19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2000 PAZARTESİ HABERLER Özdemin Sabancı anıldı • ADANA (AA) - Sabancı Center'da, 9 Ocak 1996 tarihinde düzenlenen saldında öldürülen Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi Özdemir Sabancı, ölümünün 4. yılında Adana"da düzenlenen törenle anıldı. SASA Fabrikası bahçesindeki Özdemir Sabancı Anıtı önünde düzenlenen anma törenine, eşi Sevda, oğlu Demir, kızı Serra ile Sabancı Holding Endüstriyel Jlişkiler Koordinatörü Nihat Yüksel ve çalışanlar katıldı. Özdemir Sabancı'nın oğlu Demir Sabancı, babasının öldürülmesi olayına kanştığı belirlenen ve Belçika'da yakalanan Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesi konusundaki soruya, "Diyecek bir şeyim yok. Gelişmeleri göreceğiz" yanıtını verdi. Sabancı ailesi törenden önce de asri mezarlığa giderek Özdemir Sabancı'nın mezannı ziyaret edip dua okudu. Taşdelen rahatsıziığı • ANKARA (ANKA) - Çevre Bakanlığı Müsteşarhğı'na getirilen eski Çankaya Beledıye Başkanı. DSP Ankara Büyükşehir Beledıye Başkan Adayı Doğan Taşdelen'in bu görevinden istifaya hazırlandığı öne sürüldü. Çevre Bakanlığf ndaki rahatsızlık, Do|an Taşdelen'in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybettikten sonra Çevre Bakanlığı Müsteşarhğı'na atanması sırasmda başladı. Çevre Bakanı Fevzi Aytekin "Ben mühendisim, çevre de teknik iştir, ben mühendislerle cahşmak ve üretmek istiyorum, ekibimi kendım oluşturmak istiyorum" diyerek Taşdelen'in atanmasına karşı çıktı. Suç işleme rekoru • ANKARA (AA)- Türkiye genelinde ceza mahkemelerine en çok dava Marmara Bölgesi'nde, en az ise Doğu Anadolu Bölgesi'nde açılıyor. Marmara Bölgesi'nde yılda ortalama olarak 100 bın kişiye 2 bin 592 dava düşerken, bu sayı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 907, Doğu Anadolu Bölgesi'nde 773 oluyor. IMF karakokı • ANKARA (AA)-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "IMF'nin Türkiye'de büro açmaya kalkışması, bir çeşit 'IMF karakolu' kurması, hep ANASOL hükümetinin kişiliksiz davranmasından. IMF'ye teslim olmasından kaynaklanmıştır" dedi. Çiller. yaptığı yazıh açıklamada, "İMF ile eşit şartlarda diyalog kurmanın ve anlaşma yapmanın yanlış olmadığı" görüşünü ifade etti. Çiller, "IMf ile daha iyi pazarlık yapılabilseydi, imzalanan istikrar tedbirlerinin ağır yükünün bir kısmının dış dünyaya atılabileceğini, böylece dar gelirli geniş halk kesimlerinin sıkıntılannın bir miktar azaltılabileceğini" savundu. Bayram sonrası FP'nin kapatılması, Göktepe ve Kavakçı kararlan var a önemli dayalarANKARA (AA) - Kamuoyunun takip et- tiği bazı önemli davalarda gözler, Şeker Bayramı'ndan kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay'a çevrile- cek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın FP'nin kapatılması istemiyle açtı- ğı davada sona yaklaşıldı. Anayasa Mahke- mesi, 18 Ocak'ta Savaş'ın sözlü açıklama- lannı, 25 Ocak'ta da FP'nin sözlü savunma- sını dinleyecek. Yüksek Mahkeme, sözlü açıklama ve savunmanm ardından davanın raportörünün hazırlayacağı raporu bekleye- cek. Mahkeme, daha sonra FP'nin kapatıhp kapatılmayacağma karar verecek. Çalışanlar da, Sosyal Güvenlik Yasa- sı'nın iptali istemiyle açılan davanın sonu- cunu merakla bekliyor. Anayasa Mahke- mesi'nin, emeklilik yaşını kadında 58, er- kekte 60"a yükselten yasanın bazı madde- lerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulma- sı istemini bayramdan sonraki günlerde ele ahnası bekleniyor. Anayasa Mahkeme- si'nin gündeminde, basın-yayın yoluyla iş- lenen suçlann ertelenmesine ilişkin yasa ile kamuoyunda "deprem vergja" olarak bilinen yasanın bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğün durdurulması istemiyle açılan davalar da bulunuyor. Yargıtay'ı da bayram- dan sonra önemli davalar bekliyor. Yargıtay 1. Geza Dairesi, Metin Gökte- pe'yi gözaltında öldürdükleri iddiasıyla yar- gılanan ve 7 yıl 6'şaray hapiscezasınaçarp- tınlan 6 polis hakkındaki karannı 20 Ocak perşembe günü açıklayacak. Daire, Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karan da- ha önce bozmuştu. Alaatrjn Çakıcı'nın gazeteci Hıncal U- luç'u silahla yaralamaya azmettirmek su- çundan yargılandığı dava da yine Yargı- tay'da ele alınacak. İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, "davanın zamanaşımından düşürülmesi"ne yönelik karannın temyiz istemi, ilgili ceza dairesinde dosya üzerin- de sonuçlandınlacak. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce ölüm ceza- sı onanan terör örgütü elebaşılanndan Şem- din Sakık'ın, "karar düzeltme" isteminde bulunma hakkı var. Sakık bu hakkını kulla- nırsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu istemi de bayramdan sonra karara bağlaya- cak. FP'den tstanbul milletvekili seçilen MerveSafaKavakçı'nın, "Türkvatandaşb- ğuun kaybettirilmesine" ilişkin Bakanlar Kurulu karannın iptali istemiyle açtığı da- va da esastan sonuçlanacak. Danıştay 10. Dairesi'nde 8 Şubat salı gü- nü yapılacak duruşmanın ardından iptal is- temi karara bağlanacak. İstanbul'un Anadolu yakası elektrik da- ğıtımının Aktaş'a verilmesine ilişkin imti- yaz sözleşmesinin iptal istemini reddeden 10. Daire'nin karannı temyiz eden Elektrik Mühendisleri Odası'nın başvurusu da bay- ramdan sonra göruşülecek. Cökalp: Hiç izin vermedim MHP'libakan dontuz ithalinidurdurdu • Dış temsilcilikler ve turistik tesislerin ihtiyacını karşılamak için 1998'de 264 ton, 1999 yılının Mayıs ayına kadar da 150 ton işlenmiş domuz eti ithal edildi. ANKARA (ANKA) - MHP'li Tanm ve Köyiş- leri Bakanı Hüsnfi Yusuf Gökalpgöreve geldiği ta- rihten bu yana domuz eti ithalatına izin vermedi. Türkiye'de bulunan ya- bancı ülkelerin temsilci- likleri ve turistik otellerin ihtiyacı için 1998 yılında 240 ton, 1999 yılının Ma- yıs ayına kadar da 150 ton işlenmiş domuz eti ithal edilmişti. FP Ankara Tanm Bakanı Cökalp. Milletvekili Zeki Çelik, Tanm ve Köyişleri Baka- nı Hüsnü Yusuf Gökalp"e. "Türkiye'yedomuzeti ih- tal edilmesine izin verilip verilmediğini, her yü 50 ton domuz eti ihtal edildi- ği yönündeki bilgilerin doğru olup olmadığııu, hangi firmalann domuz eti ithal ettiğini ve domuz etinin gıda sektöründe hangi alanlarda kullanıl- dığuu" sordu. Bakan Gö- kalp FP'li f nal'ın yazılı soru önergesine gönder- diği yanıtta domuz eti ih- taline ilişkin bilgi verir- ken, kendi hükümetlerin- den önce domuz eti itha- line izin verildiğini, ancak kendi hükümetleri döne- minde bu uygulamayı durdurduklannı açıkladı. Gökalp, 1998 yılında 264 ton, 28 Mayıs 1999 