Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordinatörü. Hikmet
Çetinka_va# Yazıişlen Müdürü İbrahim
Yıldu 0 Sonımlu Müdür- Fikret llkiz
• Haber Merkezı Müdürü. Hakan
Kara • Görsel Yonetmen- Fikret Eser
Istihbarat Cengiz Yıidırım # Ekonomı: Özlem
Yözak 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgı-Belge:
Edib« Bıığra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya.
Şükran Soner, tbrahbn Yıldız,
Orhan Bursaiı, Mustafa Balbav,
Hakan Kara.
AnkaraTemsilcısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No. 125, Kat:4, BakanlıkJar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks:4195O270IzmirTemsilcisı:SerdarKızık,
H.ZiyaBlv 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks 4419117
0 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğhı. tnönü Cd 119
S. Noi Kafl.Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mudurü. Üstâo AkmeD #
Koordmalör Ahme» Koruhan • Mufaa-
sefae Bûlent Yener«Jdare Hüseyin
Cürer • Bılgı-lşlem. N'afl İMI • Bılgı-
sayar Sıstem. Mfirövet ÇBer • Saü$
FızflttKuza
MEDVA C: • Yönetım Kuıulu
Bajkanı - Genel Müdür Gülbla
Erduran # Koordınatör Reka
Iptman • Genel MüdürYarduncısı:
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-513846fr61,Faks:51384O
^ ayımla>an ve Basan: Yçnı Gün Haber Aıansı. Basın \e Yaymcılık A Ş
Turkocağı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Istânbül PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat)
Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 1 EYLÜL 1999 Imsak:4.51 Güneş: 6.23 ÖğJe: 13.12 Ikindi: 16.50 Ak$am: 16.46 Yatsı: 21.12
Alman
güzellepden
destek
• Haber Merkea-1999
Almanya güzelleri. deprem
sonrası Türk turizmınin kötü
etkilenmesıni önlemek
amacı> la Türkiye"ye
geldi.
Ajansının para yardımı
vaptığını da belirten Alman
güzeli Britten
Sonnenschein. depremden
korkanlan çekmek için
tatilinı Türkıye'de
geçirecef ını açıldadı.
Okuflar
öğretmensiz
açılacak
• ANKARA (ANKA)-
Öğretmen atamalannın
De\ let Memurluğu Sınavı
kapsamına alınması
nedenıv le öğretmen
atamalannda yaşanan
zaman ka>bı. bırçok okulun
yeni öğretim dönemine
öğretmensiz basjamasuıa
yol açacak. Mılli Eğitim
Bakanlıgı'nca 40 branşta 30
bin öğretmen alımı için
başvuru süresi dün dolarken
atamalar 13 Eylül'e
yetişmevecek. Başvurulann
30 binın üzerine çıkması
durumunda. başvuru fazlası
olan branşlarda. yanşma
sınavı gündeme gelebilecek.
Deprem bölgesindeki
öğretmen adaylan ise 3
EylüTe kadar başvuruda
bulunabilecek. Atama
ışlemlerinin en erken
eyüilün son haftası
yapılabilecegı bildinlırken
ögretmenlenn göreve
başlaması da 15 Ekım'e
kadar uzayabilecek.
Deprem
çocuklarına
onJük
• Haber Merkezi - Istanbul
Ünıversitesı Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama
Merkezi. deprem bölgesinde
öğrenıme başlayacak olan
öğrencilere ulaştırılmak
ûzere okul önlükleri
hazırlıyor. Merkezin içinde
yer alan atelyede dikilmeye
başlanan önlûkler Kadın
Araştırmalan Derneği
tarafindan paketlenerek
deprem bölgesine
ulaştırılacak. Aynca her
pakete önlüğün yanından
öğrencinin bazı
gereksinmelerini
karşılayacak gereçler de
konulacak. Deprem bölgesi
çocuklarına birer "eğitim
paketi' ile ulaşarak yardım
etmek veya her türlü katkıda
bulunmak isteyenlerin 0212
5119826.0212 5140323.
0216 3952006 0216
3553178 nolu telefonlara
başvurabilecekleri belirtildi.
Balinalarm yakm
akrabası
• WASHLNGTON(AA)-
Japon bilim adamlan.
geliştirdıkleri yeni genetik
araştırmaya dayanarak
balinanın yaşayan en yakın
akrabasının su aygın
olabileceğini öne sürdü.
Tokyo Teknoloji
Enstitüsü'nden bir grup
bılim adamı, milyonlarca yıl
öncesinden günümüze DNA
zincirlerini izleyerek
hayvanlann genetik tarihine
bakmak için yeni bir teknik
geliştirdi ve bu yeni teknikle
balinalar ile su aygırlannın
genetik yapısının birbirine
çok benzediğini buldular.
El cerrahisi
kongresi
• ANKARA (ANKA)-
Dünya EI Cerrahisi
Kongresi 2001 yılında
Türkiye'de
gerçekleştirilecek. Prof. Dr.
Rıdvan Ege, 1-5 Eylül
günlerinde Boston'da
gerçekleştirilecek Amerika
El Cerrahisi Kongresi ve
Dünya EI Cerrahisi
Dernekleri Federasyonu
Genel Kurulu'na katılacak.
TTB Başkanı Füsun Sayek, Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir doğal afet birimi oluşturulmasını istedi
Sagkk sistemi depreme yenfldi• Türk Tabipler Birliği Başkanı Füsun Sayek, Türkiye'de
sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğunu ve doğal afetlerle
ilgili gerekli önlemlerin ahnmadığını söyledi. Depremde 25
doktorun yaşamını yitirdiğini açıklayan Sayek, deprem
bölgesindeki sağlık kuruluşlannın hızla artan nüfusa hizmet
veremez hale geldiğini vurguladı.
İSTANBUL (ANKA) - Türk Tabipler
Birligi (TTB) Başkaru Füstın Sayek
depremde 25 doktorun, çok sayıda
hemşire ve teknisyenin ya$amıru
yitirdiğini bildirdi. Tûrkiye'de sağlık
hizmetlerinin yetersiz olduğunu
kaydeden Sayek, doğal afetler
sonrasmda hemen harekete
geçilmesi amacıyla Sağlık
Bakanlığı'nın özel bir birim
oluşturması gerektiğini söyledi.
TTB Başkanı Fûsun Sayek, deprem
bölgesinde, illerde, ilçelerde sağlık
ocağı, hastane sayısınm az olduğunu
belirterek her yıl Türkiye nüfusunun
arttığını, ancak sağhk hizmetlerinde
bir gelişmenin yaşanmadığını
kaydetti. Sağlık sornnlannı
çözebilecek, izleyecek kamu
hastanelerinin yapılmamasından
şikâyetçi olan Füsun Sayek, bir
hemşirenin, doktorun bir hafta
içinde yalnızca bir gün nöbet
tutması gerektiğini, sağlık
çalışanlannın sayısının yetersiz
olduğunu, doktor dağıtımının
ihtiyaca göre yapılmadığını bildirdi.
Sayek "Deprem yaşadık. Türkiye'de
depreme haariık konusunda büyûk
sorun var. Erancan, Adana, Dinar
depreminden sonra bu konuya
eğüinilmesi gerektiğini, bu alanda bir
kurumu oluşturulmasının önemine
dikkat çektik. TTB olarak sel
feiaketierinde, deprem sonrasında
Deprem sonrası, sağhk çalışanlan ve gönüllüler yarahlaria hastalan tedavi etmek ve olası bir salgını önlemek için yo-
ğun çaba harcadı. Ancak deprem, sağhk alanında da doğal afetlere hazırukh olmadığımız] gösterdi. (REUTERS)
'Atatürk Barış Ödülii depremde yardım eden ulkelere verilsin'
Bugün Dünya Barış CünüANKARA/ÎSTANBUL
(Cumhuriyet)-1 Eylül Dün-
ya Banş Günü, parti ve de-
mokratik kitle örgütlerince
kutlanacak. CHP Ankara II
Gençlik Kolu, bugün saat
11.OO'de Kazılay'da bildıri ve
siyah kurdeleli karanfil da-
ğıtacak. lnsan Haklan Der-
neği'nin (tHD) Yüksel Cad-
desı'nde yapacağı basın açık-
lamasına, Emeğin Partisi
(EMEP) Ankara II Örgütü
de katılacak.
Çağdaş Hukukçular Der-
neği Genel Başkanı AB Er-
sin Gür, tüm insanlann dün-
ya banşı için ellerinden ge-
leni yapması gerektiğini be-
lirtti. Yeryüzünde hiçbir şe-
yin banştan, dostluktan, kar-
deşlikten ve insan onunuıa
yakışır bir yaşamdan daha
üstün olamayacağını söyle-
yen Gür. bu değerlerin in-
sanlık tarihi kadar eski ve bir
o kadar da yapılan miicade-
leler sonucu oluşturulan de-
ğerlerolduğunu vurguladı.
CHP Ankara ll Başkanı
LeventGök, hükümetin top-
lumsal banşı engelleyecek
tüm yasalan büyük bir vur-
dumdu>TOazlıkla Meclis'ten geçirdi-
ğini belirtti. Gök, "Sermaveıünçıkar-
lan ve özlemleri Susurluk cetelerinin
gücü ne jazık kihalkarağmengafipgel-
meyi becerebilmiştir
r
dedı.
Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa
GazakL depremin ilişkilerin bozuk ol-
duğu ülkeler hakkındaki düşünceleri
degıştirdiğine ışaret ederek. heryıl ve-
rilen Atatürk Banş ÖdühVnün türki-
ye'ye yarduna koşan ulkelere verile-
bilmesi önerisınde bulundu.
EMEP'ten yapılan açıklamada. dep-
remden sonra yabancı ülkelerin Tür-
kiye'ye yarduna koşmasının dünya
halkJannın birbirlerine düşmanhğı ol-
madığını ortaya koyduğu vurgulandı.
Dünya halklannı birbirine kışkırtanla-
nn ülkeleri yönetenler, dünyaya hâ-
kim olmak isteyen büyük sermaye ve
birkaç savaş ağababası olduğu sav
r
unu-
lan açıklamada, "Türki>-e"deki felake-
te yardım için koşan dünya
halkJan, gerçek dünya ban-
şının ancak bir avuc sömü-
rücüye, zalime rağmen ken-
dileri tarafindan sağlanabi-
leceğini kanıüamışlaniır'" de-
nildi.
Açıklamada, Kürt sorunu-
nun adil, onurlu ve demokra-
tik birbanşı beklediği kayde-
dildi.
Demokrasi ve Banş Parti-
si (DBP), Türkiye'yi yöneten-
lerin tüm toplumsal sorunla-
n yasak ve şıddetle çözmek
istediklerini belirterek, Dün-
ya Banş Günü'nde. demok-
rasi. banş ve özgürlük yan-
Iısı olan tüm insanları bu
"çağdışı gjdişe" engel olma-
ya çağırdı.
tnsan Haklan Derneği
(IHD) Istanbul Şubesi, Dün-
ya Banş Günü nedeniyle Or-
taköy "de bir basın açıklama-
sı yapacak. İHD kurucula-
nndan Didar Şensoy'un da
ölüm yıldönümünde Feri-
köy'deki mezan başında anı-
lacağı bildirildi.
Kamu Emekçileri Sendika-
sı Konfederasyonu (KESK)
Merkez Yürütme Kurulu'nca
Dünya Banş Günü'yie ilgili olarak ya-
pılan yazılı açıklamada, savaşm insa-
ni değerlerin en büyük düşmanın sa-
vaj olduğu kaydedildi. Açıklamada,
"Ulkemiz doğal afetin ötesinde yıkım
varatan si>asi biriktidaria karşdaşıyor.
Bu acılı günlerde bile farklı din ve mil-
letkrden olanlan 'dışiayan', kendi ır-
kı ve dini dışında olanİara korku ve
kuşkuyla yaklaşanlar banş niyetini ta-
şınar mı?" denıldi.
1998 harcamaları 745 milyar dolar, Türkiye dünya 3'uncüsü
Silahlanma çıigınlığı durmuyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -1
Eylül Dünya Banş Günü kutlamrken
başta ABD olmak üzere sanayileşmiş
ülkeier silahlanma çılgınlığını sürdü-
rüyorlar. Dünyada 1998 yılında 745
milyar dolarlık silah harcaması ger-
çekleşirken "küresel banş'' söylemini
dilinden düşürmeyen ABD, dünya si-
lah üretiminin yansını gerçekleştirip bir
numaralı silah satıcısı oldu. ABD'nin
banştumak için çabaladıgı Türkiye ve
Yunanistan, Washington yönetiminin
en büyük silah alıcılan olarak ilk 6'ya
girdiler.
Stockholm Uluslararası Banş Ens-
titüsü'nün (SIPRI) 1999 Yıllığı'nda
dünyadakı silahlanmayla ilgili şu bil-
gilereyerverildi:
-Dünya silah üretimi yaklaşıkon ka-
dar geiişmiş ülkede yoğunlaşnuş buJu-
nuyor.Aralannda Fransa,Ingi/tere, Al-
manya gjbi geUşmiş kapitaüst de\ letie-
rin de bulunduğu on ülke dünya silah
üretiminin yüzde 90*ını gerçekieştirir-
ken ABD'nin bunlann içindeki oranı
yüzde 50'>i aşıyor.
- Dünya silah harcamalan Soğuk Sa-
vaş'ın son buhnası ile azalma eğilimi-
ne girmişken bölgesel çanşmalann art-
masıyla 1997 yılında tekrar yükseldi.
- Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile iki
süpergüç, ABD« Rus>a'nın silah har-
camalannda azalmaokia ABD. 1998'de
silah harcamalannı >üzde 3^ azamr-
ken Rusya'da bu oran viizde 55 kadar
düştü
-1998 yılında meydana gelen 27 bü-
yük çatışmanın, yalnızca iki tanesi dev-
letler arasında gerçekleşirken diğerle-
ri devletlerin kendi topraklan içerisin-
de farklı etnik grupiar arasında oldu.
1998'de 6 bölgede çatışmalar bir ön-
ceki yıla göre daha da şiddetlendi.
- 1998'de dünya silah harcamalan
745 milyar dolar oldu. Her bir dünya
yurttaşısilahaiunıiçiııortalaına 125 do-
lar ödedi.
- ABD, 1994-1998 döneminde 55
milyar dolarlık silah ihraç etti. Türki-
ye 6 milyar 615 milyon dolarla dünya-
nm en çok silah alan 3., Yunanistan ise
4 milyar 754 milyon dolarla en çok si-
lah alan 6. ülkesi oldu.
-Zengin \eralti rezenlerinin bulun-
duğu Hazar Bölgesi hızla silahlanıyor.
Aralannda ABD, Türkiye ve Rusya gi-
bi bölgesel güçlerin de devreye girdiği
petroiboru haüaruun güzergâhlan üze-
rindeki silahlanma.ikriki > ıBardaönem-
liçanşma risldni deheraberinde getiriyor.
Sağlık Bakanlığı'na sadece
valvarnıadığunız kaldı" diye
konuştu. Sayek, Sağlık
Bakanlığı'nın doğal afetler
sonrasında anında müdahale
edilmesini sağlayacak bir birim
kurmasının önemine dikket çekti.
Devlet olmadan sıvil kuruluşlann
yeterli olamayacağına dikkat çeken
Füsun Sayek, sivil kuruluşlann
yapacağı çalışmalarda mutlaka
devletin olması gerektiğini söyledi.
'Olağanüstü koşullar'
TTB'nin 1991 Körfez Krizi'nden bu
yana "Olağanüstü KoşuDarda Sağlık
HizmetierT adı altında proje
oluşturduğunu, burada görevli sağlık
personelini Avrupa Birliği'nin
katkılanyla eğittiklerini
vurguladı.
'Kamusuz olmaz'
TTB Başkanı Füsun Sayek, verilen
eğitim sonrasında doğal afetlere
karşı deneyimli bir grup
oluşturduklannı. aynntılı planlar
yaptıklannı, ancak tek başına bu
çalışmamn bir şey ifade etmediğini
belirtti. Sağlık hizmetlerinin
Türkiye'de çok yıpratıldığına dikkat
çeken Füsun Sayek, kamu hizmeti
olmadan sağlık hizmetlerinin
yürütülemeyeceğıni, sağlık alanında
acilen toparlanmaya ihtiyaç
olduğunu ifade etti.
Sayek, ilk beliriemelere göre 25
doktorun deprem nedeniyle
yaşamını yitirdiğini bildirerek
doktorlann yanı sıra çok sayıda
hemşire ve teknisyenin de depremde
öldüğünü kaydetti.
Sayek, aynı depremi yaşayan, aynı
şoİca giren doktorlann
deprem sonrası hizmet vermek
zorunda kaldığını, doktorlann da
moral çöküntüsü içinde olduğunu
söyledi. Sayek, yaptıklan hizmetin
taktirinin depremi yaşayan doktor ve
diğer sağlık personelinin tek moral
kaynağı olduğunu ifade etti.
DEPREM, DOKTORLARLA VALİYİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİ
TTB'den
i
hmn
f
suçlamasına tepfd
ALİAYAROĞLU
ZONGULDAK - Deprem felake-
tinden hemen sonra bölgeye giden an-
cak Adapazan Deviet Hastanesi'nde-
ki yetkililerin teknik donanım yoklu-
ğunu gerekçe göstererek geri gönder-
diği Zonguldak SSK Bölge Hastane-
si 'nde görevli üç doktora, Zonguldak
Valisi Ismet Metin tarafindan yönel-
tilen suçlamalar tepkilere neden oldu.
Zonguldak Valisi Ismet Metin, he-
kimlerin deprem bölgesini izinsizterk
ettiklerini ileri sürerek doktorlan 'cep-
bedenkaçanasker' olmakla suçlamış,
haklannda vatan hainliği anlamına
gelen sıfatlar kullanmıştı. Bu geliş-
me üzerine ortak bir açıklama yapan
Zonguldak Tabip Odası, Zonguldak
Dişhekimleri Odası, iddialann ve it-
hamlann çok ağır olduğunu belirterek
suçlamalara şu yanıtı verdiler. "17
Ağustos 1999 Salı günü ülkenûzi yasa
boğan deprem felaketinde Sakary a Ui-
ne Kütahya'dan sonra varan ikinci
ekip, Zonguldak Sağlık ekibidir. Zon-
guldak \ alisi ise Türk Tabipler Büü-
ği'nin deprem bölgesine gidecek gönül-
• Zonguldak Valisi Ismet
Metin'in, Adapazan Devlet
Hastanesi yetkililerinin geri
gönderdiği doktorlan
hainlikle suçmasma, tabip
odalan sert tepki gösterdi.
TTB Merkez Konseyi,
valinin hekimlerden özür
dilemesini istedi.
lü hekimler listesindeki arkadaşlannu-
n "cepheden kaçan asker'olmakla suç-
iamaktadır. Organizasyonu yapan dev-
iet mekanizmasıdır. Ekip, devlet sözü
ile gümiş, devlet yazısıyla geri geimiş-
tir. 'Cepheden kaçan asker' sözünü
kabul etmiyoruz. Cevabını devtet, Va-
li İsmet Metin'e vermelidir. Zonguldak
sağhkçauşanian olarak vaü Metin'i he-
kün arkadaşlan sanki linç ettirmek
için hedefgöstermekten vazgeçmeye ve
gerçeğe davet ediyoruz.'
'Soruşturma yapılsm
5
Zonguldak bölgesi SSK Hastahane-
si hekimlennden Dr. Zna Karamanoğ-
lu,Dr. ZeynepTürkçeJik ve Dr. Taner
Özel 27 Ağustos'ta başhekimliğe baş-
vuruda bulunarak vali Ismet Metin'in
"sonışturma açördım" sözüne rağ-
men bugüne kadar başlatılmayan so-
ruşturmamn bir an önce başlatılması
için talepte bulundular.
Türk Tabipler Birliği Merkez Kon-
seyi fkinci Başkanı Dr. Sedat Abba-
soğhı da sorunun konseyde göriişül-
düğünü belirterek Vali Ismet Metin'in
tüm tabipierden özür dilemesini iste-
di.
Cuma günü konsey adjna Zongul-
dak Valisi Ismet Metin'e gönderilen
açıklamada şöyle denildi:
"Ne vaak ki mülki amiıierin hazır-
hksız yakalanıp müdahalede gecikti-
ğiMarmaradeprenıindesaghkcafcşan-
lan ilk saatlerden itibaren cansipera-
ne çahştılar. çahşıyoıiar. De\ letgörev-
lilerinin bilgisi dahilinde katkdaruıı 0-
lerinde sürdürmek üzere geri dönen
meslektaşlanmız için yürüttüğunüz
anlaşılmaz runımu kınıyor, yalnızca
onlardandeğfl.tüm sağhkçahşanbrm-
dan özür dilemeniz gerektiğini düşü-
nüyoruz."
SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN
'Millet'in 'Işadamı' Olmak!...
tr\emokrat Izmir' gazetesinin sahibi Adnan Dü-
L/venci, 'mütehevvir' adamdı: babacan bir şa-
kacılıktan, kaşla göz arasında, kınp dökücü bir öfke-
ye geçebiliyor; o yüzden, söyleşirken, son derece ih-
tiyatlıyız. O, ben ve o sıra Istanbul'dan gelmiş Nâci
Sadullah bey, bir sonbahar öğle sonu, bilmiyorum
hangi münâsebetle, Cumhuriyet'in ilk yıllannı tartışı-
yorduk: o nesil ki, Izmir'de önce Istiryadis'in mavi
haçlı Yunan bayrağını, scxıra da Kemal Paşa'nın at-
lılannı görmüştür, o yıllaratoz kondurmaz; buna rağ-
men, Adnan bey'in ('Düvenci
1
) birden köpürerek, şu-
na benzer şeyler söylediğini hatırlıyorum:
"...sen ne dryorsun kardaşım, o bahsettikleri-
miz 'millet'in 'işadamı' değildiler, hiç olmadılar
bazılan, 'MilfîŞsf in 'tüccan' ve 'sanayicisi' idi; di-
ğer bazılan ise, Celâl bey'in ('Bayar') tüccan' ve
'sanayicisi'!.."
Bu, şu mu demekti? Cumhuriyet, 'özelsektörûnü',
birkere 'kamu'dan beslemiştir ya; üstelik bu işi, 'si-
yasefç/fer'i aracılığıylayapmıştır. Oysa Istanbul Üni-
versitest Hukuk Fakültesi'ncteki, iktisat hocamız Prof.
Dr. Neumark, 'serbest teşebbüs'ü başka türlü an-
latmıştı; 'burjuva', ne soyludur, ne ruhban, o 'piya-
sa'dan yetişmiştir; üstelik, en acımasız rekabet ko-
şullarıyla uğraşıp, alt ederek! Peki, 'rekabet'i nasıl al-
malıydık? Müsabaka/yanşma tarzında bir şey mi;
yoksa,'mücaûfe/e/sava?/m'tarzındabirşeymi?Ders
çıkışı koridorda yakalayıp bunu hocaya sorduğum-
da; o kusursuz, sadece r'leri yuvarlayan Türkçesiyle
demiştiki: '-...mücadele.hemdegözününyaşınabak-
maksızın!..."
Siz hiç Türkiye'de, böyte kıyasıya bir rekabet or-
tamı gördünüz mü? Ben gördüğümü hatırlamıyorum;
sanınm, liberalliğin vatanı sayılan ülkelerde de, pek
kalmamtştır; yoksa Tröst ve Kartellere, Çokuluslu ve
Uluslararası Şirketler'e karşı, önlemlertasarlanır mıy-
dı? Bu, fotoğrafın, iyimseryorumu; birde 'kötümser'
yorumu var ki, gerçeğin hasını daha iyi anlatıyor ko-
şulsuz liberallik olsaydı, zaten gezegende 'tek tüfek'
geçinen 'Sistem', üçüncü ülkeleri daha iyi soyabil-
mek için, ellerini kollannı sımsıkı bağlayacak koşul-
lan önce dayatır; sonra bunlann uygulanmasını de-
netlesin diye, iki ünlü çoban köpeğini ('IMF ve Dün-
ya BankasT) bekçi diker miydi?
Oysa 'ınsanlık' olaya 'farklı' bakmıştır.
Sistem'. 'tek tabanca' olursai...
Uberalliğin ünlü formülünü kim hatırlamaz? "Bıra-
anız yapsınlar, bırakınız geçsinler!". 'Bırakldığı'
zaman, ortaya ne tür biryaşantı çıkmıştı, ünlü bir söz
onu guzel özetliyor 'VahşiOtman Kanunu!'. Vahşi Or-
man, iki şeyden anlar, hile ve şiddet! Kim ki bu ikisi-
nin 'öey'idir, 'malı' götürür!; hak, hukuk, adalet, vs.
hak getire! Gelip üç kurdun elinden, nasılsa avta-
yabildikleri geyiği alıp götüren, arsİanın davranı-
şını beğenmeyebilirsiniz; aynı şeyi, derme çatma
bir şirketin satş payını, paldır küldür gelip götü-
ren, uluslararası holding için de söyleyebilir mi-
siniz? Tuhaftır ama, mahiyeti aynı olduğu halde,
ilkinin adı 'vahşet', ikincisinin adı 'ticaret'tir.
Birtarihte. Bankalar Caddesi'ndeki 'ithalatçı' bir
patronun 'veliahtına' 'ders çalıştınrdım'; soğuk, us-
tura gibi titiz ve keskin bir zattı; kitap kâğıt ve kalem
insaniannı handiyse füzumsuz addetbğini anlamak için,
gözlerine bakmak yetiyordu; ticaret'ı, besbelli 'kut-
saT diye alıyordu; bir keresinde demişti ki: "-...rekâ-
bet esastır, iyi olan kazanır; tabiatın kanunu buduıi."
Doğru söylemek gibi kötü bir huyum var ya, kendi-
mi tutamayıp: "-...yâni, 'güçlü' olan mı?..." demiş-
tim; "-...ikisi aynı şeydir!" deyip kesti attı: eksik ol-
masın, sâyesinde, sonradan geliştirebildiğim düşün-
celerin tohumunu, gönlüme böylece atmış oldu.
Doğaıdur, güçlünün güçsüzü bastınp malı götür-
mesi, tabiatın şaşmaz bir kanunu; öyle olduğundan
dolayı, tabiatn içinde, onun bir parçası olan in-
sanlar da, 'insanlıklanm' anlayıncaya kadar, ay-
nı acımasız kanuna göre yaşamışlar; gel gör ki
insan, 'insanlığım' anlayınca, hayvanlığın -daha
da beteri, 'vahşi hayvanlığın'- 'kanunu' otduğu bes-
belli 'düzene' karşı, önce eleştiri oklannı yönel-
tiyor; sonra onu düzeltmenin -başka bir deyişle,
'beşeri kılmanm'-, çarelerini araştırmaya başlıyor.
Insanlık tarihi, bir bakıma üretiminin, koşullannm
ve kurallannın 'insanileştirilmesi' tarihidir ki, akri
ve duygu ise kanşır, 'Vahşi Orman Kanunu', in-
sana ve insanlığa yakışır bir çerçeveye oturtul-
mak istenin köleliğin kaldınlmasından, tutsaklı-
ğın yasaya bağlanmasından, sendikalara, sekiz
saatiik iş gününe, sosyal sigortaya, üretimin, da-
ğrbmın ve tüketimin ioplumsallaştnlmasına', yâ-
ni Sosyalizm'e kadar, bir sürü 'sosyal fetih', 'in-
sanlığın' o ünlü 'Vahşi Orman Kanunu'nu düzelt-
me çabasıdır o çabanın sonucudur!
Taraflar, işte o zaman netleşıyor: a/ Güç sahibine
'bırakınızyapsın, bırakınızgeçsin'dtyen kuşkusuz ta-
bii', fakat hiç de 'beşeri' olmayan bir düzen mi? b/
Yoksa, insanı insan yapan akıl ve duygu değerleriy-
le; üretimi, dağıtımı ve tüketimi toplumsallaştıran 'in-
sam" bir düzen mi?
Sıra kimde?
Siz bakmayın işi lâfa boğup, yüzünüzeyıldızlı may-
taptutmaianna; sorun, bu kadar basit! Elinizin ter-
siyle borsa, piyasa, repo, faiz, özelleştirme, küresel-
leştirme, Yeni Dünya Düzeni, vs. vs. 'kiriiliğini' sü-
pürüp, işi aslına ircâ edebilirsiniz: 'Sistem', geze-
gende 'tek tabanca' kaldı ya; insanlığın, bunca yüz-
yılda elde edebildiği ne kadar 'sosyal fetih' var-
sa, onlan birer birer geri almak; güçlüsü zayıfı, za-
limi mazlumu çoktan belli bir dünyada; mazium-
lann ve zaytflann, saadetten (refahtan) pay tale-
binde bulunmasını, önlemek peşindedir.
Nasıl mı yapacaklar? Hanidir yaptıklan gibi! Önce
düsman, en beşeri olandır(sosyalist), yâni üretimi, da-
ğıtımı ve tüketimi sosyalleştiren toplumlar; ondan
sonraki düşman, üretimi, dağıtımı ve tüketimi ulusal-
laştırandır, (ulusal) toplum! Son 40 yıl, 'Sistem'in, -
kötü de olsa- gerçekleştirilmiş bir 'sosyaldüzeni' da-
ğıtmasını sağladı; o düzeni yaşadığı topraklarda ar-
tık 'Vahşi Orman Kanunu' geçiyor fahişeliğe mec-
bur elektronik mühendislerini, uyuşturucu düşkünü
baterinleri, Beyoğlu'nun çöplüklerinden toplamakta-
yız. 'Totaliter' Bolşeviklik, cefakeş aydın ve sanatçı
üretmiştir, evet; ama bu sonraki 'haşerâtı', asla o
üretmedi: onlan, 'Serbest Rekabet' üretiyor; hem de
ne kadar kolay, ne kadar da bol!
Artık sıra, gezegenimizdeki, 'ulusallaştınlmış' dü-
zenleridağıtmayagelmiştir: Tahkim'i, 'muhkem'an-
layabılmek için, bu kadarcık da olsa iktisâd-ı siyâsi
öğrenmeye, elimiz mahkûm!
httpV/www.pnzma.netfr/AJLHAN
httpy/www.bilgiyayınevi.com.tr/ailhan
Faks/0-212/2601988