Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA
DEPREM
Körfez'de kurtarma çahşmaları Iritti
AHMETKURT
KOCAELİ - Depremin merkez üssü
Kocaeli 'de yaralar sanlmaya başlandı. Iz-
mit'te birçok işyeri açıldı. Sanayi kuruluş-
lannda hasar tespit çalışmalan sürdürülür-
ken, bir bölümünde de üretime geçildı.
Gölcük ve çevresinde kurtarma çalışma-
lan sona ererken Derince. Tütünçiftlik,
Körfez ilçeleri ve Değirmendere'de enkaz
kaldırma çalışmalan sürdürülüyor.
tzmit'te dün gece yağmura karşın halk
>ine evlerine girmedi. Vatandaşlann bü-
yiik bölümü bilirkişilerin evlerinde ince-
îeme yapmasını bekliyor. Evleri hasar gö-
ren çok sayıda aıle evlerinden eşyalannı
çıkarmaya başladı. Izmit'te elektrikler ya-
narken, sular bazı bölgelerde akmaya baş-
ladı. Vatandaşlar kriz masalanna gelerek
durumlannı bildiriyorlar. Sanayi kenti
olan Kocaeli'de işçiler işlerinin başlanna
döndüler. Kamu kuruluşlan olan SEKA,
TÜPRAŞ, İGSAŞ, PETKİM, Petrol Ofi-
si'nde hasar tespit ve temizlik çalışmala-
n sürdürülüyor. Kocaeli'nin doğu bölü-
münde bulunan Brisa, Goodyear ve Pirel-
lı lastik fabnkalannda hasar tespiti yapı-
lıyor. Sabancı Holding'e bağlı Beksa ve
Enerjisa'da üretim başladı. Kordsa'da ise
2 ünitede üretim sürüyor. Mannesmann
Boru ve Türkkablo'da üretimin hafta so-
nuna doğru başlaması bekleniyor.
Yüzyılın felaketi olarak adlandınlan
korkunç depremin merkezinde yer alan,
Çevre Raporu
Körfez'in
kirlilik
haritası
KOCAELİ (Cumhuriyet)- Koca-
eli Çevre II Müdürlüğü, depremin
yarattığı ve yaratacağı çevre sorun-
lanyla ilgilı bir rapor hazırladı. Ra-
porda, TÜPRAŞ tesisinden körfeze
yayılan petrol atıklarını temizlemek
için Mav i Deniz, Valide Sultan, De-
niztemiz II süpürgeleri ile Donanma
Komutanlığı'na aıt deniz süpürgesi-
nin temizleme çalışmalanna katıldı-
ği. körfezdeki kirliliğin haritasının
da çıkanldığı belirtildi. Raporda,
kentte belirlenen çevre sonınîannın
giderilmesine yönelik çahşmalar
şöyle sıralandı:
# Tüm imkânlar seferber edile-
rek havadan, karadan ye denizden
yapılan müdahale ile TÜPRAŞ yan-
gıru önce kontrol altına alınmış son-
ra tamamen söndürülmüştür.
# Kocaeli Valiliği Çevre ll Mü-
dürlüğü, felaketin ilk gününden iti-
baren ha\ a kirliliği mobil ölçüm ci-
hazlan ile gerekli ölçümleri yaparak
kamuoyunu bilgilendirme gayreti
içerisine girmiştir.
# Başbakanlık Kriz Merkezi ile
ÇevTe Bakanlığı Kriz Merkezi'nin
yaratmış olduğu ımkânlarla Kocaeli
Valiliği Kriz Merkezi. ildeki tüm
imkânlan koordinasyon içinde de-
ğerlendirerek, deniz kirliliğini as-
gari seviyede tutmak için 2 bin 400
metre yağ tutucu ve emici bariyer-
ler TÜPRAŞ tesisi civannda denize
serilmiştir.
# Yangın neticesinde TÜPRAŞ
tesisinden körfeze yayılan petrol
atıklarını temizlemek için Mavi De-
niz, Valide Sultan, Deniztemiz II sü-
pürgeleri hizmete ikame edilmiş ve
Donanma Komutanlığı 'na ait deniz
süpürgesi de temizleme çalışmala-
nna katılmıştır. 23'08/1999 tarihi
ıtıban ile TCGSG-51 SahiIGüven-
lik Botu ile Çevre îl Müdürlüğü De-
niz Kirliliği Kontrol Ekibi petrol atı-
ğuıın körfezdeki yayılımının kirlilik
haritasını çıkarmıştır.
# Çevre Bakanlığı Kriz Merke-
zi'nin talep doğrultusunda gönder-
miş olduğu 33 çöp kamyonu, 1 adet
tıbbi atık taşıma aracı (Izmit Devlet
Hastanesi"ne), 275 bin 45 kilogram
kireç, 15 adet ilaçlama aracı, 165
bin adet çöp torbası, 5 bin adet iş el-
diveni Kocaeli Valiliği Çevre tl Mü-
dürlüğü'nün koordinasyonunda il-
gili belediyelere ve vatandaşlara u-
laştmlarak dağıtımı sağlanmıştır.
# Deprem felaketinin sebep ol-
duğu insan ve çevre sağlığmı tehdit
eden yığınsal tıbbi atıİdar ile tehli-
keli atıklann acil olarak tekniğine
uygun olarak bertarafını sağlamak
üzere Kocaeli Üniversitesi, Gebze
Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve ts-
tanbul Teknik Üniversitesi Çevre
Bölümü başkanlan ve öğretim üye-
lerinin İZAYDAŞ (Izmit Klinik ve
Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji
Üretme Tesisi) hakkmda
23 '08/1999 tarihinde hazırlamış ol-
duklan Teknik Rapor (Acil Durum)
Çevre Bakanlığı Kriz MeTkezi'ne
sunulmuştur.
# Kocaeli sınırlannda toplam 42
belediye faaliyet göstermekte, bu
belediyelerin 28'i evsel atıklannı tz-
mit Entegre Çevre Projesi kapsa-
mında yapılan 1996 yılında hizme-
te açılan Düzenli Depolama Alanı'-
na nakletmeleri için Kocaeli Valili-
ği Çevre ll Müdürlüğü'nün koordi-
nasyonunda başlatılan Gebze, Kara-
mürsel, Körfez ve Kandıra ilçele-
rinde yapımı planlanan çöp ayırma
ve aktarma istasyonlannın bir an ön-
ce yapılarak hizmete ikame edilme-
si insan ve çevre sağlığırun korun-
ması açısından ivedilikle büyük
önem arz etmektedir.
Bolu'da depremin ardından gelen yağmur yurttasları sıkıntıya soktu
Sağanakyağış çadır sıkıntısını getirdi
DtLEKAKIRMAK
BOLL" - Bolu'nun Düzce üçesinde, deprem feiaketinin acı-
lannın sanlmaya çalışıldığı sırada başlayan sağanak yağış, ça-
dır sıkıntısını birkez daha gündeme getirdi. Bolu Valiliği Kriz
Masası, öncelri gün sabah başlayan ve aralıklarîa devam eden
yağmurdan etkilenen depremzedelenn çadırlanna dolan suyu
boşaltmak için seferber oldu. Bolu genelinde depremde ölen-
lerin sayısı 263'e. yaralı sayısı da 1159'a ulaştı.
Mimarlar Odası Bolu Şube BaşkanıNsdir Garipoğtu, Düz-
ce"de belediye başkanuun isteği üzerine inceleme yaptıklannı
belirterek, kentte 38 binanın yıkılmasma karar verildiğini söy-
ledi. Düzce'de halk depremin şokunu üzerinden atıp normal
yaşama geçmeye çahşırken. emekli maaşını almak isteyen
emekliler de banka önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Düz-
ce'deki depremde yıkılan evinin enkazından sağ olarak
çıkanlan 80 yaşındaki Lefize Teyze. depremzedelerin "Mefek
Teyze"si oldu. Bastonuna dayanarak, bütün gün depremzede-
leri ziyaret eden Melek Teyze, geçmiş olsun dileğinde bulu-
nuyor ve 7'den 70'e herkese moral vermeye çahşıyor.
Depremde oğlu adına yaptırdığı yurt binası da yerle birolan
ANAP Bolu MilletvekiliAvni Akyol, "Mecliste binaiann sag-
tambğı ve müteahhMerin denedenmesifleilgili konuyu ilk ön-
ce ben gündeme gctireceğim. Depremden zarar gören bötgete-
ri mflze haline getiretim ki ibret olsun. İnsanJar bu şehirlerden
geçerken akülannı başlanna toplasınlar" dedi.
Akyol, 31 yaşında sanlıktan ölen oğlu Dr. Ümit Akyol'un
anısını yaşatmak için Düzce'de yaptırdığı Ümit Kültür ve Eği-
tim Vakfi Kız Yurdu'nun enkazında incelemelerde bulundu.
Yurdun enkazı altında kalan 8 öğrenciden 5'i kurtanlırken, yaş-
lan 18 ve 20 arasmda değişen Abant Izzet Baysal Üniversite-
si Düzce Meslek Yüksekokulu öğrencileri, Pınar Üstûn, Rrt-
ma Öztürk ve Nügün Gün, deprem kurbanlan arasında yer al-
dı.
ancak çevreye oranla tehlikeyi ucuz atla-
tanlzmit'in 11 yıllık belediye başkanıSe-
fa Sinnen, dün bir haftalık aradan sonra
Belza Plaza'da bulunan büyükşehir bele-
diyesindeki makamına geldi.
Felaket bölgesindeki herkesin büyük
bir psikolojık baskı içinde olduğunu, da-
yanışma ile sıkıntılann aşılacağını belir-
ten Sirmen şöyle devam etti: "Mala gelen
zarar bir şev değiLönemü olan sağlık. An-
kara'dan 160 uzman geüyor. Bir an önce
binaiann durumu tespit edilecek. Sağlam
binalarda yaşam başlamalıdır. Meslek
odalanndan da seferberiik beklivorum.
Hasar tespitlerinin bir an önce yaptlması,
sokaklarda parklarda kalan insanlann
sağlam kalan binalanna gümesi çok bü-
yük önem taşıyor. Hepimizin aası çok bü-
yük. Böyte bir afette, suçlu aramanm. suç-
lu yaratmanın hiçbir anlamı yok. Gün ke-
netfenme günüdür."
Sirmen, evleri hasar görenlerin bannma
sorununu çözmek amacıyla çadır kentle-
rin yanı sıra vagon evleri de devreye sok-
mayı amaçladıklannı söyledi.
Bölgenin çok acil konut ihtiyacı oldu-
ğunu belirten başkan Sirmen, "Yuvam Iz-
mh konutlanna hızvermek gerekiyor. Bü-
yükşehir'in mahkeme karanyla kesinle-
şen parasını versinler. 6 bin 500 konutu 8
ayda tamamlayahm" dedi.
Paranın verilmesi halinde Alikâhya'da-
ki Akarca konutlannın bir ay, ihalesi ya-
pılan Arslanbey'deki Atakent konutlan-
nın $ ayda teslim edilebileceğıni belirten
Sirmen. "Böylece sorunun önemli bir bö-
lümü çözülebiKr" diye konuştu.
Bu arada knz masasına, yardımlann da-
ğmlmasına ilişkin ceşitli şikâyetler geü-
yor. Bazı vatandaşlar, kent merkezinin
uzağında kalan bölgelere yeterli yardım u-
laşmadığını öne sürerken bazı kişiler de
çeşıtlı illerden gelen yardımlann, aynı il-
den olan depremzedelere dağıtılarak
"bemşeridHk" yapıldığını ıddia ediyor-
lar. Depremzedeler, Kırklareli Valiliği
Gaziosmanpaşa Göçmen Misafirhane-
si'ne gelmeye başladı. Sivil Savunma ve
Kamp Müdürü Musa Güncan, Adapaza-
n, Kocaeli ve lstanbul'dan 8 aile ile bir-
likte toplam 23 kişinın misafirhaneye ge-
lerek yerleştiklerini bildirdi.
Güncan "Kampımızda 2000 kişrvi ba-
nndınabilecek prefabrik evve 8000 kişiHk
çadınmız var" dedi.
'Cenab-ı mevlamyani çokyapti
9
HATİCETUNCER
ADAPAZARI- Adapazan dün sabahı,
sınlsıklam karşıladı. Depremzedeler ge-
ce boyunca yağan şiddetli yağmurdan ko-
runmanın yollannı aradılar.
Sağdan soldan edindikleri naylonlan
çadırlann üzerine gerdiler, çadırlan sudan
korumak için çevresini kazdılar. Sabaha
karşı yağmur dinince de giysilerini, ya-
taklannı. battaniyelerini kurutmaya ça-
lıştılar. Eşyalannı ipe asan birkadm söy-
leniyor:"Cenab-ı mevlam yaniçokyapb."
Adapazarlılar çadır almak ve çadırkent-
lere yerleştirilmek için valiliğin önünde
uzun kuyruklar oluşturuyor. Çoğu çadır-
kentlere gitmek yerine hemen evinin önü-
ne çadır kurmak istiyor. 80 yaşındaki
Sabriye Erdoğan, "Ben muşamba istiyo-
nım. Evimin önüne bir kulübe yapaYim"
diyor. Sadiye Demir ıse "Ben de ev istiyo-
nım"deyınce herkes şaşınyor, "Evinere-
den bulacak" dıye. Sadiye Demir düzel-
tiyor: "Çadıra ev diyoruz va. Evimiz yı-
kddL Şimdi sokaktayız. Ben incir ahmda
oturnyonun.'' Evleri yıkılmayıp hasarlı
olanlar evlerinden uzaklaşmak istemiyor.
Bu nedenle çadır dağıtımı sırasındaki ız-
diham daha da artıyor.
Çadır kente gitmek istemeyenlerin bir
diğer gerekçesi de çadırlann su alması ve
yağmurda çamura bulanmış olması.
İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Ismafl
Hakkı Ertoğju; Kaynarca yolu, Arifiye,
Çark mesire yeri, Çökekler köyü, Der-
nekler merası, Ortak mahalle ve Şeker
fabrikası arazisinde toplam 3 bin çadınn
kurulmuş olduğunu belirtti. Ertoğlu. Ka-
vaklık'taki çadır kentin balçığa dönüş-
mesi nedeniyle sâbah saat 06.00'da mıcır
dökülerek çamurlu sahanın dolduruldu-
ğunu söyledi. Ancak, özel bir şirketin
kurduğu Kavaklık'taki çadır kente dökü-
len mıcır, çamuru örtmeye yetmemiş. Ça-
dırlardaki eşyalan toplamaya çalışan dep-
remzedeler buraya "çamur kent" admı
vermişler.
Goç başladı
Sakar\a'da bazı yurttaşlar, eşyalannı
kamyonlara yükleyerek kentten aynlma-
ya başladı. Depremde birçok evin enkaz
yığını haline geldiği bölgede %'atandaş-
lar, günlük yaşamlannı Kızılay'm
dağıttığı çadırlarda sürdürüyor. Depre-
min şokunu üzerinden atmaya çalışan Sa-
karyalılar. bir yandan yaşama mücadele-
si verirken bir yandan da hasar gören ev-
lerinden sağlam eşyalannı, garajlanndan
otomobiUerini çıkarmaya çahşıyorlar.
RTÜK'ten Kanal 6'ya 1 hafta kapatma cezası
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK). deprem sonrası
yaptığı yayınlar nedeniyle
Kanal 6 televizyonuna 7 gün
kapatma cezası verdi.
Deprem kurtarma ve yardım
çalışmalan konusundaki
aksaklıklann basın ve yaym
organlannca kamuoyuna
duyurulması, gerekli
önlemleri almakta geciken
hükümeti rahatsız etti.
Başbakan Bülent Ecevit
Bakanlar Kurulu
toplantısında Devlet Bakanı
Yüksel Yatova'ya "RTÜK size
bağlı degil mi? Halkı
kışkırtan bu >ayınlann
kısıtlanması gerekhor.
RTÜK'le konuşup bunlara
bir çekidüzen verelim*'
demişti. Ecevit, dün CNN
televizyonuna verdiği demeç
sırasında kendisine yöneltilen
"hükümetin halkın güvenini
kaybettiği'' biçimindeki soru
üzerine, bazı Türk basın
yayın organlannda çok
karamsar bir tablo çizildiğini
savundu. Sağlık Bakanı
Osman Durmuş da. dün
TBMM'de yaptığı
konuşmada, televizyonlann
deprem ile ilgili
yayınlanndan şikâyetçi oldu.
Durmuş, genel cerrah
olduğunu belirtirken ekrana
getirilen görüntülerden
kendisinin bile rahatsızlık
duyduğunuj bu görüntülerin
çocuklar üzerinde çok
olumsuz etki bırakacağını
söyledi. RTÜK'ü göreve
çağıran Durmuş, bazı
sözlerinin de çarpıtılarak
ekrandan verildiğini ve bu
nedenle yanlış anlaşılmalara
neden olduğunu iddia etti.
2 haftadır toplantı yapmayan
RTÜK, bu durumun ardından
olağanüstü toplandı. Üst
kurul, Kanal 6
televizyonunun 30 Ağustos
Pazartesi günü saat 24.00'ten
başlayarak 7 gün boyunca
kapatılmasını kararlaştırdı.
Kanal 6'ya aynca "toplumu
şiddet. terör ve teknik
avnmcıkğa sevk eden ve
toplumda nefret duygulan
oluşturacak yayınlara imkân
verUmemesi" ilkesını ihlal
ettiği gerekçesiyle uyan
cezası verildi. Yetkililer, bu
cezanın, bugüne kadar ulusal
bir televizyon kanahna
verilen en büyük ceza
olduğuna dikkat çektiler.
IRMIK/AYB11S ENGİN aengin(« doruk.net.tr.
Sabah. 08.45. Salı. Gök de-
lindi. Bütün gece sinsi sinsi (gü-
zel günlerde çislem çislem der-
dik değil mi?) yağan yağmur, in-
safi büsbütün yitirdi. Sığındığın
kafeteryanın saçağının altında,
gözlerin önünde uzanan körfe-
ze dikili, akhnsa orada, 300
adım ötede, dev yıkınttnın altın-
da birkaç saat öncesine kadar
çarpan yüreklerde. Hâlâ çarpı-
yorlar mı acaba?
Kirpiklerinden sızan sulan bi-
le silmeyen, günlerdir uyuma-
mış ve uykudan sanki ayıpmış,
sanki günahmış gibı sözeden o
delikanlı, kurtarma ekibinin ba-
şındaki o adsız kahraman, hâlâ
yıkıntının başında dört mü dö-
nüyordur? Kocaman tulumu-
nun içinde kaybolmuş o Alman
kızı, ıslak saçlarının arasından
ışıldayan çipil gözleriyle "Yaşı-
yorlar. Sayıları birden fazla.
Kalp atışlan en az iki canlıyı
gösteriyor. Kesin bu" dryebile-
cek mi gene?
Gün bu sorularia mı başla-
malı?
Sabaha karşı. 05.00. Salı.
Birkaç saat uyumalı artık. Zor-
la kendini ve durmaksızın "c/na-
Cinayet Nedir ve Cani Kime Denir?
yer" diye yineleyip durma. Uyu.
Sabaha çok var. 02.20. Sa-
lı. Arabanın metal tavanında
yağmurun tekdüze mınltısından
hep hoşlanırdın. N'oldu bu gün
sana? Gözlerin cam gibi. Bom-
boş bakıyor ve beynindeki bur-
gaçla boğuşuyorsun. O yıkıntı-
nın altından, o "kesinlikle bir-
den fazla canh" kurtulabilecek
mi? O dev iş aygıtı dipteki can-
lılan ezmeden, o koca beton
bioku kaldırabilecek mi? Niye
kendini suçlu hissediyorsun?
Yağmur başladı diye kurtarma
çalışmasını izlemekten vazge-
çip arabanın içine sığınmanın
neresi suç? Kurtarmada bir hü-
nerinyokkisenin...
Gece. 23.50. Pazartesi. Şu
çok ufak ve çok tefek ve güneş
yanığını genlerinden edinmiş
Meksikalı. Meksika kurtarma
ekibinden o orta yaşlı adam.
Bilmediğimiz diller engel değil.
Anlaşıyoruz bal gibi. O bana iri
karagözlerininiçigülerek, "Ke-
sin" dedi. "Bulduk. Yaşıyoriar
ve kurtaracağız". Ben de ona
"BMyorum" dedim. Biliyorum.
Kurtaracaklar.
Işleri bu ve uzmanlıklan bu.
Meksiko City depreminden ka-
zandıklan deneyimleri, burada,
Gölcük'te onlara "kesinlikle bir-
den fazla can" kurtartacak.
Akşam. 20.15. Pazartesi.
Gölcük. Depremin ıkıncı haftası
başlayalı saatler oldu. Gazeteci
takımının toplandığı deniz kıyı-
sındaki yeşil alana haber gecik-
meden geldı. Belediye lojman-
lannın karşısındaki dev yıkıntı-
lann altında canlı saptanmış.
Belçika, Alman ve Meksika
ekipleri "aynayn" dinlemeyap-
tılar. Hassas dinleme aygıtlan-
nın hepsi "aynı frekansta" kalp
vuruşlan saptadı. Üstelik birden
fazla. En az 2 kışı. Bu kesin.
O uğursuz geceden bu yana
bir hafta geçti. Bir haftaya 17
saat daha eklendi ve Gölcük'te
yıkıntılar arasında hâlâ çarpan
"enazikiyürek".
Öğle. 12.00. Pazartesi. Ya-
lova - Gölcük arasında yavaş
yavaş ve yıkıntılar arasında iler-
liyorsun. Arabanın radyosun-
dan. cızırtılar arasında güç be-
la dinlediğin bir ıstasyonda öğ-
le haberleri:
"... yabancı kurtarma ekiple-
rinin, yetkililerin talimatıyla ara-
ma ve kurtarma calışmalanna
son verdikleri ve deprem böl-
gesinı terk etmeye hazırlandık-
lan bildiriliyor. Öte yandan dep-
rem bölgesindekisağlık h'ızmet-
lerinin aksamadan yürütöldüğü-
nü belirten Sağlık Bakanı..."
Demek kurtarma ve arama
yok artık. Demek yeraltında, yı-
kıntılann ışık sızmaz karanlıkla-
nnda canlı umudu kalmadı.
Doğru mu acaba ? Doğrudur
heıtıalde. Umut bitmeden böy-
le bir karar verilebilir mi ?.. Ve-
rildiyse cinayet olmaz mı? Ha-
yır hayır, bırak bu zehirli kuşku-
lan... Işine bak sen. Çadır kent-
ler gerçeğinin izini sürecektin.
Işine bak haydi. Sen haberci-
sin, yargıç değil...
Demek yıkıntılar altında umut
kalmadı...
Sabah 10.30. Pazartesi. Ya-
lova'da arama-kurtarma çalış-
malan bitti. Bak Malezya ekibi
araç gereçlerini sandıklara yer-
leştinyor. Yalova Stadyumu'nun
önünde DPA (Alman Haber
Ajansı) muhabiri haberi doğru-
luyor. Israil ekibi İstanbul'un yo-
lunu tutmuş bile.
Nitekim... Nitekim Yalova'da
dev kepçeler, ekskavatörler...
Böyle mi yazılıyordu bu meret
sözcuk?.. Saçmalama. Bırak
şimdi bunlan. Bak şu kepçele-
re. Şu birkaç günlük deneyler-
den öğrendin ya. Yıkıntıya kep-
çe girdi mi, canlıdan umut ke-
silmiş demektir. Kepçe moloz
çıkanr; beton çıkanr ve ceset
çıkarır. Kepçe yalnız ceset çı-
kanr...
•••
Arama-kurtarma çalışmala-
rından vazgeçme emrini kim
verebilir. Kesinlikle emin oldu-
ğuna nasıl karar vermiştir aca-
ba? "Kesinlikle emin olma ge-
reği"n\ sahiden duymuş mu-
dur?
Bir soru daha. llgisiz, neden-
se akla geliveren bir soru daha:
Cinayet nedir ve cani kime
denir?
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Vur, Ama Düşün!
Çaresizlik ya yılgınlık getirir ya da kızgınlık...
Kızgınlık da kör saldırı.
Öysa saldırılann en kötüsü de "kör" olanıdır.
Her bunalımda bir günah keçisi gerekir. Bir
günah keçisi bulunmalıdır ki, diğer keçiler hu-
zur bulsun!
Beş yüzyıl önceki Ispanya'da günah keçisi
Yahudilerdi. Ulusal düşkınklığı veekonomik bu-
nalım içindeki Nazi Almanyası'nda Yahudilerin
yanına komünistler eklendi. Tıpkı Mussolini'nin
rtalyası'nda olduğu gibi.
Avrupa'nın bazı ülkeleıinde ise, bugünkü gü-
nah keçileri Türkler.
Deprem Türkiye'si de sonunda günah keçi-
sini buldu: Devlet!
• • • " • •
Türkiye'de devlet iyi mi işliyor?
Elbette ki hayır!
Devlet son yarım yüzyılda hızla yozlaştı. Ata-
türk'ü putlaştıranlar, bunu Kemalist ilkelerden
uzaklaşmayı ve Atatürk'ün kurumlannı yıkma-
yı gözlerden saklamanın kalkanı olarak kullan-
dılar.
Menderes... Demirel... Evren... Özai...
Bugünkü devlet, işte bu çizginin toplumu-
muza armağanıdır.
Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaşma...
Temel kurumlann yıpratılması ya da tümden
kaldınlması... Kayırma, rüşvet, görevi kötüye
kullanma... Para gücünün yasa gücünün üze-
rine çıkarılması...
Öbürleri bu süreçteki bütün olumsuzluklarda
varlar. Evren dönemi ise, Atatürk'ün kurumlan-
nı yıkarak onlarla kol kola girdi.
Devletin yozlaşması ne kadar gerçekse... bu
yozlaşmada ne Kemalistlerin ne de genel ola-
rak solculann katkısının bulunduğu da, o ölçü-
de gerçek!
• • •
Deprem sonrasında, sıkıyönetim ilan edip so-
rumluluğu askerlere devretmek, doğru bir tu-
tum mu olurdu?
Hayır!
Terör mü, asker!.. Laiklik tehlikede mi, as-
kert.. Deprem mi, asker!..
Ordunun Türkiye'de en iyi işleyen, en sağlık-
lı kurumlann başında geldiği doğru da... Bu yak-
laşımın sağlıklı olduğunu savunmak doğru mu?
Gölcük'te felaketi askerier de yaşadılar.
ilk gün, araç, gereç ve personel sıkıntısı ol-
muş.Tkinci ve üçüncü gün, istihkâm biriikleri ve
iki tugay devreye girmeye başlamış. Ama dör-
düncü gün bile, yıkıntının altında 66 subay, er
ve yakınlan vardı.
Askerin elinde "mucize" yok ki!
Asker tüm gücü ve olanaklanyla depremze-
delerin yanındaydı. Tıpkı günler boyu uyumak
fırsatı bulamayan bir kısım srvit kamu görevlile-
rigıbi...
Komutanlar, "Yetkiyi bize devredin de bu işi
biz halledelim!" dediler de hükümet "hayır!" mı
dedi? Böyle biryolagirilseydi; bu, en saygın ku-
rumumuzu da yıpratmanın ötesinde, acaba çok
şeyi değiştirebilir miydi?
•••
Bu çapta bir doöal afet bizde degil de örne-
ğin Ispanya ya da ıtalya'da olsaydı ne olurdu?
Felaket inanılmaz geniş bir alana yayılmış.
Yardıma koşacak olanlann bir kesiminin kendi-
leri yardıma muhtaç; kendileri ya da aileleri yı-
kıntılann altında. Panik içindeki sivil araçlaryol-
lan tıkamış. Telefonlar çalışmıyor.
Hiç kuşkum yok!..
Bizdeki kadar olmamakla biriikte, yakınma-
lann önemli bir bölümü, ilk günlerde oralarda da
yaşanırdı.
• • •
lstanburdakigümrükgörevlisi...TÜPRAŞ'ta-
ki falan sorumlu... Bilmem neredeki bilmem
hangi kamu çalışanı...
Devlet içindeki her birimin her yanlış tutu-
mundan hükümeti sorumlu tutamazsınız. Ama
sağlıksız Sağlık Bakanı'nın ağzından çıkan her
söz hükümeti bağlar.
Onun görevinde kaldığı her gün, sadece
MHP'nin ve Sayın Devlet Bahçeli'nin değil,
tüm hükümetin ayıbıdır!
Bu ayıptan kurtulmak için yitırilen her dakika,
bu toplumun insanlan için bir utanç işkencesi-
dir. . . . .
Muteahhitlere af gelmesin
Basın suçlarına
gönülsüz erteleme
A.NKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Anayasa Komisyonu,
af ve basın yoluyla işle-
nen suçlann ertelenme-
sine ilişkin yasa tasan-
lannı anayasaya uygun
buldu. Komisyon, esas
komisyon olan TBMM
Adalet Komisyonu'na.
işkence suçunu içeren
Türk Ceza Yasası'nın
243. maddesine giren
suçlar ile deprem fela-
ketinin zararlannı art-
tıran sorumlulann af
kapsamı dışında tutul-
masını önerdi. Basın
yoluyla işlenen suçlar
konusunda ise ANAP
ve MHP bölündü, tasa-
n 6'ya karşı 9 oyla ana-
yasaya uygun bulundu.
FP'liler, kapatılan
RP'nin Genel Başkanı
Necmettin Erbakan.
eski tstanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanı
Tayyip Erdoğan ı da
kurtarabilmek için T-
CY'nin 312. maddesi
ile Atatürk aleyhine iş-
lenen suçlann da af
kapsamına alınmasını
istedi.
Görüşmelerde, tasa-
nnm maddeleri sadece
anayasaya uygunluk
açısından oylandı. Ta-
sanya aynca "aklan-
mak isteyenler" için
•afli reddetme hakkı''
tanınmasına ilişkin bir
ek madde konulması-
nın da adalet komisyo-
nuna önerilmesi karar-
laştınldı.
Af tasansının görüş-
melerim'n tamamlan-
masından sonra "basın
ve yayın yoluyla işlenen
suçlara ilişkin dava ve
cezalann ertetenmesine
dair yasa tasansı" ele
ahndî. ANAP, MHP ve
FP'lilerin bir bölümü
ve DSP'li tüm üyelerin
oyuyla tasan anayasa-
ya uygunluk görüşüyle
TBMM Adalet Komis-
yonu'na ileüldi. Her i-
ki tasan da bugün TB-
MM Adalet Komisyo-
nu'nda görüşülecek.
TBMM Milli Eğitim
Komisyonu, af yasa ta-
sansının öğrenci afR ile
ilgili maddelerini de-
ğiştirerek benimsedi.
Türbanlı öğrencilere
ilişkin olarak DSP'nin
baskısı ile tasanya alı-
nan "aftan yararlan-
mada üniversitelerin
mevzuatuıa uyma" zo-
runluluğu, depreme pa-
ralel olarak oluşan ha-
reketli gündemden
yararlanılarak kaldınl-
dı.