25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1O OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Akasyalar yitip gitmemeli Meşrutiyet Caddesi'ni kesen Karanfil Sokak, Konur Sokak, Selanik Caddesi, Hatay Sokak'ın yakın geçmişe değin ortak özellikleri, mayıs sonundan ekim sonuna değin akasyaların gölgesine sığınmalarıydı. Yeni inşaatlar, çevre düzenlemeleri, kaldınm taşı değişimiydi derken, bu yaşlı akasyalar teker teker azalmaya başladı. Kimisi de, yıllarla yarışamadı, yorgun düştü. Geçenlerde Karanfil Sokak'taki üç akasyanın daha yerierinde yeller estiğine tanık olduk. Çankaya Belediyesi'ni aradık. Akasyaların kurudukları gerekçesiyle belediye görevlilerince kesildiğini öğrendik. Baharda yerlerine yeni ağaçlar, belki çınar, belki akçaağaç dikilecekmiş. Küçük bir önerimiz var: Akasya, Ankara sokaklarının simgesi olmaya devam etsin... ISIK KAXSU kansu@cumhuriyet.com.tr. Mustafa Necati'nin evinin yeni konuğuBundan yaklaşık bir yıl önce, Mithatpaşa Caddesi üzerinde neredeyse yıkılmakta olan bir evden söz etmiş, bu evin, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı yapan devrimci Mustafa Necati ye ait olduğunu dile getirmiştik. Kültür Bakanı Istemihan Talay konuya yakın ilgi göstermiş ve bakanlığa ait bu binaya sahip çıkacağına söz vermişti. Geçenlerde Mithatpaşa Caddesi'nden geçiyorduk. Baktık, Mustafa Necati'nin evinin önüne iskeleler kurulmuş. Çok sevindik ve ayrıntısını Kültür Bakanlığı'ndan ögrendik. Mustafa Necati'nin evi bu yıl içinde restore edilecek ve bina Kültür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından "Pertev Naili Boratav Halk Kültürü ve Arşivi Kütüphanesi" ve "Uygulamalı Türk Mutfağı" olarak hizmet verecekmiş. Desenize, Millet Mekteplerinin öncüsü Mustafa Necati, bir başka aydın eğitimciyi, Pertev Naili Boratav'ı ve onun yapıtlarını evinde konuk edecek... Yaşasın! Iktidarortağı partijerin liderleri, 12 Ocak'ta Abdullah Öcalan'ın idam cezası ile ilgili bir karara varmak amacıyla bir araya geliyorlar. Soruna, Öcalan'ın özel durumuna değil, genel ilke olarak idam ceza- stna karşı olunup olunmaması gerek- tiğine bakarak yaklaşmakta yarar var. Insan Haklan Kurumu Vakfı Baş- kanı Nevzat Helvact da aynı kanı- da: "Türkiye Insan Haklan Kunımu, In- san Haklan Günü olan 10 Aralık Öcalan'dan öç almak yerine 1999 'dagerçekleştirdiği genel kuru- lunda ölüm cezasının kaldınlması ge- rektiğini oybiıiiği ile karahaştırdı. Ku- nımumuzun ve bu arada elbette be- nim, ölüm cezasının karşısında yeralı- şımız, ağır suçlar işlemiş, ölüm ce- zası hükümlülerinin konjnup kollan- mastndan kaynaklanmıyor. ölüm ce- zası, birceza olmaktan çok, resmen bir cinayet işleme karandır ve yaşa- ma hakhna haksız bir saldırıdır. Bu cezanın, suçlan önleme açısından hiçbirolumlu etkisi bulunmadığı, ya- pılan bilimsel araştınmalarla ortaya konulmuştur. Son zamanlarda ölüm cezasının infazı konusunda görüş açıklayan kimi siyasilerin sözleri, il- kel bir duygu olan öç alma hırsının dile getirilmesinden başka bir şey değildir." Helvacı'nın idam cezasının yeri- ne önerilen "ağırlaştınlmışömürbo- yu hapis cezas/"na ilişkin görüşleri de özetle şöyle: "Bana göre bu cezanın infazından önemli sonuçlar alınabilir. Bir kere suçu önlemenin yolu, suçluyu orta- dan kaldırmak değil, onu ıslah edip topluma kazandırmaktır. Diğer yan- dan, toplumu kimi suçlulara karşı ko- ruma amacı da bu yolla sağlanabi- lir. En önemlisi, ölüm cezasının infa- zı adli yanılgının dûzeltilmesi olana- ğını ortadan kaldınyor. Oysa ağıriaş- tınlmış ömür boyu hapis bu olanağı da sağlıyor." Gençliği sorgularken Anadolu'daki üniversitelerden birinde görev yapan öğretim üyesi, merak etmiş, öğrenciler arasında anket düzenlemiş: "Üniversite gençliğinin siyasi partilere katılımını nasıl karşılıyorsunuz?" Öğrencilerin hemen hemen tümü aynı yanıtı vermiş: "Siyasete kanşmamalıyız, aramızda tartışmalar çıkar." Gençliğin 12 Eylül'den bu yana ülke soaınlarından, siyasetten uzak tutulması için elden gelenin yapıfdığı biliniyor. Peki, nasıl bir gençlik yetiştirilmek isteniyor? Onu da bir başka öyküyle anlatmaya çalışalım. Alanında pırıltılı işler yapmış, kendini kanıtlamış bir dostumuz, mesleği ile ilgiii bir yüksekokulda dersler vermeye başlamıştı. Coşkuyla işe koyuldu. Derslerde, mesleğin nasıl yapılması, etik değerlerin nasıl korunması gerektiğine özel önem veriyordu. Ta ki, o okulda yıllardır çağdışı kalıplan öğretmekten bıkıp usanmamış bir öğretim üyesi kendisine şu uyarıyı yapana kadar: "Çocuklan zoriama. Bizim işimiz piyasaya ucuz işgücü yetiştirmek..." ıkide birde gençliği sorgulayanlar, suçlayanlar için iki öykü anlattık. Yorumunu yine onlara bırakıyoruz. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sosyal Güvenlik Kurumları ve Yetim Aybkları Soru: Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın göriişülmesi sırasın- da, iki ayrı sosyal güvenlik kurumundan dul, yetim ve emekli aylığı alanlann yalnızca sosyal güvenlik kurum- larının birinden ve bir tek aylık alabileceklerinin tartı- şıldığını gazetelerden okudum. Ancak, daha sonra tar- ~ tışmanın sonucunu öğrenemedim. Tasarının yasalastıfı- nı biliyorum. Yasada çeşitli kurumlardan emekli, dul ve yetim aylığı alanlann durumu ne oldu? (G.A.) YANIT: Sözünü ettiğiniz konu, Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasansf nın 20. maddesinde yeralan ve 5434 sayıh TC Emekli San- dığı'ndan yetim aylığı alanlar için öngörûlen biruygulamaydı. Emek- li Sandığı Yasası'nm 75. maddesini değiştiren tasandaki 20. madde şöyleydi: "Kendisinden aylık bağlanacak olanların ölümü tarihinde ev- li bulunmayan kız çocuklarına, Sandığa, Sosyal Sigortalar Ku- rumu'na, Bağ-Kur'a ve 506 sayılı Kanunun Geçici 20'nci mad- desi kapsamında buiunan sandıklara tabi çahşmama veya bun- lardan her ne ad altında olursa olsun almama şartıyla yetim ay- lığı bağlanır. (...)" Ancak, Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasansı'nm 20. madde- sinde yer bu değişiklik, tasandan çıkanlmış ve Sosyal Güvenlik Re- form Yasası'nda yer almamıştır. Kısaca, bugün de bütün sosyal güvenlik kurumlannda, yetim ay- Iıklan konusundaki eski uygulama sürmektedir. Çeşitli sosyal güvenlik kunımlan kapsamında çalışan, bu kurum- lardan emekli ya da dul aylığı alan ve evli bulunmayan kız çocukla- nnın ana-babalannın bağlı olduklan kurumlara göre, alabilecekleri yetim aylıklan: Yetimin bağlı olduğu kurum SSK SSK Emekli Sandığı Emekli Sandığı Bağ-Kur Bağ-Kur Emekli Sandığı SSK Bağ-Kur Ana-babanın bağlı olduğu kurum SSK Emekli Sandığı. SSK Emekli Sandığı Bağ-Kur Emekli Sandığı Bağ-Kur Bağ-Kur SSK Yetim aylığı Bağlanmaz Bağlanır Bağlanmaz Bağlanmaz Bağlanmaz Bağlanır Bağlanmaz Bağlanmaz Bağlanmaz Görülüyor ki, ölen ana-baba Emekli Sandığı kapsamında ise, yetim SSK ya da Bağ-Kur'dan emekli ya da dul aylığı alıyorsa, evli olma- yan kız çocuk bu durumda, yetim aylığı almaya hak kaeanmaktadır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Anadolu evlerinin bazıla- nnda oda kapılannm üstüne eşyakoymakiçinyapılanufak 2 oyuk. 2/ llkel bir silah... Ege Bölgesı'ne özgü zeybek türü bir halk oyunu. 3/ Bir yapının dış 4 kapısıyla odalan arasındaki ge- çit... Işaret. 4/ Merkür geze- genine verilen bir başka ad... 6 Birnota. 5/ Kıskançlık. 6/ Re- sim ya da fotoğrafta duruş... Birçeşit yumurtah süt tatlısı. II Kâğıtlan bir arada tutmaya yarayan çengel... Hayvanlara 1 2 3 4 5 6 vurulan damga. 8/ Hastayı sakinleştir- meye yarayan ilaç. 9/ Nişastalı tanele- ri suda kaynatarak yapılan kıvamlı bu- laraaç... Bir iskambil oyunu. YIKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arpa yapraklanna yerleşen bir man- 4 tann yol açtığı ekin hastahğı. 2/ Aşık 5 ve silye oyunlannda kullanılan, içi _ oydup kurşun akıtılarak ağırlaştınl- mışboyalı kemik... Yolcu evi. 3/ "Bir —bir pancur açılmış gibi yazdan / Bir 8 beseninenginsesiyükseldiBoğaz'dan" 9 (Yaöya Kemal). 4/ Harman yerindeki talüın taş ve toprakla kanşık kalıntısı... Ince kum ve çimentoyla ya- pılaı düzgün döşeme sıvası. 5/ Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olaı mercek... Uzaklık işareti. 6/ Tümör... Eyerin arka bölümü. II Tan- n.. Bir cetvel türü... Bir spor kulübümüzün kısa yazılışı. 8/ Romatiz- maağnsı... Kuzu sesi. 9/ Necati Cumah'nın bir öykü kitabı. HARBİ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 10 Ocak LAVLAR AKIYORI. fS44'Tf BdGUU. &ÜYÛK OKYAHUS'rAKİ SANPWICH AOALARt'uOAM HAiA/Alt 'MA/ itafJCİ &ÛYÜK. VOL- KAKII, LAI/ ÇIKA2MAYA BAÇLAPI / MAUNA LDA APLi 4169 Mer/eeu'K DBV YOLMAAI, siasû- REPİR EYL£MS/Z DURMAKTAYDt. 1O OCAtC 6ÜNÜ ŞAŞtGTtCt SîeÇEY OU>U. 6ENBLLİK- Ue GÜ&ÛLTÜLÛ BİR. BıÇİMOB PÛSKÛREM, ZAKMAJ ZAAAAU PATLAIütAl/UÇA YOL AÇA*J rOLKAHLA&N 7EGS/NS, MAUfJA LOfl, YAL- NIZCA İAU AKtrAAAYA 8AfLAMfÇT7. PAĞtU TVPES/UDEZt KKATEK HAl/UZU, Kt26/V LAVLARfU StZAAASlYLA SESSİ2 SEÛASIZ POLMUŞ, sotj/eA çeşinJ AtCMAYA KOYUCAJUŞTUf. ILAN T.C. İSTANBUL 6. İCRA DAİRESİ'NDEN İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ (İLANEN TEBLİGAT) DosyaNo: 1999/20997 Alacaklı ve varsa vekilinin adı, soyadı ve ikametgahı: Toprakbank AŞ vekili Av. Devir San Büyükdere Cad. No: 23/4 Şişli/îs- tanbul Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı ve ikametgahı: 1- îsmail Korkut 2- Sibel Korkut Bağdat Cad. Kuzey Apt. No: 183/4 Selamiçeşme/Kadıköy/lstanbul Alacağın Türk parası ile tutan, faiz miktan ve işlemeye başladığı tarih: Senet ve ta- rihi ve senet yoksa borcun sebebi: Müvekkilim banka tarafmdan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden; diğerlerinin; müşterek borçlu ve müteselsil kefaletleri ile Transkoray Uluslararası Naldiyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine tesis olunan A- Döviz Kredisi hesaplanndan 65.800.798.900. TL. B- Akreditif kredisi hesaplanndan; a) Tazmin edilen Ith. Akr. bedeli 3.363.490.200. TL.. b) Mer'i buiunan vadeli ith. Akr. Bedeli (Alman Markı) 30.336.- DEM. D- Teminat mektubu kredisi hesaplanndan; a) Ha- len Mer'i (TL.sı) Tem. Mek. Bedelleri... 1.800.000.000.-TL; b) Halen Mer'i (Y.P) Tem. Mek. bedelleri... 30.000.-USD. ki top- lam 70.964.289.100.-TL. Sİ+30.000-USD.- (Amerikan Dolan)+30.336.DEM. (Alman Markı) alacaklanmızdan; 69.164.289.1 OO.TL.sinin, 13.05.1999 tarihinden itibaren yüzde 250 temerrüt faizi, faizin yüzde 5'i gider vergisi uygulanmak su- retiyle, mer'i bulunan30.336.-DEM. (Alman Markı) lik, (30.336.-DEM. X KUR/ 213.849.-TL= 6.487.323.264.- TL) Vadeli ak- reditif bedelinin belirtilen para birimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu akreditif bedelinin bankaca karşılanması ha- linde, oluşacak "TU'si karşılığına sözleşmeler gereği, transfer tarihinden tahsiline kadar, transfer tarihindeki bankanın en yük- sek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte), meri bu- iunan 30.000.-USD. (Amerikan Dolan) teminat mektuplan bedellerinin belirtilen para birimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu teminat mektubu bedellerinin bankaca tazmin edilmesi halinde, oluşacak "TU'si karşılığına, sözleşmeler gereği taz- min tarihinden tahsiline kadar, tazmin tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte), ve yine mer'i 1.800.000.000.-TL'lik teminat mektubu bedellerinin nak- den depo edilmesi, (söz konusu teminat mektuplannın tazmin edilmesi halinde, sözleşmeler gereği tazmin tarihinden tahsiline kadar, tazmin tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte) alacaklanmızın tamamı üzerinden yüzde 10 icra vekâlet ücreti ve bunun gider vergisi ve icra mas- raflan ile birlikte, fazlaya ilişkin talep haklanmız saklı kalmak kaydı ile tahsilde tekerrür olmamak üzere, müşterek borçlu ve mü- teselsil kefiller Ismail Korkut ve Sibel Korkut'tan. yine toplam 70.964.289.100-TL'si+30.000.-USD. (Amerikan Dolan)+30.336.- DEM. (Alman Markı) asıl alacaklanmızdan; teminat kapsamı dışında kalan 53.964.289.100.TL'lik nakit kısmımn 13.05.1999 ta- rihinden itibaren yüzde 250 temerrüt faizi, faizin yüzde 5'i gider vergisi uygulanmak suretiyle. Aynca, mer'i buiunan 30.336.- DEM. (Alman Markı)'lik, (30.336.-DEM. X kur/213.849-TL= 6.487.323.264.-TL) Vadeli akreditif bedelinin belirtilen para bi- rimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu akreditif bedelinin bankaca karşılanması halinde, oluşacak "TU'si karşılığı- na sözleşmeler gereği, transfer tarihinden tahsiline kadar, transfer tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 pu- an ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte), mer'i bulnan 30.000.-USD. (Amerikan Do- lan) teminat mektuplan bedellerinin belirtilen para birimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu teminat mektubu bedel- lerinin bankaca tazmin edilmesi halinde. oluşacak "TU'si karşılığına, sözleşmeler gereği tazmin tarihinden tahsiline kadar, taz- min tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gi- der vergisi ile birlikte), ve yine mer'i 1.800.000.000.-TUlık teminat mektubu bedellerinin nakden depo edilmesi (söz konusu te- minat mektuplannın tazmin edilmesi halinde, sözleşmeler gereği tazmin tarihinden tahsiline kadar, tazmin tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte) ala- caklanmızın tamamı üzerinden yüzde 10 icra vekâlet ücreti ve bunun gider vergisi ve icra masraflan ile birlikte, fazlaya ilişkin talep haklanmız saklı kalmak kaydı ile tahsilde tekerrür olmamak üzere asıl borçlu Transkoray Uluslararası Nakliyat Turizm San. Ve Tic. LŞ'den tahsili talebi genel kredi sözleşmeleri, ihtarname, hesap ekstresi, teminat mektuplan. Yukanda yazılı alacağın tahsili için aleyhinize icra takibinde, adresinize gönderilen örnek 49 no'lu ödeme emri tebliğ edile- memiş ve zabıta tahkikatı neticesinde de yeni adresiniz tespit edilemediğinden ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Işbu ödeme emrinin ilan tarihinden itibaren borcu ve masraflan yedi güne on beş gün ilavesiyle yirmi iki gün içerisinde ödeme- niz, (Teminat vermeniz) borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair itirazınız varsa, senet al- tındaki imza size ait değilse yine yedi güne on beş gün ilave suretiyle yirmi iki gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi hal- de icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayıreddettiğiniztakdirde mercii önünde yapılacak duruşmada ha- zır bulunmanız. buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine yedi güne ilaveten on beş gün ilavesi ile yirmi iki gün içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içerisinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız aksi halde hapisle cezalandınlacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği ödeme emri yerine geçerli olmak üzere ilan ve ihtar olunur. Basın: 735 GÖRÜŞ CEMAL ŞENER Osmanlı'yı Kim Yönetiyopdu Geçen yıl, diğer özelliklerinin yanı sıra aynı za- manda bazı kesimlerin Osmanlı'nın 700. kuruluş yri- dönümü olarak kutlandığı bir yıl oldu. Bu kutlama- lara ilişkin garipsediğim iki yaklaşımı sizlerle pay- laşmak istiyorum. Bunlardan birisi; Mustafa Kemal'in Osmanlı hakkındaki düşünceleri açık seçik olarak bilinme-' sine karşın Osmanlı'nın kuruluş yıldönümü kutla- malannın devlet destekli olması ve amacının da "Ata- türk'le Osmanlı'yı banştırmak" şeklinde ifade edH- mesi. Diğer yaklaşım ise kendilerini "Türk Milliyetçisi" olarak ifade eden bir kesimin hem Türk milliyetçi- liğini, Atatürkçülüğü savunmaları hem de "ecda- dımız" diye Osmanlı'nın 700. kuruluş yridönümü tö- renlerine gönül rahatlığı ile Vatılmalan ve devlet desteğini bu etkinlik için sağlamaya çalışmalandır. Halbuki "Türk Milliyetçiliği" açısından bakıldığın- da Osmanlı kolay savunulacak bir olgu değil. Os- manlı padişahlarından ilk padişah olan Osman (Otman) Bey'in evliliğini saymazsak(ki odatartış- malıdır), 36 padişahın 35'i de Türk olmayan hanım- larla yani dönme-devşirmelerle evlilik yapmışlar- dır. Hatta Osmanlı sarayındaki bazı valide sultan- lara dönme-devşirme dersek haksızlık etmiş olu- ruz. Çünkü onlar milli ve dini özelliklerini aynen muhafaza etmişlerdir. Valide sultan olunca da dev- leti yönetme konusunda yoğun müdahaleler yaşan- mıştır. Osmanlı yönetim yapısının başında padişah bu- lunur. Bizim bugünkü idari yapımızda cumhurbaş- kanlığına denk düşer. Onu vezir-i azam ya da sad- razam izler. O da bugünkü başbakanlığa denk dü- şer. Onu da bir anlamda kaptan-ı derya yani De- niz Kuvvetleri Komutanlığı izler (Kara ordusu ve- zir-i azama bağlıdır). Bunlardan sonraki makamı ise bugün Maliye Bakanlığı dediğimiz Başdefterdar- lık izler. Bakalım Türk milliyetçiliği açısından bu makam- larda 700 yıl boyunca hangi milliyet menşuplan oturmuştur. Ya da Osmanlı'yı kimler yönetmiştir. Osmanlı'da 700 yıl boyunca birkaç kez göreve gelip gidenler sayılmazsa, yaklaşık 36 padişaha kar- şın 235 vezir-i azam göreve gelmiştir. Bunlann mil- liyet dağılımına baktığımızda; 150'si dönme-dev- şirmedir. Yani kökeni Sırp, Hırvat, Rum, Ermenl vs.dir. Türk olan vezir-i azam sayısı ise 85'tir. Yani Osmanlı'yı yöneten yaklaşık 235 sadrazamın ya da vezir-i azamın 150'si dönme-devşirme iken 85'i Türk kökenlidir. Bunun yıllara ya da padişahlara dağılımına ba- karsak dönme-devşirme sadrazamlar döneminin Fatih Sultan Mehmet ile başlâdığın» görüyoruz. 1323-1453 yılları arasında 11 sadrazâm görev aJ- mıştır. Bunlann tümü Türk kökenlidir. İlk dönme- devşirme vezir-i azam 1453'te Fatih tarafından Çandarlı Halil Paşa'nın'yerine tayin olunan Rum Mahmut Paşa'dır. Onu Rum Mehmet Paşa izle- miştir. 1453-1520 yılları arasında sadrazâm ölan 20 ki- şinin 18'i dönme-devşirme, 2'si Türk'tür. Bu ra- kamlar Osmanlı'yı kimlerin yönettiğini ve Türklerin yönetim erki içindeki etkinliğinin ağırtığını gösteri- yor. O zaman Osmanlı'nın ne kadar Türk olduğu da gözüküyor. Siz; Sadrazâm Davut Paşa'nın Arnavut, Kuyu- cu Murat Paşa'nın Hıryat, Hekimoğlu Ali Pa- şa'nın Italyan olduğunu biliyor muydunuz? Benzer dağılım kaptan-ı deryalarda da görülü- yor. Denizler o dönemde Osmahlı açısından ol- dukça önemlidir. İlk Kaptan-ı Derya Mürsel Bey, 1324'te bu göreve tayin olur. Onu Saruca Paşa ve Çavlu Bey izler. Ama yine de Fatih Sultan Meh- met ya da 1400'lü yıllara gelince bu görevde de Bul- • gar, Arnavut, Rum milliyetlerine mensup kişilergö- rülmeye başlıyor. Bu gelenek 1453'te Arnavut Ham- zaBey ile başlıyor. 700 yıl boyunca Osmanlı'da yaklaşık 170 kişi kaptan-ı derya oluyor. Yine birden fazla göreve ge- lenleri saymazsak yaklaşık 115'i çeşitli milliyetle- re mensup dönme-devşirmelerden oluşuri^en 55 kişi Türk kökenlidir. Siz kaptan-ı derya olan; Sokullu Mehmet Pa- şa'nın Boşnak, Koca Sinan Paşa'nın Hırvat, Pi- yale Paşa'nın Macar, Damat Ibrahkn Paşa'nın Hır- vat, Cağaloğlu Yusuf Paşa'nın Italyan olduğunu biliyor muydunuz? Osmanlı'da önemli bir kurum da başdefterdar- lık denilen ve bugün Maliye Bakanlığı'na tekabüi eden kurumdur. Bu göreve getirilenlerin de milli- yetlerine baktığımızda, Türk kökenli başdefterdar- lann yine sayılannın az olduğunu görüyoruz. Bir- kaç kez göreve gelenlersayılmazsa Osmanlı'da yak- laşık 210 başdefterdar görev almıştır. Bunlann 16O'ı milliyet olarak dönme-devşirmelerden oluşurken 50'si Türk kökenlilerden oluşuyor. Görüldüğü gibi Osmanlı devletini Türklerden çok dönme-devşirmeler yönetmiştir. Türk milliyetçile- rinin "ecdaf'lık adma Osmanlı'da savunabilecek- leri fazla bir şey yoktur. Çünkü tarihte kurulan bir- çok Türk devleti içinde üst yöneticileri açısından Türk olup olmadığı en rahat tartışılabilecek devlet- lerden birisi Osmanlı'dır. Mustafa Kemal; şeriatı, hilafeti ve saltanatı sa- vunan, dönme-devşirme geleneği ile devleti yöne- ten teokratik Osmanlı'ya Milli Mücadele ile son' verdi. Cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi savunan, halkını kul değil, yurttaş yapan bir yönetim kurdu. Cumhuriyet tarafından yıkılan teokratik Osman- lı'nın 700. yıldönümünü kutlamak ona öykünmek değil midir? Onun yok oluşuna ağıt değil midir? Bu yapılanlar ne cumhuriyet adma ne de Türk milliyet- çiliği adınayola çıkılarak savunulacak şeyler olamaz. ÎLAN T.C. YAZIHAN ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999/34 Davacı Hüseyin Bıçakçıoğlu tarafından davalılar Rıza Öksüz, Msülüm Akdoğan, Ali Rıza Öksüz vs. aleyhine açılan geçit hakkı davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğinee; Tüm aramalara rağmen adresi meçhul olup bulu- namayan davalılar Insaf Çakır, mirasçılan Abidin Çakır, Aliseydi Çakir, Kudret Çakır, Zeynep Çakır, Yusuf Çakır ve Mercan Çakır'a ilanen tebligat ya- pılmasma karar verilmiş olup, duruşma günü olan 8.2.2000 gün saat 09./ 30'da mahkemeye bizzat gel- meleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmele- ri, gelmedikleri takdirde HUMK 213 ve377. mad- deleri gereğince işbu davetiye yerine geçerli olmak kaydıyla ilanen tebliği olunur. 15.12.1999 Basın: 67452
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle