Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 1999 PERŞEMBE
4 HABERLER
Bipdal'ın
yargılanması
• DİYARBAKIR
(ANKA)-Diyarbakır2
No'lu DGM'de. İHD
Mardin Şubesi'nin 1997
yılında düzenlenen
kongresindeki konuşması
nedeniyle tHD Genel
Başkanı Akın Birdal ile
IHD Mardin Şube Başkanı
Cemil Aydoğan ye PKK
lideri Abdullah Öcalan'ın
avukatlanndan Mahmut
Şakar'm yargılanmasına
devam edildi. Duruşmaya
sanıklardan hiçbiri
katılmazken, mahkeme
heyeti, Şakar'ın talimatla
istenen ifadesinın
beklenmesine karar
vererek duruşmayı ilen bir
tarihe erteledi.
Askeri
helikopter düştii
• DtYARBAKIR
(Cumhurivet Bürosu) -
Sıirt ll Jandaıma Alay
Komutanlığf na ait UH1
tipi askeri helikopter
Siirt'in Pervari ilçesi
Köprü Çayı yakınlarında
teknik bir anza nedeniyle
düştü. Olayda Yüzbaşı
Ersan Dağ ile Eruh Sağlık
Ocağı hemşireleri Leman
Akkuş ve Tülay Çelik
yaşamını yitirdi. 5 er de
yaralandı. Askeri
yetkililer. helikopterin
düşüş nedeninin
araştınldığını söylediler.
Hakkâri'nin Yüksekova
ilçesi kırsalında güvenhk
güçlerince düzenlenen
operasyonda ise 10 PICK'li
öldürûldü.
Soysal bugün
yargı önünde
• ANKARA (ANKA)-
Milli tstihbarat
Teşkilatı'nın operasyonu
ile Moldova'da
yakalanarak Türkiye'ye
getirilen PKJC'nin Avrupa
sorumlulanndan Cevat
Soysal. bugün Ankara l
No'lu DGMde hâkim
önüne çıkacak. PKK'nin
Avrupa "daki ikınci adamı
olarak bilinen "Cemil
Mehmet Hoca" kod adlı
Cevat Soysal hakkında
TCY'nin I25'inci maddesi
uyannca "Devletin
hâkimiyeti altında bulunan
topraklardan bir kısmmı
devlet idaresinden
ayirmaya yönelik
eylemlerde bulunmak"
suçundan idam cezası
isteniyor.
Uslu görev
başında
• ADANA (AA) -
Çukurova Pamuk,
Yerfıstığı ve Yağlı
Tohumlar Tanm Satış
Kooperatifleri Birliği
(ÇUKOBİRLİK) Genel
Müdürü Kadir Uslu, yazılı
talimat gelmediği sürece
görevinin başında
olduğunu ve hizmetleri ilk
günkü şevkle
sürdürdüğünü söyledi.
Uslu, dün gazetelerde
görevden alındığı yolunda
çıkan haberlere ilişkin
olarak "Görevimin
başındayım" dedi.
Atatürk'e
ttakaret davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kapatılan
RP'nin eski Ankara
milletvekilı Hasan
Hüseyin Ceylan'ın, yaptığı
bir konuşmada. Türkiye
Cumhuriyetı'nin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk'ün
manevi şahsiyetine hakaret
ettiği gerekçesiyle 1 yıl 6
aydan 4 yıl 6 aya kadar
hapis cezası istemiyle
yargılanmasına devam
edildi. Ankara 19. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın dünkü
duruşmasına. Yargıç
Tayyar Köksal. suçun 4454
sayılı kanun kapsamına
girip girmediği konusunda
görüşünü bildırmesi için
dosyanın Cumhuriyet
Savcısı'na verilmesine
karar vererek duruşmayı
erteledı.
Sami Selçuk, numaralı cumhuriyetçi ve îslamcıları önceden haberdar etmiş, desteklerine özel önem vermiştir
'Yargıtay Başkanı istifa eMUSTAFA REŞİT
KARAHASAN
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Onursal Başkanı
(A)KONUNUN
BELİRLENMESİ
8.2.1983 tarihinde yürürlüğe giren,
4.2.1983 gün, 2797 sayılı Yargıtay
Kanunu. md. 59 hükmüne göre;
"Her adli yıl Ankara'da bir törenle
açıhr. Yargrtay Birinci Başkanı bir
konuşma yapar.
Açdış konuşmasuun merni ve tören
gündemi üzerinde daha önceden
Başkanlar Kurulu'nun düşüncesi
alınır."
Bu yasa hükmü değerlendirilirken
gözetilmesi gereken 21/1.
maddeyle de Yargıtay'ı temsil etme
görevi birinci başkana verilmiştir.
Başkan Sami Selçuk, yeni adalet
yılmı bir konuşmayla açmıştır.
(B) DEĞERLENDİRME
1. GENEL OLARAK
Yeni adalet yılmı bir konuşmayla
açan Birinci Başkan Sami
Selçuk'un konuşması büyük bir
yankı yarattı. Bunun nedeni,
Selçuk herhangi bir kışi olmayıp
konuşmasını cüppe içinde ve
Yargıtay Başkanı niteliği ile
yapmış olmasıdır. Oysa ki
konuşmada yer alan düşünceler,
herhangi bir başkası tarafından dile
getirilmiş bulunsaydı -nitekim çok
getirilmiştir- bazı görüşlerin
üzerinde hiç mi hiç durulmazdı.
Belki de daha konuşmanın
yapıldığı günün akşamından
başlayarak bu bazı "görüşler"i ne
zamandır ıleri süren çevrelerin
-numaralı cumhuriyetçilerle belli
laisizm anlayışına sahip çevrelerin-
televizyonlarda ve gazetelerinde
konuşma üzerine atlamalan bu
yüzdendtr. Selçuk'un bunlardan
birincilerin sevdiği "Demokrasi
cumhuriyet değü, cumhuriyet
demokrâsiyi yönetiyor"
tekerlemesine ve ikincilerin -eski
RP'li yeni FP'lilerin- laisizmi
dejenere etmek için kullandıklan
"laikçilik" sözüne yer vermekle
onlann alkışlanna kendisini layık
kılmıştır. Dahası. bunlardan
"Cumhurbaşkanı Sami Selçuk"
yazı başlığı atanlar da çıktı (Metin
Toker, Not Defterinden, Bir Nutuk
Ve Sonrası: 1. Cumhuriyet
Demokrasi, 9.9.1999 tarihli
Milliyet gazetesi, sh. 16, aynca
bkz., Cüneyt Arcayürek, 10.9.1999
tarihli Cumhuriyet gazetesi).
Sami Selçuk, numaralı
cumhuriyetçi ve Îslamcıları
önceden haberdar etmiş, o
çevrelerin desteğine özel önem
vermiştir. Kuşkusuz bu desteğin
kendisini güçlendireceğini
hesaplamıştır. Ne var ki bu destek
aynı zamanda kendisini siyasal bir
duruma getirmiştir. (Melih Aşık,
9.9.1999 tarihli Milliyet gazetesi,
Sh. 15).
2. KONUŞMA METNİNİN
HAZIRLANMAŞI VE IÇERİĞI
Sami Selçuk. özet olarak yaptığı
konuşma, 55 sahifede topladığı
konuşma metnınin
hazırlanmasında ve içeriğini
belirlemede Yargıtay Kanunu'nun
59. maddesinin 2. fıkrasında yer
alan, "Açüış konuşmasuun metnL.
üzerinde daha önce Başkanlar
Kurulu'nun düşüncesi alınır"
yolundaki hükmün kesin
buyrugunu çiğnemiştir. 10. 9.1999
tarihli Cumhuriyet gazetesinin
birinci sahifesinde Selçuk'un
Yargıtay Daire Başkanlan'nın
önerilerini dikkate almadığı, yargı
sorunlannın göz ardı edildiği,
konuşmanın içeriğini belirleme,
toplantıda kendisine iletilen
Yiice Atatürk diyor
Yaptığımız ve yapmakta edemeyen düşünüleri yok
olduğumuz devrimin etmek zorunludur. Şimdiye
amacı, Türkiye değin ulusun beynini
Cumhuriyeti halhnı paslandıran, uyuşturan bu
tamamen, çağdaş ve bunun düşünüşte bulunanlar
anlam ve biçimi ile uygar olmuştur. Herhalde
bir toplum haline
ulaştırmaktır.
Devrimimizin temel ilkesi
budur. Bu gerçeği kabul
düşüncelerde yer alan boş
inançlar tamamen
atılacaktır. Onlar
çıkarılmadıkça beyne
ki:
gerçeğin ışıklarını
yerleştirmek olanaksızdır...
Türkiye Cumhuriyeti
şeyhler, dervişler, müritler,
tarikata bağlılar ülkesi
olamaz. En doğru, en
gerçek tarikat, uygarlık
tarikatidır. (Atatürk'ün
Söylev ve Demeçlerinden,
II, Sh. 214/215)
'Şeriatçı kesimin istemleri karşısında suskun kaldı'
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Mustafa Reşit Karahasan, "Yeni adalet yıhm bir konuşmayla açan Birinci Başkan Sami Selçuk'un
konuşması büyük bir yankı yarattL Bunun nedeni, Selçuk herhangi bir kişi ohnayıp konuşmasını cüppe içinde ve Yargıtay Başkanı niteliği ile yap-
mış olmasıdır" diyor ve eleştirUerme basından aktardığı şu görüşlerle devam ediyor: Yinelenerek önenüe vurgulayahm ki Selçuk. cumhuriyetin
laiklik yorumuna ve uygulamasuıa ağır eleştiriler getirmekte ve devletin din a)anmrian tümüyle çekilmesini istemekiedir. Burada ilgüıç olan, cum-
huriyetin laik anlayişuun sorgulanmasına sahifeler ayıran Selçuk'un devlet-din UişkUerinin degerlendirildiği bir metinde şeriatçı kesimin istemle-
ri karşısındaki suskunluğudur. Cumhuriyet ve onun laik anlayışı karşısında cömertçe kullanılan eleştiri hakla, şeriatçı kesünden nedense esirgen-
mektedir (Sedat Ergin - Hürriyet). Selçuk, hiç geregi yokken. toplumu iç savaşın eşiğine getiren, 28 Şubat Kararlan ile noktalanan, daha ild yıl
önce REFAHYOL dönemindeki tarüşmalan, Yargıtay Başkanı olarak yeniden başlatmaktadır (Muharrem Sankaya - Hürriyet).
tahkım, af yasasının eleştirilmesi
ve yargı sorunlanna ilişkin
konulan gündeme gtirmediği
haberine yer verildiği
gözlemlenmiştir.
Yaptığım soruşturmadan
edindiğim bilgiler, bu haberi
doğruladığı gibi, şeriat tehlikesine
ilişkin düşüncenin toplantıda ileri
sürüldüğünü, çok daha önemlisi,
Selçuk'un özet konuşmasında ve
55 sahifelik kitapçıkta yer verdiği
konulan Başkanlar Kurulu önüne
getirmediğini. tartışma açmadığını.
bu bağlamda başkanlann
düşüncelerini almadığını saptamış
bulunmaktayım.
Sami Selçuk, başkan olarak
Yargıtay'ı temsil yetkisi
bulunduğuna göre, açış
konuşmasuun Başkanlar
Kurulu'nda ileri sürülen
düşünceler çerçevesinde
hazırlanması, böylece ortaya
çıkacak konuşma metnindeki
konularla ilgili düşüncelerin,
Yargıtay tüzelkişiliği adına
açıklanması sö2 konusu olabilirdi.
Kamu Yasası niteliğinde olan
Yargıtay Kanunu'nda yer alan
hükümlerin bağlayıcı olduğu
besbellidir. Sami Selçuk, yasanın
59/2. maddesinin hükmünü
çiğnemiş, açış konuşması metnini
kurulda belirtilen düşünceler
çerçevesinde ve doğrultusunda
hazırlamamış, kurulda tartışıhp
düşünce alınmayan konulan
konuşma metnine sokmuş ve kendi
belirlediği konulara ilişkin kişisel
görüşlere bu metinde yer vermiş,
böylece Yargıtay tüzel kişiliğinin
değil de Sami Selçuk'un kişisel
görüşlerini yansıtan bir metin
ortaya konmuşrur.
Sami Selçuk, kişisel görüşlerini,
adalet yıhm kullanarak giydiği
cüppeyle kamusal nitelikteki
Yargıtay binasında dile getirmiş,
hazırladığı kitapçıgı da dağıtmıştır.
Bu konuşmanın kişisel düşünceleri
yansıttığı o derecede açıktır ki
Sami Selçuk hep "ben, ben"
demiş, özellikle bu tutumu
kitapçığın 54/55. sahifelerinde yer
alan açıklamalarla da gün ışığma
çıknuştır.
Belirtmek önemlidir ki güncel ve
yaşamsal yargı sorunlan gözardı
edilerek hiç mi hiç geregi yokken
seçilen siyaset ve anayasa ile ilgili
konulann tartışmaya açılması,
konuşmanın siyasal nitelikte
olduğu gerçeğini, apaçık gözler
önüne sermiştir.
3. KONUŞMA METNİNİN
ÖZELLİKLERİ
Sami Selçuk, Atatürkçülüğü,
cumhuriyeti sorgularmş; laklik
üzerine temelsiz açıklamalarda
bulunmuş, bu bağlamda kavram
kargaşası yaratmaktan
çekinmemiş, 1982 Anayasasf nı da
"gayri meşru" ilan etmiştir.
Ben, Sami Selçuk'un hazırladığı
konuşma metnini çok dikkatle
inceledim. Vardığım sonuç şudur
Bu konuşmanın gerçek amacı,
yargının güncel sorunlan yerine
cumhuriyetin temeli olan laiklik
konusunda kavram kargaşası
yaratıp laikliğe kendince yüklediği
işlevin gereği olarak
"toplulukların (cemaat. tarikat vb.)
din okullan açmalannın \e din
dersleri \ermelerinin
engeUenemeyeceğuıinT açık seçik
ortaya konulmasıdır. Ona göre
Diyanet Işleri Baskanlığı
kaldınlmalı ve din işleri özgür
cemaatlere-tarikatlara
bırakılmalıdır.
Önemle vurgulayahm ki
konuşmanın hemen ardından
yoğun tartışmalann başlaması,
Sami Selçuk'un Yargıtay Başkanı
olmasındandır. Oysa başkan
niteliğinden yoksun, dahası yargı
ile ilgisi kalrnadığı bir evrede bu
kişisel görüşlerin şu ya da bu yolda
açıklanmasının hiçbir yankı
yaratmayacağı besbellidir. Üstelik
Yazar Ismail Nacar, Yargıtay Başkanı'nı Islam dışı tarikatçılann desteklediğini söyledi
Sami Selçuk'a tepkiler sürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yazar
İsmaii Nacar, Yargıtay Başkant Sami
Selçuk'un konuşmasına fslam dışı tarikatçı
ve irticacı çevTelerin verdigi desteğe dikkat
çekerek "Bu mannk, rasyonel dfişünceyi ve
tek Uahı esas alan Sokratös'i değü, iasan
doğasına yakışmayan çok ilahh sofistleri
çağnştınr" dedi. Adli yıl açılışında yaptığı
konuşma nedeniyle şeriatçılar ve 2.
cumhuriyetçiler tarafindan
alkışlanan Yargıtay Başkanı Selçuk, dün
Başbakan Bülent Ecevit tarafindan
kabul edildi. Selçuk'a tepkiler ise sürüyor.
Yazar Ismail Nacar, Selçuk'un önerdiği
gibi Diyanet İşleri Başkanhğı'nm
cemaatlere bırakılması durumunda,
Türkiye'de Afganistan'daki inanç
çatışmalannuı yaşanacağını vurguladı. Din
eğitiminin tarikatlara bıraküması
duşüncesine de tepki gösteren Nacar.
"Böyle bir uygulama Tfirkiye pratiğinde
vahim sonuçlar doğurur.
Böyle bir yola girilirse 2000'lerin ilk 10
yıhnda Türkiye Afganistan'a döner.
Bilindiği gibt'Müslünıanlık iddiasmda
bulunan dini gnıplar, bugün Kabü
sokaklannda Allah adına birbirkrini
keayortar" diye konuştu.
Ayn camtterde namaz
Cemaatlerin birbirterinin camilerinde
namaz bile kılmadığını vurgulayan Nacar,
Diyanet'in korunması ve Müslümanlığı
gerçek anlamda öğretmesi için
yönlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Nacar,
"Savm Yargıtay' Başkanı'nın sözfcri, Ban ve
Baülı degerler açısudan doğrudur. Ama
Islam coğrafyası, bir aydınlanma, bir
ronesans süreci yaşamadığı için henüz
taraflardan hiçbirisi bu tarz bir öneriyi ve
Bygubmayı kaJdıramaz" dedi.
Selçuk'un konusmasmın eski Yunan
felsefecilerini de gündeme getirdiğini
kaydeden Selçuk, "Başta Sayın
Seİçukun kendhi obnak üzere bu
konuşma)a dört eüe sanlan Istam dışı
tarikatçı ve irticacı çevreler bu cıkış
Sokrat la özdeşleştirmeye çahşıyorlar.
Halbuki tam tersidir.
Ükçağ rasyonalistlerinden olan Sokrates,
Arina'ıun sahte ilahlanyla alay ederek
bunlann üstünde gerçek bir ilahtan söz
ediyordu. Sofistterse onu inaaçnzhkia
suçlayarak idama mahkûm ettirdiler"
görüşünü dile getirdi. Selçuk'un,
Diyanet'in kaldınlarak din işlerinin
cemaatlere bırakılmasım istediğini
anımsatan Nacar, "Yani bu konuda
kendtterine üahbk yakıştınlan
Fethullah Efendi, Mehmet Efendi,
Mahmut Efendi, Ali Kalkancı, Müslüm
Gündüz gibüerine mahkûm edikceğiz.
Doğrusu bu mantık, rasyonel düşünceyi ve
tek ilahı esas olan SokratesM değu, insan
doğasına yakışmayan çok ilahlı sofktleri
çagnşünr" değerlendİTmesini yaptı.
Nacar, Selçuk'un konuşmasuun büyük
bölümüne teorik olarak katıldığmı. ancak
bunun Türkiye pratiğinde bir şey ifade
etmeyeceğini belirterek "Divanet'in
lafvedilip cemaatlere bırakılması önerisi
kabul edikmez" dedi.
kamusal niteliğine sahip olarak
Sami Selçuk, bunlan Türkiye
Günlüğü adlı derginin Yaz 1999
sayısında aynı ifadelerle
yayımlamıştı.
Yazının başlığı da "Laiklik ve
Demokrasi" idi.
Söz konusu derginin, "Yaz
Mektubu" başlıkh yazısında
Türkiye'de bazı kesimlerin
"muhayyel (hayali) bir irtka
tehlikesi"ni gündemde tuttuğu
belirtiliyor. Bu kişilerin de yüksek
makamlarda ve medyada
bulunduğu belirtiliyor.
Bunlar için de "güruh" ifadesi
kullamlarak aynen şöyle devam
ediliyor:
"_ Bu güruhtan başka bir tehükeyi
ciddiye alan ruh sağkğt yerinde pek
fazla kimse yoktur."
Evet, bir Yargıtay Başkanı'nın yazı
yazmak için seçtiği "medyanuı"
başyazısının üslubu budur.
(Ertuğrul Özkök, 8.9.1999 tarihli
Hürriyet gazetesi, Sh. 33). Böylece
Sami Selçuk'un "Laiknk ve
Demokrasi" başlığı altında
yayımladığı aynı görüşleri,
kamuoyunda hiçbir yankı
bulmamış, Islamı siyasallaştırmak
isteyen çevrelerden şimdiki gibi
alkış ve övgü almamıştır.
Şimdiye değin kararlılıkla
sürdürülen uygulamada, Yargıtay
başkanlannın adalet yıhm açış
konuşmalannda hep yargı
sorunlan, konuşmalannın temelini
oluşturmuş, yargıyı ilgilendiren
güncel konular da irdelenmiştir.
Oysa Sami Selçuk, bu geleneği
gözardı etmiş, yargı sorunlannı
dışlamış, konuşmasını özel bir
amaç için laiklik temeli üzerine
kurmuş, gerçek amacını gizlemek
için de yeni adli yılın açılmasında
güncelliği olmayan konulara
ilişkin açıklamalar yapmayı
yeğlemiştir. Gerçek amacı,
devletin din alanıyla ilgisini
kesmek, böylece cemaatler-
tarikatlann özgürleşmesini
sağlamaya yöneliktir. Öyle ki
Cumhuriyet yerine "tnançlar
Cumhuriyeti'' istediğini açığa
vurmada da hiçbir sakınca
görmemiştir.
Yinelenerek önemle vurgulayalım
ki Selçuk, cumhuriyetin laiklik
yorumuna ve uygulamasına ağir
eleştiriler getirmekte ve devletin
din alanından tümüyle çekilmesini
istemektedir. Burada ilginç olan,
cumhuriyetin laik anlayışmın
sorgulanmasına sahifeler ayıran
Selçuk'un devlet-din ilişkilerinin
degerlendirildiği bir metinde
şeriatçı kesimin istemleri -' s
karşısındaki suskunluğudur.
Cumhuriyet ve onun laik anlayışı
karşısında cömertçe kullanılan
eleştiri hakkı, şeriatçı kesimden
nedense esirgenmektedir. Bugün
bile güncelliğini koruyan şeriat
tehlikesini önemsemeyen Selçuk,
Türkiye'de dini siyasallaştırmak
isteyen, "cennetin anahtannı vaat
eden" siyasi çevrelerin varlığını
göz ardı etmektedir (Sedat Ergin.
Hürriyet gazetesi. Gündem.
Yargıtay Başkanı Selçuk'un
çelişkisi).
Selçuk, hiç gereği yokken,
toplumu iç savaşın eşiğine getiren,
28 Şubat Kararlan ile noktalanan,
daha iki yıl önce REFAHYOL
dönemindeki tartışmalan, Yargıtay
Başkanı olarak yeniden
başlatmakta (Muharrem Sankaya,
7.9.1999 tarihli Hürriyet gazetesi,
Sh. 32), hiç mi hiç sakınca
görmemiştir. Bu, çıkar yol değildir.
Açık yürekle belirtmek
zorundayım ki bu konuşmasıyla
Selçuk, Islamı siyasallaştırmak
isteyen çevreleri, deyim
yerindeyse yüreklendirmiş, onlann
ekmeğine yağ sürmüştür. Böyle bir
tutumun, demokrasi ile,
çoğulculukla, düşünce
özgürlüğüyle yakından uzaktan
ilgisi yoktur.
(C) ELEŞTİRİ '
Sami Selçuk'un konuşma
metninde izlediği yöntem, daha
önce birçok kişinin ortaya koyduğu
doğrulan dile getirip, bunlann
arkasında gerçek amacını
saklamaktır. Yargıtay ve
mahkemelerin güncel sorunlannı
dışlayıp sahifelerce bilinen
konularda "teorik bflgüer"
vermesi, gerçek amacmın
perdelenmesini sağlamak içindir.
O nedenledir ki doğrularla
yanlışlan bir metinde toplamıştır.
Selçuk, gerçek Atatürkçü değildir.
(Selçuk, "Atatürk'ün
mirasçKiyım" (14.9.1999 tarihli
Milliyet gazetesi) demiş; ama,
eylem ve tutumuyla "reddi miras"
yapmıştır.) Yüce Atatürk'ün "en
büyük eserimdir" diye nitelediği
laik cumhuriyeti yıkıp şeriat
devleti kurmak isteyen çevreleri
yüreklendiren Selçuk'un,
Atatürk'le ilgili açıklama r
'
yapmasında içtenlik yoktur.
SÜRECEK