tarihi- ne kadar da 150 ton işlen- miş domuz eti ithali için izin verildiğini bildirdi. Bomba kurbanlarına tazminat Imtiy Ankara y dan 2275altın istiyor ANKARA (ANKA) - Iran'ın, Türk uçaklannın geçen yıl yaptığı bir ope- rasyon sırasında 5 Iran va- tandaş,mın yaşamını kay- bettiğini öne sürerek An- kara'dan toplam 2 bin 275 azadi altın (yaklaşık 409 bin 500 dolar) "tazminat" istediği öğrenildi. Tahran, söz konusu operasyon sırasında Türk uçaklannın Iran toprakla- nnı bombaladığını, bu- nun sonucunda da 5 va- tandaşının öldüğünü, 12 vatandaşının da yaralan- dığını savunuyor. Ölen Iranlılardan 1 'inin asker. diğerlerinin ise sivil oldu- ğunu belirten Tahran, ölen her vatandaşı için "tazminat*" olarak Türki- ye'den 455 azadi altın (yaklaşık 81 bin 900 do- lar) istiyor. Operasyon sı- rasında Iran değil, Kuzey Irak topraklannın bomba- landığını belirten Ankara ise Iran ile olan yakın dostluk ilişkileri ve "insa- ni unsurian" dikkate ala- rak "insani yardım" yap- mayı kabul edıyor. Bu arada Ankara, operasyon sırasında Tahran'ın öne sürdügü gibi 5 kişinin de- ğil, yalnızca 1 askerin öl- düğünü, yaralananlann sayısınm ise 4'te kaldığı- nı söylüyor. Geçen yılın ilkbahar aylannda yapılan operasyona büyük tepki gösteren tran'ın iddialan- nı incelemek üzere bölge- ye gönderilen Türk heye- tinin raporu, operasyonda Kuzey Irak topraklannın bombalandığını ortaya koymuştu. Ancak, aynı raporda Kuzey Irak top- raklannın Iran hava saha- smdan bombalandığı be- lirlenmişti. Eskişehir'de sürekli yağan kar hayaO olumsuz yönde etküerken ilginç görüntüler ortava çıkü. VTIayet Meydanı'ndaki Atatürk Anıü'nın başında ve boyun kısmında biriken kar, sankj heykeie kardan şapka ve boyun atkısı oluşturdu. (Fotoğraf: AA) Deprem bölgesi valileri bayram ziyaretlerinde aynı soruyu sordu 4 Neden taşınmıyorsuniız' Yurt Haberleri Servisi - Adapaza- n'nda Şeker Bayramı'nı bunık bir şe- kilde karşılayan depremzedelere yo- ğun bir hüzün hâkim.. günlerdir de- vam eden sağanak yağış nedeniyle ça- dırlan ve barakalan su basarken ula- şım da zorlukla sağlamyor. Kocaeli Valisi Kemal Önal, Cumhuriyet Ça- dırkentindeki depremzedeleri ziyaret ederek sorunlannı dinledi ve "Neden prefabrike konuüaragecmiyorsunuz" diye sordu. Yurdun çeşitli bölgelerin- de de kar yağışı bazı yollann kapan- masına neden oldu. Kayseri, Konya, Eskişehir, Bursa, Kütahya ve Kocaeli karayollannda da zaman zaman aksa- malar yaşanırken yaklaşık 100 köy yolu kapalı bulunuyor. Adapazan'nda Şeker Bayramı'nı buruk bir şekilde karşılayan deprem- zedeler, günlerdir devam eden sağnak yağış nedeniyle zor durumda kalıyor- lar. Çadırlanndaki veya barakalann- daki sulan boşaltmaya çalışan dep- remzedeler hasta olmaktan korktukla- nnı belirtiyorlar. Kocaeli Valisi Kemal Önal, Göl- cük'ün Değirmendere beldesindeki Cumhuriyet Çadırkenti'ndeki dep- remzedeleri ziyaret ederek sorunlan- nj dinledi. Evi yıkık ya da hasarlı olan- lann prefabrike konutiara, hasarsız olanlann da kendi evlerine yerleşme- sini isteyen Önal. depremzedelere "Prefabrikelere ghmemek için neden direıûyorsunuz" diye sordu. Deprem- zedeler bu soruyu. "Prefabrike konut- lar oturduğumuz yerlerden çok uzak ve tek odak Çadırüan tek farkı, tuva- letin, içinde olması. Su deseniz, onlar da vağmurda sular alonda kabyor. Bu- nun için 100 mihondan neden vazge- çelim. Hiçbirimizin doğru dürüst işi yok" diye yanıtladılar. CHP Genel Başkanı Altan Öymen Bolu'da CHP'li Yenimahalle Beledi- yesi'nin kurduğu aşevi ve SSK Has- tanesi'ni ziyaret etti. Eşi ile birlikte gerçekleştirdiği ziyarette depremze- delere çeşitli hediyeler dağıtan Öy- men, Bolu'dan Kaytıaşlı'ya geçti. Bolu'nun Karaçayır Mahalle- si'ndeki Mehmetçik-1 Çadırkenti'nin girişine bir grup depremzede ıri bir nazar boncuğu astı. Depremzedeler yaşam standartlannın giderek yüksel- diğini belirterek Mehmetçikleri ono- re etmek amacıyla böyle bir uygula- ma yaptıkJannı ifade ettiler. Yurdun bazı bölgelerinde günlerdir devam eden kar yağışı etkisini sürdü- rüyor. Konya'nın Yahyalı ilçesinde aralıksız devam eden kar yağışının köy yollannda ulaşımı engellememe- si amacıyla servise çıkan Köy Hiz- metleri fl Müdürlüğü'nün kar temiz- leme aracı, önceki gece Yahyalı- Dik- me karayolunun 15' inci kilometresin- deki Kuzoluk köyü yol aynmında ka- ra saplanarak mahsur kaldı. Konya'da etkili olan yoğun kar ya- ğışı ve tipi nedeniyle ulaşıma kapanan 130 köy yolundan 4O'ı ulaşıma açıl- dı. Öte yandan, Konyabağlantılı 7 ana karayolunda ise buzlanma nedeniyle trafik alüşmda aksamalar oluyor. Kar kalınlığının 10 santimetreyi geçtiği Eskişehir'de çevre iller ve ilçe- ler ile bağlantıh kapalı yol bulunmaz- ken, 4O'ı aşkın köy yolu ulaşıma ka- pandı. Karayollan Genel Müdürlü- ğü'nden verilen bilgiye göre Bur- sa'nm Inegöl ilçesi ile Kütahya'nın Tavşanlı ilçesi yolunun Domaniç ile Tahtaköprü arasındaki kesiminin 6 ve 7'nci kilometrelerinde kar ve tipi ne- deniyle ulaşım yapılamıyor. Kocaeli'nin Kandıra ilçesi ile Kef- ken arasında meydana gelen su taşkı- nı ulaşımın aksamasına neden oluyor. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] General Gehlen, Hitler"in politik beyinlerinden biriydi. Ikinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birfiği'ndeki Nazi istihbaratının şefiydi. 1945 yılın- da elindeki arşivle birlikte ABD'ye teslim oldu. Teslim olduğu Amerika- lı Komutan Orgeneral Luther Si- bert'e 129 sayfalık bir rapor verdi. Raporunda, savaştan sonra başla- yacak soğuk savaşta komünizme karşı nasıl istihbarat yapılacağını an- latıyordu. Amerikalılar rapordan etkilendiler. Çünkü Sovyetler Biriiği hakkında faz- la bilgileri yoktu. General Gehlen'i 22 Ağustos 1945'te ABD'ye götürdüler. Gehlen, dönemin CIA Şefi Allen Dulles'le görüştürüldü. Ona Sta- lin'in hiç de yabana atılacak biri ol- madığını; ABD ve Batı Avrupa'nın doğudan gelecek tehlikenin farkında olmadığını anlattı. Nazi gerierali, bu kez Amerika adına, "hür dünya "için eski Nazilerden kurulu bir casusluk örgütü meydana getirip "servis" fa- aliyetine devam edecekti. General Gehlen Amerikalılarla an- laştıktan sonra, 9 Temmuz 1946'da tekrar Almanya'ya döndü. Hitler'in istihbarat örgütü ile askeri polis ör- Nazi Generalinin Türk Öğrencileri gütü SS'nin üst düzey yetkililerini topladı. General Gehlen, eski Nazi- lereyeni sahte kimliklerini verdi. Tah- minlere göre Gehlen, iki yıl içinde, 10 bin kadar savaş suçlusu Nazi'yi top- lamayı başarmıştı. Önce Federal Âl- man gizli servisi BND'yi kurdu ve başkanı oldu. Eski Naziler bunun ar- dından NATO'nun kurulmasıyla bir- likte, Avrupa ülkelerindeki yeraltı ör- gütlenmelerine hız verdiler. Yani, Gla- dio'nun temelini attılar. • • • Yukandaki satırlar, Soner Yalçın ve Doğan Yurdakuf'un birlikte kale- mealdıklan, ünlü MİTşeflerinden Hi- ram Abas'ın yaşamını anlatan "Bay Pipo" adlı kitaptan. Doğan Kitap'ın yayımladığı araştımna, birsuikast so- nucu yaşamını yitiren Abas'ın yaşa- mından yola çıkarak Türk istihbarat dünyasının tarihine yolculuk yapıyor. Bu yolculuğun kilit isimlerinden bi- risi de 27 Mayıs 1960'tan sonraki kri- tik dönemde uzun yıllar MİT Müste- şarlığı yapan Fuat Doğu'ydu. Fuat Doğu, MİT Müsteşan olmadan önce, Emirgân'da kurulan MAH (MlT'ten önceki istihbarat örgütünün adı) oku- lundaöğretmenlikyapmış, istihbarat elemanlan yetiştirmişti. Fuat Doğu, istihbarat teşkilatının basamaklarını tırmanmaya başladı- ğı yıllarda, önce ABD'ye, ardından da Almanya'ya gitmişti. Orada gör- düğü bir Almanı, yaşamı boyunca unutmadı; heröğrencisine, persone- line onu anlattı. Fuat Doğu'nun etki- sinde kaldığı Alman istihbaratçı, ün- lü Nazi generali Reinhard Gehlen'di. • • • Fuat Doğu, asker kökenli bir istih- baratçıydı. Çok uzun yıllar MlT'in ba- şında bulundu. Kritik olaylarda kritik rolleraldı. HiramAbas, MehmetEy- mür gibi elemanlar onun öğrencile- riydiler. Bütün bu geleneğin gerisin- de ise Avrupa'da Gladio'yu kuran eski Nazi generali Gehlen yer alıyor- du. Bu tablo sizce bir anlam ifade edi- yor mu? örneğin, 12 Eylül 1980 as- keri darbesinden önceki büyük su- ikastların arkasındaki güçleri... Yar- bay Korkııt Eken, 12 Eylül öncesi Abdullah Çatlı, Oral Çelik gibi su- ikastlann kilit isimlerini kullandıklan- nı, TBMM'deki Susurluk Komisyo- nu'na anlatmıştı. Korkut Eken'in daha önce Özel Harp Dairesi Özel Birlikler Komutanı olduğu da basında yazıldı. Yani 12 Eylül öncesinin kilit isimleri, Gla- dio'yu kuran Gehlen'in öğrencilerinin yetiştirmeleriydi. Bu isimlerden biri- si de 12 Eylül asker darbesinin he- men ardından Mamak Komutanlı- ğı'na getirilen ve mahkûmlara yaptı- ğı zulümle ünlenen Albay Raci Te- tik'ti. Raci Tetik, 196O'lı yıllarda ga- zeteci llhami Soysal'ı kaçırıp döven ekibin başındaki Özel Harp Dairesi elemanıydı. Bütün bunlann hepsi te- sadüf müydü? Dünyanın hemen her yerinde Gla- dio'lar, soğuk savaşın sona ermesi- nin ardından açığa çıkanldı ve tasfi- ye edildi. Bir yazımda sormuştum: "Bizim Gladio'muza ne oldu?" Soner Yalçın ve Doğan Yurda- kul'un araştırmasında, Türkiye'deki istihbarat faaliyetinin, bir dönem Tür- kiye'den çok Amerika'dan yönlendi- rildiği de tanıklara dayanılarak akta- nlıyor. Bütün bu tabloya bakınca, ka- falardaki sorulann biri gidip diğeri ge- liyor: Neden bizim ülkemizde birçok cinayet, birçok suikast karanlıkta kaldı? Neden bu cinayetlerin, aske- ri darbe hazırlıklannın devlet içinde- ki güçlerle ilişkisi aydınlanamıyor? Neden devlet içindeki bu tür örgüt- lenmeler konusunda kimse kolunu kıpırdatmıyor, kıpırdatamıyor? Araştırma kitaplan, karanlıkta ka- lan tarihi aydınlatıyor. Ancak, her araştırma, insanın beynindeyeni so- rular üretiyor, bu sorular giderek öf- keye dönüşüyor. Neden diğer Avru- pa ülkeleri bunlan aşabildiler de biz aşamadık? Neden biz hâlâ en bü- yük gazetecilerimizin katillerini orta- ya çıkarıp, bu katillerden ve onları yönlendirenlerden hesap sorama- dık? Neden katiller hâlâ bu ülkenin itibarlı kişileri?... Neden... Neden... Neden... BİZ BİZE... ERDAL ATABEK 2000 Yılından Ne Bekliyorsunuz?.. Takvimlerin de mitolojisi var. Giden yılın yorgun bir yaşlı adam, gelen yılın neşeli bir çocuk olarak gö- rülmesi de bu mitolojiyi doğruluyor. Yeni yıl, neşeli birçocuk olarak umut ettiklerimizi getiriyoryada biz öyle görmek istiyoruz. 31 Aralık gecesi saat 12'de eski yılı uğurladığımı- zı düşünürken yazgımızın da değiştiğini duyumsa- mak istiyoruz. Belki hiçbirşeyin değişmeyeceğini iç- ten içe sezinlememize karşın, dileklerimiz daha iyi bir yılın geleceğine dönük duygularımızı harekete geçiriyor. İnsanın buna gereksinmesi olduğu kesin. Hayatımız ne ölçüde ellerimizden kayıp giderse, böyle beklentilerimiz de o denli güçleniyor. Hayatı- mızın değişmesi artık kendi gücümüzün dışındagö- rünüyor, bu da mistik güçlere daha çok bel bağlan- masına yol açıyor. Bu mistik güçlerin çoğu dinlerle bağlantılı değildir. Din dışı mistik güçler, akılla açık- lanamayan, neden-sonuç ilişkisine dayanmayan, bilimsel açıklaması olmayan belirsiz dogmalardır. Bu dogmalann yasakları, yaptınmlan olmadığı için sessiz sedasız yayılmaktadır. Sanıldığından çok da- ha yaygın, sanıldığından çok daha etkilidir. Şans, kader, talih, baht, rastlantı, bilinemeyen, kestirilemeyen, anlaşılamayan, ama hayatımız üze- rinde etkili olduğuna inanılan o kadar çok inanç kay- nağı var ki, önümüzdekı yüzyıl bu açıdan da ince- lenmeye değer. 21. yüzyılda tutum ve davranışlann oluşumunda mistik inançlann rolü, 20. yüzyıldakin- den çok daha önemli olacak gibi görünüyor. Elbette, bu durumun temel nedeni, 'insanın özgür iradesi'n'ın hayatın gidişi üzerindeki etkinliğinin dış etkenlerte azaltılmış olmasıdır. İnsanın, hayatındaki güvenin kaynaklan olan şeylerin hiç birine gerçek- te sahip olmadığının ortaya çıkması bu güvensizliği yaratmıştır. Televizyonlardaki hızlı haber akışını dü- şünelim. Her gün birbirini unutturan birçok haber hız- la geçip gitmektedir. Insan bu haberleri çaresizlik içinde izlemekte, hiç birine etkili olamamakta, pasif bir izleyici olmaktan öteye gidememektedir. Her gün bildiği işini düzenli olarak yaptığı halde cebindeki pa- ranın değerinin azaldığını görmekte, elinden bir şey gelmemektedir. Kendisinin, yakınlarının, çevresinin isteklerini görmekte, yaşamakta, ama yapabileceği hiç bir şey bulunmamaktadır. Kendisine dünyanın çok ileriediği söylenmekte, ama kendi durumunda ilerleyen hiç bir şey olmamaktadır. Bilimsel-teknik devrimlerden söz edilmekte, ama günümüz insanı bu devrimlerin kendi hayatına yansryan olumlu bir izini görememektedir. Herkes, insanlık için çok şey yapıldığını söyle- mekte, ama günümüzün insanı kendisi için yapılan bir şey görememektedir. Sanki ınsanlıkla insanın du- rumu birbirınden aynlmış gibidır. Insanlığın çok ge- liştiği, refah düzeyinin arftığı söylenmekte, ama tek tek insanlar kendi durumlarında bir gelişme, refah artışı görememektedir. Dünya Kafka'nın dünyasına benzemekte, insan- lar söylenenlerin, çevresindeolup bitenlerin kendi dı- şında yaşanmakta olduğu sanısına kapılmaktadır. 20. yüzyılın son yarısında ulaşım çok hızlandığı, iletişim çok kolayiaştığı halde insanlann toplumsal katılımı çok azalmıştır. İnsanlar bu hızlanan, kolay- laşan, refahı artan dünyada yaşamıyor gibidirter. Böyle olduğu söylenen dünyada kimlerin yaşadığı da bilinmemektedir. 'Sanal gerçeklik' böylece bilgisayarlann dışında yaşanmaya başlanmış gibidir. Bu durumun insan- larda yarattığı iki önemli duygu değişimi olmaktadır: Güvensizlik ve umutsuzluk. 21. yüzyılı böyle bir gelişime sahne olması, üze- rinde çok durulması gereken önemli bir olgudur. 'Güvensizlik ve umutsuzluk', inanç ekseninin bilinç ekseninden çok daha önemli sayılmasına yol aç- maktadır. Daha da önemlisi, dinlerin etkisi ve dinle- re katılım daha artacağı gibi dinlerin dışındaki inanç kaynaklannın da çoğalacağı ve bilimsel gerçekler- den daha etkili olmaya başlayacağıdır. Önümüzde- ki yıllarda bu iki gelişmeye de tanık olacağız: Gerek Islam dini gerekse Hıristiyanlık ve Musevi- lik daha yaygınlaşacaktır. Bu tek tanrılı dinlerin ya- nında Budizm gibi Doğu dinleri ve 'bilinmeyen gü- ce inanmaya dayalı' başka inanç yollan da yaygın- laşacaktır. Dinlerden ayn olarak inanca dayalı bilim dışı öğretiler de yaygınlaşacak ve yandaş bulacak- lardır. Daha önemli olarak da, bilim eğitimi almış olanlar arasında da inançlara dayalı eğilimlerin ar- tacak olmasıdır. Bugünden bu durumu görmek zo- runludur. Bütün bu gelişmelerin temel nedeni, birey irade- sini devre dışı bırakan gelişmelerin hızı ve niteliğidir. Bu da yeni bir ortaçağın gelmekte oluşunun belirti- leridir. 'Güvensizlik ve umutsuzluk' 21. yüzyılı bura- ya mı sürükleyecektir? Bunu da göreceğiz. em.erdalata a cumhuriyet.com.tr. Faks: 0212 513 90 98 Birinci İnönü Zaferi'nin 79. yıldönümü kutlandı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Birinci fnö- nü Zaferi'nin 79. yıldö- nümü kutlanırken Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. "Şanlı tarihi boyunca hürriyeri uğru- na giriştiği her mücade- leden azim ve kararlılığı savesinde başarrvla çıkan Türk milleti, bu kutsal vatan topraklan üzerin- de sonsuzadek hür ve ba- ğımsız yaşayacaktır" de- di. Cumhurbaşkanı De- mirel, Birinci Inönü Za- feri'nin 79'uncu yıldö- nümü dolayısıyla bir me- saj yayımladı. Kurtuluş Savaşı'mn, Türk milleti- nin bağımsız yaşama mücadelesi ve kararlılı- ğjnm en önemli kanıtı ol- duğunu vurgulayan De- mirel, bütün imkânsız- lıklara ve zor koşullara ragmen girişilen bağım- sızlık mücadelesinin ka- zanılabilmesi için ilk adımm, yurdun her kö- şesini kahramanca savu- nan mahalli güçlerin, Meclis'e bağlı düzenli bir milli ordu haline ge- tirilmesi olduğunu kay- detti. TBMM Başkanı Yıkh- nm Akbulut da mesajın- da. milletin Birinci tnönü Savaşı'nda. şartlar ne olursa olsun Sevr Antlaş- ması ile dayatılmak iste- nen esareti kabul etmeye- ceğini. Anadolu'yu işga- le kalkışanlara ve arka- sındaki emperyalist güç- lere duyurduğunu ifade etti. Akbulut. "Bu anlam- h günde, başta yüce Ata- türk olmak üzere, bu za- ferin seçkin ve kahraman komutanı İsmet İnö- nü'yü, aziz şehitlerimizi ve kahraman ga/ilerimi- zi rahmet, miıuıet ve say- gı ile anıvorum. Kahra- man Silahlı Kuvvetleri- mizüı değeıii mensupla- nnı ve vatandaşlanmı en iyi dileklerle kutluyor, sevgi ve saygıyla selamh- vorum" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle