Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1O OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Akasyalar
yitip gitmemeli
Meşrutiyet Caddesi'ni kesen
Karanfil Sokak, Konur
Sokak, Selanik Caddesi,
Hatay Sokak'ın yakın
geçmişe değin ortak
özellikleri, mayıs sonundan
ekim sonuna değin
akasyaların gölgesine
sığınmalarıydı.
Yeni inşaatlar, çevre
düzenlemeleri, kaldınm taşı
değişimiydi derken, bu yaşlı
akasyalar teker teker azalmaya
başladı. Kimisi de, yıllarla
yarışamadı, yorgun düştü.
Geçenlerde Karanfil
Sokak'taki üç akasyanın
daha yerierinde yeller estiğine
tanık olduk. Çankaya
Belediyesi'ni aradık.
Akasyaların kurudukları
gerekçesiyle belediye
görevlilerince kesildiğini
öğrendik. Baharda
yerlerine yeni ağaçlar, belki
çınar, belki akçaağaç
dikilecekmiş.
Küçük bir önerimiz var:
Akasya, Ankara sokaklarının
simgesi olmaya devam etsin...
ISIK KAXSU
kansu@cumhuriyet.com.tr.
Mustafa Necati'nin evinin yeni konuğuBundan yaklaşık
bir yıl önce,
Mithatpaşa
Caddesi üzerinde
neredeyse
yıkılmakta olan bir
evden söz etmiş,
bu evin,
Cumhuriyet'in ilk
yıllarında Milli
Eğitim Bakanlığı
yapan devrimci
Mustafa Necati ye
ait olduğunu dile
getirmiştik.
Kültür Bakanı
Istemihan Talay
konuya yakın ilgi
göstermiş ve
bakanlığa ait bu
binaya sahip
çıkacağına söz vermişti.
Geçenlerde Mithatpaşa
Caddesi'nden geçiyorduk.
Baktık, Mustafa Necati'nin evinin
önüne iskeleler kurulmuş.
Çok sevindik ve ayrıntısını
Kültür Bakanlığı'ndan ögrendik.
Mustafa Necati'nin evi bu yıl içinde
restore edilecek
ve bina Kültür
Bakanlığı Halk
Kültürlerini
Araştırma ve
Geliştirme
Genel Müdürlüğü
tarafından
"Pertev Naili
Boratav Halk
Kültürü ve
Arşivi
Kütüphanesi" ve
"Uygulamalı Türk
Mutfağı" olarak
hizmet
verecekmiş.
Desenize, Millet
Mekteplerinin
öncüsü Mustafa
Necati, bir başka
aydın eğitimciyi, Pertev Naili
Boratav'ı ve onun yapıtlarını
evinde konuk edecek...
Yaşasın!
Iktidarortağı partijerin liderleri, 12
Ocak'ta Abdullah Öcalan'ın idam
cezası ile ilgili bir karara varmak
amacıyla bir araya geliyorlar.
Soruna, Öcalan'ın özel durumuna
değil, genel ilke olarak idam ceza-
stna karşı olunup olunmaması gerek-
tiğine bakarak yaklaşmakta yarar
var.
Insan Haklan Kurumu Vakfı Baş-
kanı Nevzat Helvact da aynı kanı-
da:
"Türkiye Insan Haklan Kunımu, In-
san Haklan Günü olan 10 Aralık
Öcalan'dan öç almak yerine
1999 'dagerçekleştirdiği genel kuru-
lunda ölüm cezasının kaldınlması ge-
rektiğini oybiıiiği ile karahaştırdı. Ku-
nımumuzun ve bu arada elbette be-
nim, ölüm cezasının karşısında yeralı-
şımız, ağır suçlar işlemiş, ölüm ce-
zası hükümlülerinin konjnup kollan-
mastndan kaynaklanmıyor. ölüm ce-
zası, birceza olmaktan çok, resmen
bir cinayet işleme karandır ve yaşa-
ma hakhna haksız bir saldırıdır. Bu
cezanın, suçlan önleme açısından
hiçbirolumlu etkisi bulunmadığı, ya-
pılan bilimsel araştınmalarla ortaya
konulmuştur. Son zamanlarda ölüm
cezasının infazı konusunda görüş
açıklayan kimi siyasilerin sözleri, il-
kel bir duygu olan öç alma hırsının
dile getirilmesinden başka bir şey
değildir."
Helvacı'nın idam cezasının yeri-
ne önerilen "ağırlaştınlmışömürbo-
yu hapis cezas/"na ilişkin görüşleri
de özetle şöyle:
"Bana göre bu cezanın infazından
önemli sonuçlar alınabilir. Bir kere
suçu önlemenin yolu, suçluyu orta-
dan kaldırmak değil, onu ıslah edip
topluma kazandırmaktır. Diğer yan-
dan, toplumu kimi suçlulara karşı ko-
ruma amacı da bu yolla sağlanabi-
lir. En önemlisi, ölüm cezasının infa-
zı adli yanılgının dûzeltilmesi olana-
ğını ortadan kaldınyor. Oysa ağıriaş-
tınlmış ömür boyu hapis bu olanağı
da sağlıyor."
Gençliği
sorgularken
Anadolu'daki
üniversitelerden birinde
görev yapan öğretim üyesi,
merak etmiş, öğrenciler
arasında anket düzenlemiş:
"Üniversite gençliğinin
siyasi partilere katılımını
nasıl karşılıyorsunuz?"
Öğrencilerin hemen hemen
tümü aynı yanıtı vermiş:
"Siyasete kanşmamalıyız,
aramızda tartışmalar çıkar."
Gençliğin 12 Eylül'den bu
yana ülke soaınlarından,
siyasetten uzak tutulması
için elden gelenin yapıfdığı
biliniyor.
Peki, nasıl bir gençlik
yetiştirilmek isteniyor? Onu
da bir başka öyküyle
anlatmaya çalışalım.
Alanında pırıltılı işler
yapmış, kendini kanıtlamış
bir dostumuz, mesleği ile
ilgiii bir yüksekokulda
dersler vermeye başlamıştı.
Coşkuyla işe koyuldu.
Derslerde, mesleğin nasıl
yapılması, etik değerlerin
nasıl korunması gerektiğine
özel önem veriyordu.
Ta ki, o okulda yıllardır
çağdışı kalıplan
öğretmekten bıkıp
usanmamış bir öğretim
üyesi kendisine şu uyarıyı
yapana kadar:
"Çocuklan zoriama. Bizim
işimiz piyasaya ucuz işgücü
yetiştirmek..."
ıkide birde gençliği
sorgulayanlar, suçlayanlar
için iki öykü anlattık.
Yorumunu yine onlara
bırakıyoruz.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Sosyal Güvenlik Kurumları
ve Yetim Aybkları
Soru: Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın göriişülmesi sırasın-
da, iki ayrı sosyal güvenlik kurumundan dul, yetim ve
emekli aylığı alanlann yalnızca sosyal güvenlik kurum-
larının birinden ve bir tek aylık alabileceklerinin tartı-
şıldığını gazetelerden okudum. Ancak, daha sonra tar-
~ tışmanın sonucunu öğrenemedim. Tasarının yasalastıfı-
nı biliyorum. Yasada çeşitli kurumlardan emekli, dul ve
yetim aylığı alanlann durumu ne oldu? (G.A.)
YANIT: Sözünü ettiğiniz konu, Sosyal Güvenlik Reformu Yasa
Tasansf nın 20. maddesinde yeralan ve 5434 sayıh TC Emekli San-
dığı'ndan yetim aylığı alanlar için öngörûlen biruygulamaydı. Emek-
li Sandığı Yasası'nm 75. maddesini değiştiren tasandaki 20. madde
şöyleydi:
"Kendisinden aylık bağlanacak olanların ölümü tarihinde ev-
li bulunmayan kız çocuklarına, Sandığa, Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'na, Bağ-Kur'a ve 506 sayılı Kanunun Geçici 20'nci mad-
desi kapsamında buiunan sandıklara tabi çahşmama veya bun-
lardan her ne ad altında olursa olsun almama şartıyla yetim ay-
lığı bağlanır. (...)"
Ancak, Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasansı'nm 20. madde-
sinde yer bu değişiklik, tasandan çıkanlmış ve Sosyal Güvenlik Re-
form Yasası'nda yer almamıştır.
Kısaca, bugün de bütün sosyal güvenlik kurumlannda, yetim ay-
Iıklan konusundaki eski uygulama sürmektedir.
Çeşitli sosyal güvenlik kunımlan kapsamında çalışan, bu kurum-
lardan emekli ya da dul aylığı alan ve evli bulunmayan kız çocukla-
nnın ana-babalannın bağlı olduklan kurumlara göre, alabilecekleri
yetim aylıklan:
Yetimin bağlı
olduğu kurum
SSK
SSK
Emekli Sandığı
Emekli Sandığı
Bağ-Kur
Bağ-Kur
Emekli Sandığı
SSK
Bağ-Kur
Ana-babanın
bağlı olduğu kurum
SSK
Emekli Sandığı.
SSK
Emekli Sandığı
Bağ-Kur
Emekli Sandığı
Bağ-Kur
Bağ-Kur
SSK
Yetim aylığı
Bağlanmaz
Bağlanır
Bağlanmaz
Bağlanmaz
Bağlanmaz
Bağlanır
Bağlanmaz
Bağlanmaz
Bağlanmaz
Görülüyor ki, ölen ana-baba Emekli Sandığı kapsamında ise, yetim
SSK ya da Bağ-Kur'dan emekli ya da dul aylığı alıyorsa, evli olma-
yan kız çocuk bu durumda, yetim aylığı almaya hak kaeanmaktadır.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Anadolu evlerinin bazıla-
nnda oda kapılannm üstüne
eşyakoymakiçinyapılanufak 2
oyuk. 2/ llkel bir silah... Ege
Bölgesı'ne özgü zeybek türü bir
halk oyunu. 3/ Bir yapının dış 4
kapısıyla odalan arasındaki ge-
çit... Işaret. 4/ Merkür geze-
genine verilen bir başka ad... 6
Birnota. 5/ Kıskançlık. 6/ Re-
sim ya da fotoğrafta duruş...
Birçeşit yumurtah süt tatlısı.
II Kâğıtlan bir arada tutmaya
yarayan çengel... Hayvanlara
1 2 3 4 5 6
vurulan damga. 8/ Hastayı sakinleştir-
meye yarayan ilaç. 9/ Nişastalı tanele-
ri suda kaynatarak yapılan kıvamlı bu-
laraaç... Bir iskambil oyunu.
YIKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Arpa yapraklanna yerleşen bir man- 4
tann yol açtığı ekin hastahğı. 2/ Aşık 5
ve silye oyunlannda kullanılan, içi _
oydup kurşun akıtılarak ağırlaştınl-
mışboyalı kemik... Yolcu evi. 3/ "Bir
—bir pancur açılmış gibi yazdan / Bir 8
beseninenginsesiyükseldiBoğaz'dan" 9
(Yaöya Kemal). 4/ Harman yerindeki
talüın taş ve toprakla kanşık kalıntısı... Ince kum ve çimentoyla ya-
pılaı düzgün döşeme sıvası. 5/ Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey
olaı mercek... Uzaklık işareti. 6/ Tümör... Eyerin arka bölümü. II Tan-
n.. Bir cetvel türü... Bir spor kulübümüzün kısa yazılışı. 8/ Romatiz-
maağnsı... Kuzu sesi. 9/ Necati Cumah'nın bir öykü kitabı.
HARBİ SEMtH POROY
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 10 Ocak
LAVLAR AKIYORI.
fS44'Tf BdGUU. &ÜYÛK OKYAHUS'rAKİ SANPWICH
AOALARt'uOAM HAiA/Alt 'MA/ itafJCİ &ÛYÜK. VOL-
KAKII, LAI/ ÇIKA2MAYA BAÇLAPI / MAUNA LDA
APLi 4169 Mer/eeu'K DBV YOLMAAI, siasû-
REPİR EYL£MS/Z DURMAKTAYDt. 1O OCAtC
6ÜNÜ ŞAŞtGTtCt SîeÇEY OU>U. 6ENBLLİK-
Ue GÜ&ÛLTÜLÛ BİR. BıÇİMOB PÛSKÛREM,
ZAKMAJ ZAAAAU PATLAIütAl/UÇA YOL AÇA*J
rOLKAHLA&N 7EGS/NS, MAUfJA LOfl, YAL-
NIZCA İAU AKtrAAAYA 8AfLAMfÇT7. PAĞtU
TVPES/UDEZt KKATEK HAl/UZU, Kt26/V
LAVLARfU StZAAASlYLA SESSİ2 SEÛASIZ
POLMUŞ, sotj/eA çeşinJ
AtCMAYA KOYUCAJUŞTUf.
ILAN
T.C.
İSTANBUL 6. İCRA DAİRESİ'NDEN İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME
EMRİ (İLANEN TEBLİGAT)
DosyaNo: 1999/20997
Alacaklı ve varsa vekilinin adı, soyadı ve ikametgahı: Toprakbank AŞ vekili Av. Devir San Büyükdere Cad. No: 23/4 Şişli/îs-
tanbul
Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı ve ikametgahı: 1- îsmail Korkut 2- Sibel Korkut Bağdat Cad. Kuzey Apt.
No: 183/4 Selamiçeşme/Kadıköy/lstanbul Alacağın Türk parası ile tutan, faiz miktan ve işlemeye başladığı tarih: Senet ve ta-
rihi ve senet yoksa borcun sebebi: Müvekkilim banka tarafmdan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden; diğerlerinin; müşterek
borçlu ve müteselsil kefaletleri ile Transkoray Uluslararası Naldiyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine tesis olunan A- Döviz
Kredisi hesaplanndan 65.800.798.900. TL. B- Akreditif kredisi hesaplanndan; a) Tazmin edilen Ith. Akr. bedeli 3.363.490.200.
TL.. b) Mer'i buiunan vadeli ith. Akr. Bedeli (Alman Markı) 30.336.- DEM. D- Teminat mektubu kredisi hesaplanndan; a) Ha-
len Mer'i (TL.sı) Tem. Mek. Bedelleri... 1.800.000.000.-TL; b) Halen Mer'i (Y.P) Tem. Mek. bedelleri... 30.000.-USD. ki top-
lam 70.964.289.100.-TL. Sİ+30.000-USD.- (Amerikan Dolan)+30.336.DEM. (Alman Markı) alacaklanmızdan;
69.164.289.1 OO.TL.sinin, 13.05.1999 tarihinden itibaren yüzde 250 temerrüt faizi, faizin yüzde 5'i gider vergisi uygulanmak su-
retiyle, mer'i bulunan30.336.-DEM. (Alman Markı) lik, (30.336.-DEM. X KUR/ 213.849.-TL= 6.487.323.264.- TL) Vadeli ak-
reditif bedelinin belirtilen para birimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu akreditif bedelinin bankaca karşılanması ha-
linde, oluşacak "TU'si karşılığına sözleşmeler gereği, transfer tarihinden tahsiline kadar, transfer tarihindeki bankanın en yük-
sek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte), meri bu-
iunan 30.000.-USD. (Amerikan Dolan) teminat mektuplan bedellerinin belirtilen para birimi üzerinden nakden depo edilmesi,
(söz konusu teminat mektubu bedellerinin bankaca tazmin edilmesi halinde, oluşacak "TU'si karşılığına, sözleşmeler gereği taz-
min tarihinden tahsiline kadar, tazmin tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle
bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte), ve yine mer'i 1.800.000.000.-TL'lik teminat mektubu bedellerinin nak-
den depo edilmesi, (söz konusu teminat mektuplannın tazmin edilmesi halinde, sözleşmeler gereği tazmin tarihinden tahsiline
kadar, tazmin tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi,
faizin gider vergisi ile birlikte) alacaklanmızın tamamı üzerinden yüzde 10 icra vekâlet ücreti ve bunun gider vergisi ve icra mas-
raflan ile birlikte, fazlaya ilişkin talep haklanmız saklı kalmak kaydı ile tahsilde tekerrür olmamak üzere, müşterek borçlu ve mü-
teselsil kefiller Ismail Korkut ve Sibel Korkut'tan. yine toplam 70.964.289.100-TL'si+30.000.-USD. (Amerikan Dolan)+30.336.-
DEM. (Alman Markı) asıl alacaklanmızdan; teminat kapsamı dışında kalan 53.964.289.100.TL'lik nakit kısmımn 13.05.1999 ta-
rihinden itibaren yüzde 250 temerrüt faizi, faizin yüzde 5'i gider vergisi uygulanmak suretiyle. Aynca, mer'i buiunan 30.336.-
DEM. (Alman Markı)'lik, (30.336.-DEM. X kur/213.849-TL= 6.487.323.264.-TL) Vadeli akreditif bedelinin belirtilen para bi-
rimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu akreditif bedelinin bankaca karşılanması halinde, oluşacak "TU'si karşılığı-
na sözleşmeler gereği, transfer tarihinden tahsiline kadar, transfer tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 pu-
an ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte), mer'i bulnan 30.000.-USD. (Amerikan Do-
lan) teminat mektuplan bedellerinin belirtilen para birimi üzerinden nakden depo edilmesi, (söz konusu teminat mektubu bedel-
lerinin bankaca tazmin edilmesi halinde. oluşacak "TU'si karşılığına, sözleşmeler gereği tazmin tarihinden tahsiline kadar, taz-
min tarihindeki bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gi-
der vergisi ile birlikte), ve yine mer'i 1.800.000.000.-TUlık teminat mektubu bedellerinin nakden depo edilmesi (söz konusu te-
minat mektuplannın tazmin edilmesi halinde, sözleşmeler gereği tazmin tarihinden tahsiline kadar, tazmin tarihindeki bankanın
en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi, faizin gider vergisi ile birlikte) ala-
caklanmızın tamamı üzerinden yüzde 10 icra vekâlet ücreti ve bunun gider vergisi ve icra masraflan ile birlikte, fazlaya ilişkin
talep haklanmız saklı kalmak kaydı ile tahsilde tekerrür olmamak üzere asıl borçlu Transkoray Uluslararası Nakliyat Turizm
San. Ve Tic. LŞ'den tahsili talebi genel kredi sözleşmeleri, ihtarname, hesap ekstresi, teminat mektuplan.
Yukanda yazılı alacağın tahsili için aleyhinize icra takibinde, adresinize gönderilen örnek 49 no'lu ödeme emri tebliğ edile-
memiş ve zabıta tahkikatı neticesinde de yeni adresiniz tespit edilemediğinden ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Işbu ödeme emrinin ilan tarihinden itibaren borcu ve masraflan yedi güne on beş gün ilavesiyle yirmi iki gün içerisinde ödeme-
niz, (Teminat vermeniz) borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair itirazınız varsa, senet al-
tındaki imza size ait değilse yine yedi güne on beş gün ilave suretiyle yirmi iki gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi hal-
de icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayıreddettiğiniztakdirde mercii önünde yapılacak duruşmada ha-
zır bulunmanız. buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak
icra dairesine yedi güne ilaveten on beş gün ilavesi ile yirmi iki gün içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içerisinde 74.
madde gereğince mal beyanında bulunmanız aksi halde hapisle cezalandınlacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri
icraya devam edileceği ödeme emri yerine geçerli olmak üzere ilan ve ihtar olunur.
Basın: 735
GÖRÜŞ
CEMAL ŞENER
Osmanlı'yı Kim
Yönetiyopdu
Geçen yıl, diğer özelliklerinin yanı sıra aynı za-
manda bazı kesimlerin Osmanlı'nın 700. kuruluş yri-
dönümü olarak kutlandığı bir yıl oldu. Bu kutlama-
lara ilişkin garipsediğim iki yaklaşımı sizlerle pay-
laşmak istiyorum.
Bunlardan birisi; Mustafa Kemal'in Osmanlı
hakkındaki düşünceleri açık seçik olarak bilinme-'
sine karşın Osmanlı'nın kuruluş yıldönümü kutla-
malannın devlet destekli olması ve amacının da "Ata-
türk'le Osmanlı'yı banştırmak" şeklinde ifade edH-
mesi.
Diğer yaklaşım ise kendilerini "Türk Milliyetçisi"
olarak ifade eden bir kesimin hem Türk milliyetçi-
liğini, Atatürkçülüğü savunmaları hem de "ecda-
dımız" diye Osmanlı'nın 700. kuruluş yridönümü tö-
renlerine gönül rahatlığı ile Vatılmalan ve devlet
desteğini bu etkinlik için sağlamaya çalışmalandır.
Halbuki "Türk Milliyetçiliği" açısından bakıldığın-
da Osmanlı kolay savunulacak bir olgu değil. Os-
manlı padişahlarından ilk padişah olan Osman
(Otman) Bey'in evliliğini saymazsak(ki odatartış-
malıdır), 36 padişahın 35'i de Türk olmayan hanım-
larla yani dönme-devşirmelerle evlilik yapmışlar-
dır. Hatta Osmanlı sarayındaki bazı valide sultan-
lara dönme-devşirme dersek haksızlık etmiş olu-
ruz. Çünkü onlar milli ve dini özelliklerini aynen
muhafaza etmişlerdir. Valide sultan olunca da dev-
leti yönetme konusunda yoğun müdahaleler yaşan-
mıştır.
Osmanlı yönetim yapısının başında padişah bu-
lunur. Bizim bugünkü idari yapımızda cumhurbaş-
kanlığına denk düşer. Onu vezir-i azam ya da sad-
razam izler. O da bugünkü başbakanlığa denk dü-
şer. Onu da bir anlamda kaptan-ı derya yani De-
niz Kuvvetleri Komutanlığı izler (Kara ordusu ve-
zir-i azama bağlıdır). Bunlardan sonraki makamı ise
bugün Maliye Bakanlığı dediğimiz Başdefterdar-
lık izler.
Bakalım Türk milliyetçiliği açısından bu makam-
larda 700 yıl boyunca hangi milliyet menşuplan
oturmuştur. Ya da Osmanlı'yı kimler yönetmiştir.
Osmanlı'da 700 yıl boyunca birkaç kez göreve
gelip gidenler sayılmazsa, yaklaşık 36 padişaha kar-
şın 235 vezir-i azam göreve gelmiştir. Bunlann mil-
liyet dağılımına baktığımızda; 150'si dönme-dev-
şirmedir. Yani kökeni Sırp, Hırvat, Rum, Ermenl
vs.dir. Türk olan vezir-i azam sayısı ise 85'tir. Yani
Osmanlı'yı yöneten yaklaşık 235 sadrazamın ya da
vezir-i azamın 150'si dönme-devşirme iken 85'i
Türk kökenlidir.
Bunun yıllara ya da padişahlara dağılımına ba-
karsak dönme-devşirme sadrazamlar döneminin
Fatih Sultan Mehmet ile başlâdığın» görüyoruz.
1323-1453 yılları arasında 11 sadrazâm görev aJ-
mıştır. Bunlann tümü Türk kökenlidir. İlk dönme-
devşirme vezir-i azam 1453'te Fatih tarafından
Çandarlı Halil Paşa'nın'yerine tayin olunan Rum
Mahmut Paşa'dır. Onu Rum Mehmet Paşa izle-
miştir.
1453-1520 yılları arasında sadrazâm ölan 20 ki-
şinin 18'i dönme-devşirme, 2'si Türk'tür. Bu ra-
kamlar Osmanlı'yı kimlerin yönettiğini ve Türklerin
yönetim erki içindeki etkinliğinin ağırtığını gösteri-
yor. O zaman Osmanlı'nın ne kadar Türk olduğu
da gözüküyor.
Siz; Sadrazâm Davut Paşa'nın Arnavut, Kuyu-
cu Murat Paşa'nın Hıryat, Hekimoğlu Ali Pa-
şa'nın Italyan olduğunu biliyor muydunuz?
Benzer dağılım kaptan-ı deryalarda da görülü-
yor. Denizler o dönemde Osmahlı açısından ol-
dukça önemlidir. İlk Kaptan-ı Derya Mürsel Bey,
1324'te bu göreve tayin olur. Onu Saruca Paşa ve
Çavlu Bey izler. Ama yine de Fatih Sultan Meh-
met ya da 1400'lü yıllara gelince bu görevde de Bul- •
gar, Arnavut, Rum milliyetlerine mensup kişilergö-
rülmeye başlıyor. Bu gelenek 1453'te Arnavut Ham-
zaBey ile başlıyor.
700 yıl boyunca Osmanlı'da yaklaşık 170 kişi
kaptan-ı derya oluyor. Yine birden fazla göreve ge-
lenleri saymazsak yaklaşık 115'i çeşitli milliyetle-
re mensup dönme-devşirmelerden oluşuri^en 55
kişi Türk kökenlidir.
Siz kaptan-ı derya olan; Sokullu Mehmet Pa-
şa'nın Boşnak, Koca Sinan Paşa'nın Hırvat, Pi-
yale Paşa'nın Macar, Damat Ibrahkn Paşa'nın Hır-
vat, Cağaloğlu Yusuf Paşa'nın Italyan olduğunu
biliyor muydunuz?
Osmanlı'da önemli bir kurum da başdefterdar-
lık denilen ve bugün Maliye Bakanlığı'na tekabüi
eden kurumdur. Bu göreve getirilenlerin de milli-
yetlerine baktığımızda, Türk kökenli başdefterdar-
lann yine sayılannın az olduğunu görüyoruz. Bir-
kaç kez göreve gelenlersayılmazsa Osmanlı'da yak-
laşık 210 başdefterdar görev almıştır. Bunlann 16O'ı
milliyet olarak dönme-devşirmelerden oluşurken
50'si Türk kökenlilerden oluşuyor.
Görüldüğü gibi Osmanlı devletini Türklerden çok
dönme-devşirmeler yönetmiştir. Türk milliyetçile-
rinin "ecdaf'lık adma Osmanlı'da savunabilecek-
leri fazla bir şey yoktur. Çünkü tarihte kurulan bir-
çok Türk devleti içinde üst yöneticileri açısından
Türk olup olmadığı en rahat tartışılabilecek devlet-
lerden birisi Osmanlı'dır.
Mustafa Kemal; şeriatı, hilafeti ve saltanatı sa-
vunan, dönme-devşirme geleneği ile devleti yöne-
ten teokratik Osmanlı'ya Milli Mücadele ile son'
verdi. Cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi savunan,
halkını kul değil, yurttaş yapan bir yönetim kurdu.
Cumhuriyet tarafından yıkılan teokratik Osman-
lı'nın 700. yıldönümünü kutlamak ona öykünmek
değil midir? Onun yok oluşuna ağıt değil midir? Bu
yapılanlar ne cumhuriyet adma ne de Türk milliyet-
çiliği adınayola çıkılarak savunulacak şeyler olamaz.
ÎLAN
T.C.
YAZIHAN ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999/34
Davacı Hüseyin Bıçakçıoğlu tarafından davalılar
Rıza Öksüz, Msülüm Akdoğan, Ali Rıza Öksüz vs.
aleyhine açılan geçit hakkı davasının yapılan açık
yargılaması sırasında verilen ara karar gereğinee;
Tüm aramalara rağmen adresi meçhul olup bulu-
namayan davalılar Insaf Çakır, mirasçılan Abidin
Çakır, Aliseydi Çakir, Kudret Çakır, Zeynep Çakır,
Yusuf Çakır ve Mercan Çakır'a ilanen tebligat ya-
pılmasma karar verilmiş olup, duruşma günü olan
8.2.2000 gün saat 09./ 30'da mahkemeye bizzat gel-
meleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmele-
ri, gelmedikleri takdirde HUMK 213 ve377. mad-
deleri gereğince işbu davetiye yerine geçerli olmak
kaydıyla ilanen tebliği olunur. 15.12.1999
Basın: 67452