23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2000 ÇARŞAMB, 10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr PapancJreu Öfkeli Rumları yatıştırdı • Yunanistan Dışişleri Bakanı, Rum liderlerle, Simitis'in Basın Danışmanı Pandea'nın konfederasyon tezini destekleyen yazısını ele aldı. REŞATAKAR LEFKOŞA - Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Kıbns sorununun çözümüyle ilgili ikinci tur görüşmeleri öncesinde Rum liderlerle "muhtetnel çözüm senaryolannı'' tartışn. Rum kaynaklanndan elde edilen bilgilere göre, Papandreu'nun ele aldığı konular arasında, KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş'ın •*konfederasyon" önerisı de bulunuyor. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in Basın Danışmanı Yorgo Pandea'nın, konfederasyon önerisini destekleyen makalesi sonrasında öfkeli demeçler veren Rum liderlerini yumuşatmak isteyen Papandreu'nun ilk günkü temaslan yoğun geçti. Papandreu ilk görüşmesini Rum Dışişlen Bakam Yannakis Kasulides ile yaptı. Papandreu, daha sonra, konfederasyon tezine karşı çıkan Rum Temsılciler Meclisi Başkanı Spiros Kipriyann ile görüştü. Papandreu'nun, Kipriyanu'ya "ultısal strateji" hakkında bılgı vererek destek istediği iddia ediliyor. Rum Başpiskoposu Hrisostoroos'un. federasyona da karşı çıktığmı bilen Papandreu bugünkü ziyaretlerine kiliseyi de ekledi. 'Yanhş anlaşıkhm' Bu arada Sımıtıs'ın damşmanı Pandea, Eleftrotipia gazetesindeki makalesinde konfederasyonla ilgili açıklamasımn yanlış yorumlandığını söyledi. Pandea, Rum haber ajansına yaptığı açıklamada, yazısmda Atına ile Rum yöneömınin belirlemış olduğu tavn değiştirmeye yönelik açıklamalarda bulunmadığını kaydetti. Papa'ya elestiri Vatikan huzursuz ROMA(AA)-Alman pıskopos Karl Lehmann'ın "Papa istifa edecek cesarete sâhip otanak zorundadır" şeklındekı sözleri, Vaükan çevresinde huzursuzluk yarattı. Lehmann, önceki gün bir radyoya verdiği demeçte, Hıristiyanlık âlemınin basında güçlü. dinamik, sağlıkü kışüerin bulunması gerektiğıni dile getirerek Papa II. Jeaa Paul'ûn sağlık problemleri yûzûnden görevine daha fazla devam edemeyeceğini ima etmiştı. Vatikan, Alman piskoposun açıklamalanna resmi bir cevap vermezken, Vatikan'ın elçileriyle bir görüşme yapan Papa. "ADah bizden. gücûmüzün üstünde hiçbir şey istemez. Görevierünizi yerine getinnek için gereken gücü bize verir" dedı. Dün bir basın açıklaması yapan Lehmann, söylediklerinin yanlış anlaşıldığuu belirterek Papa'nın görevinden aynhnasıyla ilgili herhangi bir talepte bulunmadığını bıldırdi. Alman piskoposun yaptığı açüdamalara Italyan basını önceki gün ve dün geniş yer ayınrken, gazetelerde, Papa'nın istifa etmesinin gerekıp gerekmediği konusunda tartışmalar yer aldı. 16 yıl boyunca iktidarda kalan CDU'da yolsuzluklann ardı arkası kesilmiyor Almaııya toz dıımaıı W.SchaeuWe OŞMANÇUTSAY GÜRAYOZ FRANK- FUKT-Hı- ristiyanDe- mokratBir- lik (CDU) Genel Baş- kanı Wolf- gang Scha- euble'nin, önceki gece televizyonda, silah tüccan Kart- heinz Schreiber'den partısi ıçin bizzat 'ekfen bağış" aldığını ve bıı- nun parti kayıtlannda.görünme- diğini açıklaması Alman siya- setinde bir bomba gibi patladı. Schaeuble, Karlheinz Schre- iber'den aldığı 100 bin markı parti kasasına aktardığını söy- ledi. Schreiber'in nedenleri 16 yıl Ahnanya"nın başbakan- lığmı yapan Heİmut Kohl'ün se- lefı Wolfgang Schaeuble'nın, bu açıklamayı, arnk gerçekleri gizle- menın mümkün olmadığının orta- ya çıkması nedenıyle yaptığı ve si- yasi hayatına da muhtemelen bir nokta koyduğu ilen sürüldü. Schaeuble'nin bu açıklama- da geciktiğini savunan siyasi gözlemciler, "Bağışlan karşıb- ğında herhangibir maldbuzda aJ- mayan Karfbcinz Schrriber, böy- ktikfeönemtimiktardabirpara- dan feragat etmiş otuyordu. Bu- nun içm nedenleriotanaa gerekir- di" derken 'bu gedkmenin CDU genel başkanhğı makamma nu- lolabfleceği, bonım, ne kadar ön- ce yapıhrsa parti için o kadar iyi oiacağı' yonımlan da basında yer aldı. Başbakanlığı döneminde Hel- mut Kohl ile çok yakın bir me- sai içinde çalıştiğım kabul eden Wolfgang Schaeuble, CDU'ya egemen *pederşahi sistemin' bir parçası olduğunu, bu nedenle bırçok konuda bilgı sahibı ol- duklannı belirtti. Bflançoda görûnmûyor 1994 yılında bir sponsorlar top- lantısında silah tacıri Karlheinz Schreıberıle tanıştığını ve bırgün sonra da kendısınden 100 bın mark nakit bağış aldığını behrten CDU • CDU Genel Başkanı Schaeuble, silah tüccan Karlheinz Schreiber'den bağış aldığını vebunu kayıtlara geçirmediğini itirafetmek zorunda kaldı. Schereiber, 'Bunlar daha başlangıç' diye konuştu. Genel Başkanı, bu paranın bılan- çolarda göriinmediğıni söyledi. Helmut Kohl'ün geçmişte de parti yönetim kurulu toplanüla- nnda CDU'ya yük geürmeyen parasal kaynaklar bulduğunu söylediğine işaret eden Scha- euble, "Kohl'ün özel bağışçılan oidnğnnu duşûndûk. Bunlan o zaman sonnad^mnzvedoğra ol- duğuna düşündüğünıüz için bi- zfcn debh-sommluluğnnıuz var" diyekonuştu. Almanya'nın 1998 yıhna kadar iktidar sorumluluğu- nu üstlenmiş böyle bir partinin geürlerinin düzgün olmadığının ortaya çıktığını kabul eden Scha- euble, "Bütün bunlan açıkhğaka- vuştunnah ve sonuçlanna da kat- lanmahyıy" dedı. CSUşokagirdi ~ CDU Genel Başkanı, 100 bin markı parnye olağan yollardan ak- tardığını, bu konuda parti sayma- nı Brigittc Baumeisterın usulsüz da\Tandığına dıkkatçekerken "Bu durum benim genel başkanhktan çekflmemi gereknrmez" göruşünü dile getirdi. Bavyera eyaletinin ra- kıpsiz iktidar partısi ve Kohl hü- kümetleruun koalisyon ortağı Hı- ristiyan Sosyal Birlık (CSU) ise bu açıklamalardan sonra adeta şoka gırdi. CSU yönetiminin Schaeub- le ile araya mesafe koymak iste- diği belirtildi. ladesi isteniyor Kanada'da bulunan ve Alman- ya'ya iadesi istenen silah tacıri Schreiber, tüm Alman sıyaset sı- nıfi ve özellikle muhafazakâr bi- ünen Bavyeralı siyasetçüerle il- güi yeni kanıtlann bu süreçte or- taya çıkacağını hanriatarak "Bu da- ha başlangıç. Almanya için asıl zarann arifesinde buhınuyoruz" uyansında bulundu. TÜRKİYE DOSTU YUNANLI POIİTtKACI STEFANOS MANOS, HELStNKİ ZtRVESÎNt DEĞERLENDİRDİ 'Dd ülke, işbirliğiyle sonuüan aşacaktır' Otefanos Manos, iki ülke üişkilerinin nomıalleştirilmesi gerektiğini; Türkiye ve Yunanistan'ın, önlerindeki konulan gerçekten tartışmalan gerektiğini düşünüyor. LEYLA TAVŞANOĞLU ı Stefanos Manos, Yunanistan'da. Tûrki- ye'yle yakınlaşmayı savunan bir politika- cı. Bir dönem vatan haini bile ilan edildi. Manos, Yeni Demokrası Partisi içinde çe- şıtli bakanhklarda görev aldı. Daha sonra Liberal Parti'yı kurdu. Manos, bugün Tür- kiye'yle yakınlaşma amacından sapmadı- ğı gibi bunu geliştirmeye çahşıyor. Onun- la Avrupa Birliği'nin (AB) Helsinki zirve- sinde aluıan kararlann Türk - Yunan ilişki- leri ve Kıbns'ı nasıl etkileyeceğini ve Tûr- kiye'nin AB üyeliğınin bağunsızhğın kay- bı olduğunu iddia edenlenn amaçlannın ne olduğunu konuştuk. Manos. "Basın da pofitikaoJar da bu söy- lemi kuttanıriar. Çünkii poiitikacılar artîk AB kontrolü nedeniyle kamunun paralan- nı çarçur edemejecekkrdir" dedı. Manos'Ia konuşmamız şöyle gelişti: - Hebinki'den sonra Türk - Yunan flişlti- lerindeveKıbns'ta nasıl genşmeier oiabüir? MANOS - Olaylar, bizler öyle istediği- mız içuı belh bir yönde gelişir. Ne yapmak istediğimize karar vermelıyiz. Ben, bir Yu- nan pohtikacısı olarak, ılişkilerimizin nor- malleştırılmesi gerektiğı görüşündeyim. Türkiye ve Yunanistan, önlerindeki konu- lan gerçekten tartışmalıdırlar. Örneğin, Ege Denizi konusunda her ıki ülke de yaraücı- hk kısırlığı içinde olduklannı kanıtlamış- lardır. Pek çok konuda pireyi deve yaptığı- mızı düşünüyorum. Iki tarafın da çeşitli alanlarda işbirlıği içine gırmeleri sorunla- nn aşıhnasını kolaylaştıracakür. Dikkatınu çeken bir konu şu: Gazeteci- ler bir araya geldıkleri zaman sıkhkla kar- şılanndakine hasmane bır dıl kullanıyoriar. Küçük bir grup bır araya gelebilır ve bu ga- zetecilere, "Nedenböviebirdilkunaııdmız'' diye sorabilir. Bizde şöyle bir eğilim var: Çoğu zaman, Türkiye bir şey yapmak için bize şantaj yapıyor, deriz. Bu tarzı değiş- tirmeye başlamalıyız. - Sizfa, Ud tarafin da oknl Idtapiarmdaki düjmanca i&deJerin çıfcantanas konusun- da bir çafajmanız var« MANOS - Okul kıtaplannı incelemeye ahnamız lazım. Bu ifadeler nedeniyle ge- lecek kuşaklar birbirierine karşı hasmane duygularla yetişnriliyorlar. Görüşmeye baş- lamamızı düşündüğüm bir konu da karşı- hkh askeri kuvvet indınmıdir. Türkıye ve Yunanistan inanılmaz askeri harcamalar yapıyorlar, çünkü birbirierine tehdit oluş- turduklannı düşünüyorlar. Bu çok saçma. Bunu başanrsak her iki ülkenin ekonomı- si üzerinde inandmaz etkilen olacaknr. Tür- kiye Avrupa'ya doğru Uerlerken öyle konu- lar ortaya çıkacaktır ki bunlar yine üişkile- nnuzi ekşitecektir. Bunlan şimdiden tahmin edip kendi aramızda konuşmalıyız. Enerji işbirligi AB'nin, Kıbns Yöneumi'nin (Rum Yö- netimi) tam üyelik görüşmelerini sürdürür- ken iki toplum arasındakı görüşmeleri de izleme karan bence en doğrusudur. Ne ka- dar az seçenek olursa poiitikacılar ıki tara- fin da kabul edebileceği bır çözüme o ka- dar yaklaşırlar. Bence Helsınkı'nin sonuç- lan Kıbns, Yunanistan ve Türkiye için çok hayırlı olmuştur. - Ama Kıbns Tnrk tarafnun sonuçtan çok nmtlu olduğunu söyieyeme>Tz_ MANOS - Bilıyorum. Bence Kıbns Türk tarafimn kafası kanşık. Görüşmeler sonuç- landığında bana kahrsa Türk tarafi önlerin- de daha basıt kararlar bulacaklar ve karar- lannı daha kolay ve daha beceriyle verecek- lerdir. Yüz tane elbıseniz olsaydı hangisı- ni giyeceğinize karar vermekte zorianırdı- nız. Bu yüzden de randevunuza geç kala- caktmız. tki-üç elbise arasında seçün yap- manız daha kolay olur. Kıbnshlann da ön- lerinde yüz tane elbise var. Arnk işler ba- sitleşeceği için alınacak karar da daha ba- sit olacakur. Kıbns Türk tarafı ya da baş- ka bir taraf bunu beğenmeyebılir. Ama ka- -Türkiye veYunanistan arasmda bire jiişbiıfiğindenrâedinyor.BukDiiudanedd- şünüyorsunuz? MANOS - GenişleyenAvrupa'da btr ener- ji taşıma pazan da gelışecektir. Bunda iş- birliğı ımkânımız var. örneğin, elektrik santrallannda ortak yaönma gidebiliriz. Böylece iki ülke en ucuz elektriği elde et- me olanağını bulacaktır. -OnemB bir engel Kıbns sorunu. Sizce bu sorun nasıl çözülebflir? MANOS - Bunu bir engel olarak görmü- yorum. Çünkü hükümetleralacaklan her ka- rarda, pohnkacılann ödün vermekte zorluk çekmeleri yüzünden zorluklarla karşı kar- şıya kahrlar. Bizim bölgede politikacılann ödün venneleri ve uzlaşma yoluna gitme- leri pek hoşlanümayan bir deyim. Bizler, is- teyerek uzlaşmaya gitmeyiz. MANOS - Poiitikacılar, kendilerine oy kaybettireceğıni düşündükleri kararlar al- maktan korkarlar. Depremlerden sonra pek çok politikacı Türkiye'ye ıhşkilen düzelt- menın çok zor olmadığını gördü. Helsinki öncesinde ise bizim sıyasetçiler yanlış bir karar almaktan o kadar çok korktular ki at- mosfer yeniden ağırlaştı. Halkyakmlaşmaistiypr Helsinki'den üç hafta önce yazdığım bır makalede Yunanistan'ın Türkiye'nin aday- hğına evet demest gerektiğini savunmustum. Önce tepkıler aldım. Ama bır hafta sonra benimle aynı söylemi kullanmaya başladı- lar. Çünkü halkın ne istediğıni anlamışlar- dı. Birden, herkes Türkiye'nin adaylığını onaylamanın en akılcı yol olduğunu keşfet- mişti. Yunanistan 'da bunu söyleyen ilk par- ti lideri ben oldum. -BazılanTürkiyçTtleABüyenğiyiebağım- sızhğnı dden gideceği çjğırtkanhğı yapıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? MANOS - Gazeteciler ve poiitikacılar çıkarian ıçuı zaman zaman bu çığutkanlı- ' ence Kıbns Türk tarafimn kafası kan- şık. Görüşmeler sonuçlandığında bana kalırsa Türk tarafı önlerinde daha basit kararlar bulacaklar ve kararlannı daha kolay ve daha beceriyle vereceklerdir. rar zamanı gelmiştir. Kıbns, sonunda Av- rupa ailesuun ferdi oiacağı için herkes da- ha güvenli ve daha demokratık bu* toplum- da çok daha güvencede olacaktır. Türkiye'nuı AB'ye kanlması Yunanis- tan için büyük kazançtır. Doğnı ya da yan- hş biz her zaman Türkıye'nnı tehdidi altın- da olduğumuzu hıssettik. Her ikimiz de or- tak davranış kurallannı kabul ettiğimiz bu geniş ailede yerimizi aldığımız zaman ken- dimızı daha iyi hıssedecek, sorunlanmızı çözme olanağını bulacağız - tki ülkede yaşanan depremkrden son- ra ihşkuer yumuşannşken Hebinki'den he- men önce Atina'da nava yeniden ağniaş- nuşü. Sizce bunun nedeni neydi? ğı yaparlar. Yunanistan'da aynı sav ortaya atılmıştı. Onlar için bağımsızlığı kaybet- mek şu demek: Artık, halkın parasun kont- rolsüz harcayamayacaklar. Pohukacılar bun- dan memnun olmayacaklar. Çünkü AB kontrolü nedeniyle kamunun paralannı çarçur edemeyecekler. Poiitika- cılar başkalannın parasmı kendi amaçlan uğruna harcarlar. Bugün oy kapabihîıek için yannın kuşaklannı borç altında bıra- kırlar. Yunanistan anayasasının değiştuile- rek dengeli bütçelere yol açıhnasını, olma- yan parayla bütçe yapılmasmın engellenme- sinı ıstedun. Gelecek kuşaklann ödeme yü- kü altında kalacaklan harcamalann ahlak dışı olduğunu düşünüyorum. AY SAUJNIYOR Cumhuriyef k ı t a p 1 a r ı P.E.N.lnDetro«flMİ P.E.N.'DEN TAVSÎYELİ Depremden zarar görenlere, görmeyenlere, j»örecek olanlara... Muzır Kuruluna, YÖK'e, RTÜK'e, Talim ve Terbiye Kurulu'na... 'Cumhurtyet ÇağPazarlamaA.Ş.TürkocağıCad.No:39/41 ^kitapkulûbü (34334)Cağaloğlu-lstanbulTel: (212)51401 96 Bu kitabın tüm geliri depreme ugrayanlara bağışlanmıştır. MAVİ BİR MERHABACumhuHyef k ı t a p 1 a r ı (Aviye Alpay Bu kıtap "1999 Yunus Nadi Öykü Ödülü"nü paylaştı Yüceyi bulma çahasmda bır yazarla tanışmak ıstersemz okuyun bu kıtabı. Yqjyenı bır öykü bıçemı, pınl pınl bır dıl, ınsanı sarsan kahramanlar... Yazuumıza kutlu olsun. Cumhuriyeî Çağ Pazariama A.Ş. Tüfkocağı Cad. No:39/41 .. kitap kulûbû (34334)Caâaioöiu-lstanbul Tel: (2121514 01 96 litüıöyt*ıi/i-2. SARISESSIZLJK. AY BAZEN MAVIDIR 36. Antalya Altın Portakal Fıfm Festivalı, Yaşam 80)01 Onur Ödüiüne değer görülen yazar Osman Şahın'in 67 öyküsû bır arada . Doğu, Güneydoğu. Çukurova ve Toros msanımızın gizemli dünyası, lyılığı, kötûlüğü, koricusu, çarpıtılmış cmsellıklen. doğa ile savaşımı, efsaneleşmış aşklan... Hepsı iki kıtapta bır arada Bu kıtap coşkulu. zevfclı, dogurgan. şiırsel dıllı gerçek bır Osman Şahın "oratoryo"su CumhurtYet Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No.39/41 kHap küIOEu (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel (212)514 01 96 BIÇAKSIRTI EROL MANİSALI Medya Tekeli Demokpasinto Önündeki En Büyük Engel Türkiye'de demokrasinin önündeki en önem- li engel, "iletişimdeki" tekelci yapılanmadır. Biı şişenin boğazı ya da otoyolun bir noktasındc frafiğin tek şeride düşmesi gibi ekonomik ve po litik düzeni altüst etmektedir. Neden en önemli? Toplumda "saydamlık" ol- maz ise doğaılar ve yanlışlar birbirinden aynla- maz. Geniş halk kitleleri neyin gerçek, neyin ger- çek dışı olduğunu iyi göremezler. Daha ötesi hiq olmayan olmuş, olan da hiç olmamış sanılabilir Demokrasi, aşağıdan yukanya kademe kade- me giden bir oluşumdur. Işçinin, memurun, çift- çinin, esnafın nelerin olup brttiğini, olanlann, ken- dilerine ne getırdiğini ve ne götürdüğünü anla- yabilmeleri için saydamlık en başta gelir. Avrupa Örneği Hitler ve Stafin dönemlerinde insanlar yanıl- tılıp olaylar saptınlmıştır. Bu tek yanlı (tekelci) or- tamda doğrular ve yanlışlar yer değıştirmiştir. Bugün özendiğimiz Batı Avrupa'da gazete ve televizyonların faaliyetleri, saydamlığı ve iç top- lumsal dengeleri sağlayacak bir biçimde "dü- zenlenmiştir". Bunu sağlamak için çok katı ku- rallar konmuştur. Bu toplumsal iletişim araçlan- nın, "belirfi güç odaklannın elinde" toplanması engellenmiştir. Batı Avrupa'da demokrasi toplum- sal gruplar (sınıflar) arasında denge kurularak oluşur. Kapitalizmin en azından içerde, geniş halk kesimlerini ezmemesi, bu yolla sağlanmak is- tenmiştir. ^ Demokrasideçoğulculuk yalnızca herkesin oy sahibi olması ve her görüşün ifade özgürlüğünün bulunması degildir. Bu çogulculuk, saydamlık ve toplumsal denge altyapısı üzerine oturmuyorsa, sağlanmış görünen haklann kullanılma olanak- lan sıfırla çarpılmış olur. Biçimsel bir demokrasi kılıfı içinde belirli güç odaklannın, işlerini toplum aleyhine istedikleri gi- bi yürütmelerine ortam hazırlanmış olur. Ve Türkiye... Türkiye'de Batı Avrupa ölçülerine uymak için ilk yapılması gereken, "iletişimdeki tekelciliği" ortadan kaldıımak ve "medya çoğulculuğunu" sağlamaktır. Bu yapılamaz ise belirli çıkar gruplan medya tekelini ellerinde tutarak ekonomiyi, politikayı hatta dış ilişkileri "kendigrup çıkarian doğrultu- sunda" yürütürfer. Bunu bir "silah" olarak kulla- narak siyasiler üzerinde, bürokrasi üzerinde, en- telecensiya üzerinde baskı yaparlar. Geniş halk kitleleri gerçekte ne olup brttiğini açık olarak göremez ve demokrasi kılıfi içinde "örtü- lü birbâskrrö/fmi" kuruluh Buhun için, Avrupa'ya benzeme gayretleri içinde "ilkyapılması gereken", medyada Avrupa oiçülerini getirmektir. Olaylar, söylenenler, yazılanlar "tekelci medya"nın "giz- li sansüründen geçerek" kamuoyuna sunulu- yorsa ne demokrasi, ne toplumsal çıkariar ne de Türkiye'nin ulusal çıkarian sağlanmış olur. Dördüncü kuvvet, beşinci kol... Günümüz teknolojisi medyanın çok güçlü si- yasal, ekonomik ve kültürel bir silah olarak kul- lanılmasına olanak vermektedir. Insanlan, gaze- telerin, televizyonlann "tekelcibombardımanr al- tında tutup istediğiniz gibi yönlendirebilirsiniz; siyasileri tehdit edip büyük ekonomik çıkarlar sağlayabilirsiniz; hatta dışardaki güç odaklan ile anlaşıpTürkiye'yi pazarlayabilirsiniz. Bütün bun- lan da, biçimsel bir demokrasi kılıfı içine sakla- nıp rahatça yürütebilirsiniz. Işte bu nedenlerle Türkiye'de ilk yapılması ge- reken şey, bu alanda tekelciliği ortadan kaldır- mak, basının "gerçek bir dördüncü kuvvet" ola- rak demokratik ve sosyal bir düzen içinde yeri- ni almasını sağlamaktır. Bu yapılamadığı takdirde Türkiye, "belirliiç ve dış güç odaklannın gizli egemenliği altında" ka- lır. Meclister, hükümettergöstermelik kurumlarolur- lar. Dünyada bu konudazaafgösteren ülketer şöy- le bir resim sergiliyorlar Içerdeki belirli güç odak- lan dışardakilerle işbirliği içinde, demokrasiyi ve iç toplumsal dengeleri engelliyorlar. Ve bütün bunlann görulebilmesi, anlaşılabil- mesi için medyanın, belirli güç odaklannın ma- şası olmaktan kurtanlması gerekir, aynen Batı Avrupa'daki gibi. Bu yapılamaz ise dördüncü kuvvet adı attında beşinci kol ortalıkta kol gezer, kimse de farkın- da olmaz. HAYATIMIZ VE DEĞERLERİMİZ Cumhunyef k 1 t a p 1 a r ı Değerlerimiz süreldı mı değıçıyor? Değer değişimi dünyamızı da degiştirir mı 9 Kalıcı değerlerimiz hiç mi yok? Her değişen iyi ya da değişım kötü mödür? Çok geç kalmadan. gelüı bu konulan konuşalım. Ama konuşmadan önce. bu kitaptaki yanttlara bakalım. y Cumhurryrt Çağ Paiartama A.Ş Tûrkoca§ı Cad. No:39/41 ^ . kitap kuMBu (34334)Caga!c#ı-lsianbul Tel- (212)51401 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle