20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA 14 JVlJJ-iJ. U J \ kultur(a cumhuriyet.com.tr Unlü orkestra şefi Riccardo Muti, Londra Festival Hall'da konsere çıkmayı reddediyor Maestro Ingılizler'e sırt çevirdi • İngiliz müzik kurumlanna olan inancını yitiren ve özellikle eleştirilerin kültürel açıdan 'büyük bir cehalet ürünü' olduğunu düşünen şef Muti, ısrarlara karşın konseri yönetmeyi kabul etmedi. KültürServisi- Dünyanın ön- de gelen orkestra şeflerinden Riccardo Muti. tngiliz müzik kurumunun kültürel açıdan ce- halet içinde bulunduğu gerekçe- siyle Londra'da konsere çıkma- yı reddediyor. Milano'daki Sca- la Operası'nın müzik direktörü Muti. Italyan büyükelçisinın ıs- rarlanna rağmen. Tony Blair'in himayesinde Festival Hall'de ger- çekleştirilecek olan konserde yer almayacağını açıkladı. ingiliz müziğinde sözü geçen isimlerden, South Bank Centre Genel Müdürü Karsten VVitt Salzburg Festivali nedeniyle Avusturya'da bulunan Muti'yi ziyaret ederek kendisiyle görüş- tü ve Londra'da konser verme- si için ikna etmeye çalıştı. An- cak Muti'nin, tngiliz müzik kül- türünü küçümser bir tavır için- de olduğu ve fikrini değiştirme- yeceğini ifade ettiği bildirildı: " Muti, İngiliz müzik kurumla- nna olan inancını yirirdi. Özel- likle de müzik alanında söyle- nen sözler ve eleştirilerin, kültü- rel açıdan büyük bir cehaletin ürünü olduğunu düşünüyor." 58 yaşmdakı Muti, ekim ayın- da Italyan kültürünü temsilen Verdi ve Busoni'nin yapıtlannı yorumlayacağı bir konser ver- mek üzere Festival Hall'e davet 1994'te Londra da yönettiği konseıier üzerine >apılan eleştirileri affetmeyen Riccardo Muti İngilizler'e karşı tutumunu değiştirmedi. edilmıştı. Blaır. Dışişlerı Baka- nı Robin Cook ve İtalyan hükü- meti yetkililerinin desteklediği konserin bir amacı da, ıki ülke arasındaki ba*'n n güçlendir- mektı. Anca: uliler. Mu- ti'nin, deneyın. - edayanarak tngiliz müzıği h.ı ....mdaedindi- ğı izlenimleri hesaba katmamış- lardı. Ünlü şef, îngıliz müziği- nı 'estetikanlayış\eze\ktenyok- suru inceliksiz ve kültürel anlam- dayetersiz' olarak değerlendıri- yordu. Muti 1973-1982 yıllan ara- sında Londra'da Filarmoni Or- kestrası'nı yönetmişti: ama kı- sa bir süre önce başkentte bir daha konser vermeme karan al- dı. Çünkü son dönemde verdi- ğı Londra konserleri üzerine ya- yımlanan eleştirileri ve eleştır- menleri affedememişti. 1994 yılında Çaykovski'nin yapıtlannı yorumladığı konsere getirilen bıreleştıride, Muti'nin 'manik depresir bir görünüm içinde olduğu belirtiliyordu. Da- ha sonra Beetho\en ve Mahler yorumladığı konserler üzerine yayımlanan eleştiriler de ünlü şefi alt üst etti. Muti'nin bir ya- kını şöyle söylüyordu: "Altıay- n kentte konserler veriyor ve bü- yük beğeni topluyor; ardından aynı yapıtla Londra'a geliyor ve ağır eleştiriler alıyor. Bunu ha- ketmek için ne yaptığını kendi- si de anlayamıyor gerçekten." Muti'nin karan. 1990'ların başında opera direktörü Jonat- han Miller'ın, eleştirmenlerin kendısini takdir etmediği gerek- çesiyle Ingilizler'e karşı aldığı tavn anımsatıyor. Ancak bazı çevreler, Muti'yle Italyan yet- kililer arasında da bir sorun ya- şandığını dile getiriyorlar. Bu sorunun ıse, ttalya'daki bir fes- tivalde. Muti'nin en sevdiği ya- pıtlardan biri olan Verdi'nin 'Re- quiem'ini yönetmek üzere Ko- reli şef MyungWhunChung'un görevlendirilmiş olmasından kaynaklandığı söyleniyor. Onayı alınmamış Muti'nin çalışmaarkadaşlann- dan biri, ünlü şefin. gereken say- gıyı görememekten rahatsız ol- duğunu belirtiyor: "Muti, Re- quiem'i y önetmeyi çok istiyordu. Chung,yüksek İtalyan kültürü- nü temsil etmeye uygun bir şef değüdir." Yetkililerin. konserin getırece- ği kânn peşine düşerek düşün- cesızce hareket etmelerinden de oldukça rahatsız görünüyor Mu- ti. Çünkü Scala Filarmoni Or- kestrası'nın da yeralacağı kon- ser hakkındaki tüm bilgiler, Mu- ti'nin onayı alınmadan geçen mayıs ayında basına verilmiş. tngiliz festival organizatörleri ise orkestrayla anlaşmalarının yeterli olacağına inandıklannı ve Muti'yle direkt bağlantı kur- maları gerektiğini düşüneme- dıklerini dile getiriyorlar. Festival yönetimi, Muti'yle uzlaşabilmek için hâlâ bir şans- lan olduğu kanısında. Muti'ye yakın kaynaklar ise, ünlü şefin fiyatını yükseltmek için konse- re çıkmakta nazlandığı konu- sundaki söylentilerin doğru ola- mayacağını; Muti'nin daha faz- la para almak için böyle bir yo- la başvuracak son insan oldu- ğunu savunuyorlar. Aynca Lond- ra"daki Italyan büyükelçiliğin- den bir yetkili, Muti'nin kon- serden kesin olarak çekildiğini açıklamış durumda. Özerk Sanat Konseyi Girişim Kurulu, Vecdi Sayar 'ın Hakkâri 'ye tayin edilmesine tepki gösterdi Bakan'uı sürgün kararınaprotestoKültür Servisi- Sanat örgütleri, Kül- tür Bakanı tstemihan Talay'ın Vecdi Sayar' ı Hakkâri'ye tayin etmesine tep- ki gösterdi. Kuruculan arasında Türki- ye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar berneği, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği, TOBAV, TODER, Mimarlar Odası, MESAM. SÎNE-SEN gibi örgut- lerin bulundugu 'Özerk Sanat Konse- yi Girişim Kurulu' yayımladığı basın açıklamasında, Kültür Bakanlığı'nın bu sürgün uygulamasmı protesto ettı. Açıklamada, değişen iktidarlann bir alışkanhk haline getirdiği kızağa çek- me, sürgün etme anlayışı ile yapılrmş tayinlere bir yenisinin daha eklendiği- ne değinilerek "kültür-sanat insanlan- nm eleştirel bakış açıianndan rahatsE olan" Kültür Bakanı'nm, son olarak ülkemizin önde gelen kültür-sanat in- sanlanndan biri olan, sinema, tiyatro ala- nmdaki çalışmalan ve yazılan ile tanı- nan KültürBakanlığı eski damşmans ve Paris eski KühürMüşaviri Vecdi Sayar'ı • Sanat örgütleri, 'kültür-sanat insanlanmn eleştirel bakış açıianndan rahatsız olan' Kültür Bakanı îstemihan Talay'ı, siyasi otoritenin alışkanlık haline getirdiği ceza ve sürgün uygulamalannı durdurmaya ve sivil toplum sesine kulak vermeye çağırdı. Hakkâri Kültür Müdürlüğü'nde Şube Müdürü olarak tayin ettiği belirtildi. Yazıda bakanlık icraatlanna ilişkin kö- şe yazılanndan ötürü önce hakkmda soruşturma açılan ve idari ceza verilen Vecdi Sayar"ın Antalya Röleve ve Anıt- lar Müdürlüğü'nde mimar olarak tayi- nininüzerindenhenüzbiraygeçmeden Hakkâri"de görevlendirildigi de açıklan- dı. Olkemizde kültür-sanat alanında kalıcıadımlaratılabilmenin,alanmso- runlanna ilişkin çözümler üretilebil- menin tek yolunun bu alanın 'özerkleş- mesi' olduğu vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer verildi: •'Ister bağımstt sanatp.ister kamugö- revlisi olsıın. kültür-sanat insanlannın eleştirel bakışaçıianndan rahatsızolan veoıuanuzmanlıkatanlandışındakigö- revlendirmelerle işlevsiz kılan siyasal erkin sivil inisiyatifi yok sayarak aldığı karartar sanataiamnabüyük zarar ver- mektedir. Siyasal otorite. kendi bakış açısıyla uyum sağlamayan kişfleri sürgün ede- rek yıldırmaya çalışma anlayışından vazgeçmeli. icraatlanna ilişkin eleştiri- leri cezalandırmak yerine. bu eleştiri- ierden vararlanabömdi \t >vni bakış açı- lan üretebilmelidir. İ Ikemizde çok zor yetisen kültür-sanat insanlannındene- yimlerinden yararlanmak, kuşkusuz kamu yaranna bir uygulamanın gere- gdir."' Meslek kuruluşlan, Kültür Bakanı fs- temihan Talay'ı, ülkemizde siyasi oto- ritenin ahşkanhk haline getirdiği ceza ve sürgün uygulamalannı durdurmaya ve sivil toplumun sesine kulak verme- ye çağırdı. Özerk Sanat Konseyi Girişim Kuru- lu şu örgütlerden oluşuyor: AFSAD, Antaryah Sanatçılar Derneği, Birleşmiş Ressarnlar ve Heykeltraşlar Demeği, Ba- kırköylü Saoatçılar Derneği, Çağdaş Sinema Oyunculan (ÇASOD), Disip- linlerarası Genç Sanatçılar Derneği (DAGS). Edebiyatçılar Demeği. Fıim Yönetnıenleri DerneğL Fotoğraf Sana- tı Derneei (FOTOGEN), GörselSanat- lar Vakfi (GÖRSAV), Heykeltıraşlar Demeği. fç Mimariar Odası Marma- ra Böigesi ŞubesL t. B. Şehir Tiyatrosu Sanatçılar Demeği (İŞTISAN), Kari- katüreüler Derneği. Türkiye Musiki Eseri Sahıplen Meslek Birliği, Mimar- lar Odası lstanbul Büyükkent ŞubesL M.S.Ü.D.G.S.A. Mezunlan Demeği, Müzik, Sahne ve Gosteri Sanatçılan Sendikaa(MtîZİK-SEN),Nâzım Hik- met Kültür ve Sanat Vakfı, Fen Yazar- br Derneği, Profesyonel Tanıtım Fotoğ- rafçılan Demeği (PTFD), Resim ve Heykd Müzeleri Derneği, Ressamlar Derneği,SANART. Sanat Eleştirmele- ri Derneği (SEDljSanatçılar^Saııat- severter Vakfi (SASAV), Seslendirme Sanatçılan Dernegi (SES-DER), Sine- ma Emekçileri Sendikası (SİNE-SEN), Sinema Yazarlan Derneği (SİYAD), Tiyatro Eleştirmenleri Derneği, Tıyat- roOyunculan Demeği (TODER),Tî- yatro >« Televizyon Yazarlan Demeği, Tiyatro Yapımcılan Derneği (Tf YAP), Devlet Hyatrolan Opera ve Batesi Ç»- lışanlan Yardımlaşma Vakfı (TOBAV), Türk Guzel Sanatlar Vakfı, TürkSera- mik Vakfi, Türkiye Yazarlar Sendika- sı,Türkiye SinemaveAudiovisuel Kül- tür Vakfi(TLRSAK),Uluslararası Plas- tik Sanatlar Derneği (UPSD). Bugün başlayan Locarno Film Festivali'nde Zeki Demirkubuz'un filmi de yanşıyor Mfcyonunu unutmayan festival...KültürServisi- 52. Locarno Film Fes- tivali bugün başlıyor. 14 ağustosa dek sürecek olan festivalin, toplam 20 fılm- den oluşan yarışma bölümünde Türki- ye'yi 'Uçüncü Sayfa' adlı fılmiyle Ze- ki Demirkubuz temsil edecek. Locar- no'da onur ödülü bu yıl tsvıçrelı yönet- men Daniel Schmid'e verilecek. Festivalin yanşma dışı bölümünde ise yılın en önemli ve yenilikçi filmle- ri arasından seçilmiş 10 film, 'Günü- mü/.Sinemacılan' başhklı bölümde si- nema üzerine kurgusal ya da belgesel 'olmak üzere 10 yapım. 'tsviçre Pano- raması' bölümünde son dönem tsviç- re sinemasından 7 uzun ve 3 kısa met- rajlı film. 'Yannın Pardi'leri' başhğı altında Portekiz'e ve yeni Isviçre sine- masına adanmış 10 kısa metrajlı ya- pım ve Özel Program çerçevesinde, aralarında Joe Dante'nin de bulundu- gu ikinci Corman kuşağı yönetmenle- rinin filmleri gösterilecek. Locarno'da uzun metrajlı film yarış- masında görev yapacak jün Paul Bar- tel(yönermen-ABD), Patrice Chereau (yönetmen-Fransa), Jakob Claussen (yapımcı-Almanya), Jean-Michel Fro- don(eleştirmen-Fransa), Amita% Ghosh (yazar- Hindistan). Lü Yue(yönetmen- Çin), Kati Outinen (oyuncu-Finlandi- ya), Giuseppe Piccioni (yönetmen-Ital- ya). Beki Probst (yönetmen- tsviçre) • ve Samir'den (yönetmen-Isviçre) olu- şuyor. Yanşmada yer alan fılmler ise şöy- le sıralanıyor: - Barak/ Yön: Valeris Ogorodnikov- Rusya Giuseppe Tornatore'niıı (sağda) 'The Legend of 1900' adlı filmi gösterilecek. -1999 Madeleine / Yön: Laurent Bo- uhnik-Fransa - Baci e Abracci / Yön: Pa- olo Vlrzi-Italıa - Buta No Mukui / Yön: Sai Youichi-Ja- ponya - Dois Corregos / Yön: Carlos Reic- henbach-Brezilya - The Dream Catc- her/Yön: Ed Radt- ke-ABD - The Einstein of Sex /Yön: Rosa von Praun- heim- Almanya - Gannat Al Shavateen / Yön: Oussama Fawzi-Mısır Erick Zonca - Gekko No Sasayki / Yön: Akihiko Shioata-Japonya - Grosse Gefühle / Yön: Christof Schertenleib-îs- viçre - EI Medina / Yön: Vbusri Masrallah-Mı- sır - EI Milagro De P. Tinto / Yön: Javier Fesser-lspanya - Peau D'Homme Coeur De Bete / Yön:Helene Angel- Fransa - Prima del Tormento / Yön: Stefano Incerti-ttalya -Simon Magus/Yön: En- yedi İldiko-Macaristan - Soft Fruit / Yön: Christina Aiidre- ef-Avustralya - II Tempo dell'Amore / Yön: Giaco- mo Campiotti-ltalya - Üçüncü Sayfa / Yön: Zeki Demir- kubuz-Türkiye - La Me Ne Me Fait Pas Peur / Yön: Noemie Lvovsky- Fransa -VıJae-SuEiNan/Yön: ParkKwang- Su-Güney Kore Keşfetme, takdir etme, koruma Direktörlüğünü Marco Mflkr'in yap- tığı 52. Locamo Film Festivali'nde yer alan filmler. 680 uzun metrajh ve 354 kısa metrajlı yapım arasından seçilmiş. Bu yıl özellikle yanşma kapsamında yer alan filmler, aıt olduklan ülkeler ve türleri bakımmdan çok dengeli birçe- şitlilik gösteriyorlar. Günümüz Sine- macılan bölümünde göstenlecek film- ler de hem izleyici hem de eleştirmen- ler açısından tatminkâr bir sanatsal dü- zeye sahip. Miller, programda yer alan filmlerin, Locamo Film Festivali'nin sinema adı- na üstlendiği 'keşfetme. takdir etme, koruma' misyonunu yansıttığına ına- nıyor. Filmlerin konulannda ise aile ilişki- leri, aşk ve dostluk temalannın ağırlık- ta olduğunu, duygulann şiddet sine- masını yendiğini dile getinyor. Festivalin yarışma dışı bölümünde bazı Alfred Hitchcock fılmlerının yanı sıra FrankOz'un 'Bowfinger*. Giusep- pe Tornatore'nin 'The Legend of 1900' Francesco Rosi'nin 'SahatoreGiuHano* filmi Günümüz Sinemacılan'nda. ve ErickZonca'nın 'Le PetitVoleur' ad- lı filmlen dikkat çekiyor. Sinema üze- nne filmlerin yer aldığı Günümüz Si- nemacılan bölümünün ilginç çalışma- ları ise Francesco Rosi'nin yönettiği 'SalvatoreGiuliano'. Andre S. Labart- he'ın yönettiği 'DavklCronenberg: I Ha- ve to Make the Word Be Flesh', Fran- coiseEtchegaray'ın yönettiği 'Philippe Garrel: UneCamera A La PlaceduCo- eur' ve Jean-Pierre Limosin'in yönet- tiği 'Takeshi Kitano L'Imprevisible'. Locamo'da ikinci Corman kuşağı yö- netmenlenne aynlan Özel Program kap- samında da Joe Dante'nin yanı sıra Pa- ul Verhoeven, Jacques Tourneur,Jonat- han Kaplan, Jonathan Demme, Paul Bartel ve Allan Arkush gibi isimlerin filmleri gösterilecek. DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇİ Ölüm AnıUan Tren istasyonları, çağdaş kentlerin en önemli noktalandır. Pek çok kentin gelişiminin istasyo- nunun konumuna göre biçimlendiği de söylene- bilir. Bütün tren istasyonlannın ortak özelliği kentin merkezinde olmalarıdır. Çünkü toplu taşımayı trenler üstlenmiştir. Bu nedenle trenlerin vardığı nokta, vanlan kentin kalbidir, bir bakıma. Istasyon yapıları da bu öneme uygun görkem- li yapılardır. Geçmiş yıllara doğru bakarsak, bizim kentle- rimiz için de böyle olduğunu söyleyebiliriz. Hay- darpaşa, Sirkeci, Ankara, Izmir-Basmane garta- n, ulaşımın yüreği konumundaydılar. Bu yıllarda görece küçük kentlerimizde yaşayanlar da anım- sar; garlann, tren geliş gidiş saatlerinin ne denli kent yaşamında önem taşıdığını. Ne olduysa 1950'lerde oldu. Dünyada toplu ta- şımacılıkta hiçbir anlayış değişikliği olmadığı hal- de, bizde demiryolları bir kenara bırakılarak bir karayolculuğu ve buna bağlı olarak da toplu ta- şımacılıkta özel girişimcilik öne çıkarıldı. Tren istasyonlarında biriken yolcular, uğurlayı- cılar, yavaş yavaş otogarlara doluşmaya başla- dılar. Kısa sürede her yerleşim yerinın bir otoga- n oldu, içinde otobüs şirketlerinin bilet satış yer- leri, yiyecek satıcıları vb. olan. Hiçbir çağdaş ülkede örneği görünmeyen oto- garlar, giderek büyüdü, geliştı. Yakın yıllarda, ar- tık o görkemli istasyon yapılarını kıskandıracak 'modern' otogarlar yapılmaya başlandı. Bunlardan ilkini birkaç yıl önce Eskişehir'de gördüm, sonuncu da bir ay kadar önce Kocaeli'nde hizmete girdi, Gerçekten de tertemiz, seramik dö- şeli yerler, yüksek, ferah, görkemli çatılar, geniş oturma, dinlenme yerleri... Sanırsınız çağdaş bir kentin ganndasınız, biraz sonra treninize binip gi- deceksiniz. Ancak bu garlardan trenler değil, oto- büsler kalkıyor. Işin iiginç yanı da burada başlıyor. Çünkü bu garlardan kalkan otobüsler, yılda beş binden fazla insanımızın can verdiği, binler- cesinin sakat kaldığı yollara çıkıyorlar. 'Sabah' gazetesinin 24.7.1999 günlü sayısın- da, Özgür Akbaş imzalı, 'Dünya trene biniyor' başhklı haberde bakın ne bilgiler veriliyor: "Avrupa Birliği, trene yaptlan yatmmın fayda- lannı görüyor. AB üyesi 75 ülkede yapılan araş- tırmalara göre tren, en güvenli ulaşım aracı ola- rak gösteriliyor. 'Avrupa Ulaşım Güvenliği Konseyi'n/n raporu- na göre, AB ülkelehnde tren kazalan büyük öl- çüde azaldı. (...) Demiryollanyla seyahat eden- lerin sayısında ise kayda değerbirartış tespit edil- di. 1970'lerdeyılda 1970 kişitren kazalannda ha- yatını kaybederken, bu rakam günümüzde 842'ye indi. Aynı rapora göre tren kazalannda hayatını kay- bedenlerin büyük bir çoğunluğunu yolcular ya da demiryollannda çalışan işçiler değil, yayalar, bisiklet ve motosiklet sürücüleri oluşturuyor." Peşpeşe yapılan bu görkemli otogarlanmız ba- na kara yolu toplu taşımacılığı politikaları sonu- cunda can veren on binlerce insanımızı anımsa- tıyor. Savaşlarda, yıkımlarda ölen çok sayıdaki in- san için abideler yapılır. Bu ulu otogar yapılarına baktıkça ben de trafik kazalannda ölen on bin- leri anımsıyorum. Aklıma bir şey daha geliyor: Otuz bin kişinin hayatına mal oldu diye bir ada- mı ne yapacağımızı bilemiyoruz. Ya uyguladıkları politikalarla çok daha fazla in- sanımızın ölümüne neden olanları ne yapmalı? Bergama'da 50 bin kişilik Roma nyatrosu kazısı • BERGAMA(AA)- Izmir'ın Bergama ilçesinde, toprak altındaki 50 bin kişilik Roma Tiyatrosu kazısı için Bergama Belediyesi ve Izmir Valiliği'nce ortak çalışma başlatıldı. Belediye Başkanı Akif Ersezgin, tiyatronun gün yüzüne çıkanlacağını bildirerek "Birdönemin tiyatrolar kenti olan Bergama'daki Roma Tiyatrosu'nun kazı işlemleri için Izmir Valiliği ile ortak bir çalışma başlatıyoruz. Kazı çalışmalan için bölgedeki gecekondulann kaldınlması gerekiyor" dedi. Belediyenin bu amaçla tespit çalışmalanna başladığını kaydeden Ersezgin, gecekondu sahiplerine. taşınabilecekleri yer göstereceklerini söyledi. Ersezgin, Kültür Bakanı tstemihan Talay ile Ankara'da görüşerek Bakanlığın da desteğini aldıklannı belirterek "Bakanımız bu konu için ll Müdürlüğü'ne talimat vereceğini söyledi. Turizm ve müze müdürleri de konuyla ilgili hazırlık yapıyorlar. Bize büyük yardımlan olacak. Izmir Valiliği ile ortak yürüteceğimiz çalışmaya önümüzdeki günlerde başlayacağız'" dedi. Sabburg'da Shakespeare • Kültür Servisi - Shakespeare oyunlan Salzburg Festivali'nde sahneleniyor. Belçikalı Luc Perceval'in yönettiği 12 saatlik gösteride ünlü ozanın trajedilerinden bölümler yorumlanıyor. Ancak oyunu 16 yaşından küçüklerin izlemesi yasaklandı. Özellikle 3. Richard oyunu 'Dirty Ric' (Kirli Ric) başlığı altında oynanınca büyük tepkiler aldı. Ancak bu sansür olayı, sanat çevrelerince ve özellikle de festivalin sanat yönetmeni tarafından tepkıyle karşı landı. Varhk'ta turâm kültürü • Kültür Servisi - Varlık dergısınin bu ayki özel dosyası: Turizm ve Çevre'nin Görsel Tüketimi. Ünsal Oskay ve John Urry imzalı yazılar, turizm olgusunu, özellikle 'görsel tüketim' ekseninde irdeliyor. Zygmunt Bauman turist ile aylak'ın aslında bir madalyonun iki yüzü olduğunu anlatırken Müge İplikçi ve Ümran Kartal bir tatil köyünden ilginç anılarla katılıyor dosyaya. Füsun Akatlı ise Zarfsız Mektuplar'ında Bilge Karasu ve Orhan Pamuk'un kitaplannı çeviren Güneli Gün'ün kendisine yöneltilen eleştirileri eleştiren sözlerini eleştiriyor. Ustalann Seçtikleri bölümünde Demir Özlü ve Süreyya Berfe yeni yazar ve şairleri tanıtıyor okurlara. Dergide aynca yazılanyla Tahsin Yücel, Özdemir lnce, Konur Ertop, Sabit Kemal Bayıldıran, küçük lskender. Murat Batmankaya, Haydar Ergülen; şiirleriyle Erica Jong. Hicri tzgören, Sennur Sezer. Zühtü Baydar, Cenk Koyuncu, Muzaffer Kale. Seval Esaslı, Müjde Bilir, Nurullah Can, Ergin Turgut, Ayhan Bozkurt; öyküsüyle Jaklin Çelik; çızgileriyle Semih Poroy ve Kâmil Masaracı yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle