösterilmesi
çağnsuıda bulunuyor.
ABD'de 4-12 yaş grubu çocuklann sa-
dece kendi harçlıklanndan yaptıklan har-
camalar geçen yıl 25 milyar dolara ulaştı.
Bu yaş grubu çocuklan için yapılan doğ-
rudan harcamalar 188 milyar dolara yak-
laşıyot. Dolaylı harcamalarla birleşince ra-
kam yılda 300 milyar dolar cıvannda bir
tutara ulaşıyor. Bu son rakam Türkiye'nin
ulusal gelirinin 1.5 katı kadar bir büyük-
lüğü ifade ediyor.
Rakam bu kadar büyük olunca reklam-
cılann dikkatleri bu yaş grubu üzennde
toplanıyor. 1997'de Londra'da bir reklam
ajansının yaptığı araştırma, reklamlann,
12 yaşın altındaki çocuklann satın ahna ka-
rarlannda yüzde 31, otomobil modellerin-
de yüzde 30 ve müzik seti seciminde de yüz-
de 22 oranında bir rol oynadığını ortaya ko-
yuyor. ABD'de yaşayan birçocuk, yılda yak-
laşık 20 bin reklam filmi izliyor.
trade ve doğru karar verebilme yeterli-
liği yeterince gelişmediği ıçin çocuklara yö-
nelik reklamlar konusunda çeşitli sınırla-
malar bulunuyor. Avrupa Birliği'nin lskandinav
üyeleri ve Norveç, bu alanda son derece katı. 2001
yılında AB başkanlığı görevini üstlenecek olan Is-
veç bu alanda oldukça duyarlı. Isveç Kültürel lliş-
kiler Bakanı Marita Ulvskog, geçen yıl Isveç"te
başlatılan çocuklara yönelik reklam yasağının Av-
rupa Birliği çapında da kabul edilmesini istiyor. Da-
nımarka Kültür Bakanı Elsebeth Gerner'ın görüş-
leri şöyle: "Çocukiara sorumlu vatandaşlar ola-
rak yetişmefirsaütanınmadan çok para harcavan
insanlar haline getirilmeye çahşünor."
Vatıkan da ikı yıl önce bu konuda bir broşür ya-
Ç
kJınır ötesi
yayım ihlalleri
nedeniyle ulusal
kurallann geçersiz
kaldığı sektörde,
Uluslararası
Tüketiciler
Örgütü,
rekîamlardaki
istismardan en
çok etkilenen
yoksul ve cahil
kesimler ile
çocuklar
konusunda özel
bir duyarlılık
gösterilmesi
çağnsında
bulunuyor.
Avrupa'nın 'kumbara' politikası
Çocuklann yillık harcamalan Televizyon reklamlanna getirilen sınııiamalar
Ülke Yaş grubu Miktar
(mtlyar dotar)
Fransa
AJmanya
halva
Hollanda
7-12
3-12
6-17
3-12
9-12
1.7
2.7
8
1.4
1.8
Ingiltere
Avusturya
Saat 6.15ten önee çocuk kuşajnareklamtoymakyasak. Ekranda, bu kuşak
boyuıcaretdanyaymtesnayac^ı yönûnde yetşkinlen uyatan b? logo
butunması şart koşuluyor.
BeJçika
12 yaştn altmdaki çocuk kuşaWanrw 5 dakSa önce ve sonrasma reldam
komıfctıası yasak.
Dammarfca
Çocuk programlanndakı karaktoıierin çocukian aç^endirenfBMamlanJa
tatortmaa ve çoa* programlan boyuncarekiamyayıntoması yasak.
Fnlandiya
Çocuklann rektemlarda ûrün hakkmda komışması yasak ancak pasif rollerde
yeralıpgörûnebSiyoıiar.
Ahnanya
Çocuk kuşaklanndareklamyasak. Çocuk programlannm sponsor kutenmasna
«an vertmıyor.
Yunanistan
Sabah 7 ıle 10 arasmda oyuncak retöann tonulanııyor ve savaş oyuncaklannın
reklamlan tamamıyla yasak.
Norvec
Çocuk kuşağındarekiamyasağı. Çocuklan hedefleyenreklamlaraiznvertnyor.
Çocuk prâgramlama sponsoduk yasakianmış durumda.
Isveç
12 yaş altı çocuklan hedefeyen reklamlar yasak. Çocuk programlannın
oncesınde ve sonrasında rekiam gınlmesıne ızın ventmtyor.
yımlamış ve çocuklan ya da onlann aracılığıyla ebe-
veynlerinı satuı almaya ıtecek reklamlann zararlı
olduğu konusunda halkı uyarmıştı. Avrupa'da "çp-
cuklann ebeveynlerine önerebflecekleri bir araba"
sloganını içeren bir otomobil reklamı hâlâ tartış-
ma konusu. Bazı psıkologlara göre çocuklann sa-
tın alınacak otomobil seciminde ka-
rar alma sürecinin içinde yer alması-
nın kendisini ailenin bir parçası gibi
hissedeceği için zararlı olmadığı ka-
nısında. Dığer bır grup ise beyınlen-
nin çok daha kolay yıkanabildiğı içm
çocuklann bu süreçte kendilerini "ai-
lenin bir parçaa" gibi hissetmekten çok
onlardan daha büyüğünü ve daha faz-
lasını isteyebilecek küçük tüketiciler
gibi hissedeceklen iddiasında.
Hollanda Tüketiciler Derneği, 9-
12 yaş arası çocuklara reklamlan eleş-
tirel gözle izleyebılmelerini sağlaya-
cak bir CD-ROM oyunu hazıriamış ve
bu tür bir eğitimin, çocuklara sadece
"reklanılar kötüdür" demekten çok
daha etkılı olacağını vurguluyor.
Londra'da bır şirket, çocuklar üze-
rindeki etkileri başlı başına ayn bir tar-
tışma konusu olan Internet aracılığıy-
la yaşlan 6 ile 17 arasında değişen 21
bin çocuğun tüketim tercihleri hakkın-
daki araştırmasının sonuçlannı sektör-
deki firmalara satıyor. tngilteredebu
konuda yasal bir smırlama yok ve ül-
kenin eski tüketicı koruma ajansı baş-
kanı bu yolla -çocuklann özel şirket-
lerin kucağına aûkiığuu" söylüyor.
TÜKODER, çocuklar ve reklamın üzerindeki etkileri konusunda bir proje hazırlıyor
Türkiye'de çocuk, reldam kurbanı
çocuk reklamlan için ilkeler
• Reklamlar şiddete göz yuman bir
yaklaşım sergiİememeü.
• Bir ürüne sahıp ohnarun ya da bir ürünü
kullanmanın tek başına, çocuğa, yaşıtı olan
diğer çocuklara göre fıziksel, sosyal veya
psikolojik bir avantaj sağlayacağını veya bu
ürüne sahip olmamanın aksi yönde bir etki
yaratacağını ileri sürerek toplumsal değerleri
sarsmamalı.
• Çocuklan tehlikeli durumlara sokabilecek
hiçbir ifade >a da görsel sunum içermemelL
• Reklamı yapılan ürünün kendilerine
alınmasmı sağlamak üzere başkalannı ikna
etmeleri için çocuklara yönelik dogrudan bir
çağnyı ıçermemeli.
• Reklamlann, çocuklan, reklamı yapılan
ürünün gerçek boyutlaru değeri, özelHkleri,
dayanıkhlığı ve performansı hakkında
yanıltmaması için özel bir dikkat gösterilmeli.
• Fiyat, çocuklann ürünün gerçek değerini
yanlış bir şekilde algılamalanna yol açacak
şekilde, örneğin "yalnız' sözcüğü kullanılarak
belırtilmemeli. Hiçbir reklam, reklamı yapılan
ürünün her aile bütçesinin olanaklanyla
sağlanabileceğini ima etmemeli.
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKO-
DER) Başkanı Mebmet Sevim, dûnyada
birçok ülkenin reklamlar ve televizyon
programlanna çocuklarla ilgili sınırlama-
lar getirdığini ve şu sıralar bu alanda dün-
yadaki en büyük sorunun sınır ötesi yayım-
İar yoluyla yapılan ihlaller olduğunu belir-
tiyor. Bu nedenle uluslararası kurallara ih-
tiyaç duyulduğunu vurgulayan Sevim, bu
konuda yasalar ve yönetmelikler bulun-
masına karşın Türkiye'de bu ilkelerle taban
tabana zıt uygulamalann
çok yoğun olduğuna dik-
kat çekıyor.
TÜKODER Başkanı
Sevim, Uluslararası Tü-
ketici Orgütü'nün yaptı-
ğı bir toplantıda, reklam-
cılık ilkeleri belirlenir-
ken kolay etkilenen tü-
keticilerin göz önüne alınması konusunda
karar aldığını ve gelişmekte olan ülkeler-
de bu alanda araştırmalar yapacağını ifa-
de ediyor. Reklamlardan daha kolay etki-
lenen grup ise şöyle tanımlanıyor:
"AzgeUşmiş ülkelerde, özellikle çocuk-
lar, egitimsiz ve yoksul katmanlar."
Mehmet Sevim, TL'KODER'ın de çocuk-
lar ve reklamın üzerindeki etkileri konıı-
• TÜKODER Başkanı
Mehmet Sevim, bu alanda
dünyadaki en büyük
sorunun sınır ötesi ihlalleri
olduğunu belirtiyor.
sunda bir proje hazırladığını ve bu çalış-
mayı 6 ay içinde tamamlamayı planladığı-
nı belirtiyor. TÜKODER Başkanı Sevim,
Türkiye'de reklamlann yasalar ve ilkeler-
le en çok çeliştiği noktalan şöye açıklıyor:
"- Ürünün, çocuğa ya da gence toplum
içinde ayn bir statü kazandıracağı ifadesi
(Örnek: Kredi kartı reklamlan.)
- Çevreyi kirleten, Türkçeyi kötü kulla-
nan, çocuklanyanbşayönlendiren veçocuk-
lann kullamldjğı reklamlar (Örnek: Meş-
rubat kutulannı patlat-
maya özendiren reklam.)
- Ürünün kendilerine
ahnmasınısağlamak üze-
re anne ve babalannı ik-
na etmeleri için çocukla-
ra yönelik doğnıdan çağ-
n içeren reklamlar (Ör-
nek: 'Babam öyle diyo'
sloganı ile yapılan reklam.)
Yasalan ve ilkeleri çiğneyen reklamlara
yönelik cezalann Türkiye'de Reklam Ku-
rulu aracılığıyla verildiğinı belirten TÜKO-
DER Başkanı Sevim, kendilerine gelen şi-
kâyetleri Reklam Kurulu'na yansıtabile-
ceklerini ifade ediyor ve tüketicileri özel-
likle çocuklan ile ilgili olarak daha duyar-
lı olmaya çağınyor.
DÜZYAZI
ORHAN BİRGIT
Akıl Hocaları Nazlı
Olursa...
Bugünkü koalisyan liderleri zirvesinde sağdu-
yunun üstün geleceğ'mi gösteren duyumlar, ana
ve yavru muhalefet aartilerini harekete geçirdi.
Yavru adına doğrJdan doğruya Tansu Çiller
eytemde. Bir yandan Türkiye'nin AB'ye girişine uyum
sağlayacak önlemle^ paketi için partiler arası tur
planları yapıyor; öte yandan da darağacı tahrik-
çiliği ile MHP'lileri kıŞkırtmaya çalışıyor.
Yavru muhalefetin bu girişımleri, FP'de zaman
zaman ucunu gösteren sağduyu belirtilerini olum-
suz yönde etkiliyor. Bayram öncesinde, partiler ara-
sında bır yuvarlak rnasa toplantısı duzenlenme-
sinden, Adalet Komısyonu'nda bekleyen dosya-
lann görüşülmesi için ayrım yapılamayacağına ka-
dar bir dizi akılcı görüş önerisini sıralayan genel
başkanlarının önünu, dün ana muhalefetin grup
başkanvekili Bülent Annç kesti. Annç da DYP söz-
cüleri gibi, MHP'nin koalisyonu bozmayı göze ala-
rak samimiyet testi yaptırtmasını öneriyordu.
FP'nin resmi temsilcilerinin, Ocalan olayında
çıkabilecek bir koalisyon krizi için şimdilık dile ge-
tirmediği çözüm yollarını, bu partınin 106 mıilet-
vekilinden herhangi bırisi değil de adeta yan res-
mi sözcüsü gibi hareket eden Nazlı Şirin llıcak
ile gazetesi "Yeni Şafak" veriyor.
Daha doğrusu, gazetenın başkentte ortada do-
laşan formüller olarak sözünü ettığı alternatifleri,
bu fikirierin babası, afedersinız, anası rolünü ust-
lenen Nazlı llıcak Şirin'ın kaleminde bütün olabi-
lirleri ile öğrenebiliyorsunuz.
Öylece, idam krizı ve Demirelın görev süresi-
nin uzatılması sorunlarının ele alınacağı bugünkü
liderlerzirvesinden önce, hem MHP, hem de ANAP
genel başkanları ile bu partilerin kamuoylarına bi-
rer parmak bal uzatılmak ısteniliyor.
Nazlı llıcak Şirin, önce her ıki partiyı de FP'nin
mart ayında Anayasa Mahkemesi' ndeki davadan
güçlü bir olasılık ile kapatılmayacağı yolundaki
sezgisinden haberli kılmak istiyor. Hemen ardın-
dan yine FP'nin mayıs ayındaki büyük kongreden
sonra cazip bir partner haline geleceginı hatırla-
tarak dilinin altındaki baklayı çıkartıyor.
"Isterse Devlet Bahçeli cumhurbaşkanlığını da
başbakanlığı da MHP'nin elınde toplayabılır." 550
milletvekilinin bulunduğu bır parlamentoda 126 üye-
li bir partinin bir eli yağda ötekı eli balda bir öne-
riyi gündüz nıyetıne yorumlayarak düş olmaktan
çtkartabileceğinin formülünü Nazlı llıcak Şirin'ın ya-
zısından öğrenmek olası:
"DYP ve FP'nin benımseyeceklen birkaç cum-
hurbaşkanı adayı MHP içinde mevcut. Lafaramız-
da, Meclıs Başkanlığı ıçin Sadi Somuncuoğluye-
hne Yıldırım Akbulut u destekleyen FP'lıler, ge-
nelde müteessir. Akbulut, FP'yı tam anlamıyla ha-
yal kınklığına uğrattı" diyor partisinın -şimdılık-
resmi olmayan sözcüsü Nazlı Şirin!
Yeni Şafak'ın 1 'inci sayfasında, herhalde daha
bu önerilerin inandırıcı olması için, olası sağ blok
için iki çözüm reçetesine de yer verilmiş.
Bunlardan ılkinde, Cumhurbaşkanı Sadi "SÖ^
muncuoğlu, Başbakan Devlet Bahçeli isımleri var.
319'lukcepheyı MHP, FP ve DYP milletvekilleri ile
oluşturmuştar.
Ikinci reçetede Cumhurbaşkanı Mesut Yılmaz,
Başbakan Recai Kutan. O cephenin destekçisi
275 milletvekili FP, ANAP ve DYP'lilerden oluşu-
yor.
Gerçi her ikisi için de başbakanlık atlı kannca
usulü ile dönüşümlü olarak sunuluyor ama; ilk re-
çetede ilk sırada yer verilen MHP, ikincisinde lıs-
te dışına itiliyor.
Tabii, FP her ikı çözümün de vazgeçilmez part-
neri! Acaba neden diye düşünmeyin?
Ben Nazlı Şirin'in bu tür yazılarını 1980 önce-
sinden beri okudukça, hep rahmetli Hüseyin Rah-
mi Gürpınar'ın o eski Istanbul sokaklannda evden
evedolaşan "bohçacı kadın "öykülerıni hatırlarım.
Onlann amaçları bohça satmaktan çok bu tür ara-
buluculuklar yapmak değil miydi?
Alışmış bir kez. Şirin Nazlı llıcak da bu tür işler-
le adından bahsettirmeye. Ta ilk MC hükümeti için
kollan sıvamaktan bu yana, son Merve sergü-
zeştine kadar, kaç senaryoda kılavuz rolüne so-
yundu.
Ne demişler? Kılavuzu...
Faks:0212 677 07 62 ''
E-Mail:orhan.birgit(o do.net.tr.
Türkiye Işçi Partisi Üyesi,
hukuk, demokrasi ve sosyalizm
mücadelesinin kararlı yoldaşı,
Genel Başkanımız Sevgili Behice Boran'nın
yakın arkadaşı, değerli büyügümüz
Necla Fertan Ertelı
yitirdik.
Saygı ve sevgjyle uğurluyoruz.
Ersin Salman - Nurten Tuç
KARTAL 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999/585 Karar No: 1999/522
Davacı Leyla Yuksel tarafından davah Mustafa
Pınar aleyhine mahkememize ikame edilen vesa-
yetin kaldınlması davasında;
Mahkememizin 1999/585 esas 1999/522 karar
ve 5.10. 1999 tarihli karan ile Kartal 1. Sulh Hu-
kuk Mahkemesi'nce ittihaz olunan 27.11. 1998
tarih ve 1998/1002 esas 1241 kararla hacır altına
alman Ali ve Emine'den olma 1329 doğumlu
Mustafa Pmar'ın hacır karannm ref'ine ve vesa-
yetin kaldınlmasına ve karann MK'nin 417
maddesi gereğince ilanına karar verilmiştir. Karar
gereğince ilan olunur. 05.01.2000
Basın:715