Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÛL 1999 PERŞEMBE
14 l U l \ kultur@cumhuriyetcom.tr
Salvador Dali'nin 200'e yakın gravürü, kitaplan ve altın çalışmalan AKM'de sergilenecek
IstanbuTdan bir 'dâhf geçiyor
ESRA ALİÇAVÜŞOGLÜ
İstanbul sanat ortamını 17 Eylül'den
Kasım'a dek pek de alışık olmadığı tür-
den hareketli günler bekliyor. 3O'a ya-
kın ülkeden 56 sanatçıyı ağırlayacak
olan 6. üluslararası İstanbul BienaBnden
bir gün sonra açılacak diğer bir sergi sa-
nınz pek çok şehirden izleyiciyi İstan-
bul'a taşıyacak. 20. yüzyılın en önemli
sanatçılanndan bıri olan Salvador Da-
li'nin 200'e yakın gravürü, kitaplan. al-
tın çalışmalan ve tunçtan iki adet 'Ca-
ducee'si (yılan sembolü) Ataturk Kültür
Merkezi'nde sergilenecek. tki yıl önce
Ortaköy'deki Pi Art H'orks'ün açılış ser-
gisinde Dali'nin yapvtlartylatanışan iz-
leyiciler, bugüne dek istanbul'da açılan
en büyük Dali sergisiyle karşılaşacak-
lar bu kez.
Kültür Bakantağı. Darülaceze Vakfi,
İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji \e Tıp
TarirûAna Bilim DalıBaşkannğıve Prof.
Dr. Aslan Terzioğlu'nun ışbırlığı ıle İs-
tanbul'a getinlen 200'ü aşkın orijinal
Dali yapıtı, ünlü sanatçının ölümünün 10.
yılıanısına 17 Mart 1999'daBarcelona'da
açılan ve tıpla ilgili yapitlannın da ser-
gilendiği 'LesCaduceesde Salvador Da-
li' sergısinin biruzantısı. AKM'deki ser-
gi, Dali'nin yakın dostu. 20 yılı aşkın sü-
redir sanatçının editörlüğünü yapan ga-
lerici Jean Schneider'ın işbirlıği ıle ls-
tanbul'agetirildi. 18Eylül-l Kasımta-
rihleri arasında açık kalacak olan sergi-
nin 1 milyon TL'den satılacak olan bi-
letleri, Darülaceze Vakfı tarafından dep-
remzedelere bağışlanacak. Dali'nin 'Les
deuxCaducesdeDali' (Dali'nin İki Yı-
lan Sembolü) adlı yapıtı üzerine, Pilar
BaUestanın yazdığı. Prof. Dr. Aslan Ter-
zioğlu ve Dr. Sadun Kandanın Ispan-
yolca ve Türkçe olarak hazırladığı hikâ-
yesi sergide yayımlanacak ve kıtabın
geliri de depremzedelere bağışlanacak.
Yapıtiar satın ahnabilecek
Salvador Dali sergısi. Atatürk Kültür
Merkezi'nin gınş katından başlayarak
ikinci katadek uzanıyor. Bugüne dek Sal-
vador Dali'nin orijinal yapıtlanyla kar-
şılaşmamış olanlar için sergi büyük önem
taşıyor. Koleksiyonerler için ise yapıt-
lann satın alınabilir olması aynca dik-
kate değer.
Serginin ilk iki katı Dali'nin gravür-
lerine, üst kat ise kitaplar ve altın çalış-
malara aynlmış. Yapıtiar, 'düşlerin res-
saroı" olarak bilınen Dali'nin bılım ve tek-
nolojiyle ne kadar yakın ıiişkide oldu-
ğunu göstermesi bakımından da ilginç.
Sanatçının psikanaliz kuramının ba-
bası Sigmund Freud'la ilişkisi herkes
tarafından bılınse de Hipokrat'tan Lo-
uis Pasteur'a. Pierre ve Marie Curie,
Einstein ve Edison'a kadar pek çok ün-
lü bılım adamının Dali'yi ne kadar et-
kilediğı. sergide yer alan portrelerle bir
anlamda desteklenecek. Viyanalı profe-
sörün kuramlan ne kadar ilginçse, Fre-
ud'un kendisi de en az kuramı kadar il-
gi çekiciydi Dali için. Bir çok kez onu,
D.
1%7 tarihli ,22 ayar altından yaptlnuş 'tsis'.
'ali'nin
orijinal
yapıtlannın
yer alacağı
sergi
18 Eylül-
1 Kasım
tarihlerin.de
açık kalacak.
Yapıtlar,
'düşlerin
ressamı'
olarak bilinen
sanatçının
bilim ve
teknolojiyle
olan yakın
ilgisini gözler
önüne serecek. Sanatçının 1981'deyapbğı 'Fiordah II' adh çataşma.
resimlerinin konusu yapan Dali'nin, re-
sim sanatını ve tarihin ünlü isimlerini ko-
nu alan yapıtlannın yanı sıra Plcasso'dan
Rembrandt'a. Chagall'dan Mkhelan-
gelo'ya. Van Gogh'dan Leonardo da
Vind'ye kadar pek çok ünlü ressamın
'DaM'ce' yorumu da bu sergide yer alı-
yor. Dali'nin Röne-
sans'a ve sanatçılan-
na hayranlığının izdü-
şümü, sergide "usta'la-
nn portrelerinde gö-
rülebilecek. Saplantı-
lanndan biri olan
'Gergedan'. tutkuyla
bağlı olduğu'Don Ki-
şotveSancho Pancho'
ise pek çok kez karşı-
mıza çıkacak
AKM'de. Sergide gra-
vürlerin orijinal çin-
ko levhalan da sergi-
lenecek. Çinko levha-
lann adet olduğu üze-
re, sanatçının kendi-
sinden başkası tara-
findan kullanılmama-
sı için üzerinin çizi-
lerek sergilenmesi, il-
gı çekecek aynntılar-
dan.
Dali'nin 'dahice'
yorumladığı ve her bi-
rine yine kendine öz-
gü isimler verdiği çi-
çek ve meyve baskıla-
n serginin ilginç çalış-
tnalanndan. Kan do-
laşımının betimlendı-
ği 'Begorrya'. 'sahan-
da' sahansız yumurta-
ların yer aldığı 'Pa-
patya',bogagüreşiya- 1982 tarihli
pan matadorlann dolaşüğı 'Çarlafelek'
gibi çiçek serileri, Dali'nin hayal gücü-
nün inanılmazlığını bir kez daha somut-
laştıracak. Kendi isminden esinlenerek
(Dali'nin en büyük tutkulanndan biri
de adını çeşitli biçimlerde resimlerine
kaynak olarak kullanmasıydı) yapnğı
'Flordalı' serisi ise görülmeye deger.
AKM'nin ikinci katırun Taksim Mey-
danı'na bakan cam bölümüne yerleşti-
rilen New York ve San Francisco gravür-
lerinin ortasındaki İstanbul'un doğal
manzarası ise sergiye ayn bir anlam ka-
tıyor kuşkusuz.
Altın çalışmalan ise
yine Dali'nin dehası-
nı gözler önüne sere-
cek cinsten. Dünya-
daki obür yansı olarak
nitelendirdiği 'sevgi-
li' eşi Gala ve kendi
imgesinin yer aldığı,
'DaH D'or' paralann-
dan oluşturulmuş ob-
jeler serginin ilgi çe-
kici parçalarından.
ÖzellikleAndreBre-
ton'un Dali'nin para-
ya ve dolara düşkün-
lüğünü nitelemek için
adıyla oynayarak oluş-
turduğu 'Avida Doiar'
anagrammı, Gala ve
kendi imgesinin yer
aldığı para ile birleş-
tirerek bir koryeye dö-
nüştürdüğü çalışma
sanatçının kendi ken-
dini 'alaya' aldığı ya-
pıtlanndan.
20. yüzyılı kapatır-
ken bu yüzyılın başın-
da doğan ve 85 yıllık
yaşamına rekor deni-
iebilecek sayıda yapıt
sığdıran Salvador Da-
li'nin en azından gra-
vürlerini İstanbul'da
görebilmek büyük bir
'Caducee I ve H' üpla uğraşanlann ilgisini çekecek. sans... 1904'te Ispan-
ya'nın Katalan bölgesinde yer alan Fi-
gueras'da doğan Dali'nin, yaşamı bo-
yunca büyük bir ayncalık olarak gördü-
ğü 'Katalan' kökleri, onun sanatının
vazgeçilmez kaynağı oldu. Altı yaşında
ahçı, yedisinde Napohon olmak için ça-
lışan, tutkulan yaşamı boyunca sabit bir
biçimde artan Dali, sonunda kendi ol-
mayı seçti. Ancak popülerliği; herkes
gibi paraya düşkünlüğü, ünü ve göste-
rişi sevmesi, teşhirciliği, bugün bile ya-
pıtlannın önüne geçiyor, hak etmediği
eleştiriler almasına neden oluyor sanat-
çının. Aykın kişiliği ve söylemleriyle
birçok eleştirmenin oklanna hedef olan
Dali'yi anlamak için önyargılardan kur-
tulmak gerekiyor kuşkusuz. Kusursuz-
luğun ardında bir ressam; yazar, sena-
rist, kuyumcu gibi sıfatlan adının önü-
ne eklemeyi başaran Dali'nin gerceküs-
tücü dünyasını anlamak bu sergiyle da-
ha da kolaylaşacak. Dali resimlerini 20.
yüzyılın olağandışı dünyası, gündelik
yasamın sıradan nesneleri; telefonlar,
saatler, yumurtalar ve gardroplarla be-
timledi, sıradan gerçekçiliği sanahmn
içine soktu. Görünmeyeni görselleştir-
mede gerçekten ustaydı. Görüneni de
ancak onun gibi bir deha bu kadar fark-
lı görünür kılabilirdi. Her ne kadar aka-
demik birressam, keşiften ve yaraücı ruh-
tan yoksun olduğu için eleştirilse de duş-
ler belki de ancak onun tekniği ve de-
hasıyla bu kadar gerçek olabilirdi.
Resim sanatımn kurtancısı
Tam bir gerçeküstücüydü, hem de
gruptan atılmasına neden olacak kadar.
Gerçeküstücü akım onun sayesinde ye-
ni bir ivme kazandı. Akım, 'Eleştirid
panuıoya' yöntemiyle köklerini yenile-
di. Resimlerinde Hitlere sempati duydu-
ğu, Lenin'i ve devrimci düşünceyi ayak-
lar altına aldığı iddia ediliyordu Gerçe-
küstücüler tarafından. Dali, akımın ön-
de gelen isimlerinin keskin eleştiri ok-
lannı hiç bir zaman umursamadı, resim-
lerini bildiği, hissettiği gibi yapmaktan
alıkoymadı kendisini. Onun resimleri
20. yüzyıl insanının korkulannı, istek-
lerini, çaresizliklerini dile getirir. Dali.
kendi deyimıyle soyut 'karmaşacalık-
tan' hep uzak durmuş, geleneğin biçim
diliyle yürümeyi tercih etmişti.
"Önce Gala ve ben. Sonra ben. Sonra
diğerleri, Gala ve ben" diyebilecek ka-
dar kendine ve eşine âşıktı Dali. Resim
sanatının kurtancısı olarak kendini gö-
rüyordu. Soyut sanat, Dadaızm ve bü-
tün diğer akımlann elinde yok olacağı-
nı düşündüğü resim sanatını kurtarmak
alnmda yazılıydı. Zaten kendisine Sal-
vador (kurtancı) adının verilmesi rast-
lanrı değildi ona göre. Dini ve Politik gö-
rüşünün yaşamı boyunca gösterdiği tu-
tarsızlık onun anlaşılmasını daha da zor-
laştırdı.
Yaraücılığı. dehası, saplantılan ve fan-
tezileriyle bu kez lstanbul'dan geçiyor
Dali. Umanz gelecek yıllarda ünlü sa-
natçının yağlıboya tablolannı da göre-
biliriz ülkemizde.
Joseph Kosuth, sanatın uğraş alanının renk veform değil, anlam olduğunu savunuyor
6
Sanat politik bir tavırdır
9
İLK SERGİNtN tSMİ: A\AKKABI DÜKKÂM
Apartmanprojesi
Kültür Servisi - Selda AsaL Tü-
nel'de alternatif bir sergi mekânı-
nı "Apartman Projesi" adı altında
açıyor. Mekân, Şeyh Bender So-
kağı 4 No'lu apartmanın giriş ka-
tındaki 30 metrekarelik tek bir oda-
dan oluşuyor.
Izleyiciîer, 16 Eylül - 30 Ekim
arasında düzenlenen sergiyi. mekâ-
nın penceresinde izleyebilecekler.
Bu mekâna göre proje oluşturacak
olan sanatçılar bir yönetmelik çer-
çevesinde sergilerini açabilecek-
ler. Sanatçılar arası bir dayanışma
gereksinimini karşılayacağı düşü-
nülen mekânın ilk sergisi, bu pro-
jenin birincisi olduğu için "ayağı
uğurlu gebnek" deyiminden yola çı-
kılarak "Ayakkabı Dükkânı" adıy-
la açılıyor. Selda Asal sanatçılan ve
bu ortama katkısı olan kişileri. üret-
tiklen ya da yeniden tasarladıkla-
n ayakkabılan mekânın vitrininde
sergilenmeye çağınrken. sanat or-
tammdaki altyapı olumsuzluklan-
na, bu projeyle küçük de olsa bir
iyileştirme getireceğini umut edi-
yor.
Projeye katılanlar şunlar Uli Aig-
ner, Erdağ Aksel, Tunç Aliçam.
Hüseyin Alptekin. Halil Ahındere.
Selda Asal, Fatih Aydoğdu, Yıl-
maz Aysan. Selim Birsel. Thomas
Busch. Ela Cindoruk. Elif Çelebi.
SmedarDreyfiıss, Haldun Dostoğ-
lu, AyşeErkmen. Inci Eviner, Gen-
co Gülan. MehmetGün, Christian
Hutzinger, Şirin tskit, Gülsün Ka-
ramustafa, V'asıf Kortun, Joseph
Kosuth, Dieter Kleinpeter, Julia
Lohmann, Beral Madra. Werner
Mally, Butsch Morris. Murat Mo-
rova, LotharPeter. Katharina Phil-
gen, Levla Sakpınar, Zineb Sedi-
ra, Sermin Sherrilf, Hale Tenger,
Canan Tolon ve Müge Uluğ.
Kültür Servisi - Kavramsal sa-
natın önde gelen temsilcilerinden,
ünlü ABD'li sanatçı Joseph Ko-
suth, 'Konuklar ve Yabancdar'
(RossiniTürkiv«'de)başlıklı sergi-
sini Borusan Sanat Galerisi'nde
açtı. Sergi 28 Ekim'e kadar izle-
nebilecek.
Kosuth. ünlü İtah/an besteci Rns-
«a'nin ltaKa'daBirTûrk' adlı lib-
rettosundan esinlenerek gerçekleş-
tirdiği sergide, siyah paneller üze-
rine yerieştirdiği metinlerle konuk
ve yabancı kavramlannı sorgulu-
yor. Sergideki tüm metinler Oruç
Aruoba tarafindan Türkçeye çev-
rilmiş. Panellenn en altında gün-
lük yaşamı anlatan metinler, yuka-
nda \Valter Benjamin, W ittgens-
tein, Borges, Mary Douglas'ın
rnetinleri ve Rossi'nin 'ttah/a'da
Bir Türk' adh librettosundan par-
çalar. en üstte de yaşamının bir
bölümünüTürkiye'de geçirmiş ya-
bancı sanatçılar ile yurtdışında ya-
şamak zorunda kalmış Türk sa-
natçılann isimleri yer alıyor. An-
cak yerleştirmenm anahtar sesle-
rini Rossini ve Benjamin'den yapılan alın-
tılar oluşturuyor. Buna benzer bir yerleş-
tirmeyı kısa bir süre önce Frankfiûi;, Os-
lo ve Dublin'de yapan Kosuth'un Frank-
furt'taki sergisi Goethe'nin doğumunun
iki yüz ellinci yıldönümü nedeniyle Go-
ethe'nin İtalya seyahatinden esinlenerek
oluşturulmuş tu.
Saraybosna'da çağdaş mûze
1960'larda 'dffl' temelınde ürettiği ya-
pıtlaria dikkat çeken Kosuth. yapıtlannda
dil ve sanat ilişkisini irdeliyor. Renk ve mal-
zemeye odaklanan yaklaşıma bağlı kalmak
yerine düşünceyi vurgulayan üretimler ya-
pıyor. Düşünceyi iletişimin kanalına dök-
mekte araç olarak kullanılan dil, Kosuth'un
en önemli malzemesi. Gittiği ülkede hem
birkonuk hem debir yabancı olduğunu söy-
leyen Kosuth, sergisinde o ülkenin dilıni
kullanıyor. îstanbul'daki sergisiyle birlik-
te Türkçenin sınırlanna ilk kez giren Ko-
suth, sergilerindeki işlerin bütününün, tek
• 'Konuklar ve Yabancılar'(Rossini Türkiye'de) başlıklı
enstalasyonu, Rossini'nin 'îtalya'da Bir Türk' adlı
librettosundan esinlenerek gerçekleştiren Joseph Kosuth, çeşitli
metinlerle konuk ve yabancı kavramlannı sorguluyor.
tek dilleri aşan 'daha büyük bir dil' yarat-
tığını söylüyor. "Sanatçının başbca uğraş
alanıformverenküişkisi değü,anlamdır"
dıyor Kosuth. "Sanaü bir renkveform so-
runu olarak görmek. onu bir dekorasyon
malzemesi halinegetirmektir.Pazariçinsa-
nat yapan kişi. sanat uğraşısının getirdiği
pothik sonımluiuğu göz ardı etmiş ohır.
Oysa sanat, politik bir tavırdııf Yapıtın
anlamının oluşturulmasında izleyicinin de
büyük katkısı olduğunu düşünüyor sanat-
çı. Bu nedenle de izleyicinin anlam üze-
rine düşünmeye teşvik edilmesi gerekti-
ğine ınanıyor: "Banagöreizteyici vapıtı ta-
mamlar. Böylece iztevici, sanat v-apttını ta-
rihten bir parca v^a da valnızca göze hitap
eden bir eğlence olarak yaşamaz, sanatçı-
nın yaraba kavramsallaşnnna süredyle
bağlant kurarf
Kısa bir süre önce ülkemizin Marmara
Bölgesi'nde yaşanan deprem felaketi ne-
deniyle, tstanbul'da sergi açıp açmamak
konusunda büyük tereddüte düstüğünü
söyleyen Kosuth, sanatsal etkinliklerin
iyileşme dönemine büyük katkısı olaca-
ğını düşünerek sergiyi açma karannı ver-
diğini belirtiyor: "Bosnasavaşunnensıcak
olduğu dönerode bir arkadaşımla büükte
gerçeklestirdiğuniz sergiyi Saravbosna'ya
götürmemiz Jcin istek gehnisti. İlaç v« gı-
da yardımlan için kullandıklan uçaklaru
işlerimizi Sarav bosna'vaulaştırmarrm için
bize tahsis edebfleceklerini söyiediler. Üaç
ve gıdayı nasıl olsa bir şekilde buluruz, bi-
zim böyle biretkinliğe gereksinroemiz var.
dediler. Ancak şartiar elvennediğinden
gkiemedik."
Kosuth, bu yaz Saraybosna'da bir çağ-
daş sanat müzesinin kurulması için dün-
yanın önemlı çağdaş sanatçüannın mü-
zeyebağıştabulunduklannı söylüyor. Sa-
vaşın gölgesinin çekilmediği bir ülkede
böylesine biraulım yaşanırken, AB'nin ka-
pılannı zorlayan Türkiye'de hâlâ bir çağ-
daş sanat müzesinin olmadığına da işaret
edıyor.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Bienal ve Dayanışma
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, bu yıl '6. Ulusla-
raras/ İstanbul S/ena/ı'ni gerçekleştiriyor. (Binbirgüç-
lükledeolsa...)
Devletimiz, gelmiş geçmiş hükümetJerimiz bu tür
etkinliklere ne yazık ki para vermezler; olanak ya-
ratmazlar.
Şimdi deprem felaketinin ardından, hiç para ver-
mez, hiç olanak yaratmazlar.
Belleğim beni yanıltmıyorsa, Ahmet Cemal yaz-
mıştı:
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında, Vı-
yana'da, belediye ilk iş olarak Opera Binası'nı in-
şa etmiş!
Aslında bu örnek, Avrupalılan niye sevmediği-
mizin açık bir göstergesi gibi geliyor bana!
• • •
ist^bulKüttürveSar^Vakfı'nınyöneticileri.ulus-
ça içine düştüğümüz duyguda bienali gerçekleş-
tirme karannı -ki son derece doğru bir karar- al-
dıklannda, karştlarına çıkan mali sorunu da ulus-
lararası dayanışmayla aşıyorlar.
Batı'daki, Avrupa'daki, Amerika Birleşik Devlet-
leri'ndeki birçok sanat ve kültür kurumu parasal
yardımda bulunuyor ve biz de istanbullular olarak
bienali izleme şansını yakalıyoruz.
Bu, öncelikle Batılının sanatsal ve hümanist da-
yanışmasını sergilerken, öte yandan da İstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfı'nın saygınlığını ve kalitesini de
sergilemektedir -bizim zaten bundan hiç kuşku-
muz yoktu.
Bienalde çarpıcı bir etkinlik de içlerinde dünya-
ca ünlü sanatçılann eserlerinin yer aldığı bir 'mü-
zayede'.
Bu müzayededen elde edilecek gelir, olduğu gi-
bi depremzedelere verılecek bir fonda toplana-
cak. Aynca, bienal etkinliklerinin bilet geliıieri de
bu fonda toplanacak.
Bu bienal kendi içeriğinin, kendi kavram alanı-
nın dışında da çok önemli bir niteliğe bürünüyor.
•••
Küratöriüğünü Paolo Colombo'nun yaptığı ve
otuzun üzerinde ülkeden elli altı sanatçının katıl-
dığı bu yılki bienalin başlığı, 'Tutku ve Dalga'.
Başlık iki komşu ülkenin, tarihsel bağları olan iki
ülkenin duygu ortaklığının da altını çiziyor bir ba-
kıma.
Basın dosyasından özetleyerek yol alırsak:
Türkçedeki 'dalga' sözcüğü Yunancada 'tutku'
(dalgas) anlamına geliyor. 1892'de Arnavutkö-
yü'nde doğan Antonis Dhiamantidhis de sahne
adı olarak 'Dalgas'\ kullanıyormuş.
Çünkü ona göre, başka hiçbır sözcük onun mü-
ziğini ve ilham kaynağı olan Istanbul'u yansıta-
mazmış.
Antonis Dhiamantidhis, Istanbul'da yüzyılın ilk
yansında Hafız Burhan ile birlikte en büyük ses-
lerden kabul edılirmiş.
'Tutku ve Dalga' duygusal bir durumu çağrıştır-
makla beraber, bu şehri hem bölen hem birleşti-
ren denizi de vurguluyor.
Böylece bu başlık aynı zamanda bireysel tarih-
lere de anlamlı Jpir gönderme yapıyor.
Bu yılki bienalin, kendi sanatsal niteliğinin öte-
sinde de büyük bir önemi var.
Istanbullu sanatseverler üç mekânda (Dolmabah-
çe Kültür Merkezi, Aya Irini Müzesi, Yerebatan Sar-
nıcı) sergilenecek olan bienali izlemeli ve izletme-
liler.
Bienale ve dayanışmaya...
Neyzen Tevfik ŞenKkleri
iptal edrtdi
• SAMSUN (AA) - Samsun'un Bafra ilçesine bağlı
Kolay beldesinde bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan
Neyzen Tevfik Şenlikleri, 17 Ağustos tarihinde
Marmara Bölgesi'nde meydana gelen deprem
nedeniyle iptal edildi. Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle
ünlü hiciv ustası Neyzen Tevfik'in anısına eylül
sonunda yapılacak şenlikler kapsamında Suna Kan'ın,
Bilkent Universitesi Senfoni Orkestrası eşliğinde
Derbent Baraj Gölü üzerine kurulacak platformda
vereceği resitalin yanı sıra Devlet Opera ve Balesı de
gösteriler sunacaktı.
Tıp, eczacılık, bilim, teknoloji
sempozyumu yarın
• Kültür Servisi - Kültür Bakanı Istemihan Talay'm
himayesinde, Osmanlı devletinin 700. yıldönümü ve
Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane'nin kuruluşunun
160. yıldönümü anısına düzenlenen 'I. Uluslararası
Avrupa'da Tıp, Eczacılık. Bilim ve Teknoloji Tarihi
Müzeleri Sempozyumu' cuma günü İstanbul
Universitesi Tıp Fakültesi 1933 Üniversite Reformu
Amfisi'nde gerçekleştirilecek. tÜ Tıp Fakültesi
Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabüim Dah ile Avrupa
Tıp ve Eczacılık Tarihi Müzeleri işbirliğiyle
hazırlanan ve cuma günü saat 09.00'da başlayacak
olan sempozyumun açılış konuşması Kültür Bakanı,
üniversite rektörü ve fakülte dekanı tarafindan
gerçekleştirilecek. Sempozyumda bilimsel oturumlara
Prof. Dr. Yakut Irmak Ozden, Prof. Dipl. Ing. R.
VVischer, Prof. Dr. Christa Habrich, Prof. Dr. Arslan
Terzioğlu, Prof. Dr. J. H. VVolf, Prof. Dr. Turhan
Baytop, Dr. Giorgio du Ban, Doç. Dr. K. Sabhk,
ûmer Kaymakçalan, Dr. Ersin Anoğlu, Dr. M. A.
Rauschmann, Prof. Dr. Afıfe Mat ve Doç. Dr. Adnan
Ataç katılacaklar. Sempozyum çerçevesinde
düzenlenen ve gelirleri depremzedelere bağışlanacak
olan 'Salvador Dali Sergisi'de 18 Eylül-1 Kasım
tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi'nde ziyarete
açık kalacak.
Egoisttn solisti Meltem Taşkıran
Mısır'da dünya üçüncüsü oldu
• Kühür Servisi - Egoist grubunun solisti Meltem
Taşkıran, 20-29 Ağustos tarihlerinde Mısır'ın Kahire
kentinde düzenlenen 5. Uluslararası Kahire Şarkı
Yanşması'nda Türkiye adına dünya üçüncülüğünü
kazandı. Meltem Taşkıran'ın, bestesi Mine Mucur ve
düzenlemesi Eser Taşkıran tarafından yapılan
'istanbul is My Destiny' adlı şarkıyla üçüncü
seçildiği yanşmada Yunanistan'dan Bessy Argiraky
birinci, Mısır'dan Amro Hasan ise ikinci oldu.
trlanda, Fransa, Jamaika, Mısır, İtalya, Portekiz,
Yunanistan, Isveç, Malta ve Danimarka'dan toplam 34
sanatçının katıldığı yanşmada önemli bir derece alan
Taşkıran ve besteci Mucur, şarkılannı depremde
yaşammı yitirenlere adadıklannı açıkladılar ve
depremin ardından Türkiye'ye yaptıklan
yardımlardan ötürü Mısır hükümetine şükranlannı
sundular. Sanatçılanmız. Mısrr Kültür Bakanı Dr.
Mamdouh El-Bellagui tarafından kutlandı.