01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLUL 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eski Adalet Bakanı Denizkurdu, cezaevleri için önerilen hücre sistemini 'hayalci' buldu 4 Bu siyasi yapL, sorıınu çözemez' Eski AdaletBakanı Hasan Denizkurdu SERDARK1Z1K tZMİR - Hükûmet yetkililerinin ve birçok politikacının cezaevlerindeki so- runlann çözûmüne ilışkın hücre ve oda sistemi önerisini "hayalcivesonınuçöz- mekten uzak" bulan Eski Adalet Baka- nı Hasan Denizkurdu soruyor: "Bakanhğıın döneminde MGK'de de görüşülen devletin cezaevierine ilişkin raporu, neden gizii kapakh tutuluyor, niçüı kamuoyuna sunulup tartıs.ılmı- yor?" Kendı döneminden önce başlatılan çalışmalan genişleterek oluşturduklan raporun "en azuıdan tarüşma ortamı yaratması açısından son derecede ya- rarü olacağı" ınancında Denizkurdu. Bugün, 10 hûkümlünün ölûmüne yol açan sorunu, bu siyasi yapının ve onun ürettiği kadrolann çözemeyeceğini sa- vunuyor. iki temel hareket noktasının altını çiziyor Denizkurdu. Birincisi, mağdurlan da göz önüne alarak hükümlülerin cezalannı tümüyle çekmeleri. îkincisi, bu cezayı çekerken özgürlüğü kısıtlanan hükümlülerin daha doğuştan kazandıklan insan haklannın olduğunun unutulmaması, dolayısıyla bunlann engellenmemesi. Tıpkı deprem bölgesinde, yolsuzluk- larla çalkalanan idari organlarla beledi- yelerde çözemediği gibi. Çünkü, eski bakana göre "anti değişim lobisi çok da- ha güçlû". Bu nedenle ancak konuyla ıl- gili geniş bir tartışma ortamı yaratılır- sa bir umut doğar ona göre... 'Kopyasını almadun' Denizkurdu, hazırlanan ve çözûm önerilerinin de yer aldığı raporu, başta gazeteciler olmak üzere ilgili herkesin elde etmeye çalıştığını, kendisinden de sorulduğunu, ancak görevden aynhr- ken kopyasını almayı "devtet ciddiyeti- ne* uygun bulmadığından yardımcı olamadığını belirtiyor. Nasıl hazırlandı ve ne var bu rapor- da? Denizkurdu, yaklaşık 700 bin yurt- taşı ilgilendiren, bu yanıyla toplumsal proje kapsamında ele alınması gereken raporu şöyle anlatıyor: "Göreve geldiğimde Adalet Bakanlı- ğı bürokratlan, cezaevlerinin yeniden yapdanması için yapüklan çahşmalan derlemişler. Daha sonra biz bunları eie aldık ve çok yeni unsurlarla, bir proje olarak hazırlâdık. Çünkü, ülkenin ıtibannı da sarsan bu sorunun ivedilikle çözütmesi gereldyor- Cezaevi operasyonlannı protesto eden ÎHD üyeleri dövüldü Polis sertleşiyor ara Ulucanlar Cezaevi'nde gerçekleştirilen operasyon sonucu 10 tutuklunun vurularak öldürülmesini protesto eden İnsan Haklan Derneği (ÎHD) üyeleri, Sirkeci Büyük Postane'den Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Bakanhğı'na telgraf çektiler. tstanbui Haber Servisi - Ankara Ulu- canlar Kapalı Cezaevi'nde düzenlenen operasyon sonucu 10 tutuklunun öldürül- mesini Sultanahmet Meydanı'nda protes- to etmek isterken gözaltına alınan 5 avu- kat serbest bırakıldı. Önceki gün protes- to eylemi sırasında gözaltına alınan ve Güvenlik Şube Müdürlüğu'nde tutulan 43 'ü kadın 102 kişi "susma hakkTnı kul- lanıyor. Hükümetin istifa etmesi istemiy- le dün Sirkeci Büyük Postane'den Cum- hurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Ba- kanlığı'na telgraf çeken gruba müdahale eden polis, bir kişiyi gözaltına aldı, çok sayıda kişiyi tartakladı. Sultanahmet Mehmet Akif Ersoy Par- kı'nda cezaevleri olaylanyla ilgili açıkla- ma yapmak isterken önceki gün dövüle- rek gözaltına alınan avukatlar Eren Kes- Idn, Mihriban Kırdök, Muharrem Çöpür, Güzei Yarar ve Gül AKay gece serbest bı- rakıldı. Güvenlik Şube Müdürlüğu'nde savcılığın talimatıyla ifadelen alınmak is- tenen 102 kişi ise "susma hakkTnı kul- lanıyor. Gözaltındaki kişilerin bir süre sonra serbest bırakılacağı belirtildi. Ankara Ulucanlar Cezaevi 'nde gerçek- leştirilen operasyon sonucu 10 tutuklu- nun vurularak öldürülmesini protesto e- den insan Haklan Dernegi (İHD) üyele- ri, Sirkeci Büyük Postane'den Cumhur- başkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Bakan- lığı'na telgraf çektiler. "Ulucanlar Ceza- evi'ndeki katliamm sorumhısu hükümet derhal istifa etmelkür" yazılı telgraflann çekilmesinin ardından postaneden dışan çıkan 30 kişilik grubun etrafı güvenlik güçleri tarafından çevrildi. Basın açıkla- ması yapmak isteyen IHD Istanbul Şube- si Yönetim Kurulu üyesi Şaban Dayanan, polislerden fecı şekilde dayak yedi ve ar- dından karga tulumba bir şekilde gözaltı- na alındı. Polis, grubun diğer üyelerini ise tartaklayarak postane önünden uzaklaştır- dı. Bu arada ÖDP tstanbui ll Örgütü üye- si bir grup dün ögle saatlerinde Ali Sami Yen Stadı önünde toplandı. Çevrede ge- niş güvenlik önlemi alan polis, grubun D- SP il binası önüne bırakmak istediği si- yah çelenk eylemine izin vermedi. Poli- sin uyansı üzerine grup dağıldı.Enerji Ya- Sirkeci Büyük Pbstane önünde telgraf eylemi yapan bir grup ÎHD üyesi tartaklanarak gözalüna ahndı. pı Yol-Sen Genel Başkanı Cengiz Faydah. hükümetin Bayrampaşa Cezaevi'nde mey- dana gelen mafya çatışmasını seyrettiğini, ancak siyasi mahkûmlara yönelik "katii- ama gerekçe varatmaya" çalışıldığııu söy- ledı. HADEP Genel Başkanı AhmetTuran Demir de, genel af istemlerinin yükseldiği bir dönemde olaylann gerçekleşmesinin provokasyonlaria sürecin önünü kesmek is- teyen güçlenn oyunu olduğunu öne sürdü. TGC'nin açıkianıası TGC yapılan yazılı açıklamada. "Önce- ki gün Sultanahmette dün de Sirkeci'de meydana gelen olayian izleyen muhabirler Hatice Yaşar vellhan Kaya poüslercetartak- lanırken fotoğraf makineleri de hasar gör- müştür. Bu tür ola\lan kınıyor ve kamu gö- revi yapan polisin, halkın haber alma hakla için yine kamu hizmeti yapan gazetedkre karşıdikkadidavranmasıgerektiğinibirkez daha ammsanyoruz" denıldı. DİSK Limter-lş Sendikası Genel Yö- netim Kurulu, Ulucanlar'da yaşanan ola- yı "vahşet" olarak nitelendirerek "Sflah- SE, savunmasız, dört duvar arasına hap- sedihniş insanlar, boğazları kesüerek, üzerterine kurşun yağdınlarak kadedfldi- ler" açıklamasını yaptı. Tüm Maliye-Sen Merkez Yönetim Ku- rulu, Bayrampaşa Cezaevi'nde çetelerin, birbirini kurşunlamasını basite indirgeyip geçiştirmeye çalışan anlayışm, siyasi tutuklulara sakınmadan kurşun sıktığmı anlattı. du. BM'nin konuvla ilgili birimlerini ça- ğırdım; Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi, İHD gibi kuruluşlann görüşleri alındL 'Rapor ortada yok' O dönem zaman olsaydı sorunun un- surlanndan mahkûm ve tutuklular ile bunlann mağduriannm da görüşleri derlenecekti.Avrupa Komisyonu Türld- ye Temsifcisi Büyükelçi Karen Fogg'la da görüştüm. Değişim istediğunizi, sı- kuıüian ortadan kaldırma niyeti taşıdı- ğımızL ancak ülkenin kaynaktannın bel- li olduğunu, yardım etmeterini istedim. Para anlamında değfl, cezaevi persoıte- linin eğhüni gibi diğer konularda. Pro- jeler getirin dedi, biz de hazuiadık. Da- ha sonra konu ilk kez MGK'de görüşül- dü. Hem de adalet bakaıunuı 16 >il son- ra ilk kezkatiküğ] bir MGK toplanusın- da. Ne oldu, şimdi rapor ortada y»k_" tki temel hareket nokta- sınm altını çiziyor Deniz- kurdu. Birincisi, mağdurla- n da göz önüne alarak hü- kümlülerin cezalannı tü- müyle çekmeleri. Îkincisi, bu cezayı çekerken özgür- lüğü kısıtlanan hükümlüle- rin daha doğuştan kazan- dıklan insan haklannın ol- duğunun unutulmaması, dolayısıyla bunlann engel- lenmemesi. Yani devletin, bireyin haklannı nerede olursa olsun koruma ve gü- vence altına alma zorunlu- luğu... Bu anlamda ülkede cezaevi düzeninin tümüyle değişmesi gerektigini söy- lüyor Denizkurdu. Başba- kan Bülent Ecevh'in "dev- letin gücünün gösterfimesi gereldyor'' sözlerini yanlış buluyor. Çünkü "cezaevin- deki insanlar zaten bu güç- le içeride tutuluyor"... Yılmaz'ın önerisi Bu arada birçok hükü- met yetkiljsi gibi son olarak ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz'ın sorunun çö- zümü için hücre ve oda sis- temini önermesini gerçek- çi bulmuyor Denizkurdu. Çünkü maliyet hesaplan yapıldığında, hücre ve oda sistemiyle inşa edilecek ce- zaevlenne Türkiye 'nin büt- çesinin yetmeyeceğini söy- lüyor. Adalet Bakanhğı'na aynlan 4 trilyonla bunun mümkün olamayacağını, dolayısıyla hayali bir öneri ortaya atıldığını belirtiyor. Cezaevleri sorununun çözümü için kaynağa, yeni bir siyasal yaklaşıma ge- reksinim olduğunu vurgu- luyor. Kaynak konusunda önerisi şu Denizkurdu'nun: "Bugün mahkemeierde- ki davalarda adaletsiz bi- çimde alınan harçlar, Mali- ye Bakanhğı'na gidiyor. Harçlar adil bir hale getiri- lir ve Adalet Bakanhğı'na verilirse yaklaşık 100 trü- yonhık bir kaynak sağlana- biKr.'' Diğer yandan konu, dev- letin yeni bir toplumsal projesi olarak tartışmaya açıhrsa ilk ve en önemli adımın atılmış olacağını söylüyor. Ardından da di- ğer önerilerini şöyle sırah- yor "Cezaevlerine yeni bir yönetim biçimi getirflmeü. Birtarafta jandarma bir ta- rafta polis ve diğer adü gö- revliler olmaz. Bu yönetim anlay^u degişmelidir. Bu anlayış köhnedir ve çök- müştflr. Bir ülkenin cezaev- lerinde caa güvenliğinin ol- maması, anlaylır bir du- rumdeğfldirr Adakt Bakanı Hikmet Sami Türk, cezaevlerindeki gelişmeleri Cumhuriyefe değerlendirdi 4 Orgüt üyelerinîn sorgu odaları var' • Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, cezaevlerinde meydana gelen olaylann iç hesaplaşma olabileceğini söyledi. Hikmet Sami Türk, koğuşlanndaki aramalar sırasında tutuklu ve hükümlülerin birbirlerini işkenceden geçirdikleri sorgu odalan bulunduğunu bildirdi. Adalet Bakanı, af yasasından vazgeçmelerinin mümkün olmadığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adaiet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, cezaevlerinde güvenlik ve asayi- şi sağlamada ciddi zafiyetler bulunduğu- nu belirterek "Olaylarda çok sayıda tu- tukluilehüküjnhlnün ölmesive varalan- ması, duruımın vehametini daha da art- nrmaktadır" dedi. Olaylarda tutuklu ve hükümlüler arasında iç hesaplaşma ya- şanmış olma olasıhğını dile getiren Türk, aramalarda ele geçirilen av tüfeği ile bu silahla ölümler arasında bağlantı bulunabileceğinı kaydederek "Güvenlik güçleri av tüfeği kullanmadığına göre kunlerin süahıyla meydana geküği açık- ür" dedi. Türk, aramalar sırasında ko- ğuşlarda filistinaskısı bulunduğunu, tu- tuklu ve hükümlülenn birbirlennı işken- celi sorgulardan geçirdiklerinin anlaşıl- dığını söyledi. Türk, af yasasının çıkmasınm cezaev- lerinde rahatlamaya neden olacağını be- lirterek "Aftangeridönmemizolanaksız, jktidar ortağı partikrin grup başkanve- kflleriyle konuştum, partiler görüslerini önümüzdeki haftaya kadar iletecekler" diye konuştu.Türk, Cumhuriyet' in so- rularmı yanıtlarken af yasasıyla cezaev- lerinin boşalmasını sağlayıp yeni düzen- lemeleri bundan sonra gerçekleştirmeyı düşündüklerini belirterek "Bu olmadı. Ama vazgeçmemiz de mümkün değfl. Sa- ym Cumhurbaşkam'nın veto gerekçele- ri doğrultusunda yasaya >eni biçimini ve- receğiz'' dedi. Türk, cezaevindekı tutuk- lu ve hükümlüler arasında iç hesaplaşma bulunduğunu belirterek "Tutuklu ve hü- kümlülerin kaldığı koğuşlann bazdann- da sorgu odalan var.Oralarda flhstinas- kısına da rastiadık. Bu durumun bir an önceortadan kaldınlması gereldyor'' gö- rüşünü dile getırdı. Türk, dün bakanlıkta düzenlediği ba- sm toplantısında son 9 gün içerisinde ce- zaevlerinde meydana gelen olaylan ve sorunlan değerlendirdi. Türk, terör suç- lulannın cezaevinden tünel kazarak fi- rar girişimine hazıriandıklan, bu çabayı gizlemek için 2 Eylül 1999 tarihinden iti- baren günlük arama ve sayımlara engel olduklan yönünde istihbarat bilgilerinin yoğunlaşması üzerine 26 Eylül Pazargü- nü sabah saatlerinde genel arama yapıl- maya başlandığını belirtti. Anons yapı- larak aramalaradirenihnemesi ve koğuş- lara girilmesine fırsat verilmesinin is- tendiğini kaydeden Türk, "Ancak, terör suçlulan derhal koğuşlanna çekilerek hem havalandırma kapısuıa hem koğuş kapılarına barikat kurmuş ve cezaevi personeH ilegüvenfik gückrine karşı atef- B silah, molotof kokte>1i ve tüplerin ağzt- na hortum bagla> ıp lav sflahı gibi kuila- narak sakünda bulunmuslardır" dedi. Diremşlerine son vermeyen ve güven- lik güçlerine silahla ateş eden grubun bulunduğu bölüme gerekli güvenlik ön- lemleri alınarak girildiğini anlatan Türk, bu bölümde bulunan yaklaşık 50 kişilik grubun etkisiz hale getirildiğini, böyle- likle genel aramanın yapılabilmesi için uygun ortamın sağlandığını savundu. Adli ve idari soruşturmalardan ayn olarak olayın her yönüyle araştınlması ve incelenmesi amacıyla da 3 adalet baş- müfettişinin görevlendirildiğini bildiren Türk. "Otopsi tutanaklanna göre ölüm- lerin hepsinin atesji silahlarla, bu arada 3'ünün av tüfeği ile vurulma sonucunda meydana geldiği anlaşıhnaktadu-. Tersi- ne iddialar, sö\1entiden öte bir değer ta- şımamaktadır. Silahlar ve mermilere ait balistik incelemeler devam etmektedir. 29 Eylül tarihi itibanyla rehin alma, sa- yun vermeme ve işgal eylemleri devam et- mektedir" diye konuştu.Cezaevleri so- runun uzun bir sürecin birikimi olduğunu kaydeden Türk şunlan söyle- di: "Son olaylar, göstermektedir ld, adli suçlardan tutuklu ve hükümlülerin bth nndınldığı cezaevlerinde oiduğu gibi te- rör suçlanndan tutuklu ve hükümlülerin banndınldığt cezaevlerinde de güvenlik ve asayişin sağlanması yönünden ciddi zafryetier mevcuttur.Olaylarda çoksay> da tutuklu ile hûkümlünün ölmesi ve ya- ralanmaa,durumun vehametinidaha da arttirmaktadır. Süreç içerisinde yaşaıu- lan tüm bu olumsuz gelişmeler dikkate almmadan, cezaevleri sorununu sadece bugünün bir sorunu gibigönnek ağır bir haksızhk olarak gözükmektedir." Türk, gazetecilenn "Olaylar iç çaöş- ma mı" sorusuna, "Av tüfeği 3e kendi kendilerini vurdular diyebflecek durum- da değflım. Hesaplaşma olabflir, kaza ile de olabilir" yanıtını verdi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Cumhuriyetin Anlamı Kontiki Yayınlan'nın, gençlere yönelik ilginç bir di- zisi var. "Işte Hayat" başlığı ile yayımlanmakta olan bu kitaplardan birini, "68 Paris DirenmesFrim unu- tulmaz isimlerinden Regis Debray kaleme almış: "Kızıma Cumhuriyetı Anlatıyorum." (Bu arada ben de "kınma" Atatürk'üanlatıyorumama, bilmem ne zaman bitecek...) Debray'ın kitabı, gençlere yönelik olarak kaleme alınmış. Fakat yetişkınlerin, hatta üst düzey yargıç- ların(!) da öğrenebilecekleri çok şey var. özellikle Fransa Cumhuriyeti ile Amerika Birfeşik Devletle- ri'nin karşılaştıntdığı bölümler çok ilgimi çekti. Bun- lan sizlerie paylaşmak istiyorum: "... Birleşik Oevletler"deyerelolan, genelolandan Cıstündür; Fransa'da ise tam tersi. lyi veya kötü, nü- fusun şu ya da bu kesimi için özel kanunlar çıkanl- maz. Herkes için soy, bölge, din veya renkaynmıya- pılmaksızın tek bir adalet uygulanır. Bizde ne siyah sanık, ne beyazjüri; ne 'Arap' suçlu, ne 'Polonyalı' savcı ne de Italyan-Franstzayukat vardır. Katolikbe- lediye başkanı veya Yahudi senatör olmadığı gibi. Her bölge bir milletvekili çıkanr ama Fransız millet- vekili kendi bölgesini değil, bütûn ulusu temsil eder. Yasallığı seçilmişolmasından ilerigelir, soyun- dan değil... ... Bizim cumhuriyetimizin birinci -anayasada baş- ta gelen- özelliği, 'bölünmez' olmaktır. Yerel renk- lerin çeşitliliğine evet; ama ulusun, ulusal dilin, aynı ceza ve medeni kanunun üstünlûğûnü tanımak ko- şuluyla. Cumhuriyet ayn dil, din, ırk ve çıkartann vartığını kabul eder ama, bunlann, yurttaşlar topluluğunu parçalamaya, ayırmaya, dağıtmayayönelmesine izin vermez. Folklora ve kültüriere saygılıdırama, başka yerlerdeki adıyla 'azınlıkların' da ortakyasaya uyma- sınısağlar. Meclislerimizde Korsikalılar, homoseksü- eller veya Protestanlar bulunurama, burada soyla- n veya ülkedeki sayısal önemlen oranında yeralmaz- lar. Fransa Cumhuriyeti topluluklardan değil, vatan- daşlardan oluşmuştur. Bireylerin kişisel özellikleri vardırama, vatandaşlannyoktur..." Regis Debray'ın Fransa ve ABD arasında yaptığı karşılaştrmanın hemen her bölümü, Türkiye ile ör- tüşüyor "... Orada (ABD'de) sözleşme ve anlaşmalann oy- nadığı rolü, burada (Fransa 'da) devlet görevlilehye- rine getirir. Fransa'da hastanede bedava ameliyat olursun ama yığınla kâğıt doldurmak zorunda kalır- sın. ABD'de ise çek defterini çıkarman ve cerrahın heryaptığını ızleyecek biravukat tutman gerekir. Bu da sonuçta çokpahalı bir t/p anlamına gelir. Birleşik Devletler'de hukuk ve para her şeyin ûstündedir. Fransa'da ise genelge ve memur önceliklidir. Ortak fayda kişisel çıkariann önüne geçmelıdir... ... Amerikalı bir cumhuriyetçi, yoksullann baştan- nın çaresine bakmasını doğal karşılarken, burada kullanılabilir zenginliklerin hakça dağılımı hüküme- tin sorumluluğundadır. Ana hatlanyla konuşuyorum. Çünkü koşullar değişiyor ve Amerikan rüzgân hat- lan kanştınyor. Biz de daha bencil, başkalanna kar- şı kayıtsız, herkesin önce zenginleşip bireysel başa- nlar kazanmaya baktığı bir topluma doğru gidiyo- ruz." Anlaşılan Fransa'nın "özal'lan" da "köşeyi dön- mek" gibi anlayışlan egemen kılmanın savaşımı için- de... Biz gene Debray'a dönelim: "... Cumhuriyet çokça tarih, biraz öğreti ama her şeyden önce bir var oluş biçimidir. Içimizdeki cum- huriyet, hükümet bıçiminden daha önemlidir. Kalp- lerde değil de sadece metinlerdeyse, çökmesi ya- kındır. Çünkü cumhuriyetçi gibi davranmadan da cumhuriyet düzeninde yaşanabilir ve fırsatlardan ya- rarlanılabilir. Hatta bu en sık görülendir. Ve kötüye işarettir. Yalancı mermerden ve kâğrttan yapılmış, hukuk devletinin kişiliksiz mekanizmalanna bırakılmış, ru- hunu yaşatacak vatandaşlardan yoksun bir cumhu- riyet, iskambil kartlanndan birşatoya benzer. Ûfle- sen uçar... Yargıçlar dürüst değilse yasa hükümsüz- dür... ... Cumhuriyetin temeli, sonuna kadar özümsen- mesigereken üç küçük, kesin ve net sözcükle özet- lenir. 'Laik, demokratik ve sosyal'... (Bu) düsturuya- şama geçirmek için ne çok kan, ne çok ter döktük! 'Laik' özgüriüğün karşılığıdır, 'demokratik' eşitliğin ve 'sosyal' kardeşliğin..." Regis Debray'ın cumhuriyet ve özellikle cumhuri- yetin aynlmaz bir parçası olması gereken laiklik ko- nusunda çok ilginç görüşleri var. Fakat belli bir nok- tada durmamız gerek. Gene Debray'la bitinyorum: "... Buralara gelmek için, halkın hiçbir keşiminin kendiyasasını bütün bir ülkeye dayatmaması için ko- ca bir yüzyıl gerekti. Çünkü cumhuriyette, istediğin kadar komûnist, Müslümanya da Yahudi bulunabi- lir, hatta cumhuriyetin başında bile. Oysa komûnist, Islamcı veya Yahudi bir cumhuriyet, resmi inançlar yüzünden kareleşmiş daire gibidir..." Adalet Bakanı Türk Yeni yapılamııa önerüeri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, infaz sistemıne duyulan güven- sizliğin giderilebilmesi için izlenecek yolun belli olduğunu belirterek yapıl- ması gerekenleri şöyle sı- raladı: • Tutuklu ve hükümlü- ler ile cezaevi personeünin can güvenlıklerinin koru- nabilmesi için tartışmasız olarak 'bireysel oda' ya da en fazla 3 kişilik 'küçük koğuş' sistemine geçilme- si gereklidir. • Cezaevi personelinin nitelik ve nicelik olarakye- tersiz kaldığı bilinmekte- dir. Genel müdürlüğün 5 bin civannda personel açı- ğı bulunmaktadır. • İnfaz mevzuatının ve Ceza ve Tevkifevleri Ge- nel Müdürlüğü'nün teşki- latlanmasına ilişkin mev- zuat yetersiz kalmaktadır. • Oda sistemine dayalı yüksek güvenlikli cezaev- lerinin yapımına 1999 yı- lında başlanmıştır. Bu ce- zaevlerinin yapımı Anka- ra, Izmir, Bolu. Kocaeli. Tekirdağ ve Edirne'de de- vam etmektedir. • Genel bütçeden Ada- let Bakanlığı'na ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Mü- dürlüğü'ne aynlan yatınm ödeneklerinin önceki yıl- lara göre arttınlması yo- lunda gerekli girişimlerde bulunulmaktadır. 2000 mali yılı bütçe teklifinden 42 trilyon 755 milyar lira ödenek talebinde bulunul- muştur. • Ceza infaz kurumla- nnda görevli güvenlik per- sonelinin hizmet öncesi eğitimini yapacak bir eği- tim merkezi kurulması ça- lışmalanna başlanılmıştır. • Ceza ve İnfaz Kurum- lan ve Tutukevleri Genel Müdürlüğü'nün teşkilat ve görevleri hakkında kanun tasansı taslağı, Kanunlar Genel Müdürlüğü'ne gön- derilmiştir. Tasanya son şekli verilıp en kısa zaman- da Bakanlar Kurulu'na sunulacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle