20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 1 CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Tıp Eğitiniinde Önemli bir Bilim Dalı: Tıp Etiğii Prof. Dr. Ayşegül Demirhan ^RDEMÎR Vludağ Umversıtesı Tıp Fakultesı oğretım uyesı T ıp etığı (ahlakı) bıluru, ın- sanlık var olduğu surece goruldu ve tıp konulan arttıkça bunlann ahlaksal yonlen de çoğaldı Bugün tıp etığmın tıp bılımlen ıçındekı ven buyuktûr ve öbur tıp dal- lan kadar önemhdır Tıp etıgı nedır17 Etık ahlak felsefesı anlamına gelır Yanı ahlaksal olanın ozü- nu \e temellennı araştınr ınsanın kışı- sel ve toplumsal yaşamındakı ahlaksal davranışlan ıle ılgılı sorunlan ele alıp ın- celeyen felsefe dalıdır Etık, ahlak fel- sefesı olarak bılındığıne gore ahlak da şövle tanımlanabılır Bellı birdonemde bellı ınsan topluluklaruun benımsenmiş oian birej lennın bırbırleny k olan ılişki- lermi duzenleyen törel davraıuş kurafla- rmm, yasalannın, Ukelerinın toplanudır. Tıp etiği ıse üp ahlakı demektır ve ba- zı ılkelen vardır Bugun gelışen tıbbı uygulamalannın etık açıdan degerlendı- nlmesınde bazı sorunlarbelırlenmekte- dır Bu sorunlann çozulmesınde bazı etık ılkeler bir ölçüt (knter) olarak kar şımıza çıkmakta ve bu sonınlar, bu ıl- kelere gore sonuçlandınlmaktadırlar Ye- ni tıp etiği ilketeri, tıbbı eylemlerde m- sana yol gostenr (rehberlık ederler) Eğer hastaya uygulanan tedavıler, operasyon- lar, ılkelere uygun bır durumda ıseler, eük açısından onaylanırlar ve toplum ıçınde benımsenecek genel bır bütûn ıçınde ol- duklanndan dolayı, yasalar karşısmda da savunulabılırler Tıp etığı ılkelen her zaman etık kararlarda tam ve kesın bır olçüt olmayabılırleT Ancakbu kararlar- da yol gostencılıklen vardır Eük ılke- ler, tıbbı sorunlan çözerler, eük değer- len belırler, etık olaylardakı ıkılemlen sonuca bağlarlar Ancak bılınmelıdır kı tıp etiği ilkeleri ıyı yonde değer ve kav- ramlar olarak ınsanlann moral dünyası- nı ve gorevını gûçlendınrler Yanı ın- sanlann ruh yapılannı kuvvetlendınr- ler Tıp etığı ılkelen çeşıtlı etıkle ılgılı kı- taplarda az ya da çok sayıda, bazen bır- kaçı bır arada ve bır ılke altında toplan- mışlardır Ancak bugûn genellıkle etık ılkeler şöyle sıralanabıhr 1) Yararhlık llkesı, 2) Hastaya Zarar Vermeme llke- sı, 3) Adalet llkesı, 4) Yaşama Saygı ll- kesı, 6) Kötû Davranmama llkesı, 7) Gızhhge Saygı llkesı, 8) Ozerkhğe Say- gı llkesı, 9) Aydmlatılmış Onam llkesı 1) Yaraıiıhk llkesı (Hastaya Yararh Olma tlkesi): Bu ılkeye göre, hekım ve obur sağlık alaru çaiışanlan, hastayı so- nuna kadar tedavı ederek acısını dındır- melı ve ona yararh olmalıdır 2) Hasta- ya Zarar Vermeme Ükesi: Bu ılke, has- taya yapılan uygulamalar sırasında ona zarar vermemek anlamına gelır Yanı hastanın tedavısmde zarann olmaması ve yarar sağlanması gerekır Burada nsk faktörlennın hekım tarafindan ıyı bılın- mesı gerekır Hekım, alanında uzman, deneyımlı ve yapacağı uygulamalann sonuçlannı çok ıyı bılen bır kışı olma- lıdır 3)Adalettikesi:Bu ılke hekımın has- talanna eşıt davTanmasını, tedavıde bı- nnı oburunden daha önemh görmeme- sını sağlar Bazı ulkelerde sınırh sağlık kaynaklan bulunabılır Tıbbı araç, gereç ve olanaklann adaletlı bır şekılde dağı- tılması bu ılkenın temelıdır Ömeğın or- gan aktanmlannda adaletlı bır dağılım gerekır 4) Dürûstluk tlkesi: Hekım, has- tanm karşısmda tamamen dürûst, sözü- ne ınanılan ve güven duyulan bır kışı ol- malıdır 5) Yaşama Saygı tlkesi: Doğada bulunan butun canlılann v aşamaya hak- kı vardır Hayvan deneylennde hayvan- lara acı çekürmek ya da onlan öldürmek bu ılkeye aykındır Yine ınsanlar uzenn- de deneyler yapılması da ancak bazı ko- şullar altında ve msanlara zarar verme- den olabıhr Deneklerden aydmlatılmış onam alınması gerekır 6) Kötü Davran- mama tlkesi: Hekım hastasına karşı na- zık,anlayışlı, guleryüzlü olmalıdır Ona babacı bır tutumla (paternalıstık tutum) yaklaşmalı, onu dınlemelı ve kendı öne- nlennı ve ögûtlennı de gayet dostça ver- mehdır 7) GizüBğe Saygı tlkesi: Hasta- nın hastalıklan ve bazı özel durumlan ıle ılgılı bılgıler hekımler tarafindan bır gız (sır) olarak saklanır ve bu durum ya- salarda da vardır 8) Özerkliğe Saygı tl- kesi: Onemlı bır ılke olan Özerkliğe Say- gı tlkesi ıse hastalann haklanna saygı gostermek ve hastanın hastalığını teda- vı etmek ıçın yapılacak uygulamalarda ona bılgı vererek aydınlattıktan sonra onaymı almak anlamına gelır Ancak burada hastanın özgür ıradesı gerekır Ya- nı bu konuda hastanın serbestçe ve ken- dı ıradesıyle onay vermesı gerekır 9) Aydmlatılmış Onam tlkesi: Özerkliğe Saygı tlkesi ıle yakın ılışkıdedır Çûnku hastalann hastalıklan ve tedavılen ıle ılgılı uygulamalarda hekım tarafindan ve- nlecek tıbbı karara katılmalan ıçın on- lara tıbbı bılgılenn açıklanmasını sağla- yan ılke AvdmlatiınıOnam tlkesfdır Bü- tun bu etık ılkeler bazen bırbınyle çelış- mekte. bazen de bırbınyle tam bır ılış- kı ıçme gırmektedır Tıp etığı bıçımı bu ılkeler çerçevesın- de bırçok tıbbı konunun ahlaksal yön- lennı mceler Organ aktanmlan, aıle planlaması, ılaç alışkanlığı, tıbbı şarla- tanlık, konsultasyon, tıbbı gızlılık, gen teknolojısı vb gıbı konulann etık yön- len bugün tıp fakültelennde deontoloji anahilim daUan tarafindan okutulmak- ta ve tıp eğıtımınde doktorun okuduğu öbur dersler arasında onemlı bır yen bu- lunmaktadır Doktorun hastasına nasıl davranması gerektığı ve hastav la ıletışım bu dersın ana konulan arasındadır Her ne kadar tıp etığı, übbı deontolo jı anabılım dalı ıçınde ıse de tıp fakül- telennde bu bılım dallanmn ayn ve ba- ğımsız bırer dal olarak okutulmalan ge- rekmektedır Çünkütıbbı deontoloji, tıp hukuku olarak bılınır ve doktorun uyma- sı gereken hukuksal kurallardan ve ya- salardan söz eder Yme tıp etığı tıp ah- lakı demektır ve bazen tıbbı sorunlann çozümünde hukuk \e ahlak yan yana ıncelenmektedır Bu bakımdan tıp fa- kültelennın yenı düzenlenecek ders prog- ramlannda bu kanşıklığa son vermek ıçın tıp hukuku, tıp etığı (ahlakı) ders- len ayn ve yuksek sınıflarda okutulma- lıdır Çünkü temel tıp ve klınık dersle- nnı bılmeyen bır oğrencının bu konula- n anlamasına olanak yoktur Aynca bır de bugün tıp etığı ıçınde kUnik etik de- nen ve klınıklerdekı hasta-doktor ılışkı- lennı duzenleyen üp etiği dalı vardır kı burada klınık olaylardakı etık ıkılemler eük ılkelere gore çözumlenırler Bu ba- kımdan klınık eük, hasta başmda klınık olaylann eük yonlennı çözen bır bılım olmaktadır Böylece üp etıgı anabılım dalında ko- nular üp fakultelennın ılen sımflannda uygulamalı olarak öğrencılere venlırse bu fakültelerden mezun olacak doktor- lann hastayla ıleüşımı kolaylaşır ve dav- ranışlar eük ılkelere gore duzenlenır Yî- ne 2000 yılı başlannda Nobel Tıp Kıta- bevlen nce çıkanlması düşunulen ve ya- zarlan, Türkıye'nın bellı başlı ünıversı- telennın üp eüğı ve klınık dallann ög- rettmüyelen olan Tıp Eüğı(C l)ve Klı- nık Eük (C 2) adlı kıtaplar, üp eüğı ko- nulannı çok aynnülı olarak ele almak- tadırlar Böylece degışıkunıversıtelenn oğreüm uyelen tarafindan hazırlanmak- ta olan bu kıtaplarda. üp fakültelen ara- sında üp eüğı ve klınık eük alanında bır oğreüm bırlığıne de vanlmış olacakür ARADA BİR İBRAHİM OLUKLL Yerel Bir Gazete... Türkıye Gazetealer Cemıyetı'nın (TGC) '7998 Ba- sın Özgurtuğu Ödullen'nden bınnı kurum olarak Bartın gazetesı aldı Cumhunyetımızle yaşrt ve onun değerienne go- nulden baglı bır yerel gazetemızın kurum olarak odullendırılmesı benım ıçın de bır sevınç kayna- ğı oldu Bu sevıncımı pekıştıren bır başka neden de şu 1998-1999 eğıtım yılında Balıkesır Umver- sıtesı Necatıbey Eğıtım Fakultesı Turk Dılı ve Ede- bıyatı Eğıtım Bolumu oğrencılennden Nihat Uçar'a kendı memleketının, yanı Bartın'ın bır deöennı, bıtırme tezı konusu yapmasını onermıştım Oğren- cım Bartın gazetesını ıncelemek ıstedığını soyle- yınce hemen kabul etmıştım Ogrencım Nıhat Uçar yazdığı 'onsoz'de, bu- .Jjun buyuk oranda tanhe kanşmış bır gazetecılık * anlayışı uzennde dururken şoyle dıyordu "Gaze- J&t&lfk ışt bır tıcan ış değtldır Bu ış kendıne gore bır sanattır Fedakârlık ve merak demektır Yerel gazetecılık ıse tamamen özel bır merak ve uğraş- tır" Bartın gazetesı, 6 Eylul 1924 Cumartesı gunu başlıyor yayın yaşamına Ibrahim Cemal Aliş ve meraklı bırkaç arkadaşının çabasıyla çıkmaya baş- lıyor Ibrahim Cemal Alış 10 Mart 1936 gunu 'Bar- tın Gazetesı Nasıl Çıkardı' adlı yazısında şoyle dı- yor, bu yayın seruvenını anlatırken 'Bartın gazetesının hemen butun ışlen, bır tek kışının emeğıne bakar Bu tek kışı gazetenın sa- hıbıdır Şımdı bırgazeteden otekı gazeteye kadar butun çalışma tarzını takıp edebılınz Bırhaftanın gazetesı çıkmıştır (gazete herperşembe oğleden sonra saat 15-16 arasında çıkar) O gün matba- ada yazı dağıtırlar Ertesı gun, cuma sabahı, mu- rettıplerden bın gazete sahıbı ve başyazann kar- şısına dıkılır Yazı 1 Onun ağzını kapatmak lazımdır, ıkıncı ve uçun- cu sayfalara gırecek makale evvelden mevcut ya- zılardan bın venlır, yollanır Şurasını ılave edelım kı dızılmeye yarar yazıların hepsı başyazann el yazı- sıyla temıze çekılır Bu yazılan gonderen ve bazı- ları Bartın'da bulunmayan yazı arkadaşları, maka- lelerı eskı harflerle değıl de daktılo ıle yazsalar b<- le yıne elden geçecektır Çunku, murettıpler ga- zete sahıbının el yazısını daha ıyı okuduklan gıbı, bu yazının mıktarını da tesıse yarar Sonra dışan gıdecek gazeteler -kı ıçende dağı- tılanlardan çoktur- bukulur, kuşaklanır ve o ak- şam postaya yetıştırılır Akşama vakıt varsa bır ıkı saatlık boş zamanı kalır En muhımı gece de ça- lışma yok1 Fakat ertesı gun murettıp, yıne gaze- te sahıbının karşısındadır Bunun ıçındır kı şu de- ğersız gazete, sahıbının en kısa bır seyahate çık- masına, hatta hasta oimasına bıle ızın vermez" Yerel gazetelerın yayın seruvenlennı, dışandan bır gozlemcı olarak az çok bıldığım ıçın, Bartın gazetesının bugun de benzer koşullarda çıktığını rahatlıkla soyleyebılırım Bunun boyle olduğunu, elımdekı tez de en açık bıçımıyle gostermektedır Bartın gazetesının 1977'den berı genel yonet- menlığını ve sorumlu yazıışlen mudurluğunu yu- ruten Sayın Esen Aliş ı ve çaiışanlan gonulden kut- luyor, olmuşlerı rahmetle anıyorum BAŞSAĞLIĞI Inj'nün vefakâr mezunlarından Y. Muh. CEVDET KOSEMEN'ın sevgılı eşı ZEHRA GÜLTEN KÖSEMEN'İ yaşanan deprem felaketı sonucu kaybetmenın derın üzuntüsü ıçındeyız. Meıtıumeye rahmet, değerlı aılesı ve yakınlarına başsağlığı dılerız. İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Türkân Hanım Örneği FakJrBAYKURT Ç ağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı Genel Başkanı'nı dınlıyorum Tele- vızyonda ıkı kışı sorular soruyor Türkân Saylan, başında bulundugu kuruluş hakkmda açıklama yapı- yor Anlattığı noktalan bılıyonım Fakat dılı Olağanustu akıcı Bır tek kez "şey" demıyor Dılbılgısı yanlışı yapmıyor Insan top- luluk önünde konuşurken sıkınülı bır nıhsal du- ruma gırer, tekler, o teklemıyor tstanbul'un bır yoksul semtınde yapımı bıten çok programlı h- seyı anlaüyor Yapılan bağışlan anıyor Ben de anayım bınnı Üç delıkanlı okurum benım ıçın bırbölumarmağanetttorava Ece,Karaca,Yağ- mur yapüklan önemlıce bağışın altına kendı ad- lannı değıl, benım Fakir adımı vazdılar ÇYDD gençlere burs venyor Bunlann sayı- sı bını buldu. Bu yıl 500'ü mezun oluyor Ça- meh'nın Kolak köyünde ıkı anadan 15 kardeşın bın Fadkne€an, devleün şımdı akmasa da dam- layan parasız yaülı olanağı sayesınde Galatasa- ray Lısesı'nde, Ege Ünıversıtesı'nde okuyup Radyasyon Onkolojısı uzmanı doktor oldu, Do- kuz Eylul Umversıtesı Hastanesf nde çalışıyor Devleün şımdı her yere parası var ama eğıtime, sağlığa, demıryollanna, yoksul çocuklann oku- masına yok. Hele ıyı okumasına, yanı eğıümın nıtelığımn yükselülmesıne parası da, gönlü de yok. O zaman ÇYDD'mn özellıkle köy kızlan- na verdığı burslar tastamam bırer cankurtaran sayılabılır Devlet nedır 7 Türkân Hanım sıvıl toplum örgütlennı öne çıkanyor Devletbiziz. Ya da bız de dev leü oluşturan bınmlenn ıçındeyız, dıyor Yalnız katılmakla kalmayıp seçenekler oluşturursak, yönü doğrultmada etkılı olabılınz'ı vurgulu>or Bın öğrencıye venlen bursun kay- nağına bırkaç damla katan koylu ana Naciye Ka- balar'ı tanıyorum da, öbürlennm de kışılıgıru az çok tasarlayabılıyorum Varsıl değıl onlar Faz- la okumuşluğu da olmayan Naciye Hanım Ta- vas'ın bır koyünden kalkıp Isvıçre'de Romans- horn'a gıttt Bır hastanede sağlık ışçısı olarak ça- lışıyor Uç kız kardeşını çektı oraya Bılmenın, ögrenmenın önemını onun kadar ıyı kavramış az ınsan tanıdım Naciye Hanım, Denızh'de bır sa- vunman yoluyla ÇYDD'yı öğrendı Çoğundan değıl azından veren halkımız gıbı. her ay duzen- h olarak o bırkaç damla katkı ıleüyor Türkân Hanım, Istanbul'un ıçındekı kırsalda geçen bır pıyano öykusü anlattı Bın armağan etmış Uzman bır tnüzık öğreünenı de semttekı çocuklan sınamaya başlamış Kısa sürede 30 kadar yetenek belırlemış Şımdı ış kalıyor onla- nn yeüşünlmesıne Koy Ensütûlen'nı bır daha anımsıyoruz Beşıkduzu'ne gelen köy kızlan pıyano çalar, bın kışı dört seslı türkü söyleyebı- lırdı Bu korolara çevre hayrandı Devlet o zaman bır başka sanlmışü ışe Ay- dınlanmayı çağdaş kültür olarak da düşündüğü ıçın muzık eğrtımı alanında yenıhkler yapmak ısüyordu BuamaçlaMacarbestecı,mûzıkbılım- cı Bela Bartok'u getırttı Yanına Ahmet Adnan Saygun'u verdıler Çukurova köylennı, Osma- nıye yanlannı dolaştılar Bela Bartok hem ınceleme, hem derleme yap- ü Önem verdığı bır ezgı (melodı) bulunca taş plağa aldı Bu gezıyle ılgılı yazısı bızde de çık- rruşür Ikı nokta uzennde duruyor alünı çızerek l)Hıçbıryerdebırkadıntürkucubularnadık Gıt- üğımız yerlerde karşımıza yalnız erkekler çık- ü Kadınlarla göruşemedık bıle 2) Hıçbır yer- de koro soylemedıler Hep solo dınledık Bugün de çoksesh müzığın ne olduğunu bıl- meyen dunya kadar aydın var Koro ıse hâlâ her yerde söylenemez Televızyonlar ıçın oluşturu- lan korolann yetennce yaygınlığı yok. Beşıkdü- zü Köy Ensütüsü çoktan kapalı, pıyano çalan köy kızlan yok Türkân Hanım hepımıze anımsaü- yor, çağdaş müzikçokseslimüziktir Inatlasolo değıl, korodur da Yalnız erkekler değıl kadın- lardasoyler Bırtoplumunortaçağdançıkıpye- nıçağcıl olabılmesı ıçın oncelıkle yapılması ge- reken aklın uyandınlması, zıhnın açılmasıdır Bız halâ dışıyla uğraşıyoruz Baş ıçındekı aklın uyumayı sürdurmesını des- tekleyen sıyasal akımlar güçlenmışür Toplu- mun çocuklan gençlen. büyük ölçüde tankat- lararasında paylaşılmışür Unrversıte oğreüm uye- len çekıngenhkten kurtulup yenıçagcıl cumhu- nyet ılkelennden yana ağırlık koyamıyor On- lann 2000'ının gencı akımlarla bağlanülı oldu- ğu, bu nıtelıklen yüzunden oğreüm bınmlen başına getınldığı bılınıyor Türkân Hanım da bır profesor Cüzzam uzmanı Başında bulundu- gu sıvıl toplum orgutüyle, bın bır ış arasında eğıüme de gınyor Büyük bölümü dınsel, hatta cumhunyet karşıü amaçlara yonelen lıse ve ûnı- versıtelerde ışlemeyen kıtaplıklara. kapısı açıl- mayan laboratuvarlara ınat, tıpkı büyuk Hasan Âli Yücel gıbı, yon doğrulünası yapıyor Eğıüm oğretımı, "denemeksızınınanmak''yenne, "de- neyipdeinanmak" aşamasınaçikarmakısüyor Laboraüıvan kıtaplıgı çalıştnayan okullarda öğ- rencıler kutsal kıtabın soyledığıyle, büyük oto-~ ntelenn dedığı arasında kalır Incıl, "Dunya duz- dür,dönmez r> derdı, ortaçağda herkes buna ınan- dı Büyük devlet başı bır uçgenın ıç açılannın toplamı 220 derecedır dese buna uyuldu dene- yıp sınama yoluna gıdılmedı Bunu bugun de uy- gulayarak adeta, haksız buyruklara baş egmeyı, yurttaş olmak değıl, kulluİcta kahnayı, daha da beten propaganda gıbı reklama da kanmanın ortamını sağlıyorlar ÇYDD'yeevmı, kıtaplığını verenlervar Bın burs, on bınlere çıkanlabılır, bır lıse ona oüıza katlanabıhr ÇYDD'nın genel başkanı Türkân Hamm'ın, nıcesını tamyıp kendımce sevıp say- dığım ıl, ılçe başkanlannın toplumda kazandı- ğı saygınlık boşuna değıldır Onlar ortaçağcıl da- yaünalardan kurtulup yenıçagcıl değerler yo- nünde ılerlememızın yolunu açıyorlar Bır ünı- versıte oğreüm üyesı, bır sıvıl toplum örgütü başkanı olarak Türkân Hamm'ın ortaya koydu- ğu omek bır yandan unıversıteler, bır yandan bu- tun toplum ıçın fazlasıyla onemlıdır sanınm PENCERE Zihniyette Deprem Yrd. Doç. Dr. Ayşe ATALAY Q nsan,herşeyinöiçüsûdür.' Buçokan- f^^f lamlı ve denn söz, gunumüzden bınler- A^ H ce yıl once yaşamış anükçağ duşunü- H ruPitagoras ınbırtoplumunenüstkat- H manlanndan en alt katmanlanna kadar ^ ^ L . heıkesın, gerek kamusal sorumluluk- lannda olsun gerekse özel taşısel üışkılennde ol- sun, her zaman ve her koşulda göz önünde bulun- durması gereken, bır toplumsal sıstemı çağdaş, akıl- cı, hoşgörülu, sevgının, dayanışmanın, empaü duy- gusunun egemen olduğu bır konuma sokabılen anahtar nıtehgınde bır yaşam felsefesının, bır dun- ya göruşünün son derece yalın ve özlü bır anlaü- mıdır Gerçekten yaşamın odak noktasına ınsanı yer- leştırmeyen, onun gönencını ve mutlulugunu baş ereğı olarak kavramayan bır toplumsal sıstem, bır sıyasal rejım her nlrlu çalkantiya, kargaşaya, yoz- laşmaya, bağnazlığa, kaülığa, dogmatızme, vur- dumduymazhga, kısacası toplumsal sıstemı enın- de sonunda yıkıntıya götürecek sonuçlara zemın ha- zırlamış olur Gunumuz modern toplumlannın üpık ozellıkle- n olan akılcılık, hyakat, yanna yonelık duşunce bı- çımı, uygarhğın aynnülarda gızlı olduğu duşunce- sı, her sanıyesı ve her yılı planlanmış bır yaşam bı- çımı, bunun sonucu olarak dısıplın,başkalannın ya- şam hakkına, kışısel ve kamusal hak ve ozgurhık- lenne saygı, bunlann yasalarla gûvence altına alın- ması, zamanın ve mekânın akılcı kullanımı, mes- lek ahlakı, ınsanın salt yaşadığı küçuk dunyasına değıl, ıçınde bulundugu topluma vehattaçağmakar- şı sorumluluğu, hak arama, dırenme ozgurlüğu, ka- dınlara ve özellıkle bırtoplumu yannlara taşıyacak çocuklara verdığı değer vb temelınde bu düşunüş yatar Modern toplumlar, bu duşunsel aşamaya kan- lı pek çok sınıfsal savaşımlardan ve bır dızı tekno- lojık gelışmelerden sonra varmışlardır Baü tanh- sel sureç ıçınde buyuk savaşımlar sonucu bu tur öz- gurlüklere doğru yelken acarken Doğu toplumla- nna desponzm egemen olmuştur Bunun sonucun- da özgürce düşünen, kışısel kararlannı özgürce alan, gereküğınde dırenme hakkını kullanan, yone- tıcılennden hesap sorabılen, hakkını yılmadan ara- yan bılınçlı yurttaşlar yenne, kendısınden her ne pa- hasına olursa olsun susup boyun eğmesı ıstenen, bu yolu seçmeyıp de başını bıraz kaldıranlann ışken- celerden geçınldığı, ölume layık gonılduğu edılgın kıtlelerden olusan toplumsal yapılar ortaya çıkar Böyle bır toplumun üyelennın beyınlennı ya Tann'ya ya da hükümdara kıralamalan ıstenmış, top- lum sûreklı kendı hakkını başkalannın koruyacağı beklenüsı ıçıne sokularak yuzyıllardır üç maymu- nu oynaması ıçın koşullandınlmıştır Bunun sonu- cu ıse yaşanılan her guzel ya da çırkın olgu karşı- sında aşın bır tepkısızhk, ıçe kapanma, dış dünya- da kendısı dışında cereyan eden olaylara karşı akıl almaz bır ılgısızlik. her konuda başkasından (bubır hukümdar, bırdevlet adamı >a da Tann olabılır) me- det ummak, aşın bır özguven eksıklığı, korkakhk, adam sendecılık ve en önemlısı de yaşadığı olay- lara karşı aşın bır sorumsuzluk, vurdumduymaz- lık, sorumluhık gereküren durumlarda da sorum- luluktan kaçma ya da sûreklı başkalannı suçlaya- rak bır kenara çekılme, hemen her olumsuz gıdış- ten sadece yakınarak sıynlma, ama olumsuz koşul- lan duzeltmek ıçın en ufak bır çaba bıle gösterme- me, duşunduğunü pratığe dokememe gıbı edılgen kıtlelerden oluşan bırtoplum yapısı ortayaçıkar Ce- halet ve yoksul luk böyle bır tablonun onemlı saca- yaklandır Onun ıçın böyle toplumlarda yöneücıler, kendı- lennı o yerlere gettren seçmenlenne "hâlâ bırako- ğun yerde oduyorsunuz" demekten hıç çekınmez- ler Onun ıçın böyle toplumlarda her şey yapanın yanında kâr kalır Insan haklan, hukuk devletı, ya- salara saygı, yasalar önünde herkesın eşıthğı ve özellıkle düşunce özgûrluğu. örgutlenme özgurlu- ğu kâğıt üzennde kalmaya mahkûmdur Onun ıçuı böyle toplumlarda halk, hem kendısını bu tür ko- numlara getıren hem de çıkan gereğı sırünı yap- macık bır edayla sıvazlayanlann gerçek nıyetlen- nı anlavamaz Çünku şurası bır gerçekür Eğıüm duzeyı düşuk, ozguvensız ve psıkolojık sorunlan olan ınsanlarda olduğu gıbı, eğıüm düzeyı duşük, kendısını çaresız hısseden kıtleler de onlan pohpoh- layacak dalkavuklara gereksınım duyarlar Bu kıt- leler, sonuçlan toplumsal açıdan sonradan çok de- nn sarsınülara yol açacak olsa da onlara kuçük dün- yalan oranında küçuk çıkarlar sağlayacak olanla- nn tuzagına kolayca düşerler Işte hepımızı tanf edılemez acılar ıçınde bırakan yaşadıgımız bu son deprem felaketı, halkımızın artık bazı konularda da- ha bılınçlı, daha örgutlü olması gerektıgını ortaya koymuştur Emeğı, alın tennı, çalışmayı, toplum- sal yaşamda dısıplını, ılkelı da\Tanmayı savunan onur- lu, dürust ınsanlar, gerçek yurtseverler nıçın bugü- ne dek halkımızdan büyuk bır ılgı gormedı de or- neğın bır Ozalızm ruzgân toplumumuzda hızla be- mmsendı'? Nıçın halkımız gerçek yurtsever, onur- lu, dürüstaydınlanna ve ınsanlanna son derece me- safelı davrandı da, yanlışlığını bıle bıle kendı kü- çük çıkarlanna yönelık beklentılennı yenne geü- rerek, yapacağı daha büyük vurgunlar ıçın kendı- sıne sus payı verenlen meydanlarda omuzlannda taşıdı 9 Nıçın bır dılrm ekmeğe muhtaç olduğu hal- de "Benzengiıüeriseverinı''dıyenbırpohükacının mezannı günlerce tavaf etü'7 Evet, denılebılır la, halk- mız çok eğiümsız, bılınçsız, son derece duygusal vb Ama bazen yaşamın kendısı ınsanın karşısına öyle olaylarla çıkıyor kı o olaylann ınsanda bırak- üğı ızlen belkı okuyacağuıız yuz bınlerce cılt kı- taptan bıle edınemezsınız Dunyanın en yararh, en ışe yarar, en ders vencı bılgılennın venldığı okul, bazen yaşamın kendısı- dır Bunun ıçın bıraz mantık, bıraz onsezı, bıraz geç- mışten ders almak kısacası bıraz duşunmek yeter- lıdır -Bana dokunmayan vdan bın vaşasm". "Ge- misinı kurtaran kaptan" rehavetı ve sorumsuzlu- ğu ıçınde yaşamak elbette son derece rahatlatıcı- dır Ama ıçınde yaşadıgımız doğal ve sosyal çev- reyı kendı bütunsellıgı ıçınde kavrayabılseydık bu rehavenn, bu akıl almaz bencıllığın, bu vurdumduy- mazlığın, bu para hırsının ılende geürebılecegı acı sonuçlan onceden kestırmek guç olmazdı Yıllardırhepımız aynı gemıde oldugumuzu unut- muştuk Bu deprem facıası, umanm pek çoğumu- za aynı gemıde yaşadığunızı, kaptan koşkunün bı- le yen geldığınde guvenlı bır yer olamayacağını bınlenne ve özellıkle bütün guzel şeylere layık sevgılı halkımıza bırazcık olsun duşünme fırsatı verecekür Suçlu Devlet?.. Bırdemokrasıde 'egemenlık' (hâkımıyet) ıle 'ık- tıdar' aynı şey değıldır 1) Egemenlık ıle sıyasal ıktıdar arasında üst-alt ılışkısı vardır Iktıdar, egemenlığın hukuk yapısını oluşturan anayasaya bağlıdır 2) Egemenlık bolünemez, ama, ıktıdarbır top- lumsal sınıfın ya da katmanın denetımıne geçe- bılır, bır sıyasal partı ıktıdan kullanabılır 3) Egemenlık soyuttur, ıktıdar ıse elle tutulur- casına somuttur, hukumetın başbakanı ve ba- kanlan yürûtme gücünü ellennde tutarlar 4) Egemenlık bır amaçtır, ıktıdar bır araçtır, yet- kı kullanır, parlamentoya hesap venr 5) Egemenlığın olmadığı yerde bağımsız dev- let de olmaz, ıktıdar ıçın bu koşul gereklı değıl- dır; sömurgelerde bıle güdümlü ıktıdar vardır • Ingıltere krallıktır Bu ulkede sıyasal ıktıdan elıne geçıren bır par- tı, devtetın bıçımını degıştırmek ıstryorsa, halkın ıra- desını cumhunyet ılan edebılecek ağırhkla arka- sına almak zorundadır Turkıye laık cumhurıyettır Laık cumhunyetın nıtelığını degıştırmek tsteyen partı ıktıdan aşan ve egemenlığe yonelık bır amaç peşınde demektır Yakın geçmışte Refah Partısı yuzde 21 oy ala- rak seçım sandığından bınncı partı olarak çıktı, ko- alısyon hukumetonı kurdu, ıktdara geçtı, ama, ege- menlığe ters duştu Egemenlık devletı sımgeler, sıyasal ıktıdar ıse hu* kumetle vurgulanır • Deprem olağanustu bıryıkımayol açtı, can kay- bı gun geçtıkçe yukselıyor, ekonomıde çokuntu- nun tam hesabı yapılamıyor, felaketın sorumlula- n aranıyon yurttaşın ofkesı burnunda Suçlu aranıyor Kım suçlu? Devlet' Bugune dek gelıp geçmış ama depreme kar- şı gereklı onlemlerı almamış hukumetler değıl, sa- nayı yatınmlannı deprem kuşağına toplamış sıya- sal ıktıdahar değıl başbakanlar, bakanlar, sıyasal partı lıderlen değıl, kırk yıldan bu yana ulkeyı no- betleşe yonetmış kımlığı bellı polıtıkacılar değıl.. 57'nct hukumet değıl Kım suçlu 1 ? Devletı • Medyada yenı bır tıp belırdı Yenı bır tur Gazetecı sıyasal ıktıdaria sıkı fıkı oluyor, cep te- lefonunda partı lıdertennın, bakanlann, buyuk ışa- damlannın, devlet yetkılılennın numaralan yazılı!.. Hepsıyle ai takke ver kulah, sarmaş dolaş Dıncıye gore suçlu devlet Bolucuye gore suçlu devlet Bır de medya ıle hukumet arasındakı çıkar ılış- kılennı ayarlayan gazetecıye gore suçlu devlet Kım bu devlet?. • Sıyasal ıktıdan, hukumetın ardındakı toplumsal ^sınıf, katman ve güçlerle bırlıkte ele almayan yak- laşım, korebe oyunundan ote bır anlam taşımaz. Devlet bır dudağı yerde, bır dudağı gokte, bır cın mı? .L Amansız deprem, unutulmaz hukukçu, Ord. Prof. Hıfzı Veldet velidedeoğlu aılesınden 7 canı yok etmıştır Aılenın gende kalanlannın ve uyemız Sayın Meriç velfdedeoğlu'nun denn acısını paylaşır, başsağlığı dılenz ÇYDD GENEL MERKEZİ VE TÜM ŞUBELERİ Uyanıp kaçamadılar Kuş olup uçamadılar Ne çabuk brttı lahzada yaşamak Kımısı 6 aylık, kımının sakalı ak Kımısı mektup bekler Yan yana sırt üstü ölûler Değerlı dostumuz, guzel ınsan ESAT DOCRUER'İ deprem facıasında kaybetmenın uzuntusunu yaşıyoruz Tum depremzedelere geçmış olsun ve başsağlığı dıleklenmızı ıletıyoruz BÜLENT - HATİCE AKDENİZ AKUT (Arama Kurtarma Derneği) Acil yardımlarınızı oekliyor. iş Bankası Galatasaray Şubesi 738978 TL Hesabı / 364711 Dolar Hesabı Tel: 0212 252 46 44 Yıldız Teknık Unıversıtesf nden aldığım oğrencı kımlığımı ve pasomu kaybettım Hukumsüzdür ÖYKU YENER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle