20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA DEPREM Körfez'de kurtarma çahşmaları Iritti AHMETKURT KOCAELİ - Depremin merkez üssü Kocaeli 'de yaralar sanlmaya başlandı. Iz- mit'te birçok işyeri açıldı. Sanayi kuruluş- lannda hasar tespit çalışmalan sürdürülür- ken, bir bölümünde de üretime geçildı. Gölcük ve çevresinde kurtarma çalışma- lan sona ererken Derince. Tütünçiftlik, Körfez ilçeleri ve Değirmendere'de enkaz kaldırma çalışmalan sürdürülüyor. tzmit'te dün gece yağmura karşın halk >ine evlerine girmedi. Vatandaşlann bü- yiik bölümü bilirkişilerin evlerinde ince- îeme yapmasını bekliyor. Evleri hasar gö- ren çok sayıda aıle evlerinden eşyalannı çıkarmaya başladı. Izmit'te elektrikler ya- narken, sular bazı bölgelerde akmaya baş- ladı. Vatandaşlar kriz masalanna gelerek durumlannı bildiriyorlar. Sanayi kenti olan Kocaeli'de işçiler işlerinin başlanna döndüler. Kamu kuruluşlan olan SEKA, TÜPRAŞ, İGSAŞ, PETKİM, Petrol Ofi- si'nde hasar tespit ve temizlik çalışmala- n sürdürülüyor. Kocaeli'nin doğu bölü- münde bulunan Brisa, Goodyear ve Pirel- lı lastik fabnkalannda hasar tespiti yapı- lıyor. Sabancı Holding'e bağlı Beksa ve Enerjisa'da üretim başladı. Kordsa'da ise 2 ünitede üretim sürüyor. Mannesmann Boru ve Türkkablo'da üretimin hafta so- nuna doğru başlaması bekleniyor. Yüzyılın felaketi olarak adlandınlan korkunç depremin merkezinde yer alan, Çevre Raporu Körfez'in kirlilik haritası KOCAELİ (Cumhuriyet)- Koca- eli Çevre II Müdürlüğü, depremin yarattığı ve yaratacağı çevre sorun- lanyla ilgilı bir rapor hazırladı. Ra- porda, TÜPRAŞ tesisinden körfeze yayılan petrol atıklarını temizlemek için Mav i Deniz, Valide Sultan, De- niztemiz II süpürgeleri ile Donanma Komutanlığı'na aıt deniz süpürgesi- nin temizleme çalışmalanna katıldı- ği. körfezdeki kirliliğin haritasının da çıkanldığı belirtildi. Raporda, kentte belirlenen çevre sonınîannın giderilmesine yönelik çahşmalar şöyle sıralandı: # Tüm imkânlar seferber edile- rek havadan, karadan ye denizden yapılan müdahale ile TÜPRAŞ yan- gıru önce kontrol altına alınmış son- ra tamamen söndürülmüştür. # Kocaeli Valiliği Çevre ll Mü- dürlüğü, felaketin ilk gününden iti- baren ha\ a kirliliği mobil ölçüm ci- hazlan ile gerekli ölçümleri yaparak kamuoyunu bilgilendirme gayreti içerisine girmiştir. # Başbakanlık Kriz Merkezi ile ÇevTe Bakanlığı Kriz Merkezi'nin yaratmış olduğu ımkânlarla Kocaeli Valiliği Kriz Merkezi. ildeki tüm imkânlan koordinasyon içinde de- ğerlendirerek, deniz kirliliğini as- gari seviyede tutmak için 2 bin 400 metre yağ tutucu ve emici bariyer- ler TÜPRAŞ tesisi civannda denize serilmiştir. # Yangın neticesinde TÜPRAŞ tesisinden körfeze yayılan petrol atıklarını temizlemek için Mavi De- niz, Valide Sultan, Deniztemiz II sü- pürgeleri hizmete ikame edilmiş ve Donanma Komutanlığı 'na ait deniz süpürgesi de temizleme çalışmala- nna katılmıştır. 23'08/1999 tarihi ıtıban ile TCGSG-51 SahiIGüven- lik Botu ile Çevre îl Müdürlüğü De- niz Kirliliği Kontrol Ekibi petrol atı- ğuıın körfezdeki yayılımının kirlilik haritasını çıkarmıştır. # Çevre Bakanlığı Kriz Merke- zi'nin talep doğrultusunda gönder- miş olduğu 33 çöp kamyonu, 1 adet tıbbi atık taşıma aracı (Izmit Devlet Hastanesi"ne), 275 bin 45 kilogram kireç, 15 adet ilaçlama aracı, 165 bin adet çöp torbası, 5 bin adet iş el- diveni Kocaeli Valiliği Çevre tl Mü- dürlüğü'nün koordinasyonunda il- gili belediyelere ve vatandaşlara u- laştmlarak dağıtımı sağlanmıştır. # Deprem felaketinin sebep ol- duğu insan ve çevre sağlığmı tehdit eden yığınsal tıbbi atıİdar ile tehli- keli atıklann acil olarak tekniğine uygun olarak bertarafını sağlamak üzere Kocaeli Üniversitesi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve ts- tanbul Teknik Üniversitesi Çevre Bölümü başkanlan ve öğretim üye- lerinin İZAYDAŞ (Izmit Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji Üretme Tesisi) hakkmda 23 '08/1999 tarihinde hazırlamış ol- duklan Teknik Rapor (Acil Durum) Çevre Bakanlığı Kriz MeTkezi'ne sunulmuştur. # Kocaeli sınırlannda toplam 42 belediye faaliyet göstermekte, bu belediyelerin 28'i evsel atıklannı tz- mit Entegre Çevre Projesi kapsa- mında yapılan 1996 yılında hizme- te açılan Düzenli Depolama Alanı'- na nakletmeleri için Kocaeli Valili- ği Çevre ll Müdürlüğü'nün koordi- nasyonunda başlatılan Gebze, Kara- mürsel, Körfez ve Kandıra ilçele- rinde yapımı planlanan çöp ayırma ve aktarma istasyonlannın bir an ön- ce yapılarak hizmete ikame edilme- si insan ve çevre sağlığırun korun- ması açısından ivedilikle büyük önem arz etmektedir. Bolu'da depremin ardından gelen yağmur yurttasları sıkıntıya soktu Sağanakyağış çadır sıkıntısını getirdi DtLEKAKIRMAK BOLL" - Bolu'nun Düzce üçesinde, deprem feiaketinin acı- lannın sanlmaya çalışıldığı sırada başlayan sağanak yağış, ça- dır sıkıntısını birkez daha gündeme getirdi. Bolu Valiliği Kriz Masası, öncelri gün sabah başlayan ve aralıklarîa devam eden yağmurdan etkilenen depremzedelenn çadırlanna dolan suyu boşaltmak için seferber oldu. Bolu genelinde depremde ölen- lerin sayısı 263'e. yaralı sayısı da 1159'a ulaştı. Mimarlar Odası Bolu Şube BaşkanıNsdir Garipoğtu, Düz- ce"de belediye başkanuun isteği üzerine inceleme yaptıklannı belirterek, kentte 38 binanın yıkılmasma karar verildiğini söy- ledi. Düzce'de halk depremin şokunu üzerinden atıp normal yaşama geçmeye çahşırken. emekli maaşını almak isteyen emekliler de banka önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Düz- ce'deki depremde yıkılan evinin enkazından sağ olarak çıkanlan 80 yaşındaki Lefize Teyze. depremzedelerin "Mefek Teyze"si oldu. Bastonuna dayanarak, bütün gün depremzede- leri ziyaret eden Melek Teyze, geçmiş olsun dileğinde bulu- nuyor ve 7'den 70'e herkese moral vermeye çahşıyor. Depremde oğlu adına yaptırdığı yurt binası da yerle birolan ANAP Bolu MilletvekiliAvni Akyol, "Mecliste binaiann sag- tambğı ve müteahhMerin denedenmesifleilgili konuyu ilk ön- ce ben gündeme gctireceğim. Depremden zarar gören bötgete- ri mflze haline getiretim ki ibret olsun. İnsanJar bu şehirlerden geçerken akülannı başlanna toplasınlar" dedi. Akyol, 31 yaşında sanlıktan ölen oğlu Dr. Ümit Akyol'un anısını yaşatmak için Düzce'de yaptırdığı Ümit Kültür ve Eği- tim Vakfi Kız Yurdu'nun enkazında incelemelerde bulundu. Yurdun enkazı altında kalan 8 öğrenciden 5'i kurtanlırken, yaş- lan 18 ve 20 arasmda değişen Abant Izzet Baysal Üniversite- si Düzce Meslek Yüksekokulu öğrencileri, Pınar Üstûn, Rrt- ma Öztürk ve Nügün Gün, deprem kurbanlan arasında yer al- dı. ancak çevreye oranla tehlikeyi ucuz atla- tanlzmit'in 11 yıllık belediye başkanıSe- fa Sinnen, dün bir haftalık aradan sonra Belza Plaza'da bulunan büyükşehir bele- diyesindeki makamına geldi. Felaket bölgesindeki herkesin büyük bir psikolojık baskı içinde olduğunu, da- yanışma ile sıkıntılann aşılacağını belir- ten Sirmen şöyle devam etti: "Mala gelen zarar bir şev değiLönemü olan sağlık. An- kara'dan 160 uzman geüyor. Bir an önce binaiann durumu tespit edilecek. Sağlam binalarda yaşam başlamalıdır. Meslek odalanndan da seferberiik beklivorum. Hasar tespitlerinin bir an önce yaptlması, sokaklarda parklarda kalan insanlann sağlam kalan binalanna gümesi çok bü- yük önem taşıyor. Hepimizin aası çok bü- yük. Böyte bir afette, suçlu aramanm. suç- lu yaratmanın hiçbir anlamı yok. Gün ke- netfenme günüdür." Sirmen, evleri hasar görenlerin bannma sorununu çözmek amacıyla çadır kentle- rin yanı sıra vagon evleri de devreye sok- mayı amaçladıklannı söyledi. Bölgenin çok acil konut ihtiyacı oldu- ğunu belirten başkan Sirmen, "Yuvam Iz- mh konutlanna hızvermek gerekiyor. Bü- yükşehir'in mahkeme karanyla kesinle- şen parasını versinler. 6 bin 500 konutu 8 ayda tamamlayahm" dedi. Paranın verilmesi halinde Alikâhya'da- ki Akarca konutlannın bir ay, ihalesi ya- pılan Arslanbey'deki Atakent konutlan- nın $ ayda teslim edilebileceğıni belirten Sirmen. "Böylece sorunun önemli bir bö- lümü çözülebiKr" diye konuştu. Bu arada knz masasına, yardımlann da- ğmlmasına ilişkin ceşitli şikâyetler geü- yor. Bazı vatandaşlar, kent merkezinin uzağında kalan bölgelere yeterli yardım u- laşmadığını öne sürerken bazı kişiler de çeşıtlı illerden gelen yardımlann, aynı il- den olan depremzedelere dağıtılarak "bemşeridHk" yapıldığını ıddia ediyor- lar. Depremzedeler, Kırklareli Valiliği Gaziosmanpaşa Göçmen Misafirhane- si'ne gelmeye başladı. Sivil Savunma ve Kamp Müdürü Musa Güncan, Adapaza- n, Kocaeli ve lstanbul'dan 8 aile ile bir- likte toplam 23 kişinın misafirhaneye ge- lerek yerleştiklerini bildirdi. Güncan "Kampımızda 2000 kişrvi ba- nndınabilecek prefabrik evve 8000 kişiHk çadınmız var" dedi. 'Cenab-ı mevlamyani çokyapti 9 HATİCETUNCER ADAPAZARI- Adapazan dün sabahı, sınlsıklam karşıladı. Depremzedeler ge- ce boyunca yağan şiddetli yağmurdan ko- runmanın yollannı aradılar. Sağdan soldan edindikleri naylonlan çadırlann üzerine gerdiler, çadırlan sudan korumak için çevresini kazdılar. Sabaha karşı yağmur dinince de giysilerini, ya- taklannı. battaniyelerini kurutmaya ça- lıştılar. Eşyalannı ipe asan birkadm söy- leniyor:"Cenab-ı mevlam yaniçokyapb." Adapazarlılar çadır almak ve çadırkent- lere yerleştirilmek için valiliğin önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Çoğu çadır- kentlere gitmek yerine hemen evinin önü- ne çadır kurmak istiyor. 80 yaşındaki Sabriye Erdoğan, "Ben muşamba istiyo- nım. Evimin önüne bir kulübe yapaYim" diyor. Sadiye Demir ıse "Ben de ev istiyo- nım"deyınce herkes şaşınyor, "Evinere- den bulacak" dıye. Sadiye Demir düzel- tiyor: "Çadıra ev diyoruz va. Evimiz yı- kddL Şimdi sokaktayız. Ben incir ahmda oturnyonun.'' Evleri yıkılmayıp hasarlı olanlar evlerinden uzaklaşmak istemiyor. Bu nedenle çadır dağıtımı sırasındaki ız- diham daha da artıyor. Çadır kente gitmek istemeyenlerin bir diğer gerekçesi de çadırlann su alması ve yağmurda çamura bulanmış olması. İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Ismafl Hakkı Ertoğju; Kaynarca yolu, Arifiye, Çark mesire yeri, Çökekler köyü, Der- nekler merası, Ortak mahalle ve Şeker fabrikası arazisinde toplam 3 bin çadınn kurulmuş olduğunu belirtti. Ertoğlu. Ka- vaklık'taki çadır kentin balçığa dönüş- mesi nedeniyle sâbah saat 06.00'da mıcır dökülerek çamurlu sahanın dolduruldu- ğunu söyledi. Ancak, özel bir şirketin kurduğu Kavaklık'taki çadır kente dökü- len mıcır, çamuru örtmeye yetmemiş. Ça- dırlardaki eşyalan toplamaya çalışan dep- remzedeler buraya "çamur kent" admı vermişler. Goç başladı Sakar\a'da bazı yurttaşlar, eşyalannı kamyonlara yükleyerek kentten aynlma- ya başladı. Depremde birçok evin enkaz yığını haline geldiği bölgede %'atandaş- lar, günlük yaşamlannı Kızılay'm dağıttığı çadırlarda sürdürüyor. Depre- min şokunu üzerinden atmaya çalışan Sa- karyalılar. bir yandan yaşama mücadele- si verirken bir yandan da hasar gören ev- lerinden sağlam eşyalannı, garajlanndan otomobiUerini çıkarmaya çahşıyorlar. RTÜK'ten Kanal 6'ya 1 hafta kapatma cezası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK). deprem sonrası yaptığı yayınlar nedeniyle Kanal 6 televizyonuna 7 gün kapatma cezası verdi. Deprem kurtarma ve yardım çalışmalan konusundaki aksaklıklann basın ve yaym organlannca kamuoyuna duyurulması, gerekli önlemleri almakta geciken hükümeti rahatsız etti. Başbakan Bülent Ecevit Bakanlar Kurulu toplantısında Devlet Bakanı Yüksel Yatova'ya "RTÜK size bağlı degil mi? Halkı kışkırtan bu >ayınlann kısıtlanması gerekhor. RTÜK'le konuşup bunlara bir çekidüzen verelim*' demişti. Ecevit, dün CNN televizyonuna verdiği demeç sırasında kendisine yöneltilen "hükümetin halkın güvenini kaybettiği'' biçimindeki soru üzerine, bazı Türk basın yayın organlannda çok karamsar bir tablo çizildiğini savundu. Sağlık Bakanı Osman Durmuş da. dün TBMM'de yaptığı konuşmada, televizyonlann deprem ile ilgili yayınlanndan şikâyetçi oldu. Durmuş, genel cerrah olduğunu belirtirken ekrana getirilen görüntülerden kendisinin bile rahatsızlık duyduğunuj bu görüntülerin çocuklar üzerinde çok olumsuz etki bırakacağını söyledi. RTÜK'ü göreve çağıran Durmuş, bazı sözlerinin de çarpıtılarak ekrandan verildiğini ve bu nedenle yanlış anlaşılmalara neden olduğunu iddia etti. 2 haftadır toplantı yapmayan RTÜK, bu durumun ardından olağanüstü toplandı. Üst kurul, Kanal 6 televizyonunun 30 Ağustos Pazartesi günü saat 24.00'ten başlayarak 7 gün boyunca kapatılmasını kararlaştırdı. Kanal 6'ya aynca "toplumu şiddet. terör ve teknik avnmcıkğa sevk eden ve toplumda nefret duygulan oluşturacak yayınlara imkân verUmemesi" ilkesını ihlal ettiği gerekçesiyle uyan cezası verildi. Yetkililer, bu cezanın, bugüne kadar ulusal bir televizyon kanahna verilen en büyük ceza olduğuna dikkat çektiler. IRMIK/AYB11S ENGİN aengin(« doruk.net.tr. Sabah. 08.45. Salı. Gök de- lindi. Bütün gece sinsi sinsi (gü- zel günlerde çislem çislem der- dik değil mi?) yağan yağmur, in- safi büsbütün yitirdi. Sığındığın kafeteryanın saçağının altında, gözlerin önünde uzanan körfe- ze dikili, akhnsa orada, 300 adım ötede, dev yıkınttnın altın- da birkaç saat öncesine kadar çarpan yüreklerde. Hâlâ çarpı- yorlar mı acaba? Kirpiklerinden sızan sulan bi- le silmeyen, günlerdir uyuma- mış ve uykudan sanki ayıpmış, sanki günahmış gibı sözeden o delikanlı, kurtarma ekibinin ba- şındaki o adsız kahraman, hâlâ yıkıntının başında dört mü dö- nüyordur? Kocaman tulumu- nun içinde kaybolmuş o Alman kızı, ıslak saçlarının arasından ışıldayan çipil gözleriyle "Yaşı- yorlar. Sayıları birden fazla. Kalp atışlan en az iki canlıyı gösteriyor. Kesin bu" dryebile- cek mi gene? Gün bu sorularia mı başla- malı? Sabaha karşı. 05.00. Salı. Birkaç saat uyumalı artık. Zor- la kendini ve durmaksızın "c/na- Cinayet Nedir ve Cani Kime Denir? yer" diye yineleyip durma. Uyu. Sabaha çok var. 02.20. Sa- lı. Arabanın metal tavanında yağmurun tekdüze mınltısından hep hoşlanırdın. N'oldu bu gün sana? Gözlerin cam gibi. Bom- boş bakıyor ve beynindeki bur- gaçla boğuşuyorsun. O yıkıntı- nın altından, o "kesinlikle bir- den fazla canh" kurtulabilecek mi? O dev iş aygıtı dipteki can- lılan ezmeden, o koca beton bioku kaldırabilecek mi? Niye kendini suçlu hissediyorsun? Yağmur başladı diye kurtarma çalışmasını izlemekten vazge- çip arabanın içine sığınmanın neresi suç? Kurtarmada bir hü- nerinyokkisenin... Gece. 23.50. Pazartesi. Şu çok ufak ve çok tefek ve güneş yanığını genlerinden edinmiş Meksikalı. Meksika kurtarma ekibinden o orta yaşlı adam. Bilmediğimiz diller engel değil. Anlaşıyoruz bal gibi. O bana iri karagözlerininiçigülerek, "Ke- sin" dedi. "Bulduk. Yaşıyoriar ve kurtaracağız". Ben de ona "BMyorum" dedim. Biliyorum. Kurtaracaklar. Işleri bu ve uzmanlıklan bu. Meksiko City depreminden ka- zandıklan deneyimleri, burada, Gölcük'te onlara "kesinlikle bir- den fazla can" kurtartacak. Akşam. 20.15. Pazartesi. Gölcük. Depremin ıkıncı haftası başlayalı saatler oldu. Gazeteci takımının toplandığı deniz kıyı- sındaki yeşil alana haber gecik- meden geldı. Belediye lojman- lannın karşısındaki dev yıkıntı- lann altında canlı saptanmış. Belçika, Alman ve Meksika ekipleri "aynayn" dinlemeyap- tılar. Hassas dinleme aygıtlan- nın hepsi "aynı frekansta" kalp vuruşlan saptadı. Üstelik birden fazla. En az 2 kışı. Bu kesin. O uğursuz geceden bu yana bir hafta geçti. Bir haftaya 17 saat daha eklendi ve Gölcük'te yıkıntılar arasında hâlâ çarpan "enazikiyürek". Öğle. 12.00. Pazartesi. Ya- lova - Gölcük arasında yavaş yavaş ve yıkıntılar arasında iler- liyorsun. Arabanın radyosun- dan. cızırtılar arasında güç be- la dinlediğin bir ıstasyonda öğ- le haberleri: "... yabancı kurtarma ekiple- rinin, yetkililerin talimatıyla ara- ma ve kurtarma calışmalanna son verdikleri ve deprem böl- gesinı terk etmeye hazırlandık- lan bildiriliyor. Öte yandan dep- rem bölgesindekisağlık h'ızmet- lerinin aksamadan yürütöldüğü- nü belirten Sağlık Bakanı..." Demek kurtarma ve arama yok artık. Demek yeraltında, yı- kıntılann ışık sızmaz karanlıkla- nnda canlı umudu kalmadı. Doğru mu acaba ? Doğrudur heıtıalde. Umut bitmeden böy- le bir karar verilebilir mi ?.. Ve- rildiyse cinayet olmaz mı? Ha- yır hayır, bırak bu zehirli kuşku- lan... Işine bak sen. Çadır kent- ler gerçeğinin izini sürecektin. Işine bak haydi. Sen haberci- sin, yargıç değil... Demek yıkıntılar altında umut kalmadı... Sabah 10.30. Pazartesi. Ya- lova'da arama-kurtarma çalış- malan bitti. Bak Malezya ekibi araç gereçlerini sandıklara yer- leştinyor. Yalova Stadyumu'nun önünde DPA (Alman Haber Ajansı) muhabiri haberi doğru- luyor. Israil ekibi İstanbul'un yo- lunu tutmuş bile. Nitekim... Nitekim Yalova'da dev kepçeler, ekskavatörler... Böyle mi yazılıyordu bu meret sözcuk?.. Saçmalama. Bırak şimdi bunlan. Bak şu kepçele- re. Şu birkaç günlük deneyler- den öğrendin ya. Yıkıntıya kep- çe girdi mi, canlıdan umut ke- silmiş demektir. Kepçe moloz çıkanr; beton çıkanr ve ceset çıkarır. Kepçe yalnız ceset çı- kanr... ••• Arama-kurtarma çalışmala- rından vazgeçme emrini kim verebilir. Kesinlikle emin oldu- ğuna nasıl karar vermiştir aca- ba? "Kesinlikle emin olma ge- reği"n\ sahiden duymuş mu- dur? Bir soru daha. llgisiz, neden- se akla geliveren bir soru daha: Cinayet nedir ve cani kime denir? HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Vur, Ama Düşün! Çaresizlik ya yılgınlık getirir ya da kızgınlık... Kızgınlık da kör saldırı. Öysa saldırılann en kötüsü de "kör" olanıdır. Her bunalımda bir günah keçisi gerekir. Bir günah keçisi bulunmalıdır ki, diğer keçiler hu- zur bulsun! Beş yüzyıl önceki Ispanya'da günah keçisi Yahudilerdi. Ulusal düşkınklığı veekonomik bu- nalım içindeki Nazi Almanyası'nda Yahudilerin yanına komünistler eklendi. Tıpkı Mussolini'nin rtalyası'nda olduğu gibi. Avrupa'nın bazı ülkeleıinde ise, bugünkü gü- nah keçileri Türkler. Deprem Türkiye'si de sonunda günah keçi- sini buldu: Devlet! • • • " • • Türkiye'de devlet iyi mi işliyor? Elbette ki hayır! Devlet son yarım yüzyılda hızla yozlaştı. Ata- türk'ü putlaştıranlar, bunu Kemalist ilkelerden uzaklaşmayı ve Atatürk'ün kurumlannı yıkma- yı gözlerden saklamanın kalkanı olarak kullan- dılar. Menderes... Demirel... Evren... Özai... Bugünkü devlet, işte bu çizginin toplumu- muza armağanıdır. Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaşma... Temel kurumlann yıpratılması ya da tümden kaldınlması... Kayırma, rüşvet, görevi kötüye kullanma... Para gücünün yasa gücünün üze- rine çıkarılması... Öbürleri bu süreçteki bütün olumsuzluklarda varlar. Evren dönemi ise, Atatürk'ün kurumlan- nı yıkarak onlarla kol kola girdi. Devletin yozlaşması ne kadar gerçekse... bu yozlaşmada ne Kemalistlerin ne de genel ola- rak solculann katkısının bulunduğu da, o ölçü- de gerçek! • • • Deprem sonrasında, sıkıyönetim ilan edip so- rumluluğu askerlere devretmek, doğru bir tu- tum mu olurdu? Hayır! Terör mü, asker!.. Laiklik tehlikede mi, as- kert.. Deprem mi, asker!.. Ordunun Türkiye'de en iyi işleyen, en sağlık- lı kurumlann başında geldiği doğru da... Bu yak- laşımın sağlıklı olduğunu savunmak doğru mu? Gölcük'te felaketi askerier de yaşadılar. ilk gün, araç, gereç ve personel sıkıntısı ol- muş.Tkinci ve üçüncü gün, istihkâm biriikleri ve iki tugay devreye girmeye başlamış. Ama dör- düncü gün bile, yıkıntının altında 66 subay, er ve yakınlan vardı. Askerin elinde "mucize" yok ki! Asker tüm gücü ve olanaklanyla depremze- delerin yanındaydı. Tıpkı günler boyu uyumak fırsatı bulamayan bir kısım srvit kamu görevlile- rigıbi... Komutanlar, "Yetkiyi bize devredin de bu işi biz halledelim!" dediler de hükümet "hayır!" mı dedi? Böyle biryolagirilseydi; bu, en saygın ku- rumumuzu da yıpratmanın ötesinde, acaba çok şeyi değiştirebilir miydi? ••• Bu çapta bir doöal afet bizde degil de örne- ğin Ispanya ya da ıtalya'da olsaydı ne olurdu? Felaket inanılmaz geniş bir alana yayılmış. Yardıma koşacak olanlann bir kesiminin kendi- leri yardıma muhtaç; kendileri ya da aileleri yı- kıntılann altında. Panik içindeki sivil araçlaryol- lan tıkamış. Telefonlar çalışmıyor. Hiç kuşkum yok!.. Bizdeki kadar olmamakla biriikte, yakınma- lann önemli bir bölümü, ilk günlerde oralarda da yaşanırdı. • • • lstanburdakigümrükgörevlisi...TÜPRAŞ'ta- ki falan sorumlu... Bilmem neredeki bilmem hangi kamu çalışanı... Devlet içindeki her birimin her yanlış tutu- mundan hükümeti sorumlu tutamazsınız. Ama sağlıksız Sağlık Bakanı'nın ağzından çıkan her söz hükümeti bağlar. Onun görevinde kaldığı her gün, sadece MHP'nin ve Sayın Devlet Bahçeli'nin değil, tüm hükümetin ayıbıdır! Bu ayıptan kurtulmak için yitırilen her dakika, bu toplumun insanlan için bir utanç işkencesi- dir. . . . . Muteahhitlere af gelmesin Basın suçlarına gönülsüz erteleme A.NKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TBMM Anayasa Komisyonu, af ve basın yoluyla işle- nen suçlann ertelenme- sine ilişkin yasa tasan- lannı anayasaya uygun buldu. Komisyon, esas komisyon olan TBMM Adalet Komisyonu'na. işkence suçunu içeren Türk Ceza Yasası'nın 243. maddesine giren suçlar ile deprem fela- ketinin zararlannı art- tıran sorumlulann af kapsamı dışında tutul- masını önerdi. Basın yoluyla işlenen suçlar konusunda ise ANAP ve MHP bölündü, tasa- n 6'ya karşı 9 oyla ana- yasaya uygun bulundu. FP'liler, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan. eski tstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ı da kurtarabilmek için T- CY'nin 312. maddesi ile Atatürk aleyhine iş- lenen suçlann da af kapsamına alınmasını istedi. Görüşmelerde, tasa- nnm maddeleri sadece anayasaya uygunluk açısından oylandı. Ta- sanya aynca "aklan- mak isteyenler" için •afli reddetme hakkı'' tanınmasına ilişkin bir ek madde konulması- nın da adalet komisyo- nuna önerilmesi karar- laştınldı. Af tasansının görüş- melerim'n tamamlan- masından sonra "basın ve yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezalann ertetenmesine dair yasa tasansı" ele ahndî. ANAP, MHP ve FP'lilerin bir bölümü ve DSP'li tüm üyelerin oyuyla tasan anayasa- ya uygunluk görüşüyle TBMM Adalet Komis- yonu'na ileüldi. Her i- ki tasan da bugün TB- MM Adalet Komisyo- nu'nda görüşülecek. TBMM Milli Eğitim Komisyonu, af yasa ta- sansının öğrenci afR ile ilgili maddelerini de- ğiştirerek benimsedi. Türbanlı öğrencilere ilişkin olarak DSP'nin baskısı ile tasanya alı- nan "aftan yararlan- mada üniversitelerin mevzuatuıa uyma" zo- runluluğu, depreme pa- ralel olarak oluşan ha- reketli gündemden yararlanılarak kaldınl- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle